-
376.
0Çocukluktan keskin bir kopuş anıydı.
-
377.
0Bir de ergenlikle birleşince.
-
378.
0Aile dediğimiz kavram, zihinde hep huzurla eşdeğerdir. Bir şeylerden kaçtığımızda, sığındığımız ya da sığınmak istediğimiz ilk yerdir. Kendimizi güvende hissetmek için ona ihtiyacımız vardır. Daha doğrusu, aile diyince aklımıza gelen, olması gereken, “ideal” olan kavram budur. Ancak, her idealde olduğu gibi, bunda da gerçeklerle idealler çoğu zaman birbiriyle çakışmazlar. Bu, büyük bir sendromdur.
-
379.
0Aileni.
-
380.
0Çocukluğumdan beri, babama saygı duymadığımı içten içe hissediyordum, bunu kesin bir şekilde fark etmem ise ortaokul yıllarıma rastlar. Hepinizin bildiği gibi, ergenliğin yavaştan kendini hissettirmeye başladığı yıllardır bu zamanlar. Çocuk da değilsin, yetişkin de değilsin; vücudunda ve pgibolojinde bariz değişiklikler oluyo, bunun sinir stresi sana yansıyo, bu da yetmezmiş gibi sorumlulukların artıyo, hazırlanman gereken sınavlar maratonuna girmeye başlıyorsun vs. Tabii, bu dertlerin yanında bir şeyleri de sorgulamaya başlıyorsun.
-
381.
0Ben, hiçbir zaman babamdan izin istemedim.
-
382.
0Çoğu toplumda, özellikle bizimki gibi geleneksel yönü ağır basan toplumlarda, baba figürü çok katı bir figürdür. Ondan izin alınır, bir şey itiraf edilecekse en son ona söylenir, o duymasın diye kırk takla atılır vs. Annelerin, çocuklarını korkutma biçimidir: “Bak, baban kızar ha!” Hemen hemen her şeyde olduğu gibi, annelerimizin bile sorgulamadan kabul ettikleri ve çocuklarına da aktardıkları bir durumdur baba. Bizdeki durumsa biraz daha farklı.
-
383.
0Bu günlerin bitmesinden o kadar korkuyordu ki, annemlere dönüş bileti almıyordu. Annemler, günaşırı arayıp, bilet almasını istediklerinde, “yazı geçirin öyle gelin, burası çok sıcak” diyip duruyordu. Annem beni arayıp dert yanınca, dayanamayıp babamı aradım: “Baba niye bilet almıyosun, evlerine gelmek istiyorlar?” bana verdiği cevap şu oldu: “Ya şimdi gelecekler, başıma ekşiyecekler hadi bizi bi yerlere zütür diye. Böyle rahatım, kalsınlar işte orada.”
-
384.
0Mesela, babam evlenmeye hiç uygun biri değil. O, bekâr yaşaması gereken bi adam. işe gidecek gelecek, kimse ona karışmayacak, o da kimsenin sorumluluğunu almayacak. Tam, ona göre bir yaşam. Biraz önce anlattığım konuşmayı yaptığımız zaman, annemle kardeşim yaz tatili için başka bir ile gitmişlerdi. O 1.5 ay, o kadar mutluydu ki… Ben de çalışıyordum, sabah çıkıyodu evden, gece geliyordu. Evde kimse yok, karışan yok, nerede kaldın diyen yok.
-
385.
0Doğ, okul bitir, askerliği yap, işe gir, evlen, çocuk yap, öl. Bunun, gerekli bir hayat olduğuna inanan, bunun kendi düşüncesi olduğunu sanan milyonlarca insan var. Toplumun bunu dayattığının farkına varmadan.
-
386.
0Babam gibi hissetmek istemiyorum. Babam gibi olmak istemiyorum.
-
387.
0Bu hissi, karşımdakine anlatmaya çok çalıştım. Ama olmuyo, ne kadar anlatırsan anlat, hangi kelimeleri seçersen seç, anlatamıyorsun. Bazı şeyleri, onu yaşamayana anlatamıyorsun. Bunun, karşı taraftaki kişiyle hiçbir ilgisi yok. Sadece, öyle bir çocukluk geçiren kişi bu hissi anlayabilir. O kişiye, bunları anlatmama, kendimi anlatmaya bile gerek olmaz. Sadece, “babam gibi hissediyorum” desem bile, bu yeterli olur.
-
388.
0Bağırma artık.
-
389.
0Her tartışmada, kendimi “yeter artık, bağırma, dayanamıyorum!” diye bağırırken ve titrerken buluyorum. O bağırmaya kadar geçen sürede ise, kendimi adeta dışarıdan izliyorum. Birinin bağırdığı küçücük bir çocuk, üzerinde terden sırılsıklam bir atletle salya sümük ağlıyor… O bağırma sesi, sanki kulaklarımı delip beynimde yankılanıyor… Elimde değil, o hissi bir türlü yenemiyorum, nasıl olursa olsun, o bağrışmalar bitsin istiyorum.
-
390.
0Sevgilinizle kavga edememenin ne demek olduğunu bilir misiniz? Ben çok iyi biliyorum. Bu dediğim, “aa biz hiç kavga etmeyiz, çok uyumlu bir çiftiz.” Gibi zırvalar değil; gerçekten “kavga edememek.” Ses biraz yüksek çıktığında, hemen o eski günlere dönüyorum. Sanki karşımda annem ya da babam var, ve ben oradaki çocuğum.
-
391.
0O günden sonra, her tartışmada titremeye başladım.
-
392.
0Ağlayarak yatağıma geçtim, sonrasını hatırlamıyorum. 1 saat kadar sonra, kendime geldiğimde herkes başımdaydı. Sinir krizi geçirmişim. Kendime gelmeme rağmen, hala bedenim titriyordu. Titrememi durduramıyordum. işin garibi, annemle babam, başımda hala birbirlerini suçluyorlardı: “Senin yüzünden oldu…” Gülmeye başladım. O güne kadar hiç gülmediğim kadar içten güldüm. Ağlanacak halimize güldüm. Kahkalarla.
-
393.
0başlıyoruz.
-
394.
0@143 var panpa, birazdan başlıyorum.
-
395.
0@142 belki de.
-
marwen senle soyle olabilirdik
-
irfan değirmeyinciyi niye hapse attiniz
-
sözlük ölmüş resmen ya
-
yarın olsun sonra da öbür gün olsun
-
9 online ne lan ahshshshs
-
bağımlılık ile alışkanlık arasındaki fark
-
incısozluk operesyanu bitmistir
-
babam ottan gibten seyler istiyo
-
amuşlu qislar nerde
-
ne arlanmazz paklanmaz karı imişsin be
-
hacuç boşanıyormuş
-
bundan kullanın ipneler
-
haşgerya ayak tabanı
-
ıtler ıstedı dıye atlar offlıne olma
-
şu anda tlc tv de arzın merkezi filmini
-
wow gırl gerı dondu kopeklerım
-
o desenin bittiği nokta
-
sıcaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaak
-
3 gündür duran cold brewi içtim
- / 1