-
48.
0ilk cümleyi okudum yetti. ibretlik paylaşım panpa. güle güle.
-
47.
0@1 okumadım ama duygulanıp şuku verdim panpa
-
46.
0ne zaman yargıtay üyesi oldun yarraaam
-
45.
0okuyanı sıkerım
-
44.
0okuyanı gibsinler...
-
43.
0değerli arkadaşlarım,Tümünü Göster
ilk defa yine bu dönemde, bütün içtihatları birleştirme kararları yargıtay dergisi, yargıtay kararları dergisinde yayınlanan 32 yıllık kararların tümü cd’ye aktarılmıştır. böylece elektronik ortamda gerek kararların gerekse içtihadı birleştirme kararlarının takibinde kolaylık sağlamıştır. bu da önemli bir hizmettir.
başkan olduğum günlerde, bir sorunla karşı karşıya kaldık. bizim sağlık ünitesinin sağlık bakanlığına bağlanması söz konusuydu. bu konuda yoğun çabalar gösterilmiş ve sağlık ünitesinin sağlık bakanlığına bağlanması önlenmiştir. bu konuda bana yardımcı olan başta başhekim oğuz bey olmak üzere, bütün doktor arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. ancak, biz onları bağımsız hale getirdik, burada bıraktık, fakat, özlük hakları yönünden kayıpları oldu. yargıtay kanunu çıkarılsaydı bu durumu telafi edecektik. işte benden sonraki başkana düşen görev, yargıtay kanununda sağlık personelinin özlük haklarını diğer emsallerine uygun hale getirmek için çaba göstermesini kendisinden özellikle rica ediyorum. çünkü, gerçekten bizim sağlık çalışanlarımız bize çok yararlı hizmet vermektedirler.
değerli arkadaşlarım, hatırlayacaksınız başkan olduktan 10 gün sonra 13 aralık 2004 tarihinde bir konuşma yapmıştım. genel kurulu toplandım, mutat olmayan bir konuşmaydı. öyle bir konuşmanın da yapılması gerekiyordu. yaşanan bir takım olumsuzluklar vardı. o olumsuzlukların bitmesi gerekiyordu. ve bugün olumsuzlukların bittiğini görmekle bahtiyarım. bunlar nelerdi? bu çatı altında en uzun süre çalışanlardan biriyim. yaklaşık 21 yıl. az bir zaman değil. başladığım günlerde vardı, sonrasında da devam etti. içimizden bazıları imzasız mektuplar gönderiyorlardı, değişik kimselere ve basına. bunu basın bildiği için burada konuşmanın mahsuru yok. çünkü bize gelen mektupların bir örneği basına da gidiyordu. ama türk basını hep duyarlı davranmıştır. o imzasız mektupları yayınlamamıştır. işte o toplantıda ben bunu da gündeme getirmiştim. bahtiyarım ki, bu üç sene içinde yargıtay üyelerinden kaynaklı, yargıtay mensuplarından kaynaklı hiçbir imzasız mektup gelmemiştir. bunu belirtmek ve böyle de devam etmesini diliyorum.
değerli konuklar, sevgili arkadaşlarım,
bir hususu daha belirtmek istiyorum. yargıtay da aylarca hatta bir yılı aşkın süreli seçimler olduğunu biliyorsunuz, bununda basında yer aldığını biliyorsunuz. ancak, son üç yıl içinde yargıtay’daki seçimler uzamamıştır. en uzun seçim bir ay yirmi bir günde sonuçlandı. bunun nedeni nedir? bunun nedeni tarafımdan öngörüldüğü şekilde beş turun aynı günde tamamlanmasıdır.
toki ile kurum olarak ön anlaşma yapılarak, mensuplarımızın konut sahibi olmalarına imkan sağlanmıştır. sanıyorum bahar aylarında bu gerçekleşecektir. bütün arkadaşlarımın bu projeye ilgi göstermesini ve bu sayede konut sahibi olmalarını diliyorum. özellikle personelimizin başka türlü konut edinme olanakları bulunmamaktadır. ayrıca yine prestij konutları yapılacaktır. bu konutlardan yargıtay üyeleri ve tetkik hâkimleri arkadaşlarımızda istifade edebileceklerdir. bunun ön protokolü imzalanmış ve bu konuda sizlere gerekli yazılar da gönderilmiştir ve bu projeye sahip çıkılmasını istiyorum.
değerli hâkimler, değerli yüksek hâkimler,
hâkimlere her toplum özel önem ve değer vermiştir. ama türk toplumunun verdiği değer daha da fazladır bunu hepiniz biliyorsunuz. hâkimler örnek insanlardır. hâkimler adaleti arayan, adaleti dağıtan, adaleti sağlamayı kendisine amaç edinen insanlardır. işte bu nedenle hâkimler özel durumları ve konumları nedeniyle yaşantılarına özen göstermek zorundadırlar. hâkimler yargılarken yargılanan kişilerdir. bu husus hiç unutulmamalıdır. biz tarafları yargılarız ama taraflar vekilleri ve kamuoyu da hep bizi yargılar. onun için yargılayan hâkimler yargılandıklarını bilmek durumundadırlar. işte yargılandığını bilen hâkim yaşantısına özel hayatına disiplin getirmek ve ona özen göstermek zorundadır.
değerli arkadaşlarım,
hâkimlerin dürüst olması yetmez. ama hâkimlerin dürüst görüntü vermeleri gerekir. dürüst görüntü hâkimlerin zengin sofralarından uzak olması, kendisine yapılan her iltifata kanmaması, kişilere ve iş sahiplerine karşı, mesafeli olmasını gerektirir. işte hâkimliğin özü budur.
değerli meslektaşlarım, yüce atatürk diyor ki; “muasır medeniyet zirvesini aşacağız”. aşmalıyız, bu bir emir. biz de türk hâkimleri olarak bu ulu önderin sözlerini kulağımıza küpe yapmak durumundayız. eğer çağdaş ülkelerin düzeyine ulaşmak istiyorsak hâkimler olarak, hukukçular olarak kendimizi yenilemeli, bilimsel ve hukuki gelişmeleri yakından takip etmeliyiz. başarının yolu ve tek anahtarı budur. avrupa insan hakları sözleşmesinin altıncı maddesinde ve insan hakları mahkemesinin kararlarında hep silahların eşitliğinden söz edilir. silahların eşitliği iddia ve savunmanın aynı düzeyde olması anldıbına gelir. hâkimler bağımsız ve teminatlı olmalı ve tarafsız olmalıdır. bağımsız olmayan bir mahkemeden adil karar beklenemez. hâkimlerin bağımsız ve teminatlı olması onlar için bir imtiyaz ve ayrıcalık değildir. başka hiçbir kurum ve kuruluşun teminatı ve bağımsızlığı, milletlerarası sözleşmelerde ve anayasalarda yer almadığı halde, hâkimlerin bağımsız ve teminatı gerek avrupa insan hakları sözleşmesinde, gerek birleşmiş milletler sözleşmesinde ve gerekse bütün ülkelerin anayasalarında vardır. işte bu husus hiç göz ardı edilmemelidir. onun için bağımsız olmayan bir hâkimden adalet beklenemez. teminatı olmayan bir hâkimin de bağımsızlığından söz edilemez. hâkim bağımsızlığı ve teminatı birbirini pekiştiren olgulardır. ikisini aynı şey olarak görmek de doğru değildir. hâkimler tarafsız olmalıdır. doğrudur. hâkim yargılama yaparken, adalet dağıtırken tarafların birine karşı dostluk veya düşmanlık besleyemez. eğer böyle bir olay söz konusu ise o hâkim o davadan çekilmelidir. çünkü adalet hiçbir gölgeyi taşıyamaz. hâkim yargılama yaparken kişinin siyasi inancını, felsefi düşüncesini, mezhebini, bölgesini dikkate alamaz. almamalıdır. hâkim yargılama yaparken kişinin güzel veya çirkin olmasını, boyunun kısa veya uzun olmasını, derisinin renginin beyaz, siyah veya sarı olmasını, dikkate alamaz. almamalıdır. işte bu konularda hâkim taraftır. hâkim hukuktan yana taraftır. karar verirken hâkim anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre karar vermelidir. hâkimin üslubu budur. kural budur. ama her kuralın olduğu gibi, hâkimin taraf olacağı olaylar da vardır. şimdi bunları arz etmek istiyorum. -
42.
0@1 okudum panpa
-
41.
0Değerli arkadaşlarım,Tümünü Göster
ilk defa yine bu dönemde, bütün içtihatları birleştirme kararları Yargıtay dergisi, Yargıtay kararları dergisinde yayınlanan 32 yıllık kararların tümü CD’ye aktarılmıştır. Böylece elektronik ortamda gerek kararların gerekse içtihadı birleştirme kararlarının takibinde kolaylık sağlamıştır. Bu da önemli bir hizmettir.
Başkan olduğum günlerde, bir sorunla karşı karşıya kaldık. Bizim sağlık ünitesinin Sağlık Bakanlığına bağlanması söz konusuydu. Bu konuda yoğun çabalar gösterilmiş ve sağlık ünitesinin Sağlık Bakanlığına bağlanması önlenmiştir. Bu konuda bana yardımcı olan başta başhekim Oğuz bey olmak üzere, bütün doktor arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ancak, biz onları bağımsız hale getirdik, burada bıraktık, fakat, özlük hakları yönünden kayıpları oldu. Yargıtay kanunu çıkarılsaydı bu durumu telafi edecektik. işte benden sonraki başkana düşen görev, Yargıtay kanununda sağlık personelinin özlük haklarını diğer emsallerine uygun hale getirmek için çaba göstermesini kendisinden özellikle rica ediyorum. Çünkü, gerçekten bizim sağlık çalışanlarımız bize çok yararlı hizmet vermektedirler.
Değerli arkadaşlarım, hatırlayacaksınız başkan olduktan 10 gün sonra 13 Aralık 2004 tarihinde bir konuşma yapmıştım. Genel kurulu toplandım, mutat olmayan bir konuşmaydı. Öyle bir konuşmanın da yapılması gerekiyordu. Yaşanan bir takım olumsuzluklar vardı. O olumsuzlukların bitmesi gerekiyordu. Ve bugün olumsuzlukların bittiğini görmekle bahtiyarım. Bunlar nelerdi? Bu çatı altında en uzun süre çalışanlardan biriyim. Yaklaşık 21 yıl. Az bir zaman değil. Başladığım günlerde vardı, sonrasında da devam etti. içimizden bazıları imzasız mektuplar gönderiyorlardı, değişik kimselere ve basına. Bunu basın bildiği için burada konuşmanın mahsuru yok. Çünkü bize gelen mektupların bir örneği basına da gidiyordu. Ama Türk basını hep duyarlı davranmıştır. O imzasız mektupları yayınlamamıştır. işte o toplantıda ben bunu da gündeme getirmiştim. Bahtiyarım ki, bu üç sene içinde Yargıtay üyelerinden kaynaklı, Yargıtay mensuplarından kaynaklı hiçbir imzasız mektup gelmemiştir. Bunu belirtmek ve böyle de devam etmesini diliyorum.
Değerli konuklar, sevgili arkadaşlarım,
Bir hususu daha belirtmek istiyorum. Yargıtay da aylarca hatta bir yılı aşkın süreli seçimler olduğunu biliyorsunuz, Bununda basında yer aldığını biliyorsunuz. Ancak, son üç yıl içinde Yargıtay’daki seçimler uzamamıştır. En uzun seçim Bir ay yirmi bir günde sonuçlandı. Bunun nedeni nedir? Bunun nedeni tarafımdan öngörüldüğü şekilde beş turun aynı günde tamamlanmasıdır.
TOKi ile kurum olarak ön anlaşma yapılarak, mensuplarımızın konut sahibi olmalarına imkan sağlanmıştır. Sanıyorum bahar aylarında bu gerçekleşecektir. Bütün arkadaşlarımın bu projeye ilgi göstermesini ve bu sayede konut sahibi olmalarını diliyorum. Özellikle personelimizin başka türlü konut edinme olanakları bulunmamaktadır. Ayrıca yine prestij konutları yapılacaktır. Bu konutlardan Yargıtay üyeleri ve tetkik hâkimleri arkadaşlarımızda istifade edebileceklerdir. Bunun ön protokolü imzalanmış ve bu konuda sizlere gerekli yazılar da gönderilmiştir ve bu projeye sahip çıkılmasını istiyorum.
Değerli hâkimler, değerli yüksek hâkimler,
Hâkimlere her toplum özel önem ve değer vermiştir. Ama Türk toplumunun verdiği değer daha da fazladır bunu hepiniz biliyorsunuz. Hâkimler örnek insanlardır. Hâkimler adaleti arayan, adaleti dağıtan, adaleti sağlamayı kendisine amaç edinen insanlardır. işte bu nedenle hâkimler özel durumları ve konumları nedeniyle yaşantılarına özen göstermek zorundadırlar. Hâkimler yargılarken yargılanan kişilerdir. Bu husus hiç unutulmamalıdır. Biz tarafları yargılarız ama taraflar vekilleri ve kamuoyu da hep bizi yargılar. Onun için yargılayan hâkimler yargılandıklarını bilmek durumundadırlar. işte yargılandığını bilen hâkim yaşantısına özel hayatına disiplin getirmek ve ona özen göstermek zorundadır.
Değerli arkadaşlarım,
Hâkimlerin dürüst olması yetmez. Ama hâkimlerin dürüst görüntü vermeleri gerekir. Dürüst görüntü hâkimlerin zengin sofralarından uzak olması, kendisine yapılan her iltifata kanmaması, kişilere ve iş sahiplerine karşı, mesafeli olmasını gerektirir. işte hâkimliğin özü budur.
Değerli meslektaşlarım, Yüce Atatürk diyor ki; “Muasır medeniyet zirvesini aşacağız”. Aşmalıyız, bu bir emir. Biz de Türk hâkimleri olarak bu ulu önderin sözlerini kulağımıza küpe yapmak durumundayız. Eğer çağdaş ülkelerin düzeyine ulaşmak istiyorsak hâkimler olarak, hukukçular olarak kendimizi yenilemeli, bilimsel ve hukuki gelişmeleri yakından takip etmeliyiz. Başarının yolu ve tek anahtarı budur. Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin altıncı maddesinde ve insan Hakları Mahkemesinin Kararlarında hep silahların eşitliğinden söz edilir. Silahların eşitliği iddia ve savunmanın aynı düzeyde olması anldıbına gelir. Hâkimler bağımsız ve teminatlı olmalı ve tarafsız olmalıdır. Bağımsız olmayan bir mahkemeden adil karar beklenemez. Hâkimlerin bağımsız ve teminatlı olması onlar için bir imtiyaz ve ayrıcalık değildir. Başka hiçbir kurum ve kuruluşun teminatı ve bağımsızlığı, milletlerarası sözleşmelerde ve anayasalarda yer almadığı halde, hâkimlerin bağımsız ve teminatı gerek Avrupa insan Hakları Sözleşmesinde, gerek Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde ve gerekse bütün ülkelerin anayasalarında vardır. işte bu husus hiç göz ardı edilmemelidir. Onun için bağımsız olmayan bir hâkimden adalet beklenemez. Teminatı olmayan bir hâkimin de bağımsızlığından söz edilemez. Hâkim bağımsızlığı ve teminatı birbirini pekiştiren olgulardır. ikisini aynı şey olarak görmek de doğru değildir. Hâkimler tarafsız olmalıdır. Doğrudur. Hâkim yargılama yaparken, adalet dağıtırken tarafların birine karşı dostluk veya düşmanlık besleyemez. Eğer böyle bir olay söz konusu ise o hâkim o davadan çekilmelidir. Çünkü adalet hiçbir gölgeyi taşıyamaz. Hâkim yargılama yaparken kişinin siyasi inancını, felsefi düşüncesini, mezhebini, bölgesini dikkate alamaz. Almamalıdır. Hâkim yargılama yaparken kişinin güzel veya çirkin olmasını, boyunun kısa veya uzun olmasını, derisinin renginin beyaz, siyah veya sarı olmasını, dikkate alamaz. Almamalıdır. işte bu konularda hâkim taraftır. Hâkim hukuktan yana taraftır. Karar verirken hâkim Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre karar vermelidir. Hâkimin üslubu budur. Kural budur. Ama her kuralın olduğu gibi, hâkimin taraf olacağı olaylar da vardır. Şimdi bunları arz etmek istiyorum. -
40.
0ananı alda git
-
39.
0bu son entryi girdikten sonra gibtirip gitmen şart zaten ak
-
38.
0Robinson Crusoe orta halli bir ingiliz ailenin çocuğu idi . Babası Robinsonun iyi bir iş tutup sakin bir hayat sürmesini arzuladığı halde,Robinson denizlere açılıp maceracı bir hayat sürmeye öylsine can atıyorduki, en sonunda evinde daha fazla kaşlamayacağını anladı.Büyüklerin haberi olmadan ilk yolculuğa çıktı.Gemi mütiş bir fırtınaya tutulmuştu.Robinson’u öyle bir deniz tutmuştuki karaya sağsalim kavuşamamaktan korkuyordu.Karaya bir çıksam bir daha denizlerin adını anmıyacağım diye düşünüyordu.Tümünü Göster
Karaya sağsalim çıktıktan sonra arzuları yeniden depreşti.tüccarlığa başlıyarak Avurpaya mal zütüren bir gemiye girdi.Bindiği gemiyi birFas korsan esir aldı.Fas kıyılarında bir limana esir olarak zütürüldü.Orada hayatı öyle zor şartlar altında geçiyorduki ilk fırsatta küçük bir sanadala atlatıp kaçtı.Bir Portekiz yük gemisi onu buldu ve Birezilya’ya bıraktı.
Bir ingiliz çifti ona Afrikaya gidip köle getirmesini önerince Robinson’un denizlere açılma arzusu yeniden uyandı,geçirdiklerini unutarak yeniden yola çıktı. Bu yolculuk Robinson’unun hayatında bir dönüm noktası oldu ve büyük serüven böyle başladı.
Gemi Güney Amerika Sahillerinden biraz uzakta bir adanın yakınlarında bir kaya çarpıp parçalandı.Yolcu ve mürettabattan yalnız Robinson kurtuldu.Dalgalar onu kıyıya sürükledi.Adada hiç kimse yoktu.Vahşi hayvanların bulunduğunu gösteren birbelirtide göze çarpmıyordu.Robinson batmış gemiden çeşitli araçlar ve yiyecek alarak adaya sandalla taşıdı. http://www.kitap.kalemguzeli.net/
Önce küçük bir tepenin eteğine yelken bezinden bir çadır kurdu.Herşeyden önce barutunu dikkatle saklıyordu.Robinson’un ikinci düşüncesi yiyecek stokuydu.ilk günlerde elinden geldiği kadar az yiyecek tüketiyordu.
Çok geçmeden Robinson gemide mürekkep ve kağıt buldu ve günüügnüne son hatıralarını yazmaya başladı.Barınağını uzun müddet oturacak hale soktu.Çadırın arka tarafında bir mağara buldu ve ilkel araçlarla mağarayı genişletti.Mağaraya sandalye,raf ve masa yaptı.
Robinson’un bundan sonra adada geçen son yirmidört yılıda ilk günlerden farklı geçmedi.Robinson adanın her tarafını gezdi ve adanın diğer yanına bir yazlık ev yaptı.Mısır,arpa ve pirinç yetiştire biliyordu.Her yıl yeni tohumları dikkatle saklıyordu,en sonunda küçük bir tarla ekecek kadar tohumu oldu.Yaban keçileri yakalayıp onları ehlileştirdi.Papağan yakaladı,onlarla oyalandı.Yeni eşyalar yaptı,mağarayı genişleterek,dışarıdan gelecek tehlikelere karşı muhafazalı hale getidi.
Robinson’un adadaki yirmidördüncü yılının ortasında bir olay,sürdüğü hayatın şeklini değiştirdi.Bir buçuk yıl kadar önce adaya vahşilerin geldiğini görmüştü.Bunlar hehalde başka adadan sanadalla gelmişlerdi.Bunlar başka bir kabile ile savaşa başlamışlardı.Robinson bir sabah insan kemikleri ve parçalanmış insan eti bularak korkuya kapılmıştı.Vahşilerin geri dönüp kendisini bulmasından çekiniyordu.Ensonuda vahşillerin bir kısmı adaya döndü,kendilerine ziyafet hazırlığı yaparken Robinson üzerlerine ateş açrak onları korkuttu.Vahşilerin yanındaki esirlerden birini alı koymayı başardı.Artık adada yalnız değildi.Adama onu yakaladığı günün adını verdi.Cuma diye çağırmaya başladı.Cuma onun sadık bir kölesi oldu. http://www.kitap.kalemguzeli.net/
Bir zaman sonra Robinson,Cuma’ya ingilizce öğretmeyi başardı.Cuma,ona geldiği adada onyedi beyaz adamın esir olarak tutulduğunu anlattı.Robinson onları kurtararak birlikte uygar dünyaya dönmenin çarelerini araştırmak istiyordu.Robinsonla Cuma büyük bir kayık yaptı ve öbür adaya gitmek üzere hazırlandılar.Bu sırada adaya yeni bir vahşi topluluğu geldi ve yanlarındada bir miktar daha esir getirmişlerdi.Esirlerden birisi beyaz adamdı.Esirlerin arasında Cuma’nın babasıda vardı.Bu iki esiri kurtarmayı başardılar.Robinson onyedi beyaz esirden biri olan ispanyola elinden geldiği kadar iyiy baktı.Cuma’nın adasını bir düşman kabile istila etmişti ve oradaki beyaz esirlerin hayatı tehlikedeydi.
Robinson ispanyolu ve Cuma’nın babasını öbür esirleri kurtarmaay gönderdi.Onların dönüşünü beklerken bir ingiliz gemisinin adaya demir attığını gördü.Çok geçmeden kaptanla iki addıbının gemide isyan çıkartan mürettebat tarafından atıldıklarını öğrendi.Robinson,Cuma ve üç denizci gemiyi almatı başardılar.Cuma’nın babası gelmeden adadan ayrılmak istemiyordu.Günün birinde gelip onların ne durumda olduklarını öğrenmeyi tasarladı.isyancı tayfalardan beşi ingiltere’ye gidip asılmakatansa adada kalmatı uygun buldular.Robinsonla Cuma ingiltere’ye dönmüşlerdi.Otuzbeş yıl süren ayrılıktan sonra1687 Haziranın’da ana vatanına geldiği zaman hiç kimsenin tanımadığı bir yabancıydı.Ama Robinson’un maceraları bukadarlada bitmiyordu.Eski evini bulunduğu yere gelince,annesiyle babasının ve yakınlarının çoğu ölmüşlerdi.Yalnız iki kız kardeşiyle bir erkek kardeşinin sağ kaladıklarını öğrenmişti.Artık onu ingiltere’de tutan hiçbirşey kalmadığını gören Robinson Lizbon’a gitti.Akadaşları mallarını saklamışlardı.Robinson öğrendiklerinden memun şekilde ingiltere’ye döndü.Evlendi ve üç çoçuğu oldu. Karısı öldükten sonra 1695’de yeğenin kaptanlık ettiği bir gemiye binerek Doğu Adalarına ve Çin’e gitmek üzere yola çıktı.Gemi Robinson’un adasına da uğramıştı.ispanyollarla ingiliz gemiciler yerli kabilenin kızları ile evlendiklerini ve adanın nüfusunun günden güne artmakta olduğunu gördü.
Küçük kolonini emniyet ve huzur içinde olduğunu anladıktan sonra Cuma ile Robinson yine gemiye binipo denize açıldı.Brezilya’ya giderken gemiye vahşiler hücüm etti.Savaş sırasında Cuma öldürüldü.Brezilyadan sonra Robinson Ümit Burnu’nu dolaştı ve Çine gelince Rob burada bırakılmasını istediler. Rob Çinden sibiryaya giden bir kervana katıldı. En sonunda ingiltereye vardı 54 yıllık ömrünün büyük bölümünü vatanından uzakta macera peşinde geçirmişti. Artık hayatınıngeri kalan kısmınıda vatanında sukunet içinde dönüşü olmayan o büyük yoculuğa yavaş yavaş hazırlanmakla geçirecektir. -
37.
0Eğer duyduklarımı ve düşüncelerimi tam olarak açıklayamazsam bağışlayın lütfen. Hüzünlü bir sevinç içindeyim. Yaklaşık 9 ay sözlüğe hizmet verdim. Bunun yarısı full online bu çatı altında geçti. Yargı hizmeti ve adalet dağıtmak bizim için yaşam biçimiydi. Evimizden daireye, dairemizden evimize. işte bu değişiyor, bu nedenle hüzünlüyüm. Sevinçliyim çünkü emekli olmakta bir sürecin doğal sonucu. Sağlıkla, onurla, vakarla sonuca varmakta büyük mutluluk. Çünkü biliyorum ki içimizden bazı arkadaşlarımız emekliliğini göremediler. Allaha şükrediyorum ki, emekliliği de yaşadık, ona da vasıl olduk.
Başkan olduğum günlerde, bir sorunla karşı karşıya kaldık. Bizim sağlık ünitesinin Sağlık Bakanlığına bağlanması söz konusuydu. Bu konuda yoğun çabalar gösterilmiş ve sağlık ünitesinin Sağlık Bakanlığına bağlanması önlenmiştir. Bu konuda bana yardımcı olan başta başhekim Oğuz bey olmak üzere, bütün doktor arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ancak, biz onları bağımsız hale getirdik, burada bıraktık, fakat, özlük hakları yönünden kayıpları oldu. Yargıtay kanunu çıkarılsaydı bu durumu telafi edecektik. işte benden sonraki başkana düşen görev, Yargıtay kanununda sağlık personelinin özlük haklarını diğer emsallerine uygun hale getirmek için çaba göstermesini kendisinden özellikle rica ediyorum. Çünkü, gerçekten bizim sağlık çalışanlarımız bize çok yararlı hizmet vermektedirler. -
36.
0bi de eyvallah deyin la. bi de sadece eyvallah deyin aq.
-
35.
0lan gidiyorum sağlıcakla yaz hırbo
-
34.
0adam 24 ciltlik angiblopediyi geçirmiş sözlüğe amk
-
33.
0bunu okuyacağıma kendi zütümü giberim daha iyi
-
32.
0@1 bu da tevez gibi amk her yıl geleneksel terki diyar toplamaları
-
31.
0@1 beyler adam biyografisini yazmış kaçın
-
30.
0@31 senin yha, jidden, aramısda, bhunu, oquyan, far diyen dilini gibiyim dıbına koyduğumun liselisi.
http://inciswf.com/1286316510.swf -
29.
0okursam gibsinler
-
ne ucan kedi bu muymuş
-
x tayfa
-
enguzelhalinle ananınn dıbınaa
-
kekolar pislik içinde ki kekoreçi yer
-
bakircan benden önce milli olacak diye korkuyorum
-
sözlüğün şaklabanı 2025
-
tüm çakralarım tıkalı
-
05 08 2025 güncel sözlük reisleri
-
ya ramsteyn sende
-
abee türk kızlar çok şerefsizz
-
can tayfa son kez diyorum
-
cfrkn adlı yazarın zırlak suratlı anasını
-
sozlukcan neden entrylerini sildi olum la
-
olm kim gibayetvara vikins sozluğun
-
sigara ve alkole yapılan zamlar hakkında
-
iyi ki 31 var
-
bekircanan sozluge gir
-
sözlük arada kasıyor yine
-
miletin nikiyle başlik açayim
-
kutsalsuku nerdesjn
-
91 puanla hizmetli oluyon
-
merhaba amım var bilginize
-
artık yalnızlık can sıkmaya başladı
-
netenyahu 1000lerce yil cehennemde yansa
-
cfrkn ve ucan kedi ananızı saç saça bağlayıp
-
kim milyoner olmak istere katılan günay teyze
-
akp guç zehirlenmesi yaşıyor
- / 1