bir orospuya aşık oldum beyler

Panpa hizli yaz okuyoruz
Up up up

heyecanlandım, mesajı açtım. "askim seni cok cok ozlodim nolur cabuk gel ne zaman gliyisin istambul?" yazıyordu. bir yandan heyecan, diğer yandan sebepsiz bir gülümseme ve mutluluk. diğer yandan ise endişe. beni hemen tanıyamazdı? gerçekten tanımış mıydı? yoksa herkese attığı mesajı bana da mı atıyordu? cevabını asla bilemeyeciğim için kendimi iyiye alıştırıp ona göre cevap yazıyordum. "ben de seni çok özledim. yakında tekrar geleceğim." yazdım. cidden sırf onun için tekrar gider miydim? gidecek miydim? bilmiyordum. ama en azından kopmamak için böyle yazma gereği duymuştum... çok geçmeden yine cevap geldi. "tamam, seni cok cok ozlodim cnim cabuk gel" yaziyordu. "geleceğim, bekle" yazdım. ardından ":-)" şeklinde mesaj geldi. ve 1 dakika sonrasında ise gelen mesaj "ben kotu" dü. onun için durduk yerde endişeleniyordum. "ne oldu?" yazdım, cevap geldi. "sen yanimda yoksun ben kotu" yazıyordu. kendimi yavaş yavaş buna inandırıyordum. tekrar "geleceğim." yazdım, gönderdim... cevap geldi. bu sefer rusçaydı. tek kelimeydi. çeviriye yazdım, sonuç alamadım. anlamadım. ne demek istemişti acaba. "ne?" yazdım. 1 dakika sonra o aradı...

seri ol panpa

başlığa ilk girdiğimde okulun kaşarına aşık olduğunu sanmıştım . yanıldım . anlat panpa dinliyorum


saygılar

burda kaldım panpa bekliyorum

dediğim gibi oldu, fazla işimiz yoktu disko da. bizim işi hallettikten sonra kuzen ve abimin işi daha kolaydı, çünkü onlar yaşça büyük ve tecrübeliydi. abimiz hesabı istedi, ortalama 500 küsür lira civarında bir hesap geldi. (4 bardak bira, meyve ve çerezler). normaldi, oranın raconu oydu. masadan kalktık, elimi bi cesaretle onun omzuna koydum, eğildim ve "english?" dedim. kafasını sallayarak bilmediğini belirtti. abime döndüm, "ingilizce de bilmiyor abi." dedim ve sırıttım. gülerek bana: "bilmesin boşver, o halleder herşeyi sen kafana takma." dedi. kızlar kıyafetlerini aldı, diskonun kapısına geldik. kimliğimi almam gerekiyordu. 5 dakika kadar kimliğin gelmesini bekledik, kimlik geldi, abim kimliğimi aldı ve onunkinin üzerine 40 lira koyarak kimliği uzattı...

garson elinde iki gülle masaya geldi, tekini bana uzattı, aldım ve ona verdim. o an tekrar kıza baktım ve tekrar düşündüm. gerçekten yapabilecek miydim? cesaretim var mıydı? utanmaz mıydım? veya o utanmaz, çekinmez miydi? o sıra kuzenim dürttü, "gel yer değiştirelim kızın yanına otur ve sarıl." dedi.. henüz o kadar cesaretim yoktu. "yok şimdi çıkarız.. heralde." dedim kekeleyerek.. bu bana normal birşeymiş gibi gelmiyordu. yaptığım şeyin ilk olacağını ve hayatım boyunca unutamayacağımı biliyordum...

o ara 5 saniye gibi bir süre böyle düşüncelere daldım, tam o sırada kuzenim kulağıma yaşanarak, "sen küçük olanı seç bence." dedi. tekrar o kızın suratına baktım, kız bana baktı, gülümsedi. kuzenim ortamıza yanaşarak "ismin ne?" diye sordu kıza. kız kafasını sallayarak anlamadığını ifade etti. kuzenim kendi adını söyledi, benim adımı söyledi ve onu işaret ederek tekrar sordu, o da adını söyledi.. o isim hafızamdan uzun süre çıkmayacaktı. diğer kıza baktım, o da genç, küçük ama daha rahat, daha alışmış gibi.. abime döndüm küçüğü işaret ettim. arkadaş ta sorun olmadığını onun da büyüğü istediğini belirtti. abim küçüğe yaklaştı, beni göstererek "senin arkadaşin bu olacak" dedi. kız tekrar baktı, gülümsedi...

o an aklımdan türlü düşünceler geçiyordu, o 10 saniyelik süre içerisinde kızların yüzlerine baktım. kızlardan birisi çok küçük ve tatlı duruyordu. onun da utandığı, çekindiği surat ifadesinden belliydi. sürekli gülümsüyordu. kendi kendime soruyordum böyle tatlı, genç bir kızın burada işi ne? sonra etrafa baktım, içeride en küçük benim. diğer masalarda yer yer yine genç kızlar var fakat erkeklerin çoğu 35-40 yaşında. bu kızı acaba biz değil de onlardan biri çağırsa bu yaşta, o çoğu hanzo tipli 45 yaşındaki bir adamla gerçekten mutlu olabiliyor muydu?

oralı olan abim, kalktı kızlara selam verdi, türkçe pek bilmiyorlardı, tek tük ayakta sohbet etti, biz oturuyorduk, bizi gösterdi ve gülümsedi, beni acayip bir utanç ve heyecan sarmıştı. kalktım kızların elini sıktım. kızların biri benim için, biri ise 19 yaşındaki arkadaş için olacaktı. kızlar gelmeden önce abimiz diğer arkadaşımı iyice öğretlemişti, "bu x'in ilk deneyimi olacak. kızlar gelince ilk olarak hangisini istediğini o seçecek, o seçmeden sen karışma" demişti. fakat ben o an heyecandan kızların suratına dahi bakamıyordum.. neyse kızlar oturdu. biri locada 19 yaşındaki arkadaşın yanına, diğeri ise kuzenimin yanına oturdu.

devam ediyorum anlatmaya beyler...

of rsercved

reserved

rezerved

anlatsana oç

reserved kahve mi alıp geliyorum panpa

http://www.youtube.com/watch?v=_3bWYuXusPs

hikayeye devam ediyorum beyler...

araba aksaray'da bir otelin önünde durdu, servisciye 50 lira bahşiş verdik, indik, içeri girdik, resepsiyonun önünde durduk. kimlikleri istediler, önce kızlar pasaportlarını verdi, sonra biz kimlikleri verdik. kimliklere baktılar, heyecanlıydım. benim kimliği eline aldı, süzdü ve tekrar bırakarak "bu giremez, yaşı tutmuyor." dedi. bu sefer hiç endişelenmedim. çünkü aksaray'da elbette bunun da bir çözümü vardı. klübün serviscisi gitmemiş, dışarıda bekliyordu. abim adamla biraz konuştu ama alamayacağını belirtti, biraz rüşvet versek büyük ihtimalle girecektik. tamam başka otele gidelim o zaman dedi, dışarı çıktık, servisciye durumu söyledik. "tamam sorun değil geçin arabaya." dedi. yeniden bindik, yine aynı şekilde oturduk, araba başka bir otele doğru ilerlerken yine sağıma döndüm, o yine şaşkın ifadesiyle gülümseyerek bana bakıyordu...

reservuar