bu bir jigolo hayat özetidir

bir kız ki kırmızı dar bir mini elbisesi. yan suitden kesmeye başladım. yapacak iş yok. eğlence havamda da değilim. dedim ya durumum şişlikler indi morluklar kırmızı tona döndü.

şampanya içiyordu masada kızlar öğrenci olmadığı belli erkekler.
elimde fakir sulu biram. aklıma selin geldi.

kalktım işemeye gittim. dönerken koridorda o kırmız saten elbiseli sexy kadın. kibarca gülümsedi. yanımdan geçti ve bir ses geldi.
yere düşmüş. topuğu kırılmış. sizi masaya zütürüyüm dedim. bence arabama bıraksan daha iyi olur dedi. wc lerin ordaki dıştan açılan arka kapıyı açtırdık. kucağıma aldım. kollarını boynuma attığında göğüslerine bakamadan edememiştim. zayıflığına rağmen etli olması içimi tiril tiril titretmişti. dahası nefesindeki meyvemsi alkol kokusunu alınca kırmızı ince dudaklarının tadını merak etmemek elde değil. tam dudaklarına bakarken bana az önceki gibi kibarca gülümsedi. tansiyondan düşmek istedim. pipime giden kanı hissediyordum.
bu kadın gerçekten ciksiydi. gerçekten içimi kıpraştırmıştı. dahası gibim çok uzun süredir soğuktu. pantolonumun içinin ısındığı aşikardı.
otoparka doğru yürüyorum

siyah bir polo ya geldik. teşekkür etti. çantasını bana uzattı.
-arabayı sen kullanabilir misin?

o kadar kibar o kadar tatminkar. soruyu sorarken ikna olmuştum. yine de

-içerde arkadaşlarım var ehe. isterseniz taksiye kadar eşlik edeyim.

tek ayağının üzerinden doğruldu. yanağıma yumuşacık elleriyle dokundu. dudağıma bir buse kondurdu.

- ya şimdi dedi.

güldüm utandım sıkıldım. arka kapıyı açtım. buyrun dedim.

ankara da doğru düzgün yer bilmeyen ben çayyolundaki bir evi tarifle bulabilmiştim. yarım saat sürdüm.
onu rujunu tazelerken izledim. öğrenci olduğumu söyledim. ben soru sormuyordum. sadec bu yabancıyı hafızama bu haliyle kazımak istiyordu. arabada giydiği kürkü onu tam bir madonna yapmıştı. düz kömür siyahı saçları. teni tenime rengi. zayıftı. kollarımda ise hiçte öyle değildi.

kapısına geldik. arabayı parkettim. ıssız bir yerde ya yeni yapılmış ya yeni boyalı, güvenliğinin kimlik aldığı bir siteydi.

dairesinin kapısına yine kucağıma alıp getirdim. 1.70 boyu 60-50 arası kilosu vardı. sürekli gözlerimi izleyip gülümsüyordu. bense dikkatimi başka şeylere vermeye çalışıyordum.
asansörde açtı ağzını.

- bugün burda kal en yakın taksi durağı bile bir yokuş yukarda.
- hanımefendi lütfen evime gidiyim.
- lütfen burda kal çocuk

içim eridi amın evlatları. asansörde öpüşmeye başladık.

kısa kısa aralıklı öpüşüyoruz.
arada yeşil gözleriyle, çevres kırmızı koyu kahve gözüm bakışıyor. belki biz değil ama gözlerimiz sevişebiliyor.
tanrım sadece bira içtiğimden eminsem bu hafiflemede neyin nesi.

hayatımı değiştiren o kevaşe ayşe. adı uydurmaca gerçek ad yazmıyorum.
şu an okuyor yazdıklarımı haber verdim. selamlar olsun sana sultanım

evine girdik. seke seke girdi içeri. gel dedi. ceketimi yakalarından kendine doğru çekti. öpücükleri gitgide sertleşiyordu.
yapma ne olur yapma diyordum.

tanımadığım insan, yanlış.
bilmediğim ev, yanlış.
bu kadar yakınlaşma, yanlış.

kendime dur dedim.

hayatta hiçbir zaman ailem olmayacak olamayacak anasız babasız binim, doğru.
şu an evsizim, doğru.
en son sevdiğim kız beni kuzenine tercih etti, doğru.

- gel bu odaya geçelim şu fermuarı çeker misin.

fermuarını çektim. giysisini bir hamlede yere indirdi. dantelli kırmızı siyah iç çamaşırları ile kalıverdi. döndü bana baktı.

- ay niye öyle kaldın beğenmedin mi.

yatağa uzandı.

- bütün gece beni mi izleyeceksin.

aslında arabadaki planım buydu. ayakta kaldım. sadece bunu bana yapma diye biliyordum. kemerimi çözdü. ceketimi gömleğimi çıkardı. boynumdan karnıma aşağı dilini gezdirdi. vücudumu eliiyordu. karınımı kendimi sıktıkça mest oluyordu.

- artık yatakta devam edelim hadi

@262 elim virgüle gidemiyor lan. klavyede serçe parmağımda kalıyor basamıyorum adam gibi.

beyler beyler

ayşe beni milli yapıyordu

yatağa geçmişiz. Işıkları kapattık ayışığında bir süre seviştik. Çırılçıplak kalana kadar.

sessiz, yavaş, heyecanlı. Öpücük sesleri o kadar ritmikti ki. Dansa bir an önce geçmek istesemde ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Bu arada 1-2 ay öncesine kadar tango gösterileri düzenliyor derneklere ve arkadaşımın dans salonunda tango dersi veriyodum.
Hala minumum 2-3 haftaya bir dans gecelerine katılırım.
Belki de gerçekten , dostlarımın dediği gibi sanatın çocuğuyumdur. Sanatda da bir kahpelik yok mudur.

kucağımda oturan afetin her hücresini tatmaya çalışırken az itekledi beni . Çekmeceye uzandı. Başlıyordu. Son kez göğüs ucunu sevdim.

taktı tasmasını, aldı kuşu eline, seyrek tüylü yuvasına zütürdü. içeri soktu.

ellerini karnıma bastırarak gibimi daracık yerde sürmeye başladı.

taklit yapmıyordu. Yapmaz zaten. Sadece uzanmış, onun kıvrak az yağlı belinin, ileri geri gidişini izliyordum. Sıkı kalçalarına dev avucumla eşlik ediyordum.

5 dakka sonra. Belki daha az.

kesinlikle 5 dakkadan azdı.