0
osmanlı'da dalkavuklar, tıpkı berberler, kasaplar, hîz oğlanları, cellatlar gibi bir meslek erbabı idiler. kendilerine ait teşkilatları, kahyaları vardı. reşat ekrem koçu'nun tarihimizde garip vakalar adlı kitabından alıntılıyorum:
"bugün dalkavukluk bir ruh ve tıynet meselesidir; iş, meslek olmaktan çıkmıştır. tanzimat'tan evvelki devirde ise, dalkavuklar, kahyaları, nizamnameleri ve narhları olan bir esnaf zümresi idi. topkapı sarayı arşivinde birinci mahmut devrine ait kime hitab ettiği belli olmıyan bir arzuhal bulunmuştur ki bugünkü yazı dilimize çevrilmiş sureti şudur:
"devletli, inayetli, merhametli efendim,
"kimsesiz dalkavuk kullarınızın arzuhalidir: her sene ramazan-ı şerif geldiğinde, istanbul'da, davetli davetsiz iftarlara gideriz; ulemanın, ricali devletin ve sair büyüklerin, mevki sahiplerinin sofralarında çeşitli nefis yemekler, şerbetler, türlü türlü reçeller, tavukgöğüsleri, elmaspareler, helvalar, kaymaklı baklavalar, ekmek kadayıfları, süzme aşureler, hoşaflar yer ve içeriz; üstüne göbek tütünü ve kahve ile ikram görürüz. lakin içimizde bazı terbiyesizler bulunup edebe uymıyan hareket ve tavırlariyle velinimetlerimiz efendilerimizi gücendirmekte, zararı da hepimize dokunmaktadır. dalkavukluk sağlam bir nizama bağlanmazsa cümlemizin açlıktan öleceğimiz aşikardır. kadim nizam ve kanuna göre yeniden bir nizama bağlanmasını, uygunsuzların içimizden tard edilmesini, tavır ve hareketleri hepimizin makbulü olan şakir ağa'nın cümlemize kahya tayin olunmasını ve eline memuriyetini bildiren bir kıt'a ruhsatname ihsan buyurulmasını niyaz ederiz. emir ve ferman, devletli, inayetli efendim sultanım hazretlerinindir.
dalkavuk kulları"
bu kıymetli vegibanın altına da şu şayanı dikkat satırlar yazılmıştır:
"dalkavuklar kibar ve rical huzuruna girdiklerinde, etek öperler. oturacakları yer, tırabzan yanındaki küçük minderdir. vazifeleri, hane sahibi olan zatın mizaç ve tabiatına uygun şekilde konuşmak, meclise neşe vermek, keder verici sözlerden, zikri müstekreh tabirlerden ve küfürlerden gayetle sakınmaktır. hane sahibi ne söylerse fevkalade yardakçılıkla tasdik edecekler ve asla aykırısında söz söylemiyeceklerdir. verilen ihsanı gizlice alacaklardır, verilen paranın çokluğu ile meslekdaşları arasında öğünmeyeceklerdir."
yine bu vegibada bulunan bir "dalkavuk narhı"ndan, dalkavukluğun sadece söz ile bir velinimete yardakçılık olmadığını öğreniyoruz. dalkavuk, vücudünü de eğlence aleti yapmış bir zavallı, bir biçaredir; hatta dalkavukluk tehlikeli meslektir."
Tümünü Göster