-
1.
+2doğru olup olmayacağından emin değilim, ama bir cevap alacaksınız.
-
2.
0Yani cevap yarramın başı gibi bi şey de olabilir
-
-
1.
0Soru bir cisimle cevap verebileceğim bir yapıya sahipse tabi ki.
Senin için evrendeki en özel anlam nedir?
Senin için varlığın en özel cismi nedir?
Felsefeyi vücudundaki hangi organın sağlığı için bırakmayı göze alabilirsin?
Beyne eşdeğer bir başka organa sahip olduğunu düşünüyor musun, evet ise nedir?
bla bla bla
yarramın başı
-
1.
-
3.
0Zeki müren de bizi görecek mi?
-
-
1.
0Günümüz şartlarında yaşasaydı görebiliyordu :(
-
1.
-
4.
0Soksam nefes alabilir misin
-
-
1.
0aklı fikri sokmakta olan bir şovenist için söylebilirim ki görünüşe göre alamasam da aldırırım. sok artık birine de bi nefes de sen al.
-
1.
-
5.
0Bana gerçek manevi huzuru Allah dışında bulabilecegim bir yol söyleyebilir misin
-
-
1.
+1 -1Kerhane
-
2.
0Senin gibiler yüzünden bu Sözlüğü birakacam
-
3.
0Doğruluğundan emin olduğun topluma yarar sağlayabilecek bir amaç için yaşamak.
diğerleri 1 -
1.
-
6.
0kararsız kaldığında ne yapmalı insan
-
-
1.
+1bir kaç farklı doğru yöntem var.
Mantıkçı, pragmatist bir insan için arada kaldığı konuları derinlemesine analiz edip en doğru sonuca yönelmek büyük bir zorluk sayılmaz.
Daha duygusal ve keyifçi bir insansa yapmaktan keyif aldığı tercihi seçip diğer seçenekleri görmezden gelmeli.
Kişiliğine aykırı hedeflere sahip bir insan içinse yapması gereken şeyin ne olduğu gerek bireysel fikirler gerekse toplumsal tavsiyelerle tespit edilmeli ve bu hedef uğruna harekete geçmek için güçlü bir kararlılıkla kendini zorlamalı.
-
1.
-
7.
0Hemen hemen her şey neden çift yaratılmıştır
-
-
1.
0Mesela neler?
-
2.
0Kulak burun deliği dişler göz kaş bide zıt yaratılan dişi erkek iyi kötü çirkin güzel
-
-
1.
0Neden ikişer tane olduklarında çok derin bir anlam aramanın lüzumunun olmadığını düşünüyorum. iki göz derinliği algılamak için zorunlu, iki kulak sesin nereden geldiğini idrak edebilmek için zorunlu, iki kaş iki gözü korumak için, iki burun deliğiyse çok narin burun kemiğinin en ufak bir deformasyonda bir burun deliğini kapatabilmesi sebebiyle.Tümünü Göster
Burada varoluşsal bir anlam yerine biyolojik bir zeka görüyorum ben.
Erkek kadının zıttı değildir. Öyle algılanır, ama değildir. Aralarındaki ilişki farklılık, tam olarak zıtlık değil.
iyi ve kötünün ilişkisine girmeden önce içlerinden birinin ne olduğunu idrak edebilmemiz lazım. iyi ve kötü hakkında kesin bir fikrimiz yok, bir kabulümüz var; kabül de içinde sayısız hata barındırıyor.
Çirkin güzel algısı güzel bir zıtlık örneği, güzel olarak kabul edilen bir cismin yanına güzel olmayan bir cisim koyulup evet, bu güzel bu çirkin olarak çirkine anlam kazandırılabilir. Bu anlam ise en iyi şekilde estetik olan, ve olmayan olarak ya da düzeni algılanabilen ya da algılanamayan olarak ifade edilebilir. Tamamen simetrik bir yapıya güzel dememiz simetrik olmayan ama kendi içinde komplike bir sistem yaratan yapılara çirkin dememiz gerektiği anldıbına gelmemeli. insan çok basit şeylere güzel der, algılanması kolay şeylere. Do mi ve sol notalarını sana aralarında aynı boşlukları bırakarak çaldığımda bunun güzel olduğunu düşünürsün, aralarındaki bir nota atlama fikrini algılarsın ve bir düzene şahit olduğun için bunu güzel olarak adlandırabilirsin, fakat bir jazz nota sistemini çaldığımda aralarındaki düzeni algılayabilecek bir müzikal yeteneğin yahut sonradan çalışmayla edinilmiş bir müzikal algın olmayacağı için ikisi aynı anda karşına çıkarıldığında aslında daha basit dolayısıyla daha az duyguya ve anlama sahip do mi sol sistemine daha güzel diyebilirsin. Ne oldu? Aslında evrensel bir güzelin olmadığını gördük. Yani güzellik, kişinin bilgisine, algısına göre değişen bir sıfat. Çirkin ise bu sıfata sahip olan bir cismin ya da olgunun yanındayken çirkinlik anldıbını elde ediyor. Dolayısıyla biz güzelin ne olduğu konusunda evrensel bir anlam elde edemeden güzelin zıttı bu diyerek çirkin anldıbını yaratıyoruz. Bu da bize adım atmadan koştuğumuzu kanıtlıyor, dolayısıyla koşuşumuzda bir sürü hata çıkıyor. Bir insanı düşünelim, güzelliği toplumdan topluma, dönemden döneme değişen bir güzellik algısı mevcut. iranlı bir kadının fotoğrafı çokça paylaşılmıştı burada, adını falan hatırlamıyorum... Görsen bi çeşit ayı türü olduğunu düşünürdün, ama zamanında onlarca entelektüel ve soylu erkeği reddederek onları aşk ızdırabından intihara sürüklemeyi başarabilmiş. Yani senin şu an çirkinin tanımını sadece tek bir fotoğrafıyla yapabileceğin bir kadın bundan çok kısa bir süre önce güzellik tanımı olarak kullanılabilecek bir surata sahipmiş. E şimdi ne oldu? Güzel ve çirkin anlamımız tamamen ters döndü. Nasıl çıkacaz bu işin içinden? Çıkamayacaz, neden? Çünkü daha güzelin ve çirkinin ne demek olduğunu bilmiyoruz bile. E güzel olmayana çirkin, çirkin olmayana güzel dediğimiz bir algıyla güzel ya da çirkini ayırt bile edemeden aralarındaki ilişki hakkında nasıl bir sonuca varabiliriz? Gördüğün üzre, varamayız.
Daha basit bir zıtlık örneğini ele alalım, kalem ve silgi. Biri yaratıcı, diğeri yok edici. Neden varlar? insan zihnine göre ihtiyaç bunu gerektiriyor. Bir şey yaratılması halinde silinedebilinmeli. Evrene uyarlayalım şimdi bunu, sonuçta varoluşsal bir yaklaşım içerisinde olmamız gerekiyor konudan bayağı bi sapmış olsak da;
Yaşam, ölüm. Sağlık, hastalık. Varlık, yokluk.
Ölümün ne demek olduğunu sadece tek bir cümleyle biliyoruz, yaşamın bitişi. Başlayan bir durum ve bitiş var. Yaratıcının perspektifine girmeden önce evrene bakmakla olaya başlayalım. Müthiş bir sistem içerisinde sürekli süre gelen bir değişim var, her şeyin (evrenin bile) evrenin içerisinde bir başlangıcı ve sonu var. Ancak başlangıcın zıttı tam anlamıyla SONdur, ne yazıkki hiçbir ölüm evrende bir son anlamı alamıyor. Bir bireyin sonu onun dünyaya bıraktıklarıyla başka bir başlangıcı yaratıyor, dolayısıyla bireyin sonuna evren perspektifinden bakıldığında tam anlamıyla son diyemiyoruz. Bu da bize evrenin bizim zıtlık anlayışımızla işlemediği cevabını veriyor yani zıtlık terimini aslında insan zihninin yarattığını bilgisini elde ediyoruz. E evrende de başlangıç ve son var dedin, şimdi de evrende gerçek bir son olmadığını söylüyorsun diyorsun diyeceksindir, Bigbangi kabul ederek diyoruz ki, müthiş bir hızla genişliyoruz ve yavaşlamıyoruz, sürekli olarak genişlemeye devam edicez ve bir noktadan sonra bu genişleme evreni yırtacak. Olaya insan gözüyle bakalım, yırtılarak yok olmak bir sondur. Peki evren içerisindeki bu kadar enerji ne olacak? Bu enerji yırtılma anından sonra yeni bir başlangıcı yaratmayacak diyerek enerjinin direkt yok olacağını kabul etmek komik olmaz mı? Yani bir başlangıç evren sonunda da insan sonunda da var.
Sonuç olarak, terimsel bir son anlamımız var, bize bir şeyi ifade ettiği bir gerçek. Ama varoluşsal bir anlamı yok, çünkü evrende aslında bir son yok, değişim var.
Yine sonuç olarak, sonun varoluşsal bir amacının olmaması başlangıçla son arasında varoluşsal bir amacın olmadığına işarettir, dolayısıyla zıtlık da tıpkı son gibi terimsel bir insan zihni ürünüdür. -
2.
0Ne diyirsin len sen mq
-
3.
0üzüldüm.
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
8.
0herkes niye ağlıyor
herkes niye mutsuz -
-
1.
+1insan popülasyonu çok yüksek, dolayısıyla her insanın elde etmesi gereken sosyal imkanlar (bir eş, başarı, mutluluk, güç, dostluk) elde etmesi çok daha zor bir noktada. Yani olmazsa olmazlarımızı elde edebilmek için inanılmaz çabalar verme zorunluluğumuz var ve bu çabayı olmazsa olmazlarımız yokken gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ağlamayan, mutlu olanlara dikkat et. Güzel bir ailede, güzel bir eğitim ve ahlakla yetiştirilmiş, bizim imkansızlık olarak gördüğümüz şeyleri elde etmede hiçbir problem çekmemiş; sağlıklı arkadaş gruplarıyla yine imkansızlıklar olmaksızın vakit geçirmiş ve bu olmazsa olmazları akademik, ekonomik ve pgibolojik başarılarıyla ailesinin yokluğunda da elde edebilecek bir noktaya gelmiş insanlar.
-
1.
-
9.
0insan niye korkar
korku niye var -
-
1.
0Ölümden korunmak için
-
2.
0Arkadaş haklı, korku canlıların en güçlü savunma mekanizmasıdır. insana gelmeden önce daha basit yaratıklardan başlayalım, antilop, bufalo gibi bir çok yabani hayvan bir inekten daha çok vasfa sahip olmasının yanı sıra enteresan bir şekilde inekten daha korkaklardır. sebebi, korkmayan bufalo ve antilopların zaman içerisinde korkunun onlara verdiği adrenalin ve dikkattan mahrum kalmaları sebebiyle yırtıcılara karşı daha basit birer av haline gelerek genlerini bir sonraki nesillere aktaramamaları, dolayısıyla korkak antilopların çoğalması. korku bu hayvanların ihtiyacı, ne kadar fazla korkarlarsa o kadar fazla dikkatli ve çevik oluyorlar, üstelik hızları, salt güçlerine rağmen. e, insan gibi fiziksel yetersizliklerle dolu bir canlının bu duyguya sahip olmaması nasıl kabul edilebilirdi? Küçük bir çocuk zamanında aslandan kaplandan kurttan korkup kendine korunmak için mağara oymasa nasıl yaşdıbına devam edebilip bizim büüüüüüyüüüüüüük büyüüüüüüüük atalarımıza genlerini aktarabilirdi? Dikkat et, bir canlı ne kadar güçsüz, çelimsizse o kadar korkak, kendi eko sisteminin besin zincirinin başına ne kadar yakınsa o kadar korkusuz oluyor.
-
1.
-
10.
0Başkası tarafından sevilmek ihtiyacı neden?
-
-
1.
0Sosyal varlıklar olarak yaratılışımız, genetiğimiz bu. Üzerine daha çok gidersek şizofrenik fikirler dışında bir cevap elde edebileceğimizi düşünmüyorum. Kendince bir cevabın varsa özellikle duymak isterim.
-
2.
0Güvende hissetmek olabilir bence. Cevapladigin için teşekkürler pampa
-
-
1.
0rica ederim ne demek.
-
1.
-
1.
-
11.
0Kaybolan fırsatlar bir daha gelir mi
-
-
1.
+1gelmelerini beklediğin sürece gelmez.
-
-
1.
0Mantıklı
-
1.
-
1.
-
12.
+1Nietzche Hakkı'nda bilgi verir misin? Onun sadece hiççi tavrını gören onu yeriyor ama onu derinlemesine okuyanlar insanı ateist olma yolunda ilerlettiğini düşünüyor sen ne dersin
-
-
1.
0Nietzsche'yi birine aktarabileceğim kadar algılayabilmiş değilim, çok zor bir adam, çok zor bir zihin. Ciddi bir entelektüel birikime sahip olduğunu düşündüğün bir dönemde ki 600 700 kitap diyelim bunun ölçüsüne biz, bir not defteriyle beraber otur kitabının başına ve kendi eleştirini yap.
-
2.
+1nietzsche nin ilk başta fikirlerini etkileyen kitap isteme ve tasarım olarak dünya kitabıdır lakin niçe bu kitabda ateizmin soğukluğunu sezmiştir niçe nin babası bir rahiptir ve babası öldüğünde beynin yarısının eridiğini gördüler niçe bu durumdan çok etkilendi tanrının böylesine kendine bağlı ve iyi bir insanı neden böyle acılı bir şekilde öldürdüğü sorusunu merak ediyordu tanrı kötümüydü sorusunu doğurdu buda sonra yanılmıyorsam isviçreye liseye gitti daha sonra teoloji ye yöneldi ancak dine olan inancı yitirdi ve tanrı öldü felsefesini benimsedi teolojiden sonra filoloji ye yöneldi bu dönemde frengi hastalığını kapmıştır ve yukarıda yazdığım isteme ve tasarım olarak dünyayı okumuştur felsefe alanında 24 yaşında prof oldu zamanın en genç prof olan kişisiydi niçe nin tanrı öldü fikri insanların korktukları zaman sığınacak birini araması ve kendi kafalarında ruhani bir tanrı imgesi oluşturmuşlardır 19. yüzyıllarda teknolojinin gelişimi ve insan ömrünün uzaması ardından refahın artmasından dolayı insan oğlu aklında yarattığı tanrıyı öldürmüştür tanrıya ihtiyacımızın olmadığını hiçbir şeyin sonsuz olmadığını sanırım belirtmek istemiştir ama benim üzüldüğüm konu bu adamı türkiyede tanrı öldü diyen bir deli gibi göstertip daha hayatlarında 1 kitap dahi okumamış insanlar bu insana laf atabiliyor
-
-
1.
+1müthişsin, eline sağlık
-
1.
-
1.
-
13.
0hiç bişeyi bilemeyiz
-
-
1.
0neye dayanarak söylüyorsun bunu?
-
1.
-
14.
0Felsefeci soruya cevap vermez.
Soru sorar. -
-
1.
0Felsefeyi ders diye verdiklerini sanıyorlar, senin gibi aptalların peydahlanışına taban hazırlıyolar aq.
-
1.
-
15.
0Ruh nasıl çalışır
ruh bozukluğu nedir
Ruh sağlığı nedir? -
-
1.
+1ruha inanmam. özneyi bilinç olarak kabul edersen cevaplayayım.
-
-
1.
0Lütfen bilinç bilinç altı istediğin gibi tanımla anlat
-
2.
+1insanın eylemlerini hep keyife giden yollarda gerçekleştirmesi bana insanın mutlak keyifi aradığını açıklar. keyiften vazgeçip kendini zorlayarak bir şeyler yapma isteği de daha büyük bir keyifi elde etme amacından kaynaklanır. saygınlık, güç, sevgi gibi şeyler uğruna çaba sarfeden bir bireyin bunları uzun vadede elde edememesi ya da hedeflediğinden daha azını elde etmesi durumunda hayatındaki ekgibliklere adapte olabilmesi için bilinçaltı tarafından bir çeşit nötrleme işlemi başlatılır. Küçükken annesinden yeterince sevgi görmemiş bir çocuk büyüdüğünde hoşlandığı kadından anne şefkati görmek ister, çok sevgi görmüş çocuk umursamaz ve sevgiye önem vermez bir karaktere dönüşür ya da hiçbir şeye yeteneği olmadığı için çocukluğundan orta yaşlılığına kadar aşağılanan, hiç saygınlık kazanamayan bir adam çocuklarını en iyi şekilde yetiştirip onların saygınlık kazanabilecek noktada olabilmeleri için haddinden çok daha fazla emek verir. insanın temel amaçlarının yerine getirilemediği bu durumlarda insan ekgibliklerden kaynaklanan suni amaçlar oluşturur ve artık bu amaçları elde etmek için çaba sarfetmeye başlayıp hayatını olması gerektiği noktadan her geçen gün uzaklaştırarak hem kendine hem de topluma zarar verebilecek bir noktaya gelir. Güç nedir? Yetenektir değil mi? Estetik bir dış görünüşe sahip olmak kadın etkileme konusunda en büyük güçtür, içinde bulunduğumuz taktan düzeni tam olarak algılayamamış genç kızların (14, 15) zengin bir insanı tercih etmek yerine yakışıklı bir erkeği tercih etmesi de yakışıklılığın, yani doğuştan gelen bir yeteneğin suni bir güç olan paradan daha değerli olduğunu da kanıtlar. Peki ne oluyor da bu kadınlar bir noktadan sonra parayı daha büyük bir güç haline getiriyorlar? Para yeteneksiz insanların güç kazanmak için elde edebileceği en güçlü araçtır, biyolojik olarak (zeka, yakışıklılık, fiziksel güç, sanat anlayışı) sahip olduğumuz özellikleri aktararak daha özel bireyleri dünyaya getirip insanı her geçen nesilde daha kaliteli bi forma sokar, ASIL yetenekleri yani gücü aktarırız. Paraysa sahip olması kolay ve doğal seleksiyonu suni güç değeriyle bozabilecek bir araç olduğu için mükemmel yürüyen biyolojik bir sistemi bozup bütün insanlar üzerinde büyük bir deformasyona sebep olur. Nedir bu deformasyon? Hiçbir yeteneğe sahip olmadan en çok yeteneğe sahip olan kadın/erkeklerle üreyebilme fırsatının kaliteli bir damızlığı bin etmesi. Yani şeyettiğimin ali ağaoğlusunun hem güzel hem de müzisyen bir karıya löp diye çocuğu koyup kendi kalitesiz genlerini kaliteli bir genle birleştirerek kaliteli geni heba etmesi.Tümünü Göster
Şimdi asıl yeteneğin yani gücün biyolojik özellikler olduğunu gördük, biyolojik özellikleri gibtir ettirerek müthiş bir gelişim dengesini gibip atan paranın yanlışlığını da gördük o zaman kadınların neden parayı daha büyük bir güç olarak gördüğüne geçebiliriz. Nasıl oluyor da insan suni ve yanlış olduğunu bildiği bir gücü asıl güce tercih edebiliyor? Tercih edebiliyorsa asıl güç yetenek değildir, sonuçta insan tarafından ikinci plana atılabiliyor değil mi? Bu saygınlığı yetenekleriyle yani gerçek güçleriyle elde edemeyen yavşakların saygınlığa hala ihtiyacı yok mu dostum, sonuçta bu insanın ihtiyacı? gayet tabi var, ama içinde bulundukları sosyal ortamda saygınlığı yeteneksizlikleri sebebiyle elde edememiş insanlar bu saygınlığı elde etmek için aynı amaca hizmet eden çok farklı yollara giriyorlar ki bu yollardan basitçe bir kaç tanesi; saygınlığa sahip adamın ayağını kaydırmaya çalışmak, onu ortamdan dışarı atmaya çalışmak, başka bir ortama girmeye çalışıp o ortamda saygınlık elde etmeye çalışmak -ki bu da saygınlığa çok düşkün bir birey oluşturup(çünkü aşağılık kompleksinden oluşan haddinden fazla bir istek var) bu bireyin saygınlık kazanmak için sevgiden vazgeçebilecek bir adama dönüşmesiyle bambaşka deformasyonlara sebep olacaktır. gibi örneklerdir. E tıkır tıkır işleyen bir düzen mi gerçek ve asıl düzendir yoksa aynı amaca hizmet edilmesine rağmen hatalar oluşturan bir düzen mi? Dolayısıyla asıl güç amaca giden yolda hem bireye hem de topluma en yararlı ya da en zararsız olan güçtür. Şimdi karıya gelelim, artık gerekli bilgileri edindik, buradan sonra tık tık soru cevap gidebilecek noktadayız. Karı niye parayı daha kaliteli gördüğü bir noktaya geliyor? Yeteneksizliğinden... Saygınlığı, sevgiyi, gücü özellikleriyle elde edemediğinden. Einstein neden paraya önem vermiyor? Çünkü zekasıyla sevdiği bir işi yaparak sevgi ihtiyacını, o işteki başarısıyla saygınlık ihtiyacını, zekasının kendisiyle de güç ihtiyacını karşılıyor. Bobby fischer, tarihin en iyi satranççısı... Nitekim aynı şekilde. Kaliteli bir jazz müzisyeni, fakir ölürler, ama mutlu, saygın ve güçlülerdir çünkü müziğe en hakim müzisyenler onlardır. Peki üniversite kafeteryasında oturan "abi araba alacam ya" muhabbetini yan masadan duyduğun o salak? gibişebilmek için suni bir güce ihtiyacı vardır, paraya... paraya bile sahip olamayacak kadar yeteneksiz olduğu için de parayı temsil edecek 2 kere suni olan bir arabaya. Düşün yani amk, suni amacı bile elde edemeyip suni amacın suni amacını elde ederek güç saygınlık sevgi ve ciks elde etmeyi planlıyor. Ne yapıyor bunun için, 7 ay hem çalışıyor, hem ailesine dil döküyor arabayı aldırıyor sonra gezecem derken sınıfta kalıp hem ailesine hem kendisine zarar veriyor. 3 sene sonra zamanında araba almayıp kendini geliştiren adam da zaten arabaya ihtiyaç duymadan bunun arabasına binen karının 2 kat güzelini löp diye gibiveriyor. Ha arabaya mı ihtiyaç duyuyor güçlü ama yeterince güçlü mü değil, o da mı para kazanmak istiyor? Yetenekleri özel bir uğraş vermeden de ona para kazandırabilecek bir özellik olarak her zaman cebinde bekliyor çünkü nasıl araba paraya bağlıysa para da güce bağlı. Bu araba alıp sınıfta kalan mal "ulan diyor dıbına kodumun yerinde çalışsaydım am peşinde koşacağıma şimdi ben de bu herifle aynı noktada olurdum" hop depresyon başlıyor, depresyondan çıkmak için yüzlerce sahte amaç daha oluşturuluyor ve deformasyonlar zincirleriyle hem kendini hem de etrafındaki insanları mahvediyor.
Soruların hiçbirinin net cevabını vermedim, ama hepsi cevabımın içinde, yine de;
ruh, bilinç, birey amacını gerçekleştirmek için çalışır,
ruh bozukluğu, amacını gerçekleştirmek için doğru olmayan yöntemlere başvuran insanların yöntemlerinin dezavantajlarının üzerlerinde görülmesidir.
ruh sağlığı da amaçlara giden doğru yöntemlerin doğru şekilde gerçekleştirilmesinin oluşturduğu, en minimal deformasyona sahip temiz ve yararlı insan pgibolojisidir.
-
1.
-
1.
-
16.
0"Ben gerçekten var mıyım varsam ne kadar gerçeğim?" Ben hep bu soruyu merak etmişimdir. Şimdi de seninle paylaşmak istedim.
-
-
1.
+1maalesef gerçek cevabı hiçbir zaman bilemeyeceğiz, fakat içinde bulunduğumuz durumun bir illüzyon olma ihtimali olsa dahi bu ihtimali kanıtlayamayacağımız için gerçek ve var olduğumuza inanmayı kabul etmek daha mantıklı bir eylem olurdu.
-
1.