bir asosyalin aşk hikayesi

chapter - 38

beyler korktuğum gibi olmadı. gamze de simge de kızmadı bu harekete. hatta taş çalarken yine yüzüm kızarmış. o halimi çok tatlı bulmuşlar. neyse kızlar ilerleyen saatlerle beraber yumuşamışlardı artık. kıvama gelmişlerdi. üstelik alkol bile almamıştık. ve o anda beyler buram buram ciks kokan bir cümle geldi:

simge: ya babam gamzenin bizim evde kalmasına izin vermez. ben de gamzeyi yalnız bırakamam. bu gece ikimiz de senin evinde kalsak olur mu aşkım?
ben: olur tabi. neden olmasın...

hesabı ödeyip kafeden ayrıldık. motora 3 kişi binemeyeceğimiz için kızları taksiyle eve yolladım. ben de arkalarından motorla geldim. eve çıktık. oturma odasına geçtik. bilgisayar odamdan hiç çıkmadığım için ilk defa buraya geliyordum diyebilirim beyler. ben hanımlara ve kendime bir kadeh şarap koydum. şaraplarımızı afiyetle yudumlayıp, muhabbet ettikten sonra kızları kendi odama yatırdım. yatağım çift kişilikti, ben de salomdaki kanepede yattım. uyku tutmadı tabi. kızları dikizlemeye karar verdim. kendi yatak odamdan ah-uh diye sesler geliyordu. lan! yoksa bunlar lezbiyen miydi? kapı aralığından baktım. bunlar alt alta üst üste yiyişiyorlardı. artık iyice azmış olmam lazım ki kapıyı açtım. kızlar önce şok oldu ama sonra sen de bize katılmak istemez misin diyerek beni her biri bir kolumdan çekerek yatağa attılar. biri benle yiyişirken, diğeri pantolonumu indirerek, benimkini yalamaya başladı. beyler sonunda başarmıştım iki afeti de yatağıma atmıştım. simge saksoya devam ediyordu ama nasıl emiyordu huur bi bilseniz... gamze yiyişmekten sıkılmış olacak ki "yeter artık seni içimde hissetmek istiyorum" dedi. hayhay dedim ve o dar pantolununu yavaşça aşşağıya indirdim. sonunda o güzel bacakları, dar ve kavisli şahane kasası ortaya çıkmıştı. giydiği donsa dantelli kırmızı ciksi bi şeydi. donunu da yavaş yavaş, onu azdıra azdıra sıyırmaya başladım. simge gamzeyi hiç kıskanmıyordu, sadece aletimi büyük bir şevkle somuruyordu. neyse gamzeye dönelim. işte ben bunun donunu o kadar yavaş, o kadar azdıra azdıra sıyırıyorum ki kız artık çıldırıyor. yeter artık gib beni diye. sonunda donunu sıyırdım ve o güzel poposuna bir öpücük kondurdum, dıbını da görmek için gamzeyi kendime doğru döndürdüm ki bir de ne göreyim. kocaman, damarlı (keser sapı gibi) bir yarak önümde dikiliyor. tam kaçmaya çalışacaktım ki büyük bir acı hissettim. yannanım hala simgenin ağzındaydı ve kaçmaya çalışırken simge onu ağzından bırakmamış, benim de zorlamamın etkisiyle yannanım oracıkta kopmuştu. "sen misin lan okeyde taş çalan huur çocuğu" deyip, kahkaka attılar. bu arada simgenin de gamzeyi kıskandıracak kadar büyük bir yannanı vardı. ben acılar içinde kıvranırken beni yatağa kelepçelediler ve sabaha kadar gibtiler. yannanımın kanaması hala durmamıştı ve yatak kan olmuştu. simge sonra telefonumdan harunu aradı. heralde beni hastaneye zütürmesi için aramıştı. 1 saat sonra harun geldi, yaramın üstüne tükürdü ve o da beni akşama kadar gibti. o günden sonra içim kapandım. cod oynayıp, kola içiyorum.