içecek su bulamayan ülkeler insanlar varken, bizim zütümüzü bile suyla yıkamamız ne kadar da ironik bir durumdur.

Bak Avrupalılar çözmüş bu işi. Hiç su yok tuvaletlerde. Direk olarak tuvalet kağıdı kullanıyorlar.

Hoş tabi çevresel olarak düşünürsen milletin zütünün temizliği için ormanların katledilmesi de ayrı bir ironik durum çıkartıyor ortaya.

Peki insan neden aç kalır. Ya diyet yapıyordur. Yada sömürülüyordur birileri tarafından. Bu tüm dünyada böyle. Kesin illüminatinin bir parmağı var. Her şekilde aç kalasın ki. Birilerinin zütü sıçarken bile altın tuvalet görsün. Zaten o insanlar için ne su ne de ağaç önemli.

Biz sadece düşündüğümüzle kalırız. Yerine göre havayı, suyu ve doğayı. Yerine göre yorulan züğürdün çenesi misali başkalarının mal varlıklarını. Yerine göre de zütleri. Son zamanlar da işimiz gücümüz son madde oldu.

zütlük yapmayın insan olun iki dakika.

siyasi görüşüm sağcıya göre komünist, solcuya göre faşo

dine bakışım dindara göre ateist, ateiste göre yobaz

yaşadığım yer belli değil

zeka desen einstein ile mustafa topaloğlu arasaında gidip geliyor

denge desen hala ayaklarımın üzerine basabiliyorum

edebiyat desen zamanında okunmuş fırt dergileri

sanat desen louvre müzesi ile pul koleksiyonundan ibaret

insanlık fazlasıyla

hayvanlığım kendime

ama bak insanlar her zaman açgözlüdür

bunu yaz bir yere

şimdi kendimi biraz daha analiz ettimde gerçekten dandik biriymişim. şu solo testte de hep gerizekalı çıkardım. ne hikmetse

içinde kelebekler uçuşan insanların neden hep sevgiye muhtaç oldukları konusu zorluyor beynimi bu aralar

yada zulmeden insanlar hiç tatmamışlarmıdır sevmenin ne olduğunu

her insan renkleri aynı renkle görmezler

yeşili yeşil maviyi mavi gören insanlardan uzak duracaksın sadece

aynanın arkasını görebiliyorsan olay bitmiştir

yine gelelim sevgiye. ve muhtaçlığımıza

robinson gibi bir adaya mahkum olsak

ama ne bir ses ne bir yüz

o zaman da muhtaç olurmuyduk sevgiye

aslına bakarsan hepimiz kendi adamıza mahkumuz

sevgi arayışımız sadece gelecek bir gemiyi beklemekten ibaret

sadece bazı adalar rengarenk iken bazıları sisli göz gözü görmüyor

son söz: yine de sevmek güzeldir. mutlu olun adacıklarınızda lan.

sen de ol lan dandik efendi.

peki

delilik ile dahiliğin ince çizgisi

kimler farketti bu çizgiyi

bir sırat gibi bu çizginin üzerinde yaşayanlar

hitler belki, belki napolyon yada kubrick belki

bir atom bombası başka nasıl tasarlanır zaten o çizgiyi farketmeden

yoksa formüllerle uğraşmak değil mevzu

bak kesinlikle maykılda öyleydi.

ben o çizgiyi farkedenlerdenim. kendim için değil insanlar için. görebiliyorum çizgisi olan insanları o kadar.

benim de özelliğim bu. anca süper kahramanların yancısı olur benden.

hadi iyisin yine. torpillisin olm.

bugün mevzu çıkarmayacağım. hadi yine iyiyiz.

dünya döndüğünün farkında mı acaba lan

ben kocaman bir dünya olsam. arada durur şöyle bir bakardım. fır fır ne tak yemeye dönüyorum diye düşünürdüm.

saniyeler bir bir geçiyor. dünya dönmeye devam ediyor. her dakika bir insan ölüp başka biri doğuyor.

neden bahsediyor yine bu salak diyenleri görür gibiyim. dünya diyorum dünya. kocaman. biz bir nokta kadar bile değiliz. neden o zaman bu kötülük. hangi amaca hizmet bu savaşlar. ölümler.

birileri pavyonlarda şuursuzca fütursuzca eğlenirken. ve yine birileri birilerini giberken her iki anlamda da bir yerlerde birileri açlıktan ağlıyor.

peki bunun dünyanın dönüşüyle ne alakası var dandik efendi. coğrafik olarak bakma olaya. dünya denilen şey bizleriz aslında.

herkese bencil deriz ama çok az insan düşünür kendini.

bencil olabilmek için kendini tanıması gerekir insanın

kaçımız tanıyoruz ki kendimizi tam olarak.

kişisel gelişen insanlar bile hep başkalarından alıntılarla ayakta durmaya çalışmıyorlar mı

kimdir o zaman bencil.

işte mevzu da bu zaten

aslında geçen gün aklımdan geçenlerdi kısmet bugüneymiş be abi.

ne şekilde ölmek ister insan

acılı mı acısız mı

bir mermiyle mi acaba. beynine gelenle kalbine gelen aynı şekilde acı vermez heralde

yada yüksek bi yerden atmak kendini. ne kadar da adrenalin dolu bir ölüm

yada zehirlenmek. yavaş yavaş vücutta dolaştığını hissetmek.

bindiğin uçakta düşebilir yada gemi batabilir mesela

bombalı bir saldırı mı. son dönemlerde fazla olası

yada yatağında ecelini beklemek

trafik kazası yada yolda yürürken bile bişeyler düşebilir her az kafana

ne bakıyon lan diye bile ölebilirsin mesela

ama şuna eminim benim ki mallığımdan olacak.

yolda giderken ayağı kaydı. başını feci vurmuş. vah vah

sonra tekrar düşünür insan. hayatı sorgular, kendini sorgular.

kendini sorgularken bile bencildir. ve bu bencillik başkalarını sorgularken en üst noktadadır.

üst ölü nokta. curto burto