/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +6
    Sonrasında gelen ilk hafta sonunda beni yanına çağırdı. Ben de gittim.

    Yalnız kalıyormuş. Hoş bir evi var. Klima bile vardı iyi hatırlıyorum.

    Bizim tabi dertleşeceğimiz çok belli. Rakı alıp geldim 100lük. Ona da meze hazırlamasını söyledim. Ama o sipariş ederiz dedi. Ve etti.

    Tabi sakin sakin demleniyoruz. Kafalar yerine gelmeye başlayınca. Mila bana anlattı; ailesiyle olan tüm sorunları. Gerçekten içler acısıydı. Çok üzüldüm.

    Mila daha fazla sarhoş olmaya başlayınca bana çok daha yakın oturmaya başladı. Beni de tabi korku sardı. Ne oluyor diye düşünüyorum. Mila gözlerimin içine bakarak hoşuma gidiyorsun dedi.

    Ve tekrar öpmeye kalkışacakti ki engel oldum.
    Gel seni uyutuyum dedim. Yatağına zütürdüm yatırdım. Tabi yatmanın etkisiyle midesi bulandı. Bir de kusmaya zütürdüm. Sonra yattı uyudu.

    Peki ben mi ne yaptım. Kalan rakının bana yetmeyeceğini anlayıp. 2 de bira almaya karar verdim. Biramı da alıp tüm gece o gözleri düşündüm.

    Eğer biri aklınızdan çıkmazsa ne yaparsınız?

    Beyninizi uyuşturmak çözüm sayılır mı?
    ···
  2. 52.
    +4
    Saat 07.00 sularında uyudum. Kalkış saatim ise 15.00 oldu. Mila ortalıkta gözükmüyordu. Baktım kahvaltı için krep malzemeleri hazırlamış. O an en iyi yaptığı yemeğin krep olduğunu düşündüm.

    Yeni mi kalktın? Dediğimde; evet dedi.
    Ancak biraz daha sorgulamamla 3 4 saat önce kalktığını söyledi. Uyanmamı beklemeyip yeseydin be, dedim. Biz misafirimizi bekleriz, dedi. Güldük.

    Krepleri yine çikolata ve sütle gömdükten sonra; bu akşam dönsem iyi olur dedim. Ancak o izin vermedi. Bir günün daha var, dedi. Kabul ettim.

    Yemekten sonra film izlemeye karar verdik. Benim ısrarımla limit yok izledik. Beğendi.
    Kim beğenmez ki. Filmin sonlarına doğru bana "gece neden öyle oldu" diye sordu. Ben de sarhoştun dedim. istemiştim gerçekten dedi.

    O an beynimde yine milyonlarca düşünce oluştu. Sonuç mu?

    Ben de onayladım. Belki dedim. En azından beni önemseyen biri diyerek kendimi teselli ettim. Akşama doğru şarap içmek istedi. Ancak şaraptan fazla hoşlanmadığım için biraya ikna ettim.

    Beyler metabolizmadan mıdır nedir bilmem. Ben 5 biraya kadar fazla kafa yaşamıyordum ( şuan bu 10 bile olabilir).

    O ise 2. birada saçmalamaya başladı. Ve  eski sevgilisini anlattı. Onu aldattığını tek amacının sex olduğunu söyledi.

    ilişkide tek amaç sex midir? Onca bekaret meselesi evlenmeden olmazlar? Erkekler evlendikten sonra değişiyor gerçekleri?

    Hepsi amacımıza ulaştığımızdan mıdır?
    ···
  3. 53.
    +5
    Beyler milayla sevişmek gibi bir amacım yoktu. Ona da öyle söyledim.

    "Bak Mila biz birbirimize destek olmak için varız. Asla seninle sevişmek gibi bir niyetim yok. Bırak biz birbirimize manevi destek olalım. Ve beraber olabileceğimiz birini seversek kolayca kopalım birbirimizden"

    Biraz garip baksa da kabul etti. Bence de öyle olmalı dedi.

    inanın o gece birimiz bile sex isteseydi olurdu. Ancak ikimiz de kararlıydık. Her şeyimizi anlattık birbirimize.

    Sapıttık beyler ikimizde rahatlık isteyen insanlardık. Benziyorduk birbirimize. Içtikçe içtik para onun sayesinde hiç dert olmadı.

    inanın en eğlenceli zamanlarımdan 1 ay geçirdim. Sarhoş ve mutlu anılarımı anlatmak isterdim ancak çok sevinilecek ve anlatmaya gerek duyulacak bir olay yok bu zamanda. Sadece rahat bir şekilde geçti ayımız.

    Bu arada bir yerde onunla barıştık inanın ne zaman hatırlamıyorum(onunla ilgili her şey hafızamdan siliniyor). Ama komik bir olayla barışmıştık.
    Ben sıramda daha ne kadar sürecek tarzı bir yazıyla karşılaştım.

    Tesadüfler var mıdır? Şans mı onun adı? Raslantı? Yoksa hepsi bizi yanıltanlar mı?

    ihtimalleri ne belirler? Rastgele midir? Yoksa belirli midir sırası?
    ···
  4. 54.
    +4
    Dardayım fırsat bulunca yazıcam. Şuan başlasam 1 parttan fazla yazamıyacağımı biliyorum. Ki yazma isteğim de yok.

    Şimdiden kusura bakmayın. Kesinlikle devam edecek.
    ···
  5. 55.
    +5
    Dünyanın en güzel şarkısını paylaşmak isterim.
    https://open . spotify.com/track/3DKwV4v8jB1wMP5apNw9s2
    Ahmet kaya - Ayrılığın hediyesi

    Burdan sonra zihnimde yalnız kalan anıları ileticem. inanın 5 yaşımı daha çok hatırlıyorum. Eğer bir şeyi unutmaya gerçekten çabalarsanız unutursunuz...

    Öncelikle onunla(o) hayatımda gerçekleşen bir kaç güzel anımızı yazmak isterim.

    Ben ona tatlı kız demeyi seçmiştim. Çünkü tatlılığın güzellikle alakası yoktur. Annenizin yaptığı pudingli o kötü görünümlü pasta bile dünyanın en tatlı pastası olabilir. Çünkü değerlidir.

    iyi geceler tatlı kız yazarak yattığım her gece mışıl mışıl uyumuşumdur. O da bana bir şey diyordu ama unuttum.

    Unutmak nasıldır biliyor musunuz? Beyniniz bir insanın önce yüzünü unutur. Ne kadar düşünseniz de gözünüzün önüne gelmez. Ardından sesi gider onu da silersiniz. Sonrasında kokusunu unutursunuz. Ve son olay ona dair olan şeyleri unutmaktır. Bu durum rüyanızı unutmaya benzer ne olduğu dilinizin ucundadır ancak söyleyemezsiniz. Beyniniz bilir siz değil.

    Onuna mutlu olurduk bunu hatırlıyorum. En salak gülüşümü ona attığımdan eminim. Beraber sıramızda uyurduk bunu da hatırlıyorum.

    Bir gün okul çıkışı ona her şeyi anlatmayı isteyerek onu bir parka zütürdüğümü ancak köpekleri sevip geri döndüğümüzü hatırlıyorum.

    Karın altında benim otobüsümü beklerken o güzelliğine dayanamayıp bir otobüs sonrasına bindiğimi hatırlıyorum.

    Yağmurun altında onunla deli gibi ıslandığımız bir gün hatırlıyorum.

    Ondan geriye kalanlar sadece bunlar. Gerisi zihnimden gitti. Bunları da unutmamak için yazıyorum. Geçmişini unutanın geleceğini giberler. ( Atatürkten alıntı)

    Gelecekteki kararlarımızı geçmişimiz mi belirler? Hiçbir şey yaşamasak da aynı kararları verir miydik?
    ···
  6. 56.
    +7
    /Ahmet kaya - Sevemezsin\\
    Bilidiğiniz gibi onun sevgilisi vardı. Peki bizim onla küs olduğumuz zamanda sevgilisinden ayrılmasına ne dersiniz. Ben ise milayla çıkıyorum. Durum tersine döndü. Tabi dönmedi ben biliyorum ki Milayla ilişkimiz değişik. Ama o bunu çok geç öğrendi.

    Size onu kaybettiğim günü anlatmak isterim. Tabi bana göre; belki hiç kazanmamıştım bile onu.

    Doğum günümde onunla sürekli konuşuyorduk. Ablamın ve milanın doğum günümü kutladığını söyledim. Amacım kıskandırmaktı.

    Sevdiğinizi test etmeyin sevgisini ölçmeyin ne kadar merak etseniz de ...

    Kıskandı. Sonraki gün beraber kutlamak istedi. Kabul ettim. Buluştuğumuzda çok güzeldi omzu açık siyah bir kıyafeti vardı.

    O yemek yemeyi teklif etse de ben bir parka oturmayı daha çok isterim dememle m karar verildi. Doğum günü çocuğu. Bir markete girip bir kaç cips ve cikolata aldık. Kendi sevdiklerini aldı ahahah. Tatlı kız.

    Parka oturduk. Yedik cipsleri. Küçük tatlı bir çocuk geldi yanımıza. Cipslerden birini ona verdi. Fena bir tatlılık. Ben sadece onun mimiklerini izliyorum.

    Sonra bir poşetten kek ve mum çıkardı. Tatlı bir doğum günü kutlaması. Bir dilek. Dileğim onunla hayatımı geçirmekti. O gün iki tane mumu ben aldım.(manevi değeri çok yüksek, mumlar)

    Bir vakit daha oturunca durgunlaştı. O an onun beni sevdiğini ve açılmam gerektiğini anladım. Ah aptal ahhh.
    Onu sevdiğimi söyledim üstü kapalı. Üzüldü mila dedi. Of be mila vardı demi. Ortamı bozmamak için anlatmadım mila ile olan hikayemi(anlaşmamızı).

    O çok önemli değil dediğimde çılgına döndü. Ona da aynısını yapacağımı düşündü. Tam kızgınken omzunun en hassas yerinden bir öpücük kondurdum. Gitmek istedi. Engel olamadım. O gün eve gidene kadar ağlamış.

    Empati önemlidir. Bir düşünceyi açıklarken kendi bilginize göre değil karşınızdakinin bilgisine göre anlatmalısınız.
    O an bunu düşünebilsem dileğim kabul olur muydu?
    ···
  7. 57.
    +3
    1 yıl daha ...
    ···
    1. 1.
      0
      Bitti mi burada
      ···
      1. 1.
        0
        Kısa bir ara verdim devam ediyorum
        ···
  8. 58.
    +4
    Dünyanın en güzel kelebeği serbest mi olmalıdır? Yoksa sizin mi? Herkes görmeli mi onun güzelliğini? Yoksa kendinize saklayıp gözlerinizi ayırmaz mısınız?

    O zamanlar öfkemi kontrol edemiyordum. Odamın duvarını yumruklarımla delik deşik edince babam bana kum torbası almıştı. Bari badanaya verdiğimiz para bir taka yarasın dediğini hatırlarım.

    Ben sadece doğum günüm bir taka yarasın, o gözler sadece bana baksın istedim. Kelebeği elinize alabilirsiniz. Bir süre duracaktır. Taa ki sizin odanızdan daha parlak bir ışık ufukta görünene kadar. Kelebek bile güce tapar.

    O aptal doğum günü park saçmalığının ardından aklımda iki düşünce birbirini yiyordu. Biri sizi ya giben ya da yücelten umut, ikincisi ise kötü ihtimaller.

    Eğer bir durumu artık etkileyemiyorsanız: olabilecek en kötü ihtimali düşünün. Üniversite sınavını, ya yanlışlıkla fulletsem diye düşünmeyin. Ya sınava yetişemezsem diye düşünün. Sınavı fulleyemezsiniz ancak sınava yetişebilirsiniz.

    Bardağımın yarısı dolu ya da yarısı boş ne önemi var? Bardağım var benim.
    ···
  9. 59.
    +3
    Gerçekleşmesini umduğunuz ihtimaller imkansızınız olduğunda aklınızda üzüntü oluşmaz. Hayal kırıklığı oluşur. Bir aptal olduğunuzu kabullenemezsiniz. Kendinizi eleştiremeyecek kadar körsünüzdür. 50 yaşına gelenlerin ulan ne hatalar yapmışım be demesi kendini kabullenmesinden sonra oluşan süreçtir.

    Hikayenin bu kısmında ne olduğunu hatırlamıyorum. iki ihtimal var zaten. Ya o sırada kısa bir süre beraber olmuştuk ve benden nefret etmişti. Ya da o benden nefret edip hiç beraber olmamamızı sağlamıştı.

    Bu kısımda hatırladığım tek şey bana ilk söylediği yalandı. Ya da benim ilk farkettiğim ahahah. Bana aynen şöyle demişti.

    Seninle parktan ayrıldıktan sonra eve gittim. Ağlamaktan yorgun düştüm. Ve odaya babam geldi. Bana neden ağladığımı sordu. Ben de durumu anlattım. Ve senle görüşmemem için yemin ettirdi. Beraber olmayız... Babamı kaybedemem.

    Büyük yalan büyük bahane ben o gün anlamıştım başıma gelecekleri. Şunu söylemek isterim. Oha dıbına koyduğum kız seni istemiyor gibtir git diyebilirsin. Ancak benim onunla geçirdiğim vakit normal bir vakit değildi.

    Ortamda 1 milyon kişi var. Oradan birinin size aşık olma ihtimali 1 milyonda bir. Sizin ona aşık olma ihtimaliniz 1 milyonda bir. Birbirinize aşık olma ihtimaliniz çok düşük. Bunu her zaman biliyordum. Bunu korumaya çalıştım. Aşkı kaybetmemek...

    ilerisi benim için pek hatırlanabilir değil. Sebebi olan günü anlatmak isterim.

    Ama diğer partta size bu partta sadece bir soru bırakıcam.

    8 milyar insanın içinden 2 insanın birbirini bulma ve aynı seviyede aşık olma ihtimali nedir? Maddi düzeylerinin ve mesafelerin beraber olmak için yeterli olma ihtimali nedir? Sağlık sıkıntıları olmama ihtimalleri?
    ···
  10. 60.
    +3
    Okulun sonları olabilir bu zaman dilimi. inan hatırlamıyorum. Sınava çalışıyormuş gibiyim. Tabiki çalışmıyorum. O' canımı çok yaktı o günlerde. Ben de babamdan yüklü miktar para aldım. 6 8 bin lira bir ay için mükemmel para. Aldım başımı Bursaya gittim. Ailem kendime bakabileceğimi biliyorlar.

    Dedim bir ev tutayım. Ama bundan önce bir meyhaneye gideyim de 2 bira gömeyim. Oturdum.
    1 bira güzel bir şarkı.
    2 bira mükemmel şarkı. 8mi oldu 9 mu derken abi bana bir rakı açıver. Rakı bitti mi? Ne ara? Viskiyi de hatırlıyorum. Canımın yandığını... benden değişik bir ses çıktığını hatırlıyorum.

    Hastanede uyandım. Doktor bile yok başımda. Rüya sandım. Hemşire gelene kadar...
    Ardından doktor geldi. Doktor fazla babacan çıktı. Ulan bu içmeyi evde yapmış olsan şuan cesedine bakıyorduk dedi. Söylendi, yaşımı sordu, ailemi. Hallederim ben dedim ama refakatçi olmadan yarramı çıkarsın dedi. Mide kanaması, zor şey. Adam, bir diyet saydı. içinde dünyada bulunan hiç bir ürün yok. Jetgillerin haplarıyla doyucam sandım.

    Saate baktım 2 3 civarı gece dıbınakoyum. Refakatçiliği kapıdan bi herife para vererek yaptırdım. Yalvardım yakardım adama. Montumda param vardı. Kimse ellememiş. Çok sevindim. Alsalar hayatım karardı.

    Özel hastaneye köpek gibi para bayıldım. Şimdi ev bul bu saatte. Nah bulurum. Otel aradım buldum. Adam salak saçma bir şeyler dedi. Sonradan anladım. Mekan fuhuş gibi bişey dıbına koyuyum. Bursadayız ne bekliyon. Kapıdaki dayı bi yer tarif etti de gidip yattık.

    Canınızı kendiniz yakabilir misiniz? illaki. Ancak hayatınızda acı veren çoğu durumun kaynağı başkalarıdır. Çevrenizde hiç insan olmasa mutlu olabilir miydiniz?
    ···
    1. 1.
      0
      Son sorunun cevabı bence bir çok şeyin cevabı
      ···
  11. 61.
    +4
    Eğer bir hastalık size bulaşırsa çarelerini bulmak için binbir yol denersiniz. Ve biri işinize yarar. Tekrar o hastalıkla karşılaşırsanız o tedaviyi yeniden uygularsınız.

    insanın hayran kaldığım ve asla keşfedilemeyeceğini düşündüğüm özelliğidir bu. Öğrenim ve seçim.

    insan hatalarından ders alır ve bunları tekrar yapmamak için çabalar. Bir robota bunları öğretebilir misiniz? Sanırım evet. Ancak arada bir hata yapmasını? Hiç sanmıyorum. Eğer hata yapamazsa alacağı dersler de bir hayli az olacaktır.

    Sabah kalktığımda ilk işim hatalarımı düzeltmek oldu. Direk bir ev aradım. Eriklide dublex bir ev buldum. 1.5milyar kira miss dıbına koyuyum. O evi de zor buldum. Asgari ücretli insanı düşünemiyorum.

    Gittim bir tane dayıdan, 2. El eşya aldım. 0 ürün fiyatına söylediği şeyleri zorla 2. El ürün fiyatına indirdim. 1000 lira da o tuttu. 2.5 milyar mükemmel dıbına koyuyum mükemmel.

    O arada bir yerde O' na mesaj attım. Beni geçiştirdi. Neyse amk diyip topkapıya gittim. Manzara izledim. Nargile içtim. Midem öldü bu arada nargile içerken. Sonra gittim sokakta oturan bir bursalı kızla konuştum.

    Ankaradan geldiğimi söyleyince taşındınız mı diye sordu. Hayır yalnız geldim dediğimde ise şaşırdı. Onla da biraz konuştuktan sonra telefonlarımızı verip ayrıldık.

    Üzgün olduğumuzu sesimizin kırgınlığından anlayacak insanlara ihtiyacımız her zaman vardır. Ancak onlardan üzgün olduğumuzu gizleyecek kadar da zekiyizdir. Eğer birinin sizin üzgün olduğunuzu bilmemesini istiyorsanız emin olun bilmez.

    Peki soruyorum üzgün olduğumuzu anlamalarını neden istiyoruz? Onlara üzgün olduğumuzu söylemek yerine...
    ···
  12. 62.
    +5
    Ben bu hayatta kimseye üzgün olduğumu söylemedim. Ve söylemeyi bırak anlamamaları için güzel bir oyunculuk yaptım. Anlamadılar. Zaten istemiyordum yanımda kimseyi.

    Eğer yanınızda birinin olmasını istiyorsanız olmaz. Bu çoğu zaman gerçekleşen bir olaydır.

    Üzüntümü nasıl mı aştım? Öfke. Şuan hala sahip olduğum en temiz duygu. inanın sinirlendiğimde zarar verdiklerimin haddi hesabı yok.

    Bursada kalırken canım fazlasıyla sıkıldı. Ben de topkapıda tanıştığım kızı aradım. Buluştuk. Öğretmen olduğunu öğrendim. Eğlenceli bir kızdı. Ancak pek neşem yoktu. Eğleniyormuş gibi yaptım.

    Hayat kendimizi aramak, biz kimiz demek gibi amaçlarımız da vardır. Ama yaptığımız bir hata var. Her gün değişiyoruz. Değişen bir şeyi bulmak imkansızdır. Benim pes ettiğim nokta tam bu zamanlardı. Kendime söz verip anı yaşayacağıma söz verdim. Anılarda yaşamak yerine.

    Anılar artık bir hikaye sevdiklerim ise sadece bir sayfa. istediğimde okurum, eğlenir, üzülürüm. Gerektiğinde ise tozlu raflara terk ederim.

    Peki hikayelerin halk efsanelerine dönüşmesi ne kadar sürer? Hiçbir zaman inanmayacağımız gerçeklere dönüşmesi...
    ···
  13. 63.
    +7
    Bu yazıyı yazmamın sebebi ?
    Sizi düşündüğüm için olduğunu düşünmüyorum. Gelecekte ben buraya gelip okuduğumda ;geçmişte ne hissediyorum öğrenmiş olucağım. Kendi düşünce yapımı; belki, hayallerimi...
    En önemlisi de tutamayacağımı düşündüğüm bir sözü tutmaya çalışmak olucak. Bırakmayacağım en azından şimdilik. Sanırım kaybetmek o kişiyi değil de onunla olan anılarını kaybetmek benim için.

    Zira unutmamak mümkün değil. Beynimizin geçmişte bulunup size acı veren her anıyı silmekte. Bazen hızlı bazen ise yavaş.

    Bana inanmıyorsanız geçmişte en çok üzüldüğünüz anı düşünün. Çocukluğunuz olabilir. O zamandaki arkadaşlıklarınızı düşünün. Bir de aynı zaman dilimindeki güzel olayları. Hangisi ağır basacak kendiniz görün...

    Eskiden en yakınınız olan bir insanın size yaptığı kötü şeyleri hatırlayın. Bu kadar az mıydı?

    Öğretmen kızla biraz daha sohbet ettikten sonra en sevdiğim aktiviteyi yapmaya karar verdim.

    Öncelikle o şehrin en huzurlu yerlerini bulun. Bazen sahil, bazen çimenler bazen ise sadece ağaç altı olabilir. Ben Bursanin içinde bulunan ancak merkez yerlere bir hayli uzak bulunan bir sahil bölgesini seçtim. Karşınızda istanbul var. Güzel manzara. Akşam saatlerindeyiz 8 civarı.

    ikinci adım yalnız gördüğünüz bir insanin yanına gidin(burada en önemli durum o kişi kız da erkek de olabilir. Ben kızların yanında daha rahat hissediyorum. Ancak unutmayın onunla aranızda bir ilişki olmayacak. Amacınız arkadaş olmak). Ben sigara ve birasıyla oturmuş bir kızın yanına gittim.

    Hiç tanımadığınız bir insana içinizi dökmek ne güzel şeydir. Tanıdığınız insana anladığınızda üzerinize daha fazla ağırlık katacaktır. Ancak bir hiçbiri size ne zarar verebilir ki?
    ···
  14. 64.
    +4
    Yanına yaklaştım selam verdim. Benden büyük olduğu barizdi. Tahminim 20 üstü. Sigaramla yaklaştım. Ateş isteyip ardından oturma izni aldım. Otur derken gözlerinde, bunun amacı ne acaba bakışları barizdi.

    Önce karşımdakinin normal bir insan olup olmadığını ölçtüm. Sigaramdan çekip ardından; rahatsız olmuş gibi bakıyorsun, dedim ki tepkisini direk versin. Evet tedirgin oldum biraz, dedi. Bu an herhangi bir keko söz söylese koşarak uzaklaşırdım. Mesela, manalı bir evet olabilirdi bu.

    Tedirgin olmana gerek yok. Arkadaşça geldim. Zaten küçüğüm ben ya, dedim. Güldü. Üni okuduğunu, parasının çok olduğunu ve sevgilisinin fazla gururlu bir fakir olduğunu öğrendim. Çocuk ailelerin kültür farkından dolayı beraber olamayacaklarını belirtmiş ve ayrılmışlar. Ben de kendimden bahsettim.

    Yaklaşık 6 saat civarı orda kaldık. Ağladı biraz. Ben de destek oldum. Fazla sarhoş olunca, onu evine bırakarak. Kendi evime taksiyle geçtim. Numaramı da vermedim. Bir daha konuşmak istemiyordum. Çünkü bu durumun olayı budur. Sadece bir gece sohbet eder ve gidersin.

    Ortak çıkarlar için beraber olmak da denilebilir. huurluk? Ancak bu durum o kadar rahatsız etmiyor insanı. Nedendir acaba ?
    ···
  15. 65.
    +6
    Sabah kalktım midem yanıyor. Sigara içmemeliydim ama tutamıyorum ki kendimi. Birkaç gündür cumalı kızık denen mekanda yemek yiyorum. Hem istediğim şeyi yapıyorlar hem de köy gibi daha ne isterim ki. Bindim bi dolmuşa tip tip insanlar arasında geçtim benim mekana.

    Bahçedeki çardakta yiyorum. Sarı bi kedim var. Her gün seviyorum. Tam, sigara böreğini gömüyordum ki karşıma sahildeki kız oturdu. Dün geceki. Gece ona anlatmıştım bu mekanı. Ama o kafayla hatırlayıp bir de geleceğini düşünmemiştim bile.

    Numaranı vermedin, dedi gülerek. Benim suratım asık; dedim ya, istemiyorum burada bulunmasını. Ben yerken, o da biraz atıştırdı serpme kahvalıdan. Sonra biraz bozuldu bu duruma(suratım asık). Bir iki dakika suskun kaldıktan sonra; geldiğime mutlu olmadın mı? Dedi.

    Dürüst oldum. Zaten onca şey başıma dürüst olduğum için gelmedi mi? Bir daha olsam ne olur ki? Bilerek bırakmamıştım numaramı; sadece o gece içimi dökmek istedim, dedim. Bayağı sinirlendi. Çıktı. Gitti. Umrumda mıydı? Hayır. Hemde hiç. Sigara içtim mekandan çıktım.

    Doktora gittim. Adam, hala miden asidik felan dedi. Ben de dedim; zaten mide asittir. Adam, işine karıştığım için sinir oldu. Açıklama yaptı. Sigarayı içme, dedi. Ben de tamam dedim, işte klagib.

    Komik olan kapının önünde sigara yakmamdı heralde *.

    Her bağımlılık öldürüyor mu ya ?
    ···
  16. 66.
    +3
    . Kulaklığım bozuldu aq gidip, ilk kez 20 lira üstü fiyata kulaklık aldım. ilk kez sennheiser markasını duydum. 300 liraya; bir tane kulak içi kulaklık beğendim, aldım. Ulan yeni kulaklık alınca çok mutlu oluyorum. Hele pahalı bir şey alınca çok daha mutlu oldum.

    Eve giderken sesi fulledim erikli sokaklarından benim eve doğru çıkıyorum. Ara sokakta; çat diye önüme bir dallama, arabayla çıktı. Ben de duymadım, anca gördüm. Arabayla dokundu bana ama fazla acımıyor yani. Morarır geçer belli.

    Eleman, kornaya bastım felan, dedi. Özür dileştik. Sonra gitti adam. Ben de eve girer girmez kulakligin sağ tarafını kestim. O gün bu gündür kullanmıyorum.

    O gün kızın ahını aldığımı düşünerek, özür dilemeye gitmek istedim. Atladım taksiye, hemen. Önceki oturduğumuz yere yakın bir yerde; bu sefer öncekinden daha kötü bir halde, oturuyordu. Birayı bacağının arasına felan almıştı.

    Arkasından sigara içerek yaklaştım. Hissetti diyeceğim ama sigara kokusundan da farketmiş olabilir. 1 ila 3 paket arası sigara tüketiyordum çünkü.

    Sevdiğiniz şeyler mi size zarar verir? Yoksa zaten zarar veren şeyleri mi seviyoruz?
    ···
  17. 67.
    +3
    Fakirken elde etmek istediğim tek şey para iken; şuan sahip olduğum para, benim mutlu olmamı sağlamıyor. Bunun tek sebebi; beynimizin kötü olayları unutmasıdır.

    Eğer aptal bir insansanız, bu durum sizin için iyi bir şeydir. Çünkü geçmişinizde yaşananlar nedeniyle acı çekebilirsiniz. Beyniniz bunu engeller.

    Ancak yeterince zeki iseniz geçmişin ne kadar önemsiz, geçmişte çıkardığınız sonuçların ise ne kadar değerli olduğunu bilirsiniz. Bundandır ki günlük tutmalı, bundandır ki tarihinizi bilmelisiniz.

    Ve tüm bunları bilirken. sizin yapmanız gereken geçmişteki mutluluklarla mutlu olmak yada geçmişteki kötü olaylarla mutsuz olmak, değildir. Yapmanız gereken, derslerinize iyi çalışmanızdır. Ki bir daha tekrar ettiğinde, aynı hayatı yapmayın.

    Eğer bunları okuyup geçmişteki sevgilinizi hala özlüyorsanız; aptal olduğunuzu söylemeliyim. Şuan eski sevgilinizi düşünmek yerine elinize bir kağıt kalem alın ve onunla beraberken yaptığınız hataları yazın.

    Bilin ki o tekrar geri gelmeyecek. Ancak yeni biri geldiğinde; onda yaptığınız hataları yapmamalısınız. Amacınız sadece bu olmalı.
    ···
  18. 68.
    +5
    Yüzüme bir kere bakıp ardından önüne döndü. Yavaş bir şekilde yanına oturdum. Özür dilerim, dedim. Önemli değil, dedi. Biralardan birini bana uzattı. Midem, dedim. Gülüp pardon, dedi.

    Tüm hayatlarımızı birbirimize anlattık. Ben anlatırken bayağı etkilenmiş görünüyordu. Daha fazla içmesine izin vermedim. Cidden sapıtıyordu içince.

    Biraz daha durunca üşüdük. Beni evine davet etti. Kabul ettim. Geçtik. Atıştırmalık bir şeyler getirdi yedik. Sonra film izleme fikri çıktı ikimizden de. incir reçeli izlemiştik. Halil sezainin şarkı söylediği kısımda şarkıya ben de eşlik edince. Dönüp yüzüme baktı.

    Sonra dudaklarıma yaklaştı. Öpüştük. O gece aramızda güzel şeyler yaşandı. Beraber uyuduk. Ancak sabah bende çok fazla pişmanlık vardı. Tabi onda da. Sevdiklerimizi aldattığımızı hissettik.

    Ancak umrunda değildi. Artık geçmişten pişmanlık duymak istemiyordum. Ona da düşüncelerimden bahsedince beni haklı buldu. Sabah gidip sıcak simit ve poğaça aldım.

    Çay demledim. Yedik içtik. Birkaç günüm onunla geçti.

    insanlar her şeyi fiziksel olarak düşünüyor. Bence kirli olan beden değil düşüncelerdir. Zira fiziksel bir kirliliği duş alarak temizleyebilirsiniz. Peki ya zihinsel kirliliği?
    ···
    1. 1.
      0
      Düşünceler cenabet ama gusül alacak su yok pnpa😂
      ···
  19. 69.
    +4
    Ben hayatım boyunca dikkatimi toplayamadım. Emin olun, yakınım öldüğünde bile bu halı niye böyle diye düşünmüşümdür. Bu yazıyı yazarken sigaradaki çizgi sayısını sayıyorum mesela.

    Bu bana. en çok bir insanla konuşurken oluyor. O kişinin, gerçekten komik bir olayda gülüşünü adeta kaydediyorum. Sonrasında ise sahte olan tüm gülüşlerini bir reflex misali algılıyorum(Herkes yapıyor sanırım ancak düzeylerinin bulunduğunu düşünmekteyim).

    Tabi bir çok yalanı da... insanlar yalan söylerken genel konuşmasında yaptıkları hataları yapmamaya başlar. Çünkü tüm hareketlerine dikkat ediyorlardır.

    Birkaç gün sonra öğretmen arkadaşımızın bana güzel bir yalan söylediğini öğrendim. Ben o akşam onu benim seçtiğimi, tabiri caizse onu oltaladığımı sandım. Meğersem oltaya gelen ben mişim. Manita hikayesi felan palavraymış. Nu hikayeyi kullanarak bir çok çocukla çıkmış. inanmaı zor değil mi?

    Ben de Bursa serüveni bitti diyerek evime döndüm. Gerçek evime.

    Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı. Ne ilginç bir atasözü. Bize eninde sonunda sonumuzun başlangıcımız olduğunu mu söylüyor acaba?
    ···
  20. 70.
    +4
    Neşet ertaş- Maphusanelere güneş doğmuyor
    (Behzat ç den de hatırlarsınız)
    https://youtu.be/7UhH6gJ7Nps
    Ankaraya döndüğümde ve pek önemli olmayan kısımları atladığımda, bu beni O' nunla tekrar barıştığım zaman dilimine taşıdı.

    En azından ben, o zamanlarda yaşandığını hatırlıyorum. O günlerde aklımdaki tüm düşünceler; neden geri döndüğünü anlamak üzerineydi.

    Bir kafede buluştuk. Çok güzel, küçük, tatlı ve sakin bir kafe. Oturduk. Çok yoğun duygular yaşadım o anlar inanamazsınız. Kısa bir süre sonrasında eve geri dönmek istedi. Kabul ettim. Metroda yere oturduk. Omzumda uyudu. Heralde hayatımın en iyi anlarından biridir.

    Sonrasında metrodan indik. Artık, ben ona dokunduğumda bile onu aldattığımı düşünüyordum. Metrodan indiğimizde biraz daha yakınlaştık. Öpüşme mesafesine geldiğimizde, ben onu öpmek istemedim. O ise aksini istedi.

    Onun istediği oldu. Öpüştük. inanın en aptalca ancak en güzel öpüşmemdi. Duygu yüklüydü. En azından benim açımdan. Aklımdan düşünceler ilk kez tamamen silinmişti.

    Ona son dokunuşum olduğunu eve gidince öğrendim. Eski konular açıldı ve çok güzel bir kavga ile birbirimizi uzaklaştırdık.

    Bir şey az olduğu için bizi mutlu eder. Eğer biz onunla beraber olsaydık. Emin olun ben o anı aklıma kazımayacaktım.
    Annenizin en az yaptığı yemeklerden hiri sizin en sevdiğiniz yemektir. Sebebi ise az olması.

    Azla yetinmeyen çoğu bulamaz atasözü bir aptal avunmasıdır. Azla yetinseydiniz zaten o az olmazdı ki.

    Yoksa olur muydu?
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpaa
      ···