-
26.
+14hadi sarko seni kavga ederken görmek istiyorum ıslak ciksi vücudunla ve çok seri içtiğin 2 biranın kafasıyla diye alay etmeye başladı benimle.
benim vücudum ciksiyse gorillerin gibmediği karı kalmazdı dıbına koyayım.
yanımda kız varken kavgaya girmek istemediğimi ve buralarda kavga edecek insan olmadığını etrafı gözlerimle süzerek ima ettim. sen beni düşünme, kıza el kaldırmazlar zaten, cevabını verip, kavga etcek insanı da rahat bir şekilde bulabilceğini ekledi. yerden benim 3. biramı da alarak giyinip yola çıktık. nasıl hasta olmuyordum anlamıyordum dıbına koyayım. sadece sağım solum ağrıyordu yediğim dayaktan dolayı. ne yapmak istiyorsa yapacağımı, ama önce adam akıllı duşa girip giyinmek istediğimi söyleyip, biraz ısrarla ikna ettim. bizim eve geçip duş aldık sırayla, kendi kıyafetlerimden giydirdim ona,
tam bir ufaklık olmuştu kıyafetlerin içinde dıbına koyayım, çok tatlıydı. zaten güzeldi huur bi de kıyafetlerin içinde kaybolunca yanağından sıkılmalık bi şey oldu.
o da gülüyordu kendine umursamaz bir şekilde. benim arabayı alıp gitmek istediği yerin biraz uzağına bıraktık. sahilin uç kısımlarında içen apaçi tayfa varmış.
2 araba horoz saçlı adamı görünce, 'giberim böyle işi rahat bırakalım, adamlar takılıyor' falan diye çırpınsam da ikna edemedim züt kafalıyı. zütüm tutuşmuştu dıbına koyayım.
6 kişiydi adamlar hiç unutmam onlara doğru yaklaştığımızda farketmemişlerdi ilk başta. sonra ateş yaktıkları kumun önüne, bağırarak atlayınca bizim kız yardım edin diye. ayaklandı adamlar bi anda. noluyor dıbına koyayım ne saçmalıyorsun falan diyordum çaresizce. ama beni giblemeden, lütfen kurtarın beni bu adamdan falan diye arkalarına saklandı.
eriflerin hepsi 50-60 kg aralığında 1.80 boylarında çirkin çirkin tipler dıbına koyayım. bi tane vursan 4 ü düşcek ama tipleri bile kaç diyor adama.
gardaş git belanı arama diyeni, senin dalağını giberim bırak lan kızı diyeni, gel hele gel böyle bakalım sen diyeni... hepsi orda dıbına koyayım. -
-
1.
0benim vücudum ciksiyse gorillerin gibmediği karı kalmazdı dıbına koyayım.
bu ne lan aşslkdşsalkdşlakda
-
1.
-
27.
+141 gün sonra tamamıyla toparlanıp, vedalaştıktan sonra, otogara gitmek üzere evden çıktım. otobüsü beklerken, motoruyla nila ve sürenini tanımadığım jip önümde durdu.
topu topu 2 günlüğüne gelmiştim avradını gibeyim, nedir bu takip olayınız ?
diye düşünüyordum. çantalarımı jipe koyup, kendim de motora atladıktan sonra, o can alıcı
konuşma için miko ve önceden 1 kez gördüğüm maskeli tayfanın yanına zütürüldüm. yine noluyor dıbına koyayım? her şey güzel gidiyordu diye düşünürken, mikonun basit sorusu,her şeyi ortaya çıkarmıştı. sarko diye hitap etmişti yine. ailemle bütün bağlantımı kesmem gerekiyormuş. hem onların iyiliği için, hem, benim ileriye dönük daha verimli olabilmem için, çok önemli bir etkenmiş. bu grupla olan bir geleceği veya ailemi seçmeliymişim. ne yapacakmışım ?
böyle bir soru sorulur mu dıbına koyayım,
bu nasıl bir ikilemde kalma anıdır. bi tarafta bütün hayatımı geçirdiğim ailem, diğer tarafta kafa dinlemek için geldiğim yazlıkta, 1 ayı bile doldurmamış ortak geçmişimiz olan bir grup. böyle söylendiğinde seçim yapmak çok kolaymış gibi duruyor biliyorum. ama kendimi o kadar kaptırmıştım ki onlara, düşünmem için ekstra zaman bile istemeden, o gece kararımı verdim. onları seçmiştim. bana hayatını verebilcek derecede bağlı olan ailemi, bi anda harcamıştım. pişman mıydım ? hayır. üzgün müydüm ? bilmiyorum. duygularımın birbiriyle grup yaptığı anlardan birinde sıkışıp kalmıştım. o gece tam olarak 1-2 ritüelden daha geçmiştim.
onların ne olduğunu yazmak istemiyorum. ama 100 bin tl daha verip, 2 gün boyunca sadece çalışma saatlerinde nilayla olmamı, onun haricinde yazlıktan çıkmamam gerektiğini
söyledi miko. maskeli tayfa da yine hiç konuşmadan sadece olayları izleyip gitmişti. dediklerini tereddütsiz bir şekilde kabul edip yerine getirdim.
aklımda babamlar vardı ama. onları bi daha nasıl görmezdim ?
benden haber alamadıklarında ne yaparlardı ? zaten grubun durduğu şehir, bizim yazlığımızın olduğu yerdeydi. bi daha ailemle karşılaşmama oranım neydi ? bu sorularla boğuşurken sızmışım o gece. -
28.
+13 -1evden dışarı çıktığımda ne yapacağımı bilememiştim. yedirememiştim kendime gibtir olup gitmeyi. derin derin nefes alıyordum sakinleşebilmek için.
oturdum evin önünde 2-3 dakika hareketsiz bir şekilde. mikoların yanına dönüp,
gözümün önünde kato ve arkadaşının belasını gibtiler,
ben de haber vermeye geldim diyemezdim.
telefon numaralarını verselerdi zamanında, oraya hepsini yığabilirdim,
ama tek başımaydım. tekrar o kadar yolu dönüp, haber verme kısmını kabul ettiremedim kendime.
kapıyı çaldım 4*5 dk sonra. sıfatını gibtiklerimden biri, açtı yine, hiçbir şey demeden çekildi önümden. girdiğimde katoyla diğer çocuğun hareketsiz halde kanepede yattığını gördüm. kas yığını telefonla bi şeyler konuşuyor, diğer adamlar da gruplar halinde kendi aralarında sohbet ediyorlardı. çok geniş olan salona dağılmıştı herkes. masadan aldığım kül tablosunu kas yığınının suratına fırlattığımda, ne de olsa işim bitti diyerek yanımdaki adamı da indirip üstüne çıktım, adama sarıldım, sadece kafa atmaya başladım üstünden alamasınlar diye. gözlerimi kapatmış seri seri kafa atıyordum altımdaki adama yakın mesafeden. karnıma yediğim tekmeden sonra nefesimin kesildiğini hatırlıyorum. akabinde gelen 2 tane sağlam yumrukla birlikte gözlerim kararır gibi olurken, kaos ortamı gibi bi şey yaşanmıştı sanki içerde, karışıklık olmuştu bi anda. -
29.
+14o günlerde ne ailem, ne arkadaşlarım, ne de bıraktığım okul aklımdaydı.
tamamen kaptırmıştım kendimi onlara, ama her attığım adımda da tatil sürem biraz daha azalıyordu.
2. haftanın sonunda ne olacaktı ? neyse bunları düşünmek için daha erkendi,
zamanım vardı. o bin kuruları yakalanmıştı, seranayla takılmıştım ve
şimdi başka bir kızla sahilde takılacaktım. daha ne isteyebilirdim ki ? her şey güzel gidiyordu. o manyak ruhlu kızın yüzünden bira içme yarışına girme kararı verildi tam o sırada.
hanımefendi 1 bira fondip yapmaktan falan da bahsetmiyordu. 3 er tane birayı hiç konuşmadan en hızlı kim bitirecekti. çerezler açıldı cips açıldı kızın 3 ten geri sayımıyla başladı. özet geçmek gerekirse ben 2 nin sonlarındayken yarışı kaybetmiştim bile. hadi şimdi denize giriyoruz diye ayaklandı bi anda.
gibicem artık deniz fantezinizi demek istesem de kızın hadi hadi ben kazandım ısrarlarına uyup ayaklandım. o zamana kadar ortalama bir yaşantım vardı, normalde ne asosyaldim
ne de bu tür manyaklıkları yapan biri. bu kadar olayın ağır geleceğinden korkmaya başlamıştım. hayalde gibiydim dıbına koyayım. ne tür manyaklarsınız anasını satayım
dedim bir anda ve bu seferki içimden değildi. saçlarını atıp bana dönerek gülümsedi, cevap vermeden soyunmaya başladı. iç çamaşırlarını çıkarmadan koştu suya ve
dalıp açığa doğru yüzmeye başladı beni beklemeden. ben de sadece baksırı bırakarak peşinden gittim. artık alışmaya başlayacaktım onlara. arada absürd tepkiler versem de
içimde hissediyordum bunu. mutluydum. belki bununla da sevişiriz hayali kurarak yanına vardığımda, hadi yeni oyun vakti diyerek hayallerimi gibti. -
30.
+10 -4eve gidip elimi yüzümü temizledikten sonra internette boş boş zaman öldürdüm buluşma saatine kadar. her tarafım acıyordu, yüzüm değişmişti bir anda dıbına koyayım,
asıl estetik ameliyatı buydu işte. taktım kulaklığımı 'waiting for the end' şarkısına bağırarak eşlik ederek yürüdüm karanlıkta ergen gibi.
serana spor bi motorla geldi buluşma yerine tam saatinde. suratıma en ufak bi yorum yapmadan atla arkama dedi gülümseyerek. ben de hiç açmadım konusunu.
tekrar taktım kulaklığımı açtım aynı şarkıyı, deniz kenarından gece vakti rüzgarı yiyerek ve sevdiğin müzikle efsane bir kıza sarılarak gitmenin tadını çıkardım her şeyi unutarak.
aynı tepeye gittiğimizi düşündüğüm yoldan ıssız bir dağ yoluna saptık. ne kadar alışıp güvencek gibi olsam da yapacakları şeylere, her seferinde içime biraz korku geliyordu. küçük bir kulübeye vardık karanlıkta kaybolmuş. içeri girdiğimde kim bilir karşımda ne tür bi takluk beni bekliyor olacak diye düşünürken sadece elektirikli sobayla ısınmış sıcak bir oda, küçük bir televizyon, mini buzdolabı ve yataktan oluşmuş bi yerle karşılaştım. konuşmadan dudaklarıma yapışıp soymaya başladı beni, heyecan ve mutluluk karışımı bir duyguyla, anı tak etmekten korktuğum için tek kelime etmeden karşılık verdim. yaklaşık 50 dk sonra falan hiç konuşmadan duşa girdik ve giyinip içinizi titretecek derecede huzursuz bir evin bodrum katına gittik. o an ölsem de dünya gibimde olmazdı.
tanrı gibi hissediyordum. -
31.
+14yaklaşık bi yarım saat sonra kızlar ve kato gitti, biz de 2 bira açıp havuz kenarına oturduk mikoyla. benimle açık açık konuştu. senin de bizimle olmanı istiyoruz.
bize cesur ve güvenilir adamlar lazım tarzında şeyler söyledi. siz kimsiniz diye sorduğumda bunu sana anlatmaktan çok göstermek istiyorum, yaşayarak anlamanı istiyorum diye karşılık verdi. 3-4 gece bizimle takıl hoşuna gitmezse basıp gidersin, özgürsün dedi.
zaten bunalımdaydım, hayatım karma karışıktı. son senesinde okulunu bırakmış,
ailesiyle biraz sorunları olan şu 2 haftalık tatili bittikten sonra ne tak yiyeceğini bilmeyen biriydim, miko bunları söylerken. fazla detay sormadan (biliyordum çünkü net cevaplar vermiceğini, yaşayarak gör cevabını alcaktım yine) kabul ettim. zaten yapacak bi şeyim yoktu. ne iş ne okul ne herhangi bir sorumluluk.
kafamı dağıtmaya yardımı da olur belki diye diretmedim. bu gece eve gitmem gerektiğini her şeyimin evde kaldığını merak etmemeleri için ailemi ve 1-2 arkadaşı aramam gerektiğini söyleyip yarın buluşabileceğimizi söyledim. kabul ettikten sonra 5 dk müsade isteyip yukarı çıktı ve güzel bir takım + elinde poşetle geri döndü.
bu poşet düşünmende yardımcı olsun diye bu takım da yarın gece giymen için dedi. ona ulaşmak için telefon numarasını istediğimde ise gece 12.30 da xxxx de olmamı ordan arabayla beni birilerinin alacağını söyleyip bitirdi konuşmasını. elimde takım elbise ve içinde 1 tane gibimsonik bi kutu olan poşetle ayrılıp yazlığa doğru yola koyuldum. -
32.
+13 -1@porseidon == dostum yanlış anlama ama senin edeceğin küfür ya da atacağın çükünün
benim için ne kadar önem arz ettiği hakkındaki düşüncelerimi belirtip canını sıkmam istemem.
kimseyi burda bekleyin ve beni dinleyin diye zorlamıyorum. hayatım hakkında en ufak bi fikrin yok. sizden ne bir şuku bekledim, ne de entry girip başlığı ayakta tutmanızı. arada sırada bakıp yazıp yazmadığımı kontrol edebilirsiniz. hayatım saçma sapan bi hal aldı yine. vaktim oldukça yazıcam. günümüze kadar getireceğime ve o 1 yıllık süreçteki yaşadığım herşeyi anlatacağıma dair söz verdim. siz her saat beklemeyin arada sırada kontrol edersiniz. eninde sonunda yazıcam. -
-
1.
0sen gibtir et milleti. tek istediğim yarıda bırakmadan bitir hikayeyi.
ama yine de çok bekletmemeye çalış. -
2.
0Ne zaman yazcan panpa bugun yazacan mı birazdaha
-
3.
0kurban oldugumun evladı cok iyi gidiyorsun ondan milletin isyanı
diğerleri 1 -
1.
-
33.
+13o olaydan sonraki hafta, biraz durgunlaşmıştı ortalık. tekrar, extrem spor tadında manyaklıklar yapan, maceraperest arkadaşlar olmuşlardı mikolar.
benim için, en büyük eğlenceli kısım ise, o boş günlerde 3-4 saat boyunca,
bazı, kendini savunma teknikleri ve absürd anlarda sakin kalabilme gibi çalışmalar yaptırmaya başlamış olmalarıydı. hiçbir isim vermeden gösterdikleri enteresan dövüş teknikleri, çok hoşuma gitmeye başlamıştı. insan vücudunu ezbere biliyor gibiydiler. küçük dokunuşlarla bile nefessiz bırakmayı biliyorlardı insanı.
öğrenmeye başladığım bu şeyler, o kadar mutlu ediyordu ki beni, uslu öğrenci modunda hiçbir şeyi kaçırmamaya çalışarak dinliyordum. çünkü biliyordum, bi gün bu gruptan
bi şekilde koparsam bile, bu öğrendiklerim hayatım boyunca daha cesur olmamı sağlayacaktı. onların yapabildiklerine tanık olmuştum. ben de onlar gibi olabilirdim. belki onlardan ayrıldıktan 5 sene sonra, başka bi şehirde, sevgilimle yürürken, bana sataşacak
4-5 tane çapulcuyu güle oynaya dövebilcektim. her ne kadar önemsiz bi şey gibi dursa da
şu an, o sıralar çok hoşuma gidiyordu bu tür ihtimaller. en azından sonraki haftasonu babamı korumama yetmişti. -
-
1.
0Sonunda lan
-
1.
-
34.
+13ne yapsam diye düşünürken uyuya kalmışım kağıt kucağımda fotoğraflar yanımda. gözlerimi aralayıp uykulu gözlerle telefonun saatine baktığımda saat 13.00 sularıydı.
karşımdaki koltukta oturan seranayı görünce telefonu elimden düşürürerek ve korkudan titreyerek zıpladım yataktan. ne işin var lan senin burda? nerden biliyorsun evimi?
nasıl girdin buraya ruh hastası? tarzında 2-3 tane arka arkaya soru cümlesini sıraladım nefes almadan bağırarak. önce sadece sessiz bir şekilde gülümseme mimiğini aldı suratı, ardından sesli gülüşü eşlik etti suratına. korkmana gerek yok sadece biraz seni izlemek istedim diye yanıtladı sorularımı es geçerek.
bakarsın bir gün sana da öğretirim dedi sadece sorularıma küçük bir cevap niteliğinde. şaşkınlığım geçmeye başlamışken kutunun içindekilerle ilgili konuşmaya
başladı. biraz paraya ihtiyacım var da sen zengine benziyorsun 2-3 bin tl borç verir misin diye sordu anlamsız bir şekilde züt insan.
parayı kendi parammış gibi görüyor muyum diye yaptığı küçük bir test olduğunu düşünüp, para zaten sizin al hepsini dedim. sakin bir şekilde yerinden kalkıp, cevabını vermiş olduğuna göre gidebilirim ben dedi. kutuya para haricindeki, zarfla fotoğrafları koyarak kalktı. kapıya değil de terasa doğru yürüdü dıbına koduğumun ninjası. içim bir kötü oldu,
sanki elime gelen büyük bir fırsatı tepmişcesine. hiçbir zorlamaları yoktu, farklıydılar, para sıkıntıları yoktu. aptal anlık korkumun yüzünden hayatımın bütün akışını gibebilirdim o an. bekle diye seslendim arkasından ve mutfaktan bıçağı alıp elimi kanatttıktan sonra parmağımı basıp imzayı da atıp şimdi gidebilirsin dedim ciddi bir ses tonuyla. kalemi elimden alıp cebinden çıkardığı küçük kağıda saat ve yer belirtip arkasına takım elbise zorunlu değil yazıp bırakıp gitti gülümseyerek. -
35.
+12 -1ne oyunu oynayabiliriz burada? ne istiyorsun söyle bakalım dediğimde, tabiki nefes tutma oyunu aptal cevabını aldım. cidden çok mutlu olmuştum bunu duyduğumda.
çok iyi olduğum bir konuda, onlardan daha iyi olduğumu gösterme fırsatı yaratmıştı bana.
kazananın herhangi bir sınırı olmayan bir istek hakkı olur diye iddayı da belirledim, gülümseyerek kabul etti. ilk dalışı ben yapıp o suya ve karanlığa rağmen
110 saniye civarı durmuştum suyun altında. suyun soğukluğu ve karanlık olmasından dolayı kazandığımdan emindim.
kızda da şaşırmış bir surat ifadesi oluşup, çok absürd şeyler isteme ama yanıtı gelince,
kendi kendime kutlamaya başlamıştım galibiyeti. yine de ben de denemek istiyorum şansımı dedikten sonra cevabımı beklemeden daldı suya. ilk 60 saniyeyi suratımda gülümsemeyle saydım. bu 60 saniyeyi 3. kez saydığımda suratımda yediğim yumruklardan beter eden bi surat ifadesi oluşmuştu.
suyun üstüne çıktığında hadi üşümüşsündür sen, gidelim diyerek isteği sonra alırım dedi, taşak bile geçmeden. bu ne dıbına koyayım? bi kere de şaşırtmayın koduğumun insanını diyerek takip ettim şaşkın, sinirli ve hayran bir halde. yaşadığım duygular birbiriyle sevişiyordu resmen. ajan gibi hepsinin abuk subuk özellikleri vardı dıbına koyayım.
taşak geçiyorlardı benimle resmen. gurur falan kalmadı avradını gibeyim. kızın biri tek eliyle kendinden 2 kat büyük birini kilitliyor, diğeri geliyor 3 dakika soğuk suyun altında duruyor. ama 3 kişilik bir gruptan dayak yiyen ve yumruk atmaya cesaret ettiğim mikodan emir alıyorlar.
hepsi arkadaş gibiydiler ama son sözü miko söylüyordu her zaman. ne ayaktınız siz dıbına koyayım ? mikoyu bu kadar özel yapan neydi ? sonradan anlamıştım gerçi... -
36.
+13hiçbir şey söylemeden durdum karşılarında yaramazlık yapmış cezasını bekleyen küçük korkak bir çocuk gibi. düşünüyordum da aynı zamanda, kafamda aptal aptal sorular
oluşuyordu. tek yaptığım kavgadan kurtarmaktı adamı. absürd bi şey yapsam, enteresan bi şekilde kendimi kanıtlamış olsam, herhangi bir konuda üst düzey yeteneğim olduğumu falan farketseler neyse, sadece o gün mikoyu kurtarmamdan dolayı olayın buraya gelmesi kafamı çok fena karıştırıyordu.
göze direk çarpan şey parlıcak derecede dikkat çeken kıyafetleri, benim yaşlarıma yakın olan çocuklar oldukları ve hiçbir şeye özenilmemiş sade maskeleriydi. simsiyah sade bir maske, sadece göz delikleri açık-ağız/burun için yeri bile yoktu. kendi kendime zütlerinden nefes alıyorlar herhalde diye bile düşünmüştüm o kasvetli odada.
bi 3-5 dk anlamsız bir bekleyişten sonra miko ve işi var onun denilen ciksi kız girdi odaya gülümseyen suratlarıyla. vücudunun gördüğüm her yanını hatırladığım o mükemmelliyet
abidesi elini uzatıp adının serana olduğunu söyleyip tanışmış oldu benimle.
masaya oturmamı istediler ve bi tek katonun ayakta olduğu yerde herkes yerleşti masaya.
diğerlerinin hiç sesini çıkarmadığı masada miko ve serana konuşmaya başladılar benimle. miko kutuda gördüklerine rağmen geldiğine göre büyük ihtimalle bizden biri olmayı istiyorsun diye düşünüyorum artık dediğinde ne diceğimi bilemedim. para yok muydu lan onun içinde ? nasıl bakmazsın dıbına koduğumun salağı kim bilir nelere sebep olcak bu aptallığın diye yakındım içimden kendi kendime. bakmadım diyebildim sadece. serana çok şaşırmış bi surat ifadesiyle önce bana sonra mikoya bakınca ortamdaki soğuk havayı bi nebze dindirmek için; kafam çok dalgındı, unutmuşum, ama işte buradayım gösterceğiniz ve söyleyeceğiniz ne varsa hepsine hazırım tarzı gibimsonik bi cümle kurabildim sadece. -
37.
+12 -1taktım kulaklığımı çıktım teresa müziklerim eşliğinde, gece olabilecek şeyler hakkında tahmin yürütmeye başladım. 1-2 saati de öyle yedikten sonra, gece vakit bulamam diye, arabayla xxx in dışına çıkıp yol kenarında çok güzel bi restaurantı olan benzinliğe gittim. sahile yakın olmak istemiyordum yalnız başıma.
akşam yemeğimi orada yiyerek hallettim. amaçsız bi araba gezisinden sonra, nilanın kapıyı kendi açıp girdiği ana kadar salonda pinekledim elimde karalama defterimle birlikte.
hadi hazırlan, hemen gidiyoruz dedi, hiç de sakin olmayan ses tonuyla. defterimi çaktırmadan koltuğun altına itip, ceketimi giymem yetti hazır olmak için.
çok hızlı bir şekilde ilk gün bigibletle gittiğimiz eve gittik. dıbına koduğumun kızı öyle bir sürmüştü ki, deist adama ilkokulda öğrendiği bütün duaları hatırlatmıştı.
evin önüne geldiğimizde ilk defa kalabalık bi grup görmüştüm. 4 tane motora 2 şer kişi halinde yerleşmişler, önceden bindiğim jipe 2 siyah jip daha eklenmiş, bizle birlikte tam 8 araç vardı. içerden çıkan miko ve serananın jipe binmesiyle harekete geçti herkes. en önde 2 tane motor, arkalarından içinde kim var bilmediğim jiplerden biri, arkasından diğer 2 motorlu grup, onları takip eden seranalar, seranaların arabasının hemen arkasında biz ve en arkadan gelen diğer jip kimsenin sırayı ihlal etmediği bir şekilde yola çıkmıştık. -
38.
+12 -1bu gece devam edeceğim.
-
-
1.
0Et yani bencede . Abi merakla bekliyorum ya
-
2.
+1Abi o allahın askina devam et yemin ederim babam modem in fişini çekiyor ben takıyom
-
3.
0Abi o allahın askina devam et yemin ederim babam modem in fişini çekiyor ben takıyom
diğerleri 1 -
1.
-
39.
+13akşama kadar çok sıkılacağım kesin gibiydi. nilanın gelmesine daha çok vardı,
dışarı çıkmaya da korkuyordum ama bi şeyler yapmazsam çıldıracaktım o evde.
hem biraz kafamı dağıtayım hem de belki zaman kazanırım diye babamı aramak
geldi aklıma. biraz hal hatır muhabbeti yaptıktan sonra asıl aklımda olan konuya geçiş yaptım.
ne de olsa şu an okul olayımın falan olmadığını, önümüzdeki kışa kadar boş boş durmamın absürdlüğünü, şu an burada yaşlı bir tekel çalıştıranın yardıma ihtiyacı olduğunu ve yazın onların geleceği zamana kadar burada kalıp çalışabileceğimi söyledim. ilk başlarda sıcak bakmasa da olaya, ısrarcı yanıma yenik düşüp kabul etti. tek şartı, o haftasonu, yanlarına gidip doğru dürüst konuşmaktı bu olayı. her ne kadar dondurduğum okula geri dönmeyeceğimi veya yeni bir üniversiteye başlamamın inandırıcı olmadığını bilse de, hem arabayı onlara bırakmam için, hem 3-5 parça eşyayla yazlığa gittiğim için, hem de bi umut beni ikna edip kışlıkta bana başka bir iş bulabilme şansı olduğunu düşündüğü için yanlarına çağırdı. bunların sırf adet yerini bulsun diye yapılacak şeyler olduğunu bildiğim için kabul ettim sorun çıkarmadan.
araba yaza kadar bende duramazdı zaten, haklıydı adam. babamla yaptığım konuşmadan sonra, kafama takılan konuların bir kısmı aradan çıktığından dolayı az da olsa rahatlamış hissediyordum. sırada o geceyi beklemek vardı. -
40.
+10 -3özür diliyorum. haftasonu devam etmeye çalışacağım. şu an taka sardı işler. illa eski arkadaşları devreye sokturtcak bana yeni hayatımdaki tipler. haftasonu yazıcam muhtemelen. entry, şuku falan girmeyin beklentide olmayın. ben söz verdim bitiricem zaten. arada sırada kontrol edersiniz. hadi eyvallah
-
-
1.
0Herseyi göze aldığını biliyorum...
-
2.
+2Oh mike neden böyle yapıyorsun hah dostum
-
3.
0Aminakoyum senin
-
4.
0Tekrar aminakoyu
-
5.
0Ben de dıbına koyum nerdesin lan muallak
-
6.
0birader öldünmü yaralandınmı korkutuyon lan beni sözlüğede entry girmemişsin hiç iyimisin görünce cevap ver
-
7.
0Tekrar dıbına koyum
-
8.
0Tekrar dıbına koyum
-
9.
0Tekrar dıbına koyum
-
-
1.
0Tekrar amk
-
2.
0Tekrar amk
diğerleri 0 -
1.
-
10.
0Kardes 344 gün 22 saat geçti hala haftasonu olmadimi nezaman devam etcen
-
11.
0Kardes 344 gün 22 saat geçti hala haftasonu olmadimi nezaman devam etcen
-
12.
0Ben de amk
-
13.
0Hadi 0c
diğerleri 11 -
1.
-
41.
+13sadece eğlenerek yaptığım çalışmalar ve manyaklıklar haricinde hiçbir olay olmadı.
ama sebebini bilmediğim yerlerden, küçük küçük paylar almaya devam ettim.
ailemin yanına gideceğim zaman, elimde 45 bin tl para olmuştu. yanıma 5 bin tl alıp, kalanını yazlığa sakladım. mikoları da durumdan haberdar edip, bizimkilerin yanına gitmek için ayrıldım yazlıktan. yolda giderken mikonun kafama takılan sözünü düşünüyordum. 'tamam git ama döndüğünde bununla ilgili kesin bir konuşma yapalım seninle,' falan demişti. ne demek istemişti acaba ? o genç grubun hiçbirinden aile muhabbeti duymamıştım. kimseleri yok muydu ? ya da ailelerinden bilerek mi uzaklaşmışlardı ? benden de böyle bir şey ister miydi ? tarzı sorularla yarı dalgın bir şekilde döndüm ana kucağına. o kadar kısa zamana rağmen, annemin çok özledim fasıllarını falan geçip, 2. gün rutine dönmüştük. babamı da ikna etmiştim sorunsuz bir şekilde yaptığımız konuşma sonrası. o gece, babam hiç alakası olmayacak bi yerde, kıraathanede takılıyormuş. dışardan döndüğümde annemden öğrenmiştim. annemin almam için verdiği sipariş listesini tamamladıktan sonra babamın yanına uğramaya gittiğimde, kıraathanede o an başlayan tartışmaya tanık oldum. olaylarla hiçbir alakası olmayıp, tartışmayı ayırmaya çalışan babama patlayan 2 bin kurusu, öğrendiğim şeyleri denemem için, 2 tane ideal sığır yerini almışlardı. bi anda elimdeki poşeti bırakıp 2 sini de çok basit bir şekilde etkisiz hale getirdiğimde, babamla birlikte bi çok insan anlamsız bakışlarla beni izliyorlardı. mutlu olduğumu belli etmeyen suratımla babamı ufak çocuğummuş gibi alıp,
ayrıldım kıraathaneden.
arabaya doğru giderken, uzaktan motorla izleyen nilayı görmem sinirlerimi alt üst etmişti, mutluluk falan yok olmuştu o an, ama çaktırmadan geçtim direksiyona, eve sürdüm.
kışlığı ve ailemi de öğrenmiş olmuşlardı demekki. o kadar yararları dokunmalarına rağmen, ailemle alakalarının olma ihtimalleri bile bana batıyordu nilaların.
amaçları neydi dıbına koyayım. -
42.
-13Panpalar mobildeyim cuguyu basın da başlığı kaybetmiyeyim
-
43.
+13nilanın asık suratı, bizi bekleyen şeylerin ciddi anlamda tehlikeli şeyler olacağının göstergesiydi. bu kızın bildiği bi şeyler vardı. bu sırada kamyon durmuş ve bizi anayolun kenarında bırakıp devam etmişti. hemen durduğumuz yerin yanında, 2 tarafı da sıralı ağaçlardan oluşan dar bir yol vardı. özgünün peşinden o yolda yürümeye başladık. hafif arkalarından ilerlerken nilayla birlikte, merakıma yenik düşüp 1-2 şey sordum. ne olursa olsun bu gece yanımdan fazla ayrılmamaya çalış, sakin kal ve önündeki uzun yılları düşünüp bütün yaşama iç güdünü devreye sokup elinden gelen her şeyi yap cevabını verdi. ne alaka dıbına koyayım,ne ömrü ne yaşama iç güdüsü diye afallamıştım.
ne olacak bu gece diye tekrar sorduğumda ise muhtemelen özgünün duyabilceğini düşünüp sus işareti yaptı ve sadece dediklerimi kafana iyi kazı dedi.
daha yeni gelmiştik avradını gibeyim, eve bile yerleşmedik. ne olabilirdi ilk geceden bu kadar dikkat etmem gereken şey ?
neler gördük o kadar kısa sürede nila, hiçbir şey olmaz tarzı şeyler söyledim kısık sesle içimi rahatlatmak için.
hafif kafasını sallayarak, anlamlı-huzursuz bir gülüş atıp, sen daha hiçbir şey görmedin diyip adımlarını hızlandırdı. tek başıma kalmıştım arkadan yürüyen.
düşüncelere dalmıştım yine. o an korkmuyordum aslında ama nila gibi bi kızı bu kadar huzursuz edebilcek bi şey cidden ne olabilirdi ? o bile böyleyse, benim bu kadar rahat olmam normal miydi ? kesin abuk subuk bi şeyler olucak yine, en azından miko ve serana falan da burda olsaydı da kafam rahat olurdu tarzında şeyler geçiriyordum kafamdan. ama sadece 4 kişiydik ve sadece nilayı tanıyordum. o yüzden dediklerini dikkate almalıydım. akşam her ne olacaksa olsun hazır olmalıydım. -
44.
+12 -1yolda bana karşı çok sıcak davranan bu kıza karşı bi çok soru sordum. neden beni bu gruba aldıklarını, amaçlarının ne olduklarını ve aklıma gelen onlarcasını...
normal muhabbet anlarında çok sıcak olan bu tipler, konu siz kimsinize dayandığında, birden dili kopan insan moduna bürünüyorlardı. artık bizden biri sayılırsın,
mikonun da dediği gibi sormayı bırak ve yaşayarak gör bazı şeyleri diyerek,
kaçmış oldu bütün sorularımdan.
ufak çocuk misali şarkı söylemeye başlayarak, küçükken kızların yaptığı hızlı yürüme hareketi vardır ya hani, sağ bacağı sola sol bacağı sağa atıp kolları hafif sallayarak çok küçük adımlarla koşarlar.
o kadar masum ve tatlı gelmişti ki gözüme ben bile gülümseyip mırıldandım söylediği şarkıyı. her tanıdığım yeni insan beni bu gruba daha çok bağlayacak gibi duruyordu.
kaç kişiydiler acaba ? sahilde oturmak ister misin sorusuyla kesti şarkısını. bana artık sahil demesin kimse diye çıkışınca bi anda, çok fena gülmeye başladı kız.
koluma girdi bir anda, ben yanındayken bi şey olmaz korkma diyerek çekiştirdi beni.
tekele girdik birlikte, sahilde atıştırmalık bi şeyler alalım en azından diye.
6-7 tane bira, çerez, cips falan alıp iyi geceler diyip çıktık para falan ödemeden. mülayim suratlı dayı mikoya selam söylemesini istedi kızdan çıkarken.
dışarı çıkar çıkmaz, parayı vermedik dediğimde ise benim param kalmıştı zaten orada diyip geçiştirdi. anlamlı bir bakış atıp soru sormadan yürüdüm yanında. -
-
1.
+1Vay amk. Tekelci dayıda işin içinde
-
1.
-
45.
+12olayın başladığı ilk 3-4 günü ayrıntılı anlatma nedenim, olayların nasıl geliştiği konusunda kafa karışıklığı yaşamanızı istemememle alakalı.
baykuş gibi sürekli gece görüşüyorduk nedense.
gündüz yerin altına mı giriyorlardı napıyorlardı bilmiyordum. evime gündüz gelmeyi biliyorsun dıbına koduğumun kızı neden gündüz buluşamıyoruz diye konuşuyordum kendi kendime.o gün biraz düşünmeyi bırakıp buluşma saatine kadar kendime zaman ayırmak istedim. önce yaşadıklarımı tek tek yazmaya başladım okey puanlarını yazmak için kullandığımız deftere. ardından akşam üstü ilk günkü kavganın yaşandığı denize gittim. bomboş olan sahilde ve kış günü o soğuğu hissettiğim bir günde dalgalı suya saldım kendimi. yürüyerek ilerledim kafam dahi girene kadar sallana sallana dalgalı suda.
kendimi dokunulmaz biri gibi hissetmeye başlamıştım bile o imzadan sonra. zütümde anlamsız bir kalkıklık oluşmuştu, normalde karı gibi bağırcağım suda, sesimi çıkarmadan yüzmeye başlamıştım. yaklaşık 8-10 dk arası suda kaldıktan sonra giyinip ıslak ıslak uzandım kumlara. niye uzanmayayım ki kıyafet sorun muydu benim için ? tabiki hayır.