-
676.
+1 -2Artık günün sonuna doğru gelmekteydik, malum annem aramaya başlardı biliyorum. Hocam zamanımız daralıyor biliyorsunuz değil mi dediğimde, ahh kıyamamm çok mutluydun değil mi Merak etme daha çook benimsin sen, oldukça eğleneceğiz deyip alıcı gözü derler ya, o şekilde bana baktı. Pantolonunu, gömleğini ve tişörtünü çıkart bakıyım dedi; nasıl dedim? Soru sorma artık çıkart ve bekle dedi. Utana sıkıla çıkarttım hepsini, üstümde sadece boxerla kala kaldım. Hımm fiziğinde iyiymiş ha, deyip ayağa kalktı ve beni incelemeye başladı. Tırnağıyla ensemi çizmesi bile beni benden alıyordu o anda. Çok farklı şeyler düşünüyor ama hiçbirine cesaret edemiyordum! Bana yine yere uzan komutunu verdim. Ayağı çıplaktı, yine üstüme çıkacak diye düşündüm ama çok farklı bir şey yaptı ve karnıma oturup benimle sohbet etmeye başladı. Sohbete hiç girmeyeyim şimdi, o şekilde 10-15 dakika sohbet ettik. Elleri sürekli vücudumda geziyordu tabi bu arada. Üstümden kalktıktan sonra ayağını yine yüzüme doğrulttu ve yüzümde gezdirmeye başladı. Öp dedikçe öpüyor, kokla dedikçe kokluyordum. Ama öyle bir haz alıyordumki o anki hareketlerinden, elimde olmadan malum yerin kendini göstermesine neden oldum. Boxer'da vücuda yapışan cinsten olduğu için hemen kendini gösterdi tabi! Bu sırada o durumu farketmiş olacak ki vaaayy ayaklarımdan zevk alan ilk erkeksin biliyor musun çocuk, sana işkence ettiğimi düşünürken bu sahneyle karşı karşıya kalacağımı hiç beklemiyordum diyip kahkaha atmaya devam etti. Aslında beni soyarken amacı buydu ya neyse, o anda hiçbir şey diyemiyordum tabi.. Ardından malum yere yaklaşıp ayağıyla ufak tekmeler atmaya başladı. ilk defa bunu yaşadığım için ürkmüyor değildim hani. Bana bakıp eğildi ve eliyle sıkmaya başladı, boxer'ını açmıyorum bu seferlik ama ileri de bayağı ilgileneceğimden şüphen olmasın onunla deyip fena bir şekilde daha güç uyguladı ve bıraktı. Bunların yaşanacağını inanın hiç beklemiyordum ama Yeliz hocayı da bu özgüveninden dolayı tebrik ettim, hemde öğrencisiyle yani. Eylül hocayla hiç böyle şeyler yaşamadım ama Yeliz hocayla çok farklı yerlere gitti diyebilirim ilişkimiz. Hani en tepe noktaya değil tabi ama bayağı bir ilerledik işte.
-
677.
+2 -3Yerde koltuğun arasında uzanmış kapıdan kimin geleceğini merakla bekliyordum. Oldukça korkuyordum, acaba gelen herhangi bir erkek arkadaşları falan mıydı diye ama beklenen olmadı hatta hiçbir şey olmadı. Gelen sadece kapıcıymış, kaloriferlerle ilgili bir durumu bildirmeye gelmiş! Zaten anlamalıydım bir sürpriz olmadığını, çünkü Yeliz hoca da kapının çalınmasıyla oldukça şaşırmıştı. Neyseki rahat bir şekilde geri geldi ve bana bakıp keyfine bak tatlım gelen giden kimse yok, sadece benimsin deyip gülmeye devam etti. O ara sadece uzanmış neler olacağını bekliyordum. Başımın etrafında dolanıp duruyordu, en sonra tepemde durup eğildi ve ağzını aç bakıyım dedi. Tabi benim kafada köle olma olayı yok, her şeye genelde bir soruyla cevabım vardı. Neden efendim dedim hemen? Ama her komutuma soruyla cevap verirsen işimiz iş seninle ha deyip sence ne yapabilirim bu durumda dedi ve gülümseyerek bakmaya devam etti. Hocam tükürecekseniz azcık doğrulayım, genzime kaçar falan dedim ciddi bir tonda (her an kendimi düşünmeden edemiyordum tabi, her ne kadar mutlu olsam da). Yeliz hoca bana bakıp, unutmuşum senin ne kadar nazlı ve canının tatlı olduğunu; iyi tamam doğrul bakalım. Daha ilk günden başımıza bela almayalım dedi. Azcık doğruldum tabi, aç ve ben kapat diyene kadar kapatma dedi. Peki deyip beklemeye başladım. ilk önce ufak bir tükürük bıraktı ağzıma, zaten ağzıma girdiği an benim tükürüğümle birleşip normal bir tükürük yutma işlevi gibi oldu. O da bunu anlamış olacak ki, bekle geliyorum deyip içeri gitti ve kendine bir bardak su aldı. Suyu yudumlayıp, ağzında çalkaladı ve dikkat et geliyor deyip yavaşta ağzıma bıraktı. Bu da su tadındaydı ama sıcak ve fazlaydı, pek hoşuma gitmemiş olacak ki yüzümü ekşittim yutarken. ilginçtir ki asıl istediği de buymuş, resmen rahatsız olmamdan zevk alıyordu. El tırnakları fazlasıyla uzamıştı, bekle geliyorum deyip içeriye gitti ve tırnak makasıyla geri döndü. Acaba ne yapacak derken, tv'nin karşısında yavaş yavaş el tırnaklarını kesmeye başladı. Her bir parmağın tırnağını kestikçe uzattığım dilime koyuyordu, 10 tırnağını da düzgün bir şekilde kesti tabi o 10 tırnaktan 20 parça tırnak geldi dilime. inanın o an yut dememesi için yalvarabilirdim ona kii yutturmadı da. En son işi bittiğinde o şekilde fotoğrafımı çekti ve banyoya gidip tükür dilindekileri, boğazına takılır falan uğraştırma hiç beni dedi gülerek. Altından kalkıp hemen banyoya gittim, iyice dilimi temizledim ve tekrar yanına döndüm. Ellerini yıkamamıştı, gel buraya deyip dilini çıkart tekrar dedi. Önünde diz çöküp dilimi çıkarttım, tek tek tırnaklarını dilime sürtüp temizledi; temizlerken de dilimi bayağı bir çizdi ama pek umursamadı bu durumu tabi. Tekrar lavaboya yollar herhalde derken hiç takmadı ve tekrar yere uzan bakayım şirin çocuk dedi. Tam uzanacakken dur! önce sıcak çikolata yap bana dedi ve tv izlemeye devam etti. Sıcak çikolata yaparken aynadan dilimi de kontrol ediyordum, bazı yerleri öyle bir sıkmışki azcık da olsa kanatmıştı. Bu denli acımasız olaması korkutmuştu o anda beni. Yani tırnaklarını yutturmamıştı ama bunu yapmıştı, beni düşünüyor muydu yoksa ne yapmaya çalışıyordu pek anlam veremiyordum..Tümünü Göster
-
678.
-1reserved
-
679.
+2 -3Eve girdiğimizde evde tek yaşadığını anladım zaten, her şeyi kendine göre dizayn etmişti. Oldukça şirin bir evdi, ne çok büyük ne de çok küçük. Tek kişi kalmasına rağmen 2 yada 3 odalı güzel bir eve sahipti. Kapıdan girdiğimizde ayakkabımı çıkarttım ama o çıkartmadı, kapının yanında bir sandalye vardı ona oturdu. Şuan için ayakkabımı çıkartmayacağım, yandaki lavabonun köşesinde bir toz bezi var onu ıslatıp getir bakayım. Yanında da kurusu var, ikisine de kap gel hemen dedi. Kapıyı da kapattı tabi bu arada. Hemen dediklerini yapıp karşısına geçtim. Ayaklarında yine çizmeleri vardı ve yine kısa çizmelerdi bunlar. Mini bir elbisesi, altında da muhteşem bir tayt vardı desenli desenli. Önünde eğilip ayakkabılarının altını tek tek temizledim, bu arada bana poz verr deyip gülerek fotoğraflarımı çekiyordu. Güzel güzel, hep saklayacağım bunları diyordu. Fotomu çekmesi pek umrumda değildi aslında, sonuçta benim için hiçbir sorun oluşturmazdı çünkü benden büyük olan ve hocam olan oydu Neyse bitti hocam dediğimde her ikisininde altına bakıp aferin ufaklık deyip saçlarımı okşadı ve mutfağa doğru yol aldı. Giderken de beni takip et bakıyım dedi. Arkasından mutfağa geçtiğimde muhteşem bulaşığı gördüm. Dünden beri ne kullandıysam yıkamadım, sırf sen mutlu olasın diye; al bakalım hepsi senindir. Şu şurada bu burada, sen bulaşıkları yaparken bende biraz uzanayım içeride dedi. Haa bulaşıkları bitirince bana orta şekerli bir kahve yaparsan da memnun olurum deyip gülümsedi ve içeri geçti. Bu ricayla karışık emirler bile beni oldukça mutlu ediyordu. Şuan için fazla ileri gitmiyordu, arada rica da ediyordu bazı şeyleri söylerken az biraz çekiniyor da gibiydi. Sanırım ilk defa evine girdiğim ve sınırlarımın neler olduğunu daha bilmediği için oluyordu bunlar ama tabi ben pek önemsemiyordum bu durumu, sadece anının tadını çıkartmaya bakıyordum
-
680.
+1 -2Tam sohbete başlayacaklarken Yeliz hoca kalkıp kapıyı kilitledi ve bana dönüp Yeşim ablan az biraz eğlensin seninle de rahatlasın, bayağı kasıyor kendini. Ben evde yokken çekinir falan sonra, hiçbir şey yaptıramaz hiç gerek yok böyle şeylere deyip gel bakayım çıkar ayağından botlarını dedi. Eğildim izninizle efendim dedim, yüzü kızarmıştı ama ablası ne derse onu yapma çabasındaydı. ilk başlarda oldukça kastı ama bir süre sonra bayağı bir rahatladı, aynı Yeliz hocanın ilk zamanlarında olduğu gibi. Kot giymişi kotun paçalarını harley'inin içine sokmuştu. Harley'i çıkarttığımda kırmızı çizgili şeker mi şeker çoraplarıyla başbaşa kaldım, mutluluğum gözlerimden okunuyordu resmen. Yeliz hoca araya girip: Yeşim yol yorgunu, 5-10 dakika güzel bir masaj yap da rahatlat ardından da yapman gerekeni yapıp sınıfına uç en azından dersin yarısına yetiş dedi. Önce sol ayağını elime aldım, ayakları ablasının aksine oldukça yumuşak ve terliydi. Sanırım yolculuk sonrası direk dershaneye gelmişti. Yerin kirini önemsemeyip yere oturdum ve ayaklarını göğsüme koydum, bu durum onlara komik gelmiş olacak ki hep birlikte gülmeye başladılar ve hemen ardından Eylül hoca Yeşim'e dönüp, bak gördün mü biz söylemeden ne yapacağını biliyor. Kendi bizden daha istekli deyip gülmeye devam etti. Ben masajı yaparken sol ayağını da yüzüme yaklaştırmıştım her zamanki gibi, bi anda baskı uygulayıp ayağını yüzüme dayadı ve her zaman merak etmişimdir ya, nasıl kokuyorlar bi söylesene ama doğru söyle! deyip at kişnemesi gibi gülmeye başladı, düşünün öyle böyle bir zevkli gülüş değil yani
-
681.
+1 -2tepki verin amk
-
682.
+1 -2Ayaklarını göğsüme koyup bana bakarak gülümsedi ve gerçekten acınacak haldesin deyip ayağını yüzüme yapıştırdı. O an utancımdan yerin dibine bir kez daha girmiştim ama o muhteşem kokulu ayakların yüzümde sert bir şekilde geziniyor olması da mutlu olmama bir sebepti! Nasıl tepki vereceğimi bilemeden duruyordum sadece, o ise yüzüme yavaş yavaş ayağıyla tokatlar atıyordu. Hoşuma da gidiyordu hani Bir süre sonra aç ağzını bakayım dedi, açtım hemen. iyice aç bir şey deneyeceğim dedi, açabildiğim kadar açtım bende. Bir ayağını dik konumda ağzıma soktu ve tüm ayağını geçirmeye çalıştı, resmen ağzım yırtılacak gibiydi o kadar zorluyordu! Sesimi de çıkartamıyordu ayakları ağzımdaydı, kötü durumdaydım. Tırnaklarını resmen boğazımda hissedebiliyordum ve kusma hissi de gelmeye başlamıştı, gözlerimle yalvarıyordum resmen.
-
683.
-1sardı güzel yazıyor
-
684.
+3 -4Bana şöyle uzunca bir bakıp, sus sus takılıyordum zaten anca dalgaya al sen beni! hadi şu ayakkabılarımla ilgilen deyip ayaklarını uzattı bana doğru O anda ohh bee ucuz atlattık dedim, dedim demesine de o anlamıştı zaten ne ayak olduğumu yani. Sadece o an için uzatmamayı tercih etti, bende kendi kendimi rahatlatmayı tabi. Hemen önünde eğilip özenle ayakkabılarını temizlemeye başladım. Ya dur bilgisayarda işim var, masanın altına da girmen tuhaf olabilir; en iyisi çıkartayım ben çizmenin tekini sen şurada iyice temizle bende işlerimi halledeyim o arada dedi. E canıma minnet tabi, nasıl isterseniz hocam deyince yavaşta çıkartıp bana verdi tekini. Çizmeyi çıkarttığında ayağında çorap olmadığını fark ettim, oha hocam çorapsız mı giydiniz yep yeni çizmeyi; ya ayağınıza vurursa? Hem kokar da alemsiniz ha dedim gülerek Ne kokması be, benim ayaklarım kokmaz. Hatta inanmıyorsan iddiaya da girebiliriz, bu konuda oldukça iddialıyım dedi. Her türlü girerim, mutlaka az da olsa kokar; insan ayağı sonuçta ve kapalı ortam. Terleyip koku yapar, neyine giriyoruz dedim. Kazanırsam 3 gün ne istersem o olacak, sen kazanırsan da ben senin her istediğini yapacağım uyar mı dedi? Bende bu kadar iddialıysa kesin kaybedeceğim, bari az biraz kızdırayım deyip emin misiniz hocam? Bakın ben kazanırsam odamı da temizletirim, ayaklarımı da yıkatırım size hiçte ne utanırım ne de acırım dedim sırıtarak Bak sen demek öyle, iyi madem mızmızlanmak yok o zaman görüşeceğiz seninle dedi ciddi bir tonda. ilk defa ciddi gördüm onu kii bu durum beni hem ürküttü hemde heyecanlandırdı tabi. Ee hocam nasıl anlayacağız peki deyince, nasılı olur mu eğilim koklayacaksın bir süre; yalan söylersen bundan sonra ona göre muamele görürsün ama bilesin dedi bana. Oha koksa da kokuyor diyemeyeceğimi anladım o an ama benim için her yol Paris'ti zaten ki tamamdır hadi bakalım dedim. Eğilim ayaklarını ellerime alınca hahaha bak demiştim sana bir gün bu hale gelirsen şaşırmam diye, kendi isteğinle kokluyorsun işte dedi gülerek. Bende cevap vermeden koklamaya başladım. Ne yalan söylüyüm çok az da olsa farklı bir koku vardı, yani ter kokusu ama genel anlamda benim için hayatımda aldığım en iyi kokulardan biri oydu diyebilirim
-
685.
+1 -2Karnım çok acıktı yemek yiyelim, bulaşıkları yıka ondan sonra çıkarsın dedi. Beni bırakmayacağını anlayınca 21.00'den önce buradan çıkmam gerektiğini anlamıştım. Malum ancak yetişirdim.. Neyse telefonla büyük boy bir pizza sipariş etti, beni de markete gönderip kola, cips vs. aldırdı. Geldiğimde daha yemekler gelmemişti, o ara bir bez verip salonun ve odamın tozunu al bakalım yemekler gelene kadar dedi. Salonu bitirip odasına geçtiğimde yemekler gelmişti ama içeriden tertemiz yapmadan gelmeee! komutu gelmişti. Hocamın odasını toparlarken aklıma banyodaki kirli sepeti geldi nasıl geldiyse, hemen şu işi halledip banyoya geçeyim dedim. işimi bitirince hocam bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum deyip banyoya geçtim işte. Sepeti açınca karşıma ne çıktı dersiniz? Bir gün önceki bahsettiğim ama koklamamın nasip olmadığı rengarenk uzun çorapları. Onları görünce mutluluktan havalara uçtum resmen, tüm günün yorgunluğuyla orada duruyorlardı. Aldım onları tek tek 2-3 dakika boyunca kokladım durdum. Sonra hocayı işkilllendirmemek gerek deyip aynı şekilde yerine koyup içeri geçtim. Ohoo hocam yemeğe koyulmuştu bile. Kolaları doldurup bende yanına geçtim, yemekle ilgili herhangi bir olay yaşamadık o gün için ama sana güzel bir sürprizim var. iğrençliğin dibini yaşatacağım sana deyip kolamı aldı ve bana bakıp göz kırpıp kolamın içine 2-3 tane ufak tükürük bıraktı gülerek. Hocama baktım ve onu içeceğimi mi düşünüyorsunuz dedim? Düşünmüyorum içeceksin zaten dedi, hayatta içmem dedim! Hımm deyip telefonunu gösterdi (aslında umrumda değildi ama hani tehdit ediyor da bende korkup yapıyorum sansın diye) bende hemen çaresizce bardağı alır gibi yaptım ve içmeye başladım. O anı anlatamam, direk ağzından gelmese de bu bile yeterince küçük düşürmeye yetiyordu kii bir de o tüm evi sallayan kahkahası yok mu of offf Muhteşemdir muhteşem. En son çıkmadan önce yine bulaşıkları yapıp çayı hazırladım hocama ve vedalaşma faslına geçtik..
-
686.
-1devam ediyorum
-
687.
-1gibtir lan orusbu cocuguu senın nikahini skim dıbını bacsını sıktmn bebesi midemi bulandırdı bin kölee dıbına caktmn bebesi seni rezil kahpee bebe
-
688.
-1@142 den devam ediyimmi beyler canım sıkıldı
-
689.
+1 -2Sanırım çarşamba gününün akşamıydı, çalışma masamda fizikle sevişirken telefonumu uzak bir köşeye bırakmıştım tabi. Salı ve çarşamba günü dershaneye gitmemiş ve o haftayı evde kamp yapma haftası olarak kafamda belirlemiştim. Bunda önceki günlerde yaşadıklarımın etkisi oldukça büyüktü tabi ama herkese hastayım deyip duruyordum. işte çalışmamı bitirip ara verdikten sonra telefona bir bakayım dedim ve Eylül hocanın 4 cevapsız çağrısını, 2'de mesajını gördüm telimde. O sahnede inanın korkudan ne yapacağımı şaşırdım çünkü mesajlar direk emir verir cinstendi. Bir mesajda neredesin sen, kaç gündür dershaneye gelmiyorsun? yazıyordu, diğer mesajda ise çağrılarıma da mı cevap verilmiyor artık! Elinde sonunda dershaneye geleceksin sen ve tıpış tıpış da yanıma geleceksin, o zaman görüşeceğiz beyefendi! yazıyordu. Bunları okurken o kadar tırsmıştım ki geri dönüş bile yapamadım. En son uyumadan önce bir mesaj daha aldım; Hepsinin hesabı verilecek merak etme sen, yarında gelmezsen annenle şahsen görüşeceğim ona göre. Hadi şimdi iyi uykular bakalım sana yazıyordu. O mesajla ahanda şimdi sıçtık dedim net bir şekilde. Bir sürü şey kurdum kafamda, neler söyleyeceğimi düşündüm durdum gece boyunca ve tabi doğru düzgün gözüme uyku da girmedi. 3-4 saat arasında bir şey uyumuşum koca gece boyunca.. Perşembe sabahın köründe kalktım, hemen hazırlandım iyice baktım kendime ve o gün bir şeyler yaşayacağımı biliyormuş gibi her şeyimi ekgibsiz yapıp düzgün bir şekilde dershanenin yolunu tuttum. isteyerek erken geldim 20 dakika kadar, daha gelen hoca yoktu pek. Hemen yukarı çıkıp Eylül hocanın odasına daldım. En sevdiği çikolataları almıştım, belki siniri birazcık olsun azalır diye hemen masasının üzerine bıraktım (maksat şirinlikte yapmaktı tabi) ve sınıfıma doğru hızlı adımlar eşliğinde yürüdüm. ilk 2 ders geçtikten sonra, daha doğrusu 2. dersin son 3-4 dakikasında telefonuma bir mesaj geldi. Eylül hocadandı ve zille birlikte 2 neskafe kap gel odama yazıyordu. Hiçbir ifade yoktu mesajda, bu biraz ürküttü beni ama sonuçta 2 neskafe kap gel demişti. Beraber oturup çikolata eşliğinde neskafe içip sohbet edeceğiz herhalde dedim en masumane düşüncelerimle. Tabi zil çalar çalmaz hemen yukarı fırlayıp kantinden neskafeleri aldım, ardından da aşağı indim. Elimde kahvelerle odanın kapısını çalıp içeri girmemle beni Eylül hoca ve Yeliz hocanın kız kardeşi Yeşim karşıladı. Yeşimden daha önce az biraz bahsetmiştim, Yeliz hocanın Halkla ilişkiler okuyan 22-23 yaşlarındaki kardeşiydi. Son sınıftı sanırım, benden 5 yaş falan büyüktü diye biliyorum. Yeliz hoca kadar güzel olmasa da kesinlikle onun kadar hatta belki de daha fazla bakımlıydı. Odaya girdiğimde bana bakıp gülümsedi, bu hoşuma gitti ama resimler aklıma geldiğinde şoke oldum. ilk başta Yeliz hocanın kardeşi olduğunu hatırlayamamıştım, sadece Eylül hocanın bir arkadaşı sanıyordum. Kapıdan içeri girdim, hoşgeldin Cancım deyip güler bir yüzle karşıladı tabi beni Eylül hoca. Ardından da elimde kahvelerle beklerken, ne bekliyorsun tatlım biri benim diğeri de Yeşim hanımın; servis yapsana artık dedi gülerek. Bir an kendimi oldukça tuhaf hissettim tabi, hala Yeliz hocanın kardeşi olduğunu bilmiyordum ve tanımadığım birine bu şekilde hizmet ediyordum. Kahveleri verdikten sonra, günlerdir sana ulaşamadığımız için güzelim sürprizden de haberin yok tabi seni. Dur sürpriz devam etsin hemen söylemeyelim deyip göz kırptı Yeşim'e ve gel bakayım buraya deyip bana doğru döndü sandalyesiyle Eylül hoca. Efendim hocam deyince, şu çizmelere bir el at ve kölecim; bak daha yeni aldım ama ne hale geldiler dedi. O anda kıpkırmızı oldum! Normalde neredeyse hiç köle falan demezdi ve hiç tanımadığım birinin yanında bu şekilde hitap etti bana. Yüzüne bakakaldım bir süre ardından da anlayamadım hocam dedim? Off uzatma hadi, Yeşim'de görmek istiyor zaten ne kadar istekli bir şekilde bize hizmet ettiğini dedi. Bize? dedim içimden, ahanda gerçek anlamda şimdi sıçtık. Gelene geçene rezil ediyorlar beni dedim içimden ama el mahkum 'peki efendim deyip eğildim önünde. Efendim deyip eğilince Yeşim hanım kahkaha atmaya başladı, sinir oldum ama bir şey yapamadım tabi. Bu arada Eylül hocanın üzerinde siyah, beyaz çizgili enfes bir tek parça elbise vardı. Miniydi ve içine de siyah ince bir çorap giymişti. Çizmeleri de oldukça alımlı, dize kadardı. Önce bir inceledim, ardından amaan battı balık yan gider deyip oldukça şıksınız bugün hocam, gözlerimi alamıyorum sizden dedim. Bunu duyunca bayağı bir havalandı tabi, gerçi herkesten duyuyordu bunu ama Yeliz hanımın yanında bunu benden duymak daha da bir egolarını tatmin etmesine yetmişti. Tabi bende bunu bildiğim için verdim gazıTümünü Göster
-
690.
+1 -2Göz yaşlarım akmaya başlayınca çekip kendime gelmeme izin verdi, tabi kahkahalar içerisinde. Ne kadar da güçsüzmüşsün, 2 dakika duramadın öyle dedi. Öksürmekten yine konuşamıyordum. Bu şekilde işkencelere devam etti, arada elleriyle de tokatlıyordu ama cidden acıtıyordu. Pek alışkın değildim sanırım tokat yemeğe, ondan bu kadar erken sos veriyordum. Ayaklarıyla işkencesi bitti sanırken birden trample olayına girmez miyiz, hemde başımın altına yastık vermeden! Önce göğsüme bastı, kendimi oldukça sıkıyordum. Ardında yüzüme geleceğini düşünürken alt taraflara yöneldi ve malum yere ayağını koyup gülmeye başladı. O an da ani bir hareketle üstümden koltuğa düşmesine neden oldum ama yapacak bir şeyde yoktu insanlık hali sonuçta. Bu duruma sinir olmuş olacak ki tam şiddetle tekrar üstüme geliyordu kii kapının çalmasıyla irkildik ikimizde. Korkuyla Yeliz hocamın yüzüne bakıyordum. Yavaşta üstüme basarak kapıya doğru yöneldi ama bana hiçbir şey söylemedi. Kalk demediği için orada öylece kala kaldım, korku içerisinde kapıdan kimin geleceğini bekliyordum..
-
691.
+2 -3Bana şöyle uzunca bir bakıp, sus sus takılıyordum zaten anca dalgaya al sen beni! hadi şu ayakkabılarımla ilgilen deyip ayaklarını uzattı bana doğru O anda ohh bee ucuz atlattık dedim, dedim demesine de o anlamıştı zaten ne ayak olduğumu yani. Sadece o an için uzatmamayı tercih etti, bende kendi kendimi rahatlatmayı tabi. Hemen önünde eğilip özenle ayakkabılarını temizlemeye başladım. Ya dur bilgisayarda işim var, masanın altına da girmen tuhaf olabilir; en iyisi çıkartayım ben çizmenin tekini sen şurada iyice temizle bende işlerimi halledeyim o arada dedi. E canıma minnet tabi, nasıl isterseniz hocam deyince yavaşta çıkartıp bana verdi tekini. Çizmeyi çıkarttığında ayağında çorap olmadığını fark ettim, oha hocam çorapsız mı giydiniz yep yeni çizmeyi ya ayağınıza vurursa? Hem kokar da alemsiniz ha dedim gülerek Ne kokması be, benim ayaklarım kokmaz. Hatta inanmıyorsan iddiaya da girebiliriz, bu konuda oldukça iddialıyım dedi. Her türlü girerim, mutlaka az da olsa kokar; insan ayağı sonuçta ve kapalı ortam. Terleyip koku yapar, neyine giriyoruz dedim. Kazanırsam 3 gün ne istersem o olacak, sen kazanırsan da ben senin her istediğini yapacağım uyar mı dedi? Bende bu kadar iddialıysa kesin kaybedeceğim, bari az biraz kızdırayım deyip emin misiniz hocam? Bakın ben kazanırsam odamı da temizletirim, ayaklarımı da yıkatırım size hiçte ne utanırım ne de acırım dedim sırıtarak Bak sen demek öyle, iyi madem mızmızlanmak yok o zaman görüşeceğiz seninle dedi ciddi bir tonda. ilk defa ciddi gördüm onu kii bu durum beni hem ürküttü hemde heyecanlandırdı tabi. Ee hocam nasıl anlayacağız peki deyince, nasılı olur mu eğilim koklayacaksın bir süre yalan söylersen bundan sonra ona göre muamele görürsün ama bilesin dedi bana. Oha koksa da kokuyor diyemeyeceğimi anladım o an ama benim için her yol paristi zaten ki tamamdır hadi bakalım dedim. Eğilim ayaklarını ellerime alınca hahaha bak demiştim sana bir gün bu hale gelirsen şaşırmam diye, kendi isteğinle kokluyorsun işte dedi gülerek. Bende cevap vermeden koklamaya başladım. Ne yalan söyliyüm çok az da olsa farklı bir koku vardı, yani ter kokusu ama genel anlamda benim için hayatımda aldığım en iyi kokulardan biri oydu diyebilirim
-
692.
+1 -3devam edeyim mi
-
693.
-2baska hikayelerde gorusmek uzere
-
694.
+3 -5Şimdi her annesi gelip konuşanla rehberlik hocası bu kadar samimi olur mu demeyin. Ayıptır söylemesi dershanenin gözde öğrencilerinden olunca böyle oluyor tabi Allah şükür iyi bir eğitimimin yanında oldukça güzel bir dış görünüşe de sahibim. Malumunuz ilk görüşte büyükler mutlaka buna bakıyorlar. Saygı, edep, kişilik vs..
-
695.
+1 -3Final guzel oldu dim
-
28 yaşındayım hala motivasyon videosu izliyorum
-
ucan kedi senle öpüsecek adama yazık la
-
özürlü olduğum için allah bana 24 cm mal vermiş
-
ucan kedi hangi pedi kullanıyorsun
-
3 ayda bir motorun bakımı mı olur mq
-
sürekli gerginlik stres kalp çarpıntısıi
-
bir kızın arka deliğindeki muazzam tat
-
birinden ayrılmak onu öldürmektir
-
ahtapotlar züt deliğinden girebilecek
-
panpani gibeyim amk delisi
-
beni ilgilendiren sorunları düşünmek istemiyorum
-
tinderda bı karıyla wp geçtik sesli konuştuk
-
ben de iciyorum ama kafam cayda lipton
-
ucan kedi gel sosislimi ye
-
uçan kedi iticiliğii
-
silinsin dediğim herkes silindi
-
sabah sabah ikinci sışçmam
-
kacmaya calısıyorsun ama kacabileceğin 1 yer yok
-
anal oral vs vs aldatma sayılmaz cidden
-
ayşe tokyaz
-
efe kaygısız vermeyeceğim adamdır
-
fomo sahibiyiz
-
cemre demirel volkan demirel
-
ne yaparsak yapalım bunu
- / 1