-
51.
+1 -3Eylül hocamla yaşadığım bana göre muhteşem ötesi olan olaylar yaşantımın her anında gözümün önüne geliyordu. Televizyon izlerken, ders çalışırken, spor yaparken; her saniye onun o güzel gülümsemesi ve alaycı bakışları gözümün önünde beliriyordu. Hayatımdan son derece memnundum kii kafam o kadar meşgul olmasına rağmen hocamdan ve ailemden laf yememek için derslerime de daha da çok çalışmaktaydım. Yani her yanıyla benim için yararlı olmuştu bu yaşadıklarım. O gün hocamın yanından çıkıp eve gittiğimde onu Pazartesi göremeyeceğim için üzülüyordum resmen, o kadar bağlanmıştım bu kadar kısa sürede kendisine. O yokken zaman çok yavaş, varken ise oldukça hızlı geçiyordu malesef.. Pazartesi akşamı yarın hocamı görecek olmanın sevincini yaşıyorken telefonuma gelen bir mesaj ile irkildim. Mesajı okuduğumda hocamın yarın öğleden sonra eve gitme yanıma gel, 16.00 gibi seni odamda bekliyor olacağım mesajını aldım ve uygulamaya koydum. Mesaj gereği o saatten önce yanına uğramama kararı aldım, ne olur ne olmaz diyerekten. 12'de zil çalmış hep beraber öğle yemeğine çıkmış, öğleden sonra soru çözümüne kalmıştık. Artık 16.00 gibi herkes evine gitmeye başlamıştı, tabi bende yavaştan Eylül hocamın odasına. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde Geometrici Yeliz hocayla sohbet halinde olduğunu farkettim. Beni gördüklerinde konuyu tamamen değiştirdiklerini anladım, bir an duraksama dönemi yaşandı çünkü. Yeliz hoca beni görünce nedense gülmeye başladı, o tepkiyi görünce oldukça tuhaf hissettim hatta ne oluyor lan bile dedim içimden. Yani Eylül hocamın herhangi bir şeyi etrafındaki insanlara anlatma durumu olamazdı, en azından ben öyle tahmin ediyordum ama yanılmışım tabiki Eylül hoca gel Can gel, bizde Yeliz hocanla kaynatıyorduk dedi sırıtarak. Bende ne mutlu size hocam, arada gerekiyor böyle kaçamaklar zaten dedim. Yeliz hoca beni şöyle bir süzüp nasıl gidiyor bakalım çalışmalar dedi, nasıl olsun hocam bildiğiniz gibi oldukça uğraşıyoruz işte dedim. Hımm yakından takip ediyorum seni ha ona göre, Geometri netlerinden haberdarım; yakında birebir ders vereceğim sana ekgib olduğun konular için gülerek. Bir an duraksayıp yine kendi kendime 'lan ne eksiğim var ki, yani tamam var ama son 3 sınavda Geometriyi full çekmiş adamım. Kesin bu işin sonu hoş olmayacak' deyip sadece daldım gittim. Heyy sana diyorum, istemiyorsan vermem tabi; annen m. yardımcısı ile görüşmüş özel olarak görevlendirildik yani senin için şanslısın dedi. Bende çok memnun olurum hocam şimdiden teşekkür ederim, ne gerekiyorsa yaparım hatta dedim. Yapacaksın zaten deyip göz kırptı ve kalkıp Eylül hocayla sözlü olarak vedalaşıp yukarı doğru yol aldı. En azından ben öyle sanıyordum!Tümünü Göster
-
52.
+2 -3Yeliz hocayı az biraz tanıtmak gerekirse; Eylül hocam kadar güzel olmasa da gayet iyi bir fiziğe sahip, yüzü oldukça tatlı ve son derece bakımlı bir bayandır. Neredeyse aynı boydalar ama Yeliz hoca Eylül hocadan 5-6 yaş daha büyüktür. Yani 30'lu yaşlarının başında diye tahmin ediyorum kii bu yaşına göre oldukça güzel bir bayandır. Giyimi olsun, bakımı olsun birbirlerine oldukça benzerler. Yani bana biri Yeliz hocayı sorsa öve öve bitiremezdim. Yalnız şöyle bir şey var, Yeliz hoca Eylül hocamın aksine oldukça sinsi ve gözü açık birisidir. Tamam hep güler falan ama kesinlikle ne saf ne de oldukça iyi niyetlidir, insanları kullanmasını seven bir yapısı vardır. Önceki birebir derslerimizden onu oldukça iyi tanımaktaydım artık ve bu beni ciddi anlamda korkutuyordu diyebilirim. Neyse Yeliz hoca hakkında az çok bilgiye sahip olduğunuz bu paragraf ile, anlatımıma devam edeyim artık.
-
53.
-2yalan diyenler beğenmiyorsanız okumayın zorla okutmuyorum size
-
54.
+3 -3Yeliz hocam çıktıktan sonra Eylül hocamın masasının karşısındaki sandalyeye oturup nasılsınız hocam dedim. iyiyim Can'cım da seni neden özel olarak bu saatte buraya çağırdığımı merak etmiyor musun dedi direk? Evet hocam merak ediyorum da sormaya gerek duymadım, çağırdıysanız bir nedeni vardır zaten dedim. Bak sen, bana bu kadar güvenme yalnız dedi gülerek. Hah size güvenmeyeceğim de kime güveneceğim, güvenmek zorundayım zaten her şeyim kayıt altında yanlış hatırlamıyorsam? dedim. Hahaha evet ya bak iyi hatırlattın onu, saklıyorum saklıyorum rahat ol sen deyip bugün geç çıkacağım için evde eğlenemeyeceğim seninle, bari burada bir şeyler yapayım da iddiamız ziyan olmasın deyip sırıtmaya devam etti. Tabi hocam nasıl isterseniz de nasıl olacak o, ne yapacağız deyince; hımm ilk olarak masamın altına girebilirsin mesela dedi kahkaha eşliğinde. Hı? dedim. Ne bakıyorsun öyle sen gir, ben dış taraftan gözükmemesini sağlarım merak etme dedi. Hocam bu oldukça riskli değil mi? Hem oraya girip ne yapacağım ben, gözünüzü seveyim saçmalamayın dedim ciddi bir tonda. Riskse risk, burada öğretmen olan benim. Kariyer benim kariyerim, düşünmesi gereken biri varsa o da benim ve güveniyorumki yapıyorum dedi kaşlarını çatıp. Ya hocam tamam haklısınız da bilmiyorum, bu kadar ileri gitmesek mi? Biri görür falan başımız ağrımasın sonra dedim, yeter ama! illa telefonla tehdit etmek zorunda mıyım seni? Hani mızmızlanmak yoktu, iyiki az eğlenelim dedik ha deyip restini çekti tabi. Bende daha fazla diretemeyip tamam hocam ya bağırmayın geçiyorum, umarım dediğiniz gibi olur dedim. Kapıyı açıp etrafa bakındım ilk önce, kimsecikler yoktu. Hemen masanın altına girdim, hoca da görünen 3'te 1'lik kısmı masa, sandalye ve çantamla kapattı. Ciddi anlamda kapattı ama, biraz olsun rahatlattı bu beni tabi. Neyse sonra koltuğuna oturup ayak ayak üstüne attı, zaten alan dardı ayağı direk ağzımın ucuna geldi. Bu arada yere oturmamak için altıma koyabileceğim dergi de vermişti sağolsun. Neyse o şekilde kendisine bakıyordum, o da bana bakıp ayaklarını sallıyor bir yandan da benle dalga geçip duruyordu gülerek. Ahh be Can sen bu durumlara düşecek adam mıydın! falan deyip duruyordu. Bu sefer altına kot giymiş, ayağına da dizine kadar olan bir çizme giyip kotu da içine geçirmişti. Çizme de topuklu farklı ve güzel bir şeydi. Dizlerini kır ayaklarımı üstüne koyacağım, temizleyeceksin dedi. Tabi hocam deyip söylediklerini yaptım, yan taraftaki dolaptan ıslak mendil kutusunu bana uzatıp beni izlemeye koyuldu. ilk tekini bitirip ikinciye geçecekken kapı açıldı birden.Tümünü Göster
-
55.
+2 -2O an donup kaldım işte! Ne yapacağımı şaşırmış durumda sadece dua ediyordum. ilginç olan hocam hiç istifini bozmamıştı, sadece ayak ayak üstüne atıp sağ ayağıyla sesimi çıkarmamam için tabanını dudağıma bastırmıştı. O şekilde o kadar rezil görünüyordumki, giren kişi görse ne olurdu diye de düşünmeden edemiyordum. Oda da çıt çıkmıyordu, sadece yanıma doğru bir şeylerin geldiğini hissediyordum. Tam geldi derken Eylül hocam sessizliği bozdu ve aman canım dikkat et kalbine inmesin deyip gülmeye başladı. O anda anladım tongaya düşürüldüğümü, ama hala kimin geldiğini bilmiyordum. Sadece sıçtık deyip ter içinde kalmakla meşguldüm stresten. O kişi yaklaştıkça da hocam ayağıyla ağzımı daha da sıkıyordu. Birden Eylül hocanın yanında biri belirdi ve eğilerek elindeki telefonu bana doğrulttu gülerek. Gözlerime inanamıyordum, bu Yeliz hocaydı! Sinir ve korkudan ağlayacaktım neredeyse. Çaresiz bir şekilde o pozisyonda kala kaldım. Birden kahkaha atmaya başladılar, ardından da Yeliz hoca Eylül hocama 'Ya cidden söylediğin kadar varmış. Aklıma bile gelmezdi, kaç yıllık öğrencim halbuki hiçte anlayamamıştım bu durumunu. Hani düşünüyorum da ayağıma bakıp daldığı çok ders vardı ama nedense hiç aklıma gelmemişti, alemsin kız helal olsun' dedi gülerek. Hiç kaçırır mıyım canım, gerçi benim yaptığım bir şeyde yok kendisi itiraf etti. Bir sürü yalvardı falan dayanamadım, sonuçta bu işte. Gördüğün gibi ayağım ağzında duruyor ve o gayet memnun bu durumdan' deyip gülmeye devam etti. inanamıyordum, Eylül hocam bu kadar şeytan olamazdı; böyle bir plan hayatımda düşünemezdim. Resmen benim ona Ayak Fetişti olduğumu söylediğimi ve çaresizce yalvardığımı anlatmıştı Yeliz hocaya ve tabi daha bir çok şey. O pozisyonda yakalanınca da her şey anlattığı gibiymiş gibi anlaşılmıştı. Ha yakalanmak falan diyorum da onu bile planlamıştı, artık tamamen onun elindeydim! Tabi Yeliz hocanında. Bu durumdan şikayetçi miydim? Ne kadar rezil olsam da, utanıp sıkılsam da son derece memnundum ama inanın oldukça da korkuyordum. Yeliz hoca bile öğrendiyse diğer insanların öğrenmeyeceği ne malumdu? Tamam her şeye rağmen mutluydum ama ilerisi hakkında kafamda bin bir soru işareti vardı.
-
56.
+3 -3Eylül hocama hala tapıyorum yalan yok ama bu kadar büyük senaryolar kurabileceğini asla tahmin edemezdim. Bunu yalanlama gibi bir şansımda yoktu, hem elinde fotoğraflar hemde o anki rezil durumum vardı sonuç olarak. Neyse o ana tekrar dönelim en iyisi. Yeliz ile Eylül hocam karşımda kahkahalar atarak bana bakıyorlar, ben ise yerde oturmuş yüzlerine dahi bakamıyordum. Bir süre sonra Yeliz hoca Eylül hocaya: Peki her istediğini yapıyor mu? Şuan gördüğüm kadarıyla bayağı bir hükmediyorsun ama görmekte isterim yani dedi. Eylül hoca da bu da laf mı be görmüyor musun durumunu çocuğun. Yada dur bekle ya, Can'cım çizmemi çıkart bakıyım dedi. ilk önce durup lütfen ileri gitme der gibi hocamın gözlerinin içine baktım ama anlamasına rağmen takmadı tabi beni, sadece hadi hadi hızlı ol deyip dürtmekle yetindi. Ağzımın önündeki ayağından çizmesini yavaşça çıkardım, ayağında uzun kalın siyah bir çorap vardı. Direk ayağını yüzüme dayadı ve bizim duyacağımız şekilde kokla bakıyım canım benim dedi. O anda 'oha o kadar da değil, saçmalama kız yazık çocuğa. Bak bayılır şimdi'' deyip kahkaha attı. Yok be ona bir şey olmaz, hatta bak kokladıktan sonra nasıl koktuğunu sor; beğenmemişse daha da yaklaştırmam bile ayağımı dedi gülerek. O durumda siz olsanız ne yapardınız? Oldukça beğendim deyip yerin 20 kat dibine doğru olan yolculuğu hızlandırır mıydınız, yoksa restinizi çeker hem Eylül hocadan hemde belki de Yeliz hocadan mahrum mu kalırdınız? Sanırım hepiniz ilk seçeneği tercih ederdiniz benim yaptığım gibi..Tümünü Göster
1 dakika kadar onların kahkahaları eşliğinde o çorabı kokladım diyebilirim. Akşam üzeri olmasından kaynaklı birazda nemli ve terliydi, gerçi benim için güzel anlardı ama belli etmemem gerekiyordu. Zaten yeterince rezil olmuştum, o seviyeyi çılgınca arttırmamak gayretindeydim. Ayağını yüzümden çektikten sonra soruyu Yeliz hoca sordu, bende çaresiz bir şekilde; oldukça güzel kokuyorlar efendim, devam etmek isterim hatta dedim. Hahahaha bir de efendim mi diyor bu sana? inanamıyorum hala bu gördüklerime ya, gerçek değil mi bunlar deyip ayağıyla beni dürttü ve gerçek gerçek şoklardayım! deyip beraber gülmeye devam ettiler. Eylül hoca Yeliz hocaya dönüp zamanın var mı, dersin kaçta deyince Yeliz hoca saate bakıp ya 7-8 dakikam var işte dedi. Oh oh iyi, bak sana marifetlerini göstersin biraz deyip yerinden kalktı. Geç bakayım yerime dedi. Yeliz hoca biraz tereddüt edip geçti. Eee ne yapacak şimdi dedi. Sabahtan beri ayakta değil misin? Az biraz masaj yapsın sana, bayılacağına eminim dedi. Ya biri gelirse içeri, yok ya boşver hem ayağımın durumunu da bilmiyorum şuan için deyip gülmeye başladı. Yok yok kimse gelmez, gelse de fark etmez ön tarafı kapattım ben iyice rahatına bak sen sadece deyip göz kırptı. Eh iyi madem, deneyelim bakalım şu genci deyip bana baktı. Eylül hocaya bakınca her şeyi tek tek kendimin yapacağını anladım ve laf bile söylemeden işe koyuldum. Ayağında spor ayakkabıları vardı ama oldukça güzellerdi. Ne yalan söylüyüm temizlerdi de yani. ilk önce onları alıp kucağıma koydum, dikkatle beni izliyordu. Ardından ayakkabılarını çıkartıp ayaklarına baktım. Ayaklarında ten rengi çorap vardı sadece, şanslı günümdeydim sanırım. Ayakları ojesizdi ama son derece güzel görünüyorlardı, bir süre inceledikten sonra hocamdan beğendin mi diye bir laf duydum; amaan yeterince rezil oldum zaten kimin umrunda artık deyip evet hocam Eylül hocamınkiler kadar olmasa da gayet güzeller dedim gülerek O an Eylül hocam da gülmeye başladı, ilk göz ağrısıyım tabi dedi. Sağ ayağını elime alıp masaj yapmaya başladım. Ayaklarını kasıyordu, bunu anlayabiliyordum. Hocam sıkmayın kendinizi lütfen, kendinizi bana bırakın sadece dedim. Tamam ya, ilk defa böyle bir şey yapıyorum deyip yanağıma ayağıyla hafifçe dokundu. O kadar şey yaşamama rağmen bunlar bile oldukça hoşuma gidiyordu Ayakları yumuşaktı, biraz kokuyordu ama kokla dese affetmezdim yani. Bir süre sonra mayıştığını gördüm, Eylül hocada olduğu gibi gayet rahatlamıştı. Dersinin vakti gelmiş hatta geçiyordu bile kiii Eylül hoca heyyy sen çok alıştın bu işe ama dersin başladı şuan deyip sırıttı. Yeliz hoca da amaan dershanenin kurucularındanım ben tatlım, sorun olmaz deyip bir iki dakika ovsun öyle kalkarım gerçekten çok iyi yapıyormuş dedi. Bak bak nasıl da şovunu yapıyor, iyi bakalım ben uyarayım da sonra bana laf söyleme yani dedi. En son Yeliz hoca tamamdır şimdilik bu kadar yeter, ellerine sağlık Can'cım inanki çok tatlısın. Seni hiç böyle düşünemezdim ama artık düşünmeden edemeyeceğim hiç sanırım, daha da görüşeceğiz merak etme deyip öylece gülerek bana baktı. O anda anladım ki ayakkabısını giydirmemi bekliyormuş. Ayağını tuttum tam ayakkabıya koyacağım, dayanamayıp bir öpücük kondurdum her ikisine de. Bir anda irkildi hoca ama acayip bir keyifle gülmeye başladı ve Eylül hocama dönüp aferin aferin iyi eğitmişsin, nasıl veda edeceğini de biliyor deyip koyu bir sohbete girdiler Eylül hocayla. Bende o arada ayakkabısını giydirip bağcıklarını bağladım ve öylece onları izledim. En son vedalaşıp derse çıktı Yeliz hoca, bizde Eylül hocayla başbaşa kaldık. -
57.
-4o kadar insan yazmamı bekliyor siz yalan, hayal diyerek elinizi ne geciyor anlatma hevesimi kırmaktan baska?
-
58.
+2 -8Hocam ne yaptınız öyle, hem bir sürü senaryo üretmişsiniz kendi kafanızdan hemde Yeliz hocaya rezil ettiniz beni dedim. Rezil mi? Sus be sanki memnun değildin hayatından. Kadın istemeden ayağını bile öptün, bundan sonra her şeye hazırlıklı ol bence sen deyip ciddi bir tonda oldukça iddialı bir konuşma yaptı (tamamı aklımda değil şuan). Bir şey diyemedim tabi, sadece başımı eğip onu dinledim. Neyse bundan sonra 2 kişiye hizmet edeceksin, ona göre deyip kalk bakayım şimdi oradan Yeliz hocayla bir görüşeyim ona göre ya bize yada onlara gideriz artık orada devam edersin bunlara dedi. Ardından da elini uzattı, bende öpüp vedalaşma faslına geçtik işte. O günde bu şekilde sona erdi.
Bundan sonrası daha da fena gelişti, inanın anlatırken bile kendimden geçiyorum. Muhteşem ötesi anılardı. Yeliz hocayla harika şeyler yaşadım, gerçi şuanda görüşemiyoruz hiç ama olsun bu bile yeterli benim için. Ankara'ya tayini çıktı malesef.. Ama Allah'a şükür Eylül hocamla ve bazı arkadaşlarıyla hala görüşüyoruz ve her şey çok çok daha güzel durumda şuan.
(arkadaslar kusura bakmayın hikayenin geri kalanını yarın yetmesse ilerke gün veya günlerde anlatmaya devam edicem yaklaşık 2 saattir yazıyorum banada hak verin iyi geceler) -
59.
-11 saate yakın worde hikayeyi yazdım yavas yavas buraya kopyalıyorum
-
60.
+2 -2En son Eylül ve Yeliz hocamla yaşananları ve son gelişmeli sizlere anlatmıştım. Eylül hocamdan sonra hayatımda söz sahibi olacak 1 kişi daha çıkmıştı o da Yeliz hocaydı. Hiç beklemediğim bir anda Yeliz hocamın da ayaklarının altında bulunca kendimi ne yalan söyleyeyim artık tırsmaya başlamıştım 'ya kişi sayısı artarsa, ya sadece bayanlarla sınırlı kalmazsa' diye. Neyseki her zaman bayanlarla sınırlı kaldı ama kişi sayısı gün geçtikçe arttı.. Arttı artmasına da öyle ahım şahım derece de değil, beni mutlu edecek derece de işte Günlerim inanılmaz derece de güzel geçiyordu. Aklımda her zaman ikisi vardı. Aslında ne yapacağımı da şaşırıyordum bazen. Sonuçta Yeliz hoca sürekli dersime giren biriydi, haftada temiz 3 dersimiz oluyordu. Bu da 120 dakika demekti kii gerçekten bunları yaşamış birinin dersine girecek olmak beni oldukça heyecanlandırıyordu. Perşembe günü o yaşananlardan sonra ilk defa dersi vardı bize ve sadece o ana konsantre olmuştum. Ders 3. saatti ve ondan önceki 2 derste sadece düşüncelerimin içinde derinlere dalıp durdum.. Zaman geldiğinde heyecanla kapıda sıramda Yeliz hocayı beklemeye koyuldum. Oturduğum kısım kapı yerine duvar tarafında, hocanın kürsüsünün tam önünde 2. sırada yer alıyordu. inanın muhteşem bir görsel şölen sunuyordu bu sıra bana, malumunuz dershane hocaları asla oturmazlar; otursalar da sıraya falan otururlar çünkü sınıflarda sandalye olmaz hocaya özel. Neyseki sonunda mutlu bir yüz ifadesiyle Yeliz hoca kapıdan içeri girdi, beni görünce gözünün ışıldadığını görebiliyordum. ilk girişte hayatımda hiç yapmadığım bir şey yaptım ve ayağı kalktım nedensizce, benden başka kalkanda yoktu halbuki. Bir anlık sınıfın gülüşmelerinin ardından Yeliz hocadan lütfen otur Can'cım, ne kadar saygılı bir genç olduğunu oldukça iyi biliyorum zaten onlar anlamaz işte bunlardan boşver dedi gülümseyerek. Bende teşekkür ederek ve tabi bayağı bir kızararak yerime oturdum. Hocamın ayağında yine oldukça iyi bir spor ayakkabı vardı, bedenine tam oturan dar bir pantalon giymiş paçaları ise normalde kısaydı. Yani çoraplarını falan da görebiliyordum kii öylece ayaklarını izlemekte hoşuma gidiyordu zaten. Ders sırasında sürekli ayaklarına baka baka dalmaktaydımkii Yeliz hocanın Caan uyan sesiyle irkildim. Efendim hocam özürdilerim içim geçmiş bir an falan derken, farkettim farkettim sen git bir yüzünü yıka sonra da aşağıdan şu şu testleri kap gel bakayım dedi bana gülümseyerek. Tabi efendim deyip fırladım bende. Lavaboya geçtiğimde o anın verdiği sarsıntıyla hala titriyordum, oldukça korkmuştum nedense. Ardından işimi bitirip testleri de alıp sınıfa döndüm. Kapıyı çalıp içeri geçtiğimde hoca yoklamayı alıyordu, genelde dersin sonlarına doğru alırdı. Yanına bırakırken kulağıma fısıldayıp şansını bu kadar zorlama, dikkat çekmek istiyorsan da söylemen yeterli deyiverdi. O an ne diyeceğimi şaşırdım, diyemezdim de bir şey zaten herkes test bekliyordu. Gerçi kendi aralarında konuşuyordu herkes ama olsun, o riski göze alamazdım. Çıkışta yanına gidip sessiz bir yere çektim ve özürdilerim efendim dikkat çekme gibi bir amacım kesinlikle yoktu, o yaşananların etkisindeyim hala dedim utana sıkıla. O da hımmm ben de dikkat mi çekmek istiyor bu çocuk dedim kendi kendime, yani öyle bir amacın varsa söyle hiç çekinmem rahat ol dedi ciddi bir şekilde. Yok efendim ne ilgisi var, kesinlikle aklımın ucundan bile geçmedi; anlık bir şeydi bir daha olmaz dedim. Olmasın da zaten, gerektiği yerde nasıl davranmasını bilmelisin yada bilmene gerek yok yakında öğreteceğim ben sana zaten deyip çekip gitti yanımdan. O anda korkuyla az biraz da mutluluk hissini bir arada yaşıyordum, oldukça da tedirgindim hani; çünkü bunların hiçbirinden Eylül hocanın haberi yoktu. Duymasını da istemiyordum nedense, ihanet etmiş gibi hissediyordum kendimi her ne kadar bu işe beni o sokmuş olsa da ...Tümünü Göster
-
61.
+1 -2O günün çıkışında eve gitmek yerine kütüphaneye çıkıp ders çalışma kararı almıştım. 1 saat falan geçtikten sonra telime bir mesaj geldi, Eylül hocamdandı. Görünce telaşla açıp yanına fırladım. Tek başına beni bekliyordu ve oldukça da ciddi görünüyordu. içeri girdim fakat bir suçlu gibi ağzımı bıçak açmıyordu. Bana bakıp neden çağırdığımı biliyorsun, Yeliz hocanın ters bir insan olduğunu öğrenememişsin henüz sanırım. Neyse sorun değil yavaş yavaş öğrenirsin, cuma çıkışta bir yere gitmiyorsun. 4'e kadar bekle, Yeliz hocanla beraber çıkacakmışsınız dedi. Nasıl yani hocam, siz gelmeyecek misiniz peki deyince de hayır benim hem işim geç bitiyor hemde ardından bazı arkadaşlarıma sözüm var. Ayrıca Yeliz hocanın da ilk seferde beni pek isteyeceğini sanmıyorum, neler yapacaksınız bakalım o gün bende merakla bekleyeceğim Yeliz hocanın beni aramasını deyip hadi şimdi gidebilirsin dedi. Bu mudur yani hocam, kesin mi her şey dedim; evet kesin, yarına kendini ona göre ayarlar. Ha çıkmadan önce bana kantinciyi de bi yolla deyip işleriyle ilgilenmeye devam etti. Oldukça tuhaf hissediyordum. Sanki hiç tanımadığım bir ülkede rehberimi yitirmiş gibiydim. Sessizce çıkıp eşyalarımı toparladım, verilen son görevi yapıp evimin yolunu tuttum. Tüm gün yarın neler yaşayacağımızı düşünüyordum, ne yaptım da bu kadar sinirlendi ki demekten de alıkoyamıyordum kendimi. Sonuçta bunları bana o yaşatmıştı. Ama unuttuğum bir şey vardı, dershanenin kurucularından olduğu için bu tarz şeyleri oldukça önemsiyordu. Amaaan kendileri istedi kii deyip kafamı yastığa vurup rüyalara daldım..
-
62.
-1@317 gizlilik benim için önemli belki ilerde düşünebilirim
-
63.
+1 -1Eve geldiğimizde gerçekten oldukça güzel bir ev gördüm karşımda. Bizim eve benziyordu da tek farkı bunun havuzu da vardı abi Ne yalan söyleyeyim hayran kaldım eve. içeri girdiğimizde ayakkabı çıkarma falan olayı da yoktu, pek alışkın değildim bu duruma ama sorun da etmedim hani. Bizim burada pek ayakkabıyla girilmez ya neyse.. Bana evi gezdirdikten sonra burada normalde tek kalmadığını, bir de 23 yaşında bir kız kardeşinin olduğunu belirtti. Fotoğraflarda farketmiştim zaten de öyle oldukça güzel bir bayan falan değildi ama son derece bakımlıydı yani. Şuan burada değil, şehir dışında ama ileri de sizi tanıştırabilirim deyip göz kırptı bana ve salona geçtik. Kardeşi onun kadar güzel olmasa da bu durum hoşuma gitmedi değil hani, sonuçta evde 2 kardeş yaşıyorlar ve ben ikisine de hizmet edecektim belkide. En azından kulağa hoş geliyordu yani Neyse salona geçtikten sonra bana mutfakta dolapta enerji içeceği var, getir bir tane dedi bende hemen içeriye geçtim. O da o arada leptop'unu kucağını alıp ayaklarını uzatıp uzandı yerine. Sırtı dik gelecek şekilde rahatça oturdu, ardından da ben içeceğini getirdim ve ayakta beklemeye başladım. Ah be Can nasıl düştün sen bu kızın eline deyip gülmeye başladı. Şaka bir yana ne desem de yapıyorsun yani, buraya kadar da geldin falan ilginç birisin dedi. Bende olan oldu artık hocam, şuandan itibaren sadece sizi rahat ettirmeyi amaçlıyorum deyip gülümsedim tabi hemen (az çakal değilim hani ). Hahaha diye kahkahayı patlatmasıyla iyi o zaman ben dinlenirken sen de önce arkama geçip başımı biraz ovala, ardından da şu meşhur ayak masajına başla bakayım dedi. Başına masaj yaparken oldukça rahatlıyor gibiydi zaten, 15 dakika falan masaj yapmıştım ki topuklularını kendi kendine çıkartıp attı ayağıyla. Bi 5 dakika daha yaptıktan sonra hadi geç bakalım yerine şimdi dedi gülümseyerek. Ayakları muhteşem ötesi görünüyordu çünkü ten rengi çorap giymişti. Çorabın arkasından kırmızı ojeli tırnaklarını oldukça net görebiliyordum ve onları emmemek için kendimi zor tutuyordum. Topukları bayağı bir sertleşmişti, Eylül hocamınki gibi yumuşacık ayaklara sahip değildi malesef ama yine de parmaklarına hayran kalmıştım..
-
64.
+1 -1Ayaklarını kucağıma koyup masaja başladığımda ara ara sırıtıyor, bana bakıp anneni gördüğüm yerde tebrik edeceğim böyle bir çocuk doğurup yetiştirdiği için diyordu Bir süre sonra ayaklarını aynı Eylül hocaya yaptığım gibi çeneme değdirdim, tabi videoları falan izlediğini unutmuştum. Bunu yapınca o ayaklarını indirdi hemen, ne olduğunu çakamadım tabi o anda. 40 dakika kadar sadece masaj yaptım ve uzaktan da olsa ayak kokusunu içime çekmeye çalıştım Meğersem çok farklı planları varmış o konuda. Ayak masajını bitirme komutuyla kendisine baktım, gayet rahatlamış görünüyordu. Aferin aferin Eylül'ü bir kez daha takdir ettim deyip duruyordu. Arından doğrulup bana sıcak çikolata yap, bende bir lavaboya geçeyim deyip gitti. Özene bözene en iyisinden bir sıcak çikolata yapıp tam çıkışıyla orantılı olarak getirip sundum kendisine. Enfes kokuyor deyip televizyonunu açtı ve tam karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Ben ne yapacağımı düşünürken, gel bakayım yere uzan dedi. Oha ne oluyor dedim kendi kendime. Uzan derken? deyip yüzüne bakınca da, salaklaşma Can karşıma uzan ve gerisini bana bırak dedi. Geçtim karşısına, ayaklarım koltuğun altına gelecek şekilde, yüzümde ona dönük bir halde uzandım. Ev sıcaktı, yerde de halılar vardı o yüzden üşüme gibi bir sorunum yoktu.
-
65.
+1 -2Ayaklarını göğsüme koyup bana bakarak gülümsedi ve gerçekten acınacak haldesin deyip ayağını yüzüme yapıştırdı. O an utancımdan yerin dibine bir kez daha girmiştim ama o muhteşem kokulu ayakların yüzümde sert bir şekilde geziniyor olması da mutlu olmama bir sebepti! Nasıl tepki vereceğimi bilemeden duruyordum sadece, o ise yüzüme yavaş yavaş ayağıyla tokatlar atıyordu. Hoşuma da gidiyordu hani Bir süre sonra aç ağzını bakayım dedi, açtım hemen. iyice aç bir şey deneyeceğim dedi, açabildiğim kadar açtım bende. Bir ayağını dik konumda ağzıma soktu ve tüm ayağını geçirmeye çalıştı, resmen ağzım yırtılacak gibiydi o kadar zorluyordu! Sesimi de çıkartamıyordu ayakları ağzımdaydı, kötü durumdaydım. Tırnaklarını resmen boğazımda hissedebiliyordum ve kusma hissi de gelmeye başlamıştı, gözlerimle yalvarıyordum resmen.
-
66.
+1 -2Göz yaşlarım akmaya başlayınca çekip kendime gelmeme izin verdi, tabi kahkahalar içerisinde. Ne kadar da güçsüzmüşsün, 2 dakika duramadın öyle dedi. Öksürmekten yine konuşamıyordum. Bu şekilde işkencelere devam etti, arada elleriyle de tokatlıyordu ama cidden acıtıyordu. Pek alışkın değildim sanırım tokat yemeğe, ondan bu kadar erken sos veriyordum. Ayaklarıyla işkencesi bitti sanırken birden trample olayına girmez miyiz, hemde başımın altına yastık vermeden! Önce göğsüme bastı, kendimi oldukça sıkıyordum. Ardında yüzüme geleceğini düşünürken alt taraflara yöneldi ve malum yere ayağını koyup gülmeye başladı. O an da ani bir hareketle üstümden koltuğa düşmesine neden oldum ama yapacak bir şeyde yoktu insanlık hali sonuçta. Bu duruma sinir olmuş olacak ki tam şiddetle tekrar üstüme geliyordu kii kapının çalmasıyla irkildik ikimizde. Korkuyla Yeliz hocamın yüzüne bakıyordum. Yavaşta üstüme basarak kapıya doğru yöneldi ama bana hiçbir şey söylemedi. Kalk demediği için orada öylece kala kaldım, korku içerisinde kapıdan kimin geleceğini bekliyordum..
-
67.
+2 -3Yerde koltuğun arasında uzanmış kapıdan kimin geleceğini merakla bekliyordum. Oldukça korkuyordum, acaba gelen herhangi bir erkek arkadaşları falan mıydı diye ama beklenen olmadı hatta hiçbir şey olmadı. Gelen sadece kapıcıymış, kaloriferlerle ilgili bir durumu bildirmeye gelmiş! Zaten anlamalıydım bir sürpriz olmadığını, çünkü Yeliz hoca da kapının çalınmasıyla oldukça şaşırmıştı. Neyseki rahat bir şekilde geri geldi ve bana bakıp keyfine bak tatlım gelen giden kimse yok, sadece benimsin deyip gülmeye devam etti. O ara sadece uzanmış neler olacağını bekliyordum. Başımın etrafında dolanıp duruyordu, en sonra tepemde durup eğildi ve ağzını aç bakıyım dedi. Tabi benim kafada köle olma olayı yok, her şeye genelde bir soruyla cevabım vardı. Neden efendim dedim hemen? Ama her komutuma soruyla cevap verirsen işimiz iş seninle ha deyip sence ne yapabilirim bu durumda dedi ve gülümseyerek bakmaya devam etti. Hocam tükürecekseniz azcık doğrulayım, genzime kaçar falan dedim ciddi bir tonda (her an kendimi düşünmeden edemiyordum tabi, her ne kadar mutlu olsam da). Yeliz hoca bana bakıp, unutmuşum senin ne kadar nazlı ve canının tatlı olduğunu; iyi tamam doğrul bakalım. Daha ilk günden başımıza bela almayalım dedi. Azcık doğruldum tabi, aç ve ben kapat diyene kadar kapatma dedi. Peki deyip beklemeye başladım. ilk önce ufak bir tükürük bıraktı ağzıma, zaten ağzıma girdiği an benim tükürüğümle birleşip normal bir tükürük yutma işlevi gibi oldu. O da bunu anlamış olacak ki, bekle geliyorum deyip içeri gitti ve kendine bir bardak su aldı. Suyu yudumlayıp, ağzında çalkaladı ve dikkat et geliyor deyip yavaşta ağzıma bıraktı. Bu da su tadındaydı ama sıcak ve fazlaydı, pek hoşuma gitmemiş olacak ki yüzümü ekşittim yutarken. ilginçtir ki asıl istediği de buymuş, resmen rahatsız olmamdan zevk alıyordu. El tırnakları fazlasıyla uzamıştı, bekle geliyorum deyip içeriye gitti ve tırnak makasıyla geri döndü. Acaba ne yapacak derken, tv'nin karşısında yavaş yavaş el tırnaklarını kesmeye başladı. Her bir parmağın tırnağını kestikçe uzattığım dilime koyuyordu, 10 tırnağını da düzgün bir şekilde kesti tabi o 10 tırnaktan 20 parça tırnak geldi dilime. inanın o an yut dememesi için yalvarabilirdim ona kii yutturmadı da. En son işi bittiğinde o şekilde fotoğrafımı çekti ve banyoya gidip tükür dilindekileri, boğazına takılır falan uğraştırma hiç beni dedi gülerek. Altından kalkıp hemen banyoya gittim, iyice dilimi temizledim ve tekrar yanına döndüm. Ellerini yıkamamıştı, gel buraya deyip dilini çıkart tekrar dedi. Önünde diz çöküp dilimi çıkarttım, tek tek tırnaklarını dilime sürtüp temizledi; temizlerken de dilimi bayağı bir çizdi ama pek umursamadı bu durumu tabi. Tekrar lavaboya yollar herhalde derken hiç takmadı ve tekrar yere uzan bakayım şirin çocuk dedi. Tam uzanacakken dur! önce sıcak çikolata yap bana dedi ve tv izlemeye devam etti. Sıcak çikolata yaparken aynadan dilimi de kontrol ediyordum, bazı yerleri öyle bir sıkmışki azcık da olsa kanatmıştı. Bu denli acımasız olaması korkutmuştu o anda beni. Yani tırnaklarını yutturmamıştı ama bunu yapmıştı, beni düşünüyor muydu yoksa ne yapmaya çalışıyordu pek anlam veremiyordum..Tümünü Göster
-
68.
+2 -2Bir süre sonra sıcak çikolatası oldu, güzel bir sunum yapıp yanına geldim. Hiç teşekkür etmeden çikolatayı yanındaki orta masaya bırakmamı işaret etti ve eliyle tekrar yeri gösterdi. inanın bu bile insanı aşağılamaya yetiyordu.(kendimi köpek gibbi hissediyordum resmen, keske tasmamı takıp dolastırsa) Tekrar yerime geçtim, bu sefer daha da içe doğru kaydım ayakları rahatlıkla boğazıma ve yüzüme gelebilir konumdaydı. ilk önce sağ ayağını suratıma koyup sol ayağını sağ ayağının üstüne attı ve yüzüme oldukça sıkı bir basınç uyguladı. Kendisini kapı çalmadan önce düşürdüğüm için cezamı vermeye başlıyor gibiydi. Öyle bir bastırıyordu ki nefesimi bile kesiyordu. Ayakları büyük değildi ama oldukça kuvvetlilerdi. Ayakları kesinlikle son derece güzellerdi ama o anda bunları düşünecek durumda değildim malesef. Bir süre böyle kalıp tv izledi, bende o şekilde ayaklarını koklayarak nefes alıp vermeye çalıştım. Sanırım 15 dakika sonra falan ayaklarını çekip bana çok ters bir şekilde baktı ve biraz öne çık ayakların sadece koltuğun altında kalsın dedi. Dediğini yaptım ve birden tekrar göğsüme bastı. Bu sefer de beni düşürürsen karşılığını çok fena alırsın dedi sert bir ses tonuyla. inanın o an kendimi geçtim, onun kendi kendine düşmemesi için bile dua ediyor gibiydim. Göğsümden yüzüme bir ayağını atmıştı, sonra 2. ayağını atmaya kalktı ama başaramadı. Ani bir hareketle o ayağıyla boğazıma bastı tabi. Bende isteksizce boğazımı çekmeye çalıştım, sanki onu yine düşürmeye çalışmışım gibi algıladı ve şimdi görürsün sen dedi! Ne olacağını düşünürken bir baktım sivri topuklu bir ayakkabısını giydi ve yanıma geldi. Onları görünce ağlayacak gibi oldum. Hocam lütfen yapmayın, inanın can havliyle oldu dememe kalmadan tişörtümü sıyırıp karnıma bastı. Abi o nasıl bir acıdır öyle ya Hala o acıyı hissederim, felaket bir şeydi. Hemde iki ayağının ağırlığını vererek, resmen o topuklularla üstümde yürüdü. En son tek ayağıyla yanağıma da bastı ve iz olmasın diye fazla bastırmadı. O günün sonunda karnıma ve bacaklarıma baktığımda onun izleri vardı hatta 10 gün kadar da üstümde taşıdım o izleri. O anda anladım ne denli sadist ruhlu olduğunu. Üstümde o topuklularla yürürken, karnıma basıp iz bırakırken resmen bunu sen istedin! deyip kahkaha atıyordu. Asla düşünemezdim bunları yaşayacağımı, ama bunu da yaşamıştım resmen..Tümünü Göster
-
69.
+2 -2Bir süre daha üzerimde böyle dolanıp tekrar indi ve seni böyle görmek istemiyorum, ağlayacaksın neredeyse deyip beni tekrar şaşırtmayı başardı. Yaklaş bakayım yamacıma, koltuğun altına iyice gir dedi. Girdiğimde de ten rengi çoraplarını bana doğru gösterip yala bakalım nasıl yalıyorsun dedi gülerek. Topuklarından başlayıp parmaklarına kadar yavaş yavaş ama muhteşem bir şekilde yalamaya başladım. Dilimin değmediği yer kalmamıştı resmen. O da bu kare karşısında birazda şaşkın bir şekilde bak işte bana katlanabilirsen daha bunun gibi bir çok güzelliğe de kavuşabilirsin dedi gülerek. Bu cümle daha bana bir çok değişik şeyi uygulayacağının göstergesiydi ama kız kardeşini ve onu düşündükçe bunları göze alabileceğimi düşünüyor, en azından kendi kendimi kandırmaya çalışıyordum. Sonunda da çoraplarını çıkartıp çıplak ayaklarını ağzıma sokmasıyla bu düşüncelerimi sabitlemiş oldu! Muhteşem bir ayağa sahipti ve tadı gerçekten çok iyiydi. Topukları biraz sertti ama yaladıkça kendine geliyordu. Ayak tırnakları uzun ve ojeliydi, o parmakları bir bir öyle bir yaladım kii sonunu fena ödetti bana. En son sağ ayağı ile sol ayağının baş parmaklarını dudaklarımın köşelerinden boğazıma geçirip resmen dalga geçti benimle. En son öyle bir konumdaydım ki az daha parmaklarını yutacaktım, o kadar sokmuştu. Dilimi çizdiği gibi bir güzel boğazımı da çizdi tabi, sonra da doğrul bakalım dedi. Bu işlemler 1 saat kadar sürdü ve gerçekten acı çeksem de hayatımın en önemli anlarından biri olarak tarihime yazmama neden oldu onu..
-
70.
+1 -2Artık günün sonuna doğru gelmekteydik, malum annem aramaya başlardı biliyorum. Hocam zamanımız daralıyor biliyorsunuz değil mi dediğimde, ahh kıyamamm çok mutluydun değil mi Merak etme daha çook benimsin sen, oldukça eğleneceğiz deyip alıcı gözü derler ya, o şekilde bana baktı. Pantolonunu, gömleğini ve tişörtünü çıkart bakıyım dedi; nasıl dedim? Soru sorma artık çıkart ve bekle dedi. Utana sıkıla çıkarttım hepsini, üstümde sadece boxerla kala kaldım. Hımm fiziğinde iyiymiş ha, deyip ayağa kalktı ve beni incelemeye başladı. Tırnağıyla ensemi çizmesi bile beni benden alıyordu o anda. Çok farklı şeyler düşünüyor ama hiçbirine cesaret edemiyordum! Bana yine yere uzan komutunu verdim. Ayağı çıplaktı, yine üstüme çıkacak diye düşündüm ama çok farklı bir şey yaptı ve karnıma oturup benimle sohbet etmeye başladı. Sohbete hiç girmeyeyim şimdi, o şekilde 10-15 dakika sohbet ettik. Elleri sürekli vücudumda geziyordu tabi bu arada. Üstümden kalktıktan sonra ayağını yine yüzüme doğrulttu ve yüzümde gezdirmeye başladı. Öp dedikçe öpüyor, kokla dedikçe kokluyordum. Ama öyle bir haz alıyordumki o anki hareketlerinden, elimde olmadan malum yerin kendini göstermesine neden oldum. Boxer'da vücuda yapışan cinsten olduğu için hemen kendini gösterdi tabi! Bu sırada o durumu farketmiş olacak ki vaaayy ayaklarımdan zevk alan ilk erkeksin biliyor musun çocuk, sana işkence ettiğimi düşünürken bu sahneyle karşı karşıya kalacağımı hiç beklemiyordum diyip kahkaha atmaya devam etti. Aslında beni soyarken amacı buydu ya neyse, o anda hiçbir şey diyemiyordum tabi.. Ardından malum yere yaklaşıp ayağıyla ufak tekmeler atmaya başladı. ilk defa bunu yaşadığım için ürkmüyor değildim hani. Bana bakıp eğildi ve eliyle sıkmaya başladı, boxer'ını açmıyorum bu seferlik ama ileri de bayağı ilgileneceğimden şüphen olmasın onunla deyip fena bir şekilde daha güç uyguladı ve bıraktı. Bunların yaşanacağını inanın hiç beklemiyordum ama Yeliz hocayı da bu özgüveninden dolayı tebrik ettim, hemde öğrencisiyle yani. Eylül hocayla hiç böyle şeyler yaşamadım ama Yeliz hocayla çok farklı yerlere gitti diyebilirim ilişkimiz. Hani en tepe noktaya değil tabi ama bayağı bir ilerledik işte.
-
dumbki ananın memelerinden süt sağıp
-
zalinazurt çok yakışıklısın brom
-
ruby çaklıtı takip eden 18 aşağılık yazar
-
dumbki ananın mezarına kazma kürek dalıp
-
ramşeytn günaydin başlığı açtın mı
-
ferre paylaşsam çaylak atacak
-
purnalardaki pipiler gercek mi la
-
e devlet iki asamali giris
-
senin gibi cenette kul olacağıma
-
19 saattir uyumuyorum neyse
-
günaydın tayfa bulduğu yannana yapışıyor
-
zorla uni okutan aileyi
-
uzun pipililer hangi ırktan
-
kastamonu ayısı kayra
-
daha erken degil mi 31 için
-
beyler bu kutup ayısını yere serecek
-
pikachu son goz doktor git
-
la bizu kim alabilur
-
napoli duvar kağıdı duruyor mu
-
nurten hülya
-
suriyeli çocuklar hakkında
-
dumbki adlı yazarın bacısı foto attı
-
edevlet iki asamali dogrulama nfcli
-
tüm kuralları çiğnedim
-
arka deligini genişletseydin
-
can tayfa hakkında
-
manisa da kiralar nasıl la
-
doğulu zihniyeti
-
yahudican kayra buraya bakın
-
buzdolabina kola koydum
- / 2