/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 3.
    +32 -7



    ···
    1. 1.
      +7
      Şuku vermek için pc aldım amk
      ···
  2. 2.
    +44 -38
    sen: allahın başlangıcı ve sonu olmadığına inanıyorsun; saçma değil.
    ateistler: hayatın başlangıcı olmadığına inanıyor; saçma.

    düşün bi panpa.

    edit: panpa o 2 elektron nerden geldi diyosun ya iste bak sana onun cevabını verdim ben, allah nerden geldi o zaman nasil var oldu ikisi arasinda baglanti kurun amk ya
    ···
    1. 1.
      +4 -16
      Müslüman değilim henüz sorguluyorum desem panpa ?
      ···
      1. 1.
        -5
        panpa işte allahın başlangıcı ve sonu olmadığına inanmak ne kadar saçmaysa; hayatın başlangıcı ve yaradan olmadığına inanmak bi o kadar mantıklı
        ···
      2. 2.
        -2
        Deizm ne araştır öyle gel istersen panpa. Deizm tanrı sonsuz falan demiyor tanrı var da demiyor. Senin kalbine göre mantığına göre nasılsa senden üstün bir şey var o tetikledi diyor
        ···
      3. 3.
        -5
        Bu aptal için Ateizmi açıklıyorum.
        Ateizm; tüm tanrılara ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançları reddeden ve var olan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen bir felsefi düşünce
        ···
      4. 4.
        +1
        Burada olayı yanlış anlıyorlar müslümanlar Allâh hep vardı diyorlar başı olması gerekmiyor zaten inanış bu yönde ama ateist lik dediğin tanrı yok diyor tanrı yoksa nasıl ilk madde var. Anlatamamış olabilirim şöyle diyeyim sen sadece bilime inanıyorsun o yüzden başlangıcı da bilim açıklamalı ama şuanlık aciklanamiyor ilk madde diğer taraftan inanan birisi diyor ki bilimden çok daha üstün yaratıcı var o kendiliğinden var oldu bunu bilimin açıklaması imkansız zaten gerek de yok
        ···
      5. 5.
        0
        Bende aynı şeyi söylemeye çalışıyorum zaten panpa
        ···
      6. 6.
        +5 -7
        Sadece üstte gözüksün diye açıklıyorum beyler üşenmeyip okursanız anlarsınız. Yazı hakkında kısa bilgi vereyim önce. Hani o ateistler var ya bilime çok güvenen, işte onların arkasına yattığı bilim adamlarının 1967 tarihinde yeni yeni ortaya koyduğu okuyacagınız bu konu 1400 yıl önce indirilen Kuran-ı Kerim'de bahsedilmişti.Ve emin olun ki tesadüf demekten ileri gidemezler...
        Târık ve Vuruşlu Yıldız

        Kurân'ın 86. suresinin adı Tarık'tır. Kurân çevirilerinin birçoğunda "Tarık" kelimesi, özel isim gibi yazılıp, anlamı çeviride verilmemiş, fakat açıklamalarda anlam açıklanmıştır. Oysa kelimenin en temel anlamı olan "Vuruş" diye ayet çevrilirse, kozmolojik fizik ile ilgilenenler Kurân'ın bir mucizesine daha tanıklık edebilirler.

        1967 yılında ingiltere Cambridge üniversitesi'nde Jocelly Bell düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O zamanda Uzay'da böyle düzenli vuruşların kaynağı olabilecek bir gök cismi bilinmiyordu. Bu yüzden bu sinyallerin, başka gezegenlerdeki akıllı yaratıklar tarafından gönderildiğine kanaat getirilir. Büyük bir heyecanla davetiyeler bastırılır, basın kuruluşlarına haber verilir ve LGM adı verilen görkemli bir seminer düzenlenir. LGM (Little Green Men) "Küçük Yeşil Adamlar" demektir ve Evren'de akıllı yaratıklarla irtibat kurulduğunu simgelemektedir. Çok kısa bir süre sonra söz konusu sinyallerin kaynağının nötron yıldızlarının çok büyük bir hızda dönmeleri olduğu anlaşılır. Böylece nötron yıldızlarına bir ad daha takılacaktır: "Pulsarlar". Jocelly'in buluşu uzaylılarla irtibatı sağlayamamıştır ama Pulsarların keşfini sağlamıştır. ingilizce'de "pulsate", nabız gibi vuruşları ifade eden bir kelimedir. "Pulsation" da "vuruş, titreşim" demektir. Bundan da nötron yıldızlarına takılan "Pulsar" isminin Kurân'da geçen "Tarık" yani "Vuruş" ismiyle uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.

        Tarık suresinin ikinci ayetinde "Vuruşlu yıldızın(Tarık'ın)" insan zihni tarafından kavranmasının zor olduğu vurgulanmaktadır. 2. ayette geçen "Ve Ma Edrake" ifadesinde geçen "edrake" kelimesi Türkçemize "idrak etmek" olarak Arapçadan girmiştir ve "kavramayı, anlamayı" ifade etmektedir.

        Pulsar'ı incelediğimizde ayetin bu mucizevi yönüne de tanık olmaktayız. Pulsar'ın içinden alacağımız bir kaşık madde bir milyar ton gelmektedir. Pulsar'dan alacağımız çok ufak bir maddeyi eğer yeryüzüne bıraksak Dünyamızın öbür ucuna kadar bir delik açıp çıkardı. Oysa Dünya'da herhangi bir maddenin bir kaşığı birkaç gramı geçmez. Sırf bunu düşünmek bile Pulsar'ın kavranması ne kadar güç bir yıldız olduğunu ortaya koyar. Güneş'in bir kaç misli büyük yıldızlar sıkışarak Pulsar'ı oluşturur. Oysa bir Pulsar'ın çapı 15-20 km'dir. Dünyamızı aynı şekilde sıkıştırsak Dünyamız 100 metre çapında bir küre olurdu. Dünyamız 24 saatte kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar, oysa Pulsar bir saniyede defalarca kendi etrafında döner. Pulsar'ın hem dönüşündeki hızı, hem tüm bu bilgiler Tarık suresinin 2. ayetinde "Vuruşlu yıldızın (Tarık'ın, Pulsar'ın)" kavranmasının ne kadar zor olduğunun belirtilmesinin ne kadar mucizevi olduğunu göstermektedir.

        Ayette geçen yıldızın Satürn, Venüs gibi yıldızlar olabileceğine dair eskiden tahminler yapılmıştır. ilk Boşnakça Kurân tercümesini yapan Mustafa Mlivo bu tahminlerin hatalı olduğunu Tarık'ın Pulsar olduğunu söyleyerek özetle şöyle demektedir: 86 Tarık suresi 13 ayetlerde şunlardan bahsedilir:

        1- Vuruş yapmak
        2- Bir yıldız olmak
        3- Delmek

        Uzaydaki hiçbir gök cismi bu kriterleri karşılamaz (Pulsar dışında) çünkü;

        «Hiçbir gök cismi vuruşlar şeklinde tarif edilemez
        Ayette bahsedilen yıldızdır.(Satürn, Venüs gibi gök cisimleri gezegenlerdir.)
        Pulsar güçlü radyasyon ve radyo dalgaları yaymaktadır. 3. ayette geçen "sakıb" kelimesine "karanlığı delmek, yanıp tutuşmak, nufüz etmek" anlamları verilmektedir.»
        Görüldüğü gibi ancak 1970 yılına gelindiğinde yeni keşfedilen bir yıldızdan Kurân 1400 yıl önce bahsetmektedir. Vuruşları olan bir yıldızın ne anlama geldiğini binlerce yıldır kimse tahmin edemediğinden "Tarık" kelimesi, özel isim gibi Arapçasının aynısıyla çevrilmeden çevirilere yazılmış, ancak dipnotlarda, sözlüklerde ve tefsirlerde anlamı açıklanmıştır.

        Gökyüzünde çok ince hesaplarla, çok muhteşem olaylar oluşmaktadır. Hiç kimsenin kafadan iki cümle atıp da gökyüzünde oluşan olaylar hakkında isabetli bir tahmin yapabilmesi, dediğine uyacak bir cismin gökyüzünde tesadüfen bulunması beklenemez. Kurân'ın her cümlesinde, her kelimesinde nasıl inceliklerin olduğu, Kurân'ın her sorusunda, her vurgusunda ("Vuruşlu nedir, kavrayabilir misin?" örneğinde olduğu gibi) nasıl derin anlamların saklı olduğu Kurân ne kadar çok araştırılırsa o kadar iyi anlaşılmaktadır.
        Tümünü Göster
        ···
      7. 7.
        0
        tanrının varlığı yada yokluğu kanıtlanamaz
        -Agnostisizm
        ···
      8. 8.
        0
        Ateistlikte Çok Mantıklı değil Geri Kalanlarda, Paradoks içermeyen Bir Kaç Çeşit Arasında Şahsen En Doğrusu Agnostiklik.
        ···
      9. diğerleri 6
    2. 2.
      0
      @1 aq mali varos cahillerin arasında bir yerde oturuyosursun çevrendeki insanlar cahil. O saydiklarin onlar icin gecerli...
      ···
  3. 1.
    +156 -139
    Olum bu ateistler hiç bir taku açıklayamıyorlar lan bunlara inanan nasıl bir insan olabilir cidden zütümle gülüyorum. Deistlik neyse tamam da Ateistlik ne lan lksdfdşlsldsfş Hiç bi tak açıklayamıyor sadece ilgi çekmek için ve popüler olma çabalarında oldukları için orda burda ateistim diyor bunlar aq dıbına koduklarım gelin lan

    Edit: Burda müslümanlığı savunmuyorum arkadaşlar. Müslümanlığı saçma bulup direkt ateist olanları eleştiriyorum. insan biraz araştırır biraz sorgular. Hemen bilim her şey diyip ateist olan insanlar var tanıdığım. Ya bilimden üstün şeyler varsa ? O 2 elektronun nasıl ortaya çıktığını açıklayabilen hiç bir ateist tanımadım hayatım boyunca hiç biri açıklayamadı hep saçma sapan cevaplar. Bilim bilim diyorsunuz ya Bilim yoktan var olmaz diyor. Peki ya o 2 elektron nerden geldi ?

    Edit 2 : Yok mu şu Bigbangin temelini oluşturan 2 elektronun nerden geldiğini açıklayabilecek bir insan adam gibi düzgünce.
    ···