bir orospunun hakettiği sonu

o elini o kadar hızlı nasıl hareket ettirdi bilmiyorum ama öyle bi tokat attı ki babam o kadar sert atmamıştır. daha ben ne olduğunu anlamaya çalışırken öteki eliyle de bi tokat daha savurdu. bense mal olmuş bi şekilde bunun yüzüne bakıyodum. ben baktıkça bu sinirleniyor, daha da sert vurmaya başlıyodu. en son karnıma yumruk attı ve ben anca kendime gelebilmiştim.

sonra zaten sinirliydim, iyice katlanan sinirimle bunu ittim ve itmemle çıplak ve zayıf vücudunu yerde bulması bir oldu. basketbol takımındaydım o sıralar, bir kız için fazla güçlüydüm ve o sırada kontrol edememiştim kendimi. taa kapıya kadar uçtu bu.

yerde terlikleri gördü, ikisini de kafama fırlattı. ne olcağını hiç düşünmeden bütün nefretle üstüme bişeyler fırlatıyodu. kitap, kutu, biblo aklınıza gelen ne varsa. sonra ayakkabılığın demirlerinden birisini çıkardı ve onla vurmaya başladı. ölsem gam yemicekmiş gibi vuruyodu. bense bunun başına bişey açmıyım diye olablldiğince tepki vermemeye çalışıyodum ama bi yerden sonra dayanamıyordum. bu ayağa kalkınca bunu içerideki kanepeye kadar fırlattım. dirseği yerde soyuldu kanamaya başladı, çok net hatırlıyorum.

ben kıza tepki vermeye başladıkça işin rengi değişti, bu hiç anlamadan geri gelip tekrar dalıyo, her tarafımı yara bere içinde bırakıyodu. min 10 dk falan kapıştık. en son buna mukayet olayım diye yerdeyken tuttum bişey yapmasın diye. ama nerden geliyodu o güç anlamıyorum, bir türlü rahat durmuyodu.

ellerimle ellerini sarılmmış bi şekilde tutuyodum. bacaklarını bacaklarımla kıstırmıştım. hiç bi harekete yapamıcak hale geldi. vurmak istemiyordum, çünkü yabancı bir ülkedeydik ve de onu seviyordum, belki o an için nefret ediyordum ama ona zarar vermek istemiyordum. ki bu halimle bile üstünde başında bir sürü kanayan yeri vardı.

neyse bu bu şekilde çırpındı çırpındı bişey yapamayacağını anlayınca tükürdü. işte o bardağı taşıran son hamleydi, tam buna olduğum yerde kafayı gömüyodum.

sonra aklıma bişey geldi, amk bunu da savdım mı daha da bi zikim yapamaz dedim bu. dudaklarına da dudaklarımla yapıştım öylece kilit olduk kaldık. orada da ısırmaya çalışıyodu ama nedense bu sefer acıtmak için değildi sanki.

dudaklarımı ısırıyordu ama bu bana zevk vermeye başlamıştı. sonra dilini içeri soktu. sonra ben nerde olduğumu hatta ne olduğumu, niye kavga ettiğimizi herşeyi unuttum ve öpüşmeye başladım bununla. öyle bi teknikle öpüyodu ki sanki bütün vücudumu ele geçirdi öyle yaparak. önce ellerim boşaldı sonra ayaklarım. sanki huurylayken hissettiklerimi bu sefer yavaş yavaş gene hissediyordum. bu serbest kalan elleriyle, kavganın verdiği yorgunluğun ve sevişmenin verdiği heyecanla derin nefes alarak sevişmeye başlamıştı benimle. öyle yerlere dokunuyordu ki yıllar sonra baba fingo tekrar sahalardaydı.

bir yandan yerde ter içinde sevişirken benim alet de sertleşmeye başlıyodu, tıpkı o huur gibi tuttu ve içine soktu. öylesine ıslanmıştık ki adeta parkelerin üstünde kayar gibi şevişiyoduk. ben daha önce hiç tatmadığım bu duyguyu ölesiye tadıyordum. aradan dakikalar geçti bu derin derin inlemeye başladı, göğsü öylesine hızlı ve güçlü inip kalkıyordu ki ve de kızıl saçları teninde öyle serpilmişti ki göğsüne doğru, sanki oraya kırmızı halıyla davet var gibiydi. bu sefer tutmadım kendimi, biraz ısırarak, biraz öperek göğsünü kıpkırmızı yapıyordum. hem nefretle, hem de tutkuyle öyle sıkı tutuyordum ki bunu, sanki tecavüz ediyorum da kaçamasın diye bunu yapıyormuşum gibiydi. bu öyle kasılmaya başladı ki sonra, inlemeleri dairenin içini inletiyordu. boşalıyor ama kendini bırakamıyordu, kaskatı kesilmişti, sırtımı da tırnak izlerinden perişan hale getirmişti.

sonra kendinden geçmeye başladı, bunu anlatmak için demiyorum, herşey o kadar tutkulu oluyordu ki bu sefer de bilincini kaybedermiş gibi oluyor, bi yandan öpmeye çalışırken bi yandan da nefesi kesilerek "assez! assez!" yani yeter! yeter! diyodu. niyese ben durmadım, onun öyle demesi, beni daha da çok gaza getiriyor, olayın takunu daha da çok çıkarmama sebep oluyordu.

sonra kolu molu boşaldı bunun, bayıldı olduğu yere, ilkten inanmadım biraz daha devam etmek istedim ama tamamen hareketsiz kalmıştı.

bu bayılınca tabi ben 3. kez içine ediyordum olayın. parkelerde kan izleri, kızın üstü başı yara bere benm üstüm başım yara bere. kız baygın yatıyo, çok merak ediyorum birisi gelse o anda neler olurdu. tecavüz dememek için gerizekalı olmak lazımdı. bir ciks maceram daha mal gibi sona ermişti.

sonra çıplak halime aldırmadan penceresi camı açık mutfağa daldım. bi bardak su alıp birazını bunun yüzüne sürdüm. kendine gelir gibi olduğunu görünce tokat attım ve tamamen ayılttım. bu olanları hatırlayınca (öyle sanıyorum ki sadece en son yaptığım mallık) sinir krizi geçircek gibi oldu, ne avazı çıktığı kadar bağırarak beni evden kovdu. sadece boxer ımı içeride giyebilmiştim. diğerlerini merdiven arasında giymek zorunda kaldım. ve öylece geri döndüm.

lise2 nin yazını da böyle kapamıştım. artık insanlarla görüşmeye tırsıyor, sevgili olmaktan da köşe bucak kaçıyordum.

son sınıfta, kolejden arkadaşlar, ailesi evde olmucağını bildikleri birinin evinde bir yılbaşı partisi düzenlemişlerdi. gece içtikçe içtik, kafayı buldukça bulduk. sonra bunlar hadi huur çağıralım olayına girdiler. lan kalmamıştır amk yılbaşı huurlar boşta mı kalır falan muhabbetler döndü. 3 saat telefon telefon huur aradık. sonra nihayet bir yerde bulduk. o da aslında çalışmama kararı almış bu yılbaşında ama dil döktük, para bastık bilmem ne yaptık işte ikna ettik. hatta biz 4 kişiydik, 3 tane daha arkadaşını da al paranı katla dedik. o da gitmiş getirmiş. neyse bunlar eve geldiler. teker teker odalara dağılmaya başladık. kendimi attım yatağa tam net hatırlamıyorum ama hadii huur ben yatıyorum beni memnun et dedim galiba.

bunu der demez taktı bu lafa bu. ağzını topla buraya hakaret görmeye gelmedik dedi. ben de parasıyla değil mi ulan diye bağırdım. bak son defa uyarıyorum fena yaparım dedi. neyse senin dediğn olsun bakalım dedim ben buna. o kadar sarhoştum ki o ana kadar aklımdan ne geçtiyse yaptırdım hatuna. zaten atarlıydı, yok yapmam dedikçe veriyodum parayı yapıyodu. oralından tut, göğüs arası boşalmasına kadr gittim. hatta zütümü bile yalattım. kevaşe çok zorladı ama onu bile yaptırdım. işin güzel yanı o gün hiç takılmadan çat çat gibiyodum. sarhoş olmak yaramıştı galiba. sonra doggy style kayarken buna, yandan kremi aldım zütünü kremlemeye başladım bunun. hay kremlemez olaydım

neymiş efendim, hatunun prensipleri varmış, zütten kimsye gibtirmemiş şimdi de gibtirmezmiş. amk her bi taku yaptın, lan zütümü bile yaladın bunu mu yapmıcan dedim. üstüne vardıkça vardım. bu diretince ee giberler dedim, attım şaplağı bunun zütüne, nasıl yaptırmıyon lan dedim dayadım zütüne.

ilkten kendini kurtarmaya çalıştı. bi ayağımı ensesine dayadım, ellerimle de kalçasını çektim kendime yapcak bişeyi kalmadı.

sonra bi çığlık attı bu. heee amk burada çok duyan olur seni dedim. bu çığlık atmaya devam etti. ben çığlığını giblemedim kendini gibmeye devam ettim. 1 dk geçmedi odaya 3 karı daldı. ellerinde jilet, sırtıma daldırdı birisi, öteki de yataktan aşağı itti. sonra bizimkiler geldi ortalık karıştı. noluyo amk diye. benm halimi görünce karılara iyi sopa çektiler. sonra dakkasında kapı dışarı ettiler. kodumun karıları gibtirin gidin diye. evet bu sefer sadece kendi zevkimi değil başkalarının zevkini de gibmiştim.

hepsi o ilk huurnun bende uyandırdığı nefret yüzündendi. huur görünce kan beynime sıçrıyo karşı geldikçe daha bi cazip gelmeye başlıyodu.

o gün sargılarla hastanelerle uğraştık. böylece yeni bir döneme daha başlamış olduk. tabi öss derdi falan sarmaya başlamıştı yavaştan. paralı da olsa adam gibi bi yer kazanmak gerekiyodu. zaten gibtimin sistemi de yeni değişmişti bakmak lazımdı bişeylere. böylece hazirana kadar sezonu kapadık.

bu arada dayım 5 senedir yurt dışında gezip duruyodu. amerika ve avusturya da bir şirket kurmayı denemiş, pek tutturamamıştı. en iyisi biz türkiyeden ihracat yapalım yurtdışında kasmayalım dedi. ve eski şirketinin başına geri geldi. dayım bana çok düşkündü. gelir gelmez gene beri aradı. buluştuk, gene eskisi gibi gezip tozmaya başladık. artık 19 olmuştum ve bana daha bi saygı duyuyordu. bir gün bunla fasıla gittik. orada bana baktı iç çekti. ulan çok şanslısın çok ama çok seviyorum lan seni dedi. ulan daha dün gibi ilk erkek olduğun gün dedi. sonra gülme tuttu bunu, herhalde o gün geldi aklına. lan dedi var mısın lan bi daha gidelim dedi. bu sefer kişi başı 2 tane olsun dedi. hatta sana 3 yapalım dedi. sinana söyliyim ayarlasın pekekent işi ne dedi.