-
51.
-1bu dönemlerde çevremizde insanlar artmıştı . ufak hediye getirenler ( çıkar amaçlı hediyelerden nefret ederim ) , sırf işi görülsün diye güzel kelamlar edenler . oysa hala bir yanım boştu , uzunca bir müddet bu işlerle alakadar olduk . ben insanların hayatını kısa film tarzında gözden geçirecek yöntemlerde ustalaşmıştım . sıkıntılı kimselere meseleleri üstü kapalı özet geçer , sonunu tahmin etsem bile az çok teselli verirdim . muzaffer ise dediğim gibi daha farklı alanlardaydı . bir süre sonra içimde derin pişmanlıklar yaşamaya başladım . ak büyü , kara büyü gibi bir saçmalığı eleştiren biz birebir bunla aynı eksende davranır olmuştuk . erumi ve sakille rüyalarda olsa bile irtibatım kesilmişti
-
52.
-1bu arada ahmak olmaktan daha kötüsü ahmak olduğunu bilmemektir . umarım payını alan alır . züt tekmelemeyi bıraktım ben tarzım değil . okursan ekime okumazsan gibime kadar güzel kardeşim kendini yorma , sen biliyorsun kim olduğunu . ruhu kolpa adamların gerçeklik takıntısına gülmemek elde değil .
her neyse bir zaman sonra ciddi anlamda aklımla , hevesim çelişkiye düştü . bir haltları yanlış yaptığımın farkına vardım . zararın neresinden dönsen kazançtasın nihayetinde . şeytanın en büyük vesveselerinden biridir batıyorsun , batacaksın , asla çıkamayacaksın , çırpınma , hem bu saatten sonra çırpınsan da ne fayda , boşver gücünü tüketme kudretli ve asil bir şekilde bat ! -
53.
+1 -1bazen o bataklıktan çıkmak çok şey ifade eder , görecek günün vardır . bu günler içinde güzellikler olması muhtemeldir . bazen bitiş sandıkların başlangıçlara gebedir . her zaman tablo bu kadar iyimser olmasa bile emin olun bitişler ve sıfırı tüketmek mantıklı bir eylem değildir . bir haltın hatalı olduğuna kanaat getirdiğinizde , o dalı tutup kollarınıza tüm gücünüzü verin ve gövdenizi balçıktan kurtarın . buna cesaret edin , ben ettim . iyi mi ettim ? zaman gösterecek .
-
54.
+1 -11 haftalığına şehir dışındayım , dönünce uzunca devam edecek .
-
55.
+1 -1bahsettiğim üzere şehir dışındayım . pazar ya da pazartesi gece sonunda umarım hepsini atmış olacağım . tatil esnasında yazdım , adına ne derece tatil denirse tabi . bu esnada kendim yazıp biriktiriyorum , internet imkanım yok . bu sebepten paylaşamıyorum sizlerle . 'kendi' evime döndüğüm zaman talep beklemeden peş peşe yapıştırıp bitireceğim
saygılar... -
56.
-1bu arada özelden yazan arkadaşlar olmuş malesef zamanım kısıtlı , anlayışınıza sığınarak dönünce cevap vermek isterim . elbette her soruya cevap verilecek değil sadece samimi ve içten olanlara . bazı sorulardan ciddi anlamda gına geldi , aşırı özel hayata giren soruları sevmiyorum beyler bayanlar.
-
57.
+2 -2bekleyenim varsa beklettiğim için özür dileyerek başlamalıyım sanırım . elimde olmadan geç kaldım . olgun insanlara bu yakışır biraz ukalaca olabilir ama ben olgun bir insanım . olgunluk denen mesele çok farklı bir olgu aslında . yaşadığın gün sayısından ziyade ne yaşadığınla ilintilidir bana kalırsa . zaman daldaki armutları falan olgunlaştırabilir sadece . bırak şimdi genele dökersen ' zütünün kılı ağarmış adam daha iyi bilir ' tribi vardır , cumhurbaşkanlığı için bile 40 yaş uygulaması olan bir toplumdan söz ediyoruz . oysa olayı bir de benim gözümle görmeye yeltenirsen emin ol 'sadece daldaki armutları olgunlaştırır zaman ' . kesinlikle bu böyledir . benden daha fazla doğumgünü pastası yedi diye kimseye saygı göstermedim ben , sen de gösterme . 'tecrübe denen , kalpte kalan izdir ... yanılma ! '
-
58.
+1 -1muzaffer ile içine girdiğimiz durum ve tutumdan kabaca bahsetmiştim . benim tekrardan giriş sebebim tamamen aslı'yı kaybetmek sonucu düştüğüm saçma boşluktan ileri geliyordu , hafızaları tazelemekte fayda var . he tamam aq kuyruk acısı da diyebiliriz bunda gocunacak bir mesele yok yıllar sonra anlıyorsun . kaybetmek çok acıdır , tercih edilmek berbat bir iş . başına gelebilecek en büyük manevi travmalardan birisidir belki de bu tercih edilişler . hele ki sen tercih sebebi olmak adına kasarken yaşandıysa bu kaybetmişlik sendromu. çoğumuzun başına gelmiştir , yine çoğumuz yiğitliğe tak sürdürmeden saklayabilmiştir bu yarayı . işte bende bu tercih edilişi , kısmen kendi elimle sağlanmış olsa dahi derin bir acının içindeydim .
-
59.
+1 -1elbette ilk günlerdeki kadar kuvvetli tesir etmiyordu artık , fakat kırılmıştı zaten kuş kadar olan özgüvenim . her sabah aynaya bakıp ' naber lan yaprağım ' diye somurtarak selamlıyordum suretimi . evet kısmen yaprağa benzediğim doğrudur , ancak ben değiştiremeyeceğim özelliklerimi eleştirmekten vazgeçtim . eğer senin de bu tarz sıkıntıların varsa sende vazgeçmelisin . emin olun 'hepsi gibime benziyor ki okuyucularım , onlarda tak gibi tipler' diyerek kendimi rahatlatmak değil şu yaptığım . zaten şahit olduğum 1-2 tipi mumla arasanız bulamazsınız o derece şekiller * fakat istisnalardan sıyrılıp işi genele dökersem , toplumda tıpkı benim gibi yaprak sıfatlı herif çok . artık şunu anlayın ki ben iyi bir gözlemciyim . banklara falan oturup saatlerce türlü türlü insanları izler , mimiklerinden falan içinde bulunduğu pgibolojiyi varsayımlarla tahmin eder ve senaryolar oluştururum .
-
60.
+2 -2çok fazla memmuniyetsizlik ifadeleri görürürüm sarkmış suratlarda . gözlerini ufka dikiyorsa birisi ve hafif kısık bakıyorsa ( - bunu yaparken 'haberim yokmuş gibi çek panpa' durumu mevcut değilse ) emin olun geçmişi bayağı gibimsonik olaylara sahne olmuştur . öyle adamlar da öyle derin bakışlar gördüm ki ben , hayatı tarihin en kısa meydan muharebesine 'mohaç' a mekan olmuştu ve sanırım kendisi macar ordusundandı . belki bunu okuyanların nicesi de böyle , gibik hayatlarımızda tek dönümlük ömrün 3 nefeslik periyodunda yarenlik ediyoruz klavyemizle . neyse fazla derinlere dalıp , aramızda yaşça genç kardeşlerimizin boğulmasına sebebiyet vermek istemem . hayat sizi zamanla daha dibe batıracak ve nefesinizi kontrollü kullanmayı öğreneceksiniz zaten . o halde şimdi hepsini bir kenara kaldıralım ve size iyi bir haber vereyim bari . evet , arada güzel şeylerden de bahsedebliyorum * emin olun ne kadar gibik bir tipiniz olsa da , birileri çıkara dayalı olsa dahi birgün sizi beğenebiliyor . aslı'dan sonra biri daha beğendi beni ordan biliyorum .
-
61.
+3 -2bu arada aslı'dan sonra dedim de ; objektif bakınca , aslı'nın beğenip beğenmediği hala muamma ben çok senelerdir irdeliyorum , deşeliyorum bir gibim bulamıyorum bu mesele hakkında . hani gerçek manada beni beğenmemiş te olabilir yani , durduk yere yaprak sıfatlı kardeşlerime umut pompalamayayım . gönül tersine meyillidir ama siz azmedip denginizi bulun aq . ben şu zamana kadar bulamadım siz bulun . fazla beklentiler içine girmeyin ' hayat sana umduğunu vermeyecek , o kızla devam et ' diyen tipler çıkabiliyor ve kızla ilişki noktalanınca kısa süre sonra 'aslında biz neden birbirimizi hiç o açıdan düşünmedik ? '' diyebiliyor ayık olun . demek ki karıların ters pgiboloji taktiği daha gelişmiş oralara da gelecem . hepsi bir örgü halinde gelecek , sabır talep ediyorum ey bebek zütünden hassas cilde sahip okuyucu kardeşim
-
62.
+1 -1zamanla çevremiz hadsiz hesapsız büyümüştü , insanlar kulaktan kulağa yayılan ufak namımızı duyar hale gelmişti . bu söylemimden 200-300 liraya bakım yapan ultra şarlatanlardan olduğumuzu sanmayın , dediğim gibi benim amacım sadece aslı'dan sonra meşgale edinmekti . elbette insanların size haddinden fazla saygı ve kıymet göstermesi en mütevazi kimsede bile bir değişiklik yaratabilir hele ki bu ilgi toy zamanlarınızda size sunulan bir halt olmuşsa . tıpkı aç adama sunulan yemek , susuzluktan kurumuş kimseye verilen bir damla su gibi kıymetliydi o dönemler . ben aslı meselesinden sıyrılmak ve kısmen hayattan intikam almak ( - ki o zamanki ufak beynimle ömrümün yarısını adadığım kızı , başkasına veren yaradana karşı çocukça bir trip ) için girmiştim . muzaffer ise ciddi anlamda bu işte derinleşmek hevesindeydi , her işlemde uzmanlaşmak hevesindeydi . bu eylemlerimizde bir süre sonra kızlara ihtiyaç duyduk . size gülünç ya da şehvani hisler eşliğinde yapılmış bir mesele gibi gelebilir ama kazın ayağı cidden farklı . bir kızın kanına ihtiyaç duyulan işlemler vardı ve muzafferle samimiyeti günden güne artan aysel isimli bir kızı da ritüellerimizde kullanmaya başladık . kanı ve enerjisinden yararlanıyorduk , aslında kıza meseleyi kabaca geçmiştik bir nevi 'sinyal verici' görevini üstlenmişti . bu varlıkların tuhaf istekleri vardır ve inanın insandan insana olduğu kadar , cinsiyetten cinsiyete de farklılıklar var bu alanlarda . size küçük bir öğüt gün gelir de bu taklara dalarsanız sakın ola ki 1 damla kanınızı vermeyin . kanın önemini mahiyetini daha evvel yazdığım hikayede detaylıca anlatmıştım zaten . merak edenler tekrar dönüp karıştırsa anımsayabilirler diye umuyorum .
-
63.
+1 -1bu şekilde şuursuzca zamanımı tüketiyordum aslında tükettiğim tek şey aşırı tütün yanında gençliğimde . alnımda zamanla oluşan türkiye haritasının yegane sebebidir . gerçi bana yeterli sayıda sigara , bir demlik kaçak çay ve birazcık da samimiyet verirseniz gerisi kendiliğinden gelir genelde . hoş sohbet bir adam mıyım bilmem ama kesinlikle boş sohbet değilim , kendimi biraz önemsedim sanırım ve bu benim gibiler için pek hayırlı değildir . çevre artınca zamanla boyumun uzadığı fikrine kapıldım bazı bazı , oysa boyum uzamamış zütüm kalkmıştı . saçma bir hayat tarzına geçişin temellerini atabilecek bir dönemdeydim . her haltı sorguladığım bir dönem . öyle bir dönem öyle bir hal ki bu oturup hangisi gerçek hangisi kurmaca diye hatıra ayıklamaya çalışıyorsun . bir çoğunu ayıklıyorsun da , kıçına kaçanlardan arınmak çok zor oluyor .
-
64.
-2sanırım az çok o dönem ki ruh halim hakkında kafanızda bir tablo oluşturabilmişimdir . septizmin doruklarında bir hal ancak yararlı açıdan bir kuşkuculuk değil apaçık paranoya zirvelerine ev sahipliği ediyor zihnim . kendi halimizde etrafımıza insan topluyor onlara ufak ufak şeyler söyleyip hem günü kurtarıyor hem yalnızlıktan sıyrılıyoruz . oysa öyle tuhaf bir şeydir ki bu yalnızlık , kelle sayısı artınca kurtulunacak bir halta benzemiyor . bir zaman sonra tamamen tesadüf eseri bir kızla tanışıyorum . saçma sapan bir tanışma biçimi oluyor bizimkisi , tamamen tesadüf dediklerinden . gerçi ben tesadüflere ciddi manada inanmam ve ihtimal dışı görürüm . kızın adı ayşe olsun . sanırım şu yazdıklarımı görse idi ayşe'nin çok sıradan bir isim olduğunu düşünecekti . neyse ki göremeyecek kadar uzaklarda , uzakta kalması dileği ile . her ne ise bir şekilde kendisi ile tanıştım , nasıl tanıştım ? okul çevresinden bir arkadaşımın arkadaşı idi diyelim , sanırım böylesi biraz daha doğru olacak . bir şekilde dost arkadaş ısrarları ile oturup bir konuşalıma bağladık meseleyi . daha önceden de konuşmuşluğumuz vardı ama yüz yüze hele ki ;'ben seni seversem , sen de beni sevcen mi ? ' tarzı abuk bir mesele üzerine değil
-
65.
+1 -1şimdi dediğim gibi ortada 'birbirimizi seversek , sevişirik bilene ' mantalitesi ile yürüyünce iş ve biraz da görücü zırvasına yakın bir hal alınca ister istemez stres oluyor bünyede . gerçi ben çok panik değilimdir ama lanet olası izleme huyum yüzünden ilk 10 dakika da fırçayı yedim . ben kızın ağzına yüzüne bakarken aslında kafamda basit bir denklem kurmaya çalışıyordum . ayşe = süleyman olabilir mi ? ayşe fazla mı güzel ? ayşe fazla güzelse sorun olur mu ? ayşe beni aldatır mı ? olursa iyi mi olur ? dur hele yüzünü beynime kaydedeyim ... ben bunları düşünürken ister istemez yüzüne odaklandığım için hönkürdü
' ne oldu , beğenmedin mi ? ne bekliyordun ki ? beğenmedin mi ? konuşsana , beğenmedin mi ?
içimden 'iki dakika susarsan sanırım beğendim ' demek geçti, kendimi celep eline düşmüş kurbanlık alıcısı gibi hissettim .
not : işte bi sussa : ) -
66.
+2 -1anlayamadığı nokta şuydu , mesele onu beğenip beğenmemekten öte kafamdaki denklemde nereye konulacağıydı . kaldı ki allah suretlerimizi sanırım bakılması adına yarattı . sen hiç birbirini dirseğinden tanıyan adam gördün mü ? yok onu bende görmedim ama cüzdanından tanıyanları biliyorum
not : bu arada mesele kısmen uzun ve emin olun bunları yazmam gerekiyor bir noktadan sonra çözülecek işler var . ancak ara geçişler ve sonrası birleştirecek noktalar bunlardır . mesele x eylemini yaptım dediğimde y kişisini hatırlarsınız tarzı bağlamalara ihtiyacım olabilir . -
67.
+3 -1ayşe ile o ilk ciddi buluşmamızda put gibi oturmuştuk resmen . normalde kendini çok kasmazsa ve rahat olduğumu hissedersem en azından tebessüm ettirebileceğime inanıyordum , oysa berbat geçmişti . o beğenmediğimi düşünmüş , ben ise duygularımı fazla belli edememenin cezasını çekmiştim . bir ara orta doğunun geleceği hakkında bile konuşmaya çalıştık desem sanırım durumun vahameti aşikar olur : )
-
68.
+2 -1o gün bir şekilde atlatıldı , sanırım devamı olmayacak diye düşünerek evime yürüdüm . muzaffer ile o eski güzel günlerden uzaktık . ikimizde aynı işin içinde olsak dahi ayrı hevesler peşindeydik . çaktırmasak da aramızda bir ego savaşı baş gösterdi . ufak taşlamalarla sirayet eden bir ego yarışı . birbirimizin ekgib yönlerinden bahsedip duruyorduk insanların önünde . elbette olaylara herkes kendi penceresinden bakar , muzaffer'e soracak olsanız o da bu yarışı benim başlattığımdan bahseder . muzaffer ayşe'nin varlığından haberdar değildi , ondan habersiz bir şekilde görüşmüştüm . bunun sebebi biraz acı olsa da muzaffer'le başlayan ego savaşımızda bir şekilde mutsuz olmam adına birşeyler çevirdiği düşüncesiydi . fazla artniyetli bir düşünce olabilir öz eleştirimi yapmam gerekirse ama tuhaf hisler hakimdi onun adına . dostlukları çok farklı şeyler bozar en temelleri ; para ( şöhret arzusu) , kadın , din ve siyaset üzerine tartışmalardır . muzaffer'in karı kız ayağı pek yoktu , dini pek kıstas almazdı , siyasi olarak ta elbette düşünceleri vardı ama çok göze sokmazdı . bizim aramıza 'üste çıkma arzusu' girdi . skortak'lara gittik dese biri muzaffer bozulurdu , muzaffer'i görmeye geldik dese bir ortak arkadaşımız ben bozulurdum . kardeşim dediğim adamdan bana zarar gelebileceği gibi saplantılara girdim . buna birazda aslı sebep oldu , bende yarattığı 'masumiyet katliamı' herkese karşı dikilen bir önyargı anıtına sebep oldu . her sene o anıt önüne çelenk çiçek koyar , kaybettiklerimi ve uzaklaştırdıklarımı anarım
-
69.
+3 -1birkaç gün içinde ayle ile ufak ufak sohbetlere giriştik . ilk görüşmenin yarattığı hafif itici atmosferden sıyrılma ve şansımızı zorlama aşamasıdır bu . hani 'zorlasak sever miyiz ? ' oysa charles bukowski der ki ; 'sevdirmeye gayret etme kendini , sevilmeye terket ' . bu zorlamalar sonucu ister istemez şartlanmalar oluştu , ortak yönler bulmaz çabamız arttı. coca cola mı ? pepsi mi ? haaaa bende pepsi severim al bir ortak yön daha '' muhabbetleri . sanki ikisi de çok ayrı takmuş gibi . kendini şartlandırırsan emin ol bir sinek ile 1.derece akraba olduğunu bile kanıtlarsın .
-
70.
+2 -1uzakta durup izlemek ise herkesin olduğu gibi benimde çok zorlandığım bir meseleydi . kendimi yine zorladım , sevmeye çalıştım . aslında daha önce umrumda olmayan , ama onda görünce bir yanından tutunma çabası ile ' haaa bak ben bir kızda buna çok dikkat ederim ' dediğim saçma özellikler buluyordum . kısacası kriter dediğiniz zıkkımı ondakiler olarak belirliyordum ben . evet , zorlayarak sevdiğim doğrudur fakat bir süre sonra bir insanın sevilmesi en zor ve en son uzvunu sevdiğimi farkettim . aşil tendonunu ... yok lan yok , kalbini sevdim . kalbi sevmek ve kalpten sevmek çok ama çok zordur panpalar .kalbini sevebildi isen maddeden çok ama çok öteye adım atmış demeksin . eğer o kişi ile olabilirsen dünyanın en mutlu insanı artık sensin , hiç sıkıntı yok . fakat bir şekilde kalbine meyledip cisminden uzak kalırsan o zaman yannanı yedin demektir , artık iflah olmazsın . dünya sana bir cezaevinden farksızdır . çünkü bu dünya madde hamuru ile yoğrulmuştur , manaya pek yer yoktur . aslında mana maddeden çok ama çok kıymetlidir , insanların her şeye sahip olup yine de huzursuz olma nedeni bu mana ekgibliğidir . samimiyetle bakan bir çift gözü , bir cam parçasından ayıran şeye mana denir .
-
daha kötü ne olabilir ki memlekette
-
youtube işlerinden anlayan pnplar buraya
-
23 06 2025 güncel sözlük reisleri
-
kayra 7 ay teorısı
-
günaydın çetesi lideri tarafından tehdit
-
türkiyede akraba evliliği ve engelli sorunu
-
melek goz sentenza batık maliyet nedır
-
ah dumbki bi konusabilsen
-
türkiye avrupa mı ortadoğu mu
-
wow girl kamılın yan hesabıydı
-
hayat artigi gel sana parayı ogretıyorum
-
zalinazurt sozlugu sattı gercek anlamda
-
aslında sozluk bıze gıbtır cekıyorr
-
bu kayra anlama özürlü
-
gotcapsivarmının annesini hayal edip 31 cekmek
-
beyler bi karı bana öyle bi baktı ki
-
zalinazurt onceden haber verıyor
-
binboa votka migrosta var mı
-
türkiyenin en saçma reklamları
-
hastalıkların yüzde 90 nı büyüdür
-
sozlugun tavsan delıgı gıbı sırları
-
kayra neden hiç değişmiyorsun
-
baslıga vıdeo eklemeyı bılerek kapatılar
-
votka içtim coolum
-
beyler bugün mersin limonlu plajına gittim
-
illa aspartamli kola mi icelim
-
atakankemal2
-
kayra alese girecekmiş
-
ilyas salman bir zaman cem yılmaza
-
sende şeref ve mertliik işportaya düşmüş
- / 2