gececi tayfa toplanın aşk hikayemi

http://www.youtube.com/watch?v=BfuWXRZe9yA

Boş geçen günler..
Ne zaman görüşeceğimiz bile belli değil..
Bazen durduk yere içme isteği gelir ya içinizden..
Yalnızca bir bira..
içersiniz , belki yarısını bırakırsınız..

Ama içinizden gelmiştir bir kere..
Benim her anım böyleydi..
Yalnızca bir bira..

Öyle yalnız hissediyordum ki kendimi..
Arkadaşlarım arıyordu yine de..
Ama olmuyordu işte..
Okuldan bile çıkıp direkt eve gidiyordum..
Ya da bir yerlere tek başıma bir bira içmeye..

Yalnızlık etrafınız en kalabalıkken yaşanır..
Çünkü her zaman sizin için özel birisi vardır..
Ve o kişi her zaman sizden uzaktır..
Bazen arkadaşlarınız ile beraberken bir kız görürsünüz..
O kız yanınıza gelmese de sizin özelinizdir..

Ve bir gün yanında bir erkek görürsünüz..
Kendi kendinize tavırlara girersiniz..
Oysa kızın umrunda bile değilsinizdir..

http://www.youtube.com/watch?v=j4y-RzVGrHg

ne zaman görüşeceğimiz bile belli değildi..
Üstelik nathalie hastaydı..
Çok hastaydı hemde..
Sürekli istifra ediyordu , tansiyonu yükseliyordu..
Bir salı günü , nathalie ile skype da konuşurken , bana sana bir sürprizim var dedi..
Nedir..
Hani bir süredir hastaydım ya dedi..
Eee..
Kafasını eğdi..
Gözlerinin önüne perçemleri düşmüştü..
kafasını hafifçe kaldırdı..
gözleri bana öyle bir bakıyordu ki..
Böyle bir şey olmaz.. Olamaz..

hamileymişim dedi..
O an kitlenip kaldım..
Bildiğin hareket dahi edemiyordum..
Aklımdan geçenleri size özetleyeyim..

ilk olarak bir boşluk hissi..
Daha sonra evlilik..
Daha sonra aileler..
Daha sonra okul , iş...
En sonunda minik bir bebeğin babalığı..
Ve kız olursa adı şu , erkek olursa şu..
Bir taraftan para da biriktirmem lazımdı..
Geleceği , evlilik..
Çok iş vardı çok..

Beş dakika kendime gelemedim herhalde..
Sonunda güldü..
Şakamı yapıyorsun demek yeni aklıma gelmişti..
Evet dedi sakince..
Hiç bir şey diyemedim..
Çünkü hayatımda alabileceğim en mutlu haberlerden birisi olurdu , eğer gerçek olsa..

Seni seviyorum dedi..
ileride bir gün bebeğimiz olacak ama şuan için çok erken dedi..
Üstelik..
Senin o halini gördüm ya..
Sen doğru kişisin dedi...

Gülümsedim..
Ama içimde ateşler kopuyordu..
Çünkü gerçek olmasını istiyordum..
Şimdi bakıyorum da , daha bir kaç ay önce bile olsa..

Çocukluk işte..
Her zaman bir çocukluk vardır..

Hastalığın neymiş dedim..
Alerji ve soğuk algınlığı..
Ben öyle hastalıkların..

Sana bir haberim daha var dedi..
Dinliyorum ..
Perşembe günü babam geliyor..
Ne güzel..
istanbula..
inanmadım..

Komikti ama bitti şakalar dedim..
inanmıyorsan sen bilirsin dedi..
En azından hava alanında karşılarsın diye bekliyordum ..

Ciddimisin?
evet.
neden geliyor..
işleri varmış..
pekala hemen mail atıyorum kendisine..
at at tabi ki , belki babamın gözüne girersin...

sen bekle dedim yalnızca..
sen bekle , bir yanına geleyim senin...

http://www.youtube.com/watch?v=ZNBPrJ2Mq48

Hemen babasına bir mail attım..
Yazarken gülüyordum..
Efendim istanbula geliyormuşsunuz..
ağırlamaktan zevk duyarım..
karşılamaktan zevk duyarım..

Ulan maili 5-6 kere değiştirdim herhalde..

Neden mi böyle yapıyorum?
Çünkü gözüne girmelisiniz ..
Eğer hamileyim lafının üstüne , ne yapacağım ben şimdi değil de sonunda diyebiliyorsanız..
o kızın en uzak akrabasının bile gözüne girmelisiniz..

bir kaç saat sonra babasından bir mail gelmişti..
Teşekkür ediyordu kibar davranışlarım için..
kalacağı yer hazırlanmıştı.
hava alanından da karşılanacaktı..
üç gün kalacaktı istanbul da , ilk iki gün işlerimi bitirmeyi umuyorum üçüncü gün görüşebiliriz diyordu..

gayet makul , gayet güzel..
babası açık fikirli olsa da beni iyice tanımasını istiyordum..

günler nasıl geçti anlamadım..
okulda hafif sıkışmışlığım vardı...
Bir profesörüm beni odasına çağırıp konuşmuştu bile..

Durumu açıklamıştım kendisine...
Öyle bir gülmüştü ki..
Gençlik dedi..
Bir kalem hediye etti bana..
Bir kaç aşk mektubu yazarsın bununla..
Derslerine de çalışırsın..

Dersler tamam da..
Mail var artık hocam..
Güldü bayağı bir bu lafıma..
benim de moralim biraz yerine gelmişti..

Herkes gidebilir..
Ama sen yaşarsın dedi..
Herkes bir gün gidecek..
Sen , kendin için kalacaksın..
Unutma bu lafımı...

http://www.youtube.com/watch?v=XNnaxGFO18o

Babasının geleceği gün bir çok hazırlık yapmıştım...
evi bile toparlamıştım olur da gelir diye..
Tıraş olunmuş.
Takım elbise hazırlanmış , bakım son seviyeye çıkmış ve hediyeler özenle parlatılmıştı..
Üstelik kendisine bir de osmanlı tuğrası almıştım çerçeveli..

ikinci gün benimle iletişime geçti..
musaitsen görüşelim..
Tabi ki dedim , akşam istanbulda güzel bir cafe de görüşme kararı aldık ..

jilet gibi gittim..
babası aynı güler yüze sahipti..
yanında birisi daha vardı..

ben gelince bana baş selamı verip giden yapılı uzun boylu birisi..
türk olduğu belliydi ama...
çünkü esmerdi ve yürüyüşünden bile belliydi..

konuşmaya başladık..
sıradan sohbetler..
neden geldiniz buraya dedim..
işlerim vardı dedi..
iki gün sonra suriyeye geçeceğim..

burada bir şeye ihtiyacınız olursa haber vermeniz yeterli..
teşekkür ederim..

duyduğum bir şey var dedi..
nedir?

pariste rahatsızlık verici bir durum oluşmuş..
aptala yatmanın alemi yoktu..
evet malesef ..

böyle şeyler ile uğraşmadığını biliyorum.
ne oldu?

bir arkadaşımı savunmak diyelim dedim..
güldü..
eminmisin dedi..
birazcık benim savunulmam dedim..

bahsetmek istemiyorsan senin seçeneğin bu dedi..
nathalie böyle şeylerden uzak durmalı..

saçının teline zarar gelmesine izin vermem..
asla dedim..
güldü tekrar dan ve konuyu değiştirme amacı ile hediyesini verdim..

o gece vedalaştık..
bir taksiye bindi , bırakabilirim istersen dedi bende aynı şeyi teklif ettim ve teşekkür etti.

bir sokaktan içeri girdim otoparka doğru , derken cafe de iç yeleğimi unuttuğumu fark ettim..
dedim ya , jilet gibi..

döndüğüm gibi az önce nathalienin babasının bindiği taksinin 200 metre ileride durduğunu gördüm..
nathalienin babası içinden indi , uzaktan seçiliyordu..

iki dakika durdum ve izlemeye başladım.
belki acil bir işi çıkmıştır ve yardımım gerekir..
iki dakika sonra iki adet büyük jip yanaştı ve durdu..
trafik umurlarında bile değildi..
birisi indi ve bir jipin kapısını açtı..

babasıda içine bindi ve jipler uzaklaştı..
ulan var ya amma garip hissettim..
ya çok önemli birisiydi , ya çok karanlık..
merak..

başımıza ne gelirse meraktan gelir ...
g.f. ye babasını sormak aklıma geldi...

http://www.youtube.com/watch?v=9Egt1Hq4wpE

eve geçtiğimde g.f. ye bir mail attım.
giriş laflarımdan sonra birisini merak ettiğimi , kötü bir niyetim olmadığını merak ettiğim kişiye saygı duyduğumu belirttim.
acaba hangi işle meşgul öğrenebilirmisin dedim..

gece tam yatmak üzereyken bir mail geldi..
sevgi dileklerini iletiyordu..
ismi söylemen yeter dedi..
nathalienin babasının ismini ve soy ismini söyledim..

üç dakika geçmeden bir mail geldi beyler..
araştırmaya pek gerek yok , kendisi iç işleri bakanlığında önemli bir görevde bulunmuş..
orada tanışmışlar zaten..
daha sonra dış işleri bakanlığı ..

daha sonra gözden kaybolmuş..
nasıl tanıştığını merak ediyorum dedi..
ben de şaşırmıştım ..

demek ki babası benim yaptıklarım ile etkilenmezdi..
çünkü hem güçlü bir adamdı.
hem zengin hem de benim giyindiğimden daha şık insanlar çevresindeydi..

paranoya yapmadım mı?
yaptım.
ama burası gerçek dünya beyler.
yok öyle şeyler...

http://www.youtube.com/wa...8kbYA&feature=related

bir kaç gün sonra kerem bana bir şeyler yazmıştı mail olarak..
çocuklara bulaşmaya kalkmışlar ama hiç bir şey olmamış.
adım çok duyulmaya başlanmış..
bir yerde de ortalığı karıştırmasan demişti..

hafif mutluluklar..
anlık gülüşler..
sözlüğü bu yüzden takip ediyordum...
arada gülümserim diye...

konuşmaya başladık mail yoluyla.
bir şeyler dönüyor dedi..
ne gibi dedim.

nathalie bahsetmedi dimi dedi..
neyden?
nathalienin ev arkadaşını tehdit etmişler , artık nathalie ile bağlarını atacaksın diye..
neden , kim?

adamların gözlerini korkutmuşsunuz.
sevgilisi de böyle söylemiş..
kız da nathalie yi tercih etmiş...

iyi ne güzel sevmiştim o kızı zaten...
bir konu daha var..
kız bir arkadaşını davet etmiş eve..
erkek bir arkadaşıymış ama , bir kaç gündür nathalieler de kalıyormuş...

ulan var ya bir sinirlendim..
bana bahseden olmadı kerem dedim..
biliyorum kardeşim yazmıştı..
bilmen gerektiğini düşündüm , kızlardan birisi her gün görüyormuş..

nathalieye bir mail attım sinir dolu..
bütün gün skype da sen bekleyeceğim maili alır almaz gel..
bir buçuk saat bekledim..
sonunda geldi..
gülümsüyordu selam verir vermez , o çocuk kim dedim..
kim dedi..
bunu yapma ..
evet , ev arkadaşımın bir arkadaşı..
hiç bahsetmedin...
ne gerek var ki..

evinizde bir erkek ve ne gerek var..
senden bahsediyormuydu o başkalarına..

yine gafil avlanmıştım...
bana söylemek zorundasın dedim..
hiç rahat değilim..

neden bilmiyorum ama tartışmaya başladık..
bir kız her yerde aynı..
bana güvenmiyormusun..
bile bile , böyle yaparsan nasıl güvenirim dedim..
bir duraksadı var ya..
güvenmiyorsun dedi..
nathalie dedim..

göz yaşlarını gördüm..
ekran kapanırken o yaşları gördüm...

http://www.youtube.com/watch?v=zRIbf6JqkNc

uzun süredir dinlenmese de..

Gülerek zaman geçirmek varken..
ağlatmayın onu..
sinirden çıldırırsınız bazen..
çok kötü şeyler söylersiniz..
ama ağlatmayın..

çünkü sonunda en derin yarayı siz alırsınız..
o yaşları görmek..
hıçkırıkları duymak..
ne için olursa olsun..
çok ama çok zor...

bir sürü mail attım..
20 dakika sonra tekrar geldi..
gözler şişmiş...

neden böyle yapıyorsun dedim..
bir daha ağlamaya başladı..
ne oldu , ne oluyor..
nathalie özür dilerim sinirliydim sadece..

konu o değil dedi..
ne dedim?
iki gündür gibtiğimin fransızı ile konuşuyorum...

Biraz kafa dağıtayım dedim , sabaha iş var kendinize iyi bakın...

http://www.youtube.com/watch?v=S860jAswc-c

http://www.youtube.com/watch?v=RtDVlpEfKlI

yavaş yavaş başlayalım..

Beynimden vurulmuşa döndüm..
Bütün sinirlerim gerilmiş..
Kalbim ilk kez kavgaya girdiğim gün gibi çarpıyor..
Gözlerim bile sulandı...

nasıl diyebildiğimi hatırlıyorum..
evden hava almak için çıkmıştım , bir süre sonra karşılaştık. yanında bir kişi vardı..
ulan cidden kelimeler boğazımdan çıkmıyor gibiydi.
bir şey diyeceğim..
diyemiyorum..

korktum dedi..
bir şeyler daha..
daha sonra yalnızca konuşmak istiyormuş..
aramızdaki ilişkiyi anlamış..
sana olan sevgimi görmüş..
ama çıkan olay hiç hoşuna gitmemiş..
yavaş yavaş sinirleniyordum..
alttan alttan geliyordu öfkem..

böyle bir şey yaşandığı için çok üzülmüş..
bizden özür dilemek istiyormuş..
ama senin de özür dilemeni bekliyormuş..
ne özürü diye bağırdığımı hatırlıyorum.
sakin ol diyordu..
nasıl yaparsın , nasıl konuşursun?

bir dinle.
lütfen bir dinle..
konuş.

asla böyle bir şey olmayacağını söyledim..
kolumu tuttu.
ne yaptı.
kolumu tuttu..

http://www.youtube.com/watch?v=f1q30pwEf-A