1. 76.
    0
    “Hiçlik karşısında duyulan kaygı? Kierkegaard’a göre özgürlük karşısında hissedilen kaygı. Bence ikisi de aynı şey. Çünkü özgürlük Hiç’in dünyadaki tezahürüdür. Özgürlük olmadan dünya neyse odur, kocaman hantal bir hamur. [Ancak] özgürlük var olduktan sonra farklılaşmış varlıklar var olabilir çünkü özgürlük reddetme imkânı verir. Reddetme özgürlükle dünyaya gelebilir çünkü Hiçlik özgürlüğe tamamen nüfuz etmiştir…”

    (Sartre, Tuhaf Savaşın Güncesi, 1939-1940)
    ···
  2. 77.
    0
    'Felsefe ile uğraşma zamanımın henüz gelmediğini,
    ya da geçmiş olduğunu söylemek, mutlu olmanın daha
    zamanı gelmedi ya da artık geçti demekten farksızdır... '

    Epiküros - Düşünceler ve Sohbetler
    ···
  3. 78.
    0
    "Mükemmelden korkmayın; nasılsa ona ulaşamayacaksınız."
    ···
  4. 79.
    0
    'ne olduğumuzu biliriz ama ne olabileceğimizi asla bilmeyiz.''

    William Shakespeare - Hamlet
    ···
  5. 80.
    0
    “Hiçbir şey orijinal değildir. Hayalgücünüzü gazlayan, sizi ilhamla titreştiren heryerden çalın. Eski filmlerden, yeni filmlerden, müzikten, kitaplardan, resimlerden, fotoğraflardan, şiirlerden, rüyalardan, rastgele sohbetlerden, mimariden, köprülerden, tabelalardan, ağaçlardan, bulutlardan, sulak havzalardan, ışık ve gölgelerden beslenin. Sadece ve sadece ruhunuza seslenen şeyleri malzeme alın. Bunu yaparsanız işiniz (ve hırsızlığınız) özgün olur. Özgünlük paha biçilmez, orijinallik safsatadır. Bunları yaptıktan sonra da hırsızlığınızı saklamakla uğraşmayın, tam tersine değerini bilin. Jean-Luc Godard’ın ‘Nereden aldığınız değil, nereye zütürdüğünüz önemlidir’ sözünü hep aklınızda tutun.”

    Jim Jarmusch
    ···
  6. 81.
    0
    'Olgunluk üzerine
    Zeytini bilirsiniz,
    En güzel olduğu an, çürümeye yüz tuttuğu andır...
    Insanlar da öyledir...
    Her şeyin bittiği dendiği an, eğer yeniden hayata dönerseniz,
    Bu sizin en lezzetli anınız olacaktır unutmayın.'

    Ertürk Akşun- Ateş, Güneş ve Ada (Syf:227)
    ···
  7. 82.
    0
    “Bir başka kişi uğruna kendini tümüyle yâdsıma ve kendi hak ve taleplerini bir başka kişiye teslim etme tutumları “büyük aşkın” örnekleri olarak gösterilir. Aşkın, sevilen kişi uğruna kendini feda etmek ve özveride bulunmaktan daha iyi bir kanıtı yoktur sanki. Aslında bu durumlarda sevgi temelde mazoşist bir özlemdir ve söz konusu kişinin ortak-yaşama (symbiosis) gereksiniminden kaynaklanmaktadır. […] Mazoşizmle aşk ya da sevgi birbirinin karşıtıdır. Sevgi, eşitlik ve özgürlük temeline dayanır. Eğer taraflardan birinin boyun eğmesi ve bütünselliğini yitirmesi temeline dayanıyorsa, ilişki nasıl rasyonalize edilirse edilsin, hangi kılıf altında gösterilirse gösterilirsin, mazoşist bir bağımlılıktır.”

    Erich Fromm, Özgürlükten Kaçış
    ···
  8. 83.
    0
    “insan bildikçe ıstırabı artar. Izdırab veren sorudur, cevap değil. Cevaplar yatıştırır, sorular kışkırtır. Cevap ehli, sorunun cevabını ellerinde bulunduranlar değil, sorunun sorulmasını engelleyenlerdir; akılları sıra böyle yapmakla ıstırapın duyulmasına mani olacaklarını sanırlar. Oysa onlar ıstırapsız değildir; ıstırapları vardır ve derindir. Fark şurada ki; ıstıraplarının yanısıra, ıstıraplarının duyulmasını engelleyecek müsekkinleri de vardır; yani sahte cevapları.”

    Dücane Cündioğlu
    ···
  9. 84.
    0
    “Tarafgir, bir tartışmaya girdiği zaman, sorunun doğruları hakkında hiçbir şeyi dikkate almaz, sadece dinleyicileri kendi iddialarına inandırmakla ilgilenir. … O, dinleyicileri kendi fikirlerinin doğruluğuna inandırmaya uğraşırken, ben kendimi ikna etmeye çalışıyorum, dinleyenleri ikna etmek şu anda ikinci planda benim için. (S:181)”

    Sokratesin Savunması.
    Tarafgir, (Taraf tutan)
    ···
  10. 85.
    0
    'Mutluluk nedir? O, sana; senin bilinçlilik durumuna ya da bilinçsizliğine, uykuda mı yoksa uyanık mı olduğuna bağlıdır. Murphy’nin meşhur bir özdeyişi vardır. Der ki, iki tip insan vardır: Biri sürekli insanlığı iki tipe ayırır ve diğeri de insanlığı hiç ayırmaz. Ben ilk tipe aidim: insanlık iki tipe ayrılabilir, uyuyanlar ve uyanmış olanlar. Ve elbette ikisinin arasındaki küçük bir grup.

    Mutluluk, bilincinin neresinde olduğuna bağlıdır. Şayet uyuyorsan, o zaman zevk mutluluktur. Zevk duyu demektir, beden aracılığıyla elde edilemeyecek olanı bedenle elde etmeye çalışmaktır; bedeni onun yapamayacağı bir şeyi elde etmesi için zorlamaktır. insanlar her şekilde bedenleriyle mutluluğa ulaşmaya çalışıyor.

    Beden sana sadece anlık zevkler verebilir ve her zevk aynı miktarda, aynı derecede acı ile dengelenir. Her zevk kendi zıddı tarafından takip edilir çünkü beden zıtlıkların dünyasında var olur. Tıpkı günün gece tarafından takip edilmesi ve hayatın ölüm tarafından takip edilmesi ve de ölümün hayat tarafından takip edilmesi gibi; bu bir kısırdöngü. Zevkin acı tarafından takip edilecek, acın zevk tarafından takip edilecek. Fakat sen asla huzur bulmayacaksın. Bir zevk hali içerisindeyken onu kaybedeceğin için korkacaksın ve bu korku seni zehirleyecek. Ve acının içinde kaybolmuşken elbette ıstırap çekiyor olacaksın ve onun dışına çıkmak için mümkün olan tüm gayretinle çabalayacaksın; sırf yeniden onun içine düşmek için.

    Buda buna yaşam ve ölüm çarkı der. Bu çarkla birlikte, ona yapışarak döner dururuz… ve tekerlek dönmeye devam eder. Bazen zevk yukarı gelir ve bazen de acı yukarı gelir ama biz bu iki kayanın arasında eziliriz.'

    Osho
    ···
  11. 86.
    0
    “Hiçbir şey görmüyorum, daha fazlasını duyuyorum. Bütün köşe ve kuytularda dikkatli, kindar ve hafif bir fısıltı ve mırıldanma var. Bana yalan söylüyorlar gibi geliyor; sahte tatlı yumuşaklık her sese yapışmış. Zayıflık bir erdeme dönüştürülmüş, hiç şüphe yok, tıpkı söylediğin gibi.”

    F. Nietzsche
    ···
  12. 87.
    0
    Hayatına fazla gün katmak senin elinde değil.
    Ama gününe fazla hayat katmak senin elindedir.
    Hayatından gün çalanlara değil,
    Gününe hayat katanlara değer vermek gerekir.

    • Lâ Edrî
    ···
  13. 88.
    0
    'Ünün ve gençliğin bir arada olması, bir ölümlü için çok fazladır. Yaşamımız öyle yoksuldur ki, bu yaşamın mülklerinin daha ekonomik dağıtılması gerekir. Gençliğin bütünüyle kendi zenginliği vardır ve bununla yetinebilir. Ama yaşlılıkta, tüm hazların ve zevklerin, kış mevsimindeki ağaçlar gibi kurumalarından sonra, en ücra köşede, ünün ağacı gerçek bir kış yeşili olarak kök salar; ün yazın büyüyen ama kışın yenilen kış armutlarına benzetilebilir. Yaşlılıkta, gençliğinin tüm enerjisini kendisiyle birlikte yaşlanmayan yapıtlara adamış olmaktan daha güzel bir avunma yoktur.'

    Schopenhauer
    ···
  14. 89.
    +1
    reserved
    ···
  15. 90.
    0
    'Bir insan aklındakileri söyleyecek cesareti olmadığında korkar.'

    Malcolm X
    ···
  16. 91.
    0
    “Hiçbir şeye değmeyen bir adam bile, hayatını ölüm ve yaşam ihtimallerini hesaplayarak geçirmemelidir; düşünmesi gereken tek şey, yaptığı işin iyi mi yoksa kötü mü olduğudur, yani iyi bir adam olarak mı, yoksa kötü adam olarak mı yaşadığıdır. (S:73)”

    Sokratesin Savunması
    ···
  17. 92.
    0
    Eğer birey, yeterince egoist içtepiye sahip değilse, aileye uyarak ailenin beklentileriyle uyum içinde olan evlilik kurar, ailenin sınıfsal yapısıyla uyum sağlayan bir meslek edinir, vb. kısacası “aileyi şereflendirir”.

    Ama eğer damarlarındaki kan yeterince egoist ateş taşıyorsa, ailenin “suçlusu” olacak ve onun yasalarından vazgeçecektir.

    Max Stirner
    ···
  18. 93.
    0
    Mantıktan ve tartışmadan nefret edenler de vardır ve ikisi de aynı sebepten ileri gelir, bu da dünya hakkında bilgisizliktir. (S:178)”

    Sokrates'in Savunması.
    ···
  19. 94.
    0
    ‘‘Eğer bir çiçeği seversen koparma, bunu yapma. Çünkü eğer koparırsan ölür ve senin sevdiğin şey olmaktan çıkar. Eğer bir çiçeği seversen bırak olduğu gibi kalsın. Aşk sahiplenmek değildir. Aşk olduğu gibi kabullenmektir.’’

    Osho
    ···
  20. 95.
    0
    “iyilik içimizin sağlığı, güzelliği, düzeni; kötülük ise, hastalığı, çirkinliği ve çürüklüğüdür”

    Platon / Devlet
    ···