1. 252.
    0
    aman diyim
    ···
  2. 251.
    0
    @251 her gün 2 3 tane atıyorum
    ···
  3. 250.
    0
    Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verirler.

    Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu oluşturdu.

    Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istemektedir.

    Kuş, uçmanın dahil olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir. Bütün bunları bir araya getirip,bir müfredat programı yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.

    Tavşan koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu.

    Bir süre sonra beyni hasar gördü ve eskisi gibi koşamadı.

    Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı,ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi.

    Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C' ye düşmüştü. O' da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu.

    Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün dersleri görüyordu.

    Ve buna "Geniş Tabanlı Eğitim Sistemi" dediler.

    (OSHO'nun "Sezgi" kitabından alıntıdır.)
    ···
  4. 249.
    0
    Bil ki, ancak kendin, kendi kendine, hiçbir başkasının yönlendirmesi, öğüt ve salık vermesi olmaksızın, kendin olabildiğin zaman, kendin olabileceksin.

    Oruç Aruoba, Benlik(Sf.136)
    ···
  5. 248.
    0
    @247 bi sen biliyorsun zaman dıbına kodum çocugu seni takdir edeceğine köstek oluyorsun gibtir git buradan
    ···
  6. 247.
    0
    Felsefe yapılmaz genç adam felsefe hayatı sorgulama ve anlamlandırmaktır.
    ···
  7. 246.
    0
    'Ödev, adap, sadakat, fedakarlık, özgecilik, kibarlık; bunların hepsi de insanı uyutmaya yarayan ninnilerden başka bir şey değil; hem de öyle bir uykuya yatırıyor ki kimse bu uykudan uyanamıyor, uyansa da ancak yaşdıbının sonuna geldiği an oluyor bu. işte o an, insanın hiç yaşamamış olduğunu öğrendiği an oluyor.'

    Nietzsche Ağladığında
    ···
  8. 245.
    0
    'Geçmişin tehlikesi esir olmaktı, geleceğin tehlikesi ise robot olmak.'

    Erich Fromm
    ···
  9. 244.
    0
    'Geçmişin tehlikesi esir olmaktı, geleceğin tehlikesi ise robot olmak.'

    Erich Fromm
    ···
  10. 243.
    0
    'Benciller acıyı yaşamadan anlamazlar dostum.'

    Zata
    ···
  11. 242.
    0
    'içten olan insan, içtenlikle gülebilir, içtenlikle dans edebilir,
    içtenlikle neşelenebilir. içtenliğin, ciddiyetle hiçbir ilgisi yoktur..'

    Osho
    ···
  12. 241.
    0
    “Sadece Bilgi Ağacı’nın yemişlerini yediğimiz için değil, Hayat Ağacı’nın yemişlerinden hâlâ
    yemediğimiz için günahkârız. içinde bulunduğumuz durumdan dolayı günahkârız, ilk Günah’tan değil..”

    Franz Kafka / Aforizmalar
    ···
  13. 240.
    0
    “Beyaz bir tavşan boş bir silindir şapkadan çıkarılır. Bu tavşan çok büyük olduğundan bu numara milyarlarca yıl sürer. ince tüylerin en tepesinde çocuklar dünyaya gelir. işte bu yüzden çocuklar bu inanılmaz sihirbazlık numarasına hayret ederler. Ama yaşlandıkça tavşanın tüylerinin diplerine doğru yerleşir, orada kalırlar. Bu tüylerin dibi çok rahattır, işte o yüzden kürkün ince tüylerinden yukarı doğru tırmanmayı hiçbir zaman göze alamazlar. Sadece filozoflar dilin ve varoluşun en dış sınırlarına doğru tehlikeli bir yolculuk yapmayı göze alabilirler. Bunlardan bazıları yolda kaybolurlar ama diğerleri tavşanın tüylerine sıkıca tutunarak tırmanır ve yumuşak kürkün diplerinde yiyip içip yaşayan insanlara seslenirler:

    “Bayanlar, baylar. Boşlukta süzülüp duruyoruz.”
    Ama kürkün dibindekilerin hiçbiri filozofun bu çığlıklarına aldırmaz.
    “Üff, ne diye gürültü edip duruyorlar sanki!” derler. Sonra da konuşmalarına devam ederler: “Tereyağını uzatır mısın lütfen? Hisse senetleri bugün ne kadar yükselmiş? Domatesin kilosu ne kadar? Lady Di’nin bir çocuğu daha olacakmış, duydunuz mu?”

    Sofie’nin Dünyası - Jostein Gaarder
    ···
  14. 239.
    0
    Sarı saçlarını topla bir akşam bana gel..
    Yağmur senden önce gelebilir şehre,
    Önemseme biraz geç kal,
    Bir sigara içerim
    Beklerken seni,
    Martısız bir şehre martılar getirtirim.
    Olsun biraz geç kal,
    Yelkovana binip akrebi öperim.
    Gözlerinin kapısındaki kilitleri kırmak için,
    Gözlerimin elindeki bıçağı görmezden gel..
    Siyah elbiseni giy
    Ve trafik ışıklarında nefes al.
    Sarı saçlarını topla bir akşam bana gel..
    Muhabbetin damarı çatlasın,
    Komalık olsun sözcükler.
    Teşbihteki hatayı görürsen şikayet için ara beni..
    Telgrafın tellerindeki kuşların emeklilikleri geldiği için,
    Belki de binip gittiler yeni bir şehre
    Eski bayram kartları..
    Mors alfabesiyle de sevebilirim seni,
    Lirik bir anlatımla da ..
    Sarı saçlarını topla bir akşam bana gel..
    Değişsin arayüzü hayatımın
    Ve ineyim göğün zindanından,
    Ellerimde bulut ve yağmur kaçkını yavru kuş,
    Ağzımda kalabalık bir ayaz..
    Saksıdaki çiçeğin adını şifre olarak koydum.
    Dünya haritasının ayak izlerine,
    Çölde bir vaha,
    Vaha da bir su,
    Su da bir yüz,
    Yüzde bir göz,
    Göz de masmavi deniz..
    Sonsuza kadar zütürebileceğim üstteki dize..
    Olsun sen gel..
    Bir akşam geç gel , işçilerden sonra gel..
    Akşamdan sonra gel,
    Bıçaklanınca gel,
    Kanımı takip et…
    iz yürüsün sokakta..
    Bak kapının önüne bir çocuk bıraktım
    Oradan gel..
    Çıplak ayaklarını taş merdivenlerden atlata atlata
    Çık yukarı ,
    Geç gel ,
    Ölümden önce gel,
    Sonsuz bir sayıyı sayarken gel,
    Ve soyarken mumu gaz lambasının gözü önünde,
    Hasırın altından çıkarken çocukluğum ;
    Kilimsiz bir köy evinin çamur sıvalarına,
    Uçurtmalarını yutarken elektirik direkleri
    Sayıklama seanslarını aksatmazken geceleri
    Dilencileri, dilsizleri ,seri katilleri ..
    Melekleri anımsarken
    Sarı saçlarını topla bir akşam bana gel
    içimde büyürken nefesinin iklimi..

    Orhun Çevik
    ···
  15. 238.
    +1
    şukunu verdim bin
    ···
  16. 237.
    +1
    panpa cevap beekliyorum senden
    ···
  17. 236.
    0
    Kendini sevmek, egoistçe bir gururdan çok farklıdır. O bencillik değildir. Başkalarını sevebilmek için önce kendinde sevgi olmalıdır. Bu da ilk başlangıç olarak suya atılan taşın oluşturduğu dalgalar gibi önce kendi çevresinde oluşmak zorundadır. Böylece dışa ve uzağa doğru yayılır.

    Sevgi bencilliği yok eder. Bencillik de sevgiyi. Kendini seven başkalarına kötü davranamaz. Yapacağı kötülüğün gönlündeki sevgiyi yok edeceğini bilir. Bu yüzden yaptığı kötülüğü veya başkalarına göstereceği sevgi ve saygının mutlaka kendine döneceğini bilir. Çünkü dışarısı bir aynadır. Çevre ve kişi özdür; asıl nesnedir. Orada ne varsa çevreye dağılır ve oradan yansır.

    Bu yüzden bencillik ve sevgi bir arada bulunamaz. Kendini seven kimse bencil olamaz. Bu bir anlamsızlık gibi gelirse de gerçek öyle değildir. Çünkü kendini seven insan, nefsini yenmeyi başarmış demektir. Burada şunu ayırt etmekte yarar var. Kendini sevmek, Batı literatüründe yer eden narsizmden farklı bir durumdur. Narsizm, bir hastalıktır. Kendine tutkunluktur. Oysa kendini sevmek, kendinden başlayan bir sevgi ile çevreye açılmaktır. Onda karşılık yoktur. Özden geldiği için beklentisizdir. Bütün pgibolojik rahatsızlıkların kaynağı beklentilerdir. Kendini seven beklentiye düşmez. Kendine verilene, sunulana rıza gösterir. Yaptıklarını da karşılıksız yapar. Bundan karşı taraf, algısı nispetinde yararlanır.


    OSHO
    ···
  18. 235.
    0
    "Hayatın en büyük hatası hiç tamamlanamamış olması, boyuna geriye atılmasıdır. Hayatını her gün tamamlayan insanın zamana ihtiyacı yoktur. Korkuyu doğuran, gelecek ihtiyacıdır. "Ne kadar ömrüm kaldı?" Bu dertten kurtulmanın tek yolu, hayatı dağıtmak yerine toplamaktır. Geleceğin düşünülmesi bugünün iyi kullanılmayışındandır.!"

    Seneca, Ahlaki Mektuplar
    ···
  19. 234.
    +1
    her daşşağın 2 kilo panpa
    ···
  20. 233.
    0
    Sadakati katıksız olarak gönlünde taşıyana,
    Ne mutlu!


    Faust - Goethe
    ···