/i/Tespit

  1. 1.
    +8 -6
    cevaplayabilene en tassaklisindan nick6
    -tanri varsa neden bizi yaratti?

    -tanri varsa bir tanri daha yaratabilir mi?

    -her davranisimizdan sorumluysak ve kader kavrami altinda her seyimiz belliyse bunun sorumlusu biz miyiz tanri mi?

    -tanri butun bu sorulardan ben sizin bilmediginizi bilirim diyerek siyrilabiliyorsa bizi ne hakla sinayabiliyor?
    ···
  1. 2.
    +14 -1
    KOSKOCA TANRI, NEYi NEDEN NiÇiN YAPTIĞINI SANA MI SORACAK ASLANIM ?
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      tanri benden izin alsin demiyorum neden nasil diye soruyorum reik
      ···
    2. 2.
      0
      2. Soruyu sormasaydın cevap almaya hak kazanırdın
      ···
    3. 3.
      0
      Yarak kafa insanların kafasını karıştırma. Yobaz bin
      ···
    4. diğerleri 1
  2. 3.
    +1 -1
    Cevaplarım bir kaçını ama uğraşmam
    Edit: kaderin tanımını yapamayan insanlar var hala amk
    ···
    1. 1.
      0
      Zaten biliniyorsa sınavın anlamı var mıdır?
      ···
      1. 1.
        0
        Bilinirlik o anı etkilemiyorsa bilen için değilde bilinen için anlamlıdır. Örneğin yaydan çıkan okun nereye gideceğin biliyorsun ama bunu değiştiremiyorsun. Şimdi oka bir irade verelim ve atan kişi hala okun nereye gideceğini bilsin. Örnekte oku atan kişiye değilde okun seçim yapabilme özgürlüğüne odaklanırsan ne demek istediğimi anlarsın.
        ···
      2. 2.
        0
        Peki tanrı tarafından yarattığı kulun sonunun cehennem olduğunu biliniyorsa buna rağmen bu kulu dünyaya göndermek sonra da sen kendi seçimlerini yaptın cehennemliksin diyip cehenneme atmak sonsuz merhamet(!) Sahibi bir tanrinin yapacağı bir şey midir?
        ···
      3. 3.
        0
        "Her cemâl ve kemâl sahibi kendi cemâl ve kemâlini görmek ve göstermek ister.
        Haklısın ortada hiç bir netice yokken yaratıcı tarafından biliniyordu sonuç. Bu düzeni yaratan birinin bunu bilmemesi mantıksız olurdu zaten.

        Allah sonsuz merhamet sahibi olarak geçer ve kitaplarda sıklıkla affeden, bağışlayıcı olarak tanımlanır. Buna diğer açıdan baktığımızda tüm cahillik insanlarda değil midir. Onca yaptığı hatayı dünya üzerinde telafi etme şansı varken hala akıllanmaz.
        Eğer kötü sona rağmen yaratmaktan vazgeçseydi bu bir sınav olmaktan çıkardı.

        Beynim daha fazla ileri gidemiyor. Şöyleki adada tek başına yaşayan bir adamın günün birinde garip bir cisim gördüğünü düşün. Onu yaratan kişi hakkında çıkarımlarda bulunabilirim ama onu neden yarattığını henüz anlayamam
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      0
      Analojilerin en büyük problemi çoğu zaman ekgib olmalarıdır. O zaman biraz ekleme yapalım:

      Oku yaratan kim? Atan kişi.
      Oka iradeyi veren kim? Atan kişi.
      Oku yaratan kişi onu yaratmadan ve irade vermeden önce de nereye gideceğini biliyor muydu? Evet.

      Buradaki sıkıntıyı göremiyorsan diyebileceğim bir şey yok. Ama bir gerçek var, özgür irade ve kader kavramı her zaman çelişmiştir. Bu ikisinin aynı tanımın ögeleri olması bir çeşit şaka olmalı.
      ···
      1. 1.
        0
        insan beyni için daha somut verilen örnekler tabikide anlatmak istediğim olguyu ekgibsiz anlatamaz. Örnekte odaklanılması gereken yeri anlamamışsın hala bilinirliğin adaletsiz olduğundan bahsediyorsun. Kader ve özgür irade her zaman aynı saftadır. Kader kendi elinde olan seçimlerinle şekillenebilirken bazen elinde olmadan başka insanların seçimlerinin sana olan etkisi ilede şekillenebilir. Eğer özgür irade ve kader kavamı çelişkide olsaydı tek tip düşünceye sahip itaatkar yaratıklar olurduk. milyonlarca değişken düşüncenin sahip olduğu insanlar bunu kanıtlar nitelikte.
        ···
    3. 3.
      +1
      Bir felsefi problemi sadece tek parçasına odaklanarak çözemezsin. Sıkıntıyı görememenin sebebi de bu, bana yazdığın cevabın aslında hiçbir şey anlatmamasının da. işin adalet tarafında değilim, yapılan tanımda sadece içi boşaltılmış bir özgür irade kavramından söz edilebilir ki aslında bahsedilen özgür irade falan da değil.

      Gerçek hayat söz konusuysa ne tam bir fatalizm ne de tam bir özgür iradeden bahsedebilirsin. Birini bütünüyle kabul edersen diğeri zaten söz konusu bile olamaz. Her şeyin belirlendiği bir yerde özgür iradeye yer yoktur, tam tersi de geçerli. Yani ben dedim diye değil, tanım gereği öyle, çok basit bir mantıksal gerçek bu.
      ···
      1. 1.
        0
        Söylediklerimden hiç bir şey anlamaman anlamak istemediğinden kaynaklanıyor. Bir matematik problemi içinde bir çok konuyu barındırır. Soru tümden çözünülmek isteniyorsa konular ayrıştırılarak basite indirgenilir. içinde Üslü sayılar var ise büyük ihtimalle köklülerde vardır. Mutlak değerlerin de bu konuyla bağlantısı olduğu için bu da olabilir. Belki soru bu 3 konudan bağımsız bir cevap istiyor olabilir ama çözüm için bu konuların yardımınada ihtiyaç duyar. Herhangi bir şeyi tek bir parçasına odaklanarak çözmeye çalışmadığımı örnekte odaklanman gereken yeri gösterdiğimden anlayabilirdin. O herhangi bir şeyin bir kısmını tümünden ayrıştırarak anlattım sadece soru çözüldü mü hayır.

        Çoğu cahil insan gibi kaderciliği “ amannn alın yazımızda bu varmış” “ olacağı varmış olmuş”. Şeklinde düşünüyorsan tabikide ikisi birden kabul etmen çelişkileri ortaya çıkarır. Her şeyin belirlendiği bir yer kaderin tanımı değildir ama kaderi en fazla böyle açıklayabiliyorsan tabikide özgür iradeden bahsedemezsin. Belirlemek ve bilmek birbirinden çok ayrı şeyler. istersen tüm yazdıklarımı bir daha oku bakalım hala aynı boşlukta kalacak mısın
        ···
    4. 4.
      0
      Ahahaha matematik örneği vereceğini tahmin etmiştim. Her sorunu bir ötekiyle kıyaslamayı, her sofistike olguyu basit analojilerle açıklamaya çalışmaktan vazgeçemiyorsunuz bir türlü. Böyle yapıyorsunuz çünkü konuyu kendiniz de tam olarak anlamıyorsunuz.

      Benim anlamak için yazdıklarını okumama gerek yok. çünkü -tamam biraz klişe olacak ama- ben de bir zamanlar aynı şekilde düşünüyordum ve aynı cevapları veriyordum. Ama sorunun tamdıbını algılayamazsan soruya cevap veremezsin, bahsettiğin lise matematik problemleri için bile geçerli bu. Anlamak istemediğim de yok çünkü dinler zaten aşırı iyimser, ben de bir zamanlar bu yüzden inanıyordum. Keşke inansaydım ve inandıklarım da gerçek olsaydı.

      Komik olan, o kadar şey yazıp aslında hiç cevap vermeyen sensin, yukarıda yazanları okuyup düşünmesi gereken de sensin. Bir tür pgibolojik yansıtma herhalde bu. (:

      Kaderin tanımı bellidir, istediğin kadar manipüle et, yine o cahil insanların dediği yere çıkarsın, tabii biraz kapsamlı düşünürsen. Hadi bir kader tanımı da benden;

      "Kader insanın kendine yakışanı giymesidir."
      ···
      1. 1.
        0
        :) Eskiden herhangi bir dine bağlı değilken mantığım sayesinde düşünüp inandığım şeyler bunlar. Yanlış anlama burda bir müslüman yada hristiyan adam rolünde konuşmuyorum seninle. Yada müslümanlık şöyle güzel gel kardeşim sende inan gibi bir çabam yok.

        Hayat örneklerden, esinlenmelerden ibaret değil midir. Hadi matematikten ya da başka bir şeyden örnek vermeyeyim. Bunu senin aklında nasıl canlandıracağım.
        Her büyük sorun aslında küçük sorunların oluşturduğu karışıklık değil midir. Ayrıntı denilen kavram bu sayede doğmamış mıdır zaten ?

        Şu an dan itibaren düşünmeyi bırak o zaman. Ne de olsa planlanmış. Hayatını şekillendirmek için daha fazla plana ihtiyacın yok. Akışına bırak hiç bir şey yapma hayat seni gideceğin yere zütürecektir.
        Hayatı akışına bırakmak bir seçim gibi geldi bana. Hayatı akışına bırakınca hayat yani çevren zütürecek aslında seni gideceğin yere bu da sanki çevrendekilerin yaptığı seçimlerle hayatının şekilleneceğini gösterir gibi.

        Ne dersin kendinle çeliştiğin son cümlendeki gibi olmasın her şey
        ···
    5. 5.
      0
      Neye inandığın ya da ne yapmaya çalıştığın umrumda değil, sadece hakkımdaki düşüncenin yanlış olduğunu göstermek için söylediğim bir şeydi o.

      Analojilerin amacı bir konsepti bütünüyle anlayamayacak kişilere anlatmaktır. Örneğin -hadi ben de örnek vereyim * - bir fizikçi akademik eğitimi olmayan birine genel rölativiteyi alan denklemlerini, ricci eğrilik tensörünü falan göstererek açıklayamaz. Çarşafla top örneği verir mesela. Ama bu örnek sadece karşıdakinin kafasında bir şey canlanması içindir, fizikçinin metodolojisine ait değildir ve bunun üzerinden bilimsel bir tartışma da yürütülemez. Einstein "bak şimdi hacı bir çarşaf bir de top var" diyerek kanıtlayamazdı teorisini.

      Ben bir şeylerin planlandığına falan inanmıyorum zaten. Ama özgür iradeye de inanmıyorum. Yani ikisinden de tam anlamıyla bahsedemezsin, gerçeklik o kadar net değil. Son cümleyi taşşağına yazdım bu arada.

      Neyse bağlamdan giderek uzaklaşıyoruz, böyle giderse sonsuza kadar uğraşmam gerekecek, o yüzden cevap vermezsem üzülme.
      ···
      1. 1.
        0
        Neye inandığımı birileri hakkında bir şey bilmeden genelleme yaptığın için açıkladım. Hepiniz aynısınız sürekli örnekler veriyorsunuzzz

        Fakat einstein teoriye ilk başlarda çarşaf ve toptan başlamadı mı?
        Burada bir esinlenme örnekleme mevcut. Bu örneklerin tüm sorunları, ayrıntıları ve terimleriyle çözülebileceğini, anlaşılabileceğin kastetmedim zaten.

        Sen beni anlamıyorsun bende seni Konuşma için teşekkürler iyi günler
        ···
      2. 2.
        0
        Rez uzun zaman sonra böyle seviyeli bir tartışmaya şahit oluyorum.
        ···
      3. 3.
        0
        Beynim yetmedi amk
        ···
      4. diğerleri 1
    6. 6.
      0
      atom altı parçacıklar ve kuantum fiziği gösterdi ki "değişmez" dediğimiz madde bile aynı anda hem var hem yok olabiliyor.

      siz iki kavramın aynı anda bir arada olamayacağını bu kadar "kesin" nasıl ifade edebiliyosunuz? hayret.
      ···
      1. 1.
        0
        Her ne kadar birçok açıdan saçma bir ilişkilendirme olsa da, buna cevap vermek istiyorum ve bu cevap biraz uzun olacak.

        Şimdi bu bahsettiğin durum fizikte "süperpozisyon" olarak adlandırılıyor; daha da açmak gerekirse "genliklerin doğrusal kombinasyonu." Bu öyle matematiğe, akla, mantığa aykırı bir fenomen değil. Bilakis fazlasıyla uygun olduğu için bu kadar tartışılıyor, maddenin yapısındaki ikiliğin kaçınılmaz bir sonucu olduğu için...

        Ha diyebilirsin ki "madde hem parçacık hem de dalga özelliği gösteriyor, bu da mı gol değil eheheh." Hayır, bu kavramsal çelişkiye bir örnek teşkil edemez. Bilimin nesnesiyle felsefenin nesnesi farklıdır, dolayısıyla bilimsel kavram ve felsefi kavram arasında da büyük fark vardır. Pozitif bilimlerde kavramlar fenomenlerin tezahürüyle ve bizim onları gözlemlememizle -ki kuantum mekaniğiyle ilgili tartışmaların kilitlendiği nokta da bu "gözlem"dir- birlikte hasıl olur, tanımlar zaten doğa tarafından verilmiştir ve tartışmalar analitik önermeler üzerinden yürür. "Madde ve parçacık olma durumu birbiriyle çelişir" diyemeyiz çünkü doğanın bize verdiği tanımda böyle bir bilgiye yer yok. Öte yandan felsefi kavram, insan tarafından yaratılır ve tanımlanır, dile bağımlıdır. Kavramlar arasındaki kaçınılmaz semantik ilişki bize yukarıda bahsedilen hakkı tanır.

        Velhasıl, kuantum mekaniğinin felsefesinin determinizm ve özgür irade tartışmasına katabileceği çok şey vardır tabii ama böyle alakasız bir şekilde değil elbette.

        Ayrıca, bu konuda fizik yerine post yapısalcılığın dikotomi (ikili karşıtlık) eleştirisine de atıfta bulunabilirdin/bulunabilirsin. Ama benim en başta karşı çıktığım da zaten böyle bir ikili karşıtlığın zorlama tanımlarla ortaya çıkarılmasıydı. Mevzubahis kavramların birbiriyle çelişeceği bir durum kabul edilip "birader bak aslında çelişmiyor" denmesiydi beni rahatsız eden. Yoksa ne bütünüyle özgür irade ne de bütünüyle belirlenmişlik söz konusudur, ikisi de kısmi olarak vardır; şahsen evrenin bu yönüyle ilgili görüşüm budur, yukarıda da yazdım.
        ···
    7. diğerleri 4
  3. 4.
    +1 -2
    bu sorduğun soruların felsefi açıdan hiçbir değeri yok, bunları bi filozofa sorsan kendini gibmek ister.
    ···
    1. 1.
      +2
      degeri olup olmamasi benim icin onemli degil. cevap istiyorum. ayrica felsefe soru sormakla baslar denir, degeri degersizligi kimin umurunda?
      ···
  4. 5.
    0
    Çok uzun mesele moruk, züt capsi attım ona bak boş ver şimdi bunları.
    ···
  5. 6.
    0
    Bu soruları cevaplayabilsem tanrı olurdum. Diyelim ki tanrıyım, cevaplıyorum

    Tanrının küçük oyuncaklara ihtiyacı vardı, görmek istedi

    Tanrı bir tanrı daha yaratabilir ama bunu yapmaz. Eminim senin de yapabileceğin ama yapmayacağın tonca şey vardır

    Kader değişkendir, kaderi değiştiren herkestir. Kelebek etkisini düşün. Ve iraden varsa tabiki de bunun sorumlusu sensin

    Tanrı neden kendi bilgisiyle boy ölçüşebilecek bir varlık yaratsın ki, tanrı olmasının bir manası kalmaz. Ne hakla sınadığını bilmiyorum görürsen benim için de sor
    ···
    1. 1.
      0
      panpa demek istedigim sey su bak. kader degiskendir diyorsun. kader istedigi kadar degissin. sadece senin icin degismis olur, tanri her seyi onceden planlamis nasil olsa. anlayacagin verecegin butun kararlari tanri onceden biliyor. bu durumda sen mi sorumlu olursun tanri mi?
      ···
      1. 1.
        0
        Hayır sadece benim için değişmez. Sen birisinin kalbini kırarsın bu birden fazla kişiyi etkiler, belki de binlercesini. Ayrıca tanrının biliyor olması sorumluluğu bizden almaz ki
        ···
      2. 2.
        0
        neden almasin ki? seni yaratan tanri, ne yapacagini onceden bilip planlayan da tanri. sen ozgur iradenle yaptin saniyorsun sadece.
        ···
  6. 7.
    +2
    bu soruların hiçbiri akıl ve mantık çerçevesinde cevaplanamaz, çünkü en başta soruların dayandığı ön kabuller akla ve mantığa uymuyor.
    ···
    1. 1.
      +2
      Evet panpa tam olarak sıkıntı burada, din belirli aksiyomlar üzerine kuruludur, yani sorgulamadan doğru olduğunu kabul ettiğin kurallar çerçevesinde olduğu için dinin neresini sonuna kadar delersen del en sonunda "Allah bilir", "Allah nasıl isterse öyle olur" şeklinde duvarlara tosluyorsun. Sana sorularında yukarıda verilen cevapların da açıkçası hiçbiri tatmin edici değil, tamamen bu sisteme uysun diye verilen altı boş veya en fazla dayanağı biraz önce söylediğim sorgulamaya kalktığın zaman cevabı sadece Allah'ta olduğu iddia edilen yerler. Bu yüzden bu soruları sormanın esasında pek de bir anlamı yok, en nihayetinde aynı yere çıkıyor.
      ···
  7. 8.
    +2 -2
    Ben cevaplari biliyorum da incide yazmam knk bak ekside yazarim belki cunku orada 35 yasinda kocasindan yeni bosanmis bir hanimefendi derin felsefi entrimi gorup kadikoyde sarap esliginde felsefe konusmak ister misin sonra da bana geceriz ^^ diye mesaj kutumu senlendirebilir. Fakat burda... Yoo dostum yoo. Burda sadece ozet gec pic diyen ve filozofa saygisi olmayan huur cocuklarina bir seyler anlatmaya calisarak kendi omrunu feda edersin
    ···
  8. 9.
    0
    Uzun uzun açıklanırda şimdi beyin gerek. bende de öyle Bi yetenek yok boşver sen bunları iman ed gardeşim (etmiceğini biliyom ama umut işte)
    ···
  9. 10.
    +1 -1
    tanrı bir kişi, şahıs vs. değil kardeş... islamı falan kaynak göstererek açıklanabilecek bişey değil bu... herhangi bi semavi dine göre çok haklı sorular, katılıyorum... fakat bunun dışında düşünüldüğü zaman tanrının bu tarz sorulara muhatap olamayacağını keşfediyosun...

    tanrı diye bi varlık yoktur, o bi iradedir... hepsi bu kadar...
    ···
  10. 11.
    +2 -1
    -Bizi tanrı yaratmadı. Biz bi anda da oluşmadık. Sadece bir süreç sonucunda varolduk. Bu sürecin de iradesi yok. O yüzden bi yaratmadan bahsedilemez.
    -Kimse iktidar kavgası istemez.
    -Tanrı bizi yaratmakla sorumluluk alıyor. Bizden sorumlu olduğu için sorumlu tanrı :D
    -Ben şunu yapabileceğini biliyorum deyip özgür irade verdim demesi çelişiyor panpa. Bana kalırsa paradostur.
    Hepsini geç panpam. Ben tanrının varlığına inanmıyorum. Kendimi çok basit bi yaratık olarak görüyorum. Çevrenin uygun oluşu yüzünden varolmuş bi yaratık. Eklemek istediğiniz varsa uzatın panpalar.
    ···
  11. 12.
    -2
    sawcilik tasin
    ···
  12. 13.
    +1
    1-) Bizi kimse yaratmadı, Tanrı yoktur.

    2-) Tanrı olmadığı için yeni bir tanrıyı yaratamaz. Ayrıca bu her açıdan çok saçma olurdu.

    3-) Tanrı olmadığı için kader denen şey de yoktur. Tamamen uydurmadan ibaret kader dediğimiz şey. Neden böyle bir şey uyduruldu derseniz, bahtsız ve ezilen insanların isyan çıkarmaması için.

    4-) Sınanmıyoruz.
    ···
  13. 14.
    +1
    1- Yaratma kudretine sahip olduğu için.
    Yarattıklarına sanatını ve kudretini tanıtmak istediği için.
    Yarattıklarına büyük ikramlarda bulunmak istediği için.
    Büyük bir padişahın mutlaka adamları, orduları, hizmetçileri vs. olması gerektiği için. insanları da dost edinmek istediği için.
    Meleklerin aksine, iradesiyle Allahı bulacak varlıklar yaratmak istediği için.

    2- Tanrı varsa bir tanrı daha yaratabilir mi?
    Tanrının gücünün yetmediği hiçbir şey yoktur, ama akla da uygun değil çünkü sen olsan yapar mıydın?

    3- Kader, yukarıda da yazılmış zaten, senin özgür iradenle yapacağın davranışların önceden Allah tarafından bilinmesidir.

    Peki Allah zaten biliyorsa neden seni sınava tutuyor? Seni sana göstermek için.

    4- Seni zaten makul açıklamalarla sınıyor. Sorun şu ki sen hiçbir şekilde bu sınamadan sıyrılamıyorsun. inanmak veya inamamak özgürlüğüne tamamen sahipsin ama ölümü, doğumu, hastalığı, başına gelenleri gelecekleri durduramıyorsun. Kendinden daha güçlü bir güce ve sisteme tabisin.
    ···
    1. 1.
      +1
      1. Den sonrasını okumadım yok yarattığı varlıklara sanatını ve kudretini taniticakmis ta falanda ozaman ciksin meydana göstersin kendini geç bu işleri kendin bile söylüyorsun insani duygulari olan bi tanriya tapiyorsun yok ben sizi yarattım bana tapın sanatimi görün övün beni falan filan
      ···
    2. 2.
      +1 -2
      sen inançsızlığa bahane arıyorsun resmen, okuyup okumaman inanıp inanmaman beni bağlamaz, kimseyi bağlamaz,

      Allahın senin imanına ihtiyacı falan var sanıyorsan fena yanılıyorsun, senin ona var...
      ···
    3. 3.
      +1 -1
      Imana ihtiyaci olduğunu sen saniyorsun bir padişahın orduya hizmetçiye ihtaci var demişsin kusursuz sonsuz gücü olan bir varlığın bunlara hic ihtiyacı yoktur hele hele saklambaç oynayip kullarim beni bulsun deme ihtiyaci yoktur bunlari isteyen senin benim gibi kusurlu şeylerdir
      ···
    4. diğerleri 1
  14. 15.
    +2 -1
    SANA NE OLUM. SEN FASULYEYi KOPARIP DA YEMEĞiNi YAPARKEN FASULYEYE SORUYOR MUSUN ? FASULYE SANA SORUYOR MU ?

    DOMAL GEÇ iŞTE
    ···
  15. 16.
    +1 -1
    Bu soruları sorman çok saçma üstüne mantık çerçevesinde cevap almayı beklemen daha saçma çünkü bunlar doğaüstü meseleler adı üstünde doğanın üstünde mantığımız yetmez bunu anlamaya bu yüzden duygular devreye girer inanç ile anlarsın ancak bu kalpten gelir
    ···
  16. 17.
    +1
    Tanrı yok çünkü insanoğlunun aklı mükemmel bir varlığı idrak edemez. Eğer tanrı bu kadar mükemmel olsaydı ceza sistemini cehennem dışında fayda sağlayacak bir yer yapardı. Misal:Tanrı yeni şeyler yaratacak olsa günahkarları o yaratacağı şeylere yardım etmek üzere cezalandırabilirdi.En azından faydamız olurdu aq
    ···
  17. 18.
    +1 -1
    Alıntıdır:
    Hayır ve şer, Allahü teâlânın yaratması iledir. Sevap ve günah insanın irade-i cüziyyesine bağlı kılınmıştır ki, buna kesb denir. Kesb kuldan, yaratmak Allah’tandır. Bir âyet-i kerime meali:
    (Zerre kadar iyilik ve kötülük yapan, karşılığını görecektir.) [Zilzal 7,8]

    Allahü teâlâ, insanlara zorla günah işletmez. Diyelim ki, önümüzde iki tren var. Garda şunlar yazılıdır:
    (Sağ yoldaki trene binen, sonsuz mutluluk diyarı olan Cennete gider. Soldaki trene binen sonsuz azap diyarı olan Cehenneme gider. Sağ yoldan gidenin bazı şeyler yapması ve bazı şeylerden kaçması gerekir. Mesela namaz, oruç gibi dinin emirlerine uyması ve günahlardan sakınması gerekir. Soldan giden ise, yol boyu sıkıntı görmez. Onun için hiçbir yasak yoktur. Hiçbir şey yapmaya da mecbur değildir. Ama yol bitince sonsuz sıkıntılara maruz kalacaktır.)

    Yolcu, hür iradesiyle, gideceği yerin biletini alır. istediği trene biner. Son istasyona varmadan, fikir değiştirebilir, dönüş yapabilir. Sağ yoldan giden trenden inip, sol yoldan giden trene binenler çıkabildiği gibi, sol yoldan giden trenden inip, sağ yoldan giden trene binenler de çıkabilir.

    Görüldüğü gibi, insan serbesttir. istediği trene binip, istediği diyara gidebilir. Ama onu zütüren bir araç var. Tren zütürüyor onu. Treni yürüten de biri var. insanları mutluluk diyarına da, azap diyarına da zütüren trendir. işte bütün işleri, yani hayrı ve şerri Allah yaratır demek, kula o işi işleme gücünü veren Allah demektir. Örneğimizdeki tren olmasaydı, insan çok uzun olan bu yolculuğa çıkamazdı. Kendi irade-i cüziyyesi ile azap diyarına giden kimsenin, (Bu diyara tren seferi düzenlemeseydiniz, biz de buraya gelmezdik) diyerek, tren işletmesini suçlaması doğru olmaz. Çünkü bu trene hiç kimse zorla bindirilmediği gibi, üstelik binerken de, yolda da, son ana kadar gerekli ikazlar yapılmaktadır. Herkes, kendi arzusu ile işlediği hayır veya şerrin karşılığını görecektir.

    (Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir) mealindeki âyetleri gösterip, “Bizim sapıklıkta kalmamız Allah’ın dilemesiyle olduğuna göre, Allah’ın bizleri, sapık diye suçlamaya hakkı olmaz” ve “Hayrı ve şerri Allah yarattığına göre, yaptığımız kötü işlerden sorumlu olmayız” diyenler çıkıyor. Suçlarını Allah’a yüklemeye çalışıyorlar. Kur’an-ı kerimi anlamak öyle kolay değildir. Öyle olsa idi, Allahü teâlâ, (Resulüm, Kur’anı insanlara açıkla) diye emretmezdi. Bazı âyetler, bazısını açıklar. Bir âyet meali şöyledir:
    (Allah, iman edenleri dünya ve ahirette sapasağlam tutar, zalimleri ise saptırır.) [ibrahim 27]

    Demek ki, iflah olmayanlar yani kurtuluşa ermeyenler, zalimler, hainler ve bunun gibi kötü kimselerdir. Allahü teâlâ, iyiliği ve kötülüğü, insanların irade etmesi, dilemesi ile yaratır. Namaz kılana da, hırsızlık edene de mani olmaz. Onlara namaz kılma ve hırsızlık etme gücünü veren de Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, dilerse, bir kimseyi layık olmadığı halde, hidayete kavuşturabilir. iyi kimseyi ise asla sapıklıkta bırakmaz. Zalim, hain bir kimseyi ise, adaletinin gereği olarak sapıklığa düşürür. Bir iyilik yapana on katı, yüz katı, bin katı sevap verebilir. Ama genelde bir günah işleyene bir ceza verir. Sevap ve günah işlemek, insanların irade-i cüziyyesine bağlı kılınmıştır. Hâşâ Allahü teâlâ, insanlara zorla günah işletmez. Zorla günah işletse, yarın “Niye günah işledin?” diye sorar mı hiç?
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -1
      10 sayfa yazi atsan icinde sacma sapan arapca tabirler kullandigin icin okumayacagim xd
      ···
  18. 19.
    -1
    -her davranisimizdan sorumluysak ve kader kavrami altinda her seyimiz belliyse bunun sorumlusu biz miyiz tanri mi?

    bu dediğin şey kader oluyo öyle senin sandığın şekilde değil mesala hayatta bazı şeyleri kesin olarak yaşıcağın şeyler kader oluyo bugün dışarı çıkıp markete gitmen değil mesela kanser olman kanseri yenmen senin kaderin olabilir bunu bilemeyiz gibi
    ···
  19. 20.
    0
    A M A N T I K A
    K Allah K
    I var I
    L V E M A N T I K L
    ···