1. 151.
    0
    ertesi gün aradım babamı, ‘geleceğim iki gün sonra, beni yurdun önünden alır mısın eşyalarım var çünkü’ dedim, tamam demişti ama eve döneceğim gün arayıp taksi ile gitmemi söylemişti.
    sinirlenmiştim bu duruma. hem beni yanında istiyordu, hem de gelişimle bile ilgilenmiyordu’ diye düşünmüştüm
    ···
  2. 152.
    0
    eve vardığımda ‘hoş geldin kızım’ dediğindeki o sesinin huzuru bile uzun zamandır özlediğim bir ses tonuymuş. bunu anlamıştım.
    ‘sana hoş geldin hediyesi aldım’ diyerek bir anahtar uzattı bana. balkona çıkardı, beğendin mi diye sorarak balkonun altında duran arabayı gösterdi. önce şaşırmıştım ama daha sonra çığlık çığlığa teşekkür ediyordum neredeyse babama.
    ···
  3. 153.
    0
    diye konuşmaya başladı. bu tavrı çok hoşuma gitmişti. inanmıştım iyi niyetine. haklıydı kendince, herkes yanlış kararlarda ve davranışlarda bulunabilirdi. buketin ciddiyetsiz oluşu, o gün alkol almış olmamız, canerin yanlış düşünce ve davranışı bu duruma sebebiyet vermişti.
    ama telafi edilebilirdi.
    hoşlantı konusunda ise bir şey düşünememiştim. hala hoşlandığına ihtimal vermediğim için gitmemiştim bu konunun üzerine.

    arkadaşlarımla otururken Buket aradı.
    dışarı çıkmak istedi ama ben zaten dışarda, arkadaşlarımla olduğumu söyledim.
    yarın akşam için söz istedi, tamam dedim ben de. kapatmadan önce ekledi, Oğuz ben sen ve Alper olacağız diye. Alper kim diye sordum, okul arkadaşımız dedi. üstelemedim ama neden dört kişi olduğumuzu mutlaka soracaktım yarın akşam.

    evden aldılar beni. arabayı Oğuz kullanıyordu. daha doğrusu Oğuz arabasıyla gelmişti.
    evin önündeki arabamı gören Oğuz,
    ‘araban güzelmiş. kullanabiliyor musun bari’ diyerek takıldı. ama evin önünde benimkiyle beraber 3 araba vardı. nereden biliyordu benim arabamı…
    onunla ilgili bir şeyi, olduğu an yakalayabiliyordum. daha doğrusu şüphelenip bir cümleye on tane soru üretebilme duruma gelmiştim.
    ···
  4. 154.
    0
    mekana gittiğimizde, Alper ile ben yan yana, Oğuz ile Buket karşımızda yan yana oturuyorlardı. yüksek seste müzik çalıyordu, karanlıkla loş aydınlatmanın arasında kalmıştı ortam. yüksek seste müziğin çalışı, Alper’in bir şey söyleyecekken dibime giriyor olmasına fırsat veriyordu.
    bu durum beni rahatsız etmişti.
    Oğuz yine Buket’le konuşurken bile sürekli bana bakıyor, Alper’in dibime girdiğini gördüğünde hemen bizi de konuya dahil ediyordu. duyabilmek için masanın üzerinden birbirimize eğiliyorduk.
    onlarda ise durum, Buket’in Oğuz’un bir şey söylemek için dibine giriyor oluşunu doğurmuştu.
    Oğuz eğildiğinde Buket de eğiliyor, doğrulduğunda o da doğruluyordu ve bu aşırı derecede komik gözüküyordu.
    Buket’i hem bu gecenin açıklamasını yapması için, hem de şu çocuğa yamanır hareketlerine son vermesini söylemek için tuvalete gitmek istediğimi söyledim, haliyle geldi benimle. Apar topar gittik tuvalete

    yüksek sesin son buluşuyla kulaklarım rahatlamıştı burada. şimdi ayaküstü dedikodu yapabilirdik. meraklanmıştım.

    Buket anlatmaya başladı…
    ···
  5. 155.
    0
    ‘Oğuz’u kıskandırıp hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak için Alper’le oturuyordum sürekli okulun bahçesinde. Oğuz da gelip oturdu masamıza alperle tanıştı. nasılsın muhabbetinden sonra bu akşam işimin olup olmadığını sordu bana. ama nasıl heyecanlandım görmen lazım. işe yaradı alperle oturmam diye sevindim atladım yok işim diye. dışarı çıkalım mı dedi, olur dedim, alpere dönüp sen de gelsene bizimle dedi. Alper de zaten dünden razı bir yerlere çağırılmayı. o da kabul etti. sonra Oğuz istersen arkadaşını da çağır alper de ekürisiz kalmamış olur dedi. eküri diyince, burada Oğuz’un ekürisi ben oluyorum diye yine sevindim. sonra seni aradım işte, dışarıdaydın bugüne erteledik.’
    dedi.
    Buket resmen bana Alper’i yamamaya çalışıyordu. Oğuz’u ise bütünüyle anlamamıştım. Alperden hiç hoşlanmadığımı rahatsız olduğumu söyledim. idare etmemi istedi bu gece bitene kadar.

    ‘peki Oğuz hakkında bir şeyler öğrendin mi, görüşüyor musunuz sık sık konuşuyor musunuz’ diye sorular yönelttim Buket’e.

    Oğuz hakkında bilgi istiyordum ben. Buket şuanda bahaneydi sorularım için…
    ···
  6. 156.
    0
    içeriye kafasını uzattı. gülerek, çok özür diliyorum ama bu seansımızı iptal etmek istiyorum çünkü çok acil bir işim çıktı dedi.

    - eve mi diye sordu
    + evet eve gideceğim, seansa gelmiştin, neden girmedin
    - seninle uzun zamandır karşılaşmamıştık, eviniz ayaklı değilse bir yere kaçmıyordur. benim de seansım kaçmıyor. doktorumuz da acil durumlara anlayış gösterir. yemek yiyelim mi
    + aç değilim ama bir şeyler içebiliriz
    - tamam elbet acıkırız
    + arabam otoparkta,
    - benimkiyle gidelim
    + e arabam burada mı kalacak
    - otopark nasılsa. kalsın burada şimdilik. daha sonra alırız dert değil ya

    araba kullanırken, ara sıra kafasını çevirip bana bakıyor, gülümsüyordu. ben de bakmaktan alıkoyamıyordum kendimi aslında.

    - Buket ne yapıyor, benden çok görüşüyormuşsunuz öyle diyor’ demiştim
    + bayadır görüşmedik
    - neden aranız mı bozuk
    + yoo

    ettiğimiz muhabbet bununla kalmıştı kafeye gidene kadar. benim aklımdan bir sürü şey geçiyordu. o da düşünceli görünüyordu. kahve içerken, sessizliğimiz bozulmuştu.

    + tatilin nasıl geçti, Antalya nasıldı? diye sormuştu
    - tatile Antalya’ya gittiğimi nereden biliyorsun
    + Buket söyledi
    - güzeldi, sen hep burada mıydın
    + evet
    - sen gitmedin diye Buket de gitmedi. ama sen bronzlaşmış, tatil yapmışa benziyorsun.
    ···
  7. 157.
    0
    bilerek Buket’ten söz ediyordum. anlamaya çalışıyordum nasıl bi iletişimlerinin olduğunu. ama bunu anlamama izin vermiyordu. üstelik gerçekten tatile gitmiş kadar bronzlaşmıştı

    + henüz vakit var, belki giderim. iki günlüğüne adada kalmıştım, o zaman bronzlaştım
    -anladım

    diye başlayan, hayli uzayan bi sohbet başlamıştı. okuldan, derslerden, sıkıcılıktan bahsediyorduk.
    hayatımla ilgili sorular sorduğunda annemi kaybettiğimi, babamla yaşadığımı söylemiştim.

    + sen neden tek yaşıyorsun
    - ailemle anlaşamıyordum, onlardan ayrı yaşıyorum. ama aram iyi görüşüyoruz sürekli.
    + peki kaç yaşındasın
    - 21
    + üniversiteye neden geç başladın
    - başta istememiştim. sonra karar verince girdim sınava. uğramıyordum bile okula bir ara. alışınca devam ettim

    merak ettiklerimi sormuştum ona. birkaç saati birlikte geçirmiştik. akşam yemek yedik, yemekten sonra ise eğlenmek için kafe-bar gibi bir yere gittik. çok eğleniyorduk, biraz alkol almıştık ve git gide samimileşmişti aramız.
    bir ara yüzüme baktı ve öpmek istercesine yaklaştı. çeneme uzatmıştı bir elini
    ···
  8. 158.
    0
    - o zaman naz yapıyorsun
    + ne demek istiyorsun ne nazı yapacağım sana
    - yanımda keyifli gözüküyorsun. ama benimle zaman geçirmeye seni ikna etmem için uğraştırıyorsun. işim var dedin, evine geldin

    eve girmeden gittim yanına. arabadayken uygun zaman bulmuş olduğumu düşündüm.

    + tamam. planın neydi bilmiyorum ama gezmesek? konuşabileceğimiz bir yere gidelim mi
    - evet sevinirim

    oturmuştuk bir kafeye, sakindi.

    + senden kaçmıyorum ve aramızda sana naz yapacağım bir durum yok. ne düşüneceksin bilmiyorum. ama konuşmadan, birimizden biri açık olmadan rahatlamayacağım…Oğuz, Buket benim en yakın arkadaşım. bunu söylemem doğru mu emin değilim ama sen de farkındasındır. Buket senden hoşlanıyor. hatta düpedüz seviyor
    ···
  9. 159.
    0
    - farkındayım
    + peki siz nesiniz
    - ben Buket’e her zaman arkadaşça yaklaştım. onun ilgisini fark edince, çok daha dikkatli oldum. benim Buket’in duyguları için yapabileceğim bir şey yok, her insanın duygularına saygım var.
    + seninle görüşmemizin ilerlemesini, sürekli vakit geçirmemizi istemiyorum
    - neden, keyif aldığımızı, iyi zaman geçirebileceğimizi düşünmüştüm
    + bana bu iyi zamanı arkadaşça geçiriyormuşuz gibi gelmiyor
    - doğru. seni arkadaşım olarak görmüyorum zaten
    + bu nedenle zaman geçirmek istemiyorum. sen beni arkadaşın olarak görmüyorsun, ama Buket benim en yakın arkadaşım ve seni seviyor. bunu bildiğim ve fark ettiğim halde seninle sürekli bi görüşme içinde olmak benim için doğru değil. biz Buket’le barda tuvalete peşimden geldiğin gece bi tartışma yaşadık. Buket’in rahatsızlığını bile bile arkadaşça da görüşemem seninle
    - sen beni arkadaşın olarak mı görüyorsun
    + evet
    - anlıyorum
    - emin misin
    + evet
    - Buket’le neden tartıştınız tam olarak
    + tuvalette peşimden gelişin beni zor durumda bıraktı
    - bu Buket’in abartısı. hem onun senin hayatını engellemeye ne gibi bi hakkı olabilir ki. neden ona karşı sorumluluk duygusu hissediyorsun, benimle dün zaman geçirirken neşen yerindeydi. görüşmek istememenin tek sebebi Buket mi?
    + ben zor şeyler yaşadım. yeni yeni siliyorum izlerini. arkadaştan başka bir şey de istemiyorum hayatımda. belki böyle bi konuşmayı çat diye yaptığım için itici gözükmüşümdür. ama nasıl gözükürsem gözükeyim. açık olmak istedim sana karşı. ve Buket benim en yakınımdaki insan. tabii ki sorumluluk hissedeceğim. onun kötü hissetmesini sağlamak bencillik olur.
    - anlıyorum. son bir şey soracağım, Buket’le nasıl bi tartışma geçti aranızda?
    + rahatsızlığını dile getirdi. özet olarak
    - rahatladın mı benimle bu konuşmayı çat diye yapınca
    + evet
    - ben nasıl rahatlamalıyım peki
    + anlamadım
    elime uzandı. sandalyesini yanıma yanaştırdı.
    - dün gece öpmek istediğim için tekrar af diliyorum senden. ama ben sana karşı olan duygularımdan eminim. bakışını gördüğümde bile bana değişik bambaşka şeyler oluyor. gözlerimi alamıyorum. beni gerçekten arkadaş olarak gördüğüne inanmıyorum. ama eğer arkadaş olarak görüyorsan da ben istediğin şekilde olmaya hazırım. yeter ki birlikte olalım
    ···
  10. 160.
    0
    + Oğuz, lütfen. ben seni arkadaş olarak görüyorum evet. anlattığım gibi, ben bi ilişki için hazır değilim. yüreğim donmuş gibi ve hiçbi şey hissedemiyorum. ve hissetmiyoken de, ne senin hislerini bilerek seninle görüşebilirim, ne de Buket’in sana olan duyguları böyleyken ona bunu yapabilirim. beni anlamanı istiyorum
    - hayır anlamıyorum. Buket’in duygularının mesulü ben değilim. onun duyguları için de senin görüşmeme kararını anlayamam, bahane ediyorsun. üstelik ne hakla seninle tartışabilir
    + sesini yükseltiyorsun, biraz sakin olur musun
    - afedersin
    + bundan önce nasıl görüşmüyorsak, şimdi de görüşmemeye devam edebiliriz, karşılaşırız bir araya geliriz yanımızda arkadaşlarımız olur görüşürüz, ama bunların dışında ısrar etme lütfen. dünden önceye rahatça dönebileceğimizi umuyorum
    - sen beni görmüyordun, ama ben hep seni görüyordum. görüşmedik evet, ama ben görüyordum
    + nasıl, anlamadım? takip mi ediyordun?
    - hayır
    + ne peki?
    - başka zaman konuşuruz bunları. benim gitmem gereken bir yer var. seni eve bırakmamı ister misin
    + evet

    arabadayken hiç konuşmadık. ben inecekken elime dokundu, gülümsedi.
    - teşekkür ederim
    + ne için?
    - öyle endişeli ve umutsuz bakıyorsun ki bana, istediğini gözlerinde gösterdiğin için teşekkür ederim. seninle uğraşmam için karar vermemde yardımcı oldu, görüşürüz
    ···
  11. 161.
    0
    ertesi gün akşam Oğuz beni aradı. aşağı inebilir misin dedi, indim…
    bir demet çiçek vardı elinde.

    + neden geldin bu saatte
    - trafikteydim. kadının biri çiçek satıyordu aldım ben de. dua etti, kabul olsun diye sana getirdim
    + Oğuz, ne yapmaya çalışıyorsun

    o sırada babam balkona çıkmıştı, aşağı iniyorum dediğimde merak etmişti sanırım. ‘gençler, yukarı gelmek ister misiniz’ diye seslenmişti.
    babama içten içe kızmıştım ‘hayır babacım teşekkür ederiz’
    Oğuz gülümsüyordu, o da teşekkür etti. korkmuştum fırsat bilip çıkacak diye ama böyle bir davranışta bulunmamıştı. kucağımda çiçekler duruyordu, utanmıştım.

    - bir isteğin var mı, gidiyorum
    + hayır yok. çiçekler için de teşekkür ederim, ama bak beni zor durumda bırakıyorsun. rezil oldum babama
    - benimle görüşmeyi denesen bu saatte sokak ortasında çiçek vermek yerine aldığımda yanımda oturuyor olurdun, rezil olmak senin seçimin
    + anlaşıldı iyi geceler Oğuz
    - iyi geceler
    ···
  12. 162.
    0
    çiçekleri vazoya koyup odama koymuştum. içindeki nota ilişti gözüm;

    -sen çok daha güzel kokuyorsun-

    babam sormuştu haliyle kim olduğunu, ‘konuşmak istersen ben buradayım’ diyordu.
    ama konuşmak istemiyordum kimseyle Oğuz hakkında… söyleyeceklerim korkutuyordu beni, konuşurken düşüneceklerim…
    birkaç hafta geçti.. Oğuz sık sık mesaj attı bu sıralarda. ama mesajların sıklığı, boğmuyordu beni. her şeyi dengeli yapıyordu sanki.
    ona dair itici bir şeyler arıyordum sürekli. ama bulamıyordum

    gittiğim her yerde etrafıma bakınıyordum herhangi bir yerden çıkacak mı diye. evdeyken balkona ya da pencereye takılıyordu gözüm.

    Buket’le hiç görüşmedik son zamanlarda. pgibologum arayıp duruyordu.. yanına çağırıyordu beni..
    gitmeye karar verdim. konuşuyorduk, anlattım olanları
    ···
  13. 163.
    0
    + güvenemiyorum. güvenemem…ben babam annemi aldattığında Burak’a güvendim, bir darbe de ondan yedim düzelmeye başladığımda. hayatıma kimseyi almayacağıma dair kendime söz verdim. ama bırakmıyor peşimi. altından kalkamayacağın bir şey beklemiyorum senden bu bi ilişki bile olsa diyor. seni görmek istediğimde görüşelim mi demiyorum artık sana, ama inan hep görüyorum seni diyor, takip mi ediyor onu da anlayamıyorum.

    ama mesaj gelmiş mi diye sürekli telefonuma bakıyorum. balkona çıkıyorum aşağıda biri var mı diye. Buket beni aramasın diye dua ediyorum. o kıza ne hesap veririm düşünemiyorum bile. Oğuz’la yakınlaşmak istemiyorum… korkuyorum
    ···
  14. 164.
    0
    - cesur ol küçük hanım… ne istiyorsun, yakınlaşmak mı-yakınlaşmamak mı…cesurca konuş benimle, ben senin her zaman cesur olduğun yandaşınım unutuyor musun
    + doğru söylüyorsunuz, her zaman cesur olduğum yandaşımsınız. ama size bir şey sormak istiyorum. Oğuz’la ilgili hep bir şeyler biliyormuş da benden saklıyormuşsunuz gibi hissettim. konusu açıldığında üzerinde durmak istemediniz, ben anlatmak istediğimde ise bir ilişkiyi doğru bulmadığınızı ima ettiniz. şimdi ise cesurca konuşmamı, duygularımı benden hazmetmemi istiyorsunuz. yardımcı olun bana lütfen
    - öncelikle, ben senin pratikte sadece doktorun olmasam bile, teoride doktorunum. Oğuz da benim hastam, sen de benim hastamsın.. sen, benim senden başka bir hastamın özelini açmamı istedin kendine. ben bunu prensip olarak yapmadım, hiçbir zamanda yapmam. yanlış değerlendirmişsin beni küçük hanım… oluşmamış duygularını, aklına girerek oluşumunu sağlamamak için ilişkiyi doğru bulmadığımı ima etmiştim evet. ama şuan görüyorum ki duyguların zaten oluşmuş. dolayısıyla ben bunu cesurca anlatmanı istiyorum ki, orta yolu bulalım..
    + anlıyorum, teşekkür ederim size. haklısınız… ama ben duygularımdan emin değilim..
    - duygularından emin olman ya da olmaman çok önemli değil şuan.. ‘sen duygularından emin olmak istiyorsun’ yani küçük hanım, sen Oğuz’un sana güven vermesini istiyorsun içten içe.. doğru mu bu
    + evet öyle…
    - ama bir yandan da Buket’in sorun olmaması için görüşmemek istiyorsun
    + bu da var…
    - zamana bırak, durumları izle, olayları kendi kafanda değerlendir.. ne zaman istersen de beni ara. daha sık gel konuşalım. içine kapanmaya çalışma, daha yeni toparladık seni. ve şunu unutma.. duygularından ve güveninden emin olursan, bunları göğüsleyerek arkadaşının karşısına çıkman gerek. sevgiler ve duygular değerlidir küçük hanım, göze alabileceğin şeyleri iyi düşün

    eve gelmiştim. bütün gün bunları düşündüm… pgibologum haklıydı. yine onunla konuşmak bana çok daha iyi gelmişti. ama en yakın arkadaşıma karşı sevdiği adama aşık oldum demek de beni çok korkutuyordu. daha doğrusu, aşık olmak korkutuyordu beni… ama gittikçe etkisi altına giriyordum…

    okul dönemi başlamıştı. evden çıktığımda arabamın sileceğine not bırakılmıştı –etrafına bak, sen de göreceksin beni- bakınıyordum ama göremiyordum hiç kimseyi.
    notu bırakan Oğuz’du ama yoktu hiçbir yerde. telefonuma ben bakınırken bir mesaj geldi.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 165.
    0
    rizörv
    ···
  16. 166.
    0
    Hakkaten dizi gibi bitirmiş:)online olanlar dinlediklerine dair hiç emare vermemiş gerçi küsmüş de olabilir:)
    ···
  17. 167.
    0
    çok sevinmişim gibi kapattım telefonu, gelişmelerden beni haberdar etmesini istedim. bir yandan gerçekten Buket’in iyiliğini istediğim için bir külfetin altından kalkmış olmakla huzurlu hissetmiştim durumu öğrenince. ama bir yandan da içim içimi yiyordu merakımdan.

    gece saatlerine doğru gelmişlerdi eve ve Buket beni aramıştı. herhangi bir temas ya da yakınlaşma olmadığını ama muhabbet ettiklerini söylüyordu. Oğuz hakkında öğrendiği bir şey daha olmuştu. 3 yaş büyüktü bizden. ama üniversiteye de 3 sene geç başlamıştı.
    bizden üç yaş büyük olmasına şaşırmadım. ama okuduğu okul özeldi ve zaten paralı okuyordu.. ‘neden 3 sene geç başlamıştı diye sormadın mı’ dedim Buket’e. fazla ilgili olmuştum duruma. gerçi dedikodu yapıyorduk ama Buket ciddi bir tavra bürünüp ‘sormadım’ diyince, düşüncelerimi ve konuşmalarımı dizginlemem gerektiğini anladım.

    dayım gelmişti o hafta sonu. her ne kadar gergin olsalar da babamla aralarında bir sorun çıkmadı.

    yaz boyu kendi arkadaşlarımla ve Buket’le sık sık görüştüm. babamla çok iyiydik, adli tatil girdiğinde baba-kız tatile çıktık. derslerim ve sınavlarım olmadığı için ben boştaydım ve adli tatiline kadar ara sıra babama yardımcı da olmuştum.
    Buket’in ailesi tatile çıktığı halde, o istanbul’da kalmıştı. Oğuz’un her an elinin altında olmaya çalışıyor, en ufak fırsatları bile değerlendirmeye çalışıyordu. bir iki haftada birkaç kez görüşüyorlardı, kısa süreli. ama Buket, bunu bana çok sıkı-fıkılarmış gibi aktarmaya çalışıyordu diye düşünüyordum. Buket anlatmadıkça Oğuz’u sormuyor, konusunu açmamaya dikkat ediyordum.

    ama artık iyice onu düşünür olmuştum. bunu kendime bile kabul ettirmek istemiyordum.

    pgibologumla da sık sık telefonda konuştuk, birkaç kez yanına uğradım.
    tatil dönüşü gitmiştim yine seansa. seans değildi de, muhabbet ettik sayılır. çıkmak için kapıyı açtığımda, Oğuz karşımdaydı. gülümsüyordu.
    - bu ne güzel sürpriz dedi
    + nasılsın
    - iyiyim seni sormalı
    + ben de iyiyim
    ···
  18. 168.
    0
    Oğuz konusunda her zaman temkinli olmuştu pgibologum. şimdi de düşüncelerimden emin olmak istiyor, ve bir yandan da baskı kurmaya çalışıyordu sanki üzerimde. gerçekten yalnızca iyiliğimi istediğini biliyordum. ama Oğuz konusundaki tavırları beni hep şüphede, bilinmezlikte bırakmıştı.

    birkaç gün sonra, Buket aradı. sesi çok neşeli, mutlu geliyordu. ‘Oğuz’la mesajlaşıyoruz iki gündür, bu akşam buluşacağız’ diye sevinç naraları atıyordu. bu beni tuhaf hislere sürüklemişti. kendimi nedensiz bir şekilde garip hissetmiştim. kabul etmemiştim o an ama, kıskançlığa yakın bir şeydi. Oğuz Buket’e ışık yakıyordu sanırım. o günden sonra da ne görmüştüm ne konuşmuştuk. peki benimle konuşmak istediği şey neydi?
    ya bana olan bakışları, ve barda olan durum..?
    ···
  19. 169.
    0
    -rahatladın sanırım diyerek güldü pgibologum. ben gülmeye başladım ama sinirlerim bozulmuştu.
    +evet
    - o halde haftaya yine görüşelim

    şeklinde süren bir konuşmayla bitirdik seansı pgibologumla. çok yardımcı olmasa da, onunla saydam bir şekilde konuşunca gerçekten rahatlamıştım.

    eve döndüğümde Buket’i ben aradım, özür diledi benden, bir şey olmamış gibi konuşmamıza devam ettik. önümüzdeki birkaç gün hep görüştük. bize gelmişti, muhabbet etmiştik.
    Burak’ı sormuştu bana. hayatımda hala neden birinin olmadığını, bir ilişkinin bana çok iyi geleceğini, artık güven problemlerimi yenmem gerektiğini söylüyordu.
    bunu samimi ve iyi bir niyetle söylemediğini biliyordum. bir şey demedim yine de, Alper konusu için tekrar kızdım Buket’e. numaramı istediğinde şak diye vermiş. mesaj attığını reddettiğimi anlattım. Oğuz ile ilgili ise tek bir şey bile söylemedim.

    yine kendisi açtı konuyu. öyle konuşuyordu ki, saplantılı hale geldiğini düşünmüştüm kurduğu cümlelerle. ortada fol yok yumurta yok, aşık olmuştu bir de Oğuz’a..

    önümüzdeki hafta yine pgibologuma gittim. son durumları sordu, izah ettim ben de. ‘iyi olmuş Buket’le konuşman’ dedi.
    çok detaya girmek istemiyordum, fark etti bu durumu üstelemiyordu.
    -size bir şey sormak istiyorum
    +sor dedi
    - Oğuz hala hastanız mı
    + evet. neden sordun
    - merak ettim, öylesine
    + Oğuz belli ki senin kafana takılıyor. Oğuz’la birlikte olmayı düşünüyorsan, tasvip etmem. Buket’in sevdiği insanla olmak yakışmaz senin kişiliğine. burada bir hemfikir olalım
    - biliyorum merak etmeyin ama öyle bir şey düşünmüyorum zaten
    + tamam o zaman küçük hanım sevindim
    ···
  20. 170.
    0
    reserved
    ···