1. 301.
    0
    bekliyoruz başkan
    ···
  2. 302.
    0
    bu aksam atiyom yenisini beyler var mi dinlicek olan
    ···
  3. 303.
    0
    bekliyoruz
    ···
  4. 304.
    0
    seanslara gidiş aralıklarımda bir değişiklik olmamıştı. denk getirmek karşılaşmak gibi bir amaca bürünmemiştim. ama merakım devam ediyordu elbette.

    ben pgibologuma sormak istedim yine. Serkan’ın neler yaşadığını sorduğumda, -yine prensiplerime aykırı şeyler soruyorsun küçük hanım demişti.
    benim bir erkeğe artık bir şey hissedemeyeceğimi ve yalnızca merakımdan sorduğumu bildiği için de başka bir şey söylememişti.
    ···
  5. 305.
    0
    birkaç seans sonra karşılaştık. seans bitimiydi,

    -nasılsın?
    + teşekkür ederim sen nasılsın
    - iyiyim ben de
    + hala merak ediyor musun
    - evet
    + yarın biraz konuşmaya ne dersin
    - olabilir tabii, nerede peki
    + Kadıköy’de xxx kafe
    - tamam, saat 2 uygun mu senin için de
    + uygun uygun, telefon numaranı verir misin, haberleşmek adına
    ···
  6. 306.
    0
    telefon numaralarımızı almıştık, ancak o gün hiç mesajlaşma, arama gibi bir iletişimimiz olmadı. ve bu beni memnun etmişti.

    ertesi gün Cumartesiydi. kararlaştırdığımız yerde ve saatte oradaydık. yine düzgün giyimli bakımlı görünüyordu. biraz havadan sudan konuştuk, günlük hayatlarımızda neler yaptığımızdan bahsettik. tavırları rahat ve samimi hissettiriyordu insana. . konu seanslara, pgibolojik tedavilere geldi..
    pgibolojik tedavi görecek kadar kötü şeyler yaşamış olmasına rağmen büyük sorunları olan birine benzemiyordu, garip davranışlar sergilemiyordu.
    .
    ···
  7. 307.
    0
    yalnızca, halini anlayabiliyordum, yeni atlatıyor oluşu belli oluyordu, gözleri dalmıyor konuşmalarında derinlik oluşmuyordu. benim sorunlarımın üstesinden geldiğimde gözlerimde aynada görebildiğim canlılık, onda da görülüyordu.
    ‘önce sen’ dedim.. ‘önce ben sordum, önce sen anlatacaksın’
    güldü, tamam dedi, ben anlatacağım.
    ‘dur bi toparlayayım başlayacağım’ dedi arkasına da gülerek
    ···
  8. 308.
    0
    vay amk neler yasamıssın cidden üzüldüm senin adına ama bu hikayeye bu baslık yakısmıs mı hic
    ···
  9. 309.
    0
    bunlar kaç yıl önce oldu tam olarak? şuan nasılsın? senin için çok üzüldüm umarım çok iyisindir
    ···
  10. 310.
    0
    reserved
    ···
  11. 311.
    0
    sen de beni severek.

    böyle olacağını düşünmedim, bunları hesap etmedim. faydası yok biliyorum ama her şey için özür diliyorum. nolur, affet beni. hayatımdaki her insana istemeden zarar verdim. seni de incitmek istemedim. hak etmedin bunları bilmeyi -

    o bütün bunları bir belki iki saat boyunca ağlayarak, kendine küfürler ederek anlattı. ben duyduklarımla bazen sessiz sessiz, bazen hıçkıra hıçkıra ağladım. ayaktaydı, yine yüzüne bakamadım. sesini duymak bile yetmişti bana. bu olanlar bana yetmiş, artmıştı fazlasıyla.
    kendimi hissetmiyordum. iyi ya da kötü bile değil, ben kendimi, yaşadığımı unutmuştum.

    çantamı alıp çıktım evinden. ona bakmadan, hiçbir şey söylemeden çıktım. arabaya oturduğumda direksiyona kapandım. avazım çıktığı kadar bağırıyordum. kendi çığlıklarım benim kulaklarımı acıtmıştı

    evime gittim, odama. dört duvar içine sığamıyordum
    ne yapacağımı bilmez haldeydim. ağzımdan tek kelime bile çıkartamıyordum
    nefes alırken göğüs kafesim acıyordu
    ağlayışım hiç durmuyordu
    eriyordum
    gerçekten yok oluyordum sanki
    bütün bedenim yanıyordu
    ben ne günah işlemiştim bilmiyordum ama, mahvoluyordum
    bütün gece duyduklarım çınladı kulaklarımda
    gözümün önünde o defter vardı beynimde okuduklarım
    lanet ediyordum Oğuz’a
    nasıl bi saplantıydı bu, nasıl harcamıştı beni kendi duyguları için
    benim sevgim nasıl aşağılanmıştı bugün
    beni de öldürmüştü

    bi hafta boyunca hiç çıkmadım evden. hiç konuşmadım babamla. pgibologum beni engellemek için yapabileceğini yapmıştı. olmaz demesinin sebebini de, ‘mutluluğun için’ diyişini de anlamıştım

    eski sevgilisi ölmüştü tamam ama, bana, yeniden aşık olsaydı keşke. bana ben olduğum için aşık olsaydı, bana bunu kanıtlayabilseydi
    bana sarılıp bırakmasaydı beni sevdiği için

    babam bir kaç hafta sonra elinde bi zarfla girdi odama. ‘bu sana gelmiş’ dedi.
    Oğuz’dandı.
    yırtıp atmayı düşündüm, okumamayı. ama merakım elvermemişti. açtım, mektuptu.
    ···
  12. 312.
    0
    ‘beni affet’ yazıyordu sadece içinde. dalga mı geçiyordu
    ‘affettim, yolun açık olsun’ diyecektim arayıp. yine konuşmak istemiştim belki de. belki hala bir şeyler söylemesini beklemiştim

    ‘alo’ dedi bi ses, ‘sen misin Oğuz’ dedim, sesi garip geliyordu çünkü

    ‘ben abisiyim, Oğuz’u bi hafta önce kaybettik’ dedi o ses
    ‘nasıl olur, şimdi mektubunu aldım’ dedim, inanmamıştım, bunun da bi oyun olabileceğini düşündüm aslında

    ‘intihar gibi bi trafik kazası yapmış. yalvarırım sana, ne biliyorsan anlat konuş benimle’ nerede olduğunu sordum, adresini verdi, gittim. Oğuz’un ailesinin eviymiş. dayanamadım annesinin haline çıkmak istedim oradan. ama bunu görene kadar inanmamıştım buna. inanmayarak gitmiştim
    Oğuz’un gerçekten öldüğünü anladığımda yere düştüm, duramadım ayakta
    abisi kaldırdı beni, dışarı çıkardı
    yürüyemeyecek kadar sarhoşmuş. takla atmış arabası. kaza yaptığı yerde derken ağlamaya başladı. konuşamadı.
    anladım, kaza yaptığı yerde vermişti nefesini

    Oğuz’un evine gittim dedi, dağılmış bi haldeydi. masasına bu mektubu bırakmış, bi kağıda;
    ‘beni Ece’nin yanına defnedin, bu mektubu da üzerindeki adrese gönderin’ yazıyordu anlat ne olur, seninle yaşadığını biliyorduk ama neler olduğunu anlat, Oğuz iyiydi nolduğunu söyle diyordu

    ama benim kulaklarım uğulduyordu. dünya gözlerimde o kadar hızlı dönüyordu ki, durması için ağlıyordum
    hazmedebilmek için zamanın durmasına ihtiyacım vardı, algılayamıyordum. Oğuz’un öldüğüne de inanamıyordum, Ece’ye olan aşkına da..
    ···
  13. 313.
    0
    günler sonra gittim eve. kutu, fotoğraflar, defter hala attığı yerde duruyordu.
    toparladım hepsini, odamız’a/odası’na girdim son kez
    ona son kez sarılmamıştım
    onun ölebileceğini düşünememiştim hiç, iki hafta öncesinde bu yatakta birlikte uyurken iki hafta sonrasının böyle olacağını zerre kadar düşünmemiştim

    kutuyu alıp, evime döndüm.
    defteri baştan aşağıya defalarca kez okudum. okurken hıçkırmaktan boğazım yanıyordu
    iki sayfası vardı içinde, Oğuz’a benim hissettiklerim yazılmıştı sanki. bunları yazan Ece’ydi, ama o da sığdıramamıştı Oğuz’a olan aşkını yüreğine
    hayallerini ben yaşamıştım ama, hepsi bitmişti. her şey bitmişti. Oğuz, artık hayatta bile değildi

    neredeyse hiç yemek yemiyordum
    babamın teselli cümlelerini duymamak için odamın kapısını kitliyordum
    sürekli sigara ve içki içiyor, uyuyup uyandığımı hatırlamıyordum

    pgibologum birkaç kez evimize gelmişti,
    dayım, okul arkadaşlarım hatta Buket bile gelmişti.
    babam uğraşıyordu sürekli.

    ama hiç kimseyi istemiyordum, gitmelerini istiyordum,
    susmalarını, beni Oğuz’un hatıralarıyla bırakmalarını istiyordum

    aylar oldu.
    ···
  14. 314.
    0
    babam odamın kapısına geldi bir gün, ‘benim de biralarım var, çıkmak istemiyorsan kal orada, böyle konuşuruz biz de’ dedi

    annem öldüğünde kendini nasıl hissettiğini, yaptıklarından nasıl pişman olduğunu, ben yurda taşındığımda içine düştüğü yalnızlığı, geldiğimdeki sevincini, benim bu halimin onu nasıl üzdüğünü, daha önce belki hiç kullanmadığı cümlelerle anlattı bana

    ‘yaşlanıyorum ben’ dedi, ‘her şeyi senin için atlattım ben. kızım var benim dedim, sana tutunarak hayatım düzeldi. ben senin baban olarak sana tutundum kızım. seni kazanabilmek için düzeldim, ben baba olarak kızına tutunmuş bi adamken, sen babana mı tutunmuyorsun. benim de senden başka kimsem yok, beni düşün biraz, yaşadıklarını koluna girip baba-kız atlatacağız’ dedi

    ertesi gün, babama sarıla sarıla ağladım, ‘hak etmemiştim baba’ dedim
    pgibologuma gittim o gün. bir kez daha iyileşmek istiyordum. yeniden, kendim için, bu seferde babam için yeniden iyileşmek istedim

    depresyon ilaçlarına başladım
    sakinleştiriciler aldım bi süre
    seans değildi artık bunlar, her gün gidiyordum belki yanına.
    5-6 ay böyle devam etti, çabuk atlatıyordum, travmalar için bu süre çabuk sayılıyordu
    ···
  15. 315.
    0
    birkaç gün sonra pgibologumla bir yere gittik
    rehabilitasyon merkeziydi burası.
    pgibolojik tedavi alan insanlar, randevuları doktorları tarafından verilip, randevu günlerinde masa çevresinde toplanıyorlardı.
    masa çevresinde oturan insan sayısı değişiyordu.
    hatta her seansta gelen insanlar bile değişiyordu
    çok azdı sık sık gelen
    tedavi görmeyen, ama rahatlamak isteyenlerin bile geldiği oluyordu
    birkaç kez ben hiç konuşmadan, diğer insanları dinledim
    burada dinlemek daha çok rahatlatıyordu beni
    konuştukça değil, başka hayatlara tanık oldukça iyileşiyordum
    çünkü çok büyük dertler,
    çok büyük sıkıntılar,
    içinden çıkılmayacak hayatlar gördükçe, dinledikçe bencillik ettiğimi düşünüp kendimden utandığım oluyordu

    pgibologum da, babam da, dayım da memnundu halimden
    ben de memnundum olanlardan.

    ertesi sene tekrar 3. sınıf okudum, sonra 4. senem bittiğinde mezun oldum Sınıf Öğretmeni olarak.. özel dersler verdim lise öğrencilerine, çeşitli dershanelerde öğretmenlik yaptım yan dal ders bilgilerimle. KPSS sınavına girdim hazırlanıp, ama atama beklediğimde, çıkan şehre gitmek, orada çalışmak istemedim.
    daha başlamadan, istifa ettim devletten..
    ···
  16. 316.
    0
    dershanelerde çalışmak kafamı dağıtıyordu ilk başlarda, ama daha sonra yorucu ve amaçsız gelmeye başladı.
    maddiyata da ihtiyacım yoktu, bir süre hiçbir iş yapmadan kafamı dinledim sayılır. babamın bürosunda zaman harcıyor, ona yardım ediyordum.
    diğer arkadaşlarımın bir kısmı kadrolu öğretmen, bi kısmı hala dershanelerde devam etmekteler.
    Buket’le görüşmüyorum, reklamcı olmuş, işini yapıyormuş..
    üniversitedeki arkadaş grubumla hala zaman zaman buluşuyoruz.
    babamın bürosunda düzenli çalışan gibi olsam da, pek bir şey yaptığım söylenemez. babamın kızı olarak, sekreter-asistan arası bir şey olarak bürosunu o yokken idare ediyorum.

    pgibologumla hala görüşüyorum. ve hala zaman zaman giderim o rehabilitasyon merkezine.
    tabi şuan, orada çok daha donanımlı bi tedavisi olduğu kesin, sandalyeler daha konforlu en azından..

    yaşadıklarımı, burada anlatmamın bir sebebi vardı.. yazmak, pgibolojik tedavilerde çabuk etki eden, iyileştirme özelliğine sahip bi eylem arkadaşlar.. Bu yazi benim ev ödevimdi.
    ···
  17. 317.
    0
    Son olarak takip eden okuyan ilgilenen arkadasların entrylerine gore hikayenin kalan kısımlarını yazacagim. burada simdilik duruyorum.
    dusuncelerinizi alta yazarsınız dedigim gibi belli sayı birkirse devam edecegim. Hayırlı kandiller pampalar
    ···
  18. 318.
    0
    üzüldüm lan allah sabır versin pampa devdıbını da anlatırsan okuruz başka ilişkin olmadı mı sonra
    ···
  19. 319.
    0
    rezerved
    ···
  20. 320.
    0
    reserved
    ···