-
51.
+21 -1iki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar.
Yemekten sonra bara falan derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye başlamışlar. iyice sıkıştıklarını farketmisler ama etrafta tuvalet falan bulamamışlar, mezarlığın yanından geçerken biri
- "hadi surda yapalım kimse görmeden" demiş, başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda islerini bitirmişler.
Temizlenmek için birsey bulamadıklarından biri külotunu çıkarıp kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış.
Sabah kocalardan biri uyanıp karisini donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünü aramış:
- Yahu biz fena boynuzlandık galiba. Karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak dönmüş...
- Sen gene iyisin , bizimkinin kıçına "seni asla unutmayacağız" diye bir de kart yapıştırmışlar... -
52.
+18 -1Senelerdir dul yaşayan bir kadını Temel'le tanıştırıp evlendirmişler. Düğün gecesi eve gelmişler ve Temel başlamış "Soyun bakalım". Kadın soyunmuş "Beni de soy... " Kadın Temel'in üzerindekileri çıkartmış ve ikisi de çırılçıplak kalmışlar. Kadın utangaç bir ifadeyle Temel'in yüzüne bakarken Temel devam etmiş:
"Eğil aşağıya" Kadın eğilmiş.
"Al eline oni" Kadın Temel'in aletini eline almış.
"Yala bakalım oni"; deyince kadın kendi kendine mırıldanmış:
"Ahhh ahh Serafettin sanki olup gidecek ne vardı. su halime bak
tanımadığım birine neler yapıyorum"; derken Temel'in sesi duyulmuş:
"Hacen ben oni sana rahmetliyle telefon görüşmesi yap diye tutturmadım". -
53.
+17Casinoda iki görevli sıkıntıdan patlamış bir şekilde rulet masasında dikiliyorlarmış. Derken içeri fıstık bir sarışın girmiş, masaya
10.000 dolar koymuş veee;
- Baylar, umarım sizin için sorun olmaz ama ben çıplakken kendimi daha şanslı hissediyorum
diyerek oracıkta çırılçıplak soyunmuş..
Sonra elindeki zara bir öpücük kondurmuş ve;
- haydi tatlım bana yeni kıyafetler lazım
diye zarı fırlatmış.
- evet evet kazandım
diye sevinç çığlıkları atarak iki adama sarılıp öpmüş, kıyafetlerini toplamış, masadaki bütün paraları almış ve koşa koşa gitmiş...
iki adam bakakalmış.
Biri:
- vaavv ne kadındı be peki kaç atmıştı?.
Öteki cevap vermiş:
- bilmemm... -
54.
+17Bir gün kayserililerle oflular cepheden cepheye savaşıyorlar.her iki tarafta savaşı kazanmak istiyor ve bunun için bir fikir düşünüyorlar. kayserililerden biri ayağa kalkıp bağırmaya başlar
- tüm temeller ayağa kalksın.
temeller kalkar ve bütün temelleri taramaya başlarlar, başka bir kayserili tekrar ayağa kalkıp
- tüm dursunlar ayağa kalksın diye bağırır ve tüm dursunlar ayağa kalktığı gibi taramaya başlarlar.
ofluların cephesi git gide azalır ve yenilecek duruma gelirler.tam teslim olmayı düşünürlerken oflunun teki ayağa kalkar ve
- uşağum haburaya onbinlira buldum kimindur da
sormasına kalmadan kayserlilerin hepsi silahları bir köşeye atıp paraya sahip olmak için kan ter içinde koşmaya başlarlar ve o sıra oflular geriye kalan askerlerin hepsini tarar... -
55.
+16Günün birinde birbirlerini deli gibi seven bir adam ve kadın varmış. Bir kaç yıl sonra sevişerek evlenmişler. Aradan geçen yıllar sevgilerine yenik düşmeye alıştırmış her ikisini de. Adam her gece eve alkollü gelir olmuş. Yine alkollü geldiği bir akşamda
- "Dur ben şu kadınla biraz dalga geçeyim... "
demiş.
- "Hatun.. senin mallar epeyce büyüdü, çamaşır makinesi kadar oldun be"
demiş. Kadın bu söze hiç aldırış etmemiş. Derken bir kaç gün geçmiş aradan ve adam yine eve alkollü gelmiş.
- "Şu kadınla bir daha dalga geçeyim"
demiş ve
- "Hatun senin mallar epeyce büyüdü, çamaşır makinesi kadar oldun" diyerek şakayı tekrarlamış. Derken aradan 3-4 gün sonra adam bu kez aklı başında gelerek eve yemek yemiş ve yatmış. Adamın uykusu kaçmış kadını dürterek
- "Hatun kalk... !"
demiş tabi kadında çıt yok. Birkez daha dürtmüş ama yine kadında çıt yok. Adam bu kez tekrar ederek eklemiş:
- "Hatun kalk, canım istedi birşeyler yapalım"
demiş. Karısı kafasını kaldırıp:
- "Buruşuk bir çorap için koskoca çamaşır makinesini açtırma bana. Elinde çiteleyiver... !!!" -
56.
+16Fukaranın biri bakkala girmiş elinde 75 kuruş var ekmek alsa peynir alamicak peynir alsa ekmek alamicak.Ne yapacağını düşünürken içeriye takım elbiseli zengin görünümlü biri girer bakkala der 10 kangal sucuk benim damada, 2 koli yumurta benim damada, 3 teneke peynir benim damada, 5 kilo pastırma benim damada. Bunu gören fukara sorar:
-Beyfendi damadınız kim ki sizden bu kadar itibar görüyor?
-Bir şey değil sadece kızımı gibiyor der.
Bunu duyan fukara:
-Sen bana 250 gr peynir al ben senin bütün sülaleni giberim. -
57.
+17 -2birgün kadın evde yemek yaparken salonun camı kırılmış kadında camcıya telefon etmiş:
-alo camcı mı?
-he camcı dıbına koyayım.
-salonun camı kırıldı gelip takarmısınız ?
-takarım dıbına koyayım.
bir zaman sonra kapı çalmış.
-kim o?
-camcı dıbına koyayım.
kadın camcıyı içeri almış ve kırık camı göstermiş, biraz sonra kapı tekrar çalar:
-kim o?
-camcı dıbına koyayım.
-ne camcısı camcı salonda cam takıyor.
-düştüm dıbına koyayım.
Kadın camcıyı tekrar eve alır camcının işi biter giderken kadın:
-sen neden hep dıbına koyayım diye konuşuyorsun?
-konuşurum dıbına koyayım
-seni şikayet edeceğim!!!
-etmezsen dıbına koyayım
der.
Kadın şikayetçi olur.
Mahkemede hakim sorar:
-neden küfürlü konuşuyorsun ?
-sanane konuşurum dıbına koyayım.
-bak seni asarım.
-asmazsan dıbına koyayım.
-asın bu muallakyi.
cellat ipi adamın boğazına geçirmeden sorar.
-son bir isteğin varmı?
-yok dıbına koyayım der cellat ipi boynuna geçirir sandalyeye tekmeyi atar adam sallanırken eliyle bir dakika işareti yapar.
Cellat heralde son bir isteği var diye düşünerek ipi gevşetir bizimki:
-napıyon? Boğuluyodum dıbına koyayım.
der. -
-
1.
+1Vay amina koyim
-
1.
-
58.
+15Güzel devam et.
-
59.
+15 -1Bir kadın evlilik yaşına gelmiş üç kızını da evlendirir. Ertesi gün gerdek gecelerinin nasıl geçtiğini merak eder. Bu merakını yenmek için önce büyük kızını arar ve sorar;
- Nasıldı kızım?.
- Anneciğim, More sigarası gibiydi.
Annesi bir şey anlamaz ve hemen More sigara fabrikasını arayarak, ürettikleri sigaranın özelliklerini sorar. Görevli, bu sigaraların en önemli özelliğinin ince ve uzun olduğunu söyler.
Birkaç saat sonra da ortanca kızını arar ve aynı soruyu sorar;
- Nasıldı kızım?.
- Anneciğim, Fruko gazozu şişesi gibiydi.
Annesi gene bir şey anlamaz ve hemen gazoz fabrikasını arayarak, gazoz şişelerinin özelliğini sorar. Görevli, bu şişelerin ağız kısımlarının dar, alt kısımlarının da kalın olduğunu söyler.
Küçük kızdan günlerce haber alamayınca meraklanan anne, dayanamayarak ona da telefon edip aynı soruyu sorar;
- Nasıldı kızım?.
- Anneciğim, Lufthansa uçakları gibiydi.
Bundan da bir şey anlamayan anne, hemen Lufthansa şirketini arar ve görevliye;
- Sizin uçaklarınızın özelliği nedir?.
Görevli;
- Tabi hanımefendi, hemen söyleyeyim, uçaklarımızın en önemli özelliği her beş dakikada bir inip kalkmalarıdır... -
60.
+12Bu kadardı beyler eğer bir tebessüm ettiyseniz kardır. Daha fazla atmamı isteyen olursa beni takip etsin yakın zamanda yine böyle bir başlık daha açacağım. Bu arada nick6 girmek isteyen olursa: gamerhafiz
-
61.
+12Adamın biri metresiyle sohbet ederken metresi dönmüş ve adama demiş ki:
- Sevgilim lütfen şu sakalını keser misin seni rahat öpemiyorum?!
Adam dönmüş ve metresine:
- Hayır kesemem çünkü karım böyle beni çok seviyor kesersem karım beni öldürür!!
Adam metresini kıramamış ve sakalını kesmiş. Gece geç saaatlerde evine gitmiş karısı uyuyormuş, süzülerek yatağa girmiş o an karısının yanağı kocasının yanağına değmiş ve karısı:
- Sevgilim sana bu vakitte evime gelme demiştim her an kocam eve gelebilir!!! -
62.
+12iki rahibe varmış, biri matematikçi, biri mantıklı... Bunlar bir akşam karanlıkta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe, mantıklı olanına dönerek, "yaklaşık 20 dakikadır bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklaşıyor şu anda aradaki mesafe 50 metre" der. Bunun üzerine mantıklı rahibe bunun tek mantıklı açıklaması olabileceğini ve adamın kendilerine tecavüz edeceğini ve daha hızlı yürümeleri gerektiğini belirtir. Rahibeler daha hızlı yürümeye başlarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe:
- Adam da hızlandı ve aradaki mesafeyi kapatıyor, şu anda 30 metre arkamızda... O zaman mantık olarak koşmamız gerekir.
Rahibeler koşmaya başlar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe:
- O da koşuyor ve arayı kapatıyor. Şu anda mesafe 10 metre... O zaman mantık olarak bizi yakalayacak. Birimiz sağa, diğerimiz sola saparak kiliseye ulaşmaya çalışalım. En az birimiz kurtulur.
Ve matematikçi sağa doğru, mantıklı sola doğru koşmaya başlar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulaşır ve telaş içinde beklemeye başlar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantıklı rahibe gelir.
- Matematikçi sorar; Ne oldu ne yaptın?
- Adam beni takip etti. Artık mesafe üç-beş adıma kadar azalmıştı, mantık olarak daha fazla koşmanın anlamı yoktu...
- Eeee?
- Mantık olarak ben durdum, adam da durdu.
- Sonra...
- Mantık olarak ben eteğimi kaldırdım, o da pantolonunu indirdi.
- Peki daha sonra?
- Daha sonra ne olacak. Eteğini kaldırmış bir rahibe, pantolonunu indirmiş bir adamdan daha hızlı koşar. -
63.
+11Birgun bir adam orman'da kaybolur gece karanlığında bir kilise görur ve geceyi burada geçirmek ister, kapıyı çalar başrahip kapıyı açar, başrahibe tanrı misafiri olduğunu yolunu kaybettiğini bir gece kalıp gideceğini anlatır.
Rahipte kabul eder tabii'ki gece herkes uyumaya çekilir, fakat adamın gece yarısı tuvalete gitme ihtiyacı doğar ve tuvaleti aramaya koyulur. Önce bir kapıyı açar bakar ki güzel bir kadın geceliğiyle ortada dolaşıyor şaşırır.. Sonra başka bir kapıyı açar burada da rahipler yerde daire biçiminde oturmuş hepsinin gibi meydanda ortada da bir sinek uçuyor buna da çok şaşırır.
Adam sonra bir kapı daha açar ve adam birde ne görsün bir rahip gibinden tavana asılmış şaşkınlığı bir kat daha artan adam sonunda ihtiyacını giderip yatar. Sabah olunca bütün bu gördüklerini başrahibe anlatır ve sebebini sorar.. Rahip de anlatmaya başlar;
- "O gördüğün güzel kadın var ya işte o bizim ihtiyacımızı karşılar, o ortada uçan sinekte hangimizin gibine konarsa o gece kadınla o beraber olur"
Adam sorar;
- "Peki o gibinden tavana asılan rahip neyin nesidir?"
Başrahip hemen cevap verir;
- "O var ya o, huur çocuğu, aletine bal sürüyormuş meğer!" -
64.
+12 -1Padişahlarımızdan biri bir şairimizi yanına çağırıp:
- Bana öyle bir şiir yaz ki ilk mısrasında seni idam etmek isteyeyim, ikinci mısrada ise seni altına boğmak isteyeyim. Şair uzun süre çalıştıktan sonra şu dizeleri yazmış:
Azm-i hamam edelim sürtüştürem ben sana!
Kese ile sabunu rahat etsin cism-i can.
Le-ü şarap içirip ıslattırıp ıslattırıp geçirem.
Parmağına yüzüğü hatem-i zerderahşan.
Eyil eyil sokayım iki tutam azmıdır.
Lale ile sümbülü kahkülüne ey nevcihan.
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam.
Bir gümüş ibrik ile testine abı revan.
Salınarak giderken arkandan ben sokayım.
Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
Öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç!
Düşmanının bağrına hançerimi nagihan.
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim.
Yeter ki sen kulundan iste her zaman.
Sen her sabah gelesin, bu kuluna veresin.
Benden sana selam olsun ey sultan_ı şah sen bunları hak edersin... ! -
65.
+12 -1Adam kırmızı ışıkta dururken karşıda kucağında köpek olan bir çocuğun bir trafik polisinin paçasından çekiştirdiğini görmüş ve olayı izlemeye koyulmuş.
Çocuk çekiştirdikçe polis sinirlenip "git buradan" der gibi bir şeyler yapıyormuş.
Çocuk birazdan tekrar gelip adamın paçasından çekiştirip köpeği işaret ediyormuş ve bu olay bir kaç dakika devam ettikten sonra polis bir ara iyice kızmış ve çocuğu oradan kovmuş.
Olayı izleyen adam oraya doğru gidip polise cıkışmış:
"Ayıp ayıp! Küçücük çocuğa nasıl davranıyorsunuz!!!"
Polis adama dönerek:
-Kardeşim sen cocuğun ne dediğini biliyor musun?
-Yahu kücücük çocuk ne diyecek??? Herhalde karşıya geçmek isteyecekti...
-Yok yaaa... O çocuk kucağındaki köpeği gibmemi istiyor! Yavrularının Polis Köpeği olmasını istiyormuş!! -
66.
+10Adamın biri eczaneye girmis ve bir kutu prezervatif istemiş. Eczaci kadın sormuş:
- Hangi boy olsun?
Adam yanıtlamış:
- Bilmem ki.
Bunun üzerine Eczaci kadin adamın fermuarını indirmiş ve aletini dışarı çıkarıp eliyle bir süre yoklamiş. Ardından kalfaya seslenmiş:
- Oğlum bir kutu orta boy prezervatif getir.
Bir süre sonra baska bir adam gelmiş ve bir kutu prezervatif istemiş. Eczaci kadın yine sormuş:
- Hangi boy olsun?
Adam yanıtlamış:
- Bilmem ki.
Yine kadın fermuarı indirip aleti eliyle iyice yoklar ve kalfaya seslenir:ı
- Oğlum hemen bir kutu büyük boy prezervatif getir.
Bunları gören karşı bakkalın çırağı hemen soluğu eczanede alır ve bir kutu prezervatif ister, ancak alet büyüklüğünü bilmediğini ekler. Eczaci kadın çırağın fermuarını açar, aleti eliyle güzel bir yoklar ve kalfaya seslenir:
- Oğlum hemen peçete getir!!! -
67.
+10Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis. Papaganlar da papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis.
Papazin cemaatinden bir kadinin da 2 tane disi papagani varmis. Papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakliysa, kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis. Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!' diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis. Papaz da:
-Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz, demis.
Kadin da almis papaganlari getirmis papazin evine. Daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi:
-Hey yakigibli, iki tane ucuz fahişe ister misiniz kafesinizde, diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup soyle demis:
-Oğlum bütün dualarimiz kabul oldu lan sonunda... -
68.
+10Yeni damat düğün gecesinin ertesi sabahı kalkar ve göğsünü yumruklayarak gururla bağırır:
- Doksan kilo dinamit bu, dinamit.
Genç kadın, kocasını süzerek;
- Doksan kilo dinamit ama, sadece beş santim fitille. -
69.
+9Adamın birisi domuz çiftliği kurup yetiştirip sonra da satarak zengin olmak için 20 tane domuz alıp yeni aldığı çiftliğe getirmiş... Ama; hiç birşey anlamadığı bu iş hakkında yardım etmesi için bir de veteriner çağırmış.
Veteriner konuşmuş ta konuşmuş... adam birşey anlamamış ama
utancından da çaktırmamak için "ha ha" diyip kafasını aşağı yukarı sallamış sonra da parayı avucuna sıkıştırıp güle güle demiş...
Aradan bir kaç gün geçmis ama domuzların birbirine karşı ilgisi sıfır... Ben bunlara herhalde birşeyler göstersem iyi olacak deyip hepsini kamyona attığı gibi doğru ormana... hepsini bi güzel sıradan geçirdikten sonra çiftliğe geri getirmiş...
Sonraki bir kaç gün bakmış domuzlarda gene tık yok... almış bir daha doldurmuş kamyona gene ormana... bu sefer ikişer kez sıradan almış geri getirmiş çiftliğe içinden de herhalde bu sefer olmuştur, ne yapmaları gerektiğini öğrenmişlerdir diyerek...
Ama hayvanlarda yine tık yok... hepsi çamurun içinde yatıyor... kafası iyice kızmış olan adam hepsine küfür ede ede kamyona bir kez daha atarak doğru ormanın yolunu tutmuş... yapabildiği kadar yapmış, yorğunluktan ölmek üzere olan adam hepsini kamyona atıp, çiftliğin yolunu tutmuş...
Ertesi gün öğlene kadar uyuyan adam yataktan kalkamayacak kadar yorğun olduğundan karısını yanına çağırmış,
- Bak bakalım hanım domuzlarda hareket var mı, ne yapıyorlar?" diye sormuş.
Karısı, perdeyi aralayıp domuzlara baktıktan sonra adama dönmüş...
- Hepsi kamyona çıkmış, birisi de kornaya basıyor... " -
70.
+9Nasrettin Hoca'nın komşusu, oğlu Mahmut'a kız istemeye gidecek. Düşünür taşınır, dünürcübaşı olarak Hoca'dan uygun kimse gelmez aklına. "Sevilen, sayılan, ağzı iyi laf yapan Nasrettin Hoca'ya da kızı vermezlerse kime verecekler?" der. Gider Hoca'ya açar konuyu. Hoca da "Tamam" der. Neyse, bir akşam dünürcü kafilesi Hoca'nın peşinde koyulurlar yola. Varırlar istenecek kızın evine. Hoş, beş, kahve... derken gelir sıra asıl meseleye. Nasrettin Hoca bir-iki öksürdükten sonra girer konuya:"Bizim komşunun oğlu Mahmut, sizin kızı öpmek istiyor, onunla aynı yatakta yatmak istiyor, hatta onunla her gece sevişmek istiyor. Ne dersiniz?" deyince odada buz gibi bir hava eser. Komşusu " Hoca, Hoca! Sakalından utan! Bunlar nasıl laf, kız böyle mi istenir?" deyince Nasrettin Hoca odayı terk eder. içeridekiler özür üstüne özür dilerler kızın babasından. Oğlan tarafından biri, kız isteme işini üstlenir, başlar söze: "Allah'ın emri, Peygamber'in kavli ile kızınız Ayşe'yi oğlumuz Mahmut'a istiyoruz." Vermeye dünden razı olacak ki kızın babası "Allah yazdıysa biz ne diyelim? Hayırlı olsun." deyip verir kızını. içeridekilerin konuşmalarını dışarıdan işiten Nasrettin Hoca, açık olan oda penceresinden içeriye seslenir: " Yine benim dediğim oldu! Yine benim dediğim olacak!"
-
kralbenimle ucmizahsor ucubelerinin
-
türkiye nin en güzel yanı
-
pakistan endişe etmesin allah onlarladır
-
kocasına çaylak atılan
-
normalde kendi ülke kızlarına en kolay ulaşırsın
-
eğer ırkçılık yapacaksanız
-
ölümsüzlüğün icadı
-
sokie ye lazım olan ekgib şeyi açılıyorum
-
bu maçı hindistan alır
-
31 çeken erkekler kızların gözünde
-
walmart da
-
dünyaya çinlilerin hakim olmasına isyan etmem
- / 1