gececi tayfa toplanın aşk hikayemi

severim lan bu şarkıyı..
http://www.youtube.com/watch?v=A1pxpYfM8Bc

sözlerine bakmak mantıklı...

ağlayacaktım lan.
bu yaşıma kadar bebekliğim hariç 3 kere filan ağlamışımdır herhalde..
ama ağlayacaktım...
patronun oğlu filan da izledi hava alanında durup. sonra araca geçtik.. araca bindik bakırköye doğru ilerlerken bana bir zarf verdi.
içinde uçak bileti..
bir an çıldıracak gibi oldum lan. geri dönerdim.o an bile...
ama bilet rusya içindi.
moskova...
giberler diye geçiriyordum içimden. ironiye bak , kızlarını en çok merak ettiğim memleket..ama gitsem bile bir şey yapamam...
yeşil pasaportum var beyler.. vizelerimiz de önceden alınır. baya önceden..3 gün sonra moskovaya gönderiyorlardı beni...
benim aklımdan sa fransa da uzun süre kalmamı sağlayacak olan bir şeyler geçiyordu..

burada bir ara verelim bakalım.. bir kaç saat e devam ederim herhalde...

http://www.youtube.com/wa...v=uelHwf8o7_U&ob=av3e aklıma gelmişken.

@91 bir saate başlarım panpa

nathalie ile skype ta günde 3 saat konuşuyorduk herhalde..
harbi aşık olmuştum lan. harbi...
moskovaya gideceğimi öğrendiğinde yüz ifadesi varya.. dedim bütün günleri video ya çekeceğim. hazır ol o zaman. zaten 2 gün kalacaktım.ve giderken ciddi ciddi kameramı filan hazırladım ve video çekmeye başladım..
uçaktan indiğimde çekime özen göstermeye başladım ve 24 saatimide video ya alma kararı aldım.
otelde konuştuk onunla skype üzerinden. beyler.hangi otelde kaldığımı sordu.bir arkadaşım var ve ara ara seni kontrol edecek dedi...
tamam dedim benim için sorun değil. moskova daki işim o gün bitti. sabah geldim ve öğleden sonra antlaşmayı bağlamıştım bile.. patrona söyledim ve patron oradaki çocuklardan birisi sana bir şey getirecek dedi. yarın o işi halletmeni istiyorum ile de noktaladı cümlesini.
ulan dedim kirli işmi yapıcağız.. patronun burada kız gibtiğini biliyordum çünkü..
ama benim aklımdan gibmek geçmiyordu beyler. resmen taş gibi hatunlara çirkin bu lan diyordum..
çünkü aklım başka yerdeydi..ve otel odamın kapısı çaldı...

sizce kimdi o kapıyı çalan..
direkt patronun adamı zannettim.
ama o değildi. kapıyı açtığımda 45 li yaşlarında kızıl saçlı hafif çilleri olan 1.75 boylarında bir bayan vardı.
ve bana fransız aksanıyla member of illuminati senmisin dedi?

ve karşımda nathalie nin annesi vardı.. benimle bir kahve içermisin dedi ve otelin lobisine indik.
babası rusya da diplomatmış lan. giberim böyle tesadüfü ben bu kız ile evleneceğim dedim.. ciddi ciddi söyledim bunu kendime..
annesi bana nathalie yi böyle görmemiştim daha önce dedi. eğer burada çok kalacaksan oda gelicek dedi. ulan çıldırıyordum resmen varya.

yarın gideceğimi söyledim. annesi üzüldü lan. ciddi ciddi üzüldü. böyle bir şans ve böyle olaylar ilk defa geliyordu lan başıma..
bir daha da gelmez zaten...

konuşma sırasında otel görevlilerinden birisi yanıma gelip patronun gönderdiği şeyi verdi.
annesi ile konuştuğum için saygıdan açmadım o an...
bir süre sonra annesi gelen ne diye sordu. bende türkiyeye dönüş biletimdir ya da patronun burada yapmamı istediği bir iştir dedim.
açtığım anda anlık bir şok yaşadım. banka hesabıma transfer edilmiş olan 3000 euronun belgesi , 1 adet parise uçak bileti ve bir not vardı.
notta özet olarak şunlar yazıyorduçfransadaki ve rusya daki işlerden gelen primin.bir kısmı ile uçak bileti ayırttık sana , 15 günlük izin hakkı veriyorum , umuyorum ki bu süre içinde fransadaki başarının sırrını görürsün ve döndüğünde daha da iyi işler çıkartırsın.
sevgiler .. patrona b diyelim.b...

ulan resmen şansımın tavanlarındaydım , bir beş dakika annesini duyamadım galiba. sonra durumu açıkladım ama bir tepki alamadım. izniniz olursa kızınızla görüşmek istiyorum dedim.bu benim elimde değil kızımın elinde dedi...

@97 başlıyorum tekrar panpa.

o günün akşamı babası da yanımıza geldi ve ailesi ile tanıştım ..
daha 8-9 gündür tanıdığım bir kızın ailesi ile tanıştım lan... babası 50 yaşlarında , kumral sarışın arası müthiş bir ingilizceye sahip bir adamdı.
okul ile beraber işimi yürütmeme , iş için bu kadar şey yapmama çok sevindi ve taktir etti beni..
annesi lavaboya gittiğinde kızım benim herşeyimdir , senden rica ediyorum bunu unutma dedi..
varya o günler yüzümü görmeniz lazımdı beyler. resmen 32 dişim ortada geziyordum...
ailesi ile güzel konuşmalar geçirdim. hala inanamasam da ailesi olduklarına ( orada bulmalarına daha doğrusu) sevmiştim onları.. babasının beni sevdiğini biliyordum ama annesi bana soğuk davranmaya devam ediyordu...

beyler gecenin sonun da ailesi bana kızla beraber kalmamı tembihledi sanki.ya da ben o anın aptallığı ile öyle anladım durumu..
ama babasının söylediği şu cümleden eminim , kızımın bir daha kalbinin kırılmasını istemiyorum.ona iyi bak ..sonuna bir şey daha eklemişti ama tam hatırlıyamıyorum şuan. hatırlayınca yazarım...

giderlerken again kelimesini tekrarlayıp duruyordum.ne demek again lan. daha önce kim kırdı ki onun kalbini?
para kazansam da interneti kullanmak biraz cep yakıyordu beyler.her gün 1 saat internet kullanmam bile bana 25 dolara mal oluyordu.

parise gidersem , okul konusunda sıkıntım olacak gibiydi ..
not ortalamam 3.70 üzeriydi hep ancak devamsızlık sıkıntı yaratabilirdi.
hemen sıkıntı yaratacağını düşündüğüm bir dersin prof. una mail attim ve durumu izah ettim. izah ettim derken çalışıyorum laga lugaları yaptım. diğer bir dersim içinse istanbuldan bir arkadaşıma mail gönderdim..

o gece uyuyamadım , arada bir yüzüme tokat attım. gerçekmi lan bu diye. acaba bitkisel hayattamıyım diye bile düşündüm...
ertesi günün sabahı aklıma ailem geldi. evet lan bildiğin hayırsızlık yaptım beni seven aileme o günler..
ailemi bağlamak kolay olacaktı ama. zaten onlar türkiye de değil mısır da yaşıyorlar ve onlarla da bir skype konuşmasında durumu izah ettim devamında.. babam keremin lafını duyunca hiç bir şey demedi. annem de git gez tabi ama derslerini ihmal etme deyip duruyordu..

geçmişe dönelim biraz..90 larda genç olanlara selam olsun..
http://www.youtube.com/watch?v=jcEzx5HLYEw

ailesi söyledimi bilmem ama ben geleceğimi kereme dahil söylemedim..
kereme söylesem ne olurdu söylemesem ne olurdu.. bizim aramızdaki bağı size şöyle açıklayayım beyler.. ikimizin babası da subay. aynı devreler.. doğuda teröriste karşı omuz omuza çarpışmışlar biz bebekken.
ve bizde beraber büyüdük keremle.. adama desemki evi boşalt ben 10 gün kalacağım. boşaltır gider.. karşılıklı bir kardeşlik bizimkisi..

uçak fobim vardır beyler.bu şirketteki ilk zamanlarımı görseniz gülmekten ölürdünüz..her uçağa binişimde hatim indiriyordum resmen..ama o paris uçağı varya.. ayrı dualar ettim bir şey olmasın diye.. saatlerce hemde.. göreyim yeter diyordum. göreyim ve bir kere daha kokusunu hissedeyim..

o güzel kokusunu..
açık alanda olduğunuzu hayal edin beyler.. erkek adam ağlamaz ama , en derin duygularınızı düşünün..en hüzünlü mutluluk yaşadığınız anı.. o anki göz dolmasını ekleyin yanına.. etrafta binlerce güzel kokan çicek. isterseniz muallak deyin lan banane.. aşık olan adam anlar dediğimi.. farklıdır bir aşık olduğun kızın kokusu.. yanından birisi geçer.. kokusu ona hafif te olsa benziyordur.. çıldıracak gibi olursunuz..40 derece hava da , buz gibi suya atlamış gibi olursunuz..ama etkisi geçicidir.. saniyeliktir..işte yanınızdan geçen o olmazsa böyledir aşkın kokusu.. saniyeliktir..

http://www.youtube.com/wa...v=cjVQ36NhbMk&ob=av3e
tabiki şarkısız olmaz.
ve aklınızdaki soruya cevabım evet.paylaştığım şarkılardan çoğunu onunla beraber dinledim..

yolculuk kısmını geçerek direkt olarak parise geliyorum beyler..
yakışıklı sayılırım ben , asıl silahım sesim ve hitabet tarzımdır ama. çok yakışıklı değilim biliyorum , ortanın üstü diyelim.. karakter olaraksa kendimi tam bir türk delikanlısı olarak görürüm. seversem severim.. silersem silerim...

nathalie yoktu hava alanında.. ailesi söylememişti demek ki gideceğimi.. direkt olarak bir taksi tuttum ve keremin daha önce attığı mailden adreslerini gösterdim.. saat akşam üzeri 9 filandı..ilk izin günümdü ayrıca..

eve vardığımda küçük el çantamı aldım , üzerimde ki takım elbiseleri çıkartmış yerine kot ve t shirt giymiştim. üzerimde ise spor çeket. zaten yanımda bir bunlar bir de takım elbisem vardı.

yavaş yavaş yürüdüm lan. kapı sistemleri türkiyeden farklıydı.bir eleman duruyordu ve beni tanıdı görünce.. kapıyı açtı , gibik bir ingilizce ile keremlere gittiğimi söyledi.. sormadı , söyledi.. nathalie aklının ucundan geçmiyordu muallaknin herhalde..

evet dedim ve geçtim yanından...
nathalie alt komşusuydu keremin lan o yüzden ilk ona gittim. yoksa kardeşime gitmemmi ilk. desem inanacakmısınız sanki?

http://www.youtube.com/watch?v=T3PabQW_TiQ
sözleri güzel aslında.

kapıyı çaldım.tam filmlerdeki gibi lan , elimle çaldım.tak tak tak sesi hala kulaklarım da..
çantayı bile yere attım , biliyorum ki üstüme gelip zıplayacak ve sarılacak bana...
deli gibi sarılacak. bırakmayacağım lan ben onu bir saat sarılarak. kapıda duracağız sadece... biliyorum lan böyle olacak..
ve işte çok konuşmamın bedeli lan ..çok şanslıyım dıbına koyayim dememin bedeli.. giberim lan bu dünyayı.. giberim adaleti..
kapıyı tanıdığım birisi açtı beyler..
kapı açılır açılmaz yaşadıklarımı söyle anlatayım.. sizi en derinden etkileyen şarkıyı düşünün.. tüylerinizi diken diken eden.. hayatınız da bir problem olmasa dahi sizi düşündüren şarkıyı..o şarkı çalarken tek gerçek aşkınızın elini en nefret ettiğiniz adamın tuttuğunu düşünün.. karşı cadde de yürüdüklerini gördünüz.. işte öyle bir şeydi.. kapıyı cezayirli açmıştı beyler.. çocukta ortalama bir yakışıklılığa sahipti.. evet.öyleydi lan.. sıska ama öyle..

http://www.youtube.com/watch?v=gg4zxY1vF1w
tears of an angel.

geleceğim birazdan.