Beyler bi hikaye anlatıcam

Yine soluğu hocamda almıştım. Ben bile artık kendime inanamıyordum. Konuştuk falan muhabbet yine keyfim yerine gelmişti birden gıdıklama oyununa başladık. Yine ben ölüyorum artık hep sonunda burnumdan şapur şupur öpen hocam dudaklarıma yapıştı. donmuştum şok olmuştum napmam gerektiğini bilmiyordum. Put gibi duruyordum. Azımı bile kıpırdatmıyordum. Ben annemin dediklerine şaçmalama demişim 2 saat sonra olaya bak. Aslında hafif bir zevk de almıştım doğrusu ama korkuyordum aynı zamanda. Sonra geri çekildi hiç bişi olmamış gibi kalktı dolaptan su aldı içti. Ben halen olduğum yerdeydim.

Yanıma geldi. Sevecen bi gülümse yani ben öyle hissettim bununda gözleri dolmuş. Sarıldı bana. Sanki şucluyum gibi hüngür hüngür ağlıyorum nedenini anlamadan. Sonra bana bi konuşma çekti ben herkesi satarım bu hocama satmam dedim kendi kendime. Biz yine düzeldik ama bizim düzelmemiz arkadaşlarımla aramı tamamen bozmaya başladı. Artık konuşmuyordum bile kimseyle ama hiç de koymuyordu. Varsa yoksa oydu annemden babamdan yakındı artık bana. Annemde fark etmiş olsun ki bi gün çekti beni oğlum noluyo dedi. Anne bişi yok dedim hocam falan siz bişiler mi yapıyosunuz dedi imalı imali şok olmuştum anne şaçmalama ne dediğinin farkında mısın dedim çekip gittim. Nereye gidicem hemen hocama.

Bir gün yine okuldayım öğle arası falan oldu. Normalde hep yemeğe giderdik falan o gün dedi ki ben evden bişiler hazırladım dans odasına gidelim orda yiyelim. Neden olmasın dedim içecek almaya gittim geldim. Oda size nasıl diyeyim bir salon büyüklüğünde her yer toz ve kıyafetlerin olduğu bi yer ufak bi divan tarzı bişi var ama kendini zor taşıyo. Normal bi insan o kadar pislikte yemek yiyemez diye düşündüm. ( Üniversiteye gelene kadarda bu düşüncem ) Neyse bu divanın üstüne atmış dans elbiselerinden falan açmış getirdiklerini. Oturduk yiyoruz muhabbet falan. Neden senin kız arkadaşın yok diye sordu. (Beyler genelde arkadaşlarım arasında kız erkek fark etmeksizin yakışıklı bulunurum. )

Yok rahat iyi falan yine kekelemeler yine terlemeye başladım tamam o zaman dedi. Tekrar öpmeye başladı yüzde yüz kabustaydım. (Hani siz diyosunuz ya ben olsam çatur çutur giberim diye 7. Sınıfsın ve hocan nasıl çatur çutur gibicen) yavaş yavaş boynuma girdi o gün gömlek giymiştim. Düğmelerini açmaya başladı. Korku ve heyecanımın zirvelerine ulaşmıştım. Ufak öpücüklerle aşalara inmeye başladı. O an aklımdan binlerce düşünce geçiyodu nasıl durdurabilirim diye aklımı yiyordum.

O zamanlar performan ödevleri vardı hala varmı bilmiyorum. Bende pek uğraşmam öyle iyi bi öğrenci değilimdir ilk dönem hocaya verdiğimi görünce kadın şok oldu beni öyle bi azarladı ki hiç unutmam o gün gözlerimden yaş gelmişti bundan sonra ben yardım etcem dedi. Artık evine gider oldum karton kâğıtlarla falan harikalar yaratıyodu. Gören biri bunu benim yapmadığımı 10 km den anlardı. derste çalıştırmaya başladı. Artık yediğimiz içtiğimiz bir gider oldu ben sürekli bunlaydım okuldan arkadaşlarımla bile kavgalar eder olduk ama umrumda değildi kimse. Bizim dans odamız vardı teneffüslerde oraya giderdim. Bazı zamanlar arkadaşlarımdan bile kaçardım. bir gün bunun evindeyiz bi oyunumuz vardı bir birimizi gıdıklardık neden bilmiyorum nasıl başladı bilmiyorum ama öyleydi. Yine bu oyuna başladık. Artık öldüm gülmekten genelde bıraktığımız an bu birden burnuma yapıştı. Öyle bi öpüyoki noluyo dedim içimden ama durdum sadece.

Bizim okulda derslik sistemi vardı her dersin bir sınıfı var ben her teneffüs sınıfa gider oldum hocayla muhabbet sohbet hocada bana karşı bi sempati duymuş olcak ki arada kendi bile çağırıyodu. (Dul bir bayandı söylemeyi unutmuşum.) Benim evimin gereği okula servisle gidiyordum. Huur çocuğu servisçi hep 1 saat erken zütürürdü okulda boş boş dolanırdım. Bir gün hocamda erken gelmiş muhabbet ediyoruz
+ neden bu kadar erken geldin ki
+hocam servis falan
O günden sonra ne hikmetse hocamda hep erken gelmeye başlamıştı. Hergün daha da yakınlaşıyorduk. O zamanlar bende kola hastalığı vardı her sabah alırdım. Buda sevmezdi. Klagib öğretmen işte. Bi sabah bi şişe taze meyvu suyu sıkmış getirdi al bunu iç dedi. Çok hoşuma gitmişti birkaç meyveyi birleşti. O günden sonra her sabah bir şişe getirmeye başladı. Git gide hocama baglanıyodum ama bu sevgi kitabı sevmek gibi bi diziyi sevmek gibiydi yanlış anlamayın. Hatta bazı sabahlar beni kahvaltıya falan zütürmeye başladı. Resmen tüm parasını bana harcıyo gibi hissediyodum ama hoşumada gidiyodu ailem varlıklı bi aile değildi.

Öncelikle hikayeme 12 yaşımdan başlıcam. 7. sınıfa giden pırıl pırıl bir çocuğum. Ne alkolüm ne sigaram hatta küfür bile bilmeyen biriyim. Okulumuza yeni bir hoca gelmiş. 35 li yaşlarda suratında hayır olmayan ama tatlı bir hoca. Hepimiz hoca hakkında şaçma düşünceler besliyoruz. ilk ders başladı beklentimizin üstünde sürekli espiri yapan bir insanla karşılaştık bizi güldüren dersi arkadaş kıvamında anlatan mükemmel bir hoca. O an o kadar çok sevmiştim ki kadını size kelimelerle anlatamam. Tanıdıkça gözlerinde ışık bile görmeye başlamıştım. Ayri bi sempatisi vardi benim üstümde ayrıca biz dans ekibine üyeydik okulun ve onunda öğretmenliğini o üstlenmişti. Hep hayalimdeki öğretmen. ( Diyen dilimi gibeyim)

Ve birden telefonum çaldı size o an nasıl mutlu olduğumu anlatamam bitmişti. Hemen kalktım Annem kurtarıcı meleğim. Nerdesin oğlum falan diyo. Vakit baya geçmiş tabi. Kapattım telefonu. Annem çok kızdı hemen gel dedi dedim. Bu üstünü falan düzeltti saçını topladı hemen çıktık. Tam taxi durağının önünden geçerken annen çok kızmış dur taxiye binelim dedi. Beni ilk defa taksiye bindiren biri oluyodu. Ben o zamanlar taxiler oo çok pahalı araçlar sanan saf bi çocuktum anlaşılan. Hoşuma gitmişti eve yakın bi yerde indim. (Ben bembeyaz tenli biriyimdir.) Girdim eve kıpkırmızıyım tabi annem hemen telaş noldu olum hasta mısın ateşe mi ölçüyo falan yanıyosun sen diyo ama bilmiyo ki yanan ben değilim hocamın ta kendisi. Yattım yatağa napıcam diye düşünüyorum ertesi gün okul var artık okula gitmeyi bırak o sokağa dahi girmek istemiyorum ben bunları düşünürken uyuyup kalmışım sabah oldu.

Hiç eğlenmiyordum o an hatta bi an önce bitmesini istiyordum yalandan gülüyordum. Neyse yalandan olsada gülmek yoruyo insanı. Her zamanki gibi yorulmaya başlayınca beni burnumdan öpmeye başladı iğreniyordum hem kendimden hem ondan. Nasıl bi durumdayız şöyle açıklayayım ben alttayım o üstte ama tam bir gibme pozisyonu değil. Birden bu dudaklarıma kaydı yavaş yavaş. Ben korkmaya başladım hafiftende ince ince terliyordum. Bu öptükçe öpüyo ben ise put gibi duruyordum. Şaçları yüzümün her tarafına dağılmıştı gözlerimi sımsıkı kapadım bitsin artık diye çığlık atıyordum içimden. Sonra birden kafasını kaldırdı ve sen neden karşılık vermiyorsun diye sordu. Şok olmuştum.

Pedofili öğretmen detected rezi.

Bu olayları kimseye anlatamıyorum hangi arkadaşıma anlatıcam zaten hepsiyle hoca yüzünden aramı bozmuşum şimdi böyle bi olay oluncada napıcamı sapıttım. Geceleri uyuamiyorum düşünüyorum. içime kapanıp kaldım. Deliriyorum bile sandım. Ama hoca aynı hocaydı sanki hiç bişi olmamış gibi davranıyordu. Bende öyle davranmaya başladım. Burnumdan yerine yanlışlıkla dudağımdan öptü heralde dedim burnumdan öperkende hep gözünü kapartı şaşırdı sandım. ( çocuk aklı işte)

Uzun bi süre böyle devam etti. Artık her şeyi yapıyorduk. Ters ilişki hariç herşeyi yaptık. O zamanlar hayatım sadece hocam ve bendim. Ailemden bile bi nebze soyutlamıştım kendimi. 8. Sınıfın sonlarına gelmiştik. Bu hasta gibi bişi oldu. Sürekli midesi bulanıyodu. Ara sıra kusmaya bile başladı. içimi bi korku saldı.

‘’Bu günden itibaren ne sen beni tanıdın nede biz böyle zamanlar yaşadık. Ben bu otobüse bindiğim andan itibaren aramızdaki her şey bitecek. Bir birimizi asla aramayacağız. Böyle olması ikimiz açısından da en iyisi. Sen daha büyüyeceksin hayatını yaşa. Beni düşünme.’’

Ertesi gün her zaman ki gibi erken okula gitmiştim. Hocam yine benden önce gelmiş meyve suyumu hazırlamış sanki hiçbir şey olmamış gibi takılıyoruz. O gün cumaydı ertesi gün tatil. Son sınavlar başlayacaktı. Yarın bize gel ders çalışalım dedi. Tamam dedim. Eve geldim. Gitmesem mi diye düşüyordum bi bahane arıyorum kendi çapımda, annem geldi. Hocan aradı yarın ders çalıştırcakmış erken kaldırcam demezmi. Elim kolum bağlandı.

Lan o değilde burda gülüp egleniyoruz bunu okurken ama birde bu durumun erkek bir öğretmen tarafindan 7 ye giden bir kız cocuguna yapildigini düşünün mk o ogretmenin gotunden kal alirim

+ee ben şeyy
Kekeliyordum konuşamıyordum. Diyeceğim herşey boğazımda düğümleniyordu.
-Korka yemem seni (çok içten bir tebessüm)
Bu nasıl bi cümle ne demek o an idrak edemedim ve yine zar zor konuşmaya çalışarak
+ıı şey ben hiç yapmadım ki ıımm bilmiyorum nasıl
Şaçmalıyordum ama vakit kazanmaya çalışıyordum belki biter umudu.
-Ben napıyosam onu yap.
Ne demek istediğini tam anlamasam da bunu der demez yine yapıştı huur karısı. Bende ağzımı azıcık açtım fırsat bu fırsat ya dudağımı aldı azına çekiyo ısırıyo ben napiyodum hiç bilmiyorum. Gözlerimi kapatıp geçmesini bekliyordum.

O gün teneffüslerde hiç yüzüme bakmadı beni hiç çağırmadı. Kafayı yiyecektim neden acaba diye. O kadar çok bağlamıştı ki kendine beni neler olduğunu nasıl bu hale geldiğimi ben bile fark edememiştim. Neyse kafaya koydum çıkışta bunun yanına gidicem. Zil çaldı hemen matematik sınıfından çıkıp bunun sınıfına koştum. (Bu arada biz yanlızken aradan saygı eklerini kaldırmıştık senle benli konuşuyorduk.) Girdim sınıfa öğrenciler falan var hocam müsaitseniz sizinle özel bişi konuşucam dedi. Tamam canım bekle herkes çıksın dedi. Sonra biz yine dans odasına gittik. Anlamış buda benim üzüldüğümü ( yada üzülmemi kendi istedi kendine daha çok bağlamak için ama planı tıkır tıkır işliyordu.) Ne konuştuğumuzu bilmiyorum ama birden sarıldığımızı hatırlıyorum ve yine gıdıklama oyununa başladığımızı. Artık bu oyundan nefret ediyordum çünkü sonunda neler olacağını bilmiyordum. Sesimi de çıkaramıyordum.

Zaman geçti falan bu tekrar geldi. Sonunda gelmeliydi de sıkıntıdan patlıyordum. Erken gelmişti hatta tam hatırlamasam da okulların açılmasına 1 ay falan vardı. Bi gün buluştuk işte piknik yapalım falan. Aldık bişiler piknik alanına gittik. Yedik içtik lunapark vardı oraya gittik. Babam bana hayatımda 3 jetondan fazla almamış o gün nelere bindik sayamadım. Hayatımın en mutlu günü olarak bile sayabilirdim. Hafiften hava kararıyordu. Bize gidelim dedi. Vardık evine. Bu sefer oyun falan yoktu direk başladı beni öpmeye. ilk defa yavaştan üstünü çıkarıyodu. Ayakta öpüşüyoduk hep koldukta olurdu bu olay. Ellerimi nereye koycam napıcam falan bilmiyordum. Şaşırdım o an. Ellerimi tuttu kalçasına koydu. Beni öpe öpe yatağa kadar zütürdü.

Sonra hiçbir şey olmamış gibi beni biraz daha gıdıkladı ve çıktık evden. Bu biraz sinirlerimi bozsada bişi dememiştim. Bu sefer öğle arası dans odasında yine aynı olay tekrarladı. Ama o kadar iyi vakit geçiriyorduk ki bu şaçma sona bişi diyemiyordum. Sürekli geziyor fotoğraf çekiliyor eğleniyorduk. Hiç unutmam 23 nisan çalışmaları vardı oraya gidiyoduk sürekli. Bi gün çalışma erken bitti bende bizimkilerle takılmayalı baya zaman olmuştu bana çok sinir olmuşlar belli onlarla olayım dedim gittik muhabbet sohbet falan akşam eve dönerken hocam aradı nerdesin falan diye bende böyle böyle dedim. Bizim eve gel çabuk dedi. Gittim çok sinirli. Sen bana neden haber vermiyosun ben seni bekledim (sanki anamsın babamsın aq ) ama o an donup kalmıştım diyecek bir şey bulamıyordum. Sonra bilgisayarına gitti bi video açtı. Bizim fotoğraflarımızdan slayt yapmış ama çok farklıydı çok güzeldi yada o an bana öyle gelmişti oturup ağlamaya başladım.