fbahceliler derneği

yaz panpa gfb giber.

4) bir sonraki gün. daha önce sporla ilgisi olduğunu ve böyle bir donanımları olduğunu hiç bilmediğimiz ve biryerlere gönül bağı olduğunu bildiğimiz insanlar tv'lere çıkıp kamuoyunu sözde bilinçlendirme adına yönlendirmeye başlıyorlar. "kıbrıs'a kaçacaklarmış", "emenike para sayarken yakalanmış", "savcı 90'a çakmış" vs. ipe sapa gelmez şeyler ve yargısız infaz. bir an biz fenerbahçeliler'de bile "acaba" sorusu uyanıyor kafamızda. ama dikkat edin hukuk yok, fezleke yok, savcı yok, hakim yok. emniyet yapıyor bütün bunları.

3) ertesi gün linç kampanyası daha da sistematik olarak devam ediyor. basında aziz başkan'ın eşkal fotoğraflarını yayınlıyorlar oklohoma bombacısı gibi. itibarsızlaştırma kampanyası devam ediyor bütün hızıyla. saddam'ın saklandığı mağaradan yakalanma görüntülerini hatırlayın. nasıl özenle servis edildi. 50 yıl geçse de öyle hatırlanacak. amerika bunu çok özenle ve bilinçli yaptı. aziz başkan'a yapılan da buydu. insanlarda nefret hissi uyandırmak ve itibarsızlaştırmak. dikkat edin henüz hukuk mekanizması işlemeye başlamadan oluyor bütün bunlar. emniyet yapıyor. ve bugün fenerbahçe'ye verilen ceza bu polis tutanaklarına göre hukuki hiç bir temeli olmayan sözde "delil"lere göre yapılıyor. filmlerde bile "kadını ve parayı takip et" diye bir motto var. peki bu şike parası nerde? kim aldı? devletin valisi bile "çantada para değil bilet vardı" diyor. ama sen hala "maç bağlanmış paralar verilmiş" diyorsun. nasıl olacak ki bu iş?

2) hastanede polisler sağlık kontrolü yapılırkena aziz başkan'ın adresini yazarken "metris cezaevi" yazıyorlar. dalga geçer gibi. keyif alır gibi. daha savcı yok, hakim yok, karar yok. mizansen devam ediyor, senaryo uygulanıyor.

1) 3 temmuz 2011. o melun günler. fenerbahçe, ts ve bjk başkan ve yöneticileri suçlanıyor. polisler evlere baskın yapıyor. henüz hukuki süreç başlamamış. yalnızca emniyet devrede. suçlanan kişiler savcının karşısına çıkmadan önce sağlık kontrolüne zütürülecekler. ts başkan ve yöneticileri hastaneye kendi özel araçları ile gidiyorlar. gazetecilere "olay bizimle ilgili değil, biz ts olarak rahatız" diyorlar neşe içinde. sanki mizanseni biliyorlar gibi. ama fenerbahçe başkanınının kolunu kıvırarak zorla bindiriyorlar polis aracına. şaçlarından bastırarak zorla bindiriyorlar ambulansa. daha dakka bir gol bir. eşitsizlik burda başlıyor. ve bu görüntüler ısrarla servis ediliyor basına. "bu aziz yıldırım amma da pislikler yapmış baksana şuna" algısı yaratılmaya başlıyor. itibarsızlaştırma süreci başlıyor. peki nerde hukuk, nerde eşitlik? bu biz fenerbahçeliler'in vicdanını kanatmadı mı? siz olsanız ne yapardınız?

Sevgili anti-fenerbahçeli! Bir an Fenerbahçeli kimliğimi rafa kaldırıp vicdan, hakkaniyet, eşitlik adına beyin jimnastiği yapacağım ve bazı sorular soracağım. 2 yıldır fenerbahçe'ye uluorta, pervasızca ve insafsızca saldırırken, "şikeci" derken, "örgüt" derken, küfrederken aslında neleri ıskaladın ve aslında nasıl haksızlık yaptın bir bakıver. olay futbol, şike şampiyonluk vs değil. anlatmak istediğim daha başka. bir kişinin bile kafasında "acaba" ışığı yanarsa eğer, bu benim için yeterlidir:

yaz beni de

En samiyetsiz şahıslar ise ÖYM'lere adil değil deyip, söz konusu F.bahçe davası olunca ÖYM'leri haklı bulan bukalemunlar. Şeref yoksunları yatacak yeri olmayanlar

beni de yaz bi yere lan

Sözde şike operasyonuna özel sipariş yasa çıkartıp, şike-teşvik için hiçbir somut delil olmadan, telefon konuşmalarını kesip biçerek,
bunlar üzerinden niyet okuma yapan ve hüküm kesenler, başkanın Bilyoner gece klübündeki şampiyonluk kutlamalarını kastederek söylediği

"Bilyoner''i kapatın" tapesini Çalık'ın gazetesine sızdırıp "Bilyoner'i kapatıp bahis şikesi yapmışlar" diye ısmarlama haber yaptırmıştı.

işte ÖYM'nin verdiği karar ve Yargıtay Başsavcısı'nın teb, iğnamesi de bu şekilde "niyet okuma" üzerine dayanıyor...

rte ye soru:ÖYM'nin adaletine inanıyor ve güveniyorduysanız, MiT müsteşarınızın ÖYM'de yargılanmasına niye müsaade etmediniz?

ÖYM'yi "devlet içinde devlet olmuşlar" diyerek kapatan RTE, FB taraftarından başkanını "devlet içinde devlet"e feda etmelerini istiyor.

TR'de kritik davalara bakan yargı mensuplarının "kaset" ve "zaaf"larıyla tehdit/baskı/şantaja maruz kalmadığının garantisini kim verebilir?

Bu ülkede Gülen aleyhinde örgüt davası açan savcının ciks kasedi patladı, Ergenekon'da tahliye oyu veren hakimin tel. konuşmaları sızdırıldı

RTE FB'ye kurulan komployu bozmak isteseydi somut delile ihtiyaç duymadan hüküm kesmeye hukuki kılıf tanıyan yasanın(6222) özünü değiştirirdi.

Yasadaki fahiş cezaları azaltmakla, TFF'ye Demirören'i getirmekle, "FB'ye özel muhabbetim var" demekle olmuyor..

Cumhurbaşkanlığı kariyerindeki tek vetoyu özel şike yasasındaki fahiş hapis cezalarının indirimine kullanan "cemaatin Gül'ü"nü de unutmadık!

Aziz Yıldırım ve irtibatlı olduğu kişilerin telefon konuşmalarında niyet okuma yaparak örgüt çıkartıyorsun

ama TS taraftarını galeyana getirip hükümete karşı sokağa döken,

iktidara karşı "oy şantajı" yaparak TS'yi şampiyon yapmaya çalışanları görmüyorsun.

Ne demişti başkan? "TSliler'in yaptıklarını ben yapsam, konuştuklarını ben konuşsam Ergenekon'dan yargılanırdım"..

Aziz Yıldırım ve arkadaşları örgüt, TS taraftarını örgütleyip hükümete karşı sokağa dökenler örgüt değil..

Aziz Yıldırım ve arkadaşları örgüt, "milleti galeyana getirmek"ten bahsedenler örgüt değil.

Aziz Yıldırım ve arkadaşları örgüt, muhalif partilerin il teşkilatları üzerinden ortamı tahrik edenler örgüt değil..

akp'nin cevre bakani erdogan bayraktar "ts'yi ve baskani haciosmanoglunu ezdirmem, her turlu yardimi yaparim. ts samp. olmali"

akp'nin cevre bakani erdogan bayraktar "haciosmanoglu beni 3 kez ziyaret etti, uzun uzun konustuk" "elbetteki ts'ye yardimci olacagim"

erdogan bayraktar'in "ts'yi sampiyon yapacagiz" lafini duyan hakemler ts'nin maclarini hangi kafayla yonetecekler?

Gençlerbirliğinden Trabzonspor'a transfer olan Aykut için Erdoğan Bayraktar aracı oluyor, Şimdi Futbolda Siyaset yok öyle mi

Şike ile ilgili ceza kararlarının, ortaya çıkan bir suçüstü, para, sözleşme ve saha sonucu olmadığına göre, sadece dinlemelere göre verildiği apaçık meydanda. Yüzlerce insanın dinlendiği de düşünülürse; şike için ima etmek bile yeterliyse, dinlenenlerden yalnızca Fenerbahçe’ye ceza verilip, rakiplerinin es geçilmesi de kafalardaki en büyük soru işareti. Bu kadar basit imalarla bile birileri suçlanacaksa, spor camiasında bulunan eski-yeni yönetici, sporcu, hakem kim varsa hepsini çok rahat içeri tıkabilirsiniz.

Başta da yazdığım gibi insanları kutuplara ayırmak çok kolaydır.. Tuttuğu takıma saldırırsın, dini, bayrağı, vatanı kendi çıkar ve menfaatlerin için araç olarak kullanırsın.
insanlar birbirleri ile uğraşırken, hiç fark etmeden köprünün altından nice sular
akar..

Şuan yaşananlara inanmamız içinse bizi kimsenin ikna etmesine gerek yok,
ÇÜNKÜ Biz son iki yıldır yaşadıklarımızın hepsini hafızalarımıza kazıdık..
Haksızlıklara adaletsizliklere hep direndik..
Keşke insanlar yaşananlara önyargıları ile değil sadece ViCDANLARI ile bakabilse.

Bizler tıpkı şuan olduğu gibi birinci ağızlardan TERÖRiST, Ergenekon sempatizanı vs vs ilan edildik.. Şimdi yeni bir titrimiz oldu ÇAPULCUYUZ sorun değil..

Hani bilirsiniz bazı kabuslar vardı.. Yardım için bağırırsınız, bağırırsınız, bağırırsınız ama sesinizi kimse duymaz? işte biz o kabusu 2 yıl boyunca uyanıkken yaşadık sesimizi kimseye duyuramadık..

Madem Tv'ler sesimizi duyurmuyor biz yazalım, kameraya çekelim, insanlara derdimizi anlatalım dedik. Maalesef en yakınlarımız bile bize inanmadı.

Çağlayan Adalet sarayının önünde şuan Taksim'de yaşanan zulmün daha beterini yaşadık,
Demir kafesin içine alınan binlerce insana kaçacak yer bırakmadan Gaz, Tazyikli su, cop ve plastik mermi sıkıldı. Hiç haberiniz oldu mu?.

12 Mayıs 2012 gecesi Türkiye olası bir Heysel faciasının eşiğinden sadece ALLAH'ın yardımı ile kurtuldu. Orada olanlar canlarını kurtarma derdindeyken çoğunuz gs'ın kupasını almamızı engellemek için yapıldığını sandınız. (Bkz Dolmabahçe camiide içki alemi yalanı)

Çünkü Toplumun hafızası basındır Sorgulamadan en yakınlarınıza bile inanmadan Medya tarafından size dayatılanları kabul ettiniz..

Silivri'de yapılan ilk mahkemede FENERBAHÇE SK Başkanı gazetecilere dönüp:
Ne şikesi MEMLEKET ELDEN GiDiYOR araştırın dedi..
AMA insanlar üzerlerinde ki formayı çıkartıp söylenenleri dinlemedi..

Şimdi basında ki PENGUENLERDEN şikayet edenler bilirler mi?.
Ya da şöyle söyleyeyim hiç kanallarda izlediler mi?..
Cadde'de iki kere yürüyüş düzenlendi ve 100 binin üzerinde insan yürüdü.
Sesimizi duydular mı?.

Bir toplumu kutuplara ayırmak için işe halkın manevi değerleri ile başlarsınız..
Kutuplar birbiri ile savaşırken iktidar sahipleri ellerini kollarını sallaya sallaya
Hiç bir zorlukla karşılaşmadan hayallerini gerçekleştirirler..

Son seçimden sonra Futbolla yatıp kalkan bir ülke için 3 Temmuz şike senaryosu sahnelendi..
Böylece son iki yıl boyunca yine iktidar sahiplerinin verdiği emirlerle,
Tüm tv kanalları sabahlara kadar yalanlar üzerinden ŞiKE'yi anlattılar..
Ülkenin üzerine FENERBAHÇE Battaniyesi örtüldü HALK 2 yıl boyunca
uyutuldu.
Bu esnada meclisten ne kanunlar geçti?. Nereler kimlere peşkeş çekildi?.
Binlerce insan işsiz kaldı, yerlerine kendi adamları yerleştirildi kimsenin haberi olmadı.

insanlar futbolla uyutuldu..
Memlekette tek uyumayan camia ise sadece FENERBAHÇE'ydi..
Bizler binlerce sayfa tape okuduk, sonra savunmayı okuduk, arada ülkede yapılan usulsüzlükleri takip ettik.

Telefon konuşmalarında başbakanı tehdit ettiler. Basını kullanarak halkı nasıl ayaklandıracaklarını anlattılar. Devletten aldığı 6m Dolar’ın 5’ini çeşitli boy ve ebatlarda balıklara yatırdılar. Kulüp hesaplarında ki ‘’Hayali’’ milyon dolarlık harcamaların hesabını kimse sormadı. Bütün bu pis kokular sonraki dönemde kendiliğinden ortaya çıktı hukuksuz bu işlemlerin hiçbir yaptırımı olmadı. Mahkeme süresi boyunca haklarında 4 kişi bize teşvik önerdi itirafında bulundu. Dinlemelerden haberdar olduklarını mahkemede, sokakta her yerde anlattılar. Devletin denizi doldurarak kendilerine yapacağı spor kompleksini büyük bir iştahla bekliyorlar VE Maalesef hala onursuzca 97 yılından bugüne yenemedikleri kulüpten kupa dileniyorlar.

Bir başka penceren bakıldığında ise: Korku imparatorluğu kurduğu iddia edilen ADAM bir kişiyi bile ölümle tehdit etmemişken. Kazlıçeşme’den Başbakanlık ofisinden çıkmayan yüz felci geçirmiş zat her gün birilerini tehdit ettiği halde ülkedeki OMURGASIZ spor medyası tarafından ‘’Sevgi kelebeği’’ olarak gösteriliyor.
Aradan geçen 2 yılda olduğu iddia edilen hiçbir suç kanıtlanamamışken. Gözler önünde olan tüm usulsüzlükler hasır ediliyorsa bu ülkede ki çürümüş sistemin BOZUK TERAZiSiNE güven kalmaz.