Uyarı: Gevşek ve ciks düşkünü panpalar, bu tarz özgü ve realist bir hikayeden sıkılabilir.

Dostumu severdim, kollardım. O da beni sever ve kollardı. Geçici ya da dışarıdan iyi gözüken değil, bir ömür birbirini kollamaya ant içmiş dostlardık. Filmlerde gösterilen dostluğu gerçeğe yansıtan bizler, lise yıllarında tanışmıştık. Lise 1'de aynı sınıfa düşen biz, lisenin ilk günü tanıştık.

Berk, biraz saf çocuktu. iyiyi düşünür, kötüyü pek düşünmezdi. Yeri gelince tavrını koyar, delikanlılığını yapardı. Lise 1'in ilk günü Berke ve ben, sınıfta ufak bir samimiyet kurduk, tanıştık. Dostluğumuz temellerini diğerleri gibi "hahaha, ben res penso tamam kanka, pekala" tavrı ile atmadık. Gerçekçi bir şekilde konuştuk, dobra ve açık sözlülüğümüz bizi yakınlaştırdı. Aslında kafalarımız denkti, her insan bir ruh ikizi ve aynı düşüncelere sahip arkadaş ister. Biz arkadaştan öte olmuştuk.

Not: Gerçektir ve konu ciddidir. Biraz ilgi gelirse devam edeceğim, diğer hikayeyi sonlandırma sebebimi söylemiştim. Bir yanlışlık oldu ve yanlışın üzerinden yürüyüp zaman kaybetmek istemedim.

Not 2: Hikaye uzundur, yaklaşık iki yüz part falan girmem gerekebilir. Okuyucu olursa akıcı bir şekilde devam ederim.

moderatör notu: yazar üst edit sebebiyle çaylak yemiştir.
yazarın notu: üst editi keyfimden mi yaptım amk, millete orada bilgilendirme geçiyordum

Okulun ilk günü kızlar falan kesişiyoruz. Bilirsiniz o günleri, hatırlayan saygı değer panpalarım... Sınıfta herkes ben daha üstünüm, zekiyim ve giberim hepinizi tavrını yansıtıp hatunları düşürmek ister. Tabi bende de o tavır var, ama kasmıyorum. Berke ile aynı masaya oturduk ve hocanın gelmesini beklemeye başladık. Eh, hoca bey geldi. Tanışma faslını her zamanki gibi sonraya bırakmak niyetinde değildi.

isimler, soyadlar ve ne tak olduğumuzu ayağa kalkıp söyledik, ufaktan otobiyografimizi anlatıyoruz. işte ben Res, soyadım Penso. Berke'de aynı şekilde anlattı, iyiyiz ama iyi. Sağ önde iki hatun oturuyordu, minyon tipli hafif esmer. ilk gördüğümde çingene benzettim ama saçlarının bakımı yüzüme yansıdığı için yanıldığımı fark ettim.

Ders pek işlenmedi, makara muhabbet oldu. Zil çaldı panpalar ve lisenin ilk günü, lise 1'iz unutmayınız. Berke ile kantine indik, kızlar falan yine muhabbet ediyor. Ama ben gevşekliğimi göstermiyor, kendimi kasmıyor ve geleceğe yönelik oynuyorum. Sert erkek, ciddiyet anlarsınız. Simit aldım, Berke'de aynı şekilde. Oturduk oradaki masalardan birisine, lise 2'den bir oğlan geldi...

Tam olarak hatırlamıyorum ama bir olay oldu. 2 sınıftan gelen oğlan, kader kardeşime sardı, sen kime sarıyorsun be huur çocuğu. Her neyse, şiddeti pek sevmem ama maalesef yeri gelince gibişmeyi biliriz. Ben atladım, kardeşim neden böyle yapıyorsun vesaire anlatıyorum, alttan almak değil hani. ilk gün dıbına koyayım, olay çıkmasın. Bilirsiniz bu işleri, lisede göze çok batarsanız eğer elemanı giberler.

Baktım bu daha bir gaza gelmiş, özgüven patlaması yaşıyor. Tutamadım kendimi, ayağa kalktım. Berke'ye baktım, kolumdan tuttu. Birbirimize bakıyoruz, çocuk yakama yapıştı. Sen kimin yakasını tutuyorsun be amın çocuğu, ben de bunun yakasına yapıştım. Kafa attım, bu eleman birkaç adım geri gitti ama düşmedi, sendelendi. Dev gibi değiliz ki bir vuralım yok edelim dıbına koyim.

O sıra ortalık biraz karıştı, kantinci falan geldi ayırdı. Kimse hocalara söylememiş, o yüzden rahattık. Heh okulda bizim mahalledeydi, kuran çarpsın tek telefonla şoparları toplardım dıbına koyim. Asarlar adamı asarlar, ne tesadüfse şoparların mahallede oturan bir çocuk... Adı Yasin, o da bu okuldaymış, gördüm onu. Hemen koştum tuttum kolundan, ee yalaka olacaksın moruk.

Yasin kardeşim dedim, nasılsın falan diye girdim konuya. Çocuk beni sever, sayardı. Delikanlı çocuktu, kollardı yani. Biz okul çıkışı merak ediyoruz hani eleman arkadaşlarını toplar mı falan diye. Ama sorun olmadı, okuldan çıktıktan sonra Yasin'in arkadaşları ve abisi gelmişti bile. Bunlarla mahalleye doğru gittik, oturduğumuz mahallenin girişi okulun hemen 200 metre ilerisinde falan. Berke'de oralarda oturuyor, bu iyi bir şeydi. Okula beraber gidip geliyorduk, bazen Yasin kardeşimizde bize katılıyordu.

Not: Sabahlar olmasın, devaam

Panpalar, burada olanlar bir rez alsın kendimi ağır şizo hissettim. Varsa birkaç rez devam edeyim, yoksa artık rez alınca devam edelim. Otistik sandım kendimi.

Her neyse, lisenin ilk günü mevzulu bitti ve evlere dağıldık. Berke ile o kadar samimi değildik, ilk günümüzdü. Ama ona kanım çok ısındı, numarasını da almamıştım. Geçtim eve, bizimkiler başladı ilk gün nasıldı diye sormaya. iyi iyi, güzeldi. Hocalar ve sınıf arkadaşlarım çok samimi falan dedim. Yalandan bir tebessüm gösterip, odama çekildim. Üstümü başımı değiştirdim, güzelce giyinip... -

Dışarı çıktım ve gezdim, sigara içtim. Her bireyin hayatı zorludur panpalar, o zamanlar benimde kendime göre bazı sıkıntılarım vardı. Çocukluk arkadaşlarımın yanına gittim, makara muhabbet yaptık. Okey oynadık, çay içtik, top falan oynadık. O sırada sokağın önüne birisi benim adımın baş harfini ve yanına A yazmış. A harfi bir kızın adı, aslında olay öyle değil. Kafanız karışmasın, bu partta anlatacağım o sokaktaki asfalta ne yazıldığını. Bir tane kız, çocukluk arkadaşımın... -

Kardeşi, oraya 5 yazacakken baş harfimi yazmış, salak dıbına koyduğumun salağı. Her neyse, baş harfim ve A harfi yan yana duruyor, birde kalp çizmiş salak bin. Öyle takıldık bizim çocukluk arkadaşlarıyla, iki eleman geldi. Birisi hafif kısa, birisi uzun ve büyükler. Şöyle varlar 18 yaşlarında, bizde ufağız amk lise 1 yani sen düşün...

Önce selam verdiler, seldıbına selam dedik. Bunlar konuya girdi, Res penso kim dediler, atladım öne. Benim, neden sordunuz diye çıkıştım. Kardeşim Ayşen diye kız var, onunla bir ilişkin var mı diye devam etti, yok dedim. Ee asfaltta öyle yazmıyor kardeşim dedi, onun benimle alakası yok dedim. 10 dakika falan mevzuyu konuştuk, bunlar eyvallah dedi ve gitti. Eee tabi amk 5 kişiyiz, giberler adamı.

Tam 20 dakika sonra sokağın önünden kamyon gibi bir şey geçti gibi oldu, pat geri geri geri geri geri geldi tak diye durdu. Hop kamyondan üç beş kişi indi, murat 131 model araç arkalarında durdu, iki kişi daha indi. Dedim yannanı yedik, geçmiş olsun panpalar. Bunlar böyle yanımıza hızlı hızlı geliyor. Oradan bağırdı, Res penso gel buraya gel gel diye. Gitmedim amk, korktum.

Bunlar geldi, abi yok öyle bir şey vallahi falan. Panpanız hemen geri vites, ben ve diğerleri geri vitesin dıbına koyduk. Geri vites yapmaktan vites kolu kırıldı, anasını gibeyim bir tırsıyoruz titremeye başladım. Adamlar büyük, sakallı bıyıklı amk. Moruk bunlar bizi köşeye çekiyordu...

Off ama çekiyordu, çekmek üzereydi. Sokağın başından bizim arkadaş adı Mert, 1.85 boy falan var. Sırık diyorduk elemana, uzun boylu ama zayıf. Böyle gerile gerile geliyor, artist artist. Bu aramıza girdi, selamın aleyküm dediğiyle elemanlardan birisinin bunu tutup tokatı vurması bir oldu. Ardından tokat atan birkaç adım geri gitti, diğeri tuttu bunu yakadan iki kafa gömdü offf ananı gibeyim.

Bak yine sıçtım gülmekten. Sonra bunlar gitti. Mert başladı söylenmeye.

M: ne oluyor amk çocukları ananızı gibeyim, selam verdik anamızı gibtiniz
Ben: kahkaha atıyorum amk o sırada gülerken, panpa acayip yanlış zamanda artist girişi yaptın falan dedim. Olay böyle kapandı, çocuğun anasını gibtiler ama hala gözümün önünden gitmez.

Yok mu kimse amk, şizo gibi hissediyorum ama.

Panpalar rez alın, bilelim okuyucu olduğunu ona göre yazalım

Olay kapandı, eve gittim. Üstümü değiştirip balkona çıktım, o sıralar biraz serseriyim. Çocukluk işte, lise zamanları. Kim bilirdi res pensonun böyle bir insan olacağını. Balkonda çektim tabureyi, sandalyeye oturdum ayaklarımı tabureye uzattım. Millete bakıyorum, o zamanlar hiç çekingen utangaç falan değilim. Bildiğin girişimci kafası var. Tanıdık tanımadık herkesle sohbet edebilirdim.

Güzel güzel havamı aldım, sigara izmaritini yere attım anasını gibeyim. Bir baktım benim çocukluk arkadaşım Furkan, be huuru ne işin var buralarda. Bağırdım bu salağa, zor tanıdı beni. Hemen indim aşağı, bizde dostluk değerlidir. Çabuk ısınır, çabuk soğurum. Ama o ısınma yıllar boyu kalırsa, beni gibseler bile dostuma ihanet etmem.

Lan bin diye girdim hemen lafa, bu hafif kısa boylu zayıf bir şey. Tokalaştık binle, görüşmüyorduk uzun zamandır. Çocukluk anılarım derindir bu binle, cinli minli film izlerdik. ( Yazar o konulara hikayenin muhabbeti koyulaşınca girecektir. ) Bu bininde numarasını aldım. Furkan panpam benim... Benim için değerlidir, sever ve sayarım. Bununla başladık sohbete, panpa neler yapıyorsun diye sordum. Furkan F, Ben B.

B: Panpa, neler yapıyorsun?
F: iyi panpa, nerelerdesin? /o sırada sigaradan dumanlanıyor./
B: iyi panpa, ver de şunu iki çekeyim.
F: Al al. /Sigaranın dumanını Res penso'nun yüzüne üfler./ Hangi listeye giidyorsun?
B: X adlı liseye gidiyorum panpa, eski okuldan birçok kişi orada.

Vesaire diye konu gitti öyle, on dakikalık ayak üstü sohbetin ardından dağıldık. Furkan iyidir, sizde seveceksiniz bini.

On dakika sonra falan devam edeceğim panpalar, bir şeyler atıştırayım.

Furkan bini gitti, panpaa beee. dıbına koyayım sonra namı değer res penso panpanız eve geçti. Bu sefer balkon sigara sefası yerine geçtim odama moruk, kız tavlama konularını tabi o sıralar düşünmüyorum. Okulun ilk günü tamam ama elimiz gibimizde gezmek bize yakışmaz. Elimiz belimizde, gibimiz deliklerde olmalı. Kasıntıya vermiyorum, sert tavırları oynayıp etkiyi genişletmek istiyorum.

Yattım uyudum, Berke panpamı çağırdım. Anası çıktı, Berke'i beklediğimi söyledim, geliyor oğlum geliyor dedi. Yaktım bir sigara, karnım aç amk kahvaltı yapmadım. Aç karnına sigara içiyoruz, öleceğiz az kaldı. Her neyse, Berke geldi. Okula doğru adımlıyoruz moruk, parkın oraya geldik biraz soluklanıp sigara yaktık. Başladık karı kız muhabbetinden, kanka kız tavlayalım, tav edelim dedi.

Oluruna bırakalım, zaman her şeyi gösterir dedim. Arada ciddi tavırlar sergiliyorum hani, boş yapmanın anlamı yok. Eyvallah çekti, onayladı sonra sigaraları attık amk. Okula hatunlar gidiyor böyle dar dar giyinmiş, tabi o yaştayken o gözle bakınca "of ne giberim, gibişelim, hadi sabah akşam" düşünceleri aklımdan çıkmıyor. Şimdi gevşeklik yapıp yürürsek olmaz, ceylanı ürkütmemek lazım.

Berke ile okul yoluna koyulduk. Okula girdik, merdivenlerden çıkıyoruz. Ayağım kaydı anasını gibeyim az kalsın düşüyordum ki; bir baktım sağ yanımda bir hatun, omuz omuza çarpıştık. Hatun sendelendi, Berke bir yandan beni bir yandan hatunu tutuyor, çocuk öldü ölecek amk. Kim vurdu olacak, üçümüz az kalsın yuvarlanıyorduk.

Dengemizi sağlayınca kız ters ters baktı. Kız K, ben B

K: Düzgün yürüsene be, ne yapıyorsun salak.
B: Ayağım kaydı, ne yapayım?
K: Önüne bak. /somurtmuş bir yüz ifadesi./
içimden dedim senin dıbına koyayım, saçından başından tutup dövesim geldi. Berke'de öyle mal mal bakıyor, gülüyor. Posta koydular dıbına koyayım ahaha falan yapıyor. Neyse çıktık merdivenden, sınıfa girdik. Bazı sınıfların kapısı açık, sınıflara bakıyorum. Güzel hatunları kesiyorum, piliçlere bakınıyorum. Ama yüz veren yok amk.

Aradan birkaç hafta geçti, ben kabak çiçeği gibi açılmaya başladım. Taşak koktum, hatunlarla sürekli muhabbet içindeyim ama tam anlamıyla hatun avcısı değildim. Yine diyaloglar sürekliliğini ve devamlılığını getiriyordu. Kendimce çevrem vardı, kızlarla aramı iyi tutuyordum. Veli nimet onlar amk.

Sınıftan birkaç kızla samimiyet kurdum, bayağı yakındık. irem ve Ceyda, bu ikili iyiydi. Güzel kızlardı, boyları ve kiloları orantılıydı. Tam gibişmelik hatunlar, ama bunları tav etmek zor. Önce taşak lazım, taşak varsa kızlar emmek ister. Taşak yapmakta kolay değil ki amk, yapmaya çalışsan ebeni gibip köşeye atıyorlar.

Yine okul yoluna koyuldum, Berke'i almayı da ihmal etmedim. Aldım Berke'i, kanım çok ısındı bine. Okula giderken Fatih'i gördük, şu şoparların mahallede oturan taşaklı panpamız. Bunu da aldık yanımıza, sigara içe içe-sohbet ede ede gidiyoruz. Bir kız, baktım geliyor, bize doğru yürüyor, sırıtıyor.

Dedim bu bana gelmez amk, ama belli olmaz gelir mi gelir... Kız geldi, Fatih'e sarıldı. Dedim ananızı gibeyim, ben de istiyorum. Tabi bunları içimden diyorum, sesli söylersek giberler. giblemez tavırlar sergiledim, kıza göz ucuyla baktım o kadar. Berke zaten böyle açtı ağzını ahoahoaho falan yapıyor, görgüsüz amk bini. Ama zaman var, bizler sadece eğitimsiz çocuklardık.

Ben, Berke, Fatih ve Fatih'in hatun ile gidiyoruz. Okula girdik, Fatih ve hatunu gibtirip gitti. Berke başladı panpa bizde hatun bulalım, panpa bizde sarmaş dolaş takılıp yiyişelim demeye. Be dıbına koyduğum, biz istemiyor muyuz? istiyoruz ama olmuyor, zaman tanıyacaksın. Kolay lokma olma, sert oyna.

Res penso panpanızın düşüncesi farklıydı, her kıza yüz vermek yerine ve birkaç ayda etiket olmak durumu kısa sürede bütün kızların soğumasına sebep olurdu. Res penso panpanız, sert erkek oynayıp uzun vadede okuldaki bütün hatunları etkilemeyi planlıyordu.

-Spoilerin anasını gibtim, çügü

Panpalar, yazar kardeşiniz petrole kadar gidiyor. Cips ve kola alıp geleceğim, on dakika sonra falan görüşürüz.

Berke ile kız muhabbetini yaparak okula girdik, sınıfa doğru yürüyoruz ki ne görelim, mevzu var dıbına koyayım. Herkes birbirine girişiyor, kim vurdu bize vurmasın diye yandan yandan kıçı duvara yaslayıp süzülüyoruz. Çıkar oradan hayvan, bir koyar anamızı giber tövbe tövbe.

Hatunlar falan toplanmış, millet izliyor. Auauau-oauauau diye bağıranlar mı ararsın sakat huur çocuklarını mı ararsın, bildiğin genelev gibi olmuş. Berke hemen atladı, Res panpa bizde gibişelim mi diye. Ulan gibik, ne gibişmesi. Orada savaş çıkmış, bizi de gibtirecek. Gaz veriyor, aklını gibtiğim.

Önemli not: Panpalar bu gece, yarın gece falan bitecek hikaye değil. Bu sadece üç saatlik bir filmin fragmanı, şu anda aksiyonlar başlamadı. Asıl olay lise bitince başlayacak, o yüzden buraları hızlı geçiyorum zaten. Atlamalı ilerliyoruz.

Biz geçtik sınıfa, giberler kavgayı mavgayı. Kavga bize göre değildi, dediğim gibi değildi. Unutmayın ki şu anda ergenden ibaretiz. Sınıfa geçtik yine hatun muhabbeti dönüyor, Fatih'i gördüm. Sınıfa gelmiş, Res panpa baksana diye seslendi. Buyur panpa dedim, bunun hatun varmış... Onun numarasını verdi, 10 dakika sonra onu ara panpa, alt kattaki tuvalete gelsin dedi.

iletişim aracı mıyım huur çocukları, hepinizi giberim dedim. Ama paşa paşa, gibe gibe aradık. Ayıp olur çocuğa, gün gelecek bize yardım edecek. Şoparları toplayacak kafasını yaşıyordum. Fatih tam sınıftan çıktı, içeri melekler geldi. ( Yazarın eli gibinde değildir. ) bir bakasın, irem ve Ceyda. Derin bir nefes aldım, verdim ve yine aynı işlemi yaptım. Titredim anasını gibeyim.

Siz şimdi diyorsunuz bu mal niye titredi, abaza mı yoksa amk diye. Bu dıbına çaktığım hatunları, tuvalette birbirini ıslatmış. Giydiği okul t-shortları ıslak ıslak, bu durumda sütyenleri hafif belli oluyordu. Saçları böyle uçuşa uçuşa, ceylan gibi seke seke geliyorlar. Filmdeki gibi bu amk, öyle gelmiyorlar.

Normal yürüyorlar işte, bunları öyle görünce dayanamadım. Adını Lopez koyduğum kadim dostum yannanım uyandı, tetiklediler. Hemen bağırdım. ireeem, Ceydaaaa... Gelsenize, sohbet edelim dedim. Şöyle bi' baktılar, sonra geldiler. Geleceksin madem ne sert sert bakıyorsun huur.