bu bir jigolo hayat özetidir

prezerve sonra okurum

gibtiğimin bir kıtabı vardı. denizkızlı birşeydi. çizgi filmli kapakta deniz kızının dolgun memeleri ve kızıl saçları ile çok albenili geliyordu. kalbimin bir anda hızla çarpmasına sebebiyet veriyordu

ve devam ettim. daha hızlı biraz acıyor. kitap kapağı sert deniz kızı memesi ıslak ve yumuşak. daha hızlı. pijamamı neden sıyırmıyorum peki neden beyaz külodumu indirmiyorum. az bir ıslanma vardı pipimde lan dedim. sidik kokmuyordu. korktum hemen her şeyi bırakıp tv izlemeye kaçtım. kulak yüz kıpkırmızı.

bu olay beni tamamen dersleri bırakıp basket takımında başarılı olabilmek için spor yapmaya iter. malum panpam bana kefil olmuş.
baskete olan ilgim alakam neticesinde belediyenin takımına kadar yükselirim. artık günde en az 6 saat spor yapar basket oynar hala gelmişimdir. boy atar kilo azalır vücut şekillenir. kızlar beni farkeder beyler. kavgalarda da ortamın dıbına 7 bin koyarsa namımız lisede mahallede ilçede alır gider.

heyecanlı ergen ben işte. tam öys ye 2 ay kala tam basketçi olmaya baş koymuş, büyük şehir takımları tarafından takip edilen ben, takımın dangalak yeni yardımcı koçunun hiç görmediğim anama maç esnasında küfretmesi sonucu elimdeki topla binle kavga edince takımda atılırım ve basketbol kariyerimde burda biter.

beden hocam beni teselli için beleş yüzme kursuna yazdırır. ordan yüzücülüğün temellerini atmış olurum.

kızla, lise 1 de, bizim hayvanlarla yemek yerken yemekhanede bakışıyoz falan. fakirim dıbına koyum ben soda içerim. bakışıyozda hani ilk kez göz göze geldik ve birbirimize bir süre takıldık. ertesi gün öylen yine aynısı bu sefer el ayak oynuyor gözler ayrılmıyor.
zütümü dayaadığım kaloriferimin yanından kalkmayan ben, her teneffüs bulabildiğim hayvanla dıaşrı çıkıyor kızı arıyorum bahçede gözünü eve gitmeden önce son kez görüyüm diye. bir gün ermeni bin bizimkilere söylemiş bunda bir hal var sıradan kalkmazdı demiş.

arkadaşlarım 1 gün beni izliyerek geçirmiş. ve dediler ne var. bir şey yok sizden ne var. dediler sende ne var. yok dedim. bir bira verdiler. döküverdim her şeyi. gençlik ergenlik işte. aşığım lan tripleri ve bizim kızlar gider kıza söyler. benim haberim yok.

ertesi gün artık kalbim yerinde durmaz. kızın saçını görsem artık tuhaf oluyom. bir gün oturuyoz bahçede sigara içiyoz. kız güvenlikçi kulubesine servis parasını yatırmaya girdi. 5 dakka sora çıktı kız. attım sigarayı yere koştum geçtim kızın karşısına o masum ne var lan yannan bakışını unutamaıyorum.
ben gogh ve gözlerimi senden alamıyorum, dedim.

kız bakakaldı. ve olayın dıbına koyan olaylar zinciri.
arkadaşlarımın tüm saflık ve iyi niyetiyle arkamdan koşup gelmeleri ,ergen borazan sesleriyle ne goştun dıbına goyum gavga var zandık ne koşuyon muallak ha bu kız o kız mı lan peki niye goşuyon demeleri beni övmeye başlamaları şair ressam basketçi bebe.
eeee çıkınca 7 hayvan, kızın karşısına bahçenin kuytu köşesinde, güvenlikçide ne sandıysa artık ağzında düdüğü öttüre öttüre koşuyo. servisçi yanında yetişin kıza yapacaklar diye bağırıyo. nöbetçi hoca okulun kapısından bağırarak geliyor.

tüm bu olanlar 5 dakikadan az bir süre içinde gerçekleşiyor.

takipçilerim varmış şukuluyom rezerveleri.

öğretmenler güvenlikçiler hatta karşı kırtasiye esnafı toplandı bahçeye. biz şoktayızda kız akıllıymış. malum bizim adımız çıkmış 9 a inmez 8 e ne desek boş. kız, arkadaşlarla şakalaşıyoduk biraz gürültülü oldu kusura bakmayın hocam diye özür diledi.

bizim matematikçinin tepkisini unutamıyorum.

- kızım bunlar senin arkadaşın mı?

kızın o gün bir daha yüzüne bakamadım. ilk kez bu kadar yakından göz göze gelip kız beni dinleyince yüzüme yerleşen salak hafif utanmış vari yamuk sırıtış ise o gün yüzümden hiç silinemedi.

bizim sınıftan kızlar öğrenmiş. kızın hoşuna gitmişim kız benle tanışmak istiyormuş. yarın konuşurum dedim. peki dediler kızdanda onay aldık yarın öğlen konuşçaz.

lan bir gözüm doldu.

yukarı yukarı yukarı

reserved.

reserved zanza

@87 nasıl lan bir gözüm doldu
tek gözün mü var amk türkçeyide en anlamsız gereksiz yerde düzgün kullanıyon he

@2 harbiden hayatımın sayılı anlarında böyle gülmüşümdür en büyük huur çocuğusun şukular feda sana

gidemedim o gün. Ermeniyle Satanist bir de fakir bin beni kurtarmışlar kardeşlerim . Çok hastalandı demişler.
Gece tam 00 eve gidecez. Antrenman bitince çocuklara sordum bu kızın evi nerde.
Dediler şeyin sokağında şeyin az ilersinde ne yapacan ki. Atladım bigiblete. Gittim kızın evine. Yapma dediler dinlemem. Pişmanlık keşkeler keşke demek istemiyordum. O kızı bulacam söz verdiğimiz gibi tanışcaz.
O sokakta bir düğün vardı. Herkes sokakta. Ama o herkesin içinde biri vardı ki. Gecenin dolunayı gibi. Beyaz tenine kara elbise. Cümbüş milyon kişi de olsa yine bir bakışta farkederdim.

gelcem buraya

düğün işte bizim oranın. halaylar içkiler paralar arabalar. Sabaha kadar sürer.
Kitledim bigibleti dümdüz kızın oturduğu masaya. Masada bebeler falan var.
-Merhaba
-aa meraba sende mi burdaydın geçmiş olsun git yat istersen
-yok ben sana söz vermiştim.
-neden ki antrenmanda tozu dumana katmışsın fatih dedi.(fatih gerçek adıdır. Yo yo gerçek adı top fatoştur. Dedikoducu, zütünü kıvıran, ağzını yüzünü eğerek konuşan binin tekiydi)
-peki sen nasıl istersen. Ben şey ben gogh. Ben gidiyorum. Gitmeden önce ben yağlı boya ve sulu boya dersleri alıyorumda ama en çok kara kalem seviyom onu çok iyi yapıyorum. Bu resmi birinden ilham alıp yapacaktık. sonrada ona hediye edecektik. Ben sana tutulduğumu hocalar gelmeden belirtmiştim. Şey.
-evet

beyler kızın adı selin olsun. Öyle diyelim

-bunu ben seni düşündüm. Aslında uzun zamandır seni düşünüyorum. Sapık falanda değilim. işte ödevimde bu. Lütfen kabul et. iyi geceler.

Dedim kızın eline spor çantamda çıkardığım dev bira poşetininin içindeki tabloyu verdim.
kaliteli eski mobilya tahtalarından çakımla ellerimle yaptığım tabloda ilk sulu boya çalışmam vardı.

rezerved panpa devam et iyi gidiyo hikaye