1. 26.
    +2 -4
    Yavaş yavaş çizmesinin bağcıklarını ve fermuarlarını açıp çizmeyi çıkarttım, aynı zamanda da elimi ayaklarının altına koydum yere değmesin diye. Onu o da farketti ki aferin aferin sen ciddi ciddi beni düşünüyorsun ya, bunu şimdiye kadar kimse yapmamıştı yapmaz da herhalde dedi. O anda neler neler derdim ya diyemedim işte içime attım ama söylediklerimde oldu tabi. Her zaman seve seve yaparım ben efendim dedim Yine gülmeye başladı, bak yine efendim dedin. Alışacağım ben bu işe ha, bayağı şımartıyorsun sen beni dedi. Haha daha şımarmadınız mı ki hocam, daha ne yapayım işte mutlu olmanız için elimden geleni yapıyorum dedim. Farkındayım farkındayım, senin gibi bir öğrencim olduğu için oldukça şanslıyım dedi. Tabi o konuşmalar sırasında ayakkabıyı giydirmiyordum, ayaklarının sıcaklığını elimde hissetmeyi tercih etmiştim ve oldukça da mutluydum o an. Keşke hiç bitmese şu gün diyordum kendi kendime. Konuşmayı uzatmak için ve tabi içimden de gelerek asıl ben sizin gibi oldukça ilgili ve bu kadar sıcak bir hocaya sahip olduğum için şanslıyım dedim. Gülümsedi ve hadi ama bak ayaklarım az biraz terli olabilir yani nemli olabilir ama hiç kokmaz ha tiksinme sakın dedi Malum tüm gün ayağım çizmedeydi, olabilir yani dedi. Bende halimden hiç şikayetçi gibi görünüyor muyum ki hocam, zaten şeker gibi kokuyor ayaklarınız dedim gülerek. Şuna bak ya bir de kokusuna bir benzetmede bulmuş, iyi iyi kokusunu öğrenmen iyi olmuş bundan böyle sürekli seninle çıkarım alışverişlere valla dedi. Hem alışırsın da bir süre sonra, benim içinde oldukça rahat olur dedi; bende seve seve hocam deyip yerdeki çizmeleri ayağına giydirdim. Ama arkadaşlar inanın o an hala saniyesi saniyesine aklımda, bir ayak anca bu kadar yumuşak ve narin olabilir. Pek kokusunu almamıştım ama ilerisi için bu konuda bir zemin hazırlamıştım kendime, en azından artık her konuda bir hayli rahat olacaktı bundan emindim
    ···
  2. 27.
    +2 -3
    Bu şekilde en az 7-8 mağaza gezdik ve 4-5 tanesinde ayakkabılarını ben denettirdim ona, bir süre sonra o da bende bayağı bir alıştık zaten. Ne çevre umrumuzdaydı ne de başkası. Hatta son mağazalardan birinde çalışanlardan biri ayakkabıyı verdiğinde isterseniz ben yardımcı olayım efendim deyince gerek yok ya burada o iş için can atan biri var zaten deyip bana baktı, o an inanılmaz derece de utandım ama olumsuz bir harekette yada tepkide her şeyin içine ederim diye adama rezil olma durumunu göze alıp evet ben hallederim dostum, sen keyfine bak lütfen dedim. Adam oldukça şaşkın bir şekilde bize bakıp nasıl isterseniz tabi dedi ve uzaklaştı. Ara ara ona bakıyordum, bizi izliyordu ama umrumda değildi tabi; sonuçta bir daha görmeyeceğim diyordum kii görmedim de Allah'a şükür Sözde çeşitlere bakacaktık ama benim beğendiğim hatta neredeyse ayağında görünce nutkumun tutulduğu 2 ayakkabıyı almaya karar verdi ve senin zevkine her zaman güvenirim artık deyip ikisini de aldı. Ayakkabıları aldıktan sonra bir şeyler içip dinlenelim biraz dedi, dinlendikten sonra arabaya doğru yol aldık tabi. Giderken havanında yağmurlu olmasından kaynaklı çizmesi çamurlu bir yere denk geldi ve bayağı bir kötü oldu altı, Allah kahretsin arabayı mahvedeceğim şimdi diye kendi kendine söylenirken dert ettiğiniz şeye bakın hocam ya çantamda ıslak mendil paketi var kocaman; kankalarımın bu halde gezmelerine gönlüm razı olmaz ben hallederim isterseniz deyip gülmeye başladım Hahaha doğru ya senin varlığını unuttum ben bir an, dur arabaya geçelim orada el atarsın o zaman dedi. Araba otoparkta olduğu için kimseciklerde yoktu. Kapıyı açıp içine oturdu ayakları dışarıda olacak şekilde durdu, bende önünde eğilip her tarafını tertemiz yaptım. Neredeyse koca paket bitti ama değdi yani, hatta en sonra altını bile temizledim. Yuhh abarttın sende ha ama neyse ya yap yap seni bu şekilde daha da iyi tanıyorum dedi bana. O anda duraksadım ama pek irdelemedim ne demek istediğini. O anda umrumda da değildi zaten, muhteşem bir günü geride bırakmıştım nasıl olsa. En son beni evime kadar bırakıp her şey için teşekkür etti ve bunu ara sıra tekrarlayalım dedi. Bende benim için ayrı bir zevkti, her zaman emrinizdeyim efendim deyiverdim Cidden alemsin sen çocuk ama oldukça da şirinsin yani, senin gibi bir insana sahip olduğum için oldukça şanslıyım dedi gülümseyerek. Siz bıkana kadar bu böyle devam edecek dedim bende, iyi bakalım hadi uç eve iyice ders çalış yarın görüşürüz tekrar deyip beni uğurladı. Tam gün bitti derken de telime bir mesaj geldi, Eylül hocamdandı; Ayakkabılar gerçekten pırıl pırıl olmuş, bir gün tüm gardrobuma da el atarsın umarım sevimli çocuk. diye yazıyordu mesajda. O mesajı okuyunca tamamdır abi oldu bu iş dedim işte kendi kendime, gerçi daha yeni başlıyordu ya neysee
    Tümünü Göster
    ···
  3. 28.
    +1 -4
    (gecikmeli yazmamın sebebi sözlükte gri ekran çıkıyor bu sırada worde yazıp buraya yapıştırıyorum)

    En son Eylül hocamla avm'de yaşadıklarımı anlatmış, o günün benim için bir milat olduğunu belirtmiştim. işte o muhteşem günden sonra hem hocamın benim üstümdeki düşünceleri oturmuş hemde ne kadar ileri gidebileceğine dair az çok kafasında fikir oluşmuştu. Sonraki günler beni yavaştan denemeye başlamıştı zaten..O yaşananlardan sonraki gün dershane yoktu, hafta sonu girmişti araya. Yani hocam 3 gün kadar göremeyecektim, benim için son derece kötü bir durumdu bu. Dershane yoktu dediğim, hafta sonu bize dershane yasaktı. Pazartesi günleri de hocaların tatil günleriydi zaten. Ama ben yasak masak dinlemeyip cumartesi günü dershaneye gittim. Kapıdaki görevli beni uzun yıllardır tanıdığı için hiç sorun çıkarmayıp içeri aldı zaten. Daha sonra ne olur ne olmaz deyip müdür yardımcımızın da odasına bir uğrayıp durumumu izah ettim ve ders çalışmak için geldiğimi belirtip kütüphaneye geçeceğimi sözlerime ekledim. Eh o da 7-8 yıllık öğrencisini kırmayıp eyvallah dedi tabi. Eee o izni de koparttıktan sonra benim kafa direk Eylül hocama gitti tabi. Acaba ne yapıyordur diye düşünürken bir de baktım ki kapısının önündeyim Neyse içeriye bir göz arttım, 3-4 tane öğrencisi bulunuyordu. Sonradan farkettim ki tenefüse denk gelmişim. 7-8 dakika bekledikten sonra zil çalınca herkes sınıflara dağıldı ve ortalıkta kimsecikler kalmadı tabi, bu da benim için en uygun zaman anldıbına geliyordu. Hemen kapıyı çalıp bitanecik hocamın yanına geçtim. Beni görünce nedense oldukça şaşırdı, gerçi şaşırması doğaldı hafta sonları beni görmeye kimse alışık değildi; yasaktı da. Ne işin var burada ufaklık, yasak olduğunu senin benden iyi biliyor olman gerekmiyor mu? diye lafa girdi direk. Bende hocam 1.'si ben ufaklık değilim, ayrıca aramızda taş çatlasa 3-4 yaş var 2.'si de yasak olduğunu tabiki biliyorum ama o kadar yıllık öğrencinizim az torpilimiz de olsun dimi ama dedim? Gülmeye başlayıp haklısın haklısın da 3-4 yaş derken dedi? Niye şaşırdınız hocam en fazla 21-22 olmalısınız, erken mi yazıldınız siz ne dedim; tabi orada amacım belli de hiç çaktırmıyorum tabi 21-22 mii, ayy şuana kadar duyduğum en güzel söz bu sanırım ben 25 yaşındayım yahu dedi gülerek. Gerçi güldüğünü belirtmeme gerek yok, genelde gülümser zaten kendileri Aaa öyle mi hocam, vallahi en fazla 21 falan gösteriyorsunuz ya; neyse 25 olsa da fark etmez önemli olan kendinizi kaç yaşında hissettiğinizdir kii ona bakarsak yaşıtız deyiverdim birden. Şuna bak ya, cidden sen işini biliyorsun ha 2 lafınla yine hayran bıraktın kendine beni dedi kahkaha eşliğinde. E iyi madem, o kadar güldük eğlendik izninizle oturayım mı artık efendim dedim? Harbi delisin sen, izin mi bekliyordun yani. Allah'ım yarabbim, tam otoriter yüce bir şey yaptın beni ha dedi. Bende buraya kadar gelmişken ne kaybederimki diyerekten öylesinizki zaten hocam, en azından benim gözümde oldukça yücesiniz. Boşuna efendim demiyorum herhalde size dedim Hani o saygıdandı sadece üçkağıtçı deyince saygı olmadan hizmet mi olurmuş hiçç dedim. Dur dur yakında çözeceğim seni deyip beraber aldığımız ayakkabılardan biri var şuanda ayağımda ama sen hiç yorum yapmadın henüz? Bir bak bakayım yakışmış mı efendine dedi, bu lafı da duydum ya ondan dünyalar benim oldu o an. Salak salak sırıtıp yüzüne bakmışım hocamın sadece
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    +2 -4
    Ardından ee kalkta bir bak demesiyle hemen kendime gelip kalkıp yanına geldim, daha doğrusu karşısına geçtim. Hocam inanın bu çizmeler bir insana ancak bu kadar yakışır, muhteşemsiniz dedim. Haha şımart beni şımart, bakalım yakında bunların sonu nereye varacak dedi. Yalnız hocam ilk defa giymenize rağmen nasıl bu kadar kirletebildiniz, saat daha 14.00 yani 6 saattir ayakkabıyı kullanıyorsunuz ve şu duruma bakın. Topukları sanki çamura girmiş dedim gülerek. Sinsi bir bakış atıp, ya bizim oraların yolları bozuk dün gece fazlaca yağmur yağınca da bu durum kaçınılmaz oldu her ne kadar arabayla gelmiş olsam da. Odama girip oturduğumda bende farkettim ama eğilip temizlemeye üşendim doğrusu. Madem sende geldin artık bir el atarsın herhalde demi? dedi. Hay hay efendim, siz isterseniz de yapmaz mıyım. Seve seve hemde dedim. Sonra birden kız doğru söyle sen ayak fetişi misin demez mi? Allah'ım o an nedenini hiç bilmediğim bir sebepten dona kaldım ve yer yarılsa da içine girebilsem keşke dedim kendi kendime. Hoca gülümseyerek bana bakıyor, ben ise düşüncelere dalmış bir şekilde kendisine. O anda evet ayak fetişiyim hocam deyip ayaklarına kapanmayı oldukça isterdim ama yemedi tabi, ya kaybedersem onu ya aileme iletirse? gibi bin bir düşünce geçti aklımdan bir anda. Tabi bunun sonucunda da yemedi ve söyleyemedim. E o ne ki desem inanmazdı, o kadar da kültürsüz değildik. En iyisi az biraz salağa yatıp birazda taşkalaya alarak cevaplayayım dedim ve ayak fetişti mi? Hahaha keşke sadece o olsa hocam, bende güzel bayanlara karşı her türlü fetiş vardır yeterki açığa çıkarmasını bilsinler deyiverdim.
    ···
  5. 30.
    +3 -4
    Bana şöyle uzunca bir bakıp, sus sus takılıyordum zaten anca dalgaya al sen beni! hadi şu ayakkabılarımla ilgilen deyip ayaklarını uzattı bana doğru O anda ohh bee ucuz atlattık dedim, dedim demesine de o anlamıştı zaten ne ayak olduğumu yani. Sadece o an için uzatmamayı tercih etti, bende kendi kendimi rahatlatmayı tabi. Hemen önünde eğilip özenle ayakkabılarını temizlemeye başladım. Ya dur bilgisayarda işim var, masanın altına da girmen tuhaf olabilir; en iyisi çıkartayım ben çizmenin tekini sen şurada iyice temizle bende işlerimi halledeyim o arada dedi. E canıma minnet tabi, nasıl isterseniz hocam deyince yavaşta çıkartıp bana verdi tekini. Çizmeyi çıkarttığında ayağında çorap olmadığını fark ettim, oha hocam çorapsız mı giydiniz yep yeni çizmeyi; ya ayağınıza vurursa? Hem kokar da alemsiniz ha dedim gülerek Ne kokması be, benim ayaklarım kokmaz. Hatta inanmıyorsan iddiaya da girebiliriz, bu konuda oldukça iddialıyım dedi. Her türlü girerim, mutlaka az da olsa kokar; insan ayağı sonuçta ve kapalı ortam. Terleyip koku yapar, neyine giriyoruz dedim. Kazanırsam 3 gün ne istersem o olacak, sen kazanırsan da ben senin her istediğini yapacağım uyar mı dedi? Bende bu kadar iddialıysa kesin kaybedeceğim, bari az biraz kızdırayım deyip emin misiniz hocam? Bakın ben kazanırsam odamı da temizletirim, ayaklarımı da yıkatırım size hiçte ne utanırım ne de acırım dedim sırıtarak Bak sen demek öyle, iyi madem mızmızlanmak yok o zaman görüşeceğiz seninle dedi ciddi bir tonda. ilk defa ciddi gördüm onu kii bu durum beni hem ürküttü hemde heyecanlandırdı tabi. Ee hocam nasıl anlayacağız peki deyince, nasılı olur mu eğilim koklayacaksın bir süre; yalan söylersen bundan sonra ona göre muamele görürsün ama bilesin dedi bana. Oha koksa da kokuyor diyemeyeceğimi anladım o an ama benim için her yol Paris'ti zaten ki tamamdır hadi bakalım dedim. Eğilim ayaklarını ellerime alınca hahaha bak demiştim sana bir gün bu hale gelirsen şaşırmam diye, kendi isteğinle kokluyorsun işte dedi gülerek. Bende cevap vermeden koklamaya başladım. Ne yalan söylüyüm çok az da olsa farklı bir koku vardı, yani ter kokusu ama genel anlamda benim için hayatımda aldığım en iyi kokulardan biri oydu diyebilirim
    ···
  6. 31.
    +2 -3
    Bana şöyle uzunca bir bakıp, sus sus takılıyordum zaten anca dalgaya al sen beni! hadi şu ayakkabılarımla ilgilen deyip ayaklarını uzattı bana doğru O anda ohh bee ucuz atlattık dedim, dedim demesine de o anlamıştı zaten ne ayak olduğumu yani. Sadece o an için uzatmamayı tercih etti, bende kendi kendimi rahatlatmayı tabi. Hemen önünde eğilip özenle ayakkabılarını temizlemeye başladım. Ya dur bilgisayarda işim var, masanın altına da girmen tuhaf olabilir; en iyisi çıkartayım ben çizmenin tekini sen şurada iyice temizle bende işlerimi halledeyim o arada dedi. E canıma minnet tabi, nasıl isterseniz hocam deyince yavaşta çıkartıp bana verdi tekini. Çizmeyi çıkarttığında ayağında çorap olmadığını fark ettim, oha hocam çorapsız mı giydiniz yep yeni çizmeyi ya ayağınıza vurursa? Hem kokar da alemsiniz ha dedim gülerek Ne kokması be, benim ayaklarım kokmaz. Hatta inanmıyorsan iddiaya da girebiliriz, bu konuda oldukça iddialıyım dedi. Her türlü girerim, mutlaka az da olsa kokar; insan ayağı sonuçta ve kapalı ortam. Terleyip koku yapar, neyine giriyoruz dedim. Kazanırsam 3 gün ne istersem o olacak, sen kazanırsan da ben senin her istediğini yapacağım uyar mı dedi? Bende bu kadar iddialıysa kesin kaybedeceğim, bari az biraz kızdırayım deyip emin misiniz hocam? Bakın ben kazanırsam odamı da temizletirim, ayaklarımı da yıkatırım size hiçte ne utanırım ne de acırım dedim sırıtarak Bak sen demek öyle, iyi madem mızmızlanmak yok o zaman görüşeceğiz seninle dedi ciddi bir tonda. ilk defa ciddi gördüm onu kii bu durum beni hem ürküttü hemde heyecanlandırdı tabi. Ee hocam nasıl anlayacağız peki deyince, nasılı olur mu eğilim koklayacaksın bir süre yalan söylersen bundan sonra ona göre muamele görürsün ama bilesin dedi bana. Oha koksa da kokuyor diyemeyeceğimi anladım o an ama benim için her yol paristi zaten ki tamamdır hadi bakalım dedim. Eğilim ayaklarını ellerime alınca hahaha bak demiştim sana bir gün bu hale gelirsen şaşırmam diye, kendi isteğinle kokluyorsun işte dedi gülerek. Bende cevap vermeden koklamaya başladım. Ne yalan söyliyüm çok az da olsa farklı bir koku vardı, yani ter kokusu ama genel anlamda benim için hayatımda aldığım en iyi kokulardan biri oydu diyebilirim
    ···
  7. 32.
    +4 -3
    Neredeyse 10 saniye koklayıp kafamı kaldırınca kafama vurup daha yeni başladık ne yapıyorsun deyip ben yeter diyene kadar koklayacaksın deyip yüzüme dayadı ayağını. O an gerçek dominantlığını ciddi anlamda gördüm ve gerçek anlamda mutlu oldum. inanın tam 2 dakika ayağı yüzümde kaldı ve bana bakarak gülüp durdu. Gerçi yüzünde biraz alaycı ifade vardı ama ben hayatımdan oldukça memnundum. Ayakları sıcacık, yumuşacık ve oldukça güzel bir kokuya sahipti. Tırnaklarını da kırmızı ojeyle muhteşem bir duruma getirmişti, sanki bu anı hissetmiş gibi. Gerçekten olağanüstü bir durumdu, o 2 dakika benim için 2 saniye gibi geçmişti ama yine de oldukça mutluydum. Ayaklarını çekip kucağıma koydu, yere deyip de kirlenmesin diye. Eee şimdi doğru cevap ver bakalım, kokusu hakkında ne düşünüyorsun? O anki sarhoşlukla muhteşem kokuyorlar hocam, diyecek söz bulamıyorum deyivermişim. Bir anda bir kahkaha koptu oda da, neye uğradığımı şaşırdım. Vallahi sen ayak fetişisin ama sanırım farkında değilsin, neyse beni pek ilgilendirmiyor bu durum şuan için. Sonuçta 3 koca gün hizmetimdesin öyle değil mi dedi? Evet hocam ne isterseniz yapacağım merak etmeyin dedim bende isteksiz bir tavırla. Ohh bee işte benimle inatlaşmaman gerektiğini öğrenmiş oldun, hatta bekle bekle o iddiaya girerken sarf ettiğin sözlerin hepsini yedireceğim sana canım benim deyip uzaktan öpücük attı bana içten içe horon tepiyordum tabi ben sevinçten.
    ···
  8. 33.
    +1 -2
    tepki verin amk
    ···
  9. 34.
    +4 -4
    Neyse her şey bittiğine göre sana bir sürprizim var, elini çizmeye bir sok bakayım dedi. Neden hocam dedim? Fazla soru soruyorsun ya, sok işte dedi. Elimi geçirince içinden ne çıktı dersiniz? Rengarenk bir çorap! Görünce gözlerime inanamadım, çizmeyi çıkartırken ayağından çıkmış ama hiç çaktırmamış. O tipimi görünce tekrar kahkahayı bastı ve ne çabuk gaza geliyorsun yaa, çorapsız giyer miyim hiç yepyeni çizmeyi şaşkın deyip ilk görev olarak çoraplarımı giydir bakayım bana dedi. Hocam asıl siz üçkağıtçısınız ya bu nasıl bir şeydir böyle, helal olsun asla düşünemezdim böyle bir şeyi dedim. Eee boşuna şuan ayağımın altında değilsin deyip gülmeye devam etti. Ardından yavaşça çoraplarını giydirip ayakkabısını elime aldım ve temizlemeye başladım. 6-7 dakika sürdü ve o süreçte bana bakmadı bile, sadece bilgisayarla uğraştı. inanın oldukça ezikçe bir durumdu, çok ama çok tuhaf hissettim o an. Hele o an biri girse içeri, rezilliğin dibi yaşanırdı. Malum o kadar yıldır orada olunca tanımayanımız da yoktu..Ama şükür yine yakalanmadık kimseye, gerçi ilerleyen günlerde yakalanacak olacağımdan bi haberdim o anlarda.. Neyse girmeyelim şimdi o kısımlara, diğer bölümlerde oralara da gireceğim zaten.
    ···
  10. 35.
    +4 -4
    ilk ayakkabı bitince şöyle bir inceleyip aferin benim uşağıma deyip 2.'ciyi bana uzatıp bilgisayarla ilgilenmeye devam etti. Bu sefer ayakkabısını bile çıkartmamıştı. Yavaşça çıkartıp temizlediğimi de giydirdim ayağına, ardından onu da tertemiz yapıp hocam tamamdır dedim. Bana bakıp onu da giydir bakıyım dedi, ardından da hahaha sen işini gerçekten iyi yapıyorsun ya, iyiki senin gibi birine sahibim deyip kalk ayağa bakıyım dedi. Kalkınca da gel buraya o kadar eziyet ettim sana, bir de ödül vereyim bari deyip 2 yanağımdan öptü ve hadi bakalım kütüphaneye çıkıp çalış artık biraz dikkat çekme fazla deyip yolcu etti beni. Tam çıkarken de yarın 15.00 sularında çıkıyorum, çıkışta msjla belirteceğim adreste beni bekle; misafirim olacaksın deyip göz kırptı. Kesinlikle muhteşem bir gün daha beni bekliyordu, dershane de bile bunları yaşadıysam evde neler yaşayabileceğimi aklımdan bile geçiremiyordum.. Sadece büyük bir heyecanla yarını beklemeye başladım
    ···
  11. 36.
    +2 -4
    Dershaneden çıkıp eve gittiğimde hala aklımdan o günü çıkartamıyordum. Ne doğru düzgün yemek yiyebiliyor ne de ders çalışabiliyordum. Sadece yatağıma uzatıp, müzik eşliğinde hocamı düşünüyordum. Hikayenin başında da belirtmiştim ya hani, sanki ona aşık olmuştum. Buna aşk demek istemiyorum aslında, son derece büyük bir hayranlıkta denilebilir. Malum benden neredeyse 7 yaş büyük bir hanımefendiden bahsediyordum, o kadar da ileri gidemezdim. Gerçi gitmeme de gerek yoktu, amaçlarıma gün geçtikçe daha da yaklaşıyordum nasıl olsa. Bir o günü düşünüyor bir de bir sonraki gün neler yaşayacağımı düşünüp heyecanın doruklarına ulaşıyordum. Acaba bu konuda bilgisi var mıydı? Beni kobay olarak görüyor da sadist duyguları falan var mıydı? Şahsen şiddete karşı bir insanım. Hani ayak fetiştiyim ama abartılı duyguları yaşamaktan yana değildim. Benimki her şeyden biraz olan farklı bir fanteziydi sanırım ama fazla sorun etmiyordum bu durumu tabi, sadece bir sonraki gün hocamın evinde neler yaşayacağıma konsantre olmuştum. Ve o gün geldi çattı
    ···
  12. 37.
    +2 -3
    Saat 15.00 sularında orada ol demişti ama ben (normalde her yere geç kalan biri olarak) verdiği saatten 10 dakika önce yerimi almıştım. Kendisi de 20 dakika geç kalınca neredeyse bi yarım saat onu orada beklemiştim. Gerçi sorun değildi bu benim için, onun gelecek olması bile son derece heyecanlanmama ve tabi mutlu olmama yetiyordu. Pazar günü olmasından kaynaklı evden çıkarken sınava gireceğim ardından da özel dersim var yani anca 5-6 saate falan eve gelirim demiştim bizimkilere. Yani 15.00 ile 21.00 arasında oldukça rahat olacaktım, 21.00'i geçse dahi hocamın bırakacağını düşünerek 'bugün oldukça güzel geçecek!' diyebiliyordum kendi kendime. Neyse her şeye hazırlıklı olmak için ayıptır söylemesi tüm bedensel temizliğimi yapıp, en güzel cicilerimi de giyip dışarı çıktım. Sanırım ilk defa hazırlanmam bu kadar uzun sürmüştü ama değecekti ya kimin umurunda Az öncede belirttiğim gibi verilen saatten 10 dakika belkide daha da erken gelip yerimi aldım ve beklemeye başladım. Uzunca bir beklemenin ardından yanıma yine hocam arabasıyla yanaştı ve atla bakıyım deyip eliyle işaret yaptı. Hemen ön kapıyı açıp yanına geçtim ama ilginç olan bu sefer içeriye geçtiğimde direk elini uzattı bana, tabi bu uzatış şekli tutup sıkmak için değil tutup öpmek içindi. Son derece barizdi ki bende hiç pot kırmayıp narin ellerini tutup güzel bir öpücük kondurdum ve hocam bu kadar çabuk olaya gireceğimizi düşünmemiştim dedim gülümseyerek. O da eee şimdiden alıştırayımki sonra beni hayal kırıklığına uğratma, kızgın halimi görmek istemezsin inan dedi göz kırpıp. Kızgın haliniz mi? Hocam siz ne kızabilirsiniz ne de bana kıyabilirsiniz, iddiaya falan girdik tamam da sadece gözümü korkutmaya çalıştığınızı biliyorum; şimdi size geçip havadan sudan konuşacağız herhalde deyip yüzüne baktım, öyle bir baktı ki; yani öyle ümit ediyordum dedim devamında. Sen ümit etmeye devam et, daha unutmadım o iddiaya girerkenki sözlerini ve tavırlarını; merak etme oldukça eğleneceğiz kıyabilir miyim hiç ben bitanecik köleme dedi gülerek. Köle mi? Yok artık, bu kadar da ezmeyin be hocam dedim maksat biraz daha motive etmekti onu amacım O da tabi daha da gaza gelerek, kölemsin tabi! Hemde 3 koca gün. Mızmızlanmak, karşı gelmek yok; bir daha iddiaya girerken 2 kere düşünürsün sana ders olsun bu dedi. Bende of of ne desem siz daha da arttıracaksınız dozajı zaten, en iyisi susup bekleyeyim dedim ve üzgün bir tavır aldım kendimce Hahaha korkma korkma kıyamammm, fazla üstüne gitmeyeceğim rahat ol. Neyse aferin aferin sus biraz, yaklaştık zaten dedi. Arabayı park edip çantamı alır mısın lütfen deyip arabadan çıktı, çantasını alıp bende çıktım ve hemen ardından gülerek lütfen mi dediniz? dedim. Bak bak sonra da bana kıyamazsınız diyorsun, illa ezeyim mi yani seni dedi. Bende benden yana sorun yok, kaybettim sonuçta ne isterseniz yapacağım. Yerinizde olsam bu fırsatı değerlendirirdim deyiverdim. Kesinlikle eşek kafalısın sen, oldukça da istekli gördüm seni. Neyse bu daha da işimi kolaylaştıracak, sağol sağol dedi ve gülerek eve doğru yol aldı.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    +2 -3
    Eve girdiğimizde evde tek yaşadığını anladım zaten, her şeyi kendine göre dizayn etmişti. Oldukça şirin bir evdi, ne çok büyük ne de çok küçük. Tek kişi kalmasına rağmen 2 yada 3 odalı güzel bir eve sahipti. Kapıdan girdiğimizde ayakkabımı çıkarttım ama o çıkartmadı, kapının yanında bir sandalye vardı ona oturdu. Şuan için ayakkabımı çıkartmayacağım, yandaki lavabonun köşesinde bir toz bezi var onu ıslatıp getir bakayım. Yanında da kurusu var, ikisine de kap gel hemen dedi. Kapıyı da kapattı tabi bu arada. Hemen dediklerini yapıp karşısına geçtim. Ayaklarında yine çizmeleri vardı ve yine kısa çizmelerdi bunlar. Mini bir elbisesi, altında da muhteşem bir tayt vardı desenli desenli. Önünde eğilip ayakkabılarının altını tek tek temizledim, bu arada bana poz verr deyip gülerek fotoğraflarımı çekiyordu. Güzel güzel, hep saklayacağım bunları diyordu. Fotomu çekmesi pek umrumda değildi aslında, sonuçta benim için hiçbir sorun oluşturmazdı çünkü benden büyük olan ve hocam olan oydu Neyse bitti hocam dediğimde her ikisininde altına bakıp aferin ufaklık deyip saçlarımı okşadı ve mutfağa doğru yol aldı. Giderken de beni takip et bakıyım dedi. Arkasından mutfağa geçtiğimde muhteşem bulaşığı gördüm. Dünden beri ne kullandıysam yıkamadım, sırf sen mutlu olasın diye; al bakalım hepsi senindir. Şu şurada bu burada, sen bulaşıkları yaparken bende biraz uzanayım içeride dedi. Haa bulaşıkları bitirince bana orta şekerli bir kahve yaparsan da memnun olurum deyip gülümsedi ve içeri geçti. Bu ricayla karışık emirler bile beni oldukça mutlu ediyordu. Şuan için fazla ileri gitmiyordu, arada rica da ediyordu bazı şeyleri söylerken az biraz çekiniyor da gibiydi. Sanırım ilk defa evine girdiğim ve sınırlarımın neler olduğunu daha bilmediği için oluyordu bunlar ama tabi ben pek önemsemiyordum bu durumu, sadece anının tadını çıkartmaya bakıyordum
    ···
  14. 39.
    +3 -4
    O içeride televizyon izlerken ben de bulaşıkları halletmiş, kahve yapıyordum. Bol köpüklü güzel bir kahve yapıp, oldukça iyi bir sunum da hazırlayarak içeri servis etmeye geçtim. Bu tarz şeyleri hep annemden öğrenmiştim, evin en küçük çocuğu olunca ve diğer kardeşleriniz siz annenizleyken üniversitede olursa annenin yapacak pek bir işi kalmıyordu tabi sizinle uğraşmaktan başka Tabi o anda yıllarca annemin ileride lazım olur öğren oğlum dinle beni dediği şeylerin meyvelerini alıyor olmamda oldukça keyifliydi. içeri geçtiğimde hocam çekyata uzanmış film izliyordu, beni görünce doğruldu ve hiç konuşmadan ne yapacağımı izledi. Bunu anlamam çok kısa sürdü. Hemen tepsiyi masaya koyup etrafa bir bakındım, kapının yan tarafında tepsiyi koyacağım sehpaların bulunduğunu gördüm. Hemen bir tane sehpa alıp hocamın önüne koydum, tepsiyi de onun üzerine koyup hocamın karşısına oturdum. Bana bakıp ilk önce gülümsedi ardından da aferin sen bu işi hemen öğreneceksin, dur bir de tadına bakalım dedi. 2-3 yudum aldıktan sonra kesinlikle kusursuz, çikolata bile bulup yanına eklemişsin helal olsun sevdim bu işi. Keşke dershanede de mutfağa geçirebilsem seni deyip kahkaha attı, bende şuan için evde benimle yetineceksiniz hocam başka çare yok dedim. Kahvesini içerken bende onu izliyordum, ciddi anlamda o güzellikle başbaşaydım. Onu izlemekten başka ne yapılırdı ki.
    ···
  15. 40.
    +2 -2
    O da bunu fark etmiş olmalı ki bana bu kadar baktığına göre görev istiyorsun sen deyip, ben kahvemi bitirene kadar salı günü dershanede giymeyi düşündüğüm bir çizmem var; bak senin için kutusuyla kapının arkasına koymuştum. Onu tertemiz yap bakalım dedi, sanırım 1 aydır dokunmadım toz içindedir dedi gülerek. Tabi efendim hemen deyip ayakkabı çıkarttım ve karşısında yere oturup tek tek temizlemeye başladım. Arada bana bakıp gülümsüyor, bir kaç laf atıyor sonra tekrar televizyon izlemeye devam ediyordu. Benim için oldukça güzel zamanlardı aslında, söylediği gibi oldukça tozluydu ayakkabı ama tertemiz yaptım tabiki her zamanki gibi. Benim ayakkabıyla olan işim bitince o da kahvesini bitirmişti. Hemen kahveyi alıp içeri zütürdüm, bulaşığı halledip tekrar yanına döndüm. Ya bu hafta çok ama çok yoruldum, masajdan anlar mısın sen? dedi. Bende bu da laf mı hocam, masaj konusunda belgelerim bile var; ailede herkes ağrısı olduğunda beni çağırır. Özellikle de ayak konusunda, ablam sağolsun rahatına çok düşkündür.
    ···
  16. 41.
    +2 -1
    Onun için öğrenmiştim, sonradan bu hale geldim işte dedim gülerek. O da her türlü konumuz ayaklara çıkıyor zaten, iyi iyi bende ayaklarıma isteyecektim zaten gel bakayım dedi gülerek. Hocam uzanın siz ben ayağınızın ucuna oturayım, ayaklarınızı da kucağıma koyayım. Sırtımı kanepeye yasladım mı istediğiniz kadar 1 saat 2 saat ne kadar isterseniz masaj yapabilirim. Hatta masaj yaparken mayışıp uyuyakalabilirsiniz de ona göre dedim Hahayt ben mi uyuyacağım? Tabi tabi, çok konuşma da gel göster bakalım marifetlerini deyip ayaklarını uzattı. Ayakkabısını bile çıkartmamıştı, artık her şeyi benden bekliyordu direk. Bu iyiye işaretti aslında, çoğu konuda gayet rahattı artık. Neyse ayaklarını kaldırıp kucağıma koydum, çizmelerini de tek tek ayağından çıkardım. Çıkartırken bu sefer videoya alıyordu beni ve bunlar yaşanırken sadece gülüyordu. Oldukça tuhaf hissediyordum kendimi ama hiç belli etmiyordum sadece ayaklarına odaklanmıştım.
    ···
  17. 42.
    +2 -3
    Çizmeyi çıkarttığımda kölee içini bi koklasana ya, bak bakalım geçen gün dediğin gibi ayaklarım gibi muhteşem mi kokuyorlar. ilk önce tereddüt ettim, tereddüt edince ayağıyla başıma vurdu hafifçe; hadii bekliyorum dedi. Peki deyip içine soktum burnumu, o ara birden kahkaha atmaya başladı yine; Allah'ım asla böyle şeyler yaşayacağımı düşünmezdim, ayakkabımın içini kokluyorsun resmen. Bunu herhangi biri görse ne derdi sana acaba deyip üstü kapalı tehdit etti tabi beni ama hiç takmadım o an, sadece kıpkırmızı bir surat ile utana sıkıla koklamaya devam ediyordum. 1-2 dakika kokladıktan sonra kii normalde ayakkabıların içi pek kokmaz ama ayağından çıkar çıkmaz koklayınca o sıcaklıkla gerçek anlamda kokuyu bayağı bayağı alıyorsunuz, benimde nutkum tutuldu tabi. ilk koklarken yüzümü ekşitmişim biraz, bana bakıp ayıp ayıp hani muhteşemlerdi utanmadan yüzünü ekşitiyor bak bak diye laflar söylüyordu. 1-2 dakika geçtikten sonra tamam tamam yeter bu kadar, yüzünden ne kadar güzel koktuklarını anlayabiliyorum zaten vallahi acınacak haldesin ama yapacak bir şey yok hakkettin bir kere deyip gülmeye devam etti. Ardından ayaklarını elime aldım, ayaklarında ten rengi çorap vardı sadece. Çorap ince olduğu için ayaklarını oldukça net bir şekilde görebiliyordum, muhteşem bir ayak yapısına sahipti. Tırnaklarını da uzatmış ve french yapmıştı o güne özel. Elime alınca sadece bakıp incelemişim ayakları. Hoca da fark edecek olmalı ki az daha bakarsan yiyeceksin sanırım, tamam çok güzeller bende biliyorum ama masaja başlasan artık? dedi ve ayaklarını göğsüme bastırdı. Ayakları yüzüme o kadar yakın olmasına rağmen onları öpememek içten içe bitiriyordu beni ama yine de hayatımdan memnundum. Yavaş ve narin bir şekilde ayaklarını ovalamaya başladım, bu işi gerçekten son derece iyi biliyordum. Ayaklarını yavaş yavaş yukarı doğru çıkarttım, en sonunda çeneme değmeye başlamıştı. O durumda benimki de havalanmıştı tabi, fark etmemesi için o anda bile dua üstüne dua ediyordum. Gözlerini kapatmış sadece o anki rahatlığı yaşıyordu, anlayabiliyordum
    ···
  18. 43.
    +1 -4
    Ayağı çenemdeyken birden sağ ayağını sertçe organıma doğru indirip sol ayağını uzattı ve birazda bununla devam et dedi, tabi o ayak sertçe erkeklik organıma çarpıp; bir de üstüne orada kalınca kalp atışlarım 1500 seviyesine çıktı dakikada. O kadar korktum ve heyecanlandım yani. O da bunu anlamış olacak ki gözleri kapalı olmasına rağmen gülüyor, ara arada topuğuyla basınç uyguluyordu. inanın hayatımda yaşadığım en ilginç deneyimlerden biriydi, umarım herkes hayatında en az 1 kere yaşar benim bu yaşadıklarımı. Bunları yaşadıkça hayatın ne kadar güzel ve değerli olduğunu anladım diyebilirim. Sol ayağına masaj yaparken ayağı çenemdeyken birden dudaklarıma kadar kaldırdı ama uyuyor gibi görünüyordu. Sanki kendinden geçmiş, uyukluyor gibiydi. En azından benim öyle sanmamı istiyordu ama ben bunu fark ettim ve hiç pot kırmadan masaja devam ettim. Tabi o ayağı dudaklarımdan çıkartmadan, kendisinin çıkartmasını bekledim Parmakları dudağıma değiyor, ara sıra oynattıkça o haz daha da artıyordu. Diğer ayağı da organımda olunca inanın ne yapacağımı şaşırdım, ayıptır söylemesi 17 yılın patlamasını yaşayabilirdim o an ama ilerisini düşünerek 'dur' dedim kendi kendime! Sanırım yarım saat ayağı yüzümde öyle masaja devam ettim. Sonra uyanmış gibi yapıp bana bakınca muhteşem bir yüz ifadesiyle gülme krizine girdi. Hahaha ben ne zamandır yatıyorum, ne zamandır ayağım suratında. Yazıkk sana ya çoraplarım ıslanmış resmen, yaladın mı ne yaptın deyip gülmeye devam etti Ne yalaması hocam ya, ayağınızı dudağıma dayadınız çıkartmama da izin vermediniz. Uyuduğunuz içinde rahatsız edemedim. Ara arada oynatıp ağzıma sokmaya çalıştığınız için böyle oldu dedim, tabi bende gülümsüyordum bunları söylerken. Ya ya işte gördün mü saatlerce ayaklarımla vakit geçirdin sonuçta, sus konuşma kokusuna ve tadına bayıldığını biliyorum; bundan sonra ona göre muamele göreceksin merak etme deyip sinsi bir bakış attı inanın o bakış bile beni uçurmaya yetti. Ardından da gerçekten çok iyi masaj yapıyormuşsun, 2 saat aralıksız masaj yapmışsın resmen ve çok çok iyi hissediyorum. Sürekli isteyebilirim bunu senden aferin deyip ayaklarını kaldırarak doğruldu ve lavaboya gidiyorum deyip içeri gitti. Bende kendime çeki düzen verip, malum yerin düzelmesiyle uğraştım o gelene kadar. Oldukça ilginç ama bir o kadar da güzel bir durumdu ama saat nasıl olduysa 19.45'e falan geliyordu. 4 saaten fazla harcamıştık daha bu kadarcık şeye. Nasıl zaman geçti lan derken hocam geldi gülümseyerek.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    +1 -2
    Karnım çok acıktı yemek yiyelim, bulaşıkları yıka ondan sonra çıkarsın dedi. Beni bırakmayacağını anlayınca 21.00'den önce buradan çıkmam gerektiğini anlamıştım. Malum ancak yetişirdim.. Neyse telefonla büyük boy bir pizza sipariş etti, beni de markete gönderip kola, cips vs. aldırdı. Geldiğimde daha yemekler gelmemişti, o ara bir bez verip salonun ve odamın tozunu al bakalım yemekler gelene kadar dedi. Salonu bitirip odasına geçtiğimde yemekler gelmişti ama içeriden tertemiz yapmadan gelmeee! komutu gelmişti. Hocamın odasını toparlarken aklıma banyodaki kirli sepeti geldi nasıl geldiyse, hemen şu işi halledip banyoya geçeyim dedim. işimi bitirince hocam bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum deyip banyoya geçtim işte. Sepeti açınca karşıma ne çıktı dersiniz? Bir gün önceki bahsettiğim ama koklamamın nasip olmadığı rengarenk uzun çorapları. Onları görünce mutluluktan havalara uçtum resmen, tüm günün yorgunluğuyla orada duruyorlardı. Aldım onları tek tek 2-3 dakika boyunca kokladım durdum. Sonra hocayı işkilllendirmemek gerek deyip aynı şekilde yerine koyup içeri geçtim. Ohoo hocam yemeğe koyulmuştu bile. Kolaları doldurup bende yanına geçtim, yemekle ilgili herhangi bir olay yaşamadık o gün için ama sana güzel bir sürprizim var. iğrençliğin dibini yaşatacağım sana deyip kolamı aldı ve bana bakıp göz kırpıp kolamın içine 2-3 tane ufak tükürük bıraktı gülerek. Hocama baktım ve onu içeceğimi mi düşünüyorsunuz dedim? Düşünmüyorum içeceksin zaten dedi, hayatta içmem dedim! Hımm deyip telefonunu gösterdi (aslında umrumda değildi ama hani tehdit ediyor da bende korkup yapıyorum sansın diye) bende hemen çaresizce bardağı alır gibi yaptım ve içmeye başladım. O anı anlatamam, direk ağzından gelmese de bu bile yeterince küçük düşürmeye yetiyordu kii bir de o tüm evi sallayan kahkahası yok mu of offf Muhteşemdir muhteşem. En son çıkmadan önce yine bulaşıkları yapıp çayı hazırladım hocama ve vedalaşma faslına geçtik..
    ···
  20. 45.
    +2 -3
    Gerçekten oldukça eğlendim bugün, sana ne kadar teşekkür etsem az Can'cım dedi bana gülümseyerek. Hemen ardından da aslında teşekkür etmeme gerek yok ama iddiaya girip kaybettiğin için bu teşekkürü hakettin dedi. Umarım bu iddiamız sadece 3 gün için sınırlı kalmaz, hiç düşünemeyeceğim şeyleri yaptım ve sende bunları yaparken mutlu görünüyordun dedi şeytani bir gülümseme eşliğinde Aynen hocam en son yaptığınız tükürük olayı dışında her şey oldukça iyiydi aslında, yani ne bileyim sizinle olmak bile oldukça güzel zaten. Ne zaman isterseniz emrinizdeyim biliyorsunuz, bir telefon kadar uzağınızdayım sadece dedim Hahaha bilmez miyimmm deyip hadi daha da geç kalma eve, tükürüğümden miden bulandığı ve mızmızlandığın için ceza olarak seni evine bırakmıyorum; bundan sonra ona göre hareket edersin artık. Annene de çok selamlarımı ilet deyip yanağıma güzel bir öpücük kondurdu ve güler bir yüzle uğurladı
    ···