EVET ARKADAŞLAR (bkz: inci sözlük marvel hikaye ağı) mızın 6. hikayesi olan
IRON MAN: GERÇEK YALANLAR hikayemiz karşınızda.

bundan önce
(bkz: wolverine story)
(bkz: fate of the punisher)
(bkz: wolverine hulka karşı wolverine vs hulk)
(bkz: deadpool kılıcın keskin ucu)
(bkz: örümcek adam peter parkerın laneti)

hikayelerimizi yazmıştık şimdide
DEMiR ADAM'IN BAŞINDAN GEÇENLERi ANLATACAĞIZ...

AYRICA, FARKLI AYAKLARI YERE BASAN, GERÇEK MEKANLARIN OLDUĞU BiR ZOMBi HiKAYESi OKUMAK iSTEYENLER
(bkz: ankara gün ışığı) BAŞLIĞINA BAKABiLiRLER...

iYi OKUMALAR...

YERLERiNiZi AYARLAYIN, REZLERi TOPLAYIN BiRAZDAN BAŞLIYORUZ...

Dünyada silahlanma son yıllarda %80 oranında arttı…..
Her yıl ortalama 85 milyon adetten fazla yeni silah üretiliyor….
Ve bu silahların %75’i bireylerin elinde…
Bu silahlarda kullanılmak üzere her yıl aşağı yukarı 15 milyar adet mermi üretiliyor….
Yani neredeyse kişi başı 2 MERMi….
BiR TANE GÖĞSÜNE….
BiR TANE KAFASINA…..
Stark Şirketleri bu silahları ve mermileri üreten en büyük şirketlerin başında geliyor.
Diğeri OSCORP….
Arada tek bir fark var…
Diğer şirketler silahlarını savaş için;
STARK ŞiRKETLERi BARIŞ iÇiN KULLANIR…..
TONY STARK VE IRON MAN iSE
BARIŞI SAĞLAR….,
ÖYLE YADA BÖYLE….

AYNI ANDA ŞEHRiN BiR BAŞKA NOKTASI….

- Tony Stark olduğuna eminmisin peki ?
- Tabiki eminim henüz bunamadım…
- Durumu nasıldı
- Gayet iyi görünüyordu…kendine kocaman bir zırh yapmış…..Adınıda Iron Man koymuş şanslı p.ç kurusu
- Pekala o zırhla geldiyse bizde kendi zırhımızı yaparız.
- Zaten yeşil cin projesi devam ediyor neredeyse bitecek…demekki ikinci bir projeye ihtiyacımız olacak.
Crossbones’in konuştuğu adamın telefonu çaldı. adam telefonu açtı.
- Ben Norman Osborn

Geber TONY STARK diyerek ayağa kalkacakken Iron Man adama sağlam bir tekme vurdu ve onu da denize gönderdi.
Adamın denizden çıkması uzun sürmüştü.
Denizi izlemeye devam etti.
Bir süre sonra suyun içinden belli belirsiz ışıklar yanmaya başladı ve bu ışıklar denizin içinden ilerlemeye başladı.
IRON MAN maskesini kapattı ve havalandı.

Birden duvarı delip geçen bir gördü el onu yakasından tutup duvarı delerek çıkarmıştı.
Yere doğru fırlayan crossbones derhal ayağa kalktı robotun suratına sağlam bir yumruk attı.
Fakat robota hiçbir şey olmamıştı.
Bu sefer robot yavaşça gerindi ve tüm gücüyle crossbones’in çenesinin altına vurdu.
Yumruğu yiyen adam yere düşmüştü.
“nesin sen” dedi robota bakarak.
“ IRON MAN” dedi robot.

Ve yüz bölümünü açtı…




“ Sen “ dedi yerdeki adam.
“Evet ben “dedi Iron Man “ Beni öldüremedin seni pislik kas tulumu bende senin için bunu yaptım……nasıl çok hoş dimi ?”

Karanlığın içinden çıktığı zaman herkes bu robotik varlığa bakıyordu.




Yükleme bir silah yüklemesiydi ve bu gibi bir ortamda silah olmaması çok büyük bir ekgiblik olurdu.
Her yönden ateş edilmeye başlandı.
Fakat mermiler bu varlığın üzerinden sekip geçiyor,ona hiçbir zarar vermiyordu.
Gönderdiği mermilerin hiçbir işe yaramadığını farkettikleri zaman robot tek elini kaldırdı elinin tam üstünden bir namlu çıktı ve plastik mermiler atmaya başladı
Ateş ederek ilerleyen robot karşısındaki adama güçlü bir yumruk attı. Adamın uçarak denize konduğunu gören diğerleri tekrar ateş etmeye başladılar fakat robot ellerinden gönderdiği plastik mermilerle hepsini bertaraf etti.

Bu konu üzerine uzun araştırmalar yaptılar hatta hava kuvvetlerinde albay olan JAMES RHODES tan uçakların itiş konusu üzerine fikirlerini bile sordular.
Sonra sorunun kolların itiş gücünün olmamasına bağladılar.
Kollardaki itiş olmadığı zaman ayaklardaki itiş merkez sağda dolayı yuvarlak çizme eğiliminde bulunuyordu. Kollardaki itiş kuvveti bu eğilimi sıfıra indirgeyecek ve havada dengede kalmasını sağlayacak hatta yön alıp ilerlemesine olanak sağlayacaktı.
Yani en azından öyle düşünüyorlardı.
Gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra tekrar karenin içine girdi bu sefer kollarınıda kullanacaktı.
Kafa üstü düşmekten gına gelmişti bu sefer çalışması lazımdı.
Geri sayıma başladı Tony.
- 3
- 2
- 1
Tetiğe bastı……




Bu sefer çalışmıştı gerekli kısıtlamaları yaptıkları zaman havada asılı kalmayı başarmışlardı. Üzerindeki yükün ağırlılığına göre güç çoğaltılabilir yada azaltılabilirdi….

PEKiN…..
ÇiN…..
GÜNÜMÜZ…..
GECE SAAT : 02:00




- Konteynerlar hazırmı
- Hepsi hazır, istediğiniz gibi….
- Tamam sevkiyata hazırlayın o zaman kamyonlar neredeyse burada olur.
Crossbones karşısındaki adamın elinden dosyayı aldı ve incelemeye başladı




çekilecek malzeme ve silahların tam istenildiği miktarı vermesi gerekiyordu.
Konteynerlerın üzerlerinde OSCORP yazıyordu..
Kamyonlar yüklenmeye başlandığı sırada gökyüzünden jet sesine benzeyen bir ses duyuldu.




Karanlığın ortasına yukarıdan, gökyüzünden beyaz yuvarlak bir ışık düştü….
Işık üzerlerine doğru gelmeye başlamıştı.

Sonra tony düşündü bunların hepsi önemsizdi...
Tek önemli şey vardı o da...
Steve Rogers nam-ı diğer yüzbaşı amerika
Onu arzuladı...

Odada boş boş geziniyor arada yerde konu ile ilgili kağıt bulursa gözden geçiriyordu. Bir kağıt tamda masanın yanında duruyordu. Onu almak için eğildiği zaman Jarvis’in güncelleme için gerekli internet bağlantı kablosunun takılı olmadığını farketti.
Kabloyu taktığı zaman Jarvis ekranı güncelleniyor ibaresi ile dolmaya başladı….
Güncelleme işlemi tam 6 saat sürdü…
Bu altı saat süren güncelleme sırasında Tony odasının ve alt katlarda bulunan çalışma bölümlerine çok hassas miktofonlar, hopalörler ve hareket sensörleri ekledi.
Stark Kulesi neredeyse şantiye gibi olmuştu.
Altıncı saatin sonunda Tony yorgunluktan atölyesindeki çalışma masasında uyuyakalmıştı.
Jarvis konuşmaya başladı…

Elindeki mikrofona doğru konuşuyordu Tony “ merhaba” dedi önce “ merhaba” diyerek cevap verdi jarvis.
- Adın nedir
- Adım jarvis
- Pekala jarvis benim adımı biliyormusun ?
- Tony Stark olmalı
- Peki nerden biliyorsun bunu ?
- imza veritabanımda sadece sizin adınız var.
- Başka neler biliyorsun peki ?
- Ne hakkında ?
- Ne olursa mesela şu anda aklında ne var ?
- Hiçbirşey
- Nasıl yani hiçbir şey yokmu ?
- Hayır
- Neden?
- Bilmiyorum.
Tony bir yanlışlık olduğunu seziyordu ama herşeyi doğru yaptığından emindi.




Elindeki kitabı kontrol ederek yanlışlığı nerede yaptığını kontrol ediyordu. Görünüşe göre yanlışlık yoktu. Kodlamalar ve sıralama tamda olması gerektiği gibiydi.

Biraz zaman geçtikten sonra ikinci bir deneme yapmak istediler
Jarvis ayaklardaki bağlantıyı biraz daha kıstığını söylemişti.
Peki dedi tony tekrar deniyoruz
- 3
- 2
- 1
Tetiğe bastı…..




Tavanla bir buluşma daha gerçekleşti…

Pepper listeyi görünce şaşırmamıştı aslında gene aklında bişi var diye düşündü.
istediklerinin hepsi geldiği zaman günlerce,haftalarca odasından çıkmadı ve rahatsız edilmek istenmedi.
Uzunca bir süre sadece yemek ve ihtiyaç molaları haricinde sürekli olarak odasındaydı.
VE HAFTALARDAN SONRA…..
iŞi BiTTiĞi ZAMAN….
O DA HAZIRDI….
O….




J.A.R.V.I.S…..
Kendi ürettiği yapay zeka…
Babasının sadık yardımcısının adını vermişti bu programa..

Santranç’ta insanları yenen yapay zekadan…..
Günümüzde robotlara yüklenen yapay zekalara kadar hepsini..
Teker, teker araştırdı.
Aklında bir fikir vardı.
Çalışırken kağıtlar havada uçuşmaya başlardı gene aynısı olmuş odasının hali karmakarışık hale gelmişti.
Pepper’i yanına çağırıp istediklerini yazdığı kağıdı verdi.
Uzunca bir liste ve listenin içeriği sadece bilgisayar ve dijital içerik ile doluydu.
Son model bilgisayar kasaları, işlemciler,yüzbinlerce terabayt kapasiteli harddiskler, çifthaneli rakamlara sahip ramler ve daha niceleri listenin içinde uzanıyordu.

Uyumadan önce keşke diye düşündü aklımın içindekileri ayrıştırarak bana sunan bir makine olsa.
”Aklımdakileri bir kenara yazsa……aklımda o kadar çok şey var ki hepsini toparlayamıyorum bile….” Bilgisayarlara yazıkları şeyler bir süre sonra karışmaya başlıyordu sanki içinde ondan farklı çalışan bir yapay zeka vardı.
YAPAY ZEKA……
YAPAY…..
ZEKA…..
Birden gözlerini fal taşı kadar açarak uyandı.
Aklına bir fikir gelmişti hemen bilgisayarını açtı ve en başından bugüne kadar araştırılmış ve işleme konup başarılı hale getirilmiş yapay zeka örneklerini araştırdı.

Peki basınç dayanıklılığı ne alemde dedi tony yükselirsek ne olur ?
En yükseğe çıkan uçak X-Men adıyla anılan grupta efendim BlackBird o yüksekliğe çıkabiliriz eğer isterseniz.
Mark 2 yükselmeye başlamıştı.
Yükseldi….
Yükseldi….
Yükseldi…..
Fakat hesaba katmadıkları bi sorun vardı…
Soğuk….
Ne kadar yükselirlerse o kadar çabuk soğurlardı ve Mark 2 çok yükselmişti dolayısıyla etrafı buzlanmaya başladı….




Sonunda kontrolden çıktı ve düşmeye başladı…
“ düşüyoruz……jarvis……jarvis duyuyormusun……” son anda jarvis tekrar aktif olarak kontrolü ele aldı ve yere çakılmadan 4 metre önce tekrar havalandılar…
“ Hadi “ dedi tony “Geri dönelim artık ilk günden zorlamayalım”
“ tabiki efendim” dedi jarvis ve Stark Kulesine döndüler.
inecekleri zaman yere 30 santim kala “ gücü kes “ dedi tony ve indiği yeri delerek bir alt kata düştüler. Düştüğü yerde jarvis hemen üzerine yangın horumu tuttu…..

STARK KULESi…..

Tony stark elinde spiral makinası ile uğraşırken jarvis konuşmaya başladı
- Efendim şu an telefon hatlarınızda sizin hakkınızda konuşan bir hat yakaladım
- Ne konuşuyorlar peki
- Efendim yapmış olduğunuz zırh hakkında konuşuluyor…..konuşan kişinin adı Norman Osborn
- Norman Osborn’mu OSCORP’un sahibi Norman Osborn’mu ?
- Sanırım evet efendim
- Sesi hoparlöre ver jarvis
- Tabiki efendim
Tony konuşulanları dinlemişti anlaşılan Crossbonesi haklamak için aceleyle yaptığı zırh bazılarının dikkatini çekmişti.
“Ne tavsiye edersin jarvis” diye sordu tony.




“Mk 1 zırhı şimdilik çok ilkel gibi görünüyor bay stark isterseniz zırhı biraz güçlendirip o şekilde tekrar karşılarına çıkaibilirsiniz”
Jarvis haklıydı. Tamam belki çok sağlam bir şey gibi görünüyor olabilirdi ama gerçekler su zütürmezdi. Belki mermi işlemiyordu ama atılan bir roket onu konserve kutusu gibi eğip bükebilirdi.

(bkz: ankara gün ışığı)
farklı bir zombi hikayesi okumak isteyenler için hazır arkadaşlar

“Ne yapabiliriz bak bakalım jarvis bende etraftan ne ekleyebilirim ona bakıcam” dedi tony ve dışarı çıktı.
Jarvis bütün parçaları teker teker taradı ve yapılabilecek en uygun güncellemeleri araştırdı.
Tony stark tekrar geldiğinde Mark 1 ‘i biraz daha uzamış ve kalıplaşmış olarak gördü.
Neler yaptın jarvis diye sordu.




“ pek bir şey değil “ dedi jarvis “ sadece demir plakaların altlarına destek olması amacıyla 5 mm sac ekledim ve hareketlerinizin seri olması amacıyla piston eklemesi yaptım. Ayak tabanlarındaki itici roketlere birer tane daha ekledim….kullanıma hazır bay Stark” dedi.
“ tamam” dedi Tony stark. “ bakalım nasıl olucak”

“ Fakat bay stark “ dedi jarvis “ kuleden ayrılır ayrılmaz bağlantımız kesilecek….lütfen bunu dikkate alarak hareket edin”
Tony stark Iron Man olarak havalandı ve Kuleyi terk ederek jarvisin koordinatlarını verdiği yere doğru ilerledi.
Gittiği yer terkedilmiş bir döküm fabrikasıydı.




Yere dikkatli bir şekilde iniş yaptı ve etrafını dikkatle incelemeye başladı.
Karanlıkların içinden “ beni mi takip ediyorsun Tony Stark “ diye bir ses geldi.
Mark 1 her ne kadar donanımlı olsa da teknolojik anlamda hiç umut vadeden bir yapıda değildi aslında.
Mesela Halen maskenin göz için açılmış boşluklarından görmeye çalışıyordu. Görüşü halen insan gözlerinin görebileceği detayları görebiliyordu.
Karanlığın içinden Crossbones çıktı.