1. 51.
    +2
    otobüsün girişince durup içeriyi gözledim. önümdeki 2-3 kişi de akbili basıp içeri yollandıktan sonra bende içeri alimde sıkı sıkı tuttuğum akbille giriyorum.bu durumda benim gibi asosyal birinin neden akbili olduğunu soranlar olabilir. onuda hemen açıklayayım kısaca. beşiktaşta çalışan bi halamın oğlu işe gidip gelirken benim akbilimden yararlanmak istediğini söyledi.ve bende onun için okuldan öğrenci belgesi alıp vermiştim ona. buda gidip çıkarmış.bi kaç ay önce geri getirdi. otobüslerde şöförler kontrol ediomuş o da tırsmış en fazla bir iki defa yırttım bi dahakinde yakalanırsam cezası falan var dedi.ha bide içinde beni bi kaç kere idare edecek kadar para olduğunu söyledi.

    neyse biz otobüsle devam edelim. elimde sıkıca tuttuğum akbille içeri girdiğim ilk anda daha içeri falan bakamadan kafam kafam hafif eğik akbil deliğini aradım. yani ne bilim kredi kartı gibi bişey olunca insan içine kartı sokacağım bi delik falan arıyor. tabi şöför zor durumu anladı sağolsun turuncu kısmın üzerine tut kartı dedi.amk mal gibi kaldım o an.hatta bi kaç saliseliğine geri inmeyi bile düşündüm.ama hemen 'haa pardon' diye toparlamaya çalıştım duyulur duyulmaz bi sesle.

    sonra hızla sola dönüp adım adım kızardığını hissettiğim suratımı yere eğerek ilerlemeye başladım. herkesin gözünün benim üzerimde olduğunu hissediyordum. ayağımdaki botları zor taşıyordum o upuzun koridorda arkaya doğru ilerlerken. otobüsün hareketlerinden mi yoksa bacaklarımın titremesinden midir bilmem zorlukla adım atıyorum. tutunarak ilerlediğim sarı demir çubukların benim ardımdan avucumun içindeki terden sırılsıklam ıslandığını hissediyorum. borulardan damla damla akan ter damlalarını görür gibi oluyordum o an.
    ···
  2. 52.
    +2
    bi kaç hafta sonra aliyle daha fazla konuşma fırsatı buldum. bişeyler öğrenmeye hevesli, beni ilginç bulan, çok bilgili olmasa da hevesli siirli bi çocuk.2 yıldır düzenli olarak gittiğim kütüphaneye gideceğim bi gün bana okul çıkışı ne yapacağımı sordu. bende çıkışta kütüphaneye gidicem ordan da eve dedim. bende senle gelebilirmiyim, biraz kitap okumak istiyorum zaten ne zamandır böyle bi planım var dedi. tabi bende kabul ettim direk.o upuzun yolda konuşabileceğim bi ses arıyordum bende zaten. çopu zaman adını yankı koyduğum içimdeki sesle konuşurdum. hatta size unutamadığım bi diyalogumuzu yazim:

    (y:yankı,b:ben)=

    b:ee yine kaldık başbaşa bu gibik yolda.
    y:işte biz buna muhtacız dostum,sen ve ben yalnızlığa muhtacız.o olmadan ikimiz bi hiçiz.
    b:sadist misin olum şurda sohbet edeceğim bi lavuk olsa iyi olmaz mıydı? elimdeki (sağ elimdeki limonlu sodayı ve sol elimdeki sigarayı göstererek),bunlarda tek başına gitmiyor.
    y:ben neyim ulan itoğlu it.benle konuşsana.(o sıralar incide takılmaya başladığımdan bilinçaltıma bu küfürler empoze edilmişti)
    b:ya olum tamam da sen yoksun ki.gibik koca kafamın içinde bi sessin. yani sana bi soda ısmarlayamam. paketimden çıkarıp bi dal veremem.ama iyi çocuksun severim seni.
    y:işte burda yanılıyosun dostum.ben senim,ama sen ben değilsin.ben senin beyninim. sense gibik duygulara muhtaç ruhsun.ben senin madde yönünüm. sadece var olanlarım.ben gerçek olanım..
    ···
  3. 53.
    +2
    soğuk suyu sıcak sudan kat kat fazla açıyorum ve giriyorum suyun altına. vücudumun her bir zerresinden fışkıran dumanlar görüyorum gözlerim kapalı. sanki cayır cayır yanan bir mangal ateşine işiyormuşum gibi dumanlar çıkıyor vücudumdan. kafamda girmek istiyor buz gibi suya. evin tam tesisat sessizliğini sadece bu su sesi bölüyor. kafa derime kadar işliyor su.soğuk sulara kafamdan ayaklarıma kadar dökülen salarım da eşlik ediyor.en ortalardan bir saç teli kopuyor, suyla beraber ensemin sol yanından omzuma sonra kolum boyunca ilerleyip parmaklarıma kadar geliyor. orta parmağımdan aşağı sarkık bir şekilde duruyor. arkasından gelen sular onun bu şekilde daha fazla durmasına izin vermiyor.ve oda tüm sular ve dökülen tüm saçlarım gibi dönerek sonsuzluğa karışacağı o delikten içeri giriyor.

    efkar dolu bir masturbasyon yapıyorum banyoda. vücudumun aldığı zevkten çok ruhumdaki acılar etkiliyor beni o suların altında. sonra kafam yerde oturuyorum beyaz ve soğuk fayansların üzerine. ensemin üzerine dökülen sular kafamın iki yanından yanaklarıma ordan da ağzımın kenarlarından ve burnumdan kucağıma dökülüyor. gözlerimi açamıyorum. çok soğuk geliyor birden su.elimi uzatıp sıcak suyu biraz açmayı veya soğuk suyu biraz kısmayı istiyorum ama elimi bile kaldıramayacak kadar yorgun ve tükenmiş hissediyorum.bu şekilde geçen 4 dakikadan sonra dayanamayacağımı anlayıp güç bela ayağa kalkıyorum. suyu tamamen kapatıp, bornozumu giyiyorum ve çıkıyorum banyodan. nedense hiç gusül abdesti falan almak gelmiyor aklıma.son bikaç ayda olduğu gibi...
    ···
  4. 54.
    +2
    Hikayeni tek seferde okudum devdıbını merakla bekliyorum. Yazdığın hikayerin insanları etkileme sebebi okuyanlarında hikayede kendilerini bulmaları. Mesala bende geceleri balkona çıkıp saatlerce oturmaya bayırlım. Bence insan geceleri evrenle bütünleşiyor var tarif edemiyeceği duygular yaşıyor.
    ···
  5. 55.
    +2
    işte bu durumda hızlı ama yavaş bir şekilde geçiyorum en arkaya. nedense bu güneşli havada bile otobüs kalabalık değil.en arkada oturan kızlı erkekli bir grubun önüne geçiyorum hemen. oturur oturmaz arkadaki grubun kızarmış ensemdeki terleri, robot gibi duran vücudumu ve biçimsiz çirkin saçlarımı gördüğünü ve aralarında güldüklerini hissediyorum. paranoyağa bağladım galiba.

    otobüs,sol tarafımdaki camdan direkt yüzüme vuran kavurucu sıcak, üstümden dikkat çekmemek için çıkaramadığım koyu yeşil montum, trafik,her durakta artan yolcu sayısı. sadece bir liseli,bir asosyal,bir ezik için değil normal bir insanı bile oldukça zorlayacak tüm etkenler vardı o 1 saatlik yolculukta. sanki tanrı benle oyun oynuyordu. okulda gibi hissediyordum kendimi.en huur cocugu öğretmenlerden biri sınıf listesinden o gibik parmaklarıyla beni bulmuş ve 50 kişilik sınıfın ortasında benden 2 sayfalık gibik bir yazıyı okumamı istiyor sanki. okumamda bir sıkıntı olamamasına rağmen kem küm edip kendimi rezil ediyorum böyle durumlarda tabi. okuldaki zorluklarımdan biraz daha ilerde bahsedicem şimdi otobüse dönelim...

    edit: @304 deki kitabı okumanızı tavsiye ederim güzel kitapdır.
    ···
  6. 56.
    +2
    @238 tamam panpa önerilere açığım.
    ···
  7. 57.
    +1 -1
    bak delikanli eger kendini boyle dusunursen her zaman kaybedersin konuskan ve girisken adamlar hrr zaman basarili olur bende 9 . sinifta senin gibiydim asosyalligin dibine vurmustum senon gibi siniftaki kizlar bana neden hic sirandan kalkmiyosun falan fiyolardi erkeklerde ayni sekilde bise diodu ama 9.sinifin yazinda bi karar aldim ve hic biseyden cekinmemek ve girisken olmak oyuzden bu isleri basardim bu arada ben 9. sinifta 174 boyunda 65 kiloydum 10. sinifta 180 boyunda 70 kilo oldum neyse 10 .sinifta bu dediklerimin hepsini basardim o cool dedigim cocuklar benden daha ezik oldular hep girisken oldum hic korkmadom ve basardim 10. sinifta 2 kizla ciktim 4 kez kavga ettim (3 galip) ve hocalar tarafindan sevolen bi ogrenci oldum bence sen hayatini degistielisin universite tutur ve yeni. kisilerle tanis yeni bi hayat kur dedigim gibi girisken ol
    ···
  8. 58.
    +2
    neyse ki ali biliyormuş da bu güzellik abidesi yanlış yollara sapmayacak diye geçiriyordum içimden kendi kendime.son zamanlarda iyice azmıştım amk. yani 12.5 yaşımdan beri azgınımdır da artık iyice çığırından çıkmıştı. eskiden kızları veya güzel kadınları ciks objesi olarak görmez güzel gördüklerime hoş bayan der kafamı çevirirdim, sadece haddinden fazla güzel olanları hafızamın en işlek yerine kaydeder gece gece kendime malzeme yaratırdım.ama o zamanlarda kızlar hakkında zihnimde bi deneme sahnesi kurmuştum. güzel olmayanlar için 'bizimle deılsın' tarzı kötü oylamalar yapar güzel olanlar için vay amk at gibi hatun ula demeye başlamıştım.ama karşımdaki bu güzellik abidesi bayan cidden çok hoş bi bayandı. yada aklımdan geçirdiğim gibi at gibi bir hatundu.

    ali kıza yolu anlatıp nerelerden dönmesi gerektiğini söylerken benim gözlerim kızdaydı. yani kimsenin gözüne bakamazdım eskiden ama gözlerim onun koyu yeşil gözlerinde, ayrık kirpiklerinde hatta gözlerinin çevresindeki siyah sürmedeydi. resmen ağzımın suyu akıyordu yani panpalar. kız alinin anlattıklarını zor zoruna anlıyor anlamadığı yerleri aliye tekrar tekrar anlattırıyordu. anladığım kadarıyla biraz saf (salak) bi kızdı.ama salak ve güzel kızlar her zaman ilgi çekici olmuştur. hikayemin geri kalan kısmında da benim hayatımı etkileyen bir canlının salak ve güzel bir uzun saçlı yaratık olduğunu anlatıcam.az kaldı az...
    ···
  9. 59.
    +2
    tekrar yerime döndüğümde üşümem gerekirdi belki ama nedense mutluluk duyuyordum sadece. biraz olsun sevinmişleridir belki. onun mutluluğu vardı üzerimde. işte bu durumdan sonra ne tak yicem diye düşündüm kendi kendime. üzerimde sadece kazak ve okul elbiselerim vardı.ve yağmur hiç duracakmış gibi gözkmüyordu.ben de düşünmeye başladım. sürekli kütüphaneye veya okula giderken yağmur yağsın isterdim. güneşten nefret eder havanın sürekli gri bi renkte kalmasını isterdim. hatta küçüklükten beri alaskaya taşınma orada yaşama hayali kurardım. neyse konu o değil konu benim o bankta ne kadar bencil biri olduğumu anlamam. işte bu suriyeliler sadece kendimi düşünen bencil bi ipne olduğumu anlamamı sağladı. yani dışarda bunlar gibi yüzlerce binlerce insan vardı ve ben kütüphaneye giderken yolda geçireceğim 1 saatte yağmur altında yürümek istiyordum istiyordum. şimdi bende sokaktayım, yağmur yağıyor ve köpek gibi titreyeceğim anı bekliyorum. yağmur dursun diye dualar ediyorum.

    kendi bencilliğimi yüzüme vurarken aklımı kurcalayan bi yere sığınma isteğiydi. kesin kararlıydım o eve en azından bir iki gün dönmeyecektim. gerekirse yağmur altında sabaha kadar otururum ama o eve bu gece dönmezdim. nereye gideceğimi kara kara düşünürken aklıma mehmet geldi. sonuçta 8-9 yıllık bi geçmişimiz var. beni sokakta bırakmaz herhalde diye düşündüm. mehmetin evine doğru yürüdüm yağmur altında. kütüphane yolunda yağmuru bekleyen o küçük çocuk yoktu artık. yağmurun durması için dua eden yetişkin biri vardı. tüm gururumu ayaklar altına serip çaldım mehmetin evinin kapısını.
    ···
  10. 60.
    -2
    kız: ee ne diyorsun?
    ben: ne-ne diyorum ?
    kız: ... sen ..beni dinlemiyor musun ya?
    ben: pardon dalmışım ne demiştin?
    kız: ofhhhfffh... diyorum ki esra(sıra arkadası olan kız) cem le(benım sıra arkadasım) oturmak istiomus. onla çıkıcak mış galiba.[ayyy oyy falan]

    bu sahneden sonraki tepki mi ve nasıl sakin kaldığımı anlatamam. acayip sakin ve ağır bi bicimde kıza tamam diyip dönüp baktım bu mallara.amk sizin liseli itoğulları diye güldüm içimden eşşoğullarına. sonra dönüp beklemeye basladım öğretmeni.ben tam karşıya bakım yenı sırama alışmaya çalışıyordum. hemen yanımda bir çift göz bana bakıyordu farkedıyordum.ama dönüp bakmadım kız. etrafı inceliyor yerımı falan duzeltıyordum.en sonunda bana bakmayı kesmeyınce kıza döndüm ve hayırdır dedım. asıl sana hayırdır.ne oldu 1 ayda.ne değişti. nasıl bu hale geldin birden bire. gibi taktan sorgulama cümleleri kurdu. bende dönüp artık çabalamasını kesmek için veya kıza acıdıgım için hiç desteklemediğim şu cümleyi söyledim: sana olan duygularım hala aynı evet kardeşlerim bir am uğruna şu ergenlik cümlesini kurdum. kızın tepkisinin bu şekilde olacağını bılsem hiç sormazdım amk. kendimi gibik duruma düşürüp su cümleyi söyledikten sonra kızın suratı düştü bembeyaz robot gibi bi hale geldi. sonra kendini zorlayarak hafifçe gülümseyip kalktı ayağa. sınıf kapısına doğru yürüdü hızlı hızlı.o sırada içeri öğretmen girdi ve kapıda kızla bişiler konustu. sonra öğretmen kendi masasına geçti kızda sınıftan cıkıp gitti.son gördüğüm suratı kıpkırmızıydı, kafası yerdeydi ve gülüyordu...

    edit:yarın gece devam beyler kusura bakmayın yarın iş var.
    ···
  11. 61.
    +2
    bi reserve daha şukularsanız daha çabuk dönerm başlığa ama siz bilirsiniz eksilersenizde olur
    ···
  12. 62.
    +2
    aliye kendime gelince uzun uzun anlatmadım her şeyi. sadece başlıca olayı ve mehmet tarafından reddedilmemi anlattım. derince bi öfff çektim ve en sonunda da ailen için de bi sorun olmayacaksa bi kaç gece burda kalsam olur mu diye sordum yine ellerim gözlerimde.. daha ben lafımı bitirmeden tabi tabi kalırsın olum. sorun olmaz.biz evimize gelen kimseyi sokağa salmayız dedi.bu cümlesinden sonra hafifçe gözlerim doldu. ellerim hala gözlerimde olduğu için ona belli etmemeye çabaladım ve ellerimi çekmedim suratımdan. sonra ali kalkıp odanın kapısını kapattı, gelip yanıma oturdu ve üzülme sen daha senden öğreneceğim çok şey var dedi. ardından ağzından çıkan ve duyduğum en güzel laflardan birini daha söyledi 'yorgunsundur sen uyu biraz ben içerdeyim'

    ellerimi gözlerimden çekmeden tamam dedim.tam çıkmak üzereyken ha bu arada çok saol kardeşim dedim duyulur duyulmaz bi sesle. sonra kapı kapandı ve ben yine sessizliğe daldım. zaten köşesinde oturduğum koltuğa ıslak ayaklarımı da iyice uzattım ve kafamın altına ufak bi yastık alıp biraz sert olan bu koltukta öylece uzandım biraz. sonra aklıma annem geldi. acaba aramış mıdır diye bi telefonumu kontrol ettim. evden çıktıktan 30 dakika sonra gelen bi mesaj vardı telefonumda. annemden gelmiş. nerdesin çabuk eve gel yazıyor.ben eski ben olsaydım doğrudan zütü tutuşmuş bi vaziyetten eve giderdim koşarak.ama bu mesajı okuyup güleceğim hiç gelmezdi aklıma. içeri ses gitmesin diye sessizce uzun uzun güldüm. sinirlerim bozulmuştu. sonra telefonu koltuğun önüne halının üzerine bıraktım ve çook derin bi uykuya daldım...
    ···
  13. 63.
    +2
    Beyler kusura bakmayin biraz yavas oluyor mobilde yaziyorum ve hastayım amk
    ···
  14. 64.
    +2
    öyle bir hayat yaşıyorumki,

    cennetide gördüm, cehennemi de

    öyle bir aşk yaşadım ki,

    tutkuyu da gördüm ,pes etmeyi de

    bazıları seyrederken hayatı en önden,

    kendime bir sahne buldum oynadım,

    öyle bir rol vermişler ki

    okudum okudum anlamadım.

    kendi kendime konuştum bazen evimde,

    hem güldüm hem kızdım halime

    sonra dedim ki" söz ver kendine"

    denizleri seviyorsan ,dalgalarıda seveceksin

    sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin

    uçmayı seviyorsan ,düşmeyide bileceksin

    korkarak yaşıyorsan ,yalnızca hayatı seyredersin

    öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım

    öyle çok değerliymiş ki zaman

    hep acele etmem bundan, anladım

    Korkaklar hayati seyreder , hade kolay gelsin
    ···
  15. 65.
    +2
    hayatım boyunca bir kız için bir şeyler yapmaya çalıştım kıza orta okuldan beri aşığım ve liseye geldik bu okulda erkeklerle çok takılıyordu kulağımı deldirdim okulun picleriyle takılmaya başladım ve kızın yanındaki tüm oruspu çocuklarını tokatladım sonra okuldan atıldım sigara falan olayından ve babamın yanına gittim babamla hiç anlaşamıyordum en son babamı bacağından pıçahladım 2.5 ay hapis yattım 18 yaş yasasından işte burdayım gençler hayatınızdaki tüm olumsuzlukları gereksizlikleri atın bir köşeye koyun zütüne hayatta her şeyden önemli şeyler var anneniz bazılarınızın babasıdır ben hiç sevmiyorum şahsen kendinize acımayın hayatta hiç bir zaman daima arkanıza değilde önünüze bakmaya çalışın hayallerinizi ufak tutmayın okulu bitirim memur olum 2 milyar maaşla evlenim çocuklarım olsun onlar okusun ben emekli olim onlar evlensin sonra ölümü bekliyim böyle gibim sonik monoton hayatlar yaşamak istemiyorsanız geçmişinizdeki acıları bir kenara bakın ve kendinize bir hedef belirleyin şu an açıktan liseyi bitiriyorum ve bitmek üzere ailemin durumu iyi olduğu için erasmus programıyla lise açıktan bitince yabancı bir ülkede okuma kararı aldım her şeyi boşverin hiç bir şeyl takmayın geçmişe takılı kalmayın kendinize bir hedef koyun ve onun arkasından yürüyün.
    ···
  16. 66.
    +2
    http://inciswf.com/1304539277.swf
    ···
  17. 67.
    +2
    o zamanlarda tüm ideolojiler bana aynı mesafede yakın geliyor. mesela işyerinde ezilen bir bireyken komünist, kendimi güçlü hissettiğim çok küçük anlarda faşist kesiliyordum. ergenlik yılları çok ideolojili yıllardır zaten herkese olmuştur bunlar amk. neyse biz konumuza dönelim.

    işe başladığım günün üzerinden geçen 2. haftamda 2. maaşımı alıyorum.ilk maaşımı vicdanımın etkisiyle direk anneme verdiğimi hatırlayarak yürüyorum akşam sokaklarda eve doğru.o gün kafamı pencereden uzattığımda duyduğum duman kokusunu duyuyorum yolda yürürken tekrar. zaman sanki duruyor o an.elimde cebimde, avucumun içinde de 190 lira para var. zihnim o an durdu. resmen bildiğin durdu yani. kafamdan hiçbir düşünce geçmiyordu o an.sadece ayaklarımı takip ediyordum sokaklar boyunca. gözlerimin sağından ve solundan geriye doğru binalar, evler,arabalar geçiyor.ben yolun tam ortasında akşam saat 10 da yürüyorum hızlı hızlı. kafam bomboş ayaklarım dopdolu.

    birden kendimi sokakta kaldığım o gece gittiğim o tekel bayiinin önüne geliyorum. içeri o günkü gibi kendimde değilken girip aynı tepkiye sigara istiyorum. adam yine yanı şaşkın ifadeyle bu sefer başka bir pakette sigara veriyor.ben söylemeden bu sefer yanında da bi kutu kibrit uzatıyor.180 lirayla ve bikaç bozuk parayla dışarı çıkıyorum. paket cebimde evin yolunu tutuyorum...
    ···
  18. 68.
    +2
    şu apartmanı dışardaki kadın kadar uzun betimleyemem. çünkü hatırımda kalmasını sağlayan bir yanı yok. tavanı koridor boyunda uzanan bi beyaz lamba kaplıyor. yerler basmaya bile kıyamayacağınız bembeyaz bi taşla kaplı. işin ilginç yanı ise tozlu ayakkabılarımın altına serilmiş olması bu tertemiz taşın. altın rengi asansörün kapısının önüne geliyoruz. kırmızı ojelerden biri kapının sağındaki siyah düğmeye dokunuyor. siyah düğmenin içinde ojelerin renginde bi ok işareti beliriyor. işte tam bu anda elifin bana baktığını hissediyorum. kafamı çevirip bakıyorum elifin güzel yüzüne. sonra aynı duygusunz surat ifademle kafamı asansöre çeviriyorum.

    bu anda asansör ışıkları yanıyor ve aynı ojeli eller açıyor kapıyı. önce o sonra ben biniyorum en az odan kadar büyük asansöre.ilk gözüme çarpan şey parlak ışıklı düğmeler bütünü ve hemen hemen her duvarda asılı olan uyarı levhaları. hiçbirini okumaya bile tenezzül etmeden gidip yaslanıyorum düğmelerin yanına. işte o anda çok yorgun olduğumu hissediyorum.en az iş yerimdeki ilk gönüm kadar yorulmuşum sanki. yemin ediyorum o yorgunluğumu hissettiğim an asansör gittiği yere ulaşmasaydı çöküp yerde uyukluyacaktım. neyseki 'diinn' sesi kendime getiriyor beni ve düğmeler takımında işaretli olan 7. kat yazısının yanından geçiyoruz. asansörün çıkışından sonra sola dönüp yaklaşık 10 adım yürüyoruz birlikte. önde elif, arkada ben gözüm elifin kalçalarında ama en ufak bi cinsel arzu duymadan yürüyorum. sanki gözlerim oraya asılı kalmış ve ayaklarım beynimi oyalarken elifin kalçasına yürüyor. kız sağdan ikinci kapının önünde durunca bende zorlukla kendime gelip tam arkasında frenliyorum kendimi. asansörü çağıran aynı kırmızı parmak sol taraftaki süslü kapı zilini çalıyor. nasıl çaldığını hatırlayamadığım bi ses çıkıyor.ama galiba 'dinndonn' gibi bişeydi.

    biz beklerken kapkaranlık olmuş koridoru, açılan kapının içinden gelen altın rengi ışık doluyor gözümüze. gözüm parlak ışıklara alışınca en az elif kadar güzel ve yaklaşık 40 yaşlarında bir kadın görüyorum...
    ···
  19. 69.
    +2
    1 saat içerisinde içinden geçtiğim ikinci apartman bu.bi önceki apartman bundan kat kat daha modern bi yerdi. asansörler köşe başlarında çiçekler, kameralar falan vardı.ama alinin oturduğu bu apartman tamamen bi mahalle apartmanıydı. içerde beni ilk karşılayan şey merdivenlere serili olan halı oluyor. merdiven boyunca yukarı doğru uzanan cami halısını andıran mavi-kırmızı bi halı. hemen girişte bi daire var. dairenim önü ayakkabı dolu. neyse deyip devam ediyorum yoluma. arkamdan kapıyı kapatıp ayakkabılarımı çıkarıyorum. canım botlarım iyice ıslanmış. paçalarım dizlerime kadar sırılsıklam. utanıyorum biraz. sonra paçamı bi el kıvırıp ayakkabılerım elimde ıslak çoraplarla halıyı ıslatmamak için halının en kenarlarına basıp yukarı çıkıyorum. duvarlar gri-sarı karışımı üzerinde ufak çakıltaşları olan bi apartman bu.yukarı çıkmaya devam ediyorum.2. katta açık bi kapı karşılıyor beni. zaten apartman küçük olduğundan her katta bi daire var. sonuna kadar açık tahta kapının önünde beni karşılayan ali oluyor.

    hayırdır k.larsen bişey mi oldu diye soru yağmuruna tutarken bi yandan da eliyle içeriyi gösteriyor ve cümle arasına geç içeri geç kelimesini sıkıştırıyor. yıllardır duyduğum en iyi kelimeler bunlar. şuan bile aklım. artık yorgunluktan bitkin bi halde şu cümleyi duyduğum için tanrıya şükürler ederek ayakkabımı kapının girişine bırakıyorum. biraz da olsa rahatlayarak ıslak siyah çoraplarımla içeri giriyorum..
    ···
  20. 70.
    +2
    bu arada mehmetin tanıştırdığı çocuğu anlatım biraz.1.70 boylarında hemen hemen benle aynı boyda esmer bi çocuktu. adı ali olsun. mangal yapıcağımız hafta sonu geldiğinde nedense çok heyecanlıydım. okuldan iki tane odunla mangala gitmek için kot pantolon gömlek giyip babanın parfümünden sürme demedi kimse bana amk. nereden biliyim ki.durumun içler acısı bi şekilde gittip oraya. kendime şuan bile ne kadar acıdığımı tahmin edemezsiniz.17 yaşındaki birisi hayatında ilk defa bikaç arkadaşıyla mangal yapacak ve kalbi heyecandan küt küt atarak tamamen şık olduğunu düşünüp o gibik çamur yığını ormana gidiyor.

    ormanda beni görünce ilk başta şaşırdı tabi bunlar. önce gidip alışverişimizi yaptık. sonra ormana dönüp güçbela etleri pişirip yedik.şu ana kadar herşeyin normal olduğun düşünüyordum. yani dışarı mangal yapmaya gelen birileri ne yapabilir ki.ortama uyum sağlamak için kendimi zorlayarak bira fazla konusuyordum.her işte bi fikir beyan ediyordum.ne kadar sinir bozucu oldugunu bilsemde kendimi buna mecbur hissediyormusum gibi geliyordu bana. önce mehmeti yol üstünde eve bıraktık.bu şekilde rezillik içinde geçirdiğim bi kaç saatten sonra evlerimizin yakın olduğu aliyle yürüdük biraz.ali çok zeki olmasada zeki sayılabilecek biriydi. edebiyata çok ilgisi vardı. hatta baya bişey biliyordu da.yok boyunca onunla konuştuk edebiyat hakkında. konuşmalarımızın detayına sonraki bölümlerde giricem. şimdilik geçelim burayı.

    eve geldiğimde kardeşim yatıyordu. annemde her zamanki yerinde tv izlerken uyuya kalmış.bu durumda içeri girmek için iyi ki babamdan onun anahtarlarını almışım. içeri girip uyuyan annemin üzerine kendi yatağımın yorgan gibisinden örtüsünü atıyorum. sonra tüm kalbimle üzüldüğüm annemin yanağından onu uyandırmadan ufak bi öpüyorum. uykusundan uyanmadan bana arkasını dönüyor bu hareketime karşılık. işte bu kısacık an tüm hayatımın özeti diyebilirim...
    ···