charles bukowski

- bir kaplanı yakalayıp onu kafese koyabilirsiniz ama onu kırdığınızdan asla emin olamazsınız, insanlar daha kolaydır.
— harikulade düşünceler ve harikulade kadınlar kalıcı değildir
— hayat ile sanat arasındaki fark sanatın daha katlanır olmasıdır.
— hiçbir şey gerçek kadar sıkıcı olamaz.
— tanrının nerede olduğunu bilmek istiyorsan ayyaşa sor.
— dostlarının nerede olduklarını bilmek istiyorsan kodese gir.
— dengeli insan delidir.
— damgeri zekâlı gömülürlayan musluklar, tutku osurukları ve patlak lastikler ölümden daha hüzün vericidir.
— herkes dahi doğar .

‎"..ölüm hiçbir şey ifade etmiyordu benim için. arka arkaya gelen berbat şakalar dizisinin son şakasıydı. ölen için sorun değildir ölüm. bir filmdir, farketmez. ölenin yakınları için sorundur ölüm ve sorunların büyüklüğü ölenin mirası ile doğru orantılıdır. bir berduş öldüğünde tek sorun cesetten kurtulmaktır. kimi insan büyük sevetlere doğar ama meteliksiz ayrılır bu dünyadan. sanatçının durumu farklıdır elbette: kimilerinin ölümsüzlük olarak tanımladığı bir koku kalır onlardan geriye ve tabii ki sanatın ne kadar iyiyse bıraktığın koku da o denli güçlü olur – renk, ses, yazı, yontu ve diğer biçimlerde. ama yaşayanların hatasıdır bu ölümsüzlük – sarılırlar bu kokuya, tapınarak. sanatçının suçu değildir. ölümsüzğe hayata ait olduğundan daha ait olmadığını bilir sanatçı – fırsatını kullanır ve sıranı savarsın, diğerleri denesinler şanslarını.."

en guzel kisa hikayesi, kasabanin en guzel kizidir. Cemiyette pisiyorum isimli punk grubunun bu isimle sarkisi da vardir.

bir hayali bir tek sen görüyorsan adama ya aziz derler ya da deli...

charles bukowski

işi gücü am züt meme olan umursamazlığı iliklerine kadar yaşayan hayattan zevk almaya bakan ayyaş ve sevilesi bir yazar

ev sahiplerini, boş bira kutularını, fahişeleri, at yarışlarını, odasını paylaşan fareleri, babasını, anasını, değiştirdiği işlerini, ergenlik günlerini -ki suratı çıbanlarla kaplanmıştır- diğer yazarları, takıldığı kütüphaneyi falan yazmıştır. ki orası olmasaydı bir polis bi karı döven falan olurdum der. imkanların kısıtlı olduğu bir dönemde benim için sığınaktı diye yazar.

"yanyana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar. ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar. ve sırf dardı diye kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik, sarılmak yakar bizi deyip aşkı hep uzaktan sevdik... "

etik olarak doğru bulmuyorum.

pulp bomba lan

inci için biçilmiş kaftan kanımca. Yani yaşasaydı

günlük hayatın sıkıntısından
biraz silkeler insanı,
herşeyin aynı olmasından.
kişiyi bedenin ve aklın
dışına çıkarıp
duvara yapıştırır.
sanırım içmek,
ertesi sabah
tekrar hayata dönülebilen
ve her gün tekrarlanabilen
bir intahar biçimidir.

Charles Bukowski

çok süper bi adam. çok süper yazıyo. çok süper. süper.

maldivlerde çok maymun gibmiş huurnun evladı

halk adamıdır.

Karaköy'ün meşhur pekekentlerindedi, sonra istanbula travesti akımını getirdi .

"ben de küçük şeylerden mutlu olabilirim ama bu kadar takun arasında, o küçük şeyleri çıkarmaya üşeniyorum."

reyizimizdir.

sevmeyi değil yalnızlığı öğrenin çünkü en çok ona ihtiyacınız olacak ...

Sözleri çok anlamlı..

nisantasi magazasi kapandi, tam da kendime bukowski tas kaplamali damatlik yaptiricaktim...