-
126.
0o bütün bunları anlatırken, iti an çomağı hazırla- ya da iyi insan lafının üzerine gelir deyimiyle, kapının önünden geçtiğini gördü çocuğun. ama çocuk kapıya doğru yönelmişti. ben de merakımdan bakıyordum Buket’in ağzını sulandıran çocuğun kim olduğuna. kız heyecanlandı, el sallayıp zıplayacak ben buradayım diye neredeyse.
girdi çocuk kapıdan. ağzım açık kalmıştı, bu benim pgibologumun dengesiz ürkütücü o solgun yüzlü hastasıydı. sizin ‘mor çocuk’…
Buket’in anlam veremediği hoşlanıp hoşlanmama konusu değildi benim anlam veremediğim. bu tesadüf müydü yani? geldi, oturdu masamıza. Buket ‘görüşemiyoruz yaa’ cilvelerindeydi ama bu sefer ben bakakalmıştım çocuğa.
elini uzattı. Buket’e bakarak arkadaşın öyle degil mi dedi, yine bana döndü ve Oğuz. dedi.
tokalaştık, memnun olduk faslı geçti.. bir şey sorabilir miyim? dedim, xxx pgibologunun hastası mıydınız, benzetiyor muyum acaba? -
127.
0‘evet hastasıydım benzetmiyorsun’ dedi. ‘iyi görünüyorsun’ demiştim boş bulunup. teşekkür etti.
ama gerçekten iyi görünüyordu. sorunu her neydi bilmiyorum ama kendini toparlamışa benziyordu. saç ve sakalı bakımlıydı ve göz altlarındaki morluk kaybolmuştu.
yüzünü de görünüşünü de unutmamıştım çünkü hayli ürkmüş ve meraklanmıştım halinden.
Buket duruma şaşırmıştı ‘aa işte dünya küçük canım’ muhabbeti yapıyor, Oğuz’a doğru kaykılıyordu. ama duruma en çok şaşıran bendim. böyle bi tesadüfün nasıl olabildiğini düşünüyordum. Oğuz’a baktığım da ise onda herhangi bir şaşırma mimiği olmamıştı.
Buket sürekli okul ve derslerle ilgili konular açıyor, bölümlerimizden, seminerlerden söz ediyor, Oğuz’u yakalayabilmişken muhabbeti ilerletmeyi hedefliyordu. hevesli ve heyecanlı tavırlarını kontrol altına alsa daha iyi olacaktı ama... istediği aradığı aşkı bulabileceğini düşünüyordu.
her ne sorulursa sorulsun, Oğuz sürekli bana bakıyordu. Buket konuşurken gözleri benim üzerime oluyor, Buket lafını bitirdiği anda bana yöneliyordu. göz teması kurarken yüzümü incelediğini de görüyordum. ben konuşurken bile ürküyordum onun böyle bakmasından. o pek konuşmuyor, konuşması gerektiğinde kısa cümlelerle lafını bitiriyor, Buket’in her söylediği şeye de bir kulp buluyordu -
128.
0bu durumun böyle oluşu beni tedirgin etmişti. Buket Oğuz’un hep bana baktığını fark etmiş, durumdan rahatsız olmuş gibi gözüküyordu. Buket’i de böyle hevesli görüşümden sonra çocuğun beni incelemesi bana kendimi kötü hissettirmişti.
çok geçmeden ‘benim evde işlerim var, kalksam iyi olacak’ gibi bi cümleyle kalkmak istedim.
Oğuz ‘daha yeni oturdum ben masanıza, acelen yoksa otur muhabbet ediyoruz işte’ dedi
Buket bana fırsat vermeden ‘işim var diyor kız, git canım sen bugün yeterinde oyaladım seni’ demişti. iyi de yapmıştı, beni cevaplandırmaktan kurtarmıştı o an. bukete bakarak görüşürüz dedim, Oğuz ise elini uzattı ‘memnun oldum’ diyerek. tokalaşırken elime bakmıştı. ayrıldım yanlarından. -
129.
0eve döndüm, yemekleri ve temizliği ben hallediyordum artık evde. babamla yaşamak ikimize de keyif verir hale gelmişti. yemek ve temizlik işlerini işe ilerde tek yaşarsam ya da evlenirsem ihtiyacım olur diye üstlenmiştim.Tümünü Göster
Buket aramıştı beni. benden sonra çok oturmadıklarını, onların da kalktıklarını söyledi. Oğuz’un Buket’ten hoşlanmadığı ortadaydı. ama buketin hala inancı var gibi görünüyordu.
pgibolog tedavisi gördüğünü bile masada ben sorunca öğrenmişti. telefonda sordu bana neden gidiyordu diye, bilmediğimi birkaç kez karşılaştığımızı ve bana duraksayıp baktığını söyledim ona.
hayli bozulmuşa benziyordu. ama benim hatam ya da sorunum değildi ki bu. yanlarında bile durmaya devam etmek istememiştim.
iki-üç gün sonra, pgibologumdan randevu alarak yanına gittim.
Buket’le görüştüğümüzü ve aramızı düzelttiğimizi anlattım. buna sevinmişti, birbirimize yardımcı olduğumuza inanıyordu. bir de öfkemin geçtiğini görmeyi her zaman taktir etmişti.
‘huzursuz gördüm seni’ dedi
- birkaç gün önce burada karşılaştığımız hastanızla tanıştım
+ anlamadım
- Oğuz ile
+ nasıl tanıştınız, nerede gördün ki
- Buket’le okuluna yakın bir yerde oturuyorduk. Oğuz gördü dışarıdan yanımıza geldi. Buket’le aynı bölümdelermiş ama oğuz önceden okula gitmiyormuş pek. arkadaşlarmış şimdi. ‘tesadüfen tanıştık yani’ ama Buket ondan çok hoşlanıyor, aralarında bir şeyler olabileceğini düşünüyor
+ olabiliyor böyle şeyler
- iyi gördüm ama onu toparlamışa benziyordu
+ herkes zamanla toparlar
- doğru söylüyorsunuz
+ babanla aranız nasıl, neler yapıyorsunuz
- huzursuz göründüğümü sormuştunuz ama şimdi babamı soruyorsunuz
+ bi an aklımdan çıkmış özür dilerim ben de dalgınım bugün sanırım. evet küçük hanım, neye takıldı kafanız
- Oğuz masadayken sıradan şeyler konuştuk ama öylesine bi tanışma diyemeyiz. beni her gördüğünde öyle bakıyor ki, merak etmekten ve korkma hissinden başka bir şey düşünemiyorum. üstelik Buket de rahatsız oldu. ondan hoşlanıyor ama çocuk ben masadan ayrıldığımda oturmamış bile kızla.
+ neden bakışlarına takıldın anlamadım küçük hanım, sorunları olan insanlar tuhaftırlar yine mi unuttun. belki sen de ona tuhaf gözüküyorsundur. bilemeyiz ki, Buket ile arkadaş olduklarını sen söyledin, arkadaş gibi görüyor demek ki. fazla önemsememiş misin sen bu konuyu. Oğuz yalnızca benim bir hastam, durumu iyiye gitse de netice de hala sorunları var, senin de olduğu gibi..
- Buket’e bakmıyordu bile. üstelik yalnızca bana bakarken dikleşiyordu bakışları. bunu anlayabiliyorum. ama haklısınız bu söylediklerinizde. bana öyle geliyordur belki… -
130.
0diye devam etti o seans. çok geçmeden pgibologum yine konuyu değiştirmişti.
pgibologum benden bir şeyler saklıyordu artık emindim. üzerini örtmeye çalışıyordu sanki Oğuz konusunun. tanıştığımızı söylediğimde ise şaşkınlıktan daha ziyade, normal karşılar bir tavrı vardı sakin görünmeye çalışmıştı.
ama emin olduğum bir şey daha vardı. o da pgibologumdan bana herhangi bi bilgi çıkmayacağı.. oysa ben yalnızca merak ediyordum. tanışmış olmamız bir gariplikken, Oğuz’un üzerimdeki baskın bakışları ayrı bir gariplik doğurmuştu.
dahası Buket ondan hoşlanırken, beni tanıştırdığına pişman olmuştu kız. ve bir şey daha vardı, Buket tanıştırmamıştı bizi aslında. Oğuz oradan geçiyordu, ya da kafeye tek gelecekti bizi görünce yanımıza gelmişti…
sorular niyeyse aklımda dönüp duruyor, huzursuzluğumu dizginlemekte güçlük çekiyordum.
paranoyakça düşünüyordum hatta. sanki her yerde her durumda izleniyormuşum gibime geliyordu.
birkaç gün sonra Nuray aradı beni. -
131.
0Nuray’ın telefonunu açar açmaz ‘kızım nerelerdesin sen’ diyerek dert yanmaya başladı.
‘uzun zamandır görüşemedik, okulda da az karşılaşıyoruz vefasız oldun he, bir sorun mu var’ diyordu.
bir sorunun olmadığını, derslere ve eve ağırlık verdiğimi, yemeklerimin çok lezzetli hale geldiğini anlattım. ‘ev hanımı olur senden bir gün de bize yaparsın artık’ diye takılıyordu bana, gülüşüyorduk. onun yurdundan benim düzenimden biraz söz edince, bu akşam için dışarı çıkma teklifi yaptı. özlediğini, vakit geçirmek istediğini, bizimkilerin de sürekli benden söz edip beni sorduğunu söyledi.
bir de ekledi : ‘Caner seninle biraz konuşup senden özür dilemek istiyor. gel işte biz de çok özledik hem seni. sıkılırsan tutmam çok söz kalkarsın’ dedi.
hepsi arkadaşımdı benim sonuçta. Caner’le arkadaşlığımı da son vermemiştim, sadece Buket’e olan sarkıntılığından sonra aramız hiç çok iyi olmamıştı. yani bu teklifi kabul etmemem için bir şey gözükmüyordu ortada.
akşam gittim oldukları kafe/bar’a. daha önceden hepimizin akşamları gittiğimiz yerdi. özlediğimi hissettim o sorumsuz halimizi. -
132.
0“insan dengeyi tutturamayıp iki uç noktada sık sık gidip geldiğinde, ortada bir yerde olmayı beceremiyor. ya da bunu yapabilmek çok zaman alıyor.
ya en kötüde, ya en iyide olmak… ikisinin de sağlıklı olmadığını anlamam beni çok zedeledi. arada kalmak olabilecek ihtimallerin en berbatı.
en kötüde, insan insanlığını unutuyor, amaçsızlaşıp ne yaptığı belli olmadan yaşamanın bir şey kazandırmayacağını, boş olduğunu anlayınca da;
en iyide olmayı seçiyor. en iyi ise, insana yine insanlığını unutturuyor. robot gibi hep –meliyim –malıyım kipleriyle davranınca yaşamdan, ömürden gidiyor…”
diye düşünüyordum o sıra… benim daha oturduğum anda sıkıldığımı sandılar ama ben dalmıştım yalnızca. en iyi ve en kötü derken, Oğuz’un aklıma gelişine de anlam verememiştim. bütün bunları aklımda kurarken, led ışıklı tabela gibi yanıp sönüyordu görünüşü zihnimde.
çünkü meraklanıyordum. onun en iyilerini, en kötülerini, ve şuan nerede olduğunu..
“çünkü ben ortayı yakalayabilmiştim.
eğer o hala yakalayamadıysa, dost olabilirdik belki. madem o da sorunluydu, ve dik dik bakıyordu bana. belki yardımım dokunurdu.” -
133.
0böyle saçma sapan anlarda, alakasız bir şeyi bağlıyordu düşüncelerim Oğuz’a. ama bunun üzerini örtüp dostluğa mı vuruyorum acaba diye yine bir soru sorunca kendime o an, ortama dönmeye karar verdim .
bizimkilere katıldım.
Caner’i, Gökhan’ı Nuray’ı ve Filiz’i hayli özlemişim. Gökhan’da olmasa da özellikle Caner’de bir olgunluk görüyordum.
davranışlarında bir oturaklılık vardı, çok net ayrımını yapabilmiştim uzun zamandır görmediğim için. ya da canı sıkkındı, bilemiyorum.
bana yöneldi,
‘senden bi kez daha özür dilerim. o gün Buket’e yanlış bi davranışta bulunduğum için çok pişman oldum. senin güvenini ve arkadaşlığını kaybettim. uzun zamandır görüşmüyorsun bizimle. dostluğumuzu zedelemek istemezdim. daha da kötüye gitsin istemiyorum aramız. ne düşüneceksin bilmiyorum ama, ben Buket’ten çok hoşlanıyordum geçen zamanda bunu anladım. o ciddiyetsiz karakterde olduğu için ona yakınlaşmanın en kolay yolunu seçmiştim. ama hata olduğunu anladığımda seni de buketi de kızdırmıştım. tekrar özür diliyorum. ergen gibi davrandım ve Buket’le bi kez olsun konuşmak istiyorum. o kızı da kırdım, özür dilemek istiyorum. hatta yeniden arkadaş olabileceğimizi düşünüyorum , şansım varsada daha ilerisi.. lütfen konuşmak istediğimi iletir misin ona. onu en az senin kadar ben de tanıdım, kaybetmek istemem, yeterince zaman geçti zaten üzerinden’ -
134.
0‘arayıp sor, sana ihtiyacı varsa yalnız bırakman doğru olmaz’ dedi
bana ihtiyacı olsaydı, beni bulurdu muhtemelen. kulak asmamıştım buket konusuna.
sene sonuna yaklaşıyorduk artık. araba kullanmayı öğrenmiş, ehliyet almıştım. arkadaş grubumla hep bir aradaydık yine. ara sıra onlarda kalmaya devam ediyordum. ders çalışacağımız zamanları, eğleneceğimiz zamanları ikinci dönem daha iyi kararlaştırmıştık. en azından ben bunu yapmıştım
öğrenci görgüsüzlüğümüzü atlatmıştım kendi içimde… -
135.
0evime döndüğümden birkaç hafta sonra, pgibologumla yeniden görüşmeye gittim.
çok seviyordum ben bu adamı. görünüşe göre o da beni çok seviyordu. ‘küçük hanım’ dedi, ‘evine döndüğüne çok sevindim. olgunlaşıyorsun. gözlerimi yaşartıyorsun benim’ diyerek güldü. ‘Buket’le ne yaptınız peki, son durumunuz ne’ diye de ekledi.
‘Buket’i suçlu buluyorum. hem kendi yapıp ediyor, hem de bana laf etmeye çalışıyor. ben ona çok kırgınım bana söyledikleri yüzünden. o kötü durumda olduğu halde ben ona yardımcı olmak istemiştim onun yaptıklarını yüzüne vurmadım hiç’ dedim -
136.
0. hoşuma gitmişti. çok sevinmiştim arabamın oluşuna. hala gezmeyi ve eğlenmeyi düşünüyordum belki ama sonuçta rahatlık söz konusuydu. ‘baba’ dedim ‘büyük bi sorunumuz var’ baktı bana, yine bi memnuniyetsizlik edeceğim sandı heralde.
‘benim ehliyetim yok’ dedim, gülümsedi. ‘en kısa zamanda alırsın, ben seni çalıştıracağım, yazdıralım seni’ dedi.
öyle de yaptık. -
137.
0sonra kucağına aldı beni 30 cm yannanını önce amıma sürttürdü sonra yavaşça soktu ve kucağına hopluyor, çılgınlar gibi gibiliyordum. boyle bırsey olamazdı. babamın sex potansiyeli jhonny sins'de yoktu. bu potansiyelle nasıl kardeşim yok şaşırıyorum doğrusu. gerçi annem 42 yaşında artık bi pohum olmaz ondan. babamda haklı tabi anasına bak kızını gib.
-
138.
0o gece bi paket sigara içtim. balkonda, içerde, koltuklarda, mutfakta… bu duruma canım çok sıkılmıştı, uyuyamadıkça yenisini yaktım.
sabah kahvaltı hazırladım ikimize. sonra babamı kaldırdım, deliksiz uyumuşa benziyordu. uyumak denmezdi, sızmıştı aslında. dün akşam için özür dilemişti beni telaşlandırdığı ve baskı kurduğu için. sabah olunca normale dönmüş, eve dönmemle ilgili herhangi bi ısrarda bulunmuyordu. -
139.
0kahvaltı yaparken burada yaşamamı istediğini ama yine de kararların bana ait olduğunu söyledi.
‘dön kızım istersen evine, baba-kız birlikte yaşayalım olmaz mı’ dedi
üzerimde baskı yaratmaması bi taktikti belki de, ama işe yaradığı doğruydu. Buket’in söyledikleri ise çıkmıyordu aklımdan. hayatımın iyi gittiğini düşünüyordum ama bir şeyleri hep tamamlamayı unutuyordum.
‘olur’ dedim.
‘ama hemen gelemem baba, okulda sorumluluklarım var şu sıra, onları tamamlayıp boşluk yarattığımda geleceğim’
babam bunu duyduğuna çok sevindi, kalktı yerinden sarıldı bana. o işe gidecekti, ben okula döndüm -
140.
0Nuray’a yurttan ayrılacağımı anlattım. bizim çocuklara da evden. üzülmüşlerdi biraz ama neticede okul dışında daha az görüşecektik. Nuray artık en yakınımdaki insan olmuştu. hem kafa dengimdi, hem de kız nerde durması gerekeceğini biliyordu. idareli dostluğumuz oluşmuştu.
Buket’in de yokluğuyla, Nuray’ı kaybedemezdim.
pgibologumu aradım o hafta içi. iki saat sonrası için randevu aldım, gittim.
‘az görüşüyoruz artık, yüzünü gördüğüme sevindim. böyle olacağını bilseydim seni çabuk iyileştirmezdim’ diyerek takıldı bana. -
141.
0son olanları anlattım ona önce. Buket’le tartışmamızı ve babamın dün akşam şahit olduğum halini.
‘peki Buket neye dayanarak senin de mutsuz olacağını düşünüyor, neden kendine çeki düzen ver diyor, sen neler yapıyorsun ki’ diye sorular sorarak benim halimi anlamaya çalışıyordu
arkadaş ilişkilerimi, yaşayış biçimimi, okul hayatımı en ince ayrıntısına kadar anlattım. şaşırdı.
‘birazını tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu’ dedi -
142.
0Dinliyoruz
-
143.
0devaamm
-
144.
0‘neden öyle diyorsunuz, bunların yanlış olduğunu düşünmüyorum, ben kendime kötü bir şey yapmıyorum. yaşımın verdiği uçarılıkla bi şekilde de okulu devam ettiriyorum. sorumluluk almaktan, sıkıntılarla uğraşmaktan çok yorulduğumu fark ettim sadece’ dediğimde,
‘yanılıyorsun’ dedi
‘hangi konuda, neyde yanılıyor olabilirim ki’ diye sorduğumda, -
145.
0rederded
-
dumbki nikli yazarın annesini ifşa ediyorum
-
10 suku gelırse sozluge 1 5 yıl ara ss alın
-
kutsalsuku nun annesini ve kendimi ifşa
-
artik rammstein görmek istemiyorum aq
-
aidsli bu arada
-
acayip ve joseph zıhnen cocukmu acaba
-
alexmercerfrey ne hayatsız bırıymısın
-
dumbki burada hukuk islemez evlat
-
benim baslimi tasiyan özürlü kim ya
-
rage bait
-
kaale alinmayan adam ne iş yapıyorsun popi
-
aha burası beytüşşebap
-
hayvankiz yuzunden nasil silik yemeyi basardin
-
michael scofield pb trans ol kurtul cıdıyım
-
kafayı yediğim o an anlatılmaz yaşanır
-
ders çalıştığım için
-
19 şuku gelırse sozlugu bırakcamm
-
uzun boylu kız bulcam diye uğraşcağınıza
-
park demirlerinde asılarak yaptığım efsane kol
-
hakkıball sozlukten sılınmese cımere
-
ekremoglu hapse gireli 100 gunu gecmis
-
inci sözlük bitmiştir beyler r
-
merak edıyorum herkes ıcın mutlu son varmı
-
aylar sonra eve döndüm
-
boyun 192dir ama penisin 15 cm olduğu için
-
hakem kg oynamis
-
fena bir rus ferre sitesi buldum
-
acayip ve joseph modası gectıgını anladı
-
inci sozluk sifre ayri eksi ayri uludag ayri
-
real madrid dortmund 41 50 arasi gole gircem
- / 2