gececi tayfa toplanın aşk hikayemi

eve geçtik..
iki kız vardı evde..
birisi her zaman ki kızlardan biri..
diğeri sabah ki ev arkadaşı..
ağlıyorlardı..
üzgünlerdi..

nathalie de geçti yanlarına..
direkt odaya yöneldim..
sinirliydim..
belki iki gün sonra gitmem gerekecek..
ve olan olaylara bak..

asla üzülme demem öyle bir durum da..
ama gitmeyi düşünmesi..
cennette ki ilk sorun..

kimilerine göre sorun bile olmayabilir..
kimileri için çok büyük bir sorundur belki..
karar vermek zordu işte...

insanoğlu doğası gereği acıyı sever ya..
yatağa uzandığım anda saçma sapan düşüncelere daldım..
ya nathalie benden habersiz gider ve çocuğun o haline dayanamazsa..
ya çocuk nathalie nin boşluğundan yararlanırsa...

kendimi toparladım daha sonra..
bir kızı seviyorsunuzdur.
sizi sevdiğinize eminsinizdir..
o zaman böyle şeyler düşünmenin bir anlamı yoktur..
çünkü siz git deseniz de gitmez..

http://www.youtube.com/watch?v=aCca5mPMp9A

nathalie geldi yanıma..
anlıyorsun dimi dedi.
evet dedim..
kızlar çok kötü dedi..
üzüldüm dedim..
biraz daha yanlarında kalmak istiyorum dedi.
tabi ki dedim , nasılsa bizim daha sonsuza kadar süremiz var..
bir gün ekgib ne fark eder..

sözler her zaman doğru olmaz..
hayatınız boyunca ağzınızdan sözler dökülürken , içinizde fırtınaların koptuğu ne çok an olacak var ya..
kimi zaman sözlerinizin geri dönüşü olmayacak..
kimi zaman sa karşınızda ki sizi dinlemeyecek bile..

bazen yalan söylemek iyidir işte..
karşınızdakine kıyamazsınız çünkü...
dedim ya..
bir kere dalmışsınızdır gözlerine..
nasıl kırarsınız onu?

http://www.youtube.com/watch?v=0rld4E6k43I

dahili bellek

zordur ana denk getirmek şarkıları ..
zordur sizi yaralayan anıları bulmayı..
sevmeyiz aslında şarkıları..
çünkü her kelimesinde bir acımız vardır..

http://www.youtube.com/watch?v=Febr_t_qa9U

güzel denk geldi yine..

bende dışarı çıkayım o zaman dedim..
biraz üzüldü..
siz daha rahat olursunuz dedim..
bildiğin ergen tavırları..

yaptınız değil mi hepiniz..
evet yaptınız..
yapmasını istemediğiniz bir şey vardı..
ve beraber olmak istiyordunuz..
ama kıyamadınız ona...
dedim ya..
insan oğlu işte...
acıya açız hepimiz..

bir şey yok değil mi diye 15 dakika konuştu belki de..
yok deyip durdum..
biraz kafamı dağıtayım ben de dedim..
hala giydiğim şeyleri hatırlarım..
çünkü havaya göre çok hafif giyinmiştim..

dışarıya adım atar atmaz soğuk içime işlemişti..
dişimi sıkıyordum ama..
komik işte..
erkekler ağlamaz.
diş sıkar onun yerine..

her erkek yalnızdır beyler..
hepimiz dertlerimizi kardeşlerimiz ile paylaşmayı çok severiz değil mi..
ama ayrıdır kendi kendinize düşlere dalmak..
içerken düşünmek ..
bazen hafif bir müzik..
bazen sessizlik..
yalnızca doğa...

hepimiz çok severiz yalnız başımıza yürümeyi..
hafif bir yağmur hele...
bitirir bizi..

1 saat yürüdüm herhalde..
dalarak hayallere..
yürüdüm herhalde...

http://www.youtube.com/watch?v=qpnaLJ-jn1k

ulan yine yaşadım o anı..
tansiyonum yine yükselmiş..
bu arada belirtmem gerekir , yüksek tansiyon hastası kabul ediliyorum..

en çok ta ne yakmıştı canımı biliyor musunuz..
başka bir ülkeye..
'o'nun için gidip..
onun benim yanımda olmaması..
bencilim evet...
nasıl olmayayım..
hakkım olarak görüyordum..
kendimi adil bir insan olarak görürüm..
hak veriyorum dedim ya..

ama bir yere kadar..
ben onunla on saniye daha görüşmek için neleri riske atarken..
onun böyle bir sebep ile bunları yapması..
iki saat kalsa yeterdi belki de..
ama ona yetmedi..
neden bilmiyorum...
neden bilemiyorum..

sonuçta yürüdükten sonra bulduğum bir bara oturdum..
belçika birası almıştım..
öyle bir tipe bile bakan oluyordu..
herhalde ne yapıyor bu manyak diye..

nathalie istese beni bulabilir mi diye düşündüm..
ben onu ilk gün nasıl bulmuştum..
istese..
bulabilirdi evet..

bulmadı ama..
gelmedi..
bir saat daha oturdum oralarda..

işte tipik türk erkeği..
en küçük olay da sanki dünya yıkıldı başıma..

hemen bir acıma hissi..
kimse umrumda değildi..
gözlerimin tek sahibi olan güzellik..
beni görmemişti o gün..
ben ise onun gözlerinde üzgünlüğü görmüştüm..
ama o üzgünlük olmaması gereken sebeplerden kaynaklanıyordu..

gibtiğimin bir fransızı..
başımı çok ağrıtmıştı..
daha da ağrıtacağı belliydi..

bazen öyle şeyler olur ki..
keşke sadece başım ağrısaydı dersiniz...

http://www.youtube.com/wa...rEuas&feature=related

eve döndüm..
nathalie kapıyı açar açmaz boynuma atladı..
neredeydin dedi...
deli gibi sarıldı bana..
sakın gitme bir daha dedi..

meğersem çıkıp beni aramış..
ama bulamamış..
öyle bir çekti ki beni içeriye..
sen çok özelsin dedi..
anla artık..

sen de öylesin dedim..
ama bilemedim o an..
üzüldü biraz..
biliyorum dedi , kızmakta haklısın..
ama çok üzüldüm dedi..

yine gözleri..
bir erkeği her zaman hatunların gözleri yakar bence , sizce de öyle değil mi..
öyle bir büyüdü ki gözleri..
öyle bir doldu ki..
saklamaya çalıştı..
ama dayanamadım işte..

en büyük zayıflığımız..
güzel bir kız olamaz asla..
gelecekteki çocuklarınızın annesinin kederi olur yalnızca...

ve yine sarılarak geçti saatler..
birbirimize doyarak..
yine sabahı sabah etmiştik..
ve yine büyülenmiştim işte...
ne olursa olsun..
bazı şeyler değişmez..

ve işte bu kız benim nefesim di...
bu da değişmezdi...

http://www.youtube.com/wa...G--IwU&feature=relmfu

öğlene doğru uyandık..
bir okula uğraması gerekiyordu.
öptü beni..
bırakayım dedim..
hayır dedi..
hafif öksürüyordum zaten..

nedense yorgundum..
hemen geleceğim taksiyle gideceğim dedi..
tamam dedim..

gitti..
1 saat sonra uyandım..
gelmemişti..
arkadaşı uyanıktı ama..
konuştuk biraz bana kahve yaptı..

neden bu kadar sertsin dedi..
yapım böyle dedim.. ayrıca türküm..
evet ama duygusuz olman gerekmiyor dedi..
duygusuz değilim zaten sadece dışarıya göstermem dedim..
bir şeyler daha söyledi..

nathalie benim sevgilim dedim..
evet üzücü bir durum ama paylaşmak istemiyorum..
benim yerime koy kendini dedim.
biraz durdu..
ne yapılacağı değişirdi dedi..
bende değişmez dedim..
üstelik istediği zaman gidebilir dedim..
gitsin ve kavga edin dimi dedi..
hayır gitsin ve bir daha görüşmeyelim dedim..

şaşırdı baya bir..
bırakabilirmisin ki nedi..
hayır dedim..
ee o zaman der gibi baktı..
ama sözümü dinlememiş olacak ve o eski erkek arkadaşı dedim..
senin sevgilin eski kız arkadaşı ile hangi sebepten olursa olsun buluşsa ne hissedersin dedim..
doğru dedi..

2 saat olmuştu.
bir nathalie ye ulaşırmısın dedim..
tabi dedi..
mesaj attı galiba..
nathalie geliyormuş dedi..
30 dakika daha geçti..
bir daha sorarmısın dedim..
geliyormuş gerek yok dedi..
bu yol bu kadar uzun sürmüyor dedim..
okulda işi uzamış dedi..
tamam ben okula geçip alayım o zaman onu dedim..
bulamazsın dedi.
taksiye söylerim dedim..

zaten bitmiş işi geliyormuş dedi..
işi uzamış demiştin ..
suratı düşer gibi oldu..
nerede dedim..
okulda dedi..
o gelince bana söyleyecek sence şimdi yalan söylemene gerek var mı dedim..
okul çıkışı denk gelmiş bir kaç kişiye dedi..
kimlere ..
sorarken cevabını bildiğiniz sorular işte..

hani eve ev arkadaşınız gelir..
sen mi geldin..
aynı durumdu benim ki side...

öyle bir sinirle dışarı çıktım ki..
ayakkabıları ters giymiştim..
düzelteyim diye durunca kız arkamdan geldi ve tuttu beni..
biraz sakin ol dedi..

şuan sakinim dedim..
birazdan olmayacağım...

bende seninle gelirim o zaman dedi..
banane dedim türkçe olarak..
dışarı fırladım ..
peşimden fırladı..
resmen kısa kollu t shirtle fırlamıştım..
zaten döndüğümde hasta olmuştum..

peşimde ki kız da bir kazakla çıkmıştı..
taksi buldum bir tane..
benimle beraber atladı..
nereye gideceksin dedi..
okuldan başlarım ya da sen beni zütürürsün dedim..
söyleyemem dedi..
o zaman bende seni taksime alamam dedim..
inmen senin için iyi olacaktır dedim..
yapma dedi..
lütfen dedim..
indi..
okula gideceğimi sanıyordu ama direkt olarak bizim türk çocukların takıldıkları o ilk günkü barın orayı söyledim..
çocukları bulamasam bile barmenden çocukların yerini öğrenebilirdim..

korktuğumu filan düşünmeyin..
asla korkmam böyle bir şeyden..
sadece mantıklı bir adamım..
nerede bulamayacağımı biliyordum..
okul mu..
ne diyecektim..
nathalie nereye gitti mi..
türk çocukların okulda olmadığını biliyordum..
çünkü pek gitmediklerini söylemişlerdi..
geriye tek bir ihtimal kalıyordu.
saat erken olsa bile orada olacaklarını hissetmiştim..
neden bilmem ama öyle olduğunu biliyordum..

taksi görmediğim bazı mekanlardan geçti..
sonunda bir sokağı tanıdım..
buradan geçilebilirdi hatırlıyordum..
durdurdum ve indim..

koşmaya başladım...
barın tabelasını gördüm..
tabi ki sönük durumdaydı..

içeriye geçmek için merdivenleri çıktım..
kapı açıktı..
temizlik vardı içeride..

ama kenarda bir masa da bizim çocuklardan ikisi ve üç kız oturuyordu..
gülümsedim nedensizce..
beni görünce ters giden bir şey olduğunu anladılar..
ayağa kalktılar..
member sakin ol dedi bir tanesi..
bu o gibtiğimin fransızını tehdit eden çocuklardan biriydi..

beyler dedim..
biliyoruz dedi.
nathalie mesaj attı..
seni görürsek durdurmamızı söyledi..
durduracakmısınız dedim..
güldü ikisi de..

öğrendiğimizden beri seni nerede buluruz diye düşünüyorduk dedi bir tanesi..
diğeri de uzun süredir iyi bir kavga etmemiştim zaten dedi..
güldük hep beraber ..
ironik..
en sinirli anında..
yine gülersin..
işte bu yüzden önemlidir 'adam' olmak..
türkiye de tanımamıştım bu çocuklar gibi adamları..
delikanlı çocuklardı..

kızlara birşeyler söylediler ve masaya para atıp kalktılar..
nereye gidiyoruz dedim..
bizim oralarda bir söz vardır dedi bir tanesi..
neymiş o dedim..
baskın basanın olur kardeşim dedi..

kurtlar vadisimi burası dedim..
bizden esinlenmişler dedi diğeri güldü..
o hava da değildik beyler..
ama karşımızda birisinin durması zordu..
en azından benim karşımda..

http://www.youtube.com/watch?v=UkymJsrUkt0

edit : kotalı panpalarımız için grup ve şarkı..

the duke spirit - the step and the walk

10 dakika kadar hızlı bir tempo ile yürüdük..
nasıl sinirliydim var ya..
sonunda bir binanın önüne geldik.
dershane gibi bir şey..
gençlik merkeziymiş..
birisi bekleyin siz dedi..
içeri girdi..
5 dakika sonra geldi..

cezayirli bini hatırlıyorsunuz dimi..
işte o oradaymış yanında 3 kişi ile beraber.
gibtiğimin fransızı dedim..

onun nerede olduğunu bilmiyorlarmış bu gün bir kere uğramış sadece dedi..
girelim dedim..
tamam bekleyin ama , içeride ki çocukları ayarlayayım bir sorun çıkmasın dedi..
yakışmaz bize dedim..
meğersem yanlış anlamışım.
biz çocuklara giderken etraftan birisinin görüp bir şeyler yapmasını engelleyeceklermiş..

gelin dedi..
içeri girdik..
iki tane 20 yaşlarında genç bize yol göstermeye başladı..
yangın çıkışı gibi açılan bir kapının önünde durduk..
çocuklar durdular..
bir şeyler konuştular..
ne oldu dedim..
diğer çıkışı da kapatmışlar..
beyler isterseniz siz gelmeyin dedim..
güldüler sadece..
kapıyı açmam ile masada oturan cezayirlinin ayağa fırlaması bir oldu..
yanındakilerde kalktı sonra..

ulan insan bir konuşur..
olmadı beyler..
konuşma filan olmadı..
gördüğüm gibi üstüne koşmaya başladım..
çocuklar ne yapıyor fikrim bile yoktu..
cezayirli ile birbirimize girdik..

boğuştuk bir süre yerde..
en son hatırladıklarımdan biri bana okkalı bir yumruk indirdiğiydi..
daha sonra ben onu yere yatırmış vuruyordum..
bir süre sonra burnundan kan geldiğini hatırlıyorum ..
sinirim hala geçmemişti ama..
burnunu tutuyordu , ayağa kalktım..

etrafıma baktım bizim türk çocuklardan birisi iki tanesi ile uğraşıyordu..
ona doğru koştum ve sarılmış olana vurdum bir tane..
daha sonra diğer çocukta geldi ve bu sefer üçümüz ikisini halletmiştik..

hepsinin yerde olduğunu gördükten sonra çocuklara baktım..
bir tanesinin yanağında hafif bir iz vardı..
tırnak izi..
diğerinde bir şey yoktu ama yere tükürdü dişim diye.
sonuçta bir şeyi yoktu..
bense sadece bir yumruk yemiştim o kadar..

dışarı çıktık..
çıkarken o bekleyen iki çocuk öyle bir döndü ki bize bir an için onlarla da bir münasebet yaşayacağımızı sandım..
ama görünce güldüler..
içeriye baktılar ve güldüler..

aşağıya inerken çocuklardan birisinin boynunda ki kırmızılıkları gördüm.
bildiğin tırmalamışlar adamı.
sonra kendime baktım..bir şey göremedim..

aşağıya indik kapının önünde dururken..
biz niye dövdük bunları dedi bir tanesi..
diğeri bilmem benim canım sıkılmıştı dedi..
güldük baya bir..

teşekkürler beyler sinirimi biraz olsun attım dedim..
ama neden böyle bir şey yaptık bende bilmiyorum..
güldük yine..
gelin size bir bira ısmarlayayım dedim..
hem adam döv hem bira..
güzel hayat dedi o canım sıkılmıştı diyen..

mekana geçtik..
üçümüzde buzlar aldık..
kızlar kalkmıştı.
biralarımızı söyledi çocuklar..
aynaya bakmaya gittim ve boynumda çizikler olduğunu gördüm..

içeriye geçtim..
biralarımızı içip konuşmaya başladık..
ben gittikten sonra ne olacak dedim..
yapmadığımız şey değil dedi bir tanesi..
polisler bile geldi bir kaç kez dediler..

ee dedim..
bizi etkilemez kardeşim dedi gülüştük..
derken ayak sesleri duydum..
dönüp baktım ve bekledim..
içeriye korku dolu bir surat girdi..
gözyaşları ile ıslanmış yanaklar..
hafif olan makyajı akmıştı biraz..

ve beni görünce büyüyen iki adet derin göz..

http://www.youtube.com/wa...8saZY&feature=related

Ne yaparsa yapsın dayanamazsınız..
Ben diyorum bunu..
Bu yüzden umarım olmaz ama bir kız sizi aldatsa bile gözlerine bakmayın..
kafanızı çevirin..
o değil siz yere bakın..

ne yaparsa yapsın dayanamazsınız çünkü..

ayağa kalkarken sarıldı bana..
sandalyeye aynı hızla oturmuş oldum böylece..
sinirliydim ona karşı..
ama o kokusunu duyunca..
o güzel kokusunu bir kere hissedince..
bütün sinirim gitti sanki..

bütün vücudum etkisine kapıldı ..
kendimi kaybettim sanki o an..
tek istediğim ona sarılmaktı sadece...

öyle bir sarıldı ki bana..
hala hissederim o anı..

döndü ve baktı..
hafiften kızarmıştı herhalde cezayirlinin vurduğu yer..
deli gibi öptü orayı..
yanağımı..
dudağımı..
beni...

sanki kaybetmiş ve tekrar bulmuş gibi..
deli gibi öptü sadece..
hareketsiz dursam bile..
öpüyordu sadece..

hiç durmadan..
büyük bir şefkat vardı..
hissedebiliyordum bunu..
sevgisi ise...
sanki canlanmış da karşımda nathalienin yanında duruyordu...

http://www.youtube.com/wa...mnwAE&feature=related