1. 251.
    0
    "Tanrı öldü." Nietzsche.. "Nietzsche öldü." Tanrı... panpalar bi arkın t-shirtte vardı aklıma geldi..
    ···
  2. 252.
    0
    ccc dokuzuncu entry'm ccc
    ···
  3. 253.
    0
    kankası wagner den bile gibtir yemiş, çatır çatır karı gibmeyi becerememiş, ezik, frengi hastası, karı gibi başı ağrıyan bir huur çocuğu
    ···
  4. 254.
    0
    adam gibi deli
    deli gibi çılgın
    çılgın gibi gibişen
    giber gibi konuşan
    nihilist-anarşist-ateist feylesof
    ···
  5. 255.
    0
    asrın filozofu amk ee tanrı öldü sonuçta
    ···
  6. 256.
    0
    tebessüm ettim nedense nedensiz.
    ···
  7. 257.
    0
    neye nietzsche neye kısmet
    ···
  8. 258.
    0
    nihilizmin temsilcisi
    ···
  9. 259.
    0
    dini karıştırma oç admin
    ···
  10. 260.
    0
    @9 iyi ama yitik
    ···
  11. 261.
    0
    seviye nereye çıkmış lan boy verin bi aq
    ···
  12. 262.
    0
    bıyıklarıyla yer siler
    ···
  13. 263.
    0
    allahın niçeye verdiği ayar diye bi caps vardı ona bakın adam olun
    ···
  14. 264.
    0
    adamım
    ···
  15. 265.
    0
    gibtiği ateist olur
    ···
  16. 266.
    0
    o ölmedi kalbimizde yaşıyor

    diyerek kendisine iyilik mi
    yoksa kötülük mü yaptığımı bilemediğim tek insan. saygılar... .. . ...
    ···
  17. 267.
    0
    idolümdür amk
    ···
  18. 268.
    0
    @456 adam kendi kitaplarında nihilist olduğunu söylüyor ve düşünceleri devlet yapısına kadar nihilizme uyuyor. sen kalkmış kendisine nihilist diyenlerden uzak dur diyorsun. nietzsche tanrı fikrini(bu nasıl bir şeyse) aşmak gibi bir gaye içerisinde değildir. Ecce Homo' da yazdığı gibi daha çocukluk yaşlarından itibaren tanrıya inanmamaya başlamıştır. onun asıl sorunu hiççiliğin yani nihilizmin insanlara getirdiği umutsuzluktur ve amacıda bu umutsuzluğu giderecek hayata dair açılımlar yapmaktır. bu konuda başarılı olmadığını açıklamışmıdır tam hatırlamıyorum ama böyle buyurdu zerdüştün ön sözünde bir çevirmenin yorumunda başarılı olamadığından bahsedilmektedir.
    ···
  19. 269.
    0
    Friedrich Wilhelm Nietzsche (d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900) ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog.

    Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?

    Beni öldürmeyen şey güçlendirir.

    Ahlak, sürü hayvanının içgüdüsüdür.
    (iyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 202)
    Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
    (iyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 108)
    Ahlak, evrensel değildir.
    (Tan Kızıllığı, Madde 139)
    Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.
    (Tan Kızıllığı, Madde 97)
    Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir.
    (iyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 219)
    “Ahlaksal” diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, insanlara karşı olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler “insanlığın mutluluğu ve refahı” ile bağıntılı olmaktan uzaktır.
    (Tan Kızıllığı, 108)
    Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: nasıl “coşturulacağını” bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
    (Tan Kızıllığı, Madde 3)
    Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır.
    (iyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 291)
    Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur. (Tan Kızıllığı, Madde 9) Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu? (Tan Kızıllığı, Madde 101)
    Ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir: aptallaştırır.
    (Tan Kızıllığı, Madde 19)
    Ahlak ve erdeme ilişkin her sözün ardında, bir sahtekarlık ararım.
    Ah bu melankoli. insanın gerçekten boğulabileceği bir deniz var mıdır?
    Ah siz ilahi varlıklar, bana çılgınlık verin artık! Çılgınlık verin ki sonunda kendime inanabileyim! Hezeyanlar ve çırpınmalar, ani aydınlıklar ve karanlıklar verin, korkutun beni hiçbir faninin hissetmediği şekilde ateş ve buzla, gümbürtü ve etrafta dolaşan şekillerle, ağlatın ve inletin beni, bir hayvan gibi, süründürün yerlerde; yeter ki ben inançlı biri olayım! Şüphe yiyip bitiriyor içimi. Yasayı öldürdüm; yasa beni, bir cesedin canlı birini korkuttuğu gibi korkutuyor. Eğer ben, yasanın daha fazlası değilsem, o zaman dünyanın en alçak insanıyım. içimde olan yeni ruh, eğer sizden gelmiyorsa, nereden geliyor? Size ait olduğumu ispatlayın bana; bunu sadece çılgınlık ispatlıyor bana.
    Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz. Ama topluluk duygusu bizi durdurur. Lütfen not edin : işte bu, neredeyse ahlakın tanımıdır.
    Ah, buldum onu kardeşlerim! işte, en yüce dorukta kanıyor sevinç pınarı benim için! Burada, hiçbir ayak takımının benimle birlikte içemeyeceği bir yaşam var! Akışın nerdeyse pek yoğun geliyor bana, ey haz pınarı! Doldurayım derken, sık sık yeniden boşaltıyorsun kadehi!
    Ancak hepiniz beni inkar ettiğiniz zaman size dönmek isterim. Gerçekten, kardeşlerim,o zaman kaybettiklerimi başka gözlerle arayacağım.O zaman sizleri başka başka bir sevgi ile seveceğim.
    Av ve zafer için tutkuyla donanan görkemli yırtıcı hayvan, sarışın canavar görmezlikten gelinemez. Bu gizli temel, zaman zaman patlar, hayvan tekrar vahşete döner. Romalı, Arap, Alman, Japon soyluluğu, Homeros'un kahramanları, iskandinav Vikingleri ... tümü de bu gereksinimi paylaşıyorlardı. Nereye gitseler arkalarında "barbar" kavrdıbını bırakan bu soylu ırklar, en yüksek kültürlerinde bile, bunun bilinçliliğini gösteriyor, gururunu taşıyorlardı.
    Avrupalı denen şu insan kokteyli-ki aslında epey çirkin bir halk adamıdır!- mutlaka bir giysiye ve gardrop olarak kullandığı tarihe muhtaçtır. Hiçbir giysinin de kendisine gerçekten uymadığını fark ediyor tabii ve değiştiriyor, boyuna değiştiriyor.
    Ah! En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben. Şimdi kara çalmaktalar tüm yüksek umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar, anlık hazlar içinde ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse... "Ruh, şehvettir!" böyle derlerdi. Bu sırada kırıldı ruhların kanatları; şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği her şeyi... Bir zamanlar kahraman olmayı
    Tümünü Göster
    ···
  20. 270.
    0
    ilk başlarda ön yargılı yaklaşıp bir faşist olduğunu düşünsem de, sonradan düşünceleri beni büyülemiştir. franz kafka'nın en sevdiği yazardır kendisi ayrıca.
    ···