cinli bir hikaye

hadi leynn

ulen demin wc nin kapısını biri tıklattı, korkudan 3.5 attım, iyica sardı bu ecinnili hikaye, kafamızı sıyırmadan anlat şu hikayeyi panpa, yoksa bu gece uyuyamıycaz..

Part 28

ben:
- senin dün başından ilginç birşey geçtimi
Emre:
- boşver

Anlaşılan emre ninde gecesi kolay geçmemişti. Kahve de biraz oturduk öğleye doğru emre ye ev boş istersen gel kalalım dedim kabul etti babasını arayıp ona haber verdik. benim için iyi olmuştu evde tek başıma kalmaktan korkuyordum. biraz oyalanıp eve geçtik saat erkendi daha ama dünden kalan uykusuzluk bastırmıştı bi yerden duyduğum kadarıyla cinler akşam ezanından sonra serbest kalıyorlardı bu yaşadıklarımdan sonra beni kurtaracak her türlü şeye inanabilirdim çocukluğumdan ezberimden kalan bi iki dua yı okudum kanepeye uzanıp yatmaya başladım emre de esniyordu muhtemelen uykusuzdu o da benim gibi uyuyamaya karar vermişti bi kaç dakka sonra kendimi uykunun tatlı kollarına bırakmıştım...

Part 29

Akşamleyin ezan sesine uyandım. Emre de sese uyanmış gözlerini ovuşturuyordu uykumu almıştım en azından sabaha kadar dayanabilirdim emre ye dönüp açmısın dedim açım abi birşeyler yiyelim dedi kalktık mutfağa gittik hazır çorva birşeyler hazırlayıp onu yedik yemekten sonra sigaralarımızı yakıp oturduk önce emre ye konuşmaya başladı...

Emre:
- abi ne yapacaz böyle kurbanlık koyun gibi bekliyecek miyiz
Ben:
- bilmiyorum ne yapalım internetten araştıralım mı birşeyler
Emre:
- bi bakalım abi belki birşey bulabiliriz

içeriden laptopu getirip internette araştırmaya başladık bin türlü gibik siteye girdikten sonra bi kaç şey bulabilmiştik

hadi laan

Part 30

Emre ile davet yapmaya karar vermiştik gerekli arabça yazıları da ekrana bakarak bi kağıda çizmiştik malzemeler kolay birşeydi birkaç sure öğrenmek gerekliydi, sadece dışarıya çıkıp aktardan baharat almak gerekliydi yarum saat bi saat uğraştırdıktan sonra sonunda bi aktar bulabilmiştik adama malzemeleri söylerken dik dik yüzümüze baktı bi kaç soru sormuştu ters cevablar verdik adam bizi başından hemen savmak için isteklerimizi hemen hazırlayıp verdi parasını verip çıktık yolda gelirken insanların yüzüne baktım ben de bi kaç gün evveline kadar onlar gibiydim ama şimdi uğraştığım işe bak dedim boşver diyip eve doğru devam ettik eve gelip hemen işe koyulduk bi tepsinin içine malzemeleri yerleştirdik sonra malzemeleri içeriye taşıdık yere bir örtü serip tepsiyi üstüne koydum malzemeler şunları dört tane mum, içi su dolu bi kap evvelden yazdığımız ve yakıp suyun içine atmamız gereken kağıtlar birkaç tane ot ve ezberlememiz gereken bi kaç kısa dua ( daveti bitirmek için )

Hadisene Huur 2 gündür köle ettin

Part 31

Su dolu kabı alıp tepsinin ortasına koyduk mumları dörtgen oluşturacak şekilde kabın etrafına koyduk kağıtları alıp mumlar da yaktıktan sonra suyun içine külünü koyduk otları da mumlar da yakıp tütsü gibi mumların yanına koyduk her şey tamamdı odanın karanlığında sadece mumları yakılıydı başlangıcı emre yapacaktı ben de davet bitirme duasını okuyacaktum emre okumaya başladı aynı duaları 8 -10 defa art arda okudu en sonunda tam umudu kesmişken mumların alevi parladı kapı pencere kapalı evin içinde rüzgar esmeye başladı mutfaktan tabak düşme sesleri geliyordu odanın ısısı eksilere düşmüştü üşümeye başladık o sırda bi ses hissettik evet duymamıştık hissetmiştik sanki rüzgar konuşuyor gibiydi katiller diyordu emre konuşmaya başladı benden cesur çıkmıştı ama sesinden onun da çok korktuğunu hissediyordum kimsin dedi emre...

@116 hadi ya seni beklioz anlat panpa

pür dikkat seni dinliyoruz ama böyle ara verip durursan sıkılıp gideriz.

aman be, ben uyumaya gidiyorum, yarın sabah okurum hikayeni. bol reklamlı diziye döndürdün olayı.

devam et panpa

Part 32

borçlu olduğunuz kişi diye cevap veriyordu bizden bir can aldınız hem de önemli bir can karşılığında sizin canınızı alacağız emre peki şimdi neden almıyorsun canımızı dedi cin ölümünüz kolay olmayacak hem de hiç kolay olmayacak sizle epey bi uğraşacaz dedi bi an da emre boğulur gibi oldu hemen elimdeki kağıtları okumaya başladım bi kaç defa okuduktan sonra emre nin debelenişleri kesilmişti mumlar eskisi gibi parlamıyordu hemen emre nin yanına gittim yerde nefes nefeseydi mumları söndürüp emre yi de alarak dışarıya çıktık en azından insanlar içinde rahat oluruz diye dışarıya çıktık şehrin en kalabalık yerlerinden birine gidip bi kafeye oturduk ikimiz de sakinleşmiştik emre bana baktu artık ne istediklerini biliyoruz dedi evet canlarımızı istiyorlar dedim
bi 10 dk sessiz oturduktan sonra artık dayanamayarak konuşmaya devam ettim ne yapacaz dedim bilmiyorum dedi tekrar konuşmasına devam etti belki bizi bi hoca kurtarabilir dedi gülmüştüm o da neden güldüğümü anlamış sırıtıyordu...

Part 33

Çok değil 3 - 5 gün öncesine kadar ateist binler olarak takılırken şimdi hacı hocadan medet umuyorduk umutsuz bir şekilde var mı tanıdığın hoca dedi yok senin var mı dedim aynı dedi. Belki internetten birini buluruz dedi olabilir dedim cafe den kalkıp bi internet kafe aradık biraz aradıktan sonra oturduğumuz şehirde bi medyum bulduk adamın sadece bulunduğu şehir yazıyordu fotoğrafın yanında da bi numara numarayı telefona kaydedip internet kafeden çıktık emre ile birlikte milletin ortasında medyumla konuşamazdık tenha bir yere geçip adamı aradık genç biri telefona çıktı Medyum bilmem ne hocayı aramıştık dedim evet doğru numara dedi adresi alabilir miyiz bi müşkülümüz var dedim adresi aldım şehir dışında ıssız bi yerdeydi sabahleyin gidecektik adamlar rendevu ile çalışıyordu gibimiz de değil di aklımızda sadece işe yarar mı bu taktan kurtulur muyuz sorusu vardı...

Part 34

Saate baktım gece 1 e geliyordu ne emre ne de ben eve gitme istiyorduk anlaşılan o geceyi dışarı da geçirecektik yaz olduğu için sorun yoktu büfe ye gidip bi kaç bira alıp orda bi parkda tüm gece sadece oturup düşünerek geçirdik sabah ezanından sonra eve gitmeye karar verdik eve gelip hiçbirşeyle uğraşmadan direk kanepelere başımızı koyup uyuduk emre nin kaldırmaasıyla kendime geldim duvardaki saate baktım 12 ye geliyordu etrafa baktım emre etrafı düzeltmiş dünden kalan ne varsa kaldırmış mutfak ta kahvaltı hazırlamıştı yemek yerken kabus gördün mü dedim hayır sen gördünmü dedi ben de görmedim dedim doğru söylüyor gibiydi duş alıp temiz elbiseler giymiştim bu arada emre de bi tanığından araba almaya gitmişti gideceğimiz adres uzaktaydı minibüs, otobüs gitmiyordu dışarıya çıktım bi kaç dakka sonra emre geldi arabaya atlayıp verilen adrese gittik...

Part 35

bi iki saat sonra verilen adrese geldik gözlerden uzak bi yerdi koskoca yerde villa gibi bi yer onun hemen yanında da cafe tarzı bi yer vardı cafe de de birkaç kişi oturuyordu eve doğru ilerledik kapıda güvenlik vardı şaşırmıştık amk randevumuz var diyip admımızı soyadımızı verdik telefonla içeriyi arayıp sordu onay alınca da geçmemize izin verdi ulan ne iş diyip emre ile devam ettik vilaye girdiğimiz de bizden başka 5, 6 kişi vardı ama randevu ile çalıştıklarından bizi hemen içeriye hocanın yanına aldılar içeriye girdik 40 metrekare bi odaydı aşağı yukarı adam biraz ilerimiz de bi adam vardı billy shawn' a benziyordu tip olarak odanın pereleri örtük üstte bi lambanın ışığında cılız bi ışık vardı yer minderinde oturuyordu önünde genişçe bi sini vardı sininin içinde de binbir türlü tak vardı bizi yanına çağırdı önüne oturduk anlatın dedi olan biteni anlattık adam sanki bizi dinlemiyordu anlıyorum diyordu anlatmayı bitirdiğimizde ...

Part 36

Sanki rutin işiymiş gibi önümüzde 5, 10 tane tütsü yakıp içimize çekmemizi söyledi arada birşeyler okuyordu ama anlamıyorduk içimize çektiğimiz tütsülerden kafamız hoş olmuştu bi 10 dk hoca birşeyler okuyor biz tütsü dumanı çekiyoruz kafamız hoş olmuştu hoca okumayı kesip bugünkü seansın hoş geçtiğini haftaya bi daha gelmemiz gerektiğini söyledi bi tak anlamamıştım ne yapmıştık bilmiyordum emre ye baktı o da benim gibiydi seans bitmişti hovam borcumuz ne kadar dedim allah rızası için yapıyoruz bu işi dedi içeriye seslendi iki tane izbandut gibi adam bizi alıp villanın dışındaki cafe tarzı yere zütürdü sonra içlerinden biri villaya geri döndü vücudum uyuşmuştu emre de benim gibiydi garsona seslendim su istedim getirdi yavaş yavaş emre ile kendimize geliyorduk bu arada bi kaç çay içmiştik kendimizi iyi hissedince hesabı isteyip kalkalım dedik...

part 44

kahvaltıdan sonra hoca ufak bir işi olduğunu söyleyip evden ayrıldı. Emre ile evde tak kalmıştık biz de odadaki kitapları incelemeye başladık çok sayıda etrafta kitap vardı. Eski, yeni, türkçe, arapça, farsça, yeni basım, el yazması türlü türlü kitap vardı. Bi yarım saat kitapları inceledik kapı açıldı hoca gelmişti elinde bi kaç poşet vardı ama içinde ne olduğunu görememiştim poşetlerle mutfağa gitti geri döndüğünde elinde poşet yoktu. yanımıza gelip kanepeye oturdu bize de karşısındaki kanepeye oturmamızı söyledi. Emre ile bana bakıp anlatın dedi baştan sona her bir anlattığımız şeyi yani kamp yaptığımız günden bugüne başımızdan geçen olayları, gördüğümüz kabusları, önceki geçe cami de başımıza gelen olayı sessizce ve dikkatlice dinledi anlamamız bittiğinde bize istersek yan odada yatabileceğimizi söyledi...

part 45

Şaşırdım emre de benim kadar şaşkındı. emre hocam başımızdaki bu bela varken ikimizde uyku tutmuyor dedi. Hoca sizi anlıyorum çocuklar aklınızdan geçenleri de biliyorum ama bu tür hassas konularda önemli olan bedenen ve ruhen güçlü olmanız gerekir sizi kurtarmaya çalışacam bana güvenin diyip bizi yan odaya aldı battaniye verip uyuyun dedi emre ile konuşmadan hemen uyumaya başladık zaten çok uykumuz vardı. Ama aklımda bi soru vardı acaba bu beladan kurtulabilecek miyiz bi kaç dakka sonra kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım...

part 46

Hocanın dürtmesiyle uyandım , emre yi de kaldırdıktan sonra hoca bize abdest almamız gerektiğini söyledi emre ile kalkıp abdest aldık. içeri odaya geldik saate baktum öğleden sonra 5 idi zaten incin olan oda iyice dağılmış nerdeyse açılmadık kitap kalmamıştı anlaşılan hoca epey bi araştırma yapmıştı bize kitapları düzeltmemizi söyledi kendisi de yapacağı ayin için malzemelerle uğraşacaktı. Emre ile kitapları raflara koyarken gözüm hocadaydı emre de benim gibi hocadan gözünü ayırmıyordu. Hoca önce mutfaktan getirdiği bakır tencerenin içine poşetten çıkardığı bi kaç parça otu yakıp küllerini birbirine karıştırdı. Sonra önüne bi kaç sayfa alıp arabça birşeyler yazmaya başladı yazılar arasına garip şekiler de çizmişti yazma çizme işini bitirdikten sonra eline çakmağı alıp sayfaları tek tek yaktı küllerini önceden yakıp kül ettği otların otların küllerin karıştırdı biz de o ara dizme işini bitirip hocayı izliyorduk. Hoca en sonunda işini bitirmişti külleri biriktirdiğl bakır kabın kapağını kapattı...

Anlat dinliyoruz