-
101.
+10Yeni damat düğün gecesinin ertesi sabahı kalkar ve göğsünü yumruklayarak gururla bağırır:
- Doksan kilo dinamit bu, dinamit.
Genç kadın, kocasını süzerek;
- Doksan kilo dinamit ama, sadece beş santim fitille. -
102.
+8Gazetede yayınlanan "Daktilo Bilen Bayan Sekreter Aranıyor" ilanı uzerine uzun boylu yakışıklı bir adam da başvurmuştu. Şirketin patronu:
-iyi ama yanlışlık olacak.Biz bayan sekreter arıyorduk
deyince, adam elindeki bavulu açmış. içinden cansız manken çıkarmış,
-işte efendim
demiş.
-Modern tekniğin son buluşu olan sekreteriniz! Yemez içmez. Hiç bir kaprisi yoktur. izin nedir bilmez. Telofonla aynı anda sekiz kişiyle görüşür, bu arada da beş ayrı daktilo makinesinde beş ayrı yazı yazar. Bunlara kendisinin dokuz yabancı dil bildiğini ve anında çeviri yaptığını da eklemeliyim. Maaşı falan da yok. Bana hemen Beşyüz milyon lira ödeyeceksiniz.o kadar!.
Patronun aklı yatmamış, yüzünü buruşturmuş. Harika manken sekreteri getiren adam hemen sekreteri oturtmuş, beş dakikada elli sayfalık bir kitabi sekiz dile cevirmiş, aynı anda telefonlara cevap verilmiş falan filan...
Patronun gözleri faltaşı gibi açılmış, derhal beşyüz milyonluk çeki yazıp adama vermiş ve cansız manken sekreteri almış. Adam odadan çıkıp elinde boş bavulla asansörün gelmesini beklerken, içeriden feci bir feryat yükselmiş,
-Ahhhhh!
Bunu duyan adam elini alnına vurmuş,
-Tüh be! Mankenin alt tarafının kalemtraş olduğunu söylemeyi unuttum! -
103.
+8Adamın biri uzun bir seyahatten gelir ve karısını gibmek ister ama evde oğlu vardır oğluna;
- Oğlum yoldan geçen adamları iki saat say kaç kişi geçerse insan başına sana 100 lira vereceğim der.
Ama adamın evi tenha bir yerdedir. Adam karısıyla sevişmeye başlamış öpüşme faslı derken gibişme işine başlamışlar bu sırada'da evin önünden kalabalık bir şekilde cenaze geçiyormuş çocuk cenazedekileri saymış tam 200 kişi içerde babası sevişiyor, çocuk odanın camından babasına bağırmış;
- baba baba bu gibiş sana çok pahalıya mal olucak -
104.
+11Birgun bir adam orman'da kaybolur gece karanlığında bir kilise görur ve geceyi burada geçirmek ister, kapıyı çalar başrahip kapıyı açar, başrahibe tanrı misafiri olduğunu yolunu kaybettiğini bir gece kalıp gideceğini anlatır.
Rahipte kabul eder tabii'ki gece herkes uyumaya çekilir, fakat adamın gece yarısı tuvalete gitme ihtiyacı doğar ve tuvaleti aramaya koyulur. Önce bir kapıyı açar bakar ki güzel bir kadın geceliğiyle ortada dolaşıyor şaşırır.. Sonra başka bir kapıyı açar burada da rahipler yerde daire biçiminde oturmuş hepsinin gibi meydanda ortada da bir sinek uçuyor buna da çok şaşırır.
Adam sonra bir kapı daha açar ve adam birde ne görsün bir rahip gibinden tavana asılmış şaşkınlığı bir kat daha artan adam sonunda ihtiyacını giderip yatar. Sabah olunca bütün bu gördüklerini başrahibe anlatır ve sebebini sorar.. Rahip de anlatmaya başlar;
- "O gördüğün güzel kadın var ya işte o bizim ihtiyacımızı karşılar, o ortada uçan sinekte hangimizin gibine konarsa o gece kadınla o beraber olur"
Adam sorar;
- "Peki o gibinden tavana asılan rahip neyin nesidir?"
Başrahip hemen cevap verir;
- "O var ya o, huur çocuğu, aletine bal sürüyormuş meğer!" -
105.
+9Nasrettin Hoca'nın komşusu, oğlu Mahmut'a kız istemeye gidecek. Düşünür taşınır, dünürcübaşı olarak Hoca'dan uygun kimse gelmez aklına. "Sevilen, sayılan, ağzı iyi laf yapan Nasrettin Hoca'ya da kızı vermezlerse kime verecekler?" der. Gider Hoca'ya açar konuyu. Hoca da "Tamam" der. Neyse, bir akşam dünürcü kafilesi Hoca'nın peşinde koyulurlar yola. Varırlar istenecek kızın evine. Hoş, beş, kahve... derken gelir sıra asıl meseleye. Nasrettin Hoca bir-iki öksürdükten sonra girer konuya:"Bizim komşunun oğlu Mahmut, sizin kızı öpmek istiyor, onunla aynı yatakta yatmak istiyor, hatta onunla her gece sevişmek istiyor. Ne dersiniz?" deyince odada buz gibi bir hava eser. Komşusu " Hoca, Hoca! Sakalından utan! Bunlar nasıl laf, kız böyle mi istenir?" deyince Nasrettin Hoca odayı terk eder. içeridekiler özür üstüne özür dilerler kızın babasından. Oğlan tarafından biri, kız isteme işini üstlenir, başlar söze: "Allah'ın emri, Peygamber'in kavli ile kızınız Ayşe'yi oğlumuz Mahmut'a istiyoruz." Vermeye dünden razı olacak ki kızın babası "Allah yazdıysa biz ne diyelim? Hayırlı olsun." deyip verir kızını. içeridekilerin konuşmalarını dışarıdan işiten Nasrettin Hoca, açık olan oda penceresinden içeriye seslenir: " Yine benim dediğim oldu! Yine benim dediğim olacak!"
-
106.
+6 -1Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip bakinca insanlari çiplak gösteren
gözlüklerden alir. Takar bakar çiplak, çikarir bakar giyinik. Çok hosuna
gider. Ikide bir takip, çikarir. Eve gözünde gözlük gider, bakar
Fadime'yle
sütçü çiplak. Gözlügü çikarir bakar çiplak. Takar bakar çiplak. Müthis
cani
sıkılır ve Fadime'ye der ki:
-Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!! -
107.
+5Temel Karayollarında şantiye şefi olmuş.Kar kış demeden dağlarda
koşturuyor.
Bir gece arabasıyla şehre inmeye niyetlenmiş ama yolunu kaybetmiş.
Bakmış yakında bir ışık var, gidip kapıyı çalmış.
Güzel bir hanim çıkmış karşısına. Temel,
- Çok özür dilerim hanımefendi,ben karayolları şantiyesinde şefim. Dağda yolumu kaybettim. Bir sakıncası yoksa beni bu gece misafir edebilir misiniz? demiş.
-"Tabii" demiş kadın. -"Buyrun içeri".
Önce Temelin önüne güzel bir yemek koymuş. Derken sohbet açılmış. Temel dağdaki yalnızlıktan yakınırken, kadın eşi Almanya'da çalıştığı için kendisinin de çok uzun zamandır yalnız olduğunu anlatıyormuş. Sohbet ilerledikçe, üzerine daha rahat bir kıyafet giyen kadın sık sık soruyormuş Temel'e,
- "Bakin Temel BEY, bir kadın ve bir erkek bu evde yalnızız. istediğiniz bir şey varsa çekinmeyin söyleyin."
Ama Temel'de kadının mesajını anladığını gösterir en ufak bir hareket yok. Kah su istiyormuş, kah cay. Saat gece yarısını geçip Temel artık uyumak istediğini söylediğinde kadın onun yatağını hazırlayıp üzerine yalnızca iç çamaşırıyla dikilmiş karşısına:
- "Benden istediğiniz bir şey var mi?"
Temel, teşekkür edip iyi geceler diledikten sonra vurmuş kafayı
uyumuş.
Sabah kalktığında kahvaltısı hazır. Ev sahibi hanim da kapının
önünde hayvanları yemliyor. Temel bakmış 1 tavuk, 5 tanede horoz var.
Sormuş kadına:
- "5 tane horoz 1 tavuğa çok değil mi?"
Kadın cevaplamış.
- Siz onların öyle horoz gibi göründüğüne bakmayın. onların biri gerçek horoz, diğerleri Karayollarında şantiye şefidir. -
108.
+5Temel'e sormuslar,
- Bir homociksuelin aklini nasil karistirirsin?
Temel uzun sure dusundukten sonra
- 58 rakami ile, demis.
- O da ne demek hic bir sey anlamadik
Denildigi zaman,
- Bakin nasil akliniz karisti. Sizi muallakler sizi, demis... -
109.
+4 -1Bir gün pirenin biri, Bodrum kumsallarında günesleniyormus. Bir ara yanına tir tir titreyen bir pire daha gelmis. Guneslenen pire titreyen pireye sormus.
-Kardes hayırdır sen niye titriyorsun...
Pire cevaplar...
-Sorma kardes... Buraya bir motorgibletlinin bıyığında geldim. Soguk iliklerime kadar isledi...
Diger pire
-Eeee... oğlum sen isi bilmiyorsun. Ben sarışın bir hatunun amında geldim sıcacıktı... Bir dahaki sefere sen de bu yontemi kullan üşümezsin... demiş...
Aradan bir kac ay gecmiş. Aynı pire pilajda gunesleniyormuş. Yine yanına aynı pire titreyrek gelimiş...
Pire sormuş...
-Yahu kardesim yine mi motorgibletlinin bıyığında geldin?.
Pire cevaplamış...
-Hayır.. Dedigin gibi sarısın bir hatunun amında geldim. Oyle rahat oyle sıcaktı ki; gevşemişim ve uyuyakalmışım... Bir de uyandimki yine o motorgibletlinin bıyığındayım... -
110.
+9Adamın birisi domuz çiftliği kurup yetiştirip sonra da satarak zengin olmak için 20 tane domuz alıp yeni aldığı çiftliğe getirmiş... Ama; hiç birşey anlamadığı bu iş hakkında yardım etmesi için bir de veteriner çağırmış.
Veteriner konuşmuş ta konuşmuş... adam birşey anlamamış ama
utancından da çaktırmamak için "ha ha" diyip kafasını aşağı yukarı sallamış sonra da parayı avucuna sıkıştırıp güle güle demiş...
Aradan bir kaç gün geçmis ama domuzların birbirine karşı ilgisi sıfır... Ben bunlara herhalde birşeyler göstersem iyi olacak deyip hepsini kamyona attığı gibi doğru ormana... hepsini bi güzel sıradan geçirdikten sonra çiftliğe geri getirmiş...
Sonraki bir kaç gün bakmış domuzlarda gene tık yok... almış bir daha doldurmuş kamyona gene ormana... bu sefer ikişer kez sıradan almış geri getirmiş çiftliğe içinden de herhalde bu sefer olmuştur, ne yapmaları gerektiğini öğrenmişlerdir diyerek...
Ama hayvanlarda yine tık yok... hepsi çamurun içinde yatıyor... kafası iyice kızmış olan adam hepsine küfür ede ede kamyona bir kez daha atarak doğru ormanın yolunu tutmuş... yapabildiği kadar yapmış, yorğunluktan ölmek üzere olan adam hepsini kamyona atıp, çiftliğin yolunu tutmuş...
Ertesi gün öğlene kadar uyuyan adam yataktan kalkamayacak kadar yorğun olduğundan karısını yanına çağırmış,
- Bak bakalım hanım domuzlarda hareket var mı, ne yapıyorlar?" diye sormuş.
Karısı, perdeyi aralayıp domuzlara baktıktan sonra adama dönmüş...
- Hepsi kamyona çıkmış, birisi de kornaya basıyor... " -
111.
+6italyada bir türk heykeli varmış. Bir elinde ekmek bir elinde'de cinsel orğanı varmış. italyan başkan bu heykeli görünce gülmeye başlamış. Türk vekil niye güldüğünü sorunca;
- Türkler ekmekle doymayıp şeyinide yiyor demiş.
Türk bakanda resmi görünce gülmeye başlamış. italyan vekil niye güldüğünü sorunca;
- ''italyanlar açlıktan ölüyor, bizimkilerden ekmek istiyor, bizimkiler'de aha size aha size diyor''... -
112.
0Up up up
-
113.
0Up up up
-
114.
+1Up up up
-
115.
0Up up up
-
116.
0Up up up
-
117.
-1Up up up
-
118.
+8Köyün birinde bir ağa varmış.. Bir gün ağa yumurtalıklardan rahatsızlanmış, doktora gitmiş. Doktor ameliyat etmiş ağayı, çıkarmış yumurtalığı kenara koymuş, temizlemiş iltihabı. Neyse kenarda duran yumurtayı kedi kapmış, doktor tırsmış.
Tabii hemen gitmiş bir soğan almış cücüğü çıkarmış yumurtanın, yerine koymuş kapatmış. Ağayı taburcu etmiş. Aradan on yıl geçmiş doktorun yolu düşmüş köye arabası arıza yapınca köye gitmek zorunda kalmış.
Demiş ki kendi kendine: "nasıl olsa ağa ölmüştür.."
Girmiş kahveye oradan biri:
" OOooO doktorum gel hele gel ya beni iyi güzel ameliyat ettin eline koluna sağlık, yalnız anlamadığım bir şey var, kimin ağzına versem gözünden yaş geliyor.." -
119.
+4Küçük Murat anne ve babasının yatak odasına oldukça münasebetsiz bir zamanda girmişti.
Gördüğü manzara karşısında şok oldu ve bağırmaya başladı;
- Utanın, utanın Şu halinize bakın bir de beni parmağımı emiyorum diye ruh doktoruna zütürmüştünüz. -
120.
+7Adamın biri berberin kapısını aralamış ve;
- Saçımı ne zaman kestirebilirim. diye sormuş.
Berber sırada bekleyen insanlara bakarak;
- iki saat kadar sürebilir. demiş.
Daha sonra adam dışarıya çıkıp koşmaya başlamış.
Birkaç gün sonra aynı adam kapıyı aralayıp tekrar sorar;
- Ne zaman saçımı kestirebilirim.
Berber etrafına bakar ve sıra çok uzun olduğundan;
- iki saat kadar sürebilir. der.
Bir hafta sonra aynı adam gelerek yine aynı soruyu sormuş ve bereber kalabalık olduğundan dolayı yine iki saat sonra diye cevap vermiş. Berber bu olaylar üzerine çok meraklanmış ve berberde oturan bir arkadaşına onu takip etmesini söylemiş. Bir müddet sonra arkadaşı gülerek gemiş.
Berber merakla sormuş;
- Adam nereye koşuyor.
- Senin evine.