@objet

önceden de yazmıştım.

burada yazdığım ve yazacaklarım 6 aya yakındır biriktirdiğim, birbiriyle alakalı alakasız onlarca araştırmadan oluşturduğum kaynaktan elde ettiğim verilerle oluşturduklarımdan meydana gelecek diye.

ben evde fare gibiştirerek deney yapmıyorum

amatör çekim yapan ferre şirketim de yok

bohemian club'a üye değilim zengilere yarak filan da yalatmadım

hayatımın bir bölümünde ciks köleliği de yapmadım

ya da real hayatımda talmud'u ve tevrat'ı tahrif edip kafasına göre maddeler ekleyen bir haham da değilim.

yazdıklarım elbette ki başkalarının yazılarından elde ettiğim bilgiler.

belli ki az çok türkçe biliyorsun, eser miktarda ingilizcen de varsa sözlük yardımıyla elbette ki burada yazdığım tüm yazıları başka sitelerde bulabilirsin.

fakat yalnızca terimler, sayısal veriler ve içerisinde verdiğim alıntılar hiç değiştirilmeden aynen buraya eklenmiştir.

çünkü sayıları değiştiremem, çünkü kafamdan yeni terimler uyduramam ve çünkü onlar kitaplardan alıntı,

istesem de değiştiremem.

ben zaten hiçbir zaman bu yazdıklarımı başka yerde bulamazsınız gibi bir iddiada da bulunmadım.

olayın saf bilgi kısmının hepsini başka kaynaklardan edindim.

ararsan bulursun.

fakat o cümle kurgusunun, düzenlemenin, emeğin aynısını hiçbir yerde bulamazsın.

çünkü tek tek kendi kelimelerimle, nasıl daha basit anlatabilirim kendimi diyerek kafa patlatıp en baştan yeniden yorumlayarak oluşturuyorum bu yazıları.

tekrardan sadeleştirerek meselenin özünü daha net aktarabilmek için senin okurken veya şuku verirken sarf ettiğinden çok daha fazla çaba sarfediyorum yani.

burada efsane olunca elime bir şey geçmez, rekldıbını yapacağım bir şeye sahip değilim sadece bir öğrenciyim, inan bana yazarların iyi dileklerinden başka bir kazancım yok.

amacım onlarca kaynaktan elde edilmiş tek başlık halinde ilgili olanların ulaşabileceği bağlantılar zincirini oluşturup, insanları düşünmeye ve bir şeyleri değiştirmeye sevk edebilmek.

o aklı başında 2-3 yazarı da alıp başka herhangi amacım ya da çıkarımın olup olmadığının kritiğini yapın beraber, farklı bir şeyimi keşfederseniz de yaz buraya çekinme ben yine yazarım sana.

bak gerçekten küfür etmeden nazik ve hoş bir cevap vermeye çalıştım sana, umarım anlatabilmişimdir kendimi, sen de algılayabilmişsindir.

son olarak bunu da eklemek istedim;

sn hr ne kdr 14'lük ergn kzlr gibi kslta kslta 2 strlık entryi anck yzblmş olsn da bn hç sna br tn ble kfr etmdm yni ltfn dğrmi bl.

nyse sn gt oldn glba iyi geceler :s

Amaçları diğer ırkların nüfuslarını kontrol altında tutmak beyler.

Nüfus kontrolünün birçok yolu vardır ve bu çok geniş bir mesele.

Yalnızca bir örnek verirsem;

Bizim ülkemizde geçmişten beri nüfus kontrolü uygulanmaya çalışılmıştır beyler.

Aile planlaması adı altında; tek çocuklu aileler dizayn etmek istenmiştir.

Eski zamanlarda yapılan bazı aşıların kısırlığa yol açtığı da belirtilir.

Ünlü bir aile de vardır bizim ülkede, bu tür nüfus kontrollerine çok meraklı olan, tonla para akıtarak bu planlama projelerine destek veren bir aile.

Ülkenin kaynaklarını sömürmüş, en güzel arazilere konmuş bir aile.

Rockefeller ailesinin Türkiye şubesi olma görevini kendine amaç edinmiş bir aile.

Öküz ailesi miydi neydi?

Neyse.

Talmud'dan verdiğim yasa, Yahudilere üreyip, çoğalmalarını öğütler.

Her türlü pislik ilişkiyi de sırf sayıları artsın diye serbest kılar.

Tabii kendileri 5 artarken diğer milletlerin 50 artması, onlar için -45 demek gibidir.

Emin olun salak değil bu insanlar.

Ellerindeki imkanlar ile kendileri haricindeki insanların nüfuslarını azaltmak amacıyla sinsi planları vardır,

Yapılan dünya savaşlarını araştırın.

Savaşın her iki tarafına da kredi verip, finans desteği sağlayan Yahudi bankerlere rastlarsınız.

Hem verdiği krediyi ileride yüksek faizle geri alarak, çok büyük ekonomik kazanç sağlarlar.

Hem de dünya nüfusunun azalmasına katkıda bulunmuş olurlar.

Dünya savaşının fitilini, yaptığı suikast ile ateşleyen Sırp milliyetçisi pekekent;

ileri dereceden bir masondu beyler.

O savaşta kaç kişi öldü araştırın.

Benim ferre sektörü ile varolduğunu söylediğim bağlantı da yine bir çeşit doğum kısıtlaması gibi düşünebilirsiniz.

31 çekerek elinizden çocuk sahibi olamazsınız.

Bu olay bir alışkanlık haline geldiğinde ve izlediğiniz ferrelarda gördüğünüz kadınlardan dolayı güzellikten kastettiğiniz alt sınır seviye bayağı bir yukarı çekilir ve etrafınızdaki kızları kolay kolay beğenmezsiniz.

Yani ferrecilar zihninizde yer ettiğinden dolayı çirkin bulursunuz Türk kızlarını.

Beğenmeyen insan evlenmez mantıklı olarak.

Evlenme yaşı da istatistikleri takip ederseniz git gide yükselir.

Sebebi öğrenim görüyor olmak ya da yoğun bir iş hayatına sahip olmak filan değildir.

Sebep;

insanların birbirlerini beğenmemesidir, o dizilerde, filmlerde kendilerine izlettirilen hayatları yaşayamayacak olmalarını bilmeleridir.

Tamam belki insanlar hala evleniyor ama;

Boşanmalar da artmıştır son yıllar da, bunu da araştırın.

Dolaylı yoldan doğum oranları da azaldığından, nüfusumuz git gide yaşlanıyor.

Yaşlanan nüfusun da ne anlama geldiğini yazmayacağım çok uzar.

Kısacası;

Size ferre izlettirip, 31 çektirmeleri de bana göre dolaylı yollardan bir çeşit doğum kontrolüdür beyler.

Bu benim düşüncemdir, arkasındayım.

Başlığı ilk açtığımdan beri 7-8 gündür sürekli yazıyorum.

Baştan sona tümünün zihninizde yer etmesini istiyorum beyler.

Bugün yazdıklarımı okurken önceden yazdıklarımı unutmuş olmanızı istemiyorum, fakat büyük ihtimalle çoğunuz belki dünü hatırlasa bile ondan önceki gün yazdıklarımı hatırlamıyor.

Belki de benim hatamdı her gün yazmak ama yine de sürekli sıkılmadan takip edenler vardı diye devam ettim, helal olsun.

Hepsini okumuş olanlar boş vakitlerinde yazdıklarımı tekrardan bir okusun; tamdıbını okumadan gelip bu entryi okuyanlar hiç hile yapmasın gibtirsin gitsin en başından okumaya başlasın.

Dikkatiniz dağıldıkça okumayı kesin, ara verin. Kafanız yerindeyken gelin okuyun, anlattıklarım otursun istiyorum.

Zaten 3 sayfayı doldurmuyor bile entrylerim, çok uzun değil, üşenmeyin.

Belki burada yazanları okuduktan sonra vereceğiniz bazı kararlar, hayatınızın geri kalanını çok daha verimli yaşamanıza bir vesile olacak.

Hiç belli olmaz.

Nohutu bile pişirmeden evvel 1 gün suda bekletiyorlar lan, yazdıklarım da beklesin biraz, sürekli yeni entry girildiğinde öncekiler dikkatlerden kaçabiliyor, bunu gelen sorulardan sezebiliyorum.

Daha birkaç entry önce yazdığım konuyla alakalı sorular geliyor, cevabı az yukarıda aslında, ama okumuyor işte pekekent.

Okuması lazım.

O yüzden, bir süreliğine ara veriyorum.

isteyenler bulduğu faydalı bilgileri başlığa yazabilir, çok güzel anekdotlar paylaşanlar olmuştu mesela, sorusu olanlar da sorabilir.

gibleyip de cevap veren olmazsa, ben geldiğimde mutlaka veririm merak etmeyin.

Başlıkta birbirinizle tartışmanız tercihimdir ama soruları özelden de yazabilirsiniz.

Başlığın yarısına geldik sayılır beyler, döndüğümde entryleri çok daha seri gireceğim, söz.

Mesela;

Ortalama 45 dakikada 1 tane entry giriyorsam, geldiğimde en fazla ortalama 40 dakika filan bekleyeceksiniz.

Bu kıyağımı da unutmayın muallakler, sizin için çalışıyorum.

Yeni başlık durumları da olabilir belki, bilemiyorum kesin karar vermedim, bir ara birlikte fikir alışverişinde bulunuruz.

Geri dönmeden önce;

Avrupa yakasında birkaç tane sinagog var, bir tanesini ziyaret etmek istiyorum.

Size bahsettiğim maddeleri direkt olarak yüzlerine haykırmasam da, ima ederek soracağım;

Yahudilerin ne kadarı bunlara itimat ediyor?

Öğrenmek istiyorum.

Olur da televizyonda filan sinagoga sızan provokatif genç, hahamlar tarafından linç edildi tarzı haberlere rastlarsanız bilin ki o benim.

Eğer herhangi biriyle konuşabilme imkanım olursa, geldiğimde size de anlatırım.

Belki herif Müslüman olur lan belli mi olur?

Kısmet bu işler.

Başlık da size emanet, boş bırakmayın,

Okuyun,

Okutturun,

ferredan uzak durun.

beyler dün gece yarısı başlamayı düşünüyodum fakat telefonu modem yaparak 96 kb/sn hızında buraya bağlanan bi adamım ben, tevâfuk olacak ki faturayı ödemeyi unutmuşum böyle olunca da internetim filan kesildi her şey

ödemeyi yapıp internete geri kavuştum, kafamdaki plana göre dün bi şekilde giriş yapıp yine eskisi gibi freestyle ilerleyecektim.

yani yine 45 dakikada 1 entry girerek devam edecektik

hatta 2 başlıkta birden ilerleyecektim daha da düşecekti entry girme hızım

bunun hoş olmadığını ben de biliyorum, hızlı hızlı okuyup geçmek istiyo insan

gelelim verdiğim karara;

her insan gibi benim de gerçek hayatımda yerine getirmem gereken sorumluluklarım var, internette vakit harcamak istemiyorum, herkes gibi benim de kendime göre sorunlarım-sıkıntılarım var

zaten o sıkıntıları, başımdan geçenleri yazsam inanın bundan daha uzun başlık olur ona da eminim

neyse

benim bazı sorunlarımla kapışmam, biraz da kafamı toparlamam lazım beyler

başlık bazılarınızın bayağı hoşuna gitti, sapık gibi her allahın günü özel mesaj atanlar var yazı bekliyoruz diye onlara da teşekkür ediyorum

ama benim size bir tavsiyem de ferre kadar genel olarak internete de bağımlı kalmamanız

vize haftası olup ertesi gün sınavı olmasına rağmen takip eden pekekentler olmuştu

yapmayın böyle beyler, o üniversitelere gidemeyenler var, sizin yerinizde olmak için nelerini verecek insanlar var, kıymetini bilin sağlığınız sıhhatiniz yerinde, vaktinizi tasarruflu kullanın

hele liseliler var ki onlara hiç küfür etmek istemiyorum lan gidin üniversite sınavına çalışın derslerinize odaklanın ferredan 31 den uzak bir şekilde tam konsantre işinize gücüne bakın

buraya yazacaklarım size sene sonunda ortalama kazandıramaz, ferrenun 31in zararlarını bir kere anladıktan sonra gerisi sizin için yalnızca genel kültür olacak, sürekli takip etmenizin bir anlamı yok

buraya yazacaklarımı daha sonra da çok rahat okuyabilirsiniz

hatta toplu olarak okumanız daha iyi olur sizin için yazmamı bekleme derdiniz olmaz

bu arada önceki entrymde planladığımı belirttiğim haham ziyareti henüz olmadı beyler

ben rastgele girip ayaküstü sohbet edebiliyoruz diye düşünmüştüm, sinagoga girmek için önceden randevu alınması lazımmış, pasaport numarası filan gönderiliyomuş

giberler öyle prosedürü, ben oraya zaten dayak yemeye gidecektim bi de önceden randevu alıp pasaport numarası filan mı yollayacam, bu ara hiç uğraşamam

hahamla röportaj başka bahara kaldı yani

yani;

anlayacağınız bi süre yeni entry filan yok, bu süre zarfında gidin ferredan 31 den uzak hayat nasıl oluyormuş bunu keşfedin sapasağlam adamlarsınız

spora, egzersize filan kanalize edin enerjinizi

o telefonlarla, bilgisayarlarla bağlantınızı gevşetmediğiniz sürece; teknolojik hiç bir bağımlılığınızla başa çıkamazsınız

ben biraz dengesiz bi adamım, aynen başlığı açtığım gün gibi yine bi gece yarısı gelip buralara okuyamayacağınız kadar entry de fışkırtabilirim, hiç belli olmaz

kaynağım bol ama dediğim gibi yazacak ilhamın geleceği zaman belirsiz, bekleyip vakit kaybedin istemiyorum haftada bir kere bakın çıkın yazmamışsam yazmamışımdır

yazacaklarım henüz bitmedi, zaten ileride bu başlık bitse de diğer başlıkla devam edeceğiz, arada bir şeyler karalıyorum word'e, başlığa girilmeye hazır halde birikiyo entryler, yani döndüğümde seri olacağım. sadece bazı işlerimi halletmem gerekiyo.

tabii başlık kaçmıyo ama hayatta bazı imkanlar çok hızlı kaçıyo

özet; ferre izlemeyin olm onlara ilaç veriyolar

Size ilk olarak birkaç soru sormuştum.

Bu endüstri gerçekten sizin zevklerinize hizmet etsin diye mi kuruldu, yoksa farklı amaçlara mı sahipti?

Videolarda rol alan insanlar bu işi gerçekten zevk alarak mı yapıyor veya cinsellik aşırıya kaçıldığında da gerçekten dışarıdan görüldüğü kadar zevkli mi?

ferre sektörünün önde gelenleri kimlerdir, bu insanların ortak noktaları var mıdır?

ferre filmlerin zihninizde ve vücudunuzda bıraktığı etkilerin farkında mısınız?

Bu soruları sorduktan sonra anlatmaya başladım ve 3 sayfayı aşkın entry yazdım. Eğer bu entrye kadar ekgibsiz okuduysanız sorulan tüm soruların cevaplarına ulaşmış olmalısınız.

Beyler, ortada üzerinde durulmuş, en ince ayrıntılarına kadar hesap edilerek oluşturulmuş bir sektör var ve biz hala 31 zararlı mı, değil mi gibi basit sorularda takılıyoruz. Karşımızda aşmamız gereken okyanus varken daha derede boğuluyoruz.

Başlığın ilk sayfasında 31’den de bahsetmiştim, fazla ayrıntıya girmedim. Çünkü daha evvel çeşitli başlıklar açılmıştı ve etkili olduğunu sanıyordum. Fakat görüyorum ki olmamış. Çünkü ferrenun zararlarını tek tek okuyan adam, izlemeden 31 zararlı mı gibi sorular sorabiliyor.

Yahudilerden bol bol bahsettik, artık o kadar aşina olduk ki bu adamlara yakında peyot dedikleri şu yanlardan sarkan favorilerimiz çıkacak amk. Ama hoşunuza gitti, farkettim. Örneklerle açıklayınca taşlar tamamıyla yerine oturdu. Mesela başlığa Talmud’dan verdiğim örneklerle başlasaydım ve tahmin edin bakalım ferre şirketlerinin sahipleri hangi dine mensuptur? diye sorsaydım, çoğunuz bilirdiniz ki bunların alayı Siyonist Yahudi. (hompoy sen yine bilemezdin cahil beyinsiz huur çocuğu)

Madem örneklerle ilerlemek etkili oluyor ve 31 konusunda da hala aklınızda soru işaretleri var, o zaman Yahudi dostlarımızdan biraz daha bahsedeyim. Bu sefer 31 hususunda kulaklarını çınlatacağız.

ferre izlemeyin ama bu tek başına yetmez, 31 de çekmeyin diyoruz, neden?

Birçok sebep var beyler, hem maddi hem de manevi.

Maddi zararları daha evvel defalarca yazıldı, çizildi; manevi zararları ile alakalı olarak da, islam’ın bu konuya bakışını ben ileride ayrıntılı şekilde işleyeceğim, fakat şimdiden söyleyeyim istisnaları hariç islamda 31 haramdır. O istisna da emin olun hiçbirinizin başına gelmez, güvenin bana. ileride yazacağım ne olduğunu.

Neyse konuyu dağıtmayayım.

Şimdi, Yahudilikte meseleye çoğalmanın önemiyle dalıp, 31’den çıkıyorum beyler, hazırsanız başlayalım;

"Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” [Peru Urevu] dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun."

(Tekvin, 1:28)

Tevrat’ta yazan ilk emir üreyip, çoğalmakla alakalıdır.

Bu çoğalmayı teşvikle alakalı daha evvel de birkaç parça yazmıştım, o yüzden direkt geçiyorum Yahudilikte mastürbasyonun yerine.

Yahudilik'te mastürbasyon yasaktır beyler, hatta cezasının ölüm olduğunu bile görürüz.

‘’Semen (sperm)bir erkeğin hayatiyeti ve gözlerinin feridir ve fazla ifrazatta bulunulduğu halde vücut kuvvetten düşer ve yaşam kısalır’’
(4/150:17)

Yahudiliğe göre boş yere sperm boşaltmak yasaktır. Bu Torah’da bahsedilen günahların hepsinden daha büyük bir günahtır.

Mastürbasyon yapanlar ve boşu boşuna sperm kaybına uğrayanlar, yalnız ciddi bir günah işlemekle kalmazlar.

Bununla alakalı der ki;

“Ellerimiz kanla doludur.’’ (işaya 1:15)

‘’Bu bir insan öldürmeye bedeldir.’’ (Yaratılış, 37)

‘’Hem Er hem de Onan bu günahı işledikleri için ölmüşlerdi.’’ (4:151:1)

Bu entryi hem başlığa takviye olsun diye hem de Ramazan ayında olduğumuz için, size ferre ile beraber mastürbasyondan da uzak durmanız hususunda (bkz: belki de bu son ramazan) başlığında telkinde bulunduğum için yazdım.

ilk entryden itibaren okuyanlarda vermek istediğim mesaj inanıyorum gitmesi gereken yere ulaştı. (hompoy sende büyük ihtimal ulaşmadı zanaatini gibtiğimin evladı embesil dalyarak)

Kısaca;

Size ferre izlettirip, 31 çektiren adamlarda o işi yapmanın cezası ölüm olabiliyor.

Hatta tüm günahlardan daha günah gördüklerine dair önemli kanıtlar var ve hepsinden ziyade sizler birer Müslüman olarak bu işin maddi zararlarını biliyorsunuz ve manevi boyutunu da bilmeyenler için ben ilerleyen günlerde açıklamaya çalışacağım.

Yani beyler, ferredan uzak durduğunuz kadar 31’den de uzak duracaksınız.

Ayrıca;

Çok ertelediğimin ve söz verdiğim tarihten bayağı bir sonrasına geciktirdiğimin farkındayım, kusuruma bakmayın, aceleye geldi bu entry daha yazacak çok konum var ama bu mesele ile ilgili önceden yazılmış bir entry de kenarda dursun istedim.

ileride 31 ve ferre orucuyla ilgili tavsiyeler de yazacağım, siz bu işe şimdiden başlayın, inanın imkansız değil, normal tuttuğumuz oruçtan daha kolay.

Bir de hepinizi şu başlığa bekliyorum, birkaç güne live chat olayı olacak, ona göre;

(bkz: belki de bu son ramazan)

Yazdığınız yorumlara arada göz atıyorum, uzun zamandır dikkatimi çeken bir tespit oluyor.

Başlığı açalı neredeyse 100 gün oldu, en başından şu güne kadar mastürbasyonu doğal bir olaymış gibi kabul ettirmeye çalışanların sunduğu ortak bir argüman var.

Önceden, bunlar her toplulukta bulunan %1'lik dangalak kesim, istisnai keriz bunlar deyip, gülüp geçiyordum; ama 1 değil 2 değil, bayağı tekrarlayan çıktı, kısacık cevap vermek istiyorum.

Argüman şu;

Maymunlar da 31 çekiyor bizim için neden doğal değil?

huur evladı seni.

31 çeken maymun varsa, insanın 31 çekmesi de doğaldır dersen, ben de sana şunları derim;

Hayvanlarda her türlü içest ilişki var;

Peki senin gidip annenle gibişmen doğal mı?

Eşcinsel ilişki mesela penguenlerde vardır, bu kanıtlanmıştır;

Peki senin için de bu doğal mı?

Tamam ferre zararlı ama 31 kesinlikle insanın doğasında var. demeyin artık.

Dalyaraklar, o ferre zaten siz 31 çekin diye piyasaya sürülüyor.

Kabullenip deyin ki bizim irademiz zayıf, 31 çekmeden duramayız, 31 işini hayatımızdan çıkaramayız.

Bunları yazın, sonra gidin dertleşme altincisine kızlar hiç ilgi göstermiyor, iki kelimeyi bir araya getiremiyorum, heyecan yapıyorum, intihar edicem diye başlık açın.

Kıvırmanızın luzumu yok.

Günahları hayatınızdan çıkartamazsınız, istediğiniz birçok şeyi de o hayatınıza ekleyemezsiniz.

Bu kadar basit, bu din size zorluk olsun diye değil, esasında kolaylık olsun diye indi.

O zor gelen emirler sizi bunaltmak için değil, rahatlatmak için verildi.

Şimdi bu bahsettiğim kesimden isteyen gibtirsingitsin 31'ini çeksin, sahurdan evvel de duşunu alsın, yemeğini yesin, yatsın.

Zaten bir kısmınız da sırf mahalle baskısından korktuğu için tutuyor orucunu, dıbına kodumun münafıkları sizi.

isteyen de şapkasını önüne koysun, düşünsün.

Ya da çıkartıp gibinizi önünüze koyun, beraber düşünün. Sonuçta bu zamana kadar beyninizden çok oraya kan gitti, en az beyniniz kadar o da fikir sahibi, onun da görüşlerini alın.

Neyse.

Yine kısa bir şeyler yazmak istediğim son bir kesim daha var, diyorlar ki;

Yeterartıkkaçgünoldububaşlıktrendde

Bak pekekent, sen belki benim başlığımı görmeye tahammül edemiyor olabilirsin, saygı duyarım;

Ama o trend listesinde 50 tane başlık var,

Ve benim fikrimi sorarsan, 49 tanesine de ben tahammül edemiyorum, hatta görmek dahi istemiyorum.

Geriye kalan 1 başlık da zaten bu başlık amk.

Fakat gelip bu kitleyle bir şeyler paylaşmak, bu mecranın artılarından faydalanmak, aynı zamanda eksilerine de razı olmayı gerektirir.

Senin amacın burada ferregrafik içerik kovalamak olabilir, foto ararken benim başlığıma rastlayabilirsin, doğaldır seni rahatsız etmesi.

Ama bu durum gelip burada bana küfür etmen için, bu niye trendde demen için yeterli bir sebep değil ızdırabını gibtiğimin evladı.

O dıbına kodumun trend listesinde 50 başlık var demiştim ya hani,

49 tanesinin aldığı şukuyu toplasan benimkinin yarısı etmiyor bin kurusu.

Zaten şunun şurasında Ramazan ve Ramazan sonrası 15-20 gün buradayım, sonra tatildi, okuldu derken boş vakitlerim sıfırlanacak defolup gidicem.

O süreye kadar da gibimde olmaz kimsenin vızıltısı, trendden düştüğü anda gelir istersem kol gibi de yazarım istersem boş entry de girerim, yukarı fırlatırım yine.

zütünü de yırtsan yaparım bunu.

Yani başlık trendde kalırsa bu en geç eylül'e kadar sürer, sürmezse de gibime kadar.

Başlıkta ana fikir ferre endüstrisi ve niçin izlememeniz gerektiği, fakat olay bununla sınırlı değil. 31 de çekmeyin demeye başladım, mastürbasyon da ferre gibi bir bağımlılıktır, hatta ferredan daha da zararlıdır.

ferre ile daha çok zihinsel olmakla beraber muhakkak fiziksel anlamda da zarar görüyor vücudunuz, dolaylı yoldan dengesizleşen dopamin, serotonin salınımı vs. hormonlarınız sebebiyle kesinlikle fiziksel olarak da etkiliyor sizi.

Mastürbasyon ise doğrudan hormonlara etki ediyor, en büyük etkiyi testosterona yapıyor ve bu da sizin için hayati bir hormon, şüphesiz.

Anlattıklarım az çok etkili olsa bile, birkaç kişi bu işlerden uzak durması gerektiğini anlasa bile, hatta anlamakla kalmayıp eyleme geçse bile, ne yazık ki uzun süre devam edebilenlerin sayısı oldukça yetersiz beyler.

Daha detaylı şekilde, araştırmaları link olarak da paylaşarak birkaç entry yazmayı düşünüyorum ya da bir başlık da açılabilir.

Fakat bu gibi yazılar defalarca döndü, ekgib yok yani, araştıran her türlü bulur. Bilimsel kanıtlardan ziyade manevi olarak adanmış olmanız lazım ki, bu bağımlılıklardan tamamen kurtulabilesiniz.

Sigaranın zararlı olduğunu herkes bilir, kimse bizim başlıktaki dalyaraklar gibi bilimsel kanıt da aramaz, bellidir çünkü zararları, ama yine de bırakamaz. Çünkü çaba sarfetmek, azıcık acı çekmek ve en önemlisi de inanmak gerekiyor. inanma olayı da çoğu insanda ekgib, ancak bırakabileceğine inananlar bırakabiliyor sigarayı.

ferre ve mastürbasyonda da aynı şekilde ilerliyor kurtulma süreci.

Neyse.

Bu entryde size konumuzla aslında doğrudan ilgili olmayan şekilde, kendi yaşadıklarımı, gözlemlerimi yazacağım, ileride yapmayı planladığımız live chat'te bahsederim diye düşünüyordum ama canım şimdi yazmak istedi.

Bana kısa süreliğine de olsa Kudüs'ü ziyaret etmek nasip olmuştu beyler, o ziyareti ve Yahudiler ile alakalı gözlemlerimi, sonrasında ise biraz da gerçekleşeceğini düşündüğüm kehanetlerimi paylaşacağım. Belki yeni bir başlık da açılabilirdi ama buraya yazayım olsun bitsin, biraz uzun gelebilir, boş vaktinizde okursunuz;

istanbul'dan uçağa binip, israil'in başkenti Tel Aviv'e Ben Gurion Havalimanı'na indik.

Fötr şapkalı, pardösülü Yahudiler çok kısa sürede bavullarını alıp gidiyorlardı, bizi dakikalarca beklettiler, garip garip sorular sordular. Türkiye'den geldiğinizi öğrenince resmen sindirmeye çalışıyor huur çocukları.

Belki bu yazdıklarımı okuyan biri ileride giderse aklınızda bulunsun, korktuğunuzu farkettikleri anda sizin üzerinize daha da giderler ve hatta şüpheli olduğunuzu belirtip garip garip odalara da alabilirler, saçma sapan sorular sormaya devam ederler ve uzun süre bekletirler, saatleri bulabilir. Ama eğer korkmadığınızı belli eder gözlerinin içine bakarak sakince konuşursanız kısa sürede bırakırlar.

Resmen size goyim olduğunuzu hissettirmeye çalışırlar.

Ezdirmeyin kendinizi, giblemeyin, giblemediğinizi de hissettirin. Siz orada turistsiniz, net şekilde kısa kısa cevaplayın sorularını.

Devam edeyim.

Havaalanından çıkıp Kudüs'e gittik, ilk olarak Zeytin Dağından göz göze geldim Kubbetüs Sahra ile, o an hayatımda ilk defa aşık oldum zaten.

Tam o an kendi kendime dedim beyler;

Burası keşke eskiden olduğu gibi hala bizim olsaydı, ne pahasına olursa olsun, inşallah tekrar olacak.

Sonra birkaç yer gezdikten sonra Mescid-i Aksa'ya girince, çok farklı bir havayı çekiyorsunuz ciğerlerinize, manevi olarak eşi benzeri yoktur oranın. Kubbetüs Sahrayı yakından görünce heybeti daha da artıyor insanın gözünde, Kıble Mescidi de aynı şekilde.

Oralar çok güzel beyler.

Mescidi Aksa, Doğu Kudüs'te bulunuyor. Otel de Arap mahallesinde. Sokakları ilk defa gezerken çok şaşırmıştım, bir sürü Türk bayraklı, özellikle istabul isimli dükkan var. Bazı esnafların kıyafetlerinde ay-yıldız vardı, mesela Türk dönercisinin duvarında ,beğenirsiniz beğenmezsiniz gibimde olmaz, bizim Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafı vardı. Bildiğiniz asmışlar duvara çerçeveleyip. Çarşıda Türk bayraklı birçok dükkan görmüştüm. insan çok farklı hissediyor beyler, halk gerçekten Türkleri çok seviyor, Erdoğan'ı da ağızlarından düşürmüyorlardı. Bir gün bu topraklar tekrar bizim olsa keşke diye iç geçirmiştim ilk geldiğimde ve daha sonrası o insanları o halde görünce bunun gerçekleşebileceğine olan inancım arttı diyebilirim, o an inandım bu halk da bizimle ise Siyonistlerden başka hiçbir engel yok önümüzde diye, yeter ki bizim halk uyansın. Siyaset konuşmayacağım daha fazla.

Asıl söylemek istediklerime gelirsem,

Havaalanından itibaren, Tel Aviv'de, Yafa'da, Kudüs'te, çarşıda-pazarda gezdiğimiz her yerde bir taraftan da Yahudileri inceledim beyler. Ağlama duvarına bile gittim amk, sinagoglarına girdim aralarında dolaştım. Hayatımda muhtemelen o duyguyu başka yerde yaşayamam. Ben eskiden beri Yahudileri araştırırım, lise yıllarımın başından beri dikkatimi çekerdi Siyonistler.

Ve ben o sinagog içerisinde tam da o düşman ile burun burunaydım. Bildiğiniz etrafım full sipsiyah, pardösülü Siyonist kaynıyordu amk.

Yani anlayacağınız, çok yakın temasa da geçtim bu adamlarla. Her adımlarını dikkatle inceledim diyebilirim.

Öncelikle bu Yahudileri dindar olanları ve laik olanları şeklinde ikiye ayırabiliriz beyler.

Laik olanlara daha çok Tel Aviv'de, Yafa'da (aynı bizim izmir gibi kıyı şehri amk bayağı da gavat nüfus var burada) rastladım diyebilirim, zaten diğer Yahudi şehirlerine gitmedim bilemiyorum, dindar olanların ise en yoğun yaşadığı yer Kudüs.

Laik olarak sınıflandırdıklarımın bizim ülkedeki insanlardan farkı yok, Yafa'da parka gitmiştim, bankta adamın biri yalnız oturuyordu, ne olduğunu çözemedim Hristiyan mı Müslüman mı Yahudi mi bilemediğimden önce selamun aleyküm dedim, yüzüme baktı, sonra shalom dedim, hala yüzüme bakıyordu, en sonunda kendimi tutamadım gülerek hello dedim, o da güldü, yanlış hatırlamıyorsam I do not believe in demişti. O kadar farklı dinden insanın içerisinde gidip ateisti bulmuştum yani amk.

Yani bunların nüfusu 8 milyon, ama 8 milyonun 8'i de davasına adanmış koyu siyonist değil beyler korkmayın. En yobazları Kudüs'te bunların.

Bizim için önemli olan dayobaz olanları, çünkü asıl mesele bunlarda.

Dediğim gibi her türlü mekanda gördüğüm her Yahudiyi yakın takibe aldım beyler, dikkatimi çeken ve sizinle de paylaşmak istediğim bir özellikleri var;

-Kadınları kesinlikle açık saçık giyinmiyor, yurtdışından ağlama duvarına gelen birkaç tane istisna turist kadını saymazsam, modest dedikleri şekilde kesinlikle gösterişsiz giyiniyorlar. Ben hiç görmedim Kudüs'ün sokaklarında edepsiz giyinmiş Yahudi kadın.

-Özellikle bu pardösülü, fötr şapkalı, (bizdeki cübbe sarıklılar diyebiliriz) adamların birkaç tane çocuğu vardı hep.

-En önemli kısma gelirsem; bunların genç olanları kesinlikle gözlerine hakimler, insanlarla göz temasına girmiyorlar, yabancılarla kesinlikle iletişime dahi zorunlu olmadıkça geçmiyorlar. Kudüs çarşısında her dinden insan vardır beyler, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler karışık şekilde dolaşır. Her dinin insanı kılık kıyafetinden veya yüzünden anlaşılıyor; Müslümanlar genelde birbirleri ile alakadar halde, Hristiyanlar yarak yarak etrafı izliyor halde, Yahudiler ise kesinlikle kimse ile muhatap değil, adamların hepsi yere ayaklarına bakarak yürüyordu beyler. Başka Kudüs'te bulunmuş olan varsa yazışabiliriz, onların da muhakkak dikkatini çekmiştir.

Tabii ki hepsi aynı değil ama genç Yahudilerin tesadüf olamayacak kadar fazlasında durum buydu.

israil'de genelev sayısının çok yüksek olduğu ile ilgili, bu insanların kendi halklarını nasıl muhafaza ettikleri ile ilgili sorular vardı, şimdi ufaktan anlaşılmıştır sanıyorum; bu adamlar için israil'de yaşayan her Yahudi aynı değil, dindar siyonistler Kudüs ve çevresine yerleştirilmiş, bir sürü toplu konut yapılmış, yeni inşaatlar da yapılıyordu. Diğerleri de diğer şehirlere dağılmış belli ki. Yoksa oralarda Yahudi gençler barlara filan da gidiyor, hepsi aynı değil, belli bir tabaka çok farklı yaşıyor sadece.

Arap mahallesine geri dönmeye çalışırken ben bir ara kayboldum beyler, bunlar Şabat günü derler. Cuma akşamından, Cumartesi akşdıbına kadar teknolojik hiçbir alet çalışmaz, önemli işleri yoksa çoğunluğu gider evine ibadet eder sürekli. O gün de Cuma gecesiydi tramvay filan hiçbir şey çalışmıyordu. Sora sora bulmaya karar verdim. Yaşlı bir adamı durdurup sordum Arap mahallesine nasıl gidebilirim diye;

Orada ne yapacaksın? dedi adam.

Açıkcası ilk defa o an korktum Müslüman olduğumu belli etmekten, o yüzden;

Ben turistim sadece merak ediyorum, gidip görmek istiyorum dedim.

Beni Yahudi veya Hristiyan sanmış olacak ki, 3 defa orası tehlikeli gitme oraya dedi moruk sesini de bayağı yükselterek.

Ne tehlikesi yarram oralar bizim mekan demek isterdim ama buna hem ingilizcem yetmezdi hem de herif Müslüman olduğumu bilsin istemedim. Orada herkes ırkçı Yahudi değilama bazılarının bayağı radikal olduğunu da biliyordum. Belli mi olur amk, bir ıslığa bakar goyim buldum lan gelin kesek demesi, hiç gerek yoktu macereya. Zaten kafa kesmeyi sever o binler.

Kısa sürede dolaşıp döneceğim dedim. Zaten orada karakol filan vardı her saatte israil askeri vardı, onu anlatmaya çalıştım güvenli sayılır oralar diye, sonunda tarif etti huur çocuğu da dönebildim geri.

Neyse bu kadar yeterli, daha anlatacağım bir sürü olay var ama gecenin bu saatinde vermek istediğim mesaj şu;

Bu adamların hepsi aynı olmamakla beraber, benim başlıkta bu zamana kadar andığım bu Yahudiler gözünü yabancılardan ve kadınlardan kaçıran, yere bakarak yürüyen elemanlar. Umarım anlatabilmişimdir, bu adamlar size kadınlarının 12 parmak bağırsağını hd izletirken, kendi evlatları gözlerini en ufak dekolteden bile kaçırıyor.

Kudüs maceralarıma başka zaman devam ederim veya canlı sohbette anlatırım. Ayrıca eklemek istediğim bir husus da komple Ortadoğu ile ilgili;

Ülke olarak etrafımız ateş çemberi, Ortadoğu'da sınırlar yeniden çizilecek beyler, Suriye'de Irak'ta çok çetin savaşlar oluyor.

Nispeten elit insanlar üst akıl olarak çalışırken, satranç oynar gibi hamleler yapıp, stratejiler geliştirip devletler kurmaya, devletler bölmeye çalışırken; veya nispeten düşük seviyedeki insanlar da bizzat sahada savaşırken, ölürken, öldürürken, biz burada mastürbasyon zararlı mı değil mi yi tartışıyoruz.

Gerçekten olacak iş değil. Zaman bizim için çok değerli beyler, yarın en son kalan mesajları da cevaplayıp, ardından size kanıtlarıyla beraber ferrenun, 31'in zararlarını belgeleyen birkaç entry yazacağım, sonrasında ise tamamen bu defteri kapatacağım, aksini ikna edenleri başlık olarak giblemeyeceğiz, daha derin konulara ineceğiz.

Son olarak kehanetimi sunup, yazmaya bir süreliğine veda ediyorum;

Her ne kadar yeni devletler türetilmeye çalışılsa da, ülkeler bölünmeye sürüklense de, birkaç yıl içerisinde Ortadoğu'da bugün savaş olan toprakların tümünde tek bir devlet hakim olacak,

Bu ya Büyük israil olacak,

Ya da

Büyük Türkiye.

Çok çalışmamız lazım beyler, çok.

Hadi selametle.

Ahiretle beraber aynı zamanda dünyalık kazançlarınızdan da bahseden birkaç ayet ve birkaç hadis paylaşmak istiyorum, tek tek okuyun;

"inanan ve sâlih amel işleyenler/yararlı iş yapanlar için güzel bir gelecek ve mutluluk vardır."(Ra'd 29)

"inanmış olarak, kadın-erkek kim sâlih amel işlerse / yararlı iş yaparsa ona güzel bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını yapmakla olduklarının en güzeli ile vereceğiz." (Nahl 97)

"(Allah), inanan ve sâlih amel işleyenleri mükâfatlandıracaktır. Onlar için mağfiret / bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.” (Sebe'4)

"... faydasız bir şeye rastladıkları zaman, yüz çevirip vakarla geçerler"(Furkan 72)

"iman eden ve sâlih amel işleyenlere mağfiret ve bol rızık vardır." (Hacc 50)

"inanıp, sâlih amel işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak üzere, size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah'a inanır ve sâlih amel işlerse Allah onu, içinde ebedî kalınacak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Allah ona gerçekten güzel rızık vermiştir." (Talâk 11)

"inanan ve sâlih amel işleyenler (var ya), Rahman onlara bir sevgi yaratacak."(Meryem 96)

"... Müminlerin Allah'ı sevmesi ise daha kuvvetlidir... " (Bakara, 165)

"Ancak kim tövbe eder, salih amel işlerse, işte onların kötülükleri iyiliklerle değiştirilir.” (Furkân 70)

"Kim tövbe eder ve sâlih amel işlerse, o, gereği gibi Allah'a yönelmiş olur." (Furkân 71)

inanan ve sâlih amel işleyen ve Rabb'leri tarafından, gerçek olduğu halde, muhafazid'e indirilene inananların kötülüklerini de (Allah) örtmüş ve hallerini düzeltmiştir." (muhafazid 2)

"Sizi, toplama gününde, bir araya getirdiği gün işte o (gün), kimin aldandığının ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah'a iman eder ve sâlih amel işlerse (Allah) onun kötülüklerini örter ve onu içinde ebedî kalacağı, altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar orada ebedî kalırlar. işte büyük kurtuluş budur." (Teğabun 9)

"inanıp, sâlih amel işleyenler, namazı kılıp, zekâtı verenlerin Rabb'leri katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir." ( Bakara 277)

"Ancak tövbe edenler, kendilerini düzeltenler, Allah'a sarılanlar ve dinlerine Allah için bağlananlar (varya), işte onlar müminlerle beraberdir. Allah da yakında müminlere büyük bir mükafat verecektir." (Nisa 146)

"Ne mallarınız ve ne de evlatlarınız size katımızda bir yakınlık sağlamaz. Ancak inanan ve sâlih amel işleyenler başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükafat var... " (Sebe'37)

“ iman edip Salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.” (Bakara 82)

"Asr'a yemin olsun ki hiç şüphesiz insan hüsrandadır Ancak iman edip salih amel işleyenler birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna" (Asr 1-3)

"Muhakkak ki iman edip salih amel işleyenler, yaratıkların en hayırlısıdırlar" (Beyyine 7)

"Kadın, erkek iman etmiş olarak kim salih amel islerse ona güzel bir hayat yaşatacağız Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz " (Nahl 97)

"iman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini örteriz Onları yaptıklarından daha güzeli ile mükâfatlandırırız" (Ankebût 7)

"inanıp salih amel işleyenler, Cennet bahçelerindedirler Rablerinin katında onlara diledikleri verilir işte büyük lütuf budur" (Şûrâ 22)

“Eğer inkâr ederseniz şüphesiz ki Allah, sizin iman etmenize muhtaç değildir. Fakat Allah kullarının inkâr etmelerine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur.” (Zümer 7)

“Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kim de (iman edip) salih amel işlerse, ancak kendileri için (cennette yer) hazırlamış olur. Bu hazırlığı Allah’ın; iman edip salih amel işleyenleri kendi lütfundan mükâfatlandırması için yaparlar. Şüphesiz Allah, inkâr edenleri sevmez.” (Rum 44-45)

“Nefsini (şirk, küfür, nifak ve isyandan) arındıran kimse kurtuluşa ermiştir. Nefsini bunlarla kirleten kimse de ziyana uğramıştır.” (Şems 9–10)

"Allah, iman edip sâlih amel işleyenleri... Cennetler'e koyar" (Hac 14)

"inanan ve sâlih amel işleyenler... Cennetler'e koyulurlar... " (ibrahim 23)

"inanan ve sâlih amel işleyenlere... Cennetlerin kendilerine ait olduklarını müjdele" (Bakara 25)

“Ey müminler! Hep birlikte tövbe ediniz, ta ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31)

“Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 53)

"inanan ve sâlih amel işleyenlere gelince, Rabb'leri onları rahmetine dahil eder. işte apaçık kurtuluş budur." (Câsiye, 45/30)

“Kim bir kötülük yapar yahut kendine zulmeder, sonra da Allah'tan bağışlama dilerse, Allah'ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur.” (Nisa, 110)

Kim iyi iş yaparsa faydası kendinedir, kim de kötülük yaparsa zararı yine kendinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz. (Casiye, 15)

“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, eğer siz günah işlememiş olsaydınız Allah sizi yok eder, başka bir kavim getirirdi. Onlar günah işlerler, hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler, Allah da onların günahlarını bağışlar.” (Müslim, Tevbe, 11)

“Âdemoğlunun hepsi günahkârdır. Günah işleyenlerin en hayırlıları ise tövbe edenleridir.” (ibn Mâce, Zühd, 30)

Bu ayetlerin ve hadislerin ardından biraz da kendi gözlemlerimi yazmak istiyorum;

Nasıl tarif etsem tam bilemiyorum, umarım benzeterek hata yapmış olmam. Yaratılmışların arasında en güzel dış görünüşlerden birine Hz. Yusuf sahipti, bu çocuk Hz. Yusuf'un soyundan geliyor herhalde diyeceğiniz kadar eli yüzü düzgün adamlar var etrafımda, kesinlikle en ufak harama bile teşebbüs etmeyen, dışarıda gözlerini sakınan çocuklar, kızlar da var. Emin olun istese her gün farklı biriyle yatıp kalkabilecek görünüşte insanlar bunlar, ama yapmıyorlar. Sola sapıp 2 adımda gireceği barda yatamayacağı kız yokken, düz devam edip 50 metre ilerideki camiiye, kendilerine göre en güzel sevgiliyle buluşmaya, giden insanlar tanıyorum.

Kabul etmeniz lazım ki, bazı insanlar kendileri seçmeden sahip oldukları bazı özellikleriyle çeşitli alanlarda diğer insanlardan üstün olabiliyor; para, görünüş, hitabet, zeka vs..

Dinin nasıl bir şey olduğunu anlamak için biraz da bu insanları incelemeniz lazım. Çünkü ego ya da nefse sahip bir varlığa herhangi zevkin doruklarına varabilecekken tam tersi ondan uzak durduracak başka bir güç daha ben bilmiyorum, ibret alınması gereken kişiler var.

Sahip olduğu; parasına rağmen Allah'ın yasak ettiği zevklere dalmayan ya da üstün dış görünüşüne rağmen zinaya düşmeyen ya da zekasıyla veya insanları rahatça yönetebilmelerine rağmen kimseyi kişisel çıkarları için kullanmayan, maniple etmeyen sayısız insan var. Bunların birkaçına birden aynı insan da sahip olabiliyor, buna rağmen yine de dinin emirlerinden bir cm. sapmayabiliyor.

Ama gelin görün ki kazandığı 3 kuruşun 3'ünü de içkiye, fuhuşa yatıran adamlar, pek de çekici olmayan görünüşlerine rağmen karşı cinsin peşinde koşan erkekler, organlara 2 miligram kan doldurabilmek için o görünüşüne rağmen bende şunlar da var deyip vücudunu sergileyen ve tamamen yaratılıştan biyolojik olarak belirlenmiş ayarlar üzerinden etrafındakileri maniple etmeye çalışan dişiler, yarım aklıyla adam çarpmaya çalışan üç kağıtçılar da var.

ister istemez gün içerisinde sürekli çeşit çeşit ve birbiriyle taban tabana zıt olan bu insanları gördükçe, kendi kendime Allah katında bu iki grubun değerlendirilmesi mutlaka farklı olacaktır diyorum. Çünkü elinde imkân olmasına rağmen alacağı zevkten feragat edenle, sahip olmadıklarına rağmen sabah akşam şerri kovalayan bir olamaz, olmamalı, vaat edilene göre olmayacak da.

Mantıklı düşünebilenler için yazıyorum ; her işin karşılığını bu dünyada beklemeyin, tekrar aynı örneği veriyorum; Allah özenerek yaratmış denilen insanların günahlardan sanki verem hastasından kaçar gibi kaçmasıyla, pek de hoş diyemeyeceğimiz kızların-erkeklerin sabah akşam şehvet kovalamasına aynı gün içerisinde defalarca şahit olursanız; siz de bu işlerin sonunda, hak edene, hak ettiğinin geçici olan bu dünyada değil, sonsuz olan ahirette verilmesi gerektiğine inanırsınız. Benim tavsiyem ilk olarak ahiret inancınızı sağlam temellere oturtun. Para ile pul ile veya diğer dünyevi kazançlar ile ödüllendirilmek kendilerini üstünlüklerine rağmen sakınan, zevklerden uzak duran bu insanlar için haksızlık olur beyler, çünkü bazılarında zaten yeteri kadar para, dış görünüş ve bayağı da zeka var. Bu insanların dünyada daha fazla kazanabileceği bir şey yok, zaten bu dünya için beklentileri de yok, hayatlarını ahiret için şekillendirip, ahiret için yaşıyorlar.

Yazacağım bayağı entry var demiştim, kafamdaki projelerin netleşmesini beklemeden, bir kısmını paylaşmaya karar verdim. Ufak bir parçası bu entrydi, girizgâh mayetinde okuyun, bunun devamı gelecek.

Sizden bir de isteğim var, bu entryi okuyanlar, okuyup geçmek yerine; şuku ya da çuku ya da cevapla butonu vasıtası ile yorum yapabilirse sevinirim, yani okuduğunuzu bir şekilde belli etmenizi istiyorum. ilk entry kadar son entry de görünürde mi, bunu merak ediyorum sadece. Kısacası çuku da olsa bir işaret yollayın bana.

iyi bayramlar-Hayırlı cumalar