1. 1.
    +2
    Materyalizm, maddeyi tek gerçek olarak kabul eden ve maddenin dışında bir şeyin var olmasını imkansız olarak gören bir akımdır.
    En doğru ve gerçeği yansıtan tek akım materyalizmdir.
    Dinler ve ruh saçmalığını destekleyen idealizm mantık dışıdır.
    Materyalist kişiler gerçekleri olduğu gibi en saf, en net ve en katkısız haliyle algılar ve ona olduğunun ötesinde mistik ve düşsel anlamlar yüklemezler. Maddenin dışında bir şeylerin var olabilceği yanılgısı daha insanlığın ilk dönemlerinde başlamıştır. O dönemlerde insanların bir çoğu mevcut bilgilerini aşan ve akıllarına yatmayan bazı olayları doğaüstü ve mistik güçlerle açıklamaya çalışmış ve bunu yaparken de yalnız kendilerinin değil gelecek kuşakların da algılarını zehirleyen büyük felaketlere sebep olmuşlardır. Bu felaket dinlerdir. Hep birlikte dinlerin nasıl başladığını özetleyelim. Dinler elbette bugün olduğun kadar karmaşık ve kompleks olarak başlamadı. Günümüzde varlığını sürdüren dinlerin büyük bir kısmı, cezalarıyla, ödülleriyle, kendilerine özgü hukukuyla toplum yaşdıbını düzenleyen ve kitleleri ortak hayalleri ve efsaneleri kullanarak kontrol altında tutamayı amaçlayan dinlerdir. Bu dinlerin ortaya çıkmasından çok önceleri var olan ilk dinlerde dinlerin, toplumal yaşamı etkileyen boyutu daha azdı.

    Peki bu dinler nasıl başladı? Dünya üzerindeki ilk dinler insanın varlıklara olduklarından farklı bir anlam yüklemesiye ortaya çıktı. Tüm dinlerin ortaklaşa kabul ettikleri ruh inancının başlangıcı dinin başlangıcı kabul edilir. Dinlerin evrimi animizm, naturalizm, totemizm, politeizm ve monoteizm şelindedir.
    Bugün daha çok animizm aşamasına değineceğiz. Animizm kelimesinin kökeni animal kelimesine dayanır. Din diyebileceğimiz dinler 200 000 yıl önce başladı.

    Şimdi anlatacağım dinlerin evrimi olayı 200 000 yıl sürmüştür. insanlar modern anlamdaki konuşma ve iletişim yeteneklerini 250 000 yıl önce kazandılar. Dillerin ve konuşmanın gelişmesi hoş bir bilgi birikiminin yanında, korkunç bir bilgi kirliliğine de yol açtı. Eskiden kişilerin öğrendiği deneyimler tek kuşakta sınırlı kalıyor ve kişinin ölümüyle yok oluyordu. Dillerin gelişmesi, bilginen kuşaktan kuşağa birikmesine ve her neslin bir öncekinden daha deneyimli hale gelmesine yol açtı. Eskiden insanlar olayları deneyimleyerek öğrenirken, artık başkalarından duyduklarını sorgulamadan doğru kabul ediyorlardı.

    Ayrıca nesilden nesile, kulaktan kulağa anlatılan hikayeler efsaneleşiyor, efsaneler destan haline geliyordu. insanların o dönemlerde sebebini bilmedikleri doğa olayları, sözlü edebiyat geleneği olarak motiflerle süsleniyor ve gerçekmiş gibi inanılıyordu. Farklı bölegelerde, farklı olayların abartılaması ve destanlaşmasıyla mitoloji başladı. Yazının bulunmasıyla mitler sabit ve dinler arasında ortak hale geldi. Bugün, islam, Hristiyanlık ve Yahudilik bile mitlerinin kaydını tutmuş ve onları yazıya geçirmiş olan Sümer mitolojisine dayanır. Kitaplı ve yazılı dinler kuralları değişmez kıldığı için değişen zaman şartlarıyla çatışırlar ve zorbaca bir hal alırlar. Kutsal kitabının değişmezliğine her an vurgu yapan islam'ın ne kadar zorbaca ve dayatmacı bir din olduğunu hatırlayalım.
    Bugün bile bu efsaneler değişik formlarda hala devam ediyor ve inanılıyor.

    200 000 yıl önce...
    insanlar çevrelerini gözlemlemeye başladıklarında, öğrendiklerini ve kazandıkları deneyimleri kafalarında sınıflandırmaya başladılar. Bu sınıflandırma başlangıçta hareketli ve hareketsiz varlıkların farklı olduğu ve hareket eden varlıkların onları sabit olanlardan özel kılan farklı bir şey olduğu yaklaşımı üzerine kuruluydu. Bazı varklıklar hareket ederek, değişimler göstererek insanın yaşdıbına doğrudan veya dolaylı olarak etkide bulunuyordu. Bu hareketli nesneler genelde hayvanlardı. Hayvanları, dağlardan, taşlardan, denizlerden ve kayalardan ayıran ve onları hareket ettiren bir şey olmalıydı. Hayvanlar ve tabi ki insanlar devamlı değişen, etkiye tepkiyle cevap veren varlıklardı.
    Ne var ki hayvanlar öldüklerinde hareket yeteneklerini yitiriyor ve taştan topraktan farksız hale geliyorlardı. Bu hale geldiklerinde ne yer değiştiriyor ne de canlılık belirtileri gösteriyorlardı. Ama bu hayvanın ölmesinden kısa bir zaman önce yürüyüp koştuğunu hatırlıyorlardı. Bu hayvanların durmasının sebebi ne olabilirdi?
    Ve sonuçta insanlar, bu hayvanların içinde bulunup, onlara hareket kabiliyeti kazandıran şeyin hayvanın bedenini terk ettiği sonucuna vardılar. Ölümün nedeni canlıya hayattayken yaşam enerjisi veren nesnenin bedeni terk etmesiydi. Bu ilke insanlar için de geçerliydi. Zira yaşarken bilinçli ve düşünebilen insan ölüm sonrasında hareketsizleşiyor ve tepki vermez oluyordu. Bu evreye kadar henüz ruhun ölümsüzlüğü ve ölümden sonra yaşam inancı başlamamıştı, ölüm hala olağan bir gerçek olarak kabul ediliyor ve bedeni terk eden ruhun başka ulvi diyarlara gitmek yerine Dünya'daki arkadaşlarının arasında kaldığına ve görünmez bir şekilde aralarında dolaştığına inanıyorlardı. Şamanizmin başlangıcı bu noktadır. Bu düşünceye göre Dünya'yı terk etmeyen ruhlar insanların arasında dolaşmaya devam etmektedir ve insanların başına iyi veya kötü işlerin gelmesinden sorumludur. Toplulukta şaman adı verilen kişiler bu inanca göre ruhlarla iletişime geçerek onları yönlendirebiliyordu. (nazar, büyü, çaput ve tütsü inancının kökenini oluştur)

    insanlar, cesetlerinin çürüyerek toprağa karıştığını fark ettiler. Cesetler, ölüm sonrası toprağa karışabiliyorsa, biz de topraktan yapılmış olmalıyız diye düşündüler ve insanın topraktan yaratıldığı inancı günümüze farklı dinlerin bir parçası olarak ulaştı. Toprak hareket etmiyordu, ama topraktan yapıldığına inandıkları insan bedeni hareket edebiliyordu. Öyleyse aynı maddeden yapılmış iki maddeyi birbirinden ayıran üstün bir güç olduğunu düşünerek ruha olan inançlarını kuvvetlendirdiler. Günümzde beyin yapısında gerçekleşen kimyasal reaksiyonların ürünü olduğunu bildiğimiz duygu ve düşünceleri de ruh kavramıyla açıkladılar.
    Ruhun varlığı veya yokluğu tartışması yapmak istemiyorum. Müslümanlar, ben ruhun yokluğu hakkında buraya 10 sayfa yazı da yazsam inanmaya devam edecekler bu saçmalığa. B)

    Dinlerin birinci basamağı olan animizmde ruhlar kutsaldır, ruhlar da insanlarda bulunur öyleyse insan da kutsaldır. Her insan ruha sahip olduğudnan özel ve doğaüstü bir güce sahiptir, başka bir değişle çevresindeki doğayı değiştirip yönetebilen her insan biraz Tanrısaldır.
    Birinci basamakta herkes Tanrıdır. Son basamak olan monoteizmdeyse tek tanrı var olup, insan ve doğa kutsallığını yitirmiştir. ikinci basamak olan naturalizm insanların doğa olaylarını ve doğal varlıkları da kutsal saydığı basamaktır. Bu inanca göre Güneş de, Ay da, Gökyüzünün kendisi de Tanrıdır. insanlar eğer ellerini göğe açarak dua ederlerse dileklerinin kabul edileceğine inanır, yağmur duasına çıkarlardı. Başlangıçta 1000 lerle ifade edilen Tanrısal varlık sayısı, monoteizmde bir tanrıya düşmüştür.
    Naturalizmde Tanrılar gökyüzüne yükselmiştir. Gerçi hala müslümanlar da yağmur duası yoluyla yağış miktarını artırabileklerini zannediyor ama olsun.
    Mikail saçmalığına inansın onlar. *

    Bu evrelerde, öleceğinin farkında olarak yaşayan tek canlı olan insanın ölümü kabullenememesi, ölümden sonra yaşam inancının başmasına neden oldu. Bedenin çürüyüp yok olması sorununu insan ruhu ölümsüz ilan etmekte buldu. Bazı inançlara göre ruh yeniden bedene girecek ve beklenen yeniden diriliş başlayacaktı. Bazı dinlerde yeniden diriliş bu Dünya'da, bazılarında başka bir ulvi bir diyarda olacaktı. Şu anda hayatta kalan monoteist dinlerde yeniden dirilişin ahirette olacağına inanıyorlar.

    Şimdilik aşırı yoruldum, zaman bulursam dinlerin evrimini totemizme, paganizme ve monoteizme kadar anlatırım. Dermanın kalmadı, yazmaktan bittim. *
    ···
  1. 2.
    0
    özet geç bin
    ···
  2. 3.
    0
    okudum

    şaka lan şaka
    okumadım

    ve okumayacağım
    ···
  3. 4.
    0
    öyle materyalistin dıbına korum 5 vakit namaz kılan müslümanı ateist yapar yazıya bak
    ···
  4. 5.
    0
    ve sonunda kalemi zütüne sokar
    son...
    ···
  5. 6.
    0
    @1 şerefli ve delikanlı bir türk gencine böyle hayasızca başlık açmak yakışmıyor kardeşim kendine çeki düzen ver.
    ···
  6. 7.
    0
    bu devirde okumak zor
    ···
  7. 8.
    0
    özet geç amk
    ···
  8. 9.
    0
    mat.. den sonrasını okumadım
    ···
  9. 10.
    0
    özet geç bin
    ···
  10. 11.
    0
    vay huur çocuğu ya ekşi sanmış burayı
    ···
  11. 12.
    0
    biz cevapları yazarken bu da sandalyeden düşerek gülüyodur amk
    ···
  12. 13.
    0
    özet mözet yok huur cocukları okuyun
    ···
  13. 14.
    0
    up up up
    ···
  14. 15.
    0
    HARiKASIN huur ÇOCUĞU TAKiPTEYiM
    ···
  15. 16.
    0
    okumadım güzel kardeşim ama verdim şukunu
    ···
  16. 17.
    0
    özetsiz
    ···
  17. 18.
    0
    beyler okumayın.ben okurken kör oldum.bu entry kardeşim giriyor.
    ···
  18. 19.
    0
    Allahuekber
    ···
  19. 20.
    +1
    kimin kaleminden olursa olsun din diye bir tak yok.
    ···