1. 276.
    0
    pgibolojik tedavi desteği alışı için de, bundan daha büyük bi sebep olamazdı. ama bu kabullenilebilecek, konuşulabilecek, halledilebilecek bir şeydi, neden gizlemeyi seçmişti ki benden. bizim birlikte sürdürdüğümüz bi hayat vardı, kararlar almıştık geleceğe dair. mezarlık ziyaretini bunları düşündükçe daha da olağan karşılamaya çalışıyordum, içim içimi yemeye devam etse de, oturup şaşkınlıktan ve korkudan ağlasam da, bunu gerçekten Oğuz’la konuşmalıydım.
    ···
  2. 277.
    0
    ben de oturdum onun oturduğu yere, ölüm konusundaki hassasiyetimle durumu kabullenmeye anlamaya çalışıyordum. sakinleşmek istedim, geçmişimizi değiştiremezdik, ve bu durum da değiştirilemezdi. herkes yaşadıklarını her yaşta sindirecek, yeniden kuracaktı düzenini.
    ben de öyle yapmamış mıydım? Ben de sevmemiş miydim Burak’ı? ölümle karşılaştırılamasa da, sonuç aynı yere çıkıyordu.. ben de yeniden sevebilmiştim, Oğuz da sevmişti demek ki yeniden birini, beni..
    ···
  3. 278.
    0
    kesin mezarlığa filan gidiyordur ya da hastaneye
    seni eceye benzetiyordur
    ···
  4. 279.
    0
    eceyi hatırlayıp ağlıyo amk çocuk
    ···
  5. 280.
    0
    reserved
    ···
  6. 281.
    0
    senin kiz oldugunu nasil anlayacaz amk
    ···
  7. 282.
    0
    reserve sabırla bekliyoruz * soluksuz okudum
    ···
  8. 283.
    0
    soluksuz sonuna kadar geldim ulan lütfen oğuz adam gibi adam çıksın
    ···
  9. 284.
    0
    reserve
    ···
  10. 285.
    0
    rezerved
    ···
  11. 286.
    0
    arabasını görebileceğim bir yerde durdum. indi, ormanlığın içine doğru ilerlemeye başladı , bir mezarlıktı burası. onu kaybetmemek için arkasına baksa beni görebileceği halde bunu göze alıp inip ben de gitmeye başladım peşinden.
    çok sessiz olmaya çalışıyordum, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. hem korkuyor, hem heyecanlanıyor, hem merak ediyordum ne göreceğimi. görmek istediğime emindim, ama ne göreceğimi bilmiyordum.. ilerledikçe beyaz mezar taşları görünüyordu.
    annesi ya da babası geldi aklıma. ailesinden pek söz etmiyordu, tanıştırmamıştı da.. vefat etmişlerdi belki de, ilk düşündüğüm şey bu olmuştu.
    biraz daha ilerleyince duracağından emin oldum. gizlendim bütün bi ağacın arkasına. baksa muhtemelen görecekti beni, ama arkası dönüktü bana. olduğum yerdeki biraz büyük taşı ağacın dibine koyarak geri dönmeye karar verdim hemen. durduğu mezarın başını hafızama kazımıştım resmen. çünkü geldiği yerden dönerse karşılaşacaktık.
    ···
  12. 287.
    0
    beni aldatmadığını biliyordum, buraya geldiğini görünce tamamen rahatlamıştım. onun benden bi başkasıyla olduğunu düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyordu. sevgisinden şüphemin olmayışı doğrulanmıştı en azından. arabama oturmuş onun gitmesini bekliyordum. ben gidip mezarlığa bakacaktım tekrar.

    10-15 dakika sonra göründü, okula gidcekti. doğruca gidip buldum başında durduğu, taşına oturduğu mezarı. o beyaz taşta gördüğüm isim beni beynimden vurulmuşa döndürmüştü.
    ‘Ece Aydın 1984-2002’
    ···
  13. 288.
    0
    Oğuz’un beni aldatmak gibi bir düşüncesi yoktu, bu sevindiriciydi. ama eski sevgilisinin mezarına gelmiş olmasını bile çok kıskanmıştım. birini kaybetmenin ne demek olduğunu en iyi yaşayan anlar belki. ben de annemi kaybetmiştim, mezarlık ziyaretinin insana nasıl şeyler hissettirdiğini -hele çok sevdiğiniz birinin- çok iyi biliyordum. insan alışsa dahi her şeye, ben annemi ne zaman ziyaret etsem isyan ederdim içten içe. Oğuz da isyan etmiş miydi biraz önce, Oğuz da başka bir kızın hayatında olmasını çok istediği halde bu durumu değiştiremiyor muydu.. ne kadar sıklıkta geliyordu buraya, nasıl dua ediyordu, ne diyordu. kimdi bu Ece, nasıl vefat etmişti, ne zaman vefat etmişti.. Oğuz sevdiği insanı kaybetmişken nasıl beni sevebilmişti. bana baktıkça ne düşünüyordu, zaman zaman beni istemiyordu belki de. ama öyle de görünmüyordu..
    ···
  14. 289.
    0
    Ece’yi korkutacağım, bastıkça bastım
    yolda kaza yaptık. dikkatsizliğimden, kendime aşırı güvenimden tırın altına girdim. ben nasıl sağ çıktım o arabadan bilmiyorum.
    Ece’yi kaybettim. 2 hafta makinelere bağlı yaşatmaya çalıştılar. kurtulamadı.
    ben kurtulmuştum ama hayatımda en son isticeğim şeydi onun olmadığı hayatta yaşamak. her şey benim hatamdı. benim suçumdu. ölümüne sebebiyet verdiğim kız benim onsuz yapamadığım kızdı. benim ehliyetime 6 ay el konuldu. hapse girmek gibi bi durum söz konusu olmadı. babam benim bile haberim olmadan halletmiş halledeceği işleri. hala bilmiyorum hapse girme durumum oldu mu olmadı mı. ehliyetim yoktu sadece 6 ay.
    Ece’nin evine gittim. annesi babası çeksin vursun beni, döverek öldürsünler ellerinde kalayım diye. öyle olmadı. ablası beni içeri almadı. bekle dedi, gitti geldi defter tutuşturdu elime. Ece’ye aldığım yüzüğü, benim hediye ettiğim şalı verdi. bunlar senin, al bi daha buraya uğrama dedi.
    ben o defteri okurken intihar üzerine intihar kurgusu yazdım. iki günle belki sayfalarını ezberledim. yazdıklarıyla da, kimin ‘gencecikti, hayat doluydu’ diye konuştuğunu duyduysam dedim ki kendime
    ‘ulan ölmeyeceksin. ölüm senin kurtuluşun olur. Ece’nin olmadığı hayat dar gelecek sana. çekeceksin bu acıyı böyle yaşayacaksın’
    ···
  15. 290.
    0
    ama ayık yaşayamadım. uyanıkken rüyalar görüyordum. alkolik oldum, uyuşturucuya başladım. ben ölmek istedikçe Allah ömrümü uzatıyordu sanki. Ece’nin mezarının başında sabahlıyordum. eve ya yatmaya uğruyordum ya para almaya. sarhoşken sokakta adamın birinden dayak yedim. naptığımı niye yediğimi hatırlamıyorum hastanede açtım gözümü. babam kalp hastasıydı kriz geçirmiş ev hastaneden aranınca. kaldırdı yataktan bi de abim evire çevire dövdü beni. ameliyat falan oldu iyiydi babam.
    ama bu olayla ben daha da beter kendimi suçladım. Ece’nin ölümünün sorumlusu bendim, yetmiyor aileme de zarar veriyordum.
    şehir değiştirdim. kaçtım buradan. ailem ümidini kessin istedim. Ece’nin mezarına gittikçe sesler duyuyordum bana git diyormuş gibi. delirmiş gibi olmuştum. abim geldi buldu beni yine. istanbul’a döndüğümüzde istediklerini yapmayı kabul ettim.
    1 sene olmuştu kazadan sonra. eve dönünce beni pgibiyatra zütürdüler. alkol, uyuşturucu, benim halim.. hastaneye yatırdılar. git-gel tedaviyle olmaz dediler. ama ben gereken hiçbir şeyi yapmıyordum. mezarına gitmek için kaçmıştım, alkol için kaçmıştım, bunaldığım için kaçmıştım.. 2 sene boyunca çıkarmadılar beni.

    en son iyiye gittiğim fark edilince bıraktılar ÖSS’ye soktu babam beni. o sene özel üniversiteye yazdırdı reklamcılığa. pgibiyatr bitti bu sefer yönlendirdiği pgibolog tedavisine geçildi. sürekli gitmemi istediler, ilaç da kullanıyordum.
    ama sabaha kadar içip, ayılınca pgibologa gidiyordum. 2. gidişimdi. seni gördüm
    seni görünce yine ayıkken gördüğüm rüyalardan biri sandım. kafam hoş ondan görüyorum sandım. pgibologa söyledim dedim ben herkesi Ece’ye benzetir oldum. sanki hep peşimden geliyor.
    ···
  16. 291.
    0
    ikinci karşılaşmamızda durdun dik dik baktın bana. resmen Ece karşımda dikilmiş bana bakarken hesap soruyordu. pgibolog seni gönderdi hemen. anladı nolduğunu
    ben de anladım rüya görmediğimi. bak doktor dedim, o kızı istiyorum. benim yaşamam için şart. sinirinden bi de o dövecekti beni.
    senin gerçek olduğunu anlayınca çeki düzen verdim kendime. ailemden ayrı eve çıktım. kararlıydım, bi hafta boyunca her gün pgibologun girişinde bekledim seni. sen fark etmeden izini sürmeye başladım. yurtta kalıyordun. yurdu göreceğim yerde bekledim her gün. okulunu öğrendim. görüştüğün başka insanlar değişiyordu. bir de gittiğin bi ev vardı. ama bi kız hiç değişmiyordu. bi gün genelde uğramadığım benim okuluma gittin. dedim noluyor, bunun burada ne işi var. yine o kızla görüştün.

    sana nasıl yanaşacağımı düşünürken sen zütürdün beni kaynağımın ayağına. kız benim okulumdaydı. öyle yakınlaşacaktım sana. okula seni takiplerimin dışında devamlı gittim. kızla tanıştım, Buket’miş. sonra sen yurda hiç uğramaz oldun. Buket’in de yanında olmuyordun, hep gittiğin yerlere de gitmiyordun. ara sıra uğradığın evde yaşamaya başladığını anlayınca kendi evin olduğunu düşündüm. öyleymiş de. ama ben Buket’le arkadaşlığı hiç kesmedim. evinin oradan takip ediyordum seni artık. Buket’in yanına gittin bi gün bizim okula. tesadüfmüş gibi geldim oturdum yanınıza seninle tanışmak için.
    sesini duymak ister oldum hep. Buket’e kuyruk olup seni göreyim diye bahaneler uydurdum. Alper’i seni de çağırabilmek için davet etmiştim havadan inme Buket’e arkadaşını çağır diyemeyeceğim için.
    o akşam siz tuvalete gidince ben telefonundan kendi numaramı çaldırdım. öyle aldım numaranı.

    aklına girdim senin, daha çok zamanım olacak nasılsa diye düşünüp boğmadım seni. ama seni hep takip etmeye devam ettim. babanla tatile gittiğiniz hafta Buket’in ağzından aldım nereye gittiğinizi. ben de geldim olduğun yere. beni görmemen için üç buçuk attım sahilde, kaldığınız otelde.

    pgibologda seni yemeğe davet ettiğim gün karşılaşmadık. ben yine seni takip ediyordum. beni reddetme ihtimalin vardı ama orada seni sıkıştırmak daha kolaydı.

    ben de hep pgibologla görüşüyordum. ama senin gelemeyeceğinden emin olduğum günlerde. ona inandırdım seni Ece için istemediğimi, sana gerçekten aşık olduğumu.

    seni gerçekten seviyordum. ama Ece hiç çıkmadı aklımdan. senin sevgini gördükçe Ece’yi unutmayı bile istedim, hatırlamamayı. seninle ikimiz olarak devam etmeyi. vicdan azapları çektim. yaşadığım hayat bana hep zehirdi. böyle de olmuyordu.
    ama seni hayatımda tutacaktım hep. seninle birlikte olacaktım. ben Ece’yi yaşatarak devam edecektim.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 292.
    0
    allah yardımcın olsun. yolun hep açık olsun . yazarsan biz yine buralardayız.
    ayrıca hikayeni sadece buraya yorum atanların okuduğunu sanma. okuduğu halde entry girmeye üşünenen binlerde var, buradaki binlerin nesilciliği yüzünden üye olmayıp okuyanlarda var.

    çok güzeldi zamki yüreğine sağlık.
    ···
  18. 293.
    0
    yaz sen panpa biz okuruz her türlü, yaşayarak hissederek yazıyosun sen. yüreğine sağlık.
    ···
  19. 294.
    0
    reserved
    ···
  20. 295.
    0
    1-2 gune yenisini atmaya basliyorum beyler dinlicek varsa ne ala . entryler için tesekkurler
    ···