gececi tayfa toplanın aşk hikayemi

http://www.youtube.com/watch?v=nX1VeFBo9AQ

keremle konuşuyorduk..
neler yaptığımı sordu durumu anlattım..
soğuk gibiydi biraz..
hayırdır dedim..
abi dedi..

böyle bir ses tonu vardır..
yalnızca uzun yıllardır tanıdığınız insanlardan bu şekilde duyabilirsiniz..
isterse size tebrikler , bir milyon dolar kazandın dese..
o ses tonu her şeyi açıklar..

ne oldu dedim...
çocuğu gene görmüşler nathalie nin yanına yaklaşmaya çalışırken dedi..
sinirlenmedim..
sinirlenemedim...
demek ki nathalie de görüşmek istiyor..
demek ki aşk sadece boş bir rüya..
gereksiz bir kandırmaca..

sevgiliniz varken böyle şeyler olsun istersiniz..
yapımız gereği acı çekmek isteriz biz..
insan oğlu..
böyledir yapacak bir şey yok...

hemen karamsarlığa vururuz işi..
hemen infazını gerçekleştiririz , karşı tarafı dinlemeden..

o an öyle yapmıştım ben..
nerede dedim..
okul çıkışın da dedi..
ama bu sefer nathalie arkadasını dönüp uzaklaşmış bizim çocukların yanına gelince çocuk gitmiş dedi..

bir yolculuk sırasında gideceğiniz yere iki yüz kilometre kaldığını sanarsınız..
ama tabela da yüz yirmi kilometre der ya bazen..
hani o sevinç vardır ya..

giymediğiniz montunuzun cebinden çıkan o beş lira gibi..
öyle bir sevinç yaşadım..
sanki dünyanın hakimi bendim o an...

benim güzelim yapmaz dedim..
çocuğu gördükleri yerde çökün dememe kalmadan kerem konuştu..
çocuklar gibtiğimin fransızını tehdit etmişler , bir daha nathalie nin yanında görmeyelim demişler dedi..
helal olsun dedim ve gittiğim zaman onlara birer şişe rakı zütüreyim diye not aldım kafama...

tartışma olmuş biraz ve gitmiş..
içim öylesine rahatlamıştı ki..
hem kollayacak adamlar vardı...
hem nathalie yüz vermiyordu..
içim öylesine rahattı ki..

3 gün sonra gidecektim..
işin güzel tarafı iş yerinden fransaya gitmem gerektiği söylenmişti..
parise gittiğimin ertesi günü parisin biraz dışarısına gitmem gerekiyordu..
ama sonuçta süprizimi yapabilecektim..

görebilecektim o güzel gözlerini..
sevebilecektim yanaklarını..
evet öyle ..
ne derseniz deyin ayrıdır sevdiğiniz kızın yeri..
dışarı ya nasıl gözükürseniz gözükün..

sevdiğiniz kıza farklı konuşursunuz..
sizin çocukluğunuzdur o.
bebekliğinizdir..
geleceğinizdir..
sizdir o...

farklıdır yeri..
çok farklı..

http://www.youtube.com/watch?v=cueB7j4ZGrM

finallerin bitmesine çok az kalmıştı..
büyük bir süpriz hazırlığı içindeydim..
dev gibi bir ayı almayı düşündüm..
vaz geçtim..

biraz param vardı kıyıda köşede..
yüzük zaten aşkımı sembolize ediyordu..
bu sefer güzel bir kolye almak istedim ona..
adımın baş harfi a beyler.
n & a şeklinde bir şeyler aramaya başladım.
bir gün finallere çalışmadım ve aradım..
buldum sonunda..

öyle uyduruk bir şey değildi..
ciddi ciddi güzel bir şeydi...

hiç birimiz ailelerimize böyle davranmayız değil mi..
bir çiçeği bile çok görürüz bazen...
ama bir kız gelir bir gün hayatımıza ..
neler neler yaparız..

bu kolyeyi alırken anneme böyle bir şey almadığımı hissettim..
alsam mutlu olur muydu ..
bilemem..
ama aklımı kurcaladı sadece..

gidin ve sarılın sevdiklerinize ...
çünkü en zor günler geldiğinde yanınızda onlardan başka kimse kalmaz hiç bir şekilde...

çok sağlam bir para verdim beyler..
ama müthiş bir kolye bulmuştum..
gözlerinin parlaklığını karşımda hissedebiliyordum..
para ile satın alamayacağı şey yoktu belki ama..
bu kolyeyi ben sevgim ile örmüştüm..

bu dünyada ki en değerli şeydir..
paraya değer veren bir sevgiliniz varsa bırakın gitsin...
çünkü maddi bir değeri olmayan şeylerde karşınızda ki kızın gözleri parlıyorsa..
size sarıldığında kalbi minik minik atıyorsa...
siz onu öptüğünüz de yanakları kızarıyorsa..

işte o kız , kaçırılmaması gereken bir kızdır..
böyle kızlar..
kaçırılmamalıdır...

Ellerim ayaklarım titredi beyler...
Şöyle hissedin..
Yıllar boyu bir şeyi takip ediyorsunuz..
doğru olan o..
ama bir gün , takip ettiğiniz şeyin yalan olduğunu gözleriniz ile görüyorsunuz..
o anı düşünün..
aklınızın uçup gider..
elleriniz titrer..
sinirlendim , sonra konuşuruz dedim kapattım.
10 -15 dakika sonra telefonum çaldı..
nathalie olduğunu bile bile açtım..
neden böyle yapıyorsun dedi..
benim eski bir kız arkadaşım böyle yapsa ne yapacaktın dedim..
sustu..

seni seviyorum dedi.
seni sevmezsem bu kadar çok şey yaşamazdık bak neler yapıyorum dedi..
biliyorum çok zor birisiyim dedim..
değilsin dedi.sen benim ruh eşimsin...

böyle bir kıza ne diyebilirsin ki?
düşünüyorum şu an evet suçsuz..
ama o anlar gözleriniz döner beyler..
çıldırırsınız..
ben bu çocuğa ne yapıp edip dersini verecektim...
nathalieyi ise kıskançlık işte gibi cümleler ile bir kez daha aşık etmiştim kendime..

ona sahiplenmeme bayılıyordu çünkü..
çok sıkmadan..
sahiplenmelisiniz beyler..
unutmayın bunu asla..

panpam dönmüş sonunda h.g reis

panpa nerelerdesin olum bişe mi yaptın kendine lan !!!

okuyan var mı panpalar kaydadegerse okucam

pampa. nerdesın amk. bekle bekle bi hal olduk

film olur

Bu gece ankaraya geçiyorum ..
girebilirsem gireceğim..
en kötü iki gün sonra döneceğim inşallah..
kendinize iyi bakın panpalarım...

http://www.youtube.com/watch?v=Q-pXD0FXLQ8

ve gitti.
ne zaman görüşeceğimiz bile belli değildi..
ama gitti.
uçağı kalkana kadar beklediğimi hatırlıyorum..
gerisini hatırlamıyorum..
v.ı.p bekleme odasından çıkarken gariptim baya.
normalde beklemene asla izin verilmez orada ama nedense bana bir şey demediler..
çıkarken takım elbiseli 1.80 boylarında birisi önüme geldi.
member bey galiba dedi.
evet dedim..
ofisime kadar gelirseniz size bir zarf vermem gerekmekte dedi..
karşılama görevlisi gibi biriydi galiba..
bir zarf verdi , üstünde adım yazıyordu.
kim verdi bunu dedim..
nathalie nin babasının ismini söyledi..
içini açtım , içerisinde 2 adet 1 yıl süreyle kullanabileceğim açık uçak biletleri vardı.
bir kağıda bir şeyler yazılmıştı.
ve birde küçük bir kutu.
kutuyu açmadan önce yazılanları okudum..
babası bana teşekkür ediyordu her şey için..
kızım senden daha iyisini bulamaz diyordu..
başka bir iki iltifat daha ve son bir cümle...
rusya da tanıştığımız zaman dan beri senin iyi bir çocuk olduğunu biliyorum , umarım kızımı üzmeyecek kadar seviyorsundur ..
kızımı bu kadar mutlu görmeyeli çok uzun zaman olmuştu diyordu.
kutu da senin için bir şey var diyerek hep mutlu kalmamı söylemişti.

kutunun içinde çok şık iki adet kol düğmesi vardı..
ama ciddi ciddi çok güzellerdi.
altın olduklarını tahmin etmiştim ve yanılmadığımı öğrendim daha sonra.
mahçup olmuştum baya.
bana zarfı veren çocuk da gördü kol düğmelerini.
tabi ki herkes fransız güvenlik teşkilatı ile içli dışlı olamıyor dedi.
nasıl yanı dedim cidden anlamamıştım.
yanlış bilmiyorsam bey efendi fransızların savunma bakanlığı gibi bir şubesin de ciddi bir mevki de dedi.
böyle şeyler hediye ettiğine göre doğru olması muhtemeldi..

ne fark ederdi ki ama..
sonuçta yine uzaktı nathalie benden..
yine gitmişti ve yine ayrı düşmüştük..
inşallah asla ayrılmazsınız sevdiğiniz den bu kadar uzun zamanlar..

çünkü nasıl bir gün yolda yalnız yürürken düşüncelere dalıyorsanız.
sevdiğinizden uzak kaldığınız her an , daha da derinlere batarsınız...

hayatın boş laflardan ibaret olduğu anlar vardır..
herkes kendisini yalnız hisseder..
kimileri kolay yolu tercih edip kaçmaya çalışır bu hayattan..
o kadar gereksizdir ki bu..

çünkü hayattan kaçmaya çalışmanız sizin için kolay yoldur.
peki ya geride kalanlar..
düşünmezsiniz değilmi onları..
bencilsinizdir siz.

ve arkanızdan dökülecek yaşları asla hesap etmezsiniz..

nathalie ile 20 dakika vedalaştık herhalde..
orada bir güvenlik vardı o bile kafasını eğdi ve dışarı ya çıktı bir ara..
minicik bir bebek gibi dokunuşları vardı..
seni seviyorum dedim..
ben de dedi zar zor..
cebimden bir şey çıkarttım.
o an için saklamıştım..

daha doğrusu nathalie gelmeden önce almıştım..

hafif dalgaları olan altın ve başka bir maddenin karışımı ile hazırlanmış bir yüzüktü bu.
öyle güzel bir yüzüktü ki.
eminönünden almıştım..
nathalie için başka bir şey almaya gitmiştim..
arka odalardan birisin de göstermişlerdi...
300 - 400 tl civarında bir şey vermiştim.
bir süre yemeklerde kısmam gerekecekti ama çok hoşuma gitmişti..

çıkarttım ve önünde diz çöktüm.
şaka değil yaptım bunu..
yüzüğü gösterdim..
sen hayatımın aşkısın derken boynuma yapıştı..
bir dur iki saniye be kadın.
durmaz ama.
bağırır deli gibi öper sizi.
yüzüğü ben takamadan kendi takmıştı..

türkiye de söz vardır dedim.
birbirine ait kalacağına söz verirsin daima..
bu da bizim söz yüzüğümüz olsun , her zaman sana , senin benim kalacağını hatırlatsın dedim..
yine ağlıyordu..
ama bu sefer mutluluktan akıyordu yaşlar..

http://video.uludagsozluk.com/v/hypnogaja-6105/

rezerve

reservö okuycam bi ara

reserve okumayanı gibsinler

rezerved

okumadım.

@420 zor iş be panpam.
buraya yazarken ne hallerdeyim ,kitabını çıkartıp düzenlerken kim bilir ne hallere gelirim.