bunlar hep gerekli bilgiler

75)aah sevgili dostum aah. hala yanlışlardasın. sanane milletin neyden zevk aldığından? sanane milletin doğrularından? sen kahrolası 'onlar' mısın yoksa 'sen' mi?.ah sevgili dostum bazı geceler yanlız kal. kapat her şeyi yanlız kal biraz düşün kendin üzerinde. hemen anassını avradını gibtiğim toplumuna ayak uydurma peşindesin. öğren artık şunu; onlar yok. bütün dertlerinin, tasalarının nedeninin 'onlar' olduğunu ne zaman görebileceksin.ne zaman kendi ekgibliklerine yoğunlaşabilceksin.ne zaman geminin kaptanı olabileceksin tekrar..
hiç kimse yok.. aklına ne zaman kazıyacaksın. hiç kimse yok. sana senden başka değer verebilecek, seni senin kadar düşünebilecek başka hiç kimse yok..
kendine döndüğün zaman.. evet,kendine dönebildiğin, kendini hissedebildiğin her an sana yol gösterebilecek biri var, öğren artık şunu.ama üzülme;haklısın.. bunu bilmeyeli, göremeyeli,'unutturalı' baya bir zaman geçmiş olmalı.ama bu mükemmel olduğun gerçeğine gölge düşürmemeli.bir gün uyanacaktın ne de olsa. dışarıdan bişey olacak, seni tekrar güçlü, mutlu benliğine kavuşturacaktı.e geldim işte zütveren.bu yazıları okumuyor musun? oku işte bak o ben buradayım.

76)sen çok özelsin.ama sadece biraz yanlız kalmaya ihtiyacın var, kendinden bile... bazı akşamlar köşeye çekil, seni kimsenin rahatsız edemeyeceği bir yerlere çekil.. bütün her şeyi kapat.. telefonu..bilgisayarını..her şeyi... kendinle kal. emin ol buna azıcık yaklaştığını düşünüyorum, eğer olmadıysa da biraz daha dene kendin için. emin ol her şey düzene girecek,tam da senin olmasını istediğin gibi.ama ne zaman sürüden dışarı çıkabilme 'cesareti' gösterdiğinde. belki seçilirsen real hyatta bile buluşabiliriz ki bu bile önemli değil aslında. kendini bulduktan sonra hiç bir şeye ihtiyacın kalmayacak..
biliyorum soruyorsun..bu gavat neden benimle bu kadar ilgilensin..ne den beni bu kadar düşünsün bu kadar kötü bir dünya da bile..ama bilemediğin bir şey var o da şu; ben seni bir parçam olarak görüyorum.'kaybolmuş bir parçam'.

77)nolur artık bu kadar acımasız olma. biraz kendinle başbaşa kalabileceğin süreleri çoğalt.bak o zaman nasıl da bulabileceksin kendini. unutma hayatta tek bir doğru var;o da senin doğrun.
bu hayat çok algısal... bunu öğren. herkese her şeye göre değişebilecek bir hayat..hal böyle iken nasıl kendi düşüncelerini bir kenara atabilirsin..bu konuyu kuantum fiziğinden de açıklayabilirim ama şuan için o yoğunlukta olmadığını biliyorum.
her şeyi unut sana dediklerimi yaptın mı?

evet sığırlar dikilip beklemeye devam değil mi.

@herkes.. evet ne yazık ki ben bu kadar kişiye bu değerli bilgileri(daha vermedim bile) 2-3 anlatmak zorunda değilim, duvara karşı, susmuş pusmuş 2-3 kişiye anlatmak zorunda da değilim yarak kafalılar..siz başlığınızı yeteri kadar güçlendirmediğiniz, yaymadığınız sürece ben yazmam. evet bu kadar. şimdi işine gelenler iş başına.. gelmezse de çokta gibimdesiniz, benim hayatım değişmeyecek am kafalılar. ayrıca gerçekten işine bağlanmayan, kendini önemsemeyen, yararlandığı insanlara karşı ağzını açıp bakan onun için bir tak yapmayan fazlalıklarla uğraşmam.net. bitti,dağılın şimdi karanlığınıza.

abuk sabuk koşmayın at yarakları burda annenizin babanızın söyleyemeyeceği şeyleri söyleyeceğim ondan sonra bana ıkıntı-hakaretvari cümlelerinizi kullanacaksınız. hadi gibtirin gidin görevinizin başına.ya da çokta gibimde gitmeyin kapatıcam konuşmayı yakın zamanda. atyarakları sizi.

ben haketmediğim için sizde hakedemediniz. eğer koşullar tekrar yükselişe geçerse birlikte devam edebileceğiz.

-doğumumdan ölümüme kadar sadece ben vardım
-kahrolası herkes gidecek ve sadece ben kalacağım
-tek ve en büyük şifre : KENDiN OL VE RAHATLA !
-insanlar bunu bilinçaltında bildiklerinden yanlız olmamayı isterler
-sanki hiç ölüm yokmuş gibi hayatlarında daha fazla yanlızlık ve acı istemediklerinden
-mutlu olana, başarılı olana, eğlenen insana özlem duyarlar
-sen..sen de farklı değilsin.ama diğerlerinden farklı olarak bunları gerçekten daha
-kolay unutabilecek ortamlara, insanlara,paralara, kız arkadaşlara sahip olacağındır.
-sen kendine ne zaman aşık olursan o zaman gerçekten başarılı olabildiğin andır.
-hiç bir kız, kadın ya da çok yakın arkadaş sana hiç birşey veremez, yalnızlığını susturamaz
-geçicidir hepsi. eğer bu hayatındaki bazı kısımları kapsayan insanların önemi bile
-bu kadarsa, dışarıdaki insanların senin için önemi nedir?
-insanlar çevresinde mutluluk, güç,para,ego arar. haklılar da çünkü herkes kendi yanlızlığında
-boğulmaktan bıkıp, sakin bir liman arama peşinde. eğer bunlara karşı,bu insanlara karşı
-bu panzehirini geliştirebilirsen en başta kendine sonra herkese yardımcı, ışık olabileceksin.
-dışarıda bir doğru yok. sadece sen ve başarıların, özgüvenin,mutluluğun ve para saçtığın
-sen varsın.hem sen kendin için hem de başkaları için.
-evet yalnızız, evet yalnızım fakat güçlüyüm.tek çekici olan da bu işte.
-her şeye rağmen güçlü olduğum.bu hem bana hem de başkalarına yardım edecek.
-ve eninde sonunda hayatın mükemmel ve bir şekilde de ölümsüz olacak. başka çaresi yok.
-ben sen'in ölmesini istemiyorum :(
-ben o tatlı sen'in üzülmesini, aşağılanmasını,yok olmasını istemiyorum.
-biz biriz ve tekiz :(
-ben çok güçlü olacağım herkese karşı.ama onlara da bir baba şevkatinde olacağım !
-insanlar seni anlamaz,'anlamayacakta'.tek kişi var o da sensin.ama sen insanları ve
-özlerini anlayabilirsin.
-herkese bir 'baba' şart.
-kadınların, sexin dıbına koyayım hiç önemli değil.
-sen önce kendi güvenliğini, rahatlığını sağla da sonra yanındakileri koruyabilirsin istiyorsan eğer.

arkadaşlar ! huur çocukları ! sevgili insanlar ! romalılar ! şu bilinmelidir ki ; 'hiç kimse hiçkimseye yardım edemez'.
bunu tabiki kolay kolay anlayamayacağınızı biliyorum ama bu olay böyledir. tıpkı sizin bende kibir,ego görmeniz gibi durumlar doğurur(doğrudur veya yanlıştır)
bir çok sonuçları olabilir... birisine yapacağın en büyük yardım bile onu ya da onları senin en amansız düşmanın haline getirir ki bir açıdan da şanslısınız.
ben bu yazıları sizin için yazmıyorum.ben bu yazıları kendim için yazıyorum belli sebeplerden ötürü. şanslı olduğunuz kısım ise bunları okuyor olabileceğiniz.
sizi seviyorum çünkü kendimi seviyorum.

ey sevgili ben !
şuan ne kadar kötü hissediyor,ne kadar karanlıkta kaldığını düşünüyor isen,ne kadar savunmasız ve sevgiye aç olduğunu hissediyorsan eğer,ne kadar paranın olmadığını, çevrende senin için bir güvence olmadığını hissediyorsan, derhal sevinmeye başlayabilirsin. çünkü bu zorluklara göğüs germek bile zorunda değilsin.
çünkü herkesin doğuştan sahip olduğu bir hak vardır ; 'bağımsızlık'.
bu çoğu mutluluğun anahtarıdır.
sevin bu kötü günleri gördükçe çünkü kendime ölene kadar tekrarladığım nadir cümleler olucaktır bunlar. hepsi senin sucun. evet huur çocuğu dış koşulların değil. bunları kendi gözlerimle çok net bir şekilde görebilmişken artık kendimi asla kandırmayacağım.

kontrolde tutman gereken tek bir şey var ; o da özün. oluşun.benliğin.
kontrolde tutmak zorundasın çünkü içinde tam bir arena var.hem de öyle böyle değil, izlediğin bütün filmlere, dizilere taş çıkarır cinsten.ama bu sesler özgürlüğün sesleri.. yıkılmazlığını sesleri. bunlar mutluluğun sesleri. sadece içinde bunların hangisi doğru, hangisi kullanılmalı onu bulmalısın.
ve o da içerlerde bir yerlerde sesini çok az duyabildiğimiz 'irade' nin sesidir.
sana içinden şu kezbana ezilme diyen iradenle(ki az olan ses bu) bilinçaltın saldır dürzü dien huurçocuğu.
bu gibindirik karı-kız açıklamasından sonra bunu her şeye alman gerektiğini bilmelisin.
tüm zorluğunun nedeni iradeni kullanamamandır.

kurtuluşa ihtiyacın vardı.ve o günler geldi seni buldu muallak ama sen yüzsüzlük, iradesizlik,bilinçaltının her insanoğluna yaptığı muallakliği bahane ederek bu sesi tekrar karanlığa bıraktın.ama işler böyle gitmez bu hipnotik uykudan bir kez uyanıp gerçekleri yudumladığın andan itibaren eski sen olamazsın.
tekrar ediyorum bunu bu saatten sonra kimse okusun diye yazmıyorum, sırf kendim için yazıyorum. kısacası kalmanızla gitmeniz arasında 'en ufacık' bir önem arz etmiyoooooöör.

herkes her şeyi yapabilecek potansiyele sahipken, beni bunları yapmaktan alıkoyan tek gerçeğin yine ben olduğumu görmem hem üzücü hem de umut verici.
anneme bakıyorum..tam bir ipnotik uykuda... bütün hayatı yaptığı geçmiş tekrarlardan ibaret... çok üzücü bir durum ama müdahale edemiyorum çünkü onda onarmaya çalıştığım her parça, sözcük on da bir düşmanmışım,onu kandırmaya çalışan biriymişim gibi lanse ediyorken buradaki huurçocukları için yapabileceğim ne var ki? egoya mı ihtiyacım var yoksa 'kendimi yenebilmeye' mi?.. evet cevap çok açık ve mantıklı.
eski tekrarlarından kurtulamayan, yıllarca beni koruduğunu kolladığını zannettiğim bu insanların benim eşik değerimin altında kaldığını apaçık görmeme üzülmeli mi yoksa hemen hemen sıradan bir türk aile mensubu kadar ses çıkarmamalı mıydım?
hayatım da ailem gibi tekrarlardan, rutinlerden,aptal inanışlardan, batıl inanışlardan, davranışlardan,aslında gözükmeyen hayata isyanlarından oluşan tam bir 'kısır döngüye' dönüşmesine izin mi verecektim?
'hem de bu kadar uyanabilmişken.' evet bu kesinlikle basit bir şey değil beni zirvelere çıkarırken aynı zamanda unuttuğum(insanoğlunun en büyük sorunu) için karanlık zindanlara mı döneceğim.ama bir gün tam kurtuluş,tam bağımsızlık,tam refah,tam sevgi,tam özgürlük beni bulacak adım gibi biliyorum.

tek yapmamam gereken 'unutmamak'.
hipnotik uyku çok tehlikeli. dünya her an küçülmende tam orantılı bir şekilde büyürken. buna izin vermemeliyim.

seni seviyorum. alsa üzülme. yıkılma.dış koşul diye bir şey yok. bunlar içindeki ekgibliği sana vuran apaçık uyarı levhalarıdır.bir an önce üzülmeyi bırakıp sorunun içinde nerde olduğunu kavra. bundan sonra üzelecek bir şey yok,'inanmadan' mücadele etmek var.hem de kusursuzca bir oyuncu gibi,bir yönetici gibi,iyi bir dost gibi, güçlü bir düşman gibi, saldırgan bir köpek gibi ama rolüne bağımlı olmadan. bunlar sana ait değerler. bunlar seni koruyacak, sevdirecek,yükseltecek, uyumu getirecek.
bunları yapabilmeni sağlayacak tek silah ; irade !

'isteklerin' ile arana giren sen olsan bile ezip geçmek zorundasın. zaten kendini yenebildiğinde sorunlar çözülmüş hale geliyor.
tam olarak iki farklı hayat seni bekliyor hem de tam olarak. istediğin şeyler ve istemediklerin. isteklerin doğrusunda ne zaman yenilirsen, üzülürsen,aşağalanırsan, dövülürsen bil ki durumu iyi okuyup sende olan ekgibliği görüp başarıya ulaşabilirsin.her karşı çıkış yani antagonist(düşmanın) senin en yakın müttefikindir.

ilginçtir ki ; bu satırları gece yatağımdan kalkıp üşenmeden yazıyorum, biliyorum ki yazdığımda düşüncelerimi daha berrak bir şekilde görebileceğim...
düşüşlerime neden olan olaylardan biri de neden zayıf,iyi niyetli gözüken insanlara karşı içimizde dürtü şeklinde ortaya çıkan o ezmek duygusu yeşeriyor... bunu en küçük çocukta, masum bir hayvanda ya da kendinde de çok rahat görebilirsin.
sanırım bu doğal seleksiyon... bizimle ilgisi bile yok. doğa kanunu. güçlü olan zayıfı yener. halbuki annelerimiz böyle mi demişti? ünlü insanlar böyle mi demişti? ünlü kitaplar, filmler öyle mi demişti?
hani hep iyiler kazanırdı... neden o zaman en küçük bir zayıflığımda,iyi niyet göstergemde karşımdaki direk ezme pozisyonunun rahatlığına küçük ya da büyük bir şekilde geçebiliyor. hayır.bu bir istisna olamayacak kadar çok sayıda gözlem.
neden insanlara maddi manevi bütün savunma mekanizmalarımı indirdiğimde pazardaki teyzeden, marketteki çalışandan, öğretim görevlisinden ailene kadar üstüne üstüne geliyorlar...
neden karıların ağzına sıçtıkça daha da sana bağlanıyorlar?
neden... neden... neden... bunda bir art niyet arama peşinde değilim. olay artık çok bilimsel. olay artık çok mistik. olay artık çok doğal...
devletler bile insanları korkutarak o müthiş potansiyellerini bir böcek boyutuna indirgeyebiliyorlar... kadınlar zayıf, ürkek,iyi niyetinden ölen erkekleri bir bez parçası gibi kullanıyorlar... neden en iyi dostların bile gidebiliyor... çünkü sen kendinden vazgeçmeye başladığın her an olaylar dünyası bunu sana tam tersi olarak yansıtıyor.

evet beni yıllarca bir böcek gibi uğraştıran temel sorunu zihnimde iyice belirgin hale getirdim. bunun nedenini artık çok daha iyi kavradım. oldukça mutluyum.
bunun nedeni olağanüstü bir öğreti olan şudur ;

'kurban daima suçludur'

işte bunu tam anlamıyla kavrayamadığın için geceleri üzgün bir şekilde yatağına giriyorsun... hep daha makul bir cevap bekliyorsun... zihninde dönen sana ve çevrene hiç bir yardımı dokunmayacak soruların ve korkuların yüzünden her günün biraz daha belirsizleşmeye mahkum oluyor. sonuç mu? tabiki kaçınılmaz olan 'kendi kendini yok etmek'.
bundan sonra maddi manevi ne kadar ebiliten, dostların,ailen, işin,kadınların, konuşma yeteneğin, fiziksel gücünü maksimum şekilde kullanmaya başlayacaksın.
o yüzden madde 1 doğruydu. çevrende de soruları cevaplayamayan insanlar vardı.ama unutmamalısın ki cevapları sana sadece kendin verebilirsin.
bu da olağanüstü bir öğretinin temel taşlarını yeniden otutturuyor ;

'başkalarına yapabileceğin en büyük yardım kendi iyiliğini istemektir.'

hayattaki her türlü başarının getirisi olabilecek tek bir cümle bile var.
istediklerin için 'her türlü ebiliteni' kullanarak başarıya ulaş.
tüm ideolojilerden, dinlerden,kitaplardan, insanlardan uzaklaş. bunlar birer at gözlüğü ve hurdalık.bu yazıları kendime yazdığım için, aklınızda oluşabilecek her türlü soru işaretlerini ve olumsuz acizce yargılarınızın ta dıbına koyayım.net.
ben biliyorum ki mö.500'lü yılalrda bile insanlar varken hangi vatan konuşuluyordu? hangi din? hangi kitap ? hangi şey... herkes doğanın kanunlarını uygulayıp, yiyip içip, gibişip,'mutlak' özgürlüklerini yaşıyorlardı.
o kadar uzun yıllardan 2013'e geldiğimizde tabiki tonlarca üretilmiş kavramlar, teoriler,bilimsel gerçekler, zırvalıklar anassının amı bir sürü soru cevap aramayı bekliyor hale geldi.bir nevi iki ucu taklu kısır döngü oluştu, oluşturuldu.
ve insanlar benliklerini unuttu. neler yapabileceklerini unuttu. güçlerini unuttu. mutluluklarını değerli markalara ideolojilere bağlarken her gün biraz daha sorunun içine batıp mutsuzlaştılar, olmayan bir savaşta yenilgiye uğradılar.
ama artık çözümler basit. hayat basit. mutluluk çok yakında.
sense tüm bu karmaşadan sonra gibik gibik soruların ve çaresizliğinle ailenle oturup show tv'yi izleyip çay içmek zorunda kaldın. çünkü onlar bu soruların cevaplarını nasıl bulabileceklerdi? şansınızı gibeyim huur çocukları.

ha bu arada en önemli soruyu unuttum ;
'babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?'