gececi tayfa toplanın aşk hikayemi

ne olursa olsun bana yaptığı bir yanlış vardı..
nasıl beni bulduğunu da merak ediyordum ve sordum..
bizim çocuklardan bir tanesi ben söyledim abi dedi..

nathalie gözlerimin içine bakıyordu..
öyle bir bakışı vardı ki..
anlatamam herhalde..
yaşamanız lazım..
büyümüş iki adet göz..
titriyorlar..
hafif yaşlı..
sadece gözlerimin içine bakıyor...
sadece...

elinden tuttum ve bir başka masaya zütürdüm...
konuşmak istiyordum..
ne olduğunu anlat bana dedim..
neden gittin..

hemen aslında gitmeyecektim gibi şeyler söylemeye başladı..
durdurdum..
neden gittin dedim..

okul çıkışında bir kaç arkadaşını görmüş..
onlar gidiyorlarmış..
gerçekten çok kötü diyerek kanına girmişler resmen..
ya da anlattığı öyleydi..
bilemem..

sadece merak ettim dedi..
ve gittin dedim..
evet gittim dedi..
sarıldı seni görünce dedim..
hemen kendimi çektim dedi..
güldüm..

sadece anlık olarak güldüm...

http://www.youtube.com/wa...v=rYEDA3JcQqw&ob=av3e

bu kadar basit yani dedim..
evet dedi..
o zaman bende türkiye de gördüğüm ilk kıza sarılayım ve anın etkisi diyeyim dedim..
sustu..

neden dedim yine..
susuyordu..
ne kadar kaldın dedim..
10 dakika dedi..
10 dakika sadece anın etkisi , evet dedim..

yine sustu..
neler yaptınız dedim..
benimle oturtmaya çalıştı ama gidip başka bir yere oturdum ve konuşuldu dedi..
bu kadar yani..
evet bu kadar...

tekrar güldüm..
on dakika ve bu kadar ha..

çocuk yok karşında dedim..
gidip görmeni anlardım bir yere kadar..
içindekini giderip dönmen lazım dı dedim..
evet dedi..

neden dönmedin dedim..
bilmiyorum dedi..

beyler insanları iyi anlarım..
gerçekten bilmiyordu..
saflığı etkilemişti onu..
ama o on dakika..

nereden bilecektim ki ona karşı tekrar bir şeyler hissetmediğini..
nasıl anlardım ki..
anlayamazdım..
aklımdan sadece geçen zamanlar geçiyordu..

dünyadaki en büyük ihtiyacım..
ve belki de en büyük pişmanlığım...

http://www.youtube.com/watch?v=gg4zxY1vF1w

devam ederiz beyler..

http://www.youtube.com/watch?v=gg4zxY1vF1w
Çok saftı..
Çok hemde..

Öyle bir saflığı vardı ki , yolda yürürken koşan birisi su içmek için dursa bir şey mi oldu diye bakardı..
Zeki..
Ama saf..

Bunlar iyiliğinin etkisiydi..
O kadar güzel ki..
Yanınızda durması sizi öyle bir güçlü kılar ki..

En acı anınız da bile gücünüz olur..
bu yüzden erkekler ağlamaz..
yani..
dışarıya ağlamazlar...
her erkek sadece yalnızken ağlar genelde..
çünkü düşünebildiğimiz tek anlar..
yalnız kaldığımız anlardır..
diğer zamanlarda..
herkesin bir nathaliesi vardır...

http://www.youtube.com/watch?v=eVLJ4HOzi1c

herhalde 20 dakika kadar durduk..
tam yine saçmalamaya başlayacakken ben , çocuklardan birisi elinde iki tane içkiyle geldi..
içkinin birisinin üstünde n diğerinin üstünde a harfi vardı..
n yi bana a harfliyi nathalie ye verdi..

siz dedi..
birbirinizi bulduğunuz kadar öyle şanslısınız ki..
bunu bozmayın..
siz birbirinize aitsiniz..

sonra bana döndü..
türkçe olarak..
abi yapma dedi..
boşunamı dövdük biz o adamları..

doğru kardeşim doğru dedim..
nathalie resmen umutla bana bakıyordu..
başka bir şey oldu mu dedim..
hayır dedi..
konuşmaları anlat dedim..
çok konuşulmadı üzüldüğümü söyledim yalnızca dedi..
teşekkür etti..
seni sordu dedi..
ee..
evet hala burada ve birlikteyiz dedim..

o an biraz mutlu oldum..
bilmesi gerekiyordu..
bu kızın saflığını artık kimse kullanmayacaktı..

nathalie dedim..
bundan sonra seni koruması için peşine adam mı takayım..
güldü , gangster misin sen dedi..
sonra o küçücük burnuyla diğer masayı gösterdi..

güldüm...
zaten çoktan yapmıştım bu işi..
ve ağzını bile açmamıştı...
o an anladım bunu..
bazen bir şeyleri çok geç anlarız..

malesef geç kalır bazen..
bazense geç olmasa bile karşınızdakini çoktan üzmüş olursunuz..
bu bizim yapımız beyler..

kısa boylu olandan , uzununa..
sarışın dan , esmere..
koyu gözlü olan dan , açık gözleri olana...
bu bizim yapımız..
bir şeyi anladığımız zaman çoktan karşıdakini üzmüş oluyoruz..

panpalar toplantılardan başımı kaldıramıyorum ailemi bile üç günde bir kere gördüm , kusuruma bakmayın zaman oldukça giriyorum..

@597 2 haftadır anlatmaya çalışıyorum , bu hikaye diğerleri gibi bir taraflardan sallama değil kolay olmuyor öyle anlatmak.

http://www.youtube.com/watch?v=GFGPSx6cPN0

Neden bilmiyorum ama kızgınlığım geçti..
hep böyle olur zaten..
kızacak bir şey ararsın..
bulursun..

daha sonra kızgınlığın geçer..
o zaman neden kızdın ki ona..
gerçekten bir bebektir kızların çoğu..
muhtaç olurlar sevgimize , ilgimize..

gülerek çıktık bardan..
amaçsızca yürümeye başladık..
akşam yemeğe çıkartayım mı seni dedim.
olur dedi..
o anda cezayirli binin yumruk attığı yeri gördü bir kez daha.
naptınız siz dedi.
ne gerekiyorsa onu..
düşünceli bir tavır aldı..
yürümeye devam ediyorduk..
o anda bir yer gördü..
sana bir şey denetmek istiyorum dedi..
tamam dedim..
bana güveniyor musun dedi..
tabi ki..

bir mekana girdik..
hafif anadolu esintisi sezdim mekan da..
ama etrafta bob marley den oturan boğaya kadar resimler vardı..
bir köşeye geçtik.

bir garson geldi..
yolda görsem döverim.
o derece bir tip.
sırf dünyaya yarar için dövülesi bir tip.

nathalie bir şeyler söyledi.
tam bir şey söyleyecekken kızdı.
ben söylüyorum dedi.
öyle bir tavır takındı ki.
o an onu deli gibi ısırmak istedim..

hani küçük bir kardeşiniz ve ya yeğeniniz var ise..
bir an bir tatlılık yapar..
öyle bir tatlılık yapar ki.
gülmekten kucağınıza alır hava da döndürürsünüz..

öyle bir tatlılık halindeydi..
güldüm , tamam tamam dedim..
su söyleyecektim oysa ki..
derken su kelimesini seçtim aradan..

ya bu güzel bir tesadüftü..
ya da bu kız beni benden iyi tanıyordu..

bir kaç güzelliğine büyülenmiş dakika dan sonra ..
garson bir tabak getirdi..
cipsler vardı ..
erimiş kaşar..
buraya kadar her şey güzel.
üstlerinde yeşil bir sos.
bu da güzel tabi..
ama bu cipslerin içinde bir şeyler vardı beyler..

iki katlı gibi düşünün..
arasında bir şey var..

nathalie güldü bana ağzına attı bir tane cips.
hala gülüyordu..
bende elimi attım ..
ağzıma zütürürken öyle bir izliyordu ki beni..
bir bebeğin onu kandırmak için yaptığınız hareketinizi izlediği gibi.

sevimliliğinden sanıyordum , meğersem başka bir düşüncesi varmış.
cips gayet güzeldi..
çok hoşuma gitmişti..
hafif tekila tadı vardı ama..

nathalie güldü..
ne oldu dedim..
güzel mi dedi.
evet dedim..
ikincisi de bu şekilde devam etti..

derken ben bir tanesine elimi attım ama onu nathalie kaptı..
güldü tekrar.
şımarık işte...
elimi başka bir tanesine attım.
ısırdığım anda öyle böyle bir şok yaşamadım..
dilimin üstüne bir şey düşmüş ve hareket ediyordu..
ulan bir korktum o an.

peçeteyi aldım tam tükürecekken nathalie elimi tuttu ve ye dedi..
cipslerin arasında cıvık cıvık bir şey yiyordum beyler.
yediğim şey bir kurtcuktu..
tekilaya yatırıyorlarmış bu cipsi..
tekila kurtcuklarını da çoğaltıp çoğaltıp canlı canlı içine koyuyorlarmış.
hayatımda yediğim en iğrenç yiyeceklerden birisiydi..
bunu nathalie bana iş işten geçtikten sonra söyledi..
ulan bildiğin çıldırdım içimde..
ama yanımızda bir dünya güzeli var..
sığar mı hiç tadı iğrenç demeye ve ya korkmuş gibi hareketler etmeye...

http://www.youtube.com/wa..._uqOs&feature=related

oradan çıktık..
ama deli gibi gülüyordu bana..
bilmiyorum benim gibi olan var mı aranızda..
böyle şeylere denk gelen..

size şöyle söyleyeyim..
öyle oyunlar oynardık ki..
kaybedenin ağzına limon sıkardık..

çocukça belki..
ama farklı yaşaması..
gülmesi..
hele gülümsüyorsa karşınızda..
yavaş yavaş katılmaya başlamışsa..
dünya da o andan başka an yoktur sizin için..
öyle bir anınız olur ki..

kendinizi bağlı hissedersiniz o ana..
en karanlık zamanınız da..
o anıyı düşünür ve mutlu kalırsınız..
ona en ihtiyaç duyduğunuz zamanlar da..
karanlıkta o anlara dalarsınız..

http://www.youtube.com/watch?v=Qt2mbGP6vFI

bir mail gelmişti..
gelmez olaydı da mutluluğa devam etseydik..
iki gün sonra istanbula dönmem gerekiyordu..
uçak biletim hazırdı..

iş beni bekliyordu..
okula da gitmem lazımdı zaten..

öyle bir suratım asıldı ki o an..
yine bekliyordu bizi ayrılık...
yine yalnız geçen zamanlar..

yakın arkadaşlarınız sevgilileri ile vakit geçirdiğinde bozulursunuz ya..
sebebi budur işte..
onunla öyle bir eğlenir ki..
başka her şey boş gelir..
kardeşleriniz ile bir çok şey yapabilseniz de..

ayrıdır bir sevgilinizin yanınızda olması...
gülmesi..
hatta ağlaması..

gideceğimi söyledim..
zaten yüzü asılmıştı..
ne zaman dedi.
iki gün dedim..
daha da bir yüzü asıldı..

bu kadar çabuk mu dedi..
geri geleceğim dedim..
bende geleceğim dedi.
sorun ne o zaman?

bilmiyorum ,içimde çok garip bir his var..
nasıl bir his bu dedim..
bilmiyorum yalnızca buradan gidelim dedi..
kalabalık bir caddedeydik oysa ki.
bizde ilerlemeye başladık..

yine baş başa yürüyorduk..
ne olursa olsun..
yine benim için cennet de geçen başka bir andı...

http://www.youtube.com/watch?v=_9wKi1keg8g

eve geçtik..
yine beraber yine tenlerimizi hissederek..
dışarıya yemeğe gidecektik..
olmadı..

o teni var ya..
kokusu..
her şeyi farklıydı..

deli gibi sevişiyorduk yine..
geçen saatler..
bana dakikalar gibi gelmişti..
doyamıyordum ona..

umarım bir gün gerçekten seversiniz..
ve sevilirsiniz..

çünkü sevgi..
tenin kokusunu bile değiştirir..
bazen ya yan yana sarılarak geçirilen saatleri getirir..

http://www.youtube.com/watch?v=TR3Vdo5etCQ

...

Yine uyumadık bile..
iki saat belki..
onda da ben uyumadım..
uyuyamadım..

yine daldım nathalienin güzelliğine..
uyurken bile farklıydı..
melek gibi adeta..
klişe ..
ama öyle..

hele uyanırken bir esnemesi vardı..
hala hatırlarım..
hala..

ertesi gün bir şey değişmedi..
belki yirmi saat yatakta kaldık..
uyumadan..
sevişmeden bazen..
yalnızca birbirimizi öperek hafif hafif..
sarılarak..
gözlerimize bakarak..
gülerek deli gibi..
oyunlar oynayarak..

kollarımı sardığımı hatırlıyorum..
ben kollarımı sararken çığlıklar atıyordu..
yatağın kenarında oturuyorduk..
kollarımı sarmış yan yatırıyordum onu..
hafif hafif öperken gıdıklıyordum..
o ise çığlıklar atıyordu gülerken..

bir an durduğumuzu hatırlıyorum..
gözlerinin içine baktığımı..
gözlerinin büyüdüğünü..
ellerimin arasında..
güzeller güzeli bir saflığın olduğunu hatırlıyorum..

büyümüş gözleri ile bana derin derin bakan bir güzellik..
ellerimi bırakmayayım diye sıkı sıkı tutan birisi...

ben orada kendimi değil..
bana yaşamı hatırlatanı hatırlıyordum..

http://www.youtube.com/watch?v=3uNyPefjS88

özellikle dinlemenizi isterim..

yine bir veda vakti..
yine dönüyordum..

oraya gitmenin en zor tarafı yol değildi..
en zor tarafı nathalie ile beraber dönüş için hava alanına gitmekti..

çünkü onu öyle görmeye dayanamıyordum..
herkes kendisi acılara katlanır..
işte bu yüzden herkesin en zayıf tarafı sevdiklerinin olmasıdır.

kimse katlanamaz onların acı çekmesine..
üzülmelerine..
akan minicik yaşlara belki de..

hava alanı..
üzüntümüz yine beraber...
yine damlayan küçük yaşlar..
yine ıslanan bir omuz..
hiç bir şeyin önemi kalmamış artık..

yüzüğü asla çıkartmamıştı parmağından..
öyle bir yakışıyordu ki ona..
benimdi o..
yalnızca benim..

bizi birbirimiz anlamlı kılıyorduk..
ne bir rüzgarda ..
ne akan bir suda..
biz kendimizi birbirimizde buluyorduk...

o derin gözlerde her an ben vardım..
benim kalbim ise çoktan benden çıkmıştı..
en zor tarafı onu öyle görmektir dedim ya..
daha zoru onun öyle kalacağını bilmektir..
ne yaparsanız yapın..
öyle kalacaktır siz gelene kadar..

minik minik akan yaşlar..

öyle bir sarıldım ki ona..
saçlarını öptüğümü hatırlıyorum..
o an..
o an var ya..
boynuma dayanmış gözlerinden akan yaşları hatırlıyorum..
hıçkıra hıçkıra ağlamasını..
deli gibi sarmışken onu..
hıçkıra hıçkıra akan yaşlar..
benzemez hiç bir şeye...

ve gözlerinin içine bakmaya cesaret ettiğiniz de..
yaşların suladığı yanaklar vardır artık her seferinde..
sizdense kopan giden parçalar vardır sadece...

ve gidersiniz ..
onun öyle kalacağını bile bile...

panpalar kusuruma bakmayın , şehir dışında araştırma işindeydik.
yeni gelebildik bu gece yazacağım.