cin hikayesi paylaşıyorum beyler

http://inci.sozlukspot.com/#24319864 bu geçen akşam anlattıgım hikayem. baştan söyleyeyim.
ilginç olmayan hiçbi' hikayeyi paylaşmam. bence bu hikaye de ilginizi ceker.
okumayanların paşa gönlü bilir okuyanlar ise kesin begenir diyemecegim. ama üzülmeyecekler kesinlikle.

beyler baştan söyliyeyim müslüman değilim. türkiye'de doğmuş, farklı kökene sahip bir
adamım. yani anlıcağınız dilde gayrimüslimim. ama askerliğimi bu ülkede yapacak kadar da türk vatandaşıyım.
ulan madem, çift vatandaşlığın var, askerlik kolpası nerden cıktı diyenlere yasayı inceleyebilirler. yani yalan söylemiyorum, bazı özel nedenlerden ötürü
türkiye'de de askerlik yapılabiliyor. neyse bu kadar geyiği gibtir ediyorum. bunlar sadece
mevzuya uzak bi adamın, nasıl inandırılacagı ile ilgili birkaç dip not.

he bunları anlattım çünkü bizim inancımızda 'cin' olgusu biraz daha farklı.
ve islamdakiyle pek örtüştüğü söylenemez. inananlara saygısızlık etmek
istemem. en nihayetinde dini konular hassas konulardır. taşak geçilmesi de hoş değildir. huur cocukluğudur.
hz. muhafazid'in danimarkada karikatürünü çizenin de anasını gibeyim, diğer dinlerle
taşak yapanların da. ama bu cinler, periler inancı bana birazcık karikatür gelirdi.

ta ki askere gidene kadar.

esasını söylemek gerekirse, doguda vatani görevini
yerine getirenlerin başına gelenleri gördükçe, duydukça
askerlik yaptıgım yeri söylemeye utanıyorum.

antalya'da çaycı olarak yaptım abiler askerliğimi. kendi adıma şunu söyleyebilirim ki
keyifli ve bi o kadar da ilginç günler geçirdim. gördüğüm insanlar beni dehşete düşürüyorlardı.
yanlış anlamayın burjuva değilim. havyar yiyip etrafa kahkahalar sacan bi' hayatım olmadı
hiç. puroyu içine cekmeye çalışacak kadar da sıgır bi adamım.
amacım kimseyi küçümsemek de değil. zaten beni tanıyanlar da bunu cok iyi bilir.
ama doğma büyüme istanbulluyum, e benim sosyal cevremde de
maşrapaya sıcan insanlar yok..
ya da kiviyi kabuguyla yiyenler..
ya da taharet muslugunda kafasını yıkayanlar...
ne bileyim atatürk'ün odası nerde diye bi soruyla hiç karşılaşmadım...
fanatik galatasaraylıyım, üni yıllarımda deplasman adı altında bi' çok yere gittim. ama böyle insanlarla karşılaşmadım.
belki karşılaştım ama aynı sosyal cevreyi hiçbi' şekilde paylaşmadım.

üzgünüm, böyle insanlar bu topraklarda yaşıyor.
ama bi o kadar mutluyum ki, bu insanların varlığından
artık haberim var. ve elimden geldiğince de paylaşmaya çalışıyorum.

etrafımda bu tipte insanlar olunca doğal olarak çevremi daha dikkatli izlemeye
başladım. zaten cok dikkatli adamımdır. bi gördüğümü gibseler unutmam.

birlikte de çaycı oldugum için herkesi tanıyorum. + konuşkan bi huur cocuguyumdur.
mesela banka kuyrugunda kesin biriyle tanışırım. ayrıca cokta meraklı bi huur cocuguyum. her bi gibi merak ederim.

hüseyin ( çakma isim kullanıyorum ) adlı asker hep dikkatimi
cekerdi. hani yalnız kovboylar olur ya. tek başına takılırlar. ama bunun türk versiyonunu düşünün çömelerek sigara içen tiplerden işte. ama en irrite edici özelliği geçenin gözünün içine bakması. ve bu yüzden herife her yeni gelen ayar oluyor. yaklaşık 1.75 boylarında, ince, ama kalın bilekli.
yuvarlak bi yüz hattına sahip, kalın kaşlı
garip siyah gözlere sahip bi adam hüseyin.
( sadece gözlerinin capsini koyacam )

ulan millete de sorardım, derdim bu muallak ne ayak beyler ? bu amcık ne nöbet tutuyor,
ne içtimaya katılıyor. ve rdm'den de cıkmıyor(rdm, pgibolojik servis beyler)
şimdi sordugum adamların
verdiği cevaplar da beni pek tatmin etmedi. aman efendim, cocuk kendi kendine konuşuyormuş da,
akşam bagırarak uyanıyormuş da. uyku problemi varmış da . bi gün hazır kıtadan cocuklar buna vukuat yazarken
taşak geçmişler de. gelsin de cinlerin seni kurtarsın demişler de. bu da olum gidin başımdan demiş falan da
sonra cocuklar bayagı taşak yapmış da ardından taşak geçen cocuğa bişiler olmuş titremişte
sabah ezanında dua okusun geçer diyince geçmiş.

bu hikayeyi bana anlatan cocuk,
birliğe boyacı oarak alınan askerdi. * komutan buna olum hiç boyayla uğraştın mı, malzemeleri
tanırmısın dediğinde 'tanırıım gomutanım 4 sene tinercilik yaptım' diyen bi dalyarak.
herif makbuza şafak yazan bi sıgır. bu hikayeyi yarım kulakla dinledim zaten.
ayrıca giblemedim de, benim inancıma göre cok sacma bi hikaye. anlatan da bu adam olunca kafasına geçirdim bi tane
lan dedim de get.

akşamleyin koğuşa geç cıktım, dişlerimi fırcaladım. yataga girdim. saat 1. civarı falandı.
uyku problemi cekiyorum bende. annemi düşünüyorum ara sıra. çünkü ben babamı kaybettiğim için annem bize cok düşkündür. ve genel olarak, cok baglı bir aileyiz. ve biliyorum ki, antalya'da askerlik yapsam bile annem çok huzursuz.
aklıma geldi birden, keyfim kaçtı. dedim gideyim de bi sigara yakayım. indim yataktan, tuvalete
dogru yol alıyordum. bi baktım bu bahsettiğim hüseyin tuvaletin girişinde. sigara uzattım, içer misin kardeş dedim.
aldı sigarayı.

herkes osura osura uyurken bende cocukla muhabbete başladım. nerelisin, ne iş yaparsın, şafak kaç *
ulan herifle konuşuyorum, adamın gzleri beni içine cekio sanki. ama bu benden kaynakanan bi durum.
mesela ben bi kızdan hoşlanim, gözlerinin içine bakamam. etkilenirim yani. bu bana özel bi durum da olabilir.
fakat bu göz mevzusunu sonra bi kaç kişiden daha duyunca şaşırmadım da değil. neyse mevzu bu da değil zaten.
herife dedim kardeş seni hep görüyorum uyku problemin mi var seninde,
evet abi ben uyuyamıyorum filan dedi. bu yüzden uyku hapı veriyorlar bana, sabahları da
içtimaya gelmiyorum onun için filan dedi. hayırdır derdin mi var kardeş dedim.
evden uzak olmaktan büyük dert mi var abi ya dedi. haklısın dedim.
bak dedim usta ben iğer kısa dönemler gibi değilim, gel arada, çayımı iç.
biliomusun, bilmiyorum ama ben caycıyım. biliyorum abi dedi. deli caycı diolar sana diye ekledi.
bugün yaptıgın hareketi cok takdir ettim. o herif huur cocugunun teki çünkü
karısını dövüyor dedi. bahsettiği herif de asteğmen. o gün, beni başka biriyle karıştırıp
şınav cekmemi istedi. yaptıgının mallık oldugunu anladı ama ben şınav cekmeyince bozuldu o kadar askerin önünde.
bayagı bi atıştık. nerden biliosun lan dedim karısını dövdüğünü, abi dedi ne bileyim askerler konuşuyor işte.

tam istediğim ortam oluşmuştu. makaraya da girdik, dedikodu da başladı. artık elimden kaçamazdı.
ben yatıyorum hüseyin dedim. yarın gel çayımı iç. memnun oldum cok.

ertesi gün oldu, bende çay ocagında duruyorum. telefon çaldı ahmet(çakma isim) astsubay 4 tane kahve istedi.
emredersin komutanım dedim. kahvesini yapıp odasına zütürdüm. 3 tane bayan memur vardı odasında.
benim zütürdüğüm fincanlardan biri ise çiçekliydi. bunun üzerine lokum gibi adam olan ahmet
astsubay bu kadar bayanın arasında çiçek ben olayım bari onun için çiçekli fincanı bana ver dedi.
tabi komutanım dedim, verdim çıktım. bu gibik anektodu da kimseyle paylaşmadım. ayrıca o odayı bırak
binaya caycı ve temizlik. çilerden başka hiçbi asker giremez. giberler.
aşağı indim bi 10 dakika sonra hüseyin geldi. gel dedim otur çay içelim.
oturdu öyle hoş beş konuşurken, ahmet astsubay fincanları yollamış bi' diğer caycıyla.
diğer caycı arkdaş fincanları bıraktı tekrar cıktı. o sırada hüseyin de şeker alırken
kahvelere gözünü dikti derken birini aldı. gülümsedi. noldu dedim hüso ( hemen samimi oldum
onun ismini kısalttım yavşak stayla) bakar mısın kahve falına. eh filan dedi.
abi dedi yolu cok acık. ne temiz kalpli adammış. kimin fincanı lan o dedim. ahmet astsubay dedi.
evet elindeki çiçekli fincandı. ayağım korkudan zütüme kaçtı şerefsizim. bu kadar tırstıgımı hatırlamıyorum.
bi kere de şarj aleti patladıgında bu kadar korkmuştum o kadar.

+ bana uzak olan bi' durum bu. pgibolojik bi acıklaması oldugunu da düşünmüyorum.
he bana bunu biri anlatsa inanırmıydım, inanmazdım tabiiki. zaten
sizlerden inanmanızı da beklemiyorum. inancı olanlar inanır, inanmayanlar giblemez.
taşak yaparlar.

lan dedim hüso bana da baksana. abi bakarım da yarın bakayım be dedi. tamam dedim paşa gönlün bilir.
vay dedim dıbına koyim nereden bilmiş olabilirdi ki ? odaya girmediği kesindi.

tabii akşam yemeğini beraber filan yedik. * meraklıyım ya dıbına koyim. bayagı bi kaynaştım herifle.
zaten övünmek gibi olmasın benimle geçinemeyen adamın anasını gibeyim. nabza göre hayvan gibi şerbetimdir çünkü.
akşam koğuşa geldim, bayagı bi muhabbet ettim. iyice kaynaştım filan. yarın bakıosun di mi fal dedim.
bakarım abi ayıp ediosun ama kimseye söyleme dedi. yok dedim dıbına koyim ne söylicem.

öğlen arası ikimize de birer kahve yaptım, muhabbet eşliğinde içtik ve kahve falıma baktı.
abi dedi, 4 tane beddua almışsın ki bu demekki başından 4 tane kötü olay geçecek.
anam dedim yannanı yedik. ama dedi yaptıgın 3 iyilik, 3 kötülüğü silmiş dedi. tabi bu laftan sonra
ben birlikteki bütün garibanlara yardımcı olmaya başladım * ama dedi 1 tane kötü olay geçecek dedi.
nasıl bi kötülük dedim. abi dedi onun için tasa bakmam lazım. tas ne lan dedim. tasın içine su koyuyorsun,
ordan görüyorsun. ama rahat bırakmıyorlar o zaman dedi. kimler dedim. abi dediğim gibi
çok kötü de bi olay olabilir, ölüm gibi ortalama bişi de olabilir bilemem dedi.
abimden, annemden, kuzenimden bahsetti. lan dedim anasının amı. hüso dedim
sen bunun içinden mi görüosun bu kadar şeyi ? güldü. ilerde, evlenince eve içip gitme
dedi. hanımla sorun yaşarsın, dozunda iç abi dedi. * daha ortada karı yok kız yok dıbına koyim.
falan fişman böyle şeyler anlattı.

mesela beyler bizde lilith inancı vardır. lilith'de özet geçmek gerekirse şudur.
hz adem ile ilk olarak lilith yaratılmıştır. bu çift cennet bahcesinde birlikte yaşamaya başlarlar. fakat bir şekilde anlaşmazlık cıkar ortaya. (ruhen ve fikren)
lilith ise hz adem'i suclar. işlerde yardımcı olmadıgı ve tembel oldugu için.
tembeli yanlış almayın, sizin inancınızda ne kadar günahsa bizde de o kadar günah.

yani kısaca anlaşmazlıgın sebebi hz adem'in sürekli olarak kadına üstünlük taslamasıdır.(tabii lilith'e göre, işin aslı nedir bilinmez)
lilith ise ikisi de aynı topraktan yaratıldığına göre eşit olmayışlarına anlam verememiştir. sonunda lilith birlikte olamayacakları kararını verir ve allah'ın
söylenmemsi gereken adını söyleyerek (bu isim cennetten çıkış için tek laftır)
kızıldeniz yakınlarında bi magaraya düşer. o esnada dünyada cinler yaşamaktadır ve kendini cinlerin büyümesi için adar. tabii yaratan, meleklerini yollar ama lilith kafayı kırmıştır artık. hatta cinlerin kralı (ki şeytan oldugu rivayet edilir ) onunla ilişkiye girer. ve insanoğlundan nefret eder. onun için cocuk ölümlerinin sorumlusu olarak kabul edilir.(erkek cocukların dogduktan sonra ilk 8 gün içerisinde, kızların ise ilk 20 günde canını aldıgı rivayet edilir )ama haber taşıma özelliği yoktur. varsa da benim haberim yok. hatta havva da aynı lilith'e benzemektedir. ayrıntıya girmek istemiyorum ama bizim cin inancımız bunlarla sınırlıdır. ve hani inanmam. inanmazdım daha dogrusu.
kaldı ki bu inançtan öte, anlatıdır. bazı cevrelerce bu hikayelerin
insanları dine yaklaştırmak için söylendiği iddia edilir. o zamandan bu zamana
batıl inançlar lilith'e bağlanır.

ananı avradını gibeyim beyler cok fena kakam geldi.

geldim dıbına koyim devam ediyorum.

bana falı baktıktan sonra aradan bi zaman geçti. yanılmıyorsam yaklaşık 1 saat filan.
bundan 1 saat sonra, ceyhun(çakma isim) adlı cocuk yanıma geldi. abi dedi sen hüseyin'e ne yaptın ?
dedim naptım dıbına koyim. abi herif aglıyor. nasıl, nerde ? dedim.
abi dedi dışarda köşede. lan bi gittim herif ağlıyor. ananı avradını gibeyim dedim.
kesin ölüm bizim başımıza gelecek kötü olay. ben inandım abi, ne yalan söyliyim. ne bileyim garip bişi işte. belkide asker kafasıdır benimki. çüğnkü çok uzak kavramlar.

yapıştım yakasına ya dedim hüso, fal baktın iyi güzel hoş söyle
ne varsa bilelim. en kötü hazırlanırım. ya yok abi bişi filan dedi. lan dedim bıurak, niye bu haldesin. abi lütfen yalnız bırak beni dedi. iyi dedim. abartmıyorum, 2 paket sigara içtim akşam koğuşa cıkana kadar. evi, sevdiklerimi filan aradım.

akşam koğuşta çektim kenara konuştum, anlat bakalım dedim. anlatmadı. ama birini daralttım mı anasını giberim. affetmem. hele benim gibi meraklıysanız. üfff.
en sonunda abi dedi, fal baktıktan sonra bu olur dedi. rahat bırakmazlar dedi.
dedim kimler. abi dedi işte öyle.