bir orospunun hakettiği sonu

bu duymak isticeğim en son şeylerden bi tanesiydi, üstelik de çok ironikti. ben sadece ona olanları merak ettiğim için yapmıştım bunları ama sonrasında yapaacağım şeylerin haddi hesabı bile yoktu. gerçi o anda yumuşamıştım birz bu hatuna karşı ama bilmiyorum gene ilk fırsatta o nefret geri geliyodu.

üstelik hala benden fiziksel bi beklentin olmadı dedi. sanırım dedi, sevgi böyle bişey olmalı dedi. ikna ettin beni dedi. çok isterim gel bu gece benim misafirim ol dedi.

oy verin ağalar beyler

http://apps.facebook.com/...?fid=573927678&ref=nf

rözivıd

rezervedddd

panpa ayak parmaklarınla mı yazion ?

evet zaferi kazanmıştım, ve de sözleri çok hoşuma gitmişti. o sevgili olma hissini yavaştan ben de yaşamaya başlamıştım. neyse gittik bunun evine. lüks bir müstakil evi vardı. evin içinde, şöminesi, güzel bir banyosu, herşeyi vardı. geçtik bunla, "just like heaven" diye bi dvd almış, bir sürü bira, bir sürü çerez almıştı. geniş ekran lcd tvsi vardı, onu açtı, biz koltuğa geçmiş filmi seyrediyoduk. film yarı romantik yarı komedi tarzında bi filmdi. zaten hepsini izleyemeden bunla öpüşmeye başladık. ben bi huurnun altımda ilk defa bu kadar heyecanlandığını, ve de bunu ilk defa bu kadar gerçekçi yaptığını görmüştüm. öperken sahip olduğu tek şeymiş gibi sahiplene sahiplene, ama onca yılın verdiği tecrübeyle de en tahrik edici şekilde öpüyodu. aramızda 8 yaş gibi komik ötesi bir yaş farkı vardı, ama biz en ateşli çiftlerden birisi olmuştuk.

rezerve

beyaz-kırmızı bi elbise giyinmişti, altında kırmızı topuklu ayakkabıları vardı, gene o süt tenine inanılmaz derecede yakışan kırmızı rujunu sürmüştü, sarı saçları kanepenin üzerinde sereserpe dağılmıştı. ben bunun elbisesinin askısını soymaya başladım, güzel göğüsleri meydana çıkmaya başladı. bunun gene mis gibi kokan kokusu yayılmıştı etrafa. bu öpüyor öpüyor öpüyordu, sanki masal dünyasındaymış gibi, hayal kura kura öpüyordu. hiç rahat duramıyodu, kalbi hızlı hızlı atmaya başlamıştı, ne yapsam mukayet olamıyordum, bir bacaklarımı okşuyor, bir sırtımda geziyor, sonra boynumdan yanaklarıma gelip kendine daha çok çekerek öpmemi istiyordu. ama bunu bir huur gibi değil, sevgilisini yıllarca beklemiş, ve kavuştuğunda çok sevinmiş bir sevgili gibiydi. öperken severken sürekli gözleri kapalı, sürekli en güzel şeyleri hayal edermiş, hatta bizzat yaşarmış gibi öpüyor, okşuyor, seviyordu. bir huur gibi direk cikse geçmeyi değil, bir sevgili gibi uzun uzun önsevişmeyi istiyordu.

öpmeye doyunca, gömleğimin düğmelerini çıkardı, pantolonumu çıkardı, ben de bunun elbisesini çıkardım, sütyenini açtım tıpkı sevgililer gibi nazik ve yavaşça, iç çamaşırını çıkardım her açılan yeri öperek ve her öptüğümde onun kendinden geçmesine sebep olarak. en son çırılçıplak, sadece vücutlarımız tamamen birbirini hissedicek şekilde sevişiyorduk. o zaman bunun dokunamadığım bütün kıvrımlarına bu sefer hem de büyük bir ustalıkla dokunuyordum. sonra elini alete zütürdü, vajinasına oturttu, sonra kıçımdan avuçladı, ve seni istiyorum dercesine bir anda çekti kendi içine doğru. işte bu, tıpkı o gün yaptığı gibiydi. işte şimdi bana bütün o geçmiş açıldı, benim bu anda boşalmamı hatırladım, ve bunun kahkahalarını duydum kulaklarımda. kan beynime hücum ediyordu. gözlerim faltaşı gibi açılmıştı, yıllardır aç bi vampir gibi hissediyordum. yıllardır su içmemiş bi hayvan gibi bu huurnun canına kanına susamıştım.

önce bunla normal sevişmeye devam ettim. öptüm, içinde gittim geldim. tam yarım saat boyunca gidip gelince bu bütün vücudu titreyerek boşalmaya başladı. bir huur, belki ilk defa bu kadar hissederek ve bu kadar derin bi şekilde boşalıyordu. inlemeleri taa ciğerlerinden geliyodu ki bu gerçek olduğunun tek kanıtıydı. bu dakikalarca titredi ve sonra halsizce kaldı olduğu yerde. ben bunun üstünde gidip gelmeye devam ediyordum, bu başını kaldırıp beni öpüyordu. aıkı aıkı sarılıyordu, ve bu boşalmadan dolayı sırtımı tırnaklarıyla kanatırcasına sıkmıştı.

ben durmadım devam ettim. ve kabus bu şekilde başladı. bunun vajinası artık ıslaklığını kaybediyordu, ve tarhiş olmasını engellemek için tatlım istersen ben onu nasıl mutlu etceğimi biliyorum dedi. sen yat buraya gerisini bana bırak dedi. gülümsedim buna, bak sen boşaldın, hem de titreyerek boşaldın ben hala devam ediyorum dedim. bu anlamadı (beklemiyordum zaten), gülümsedi, benim erkeğim çok güçlü, tam erkek gibi erkek dedi fısıldayarak.

ben devam ettim. bu tatlım ama aşkısının orası acımaya başladı dedi. bana izin ver bak ben seni nasıl mutlu ediyorum dedi gene. sustum, devam ettim. beni kırmak istemiyordu ve sadece boşalmamı bekliyordu sanki. ben devam ettim ama boşalmadım. sonra bunun vajinası iyice acımaya başladı, hafiften acıdan dolayı inlemeye başladı. bana aşkım nolur, lütfen demeye başladı. inmiyordum üstünden, kollarını tutmuştum ve sadece devam ediyordum.

##*# 1 ##*#

rezerved

bunun acıları dayanılmaz olmaya başlayınca, in üstümden aşağı gibi artık daha sesli hatta hakaret eden sözlerle devam etti. ben inmedim devam ettim, vajinası soyulmaya başlamıştı, kanıyordu hafiften, biliyordum bu hafif kayganlık kanından dolayı geliyodu. bağırıp çağırmaya başladı, iki kolunu yukarıda bi elimle birleştirdim, nasılmış haaa, erken boşalınca güldün, şimdi de gülsene dedim. ve ağzını kapadım. devam ettim. bu kudururcasına bağrıyo, deliriyo, ayrılmak istiyodu ben bi türlü izin vermiyodum. bir buçuk saat olmuştu ve ben devam ediyordum. ilk defa bugün burada tekrar o rezillliği yaşamıyım diye geciktirici kullanmıştım. zaten yeterince iyi olan performansım katlanmıştı. hatun altımda acıdan kıvranıyodu. bunun kıvranması beni iyiden iyiye gaza getirdi. bunu istiyosun sen bunu demeye başladım. sürekli bu sözü tekrar ediyodum. bu sefer ellerimi boğazına zütürdüm, bunu istiyosun sen dedim. kollarımı çiziyodu tırnaklarıyla kanata kanata. ama durmam mümkün değildi. devam ettim, hem boğdum hem de tarifsiz acılar yaşattım. 5 dk içinde kollarımda can verdi. gözleri kocaman ve kan çanağı, vücudu perişan haldeydi.

yuh aq daha neler

buraya kadar iyi gelmiştn ama sıctın sıvadın

geri çekildim, izledim bi süre hiç bişey düşünmeden. sonra kurtulmam lazım bundan diye düşündüm. arabam evin bahçesindeydi hemen. önce bunu arabaya koydum. sonra eve geri dönüp etrafı temizledim iyice. sonra babamın yatına gittim. denize açıldım bunla. ve denizin ortasında yaktım. böylece hiç iz bırakmadan kurtulmuştum. kimsesi olmadığı için, ve de ev buna ait olduğu için aylarca farketmediler bile. belki de hala farketmemişlerdir. bilmiyorum.

üstümden büyük bir yük kalkmıştı ama hala düşünürüm bu olayı, vicdan muhasebesi yaparım. hayatımın içine eden bu huurdan intikamımı almıştım. ama olay onun için belki de çok küçük ve o anlık engelleyemediği bişeydi. biliyorum olabilirdi böyle bişey mümkündü. ama bir insanın ilk tecrübesinde böyle bişeyin sonuçlarını tahmin etmeliydi. vicdanımı en çok rahatlatan şey ise, benim sayemde intihar edeceği günden yaklaşık 1 ay daha fazla yaşamış oldu. en azından hayatının normal insan gibi yaşadığı son 1 aydı.

ben onun çevresine göre, herkese göre yabancıydım, olayı kimse bilmeyecek belki de haberi bile olmayacaktı. çünkü o kimsenin giblemediği bi huurydu. ben hiç kimsenin beklemediği beklenmedik misafirdim. ayrıca yakında çok çok uzaklarda olacaktım. en yakınımdakilerin bile haberi olmamıştı bu olaydan. üstünden tam 70 gün geçtikten sonra ben bu hikayeyi paylaşmaya karar verdim. sırf kendi vicdanımı son kez bir daha rahatlatmış olmak için.

dinleyenler için teşekkür ederim.

• **son***

o kadar okuduk simdi dogru soyle yalan mıydı deil miydi