gerçek bir cin hikayesi anlatmak istedim

derya sordu, burada hoşlanmadığın biri var mı? var. kim? ras al ghulovic. ananı avradını gibeyim suratım benbeyaz oldu resmen başımdan kaynar sular döküldü. neye uğradığımı şaşırdım. çabuk gönder aq şeyini dedim kaldırdım fincanı. satanist ya salak mısın ne küfrediyosun çarpılcaksın falan dedi ama kendimi kaybettim korktum çünkü napıcağımı bilemedim bi an. geri koydu fincanı burda mısın dedi tık yok. burda mısın dedi fincan oynamıyor. bi anda soğuk bi ortam oldu. başka çağıralım dedi tamam dedim. yine aynı usulüyle çağırdı. hristiyan çağırıyor çünkü müslümanlar dadanıyomuş. cinsiyetlerini isimlerini falan soruyoruz başta.

bunlar abi a-z ye kadar kağıda harf yazmışlar yuvarlak halde sıralamışlar masaya, yuvarlağın içine de evet ve hayır yazan kağıt koymuşlar.bir de fincan var. bu satanist derya arkadaşına sen mi ben mi çağırayım falan diye konuşuyolar, satanistin çağırmasında karar verdiler. satanist aldı fincanı eline içine fatiha suresini okudu. lan duyunca şaşırdım aq o satanistten hiç beklemezsin dua okuyacağını. fatiha yı okudu ve sonunda amin demedi. amin denmiyormuş, gönderecekleri zaman amin diyolarmış.

@92 lan olum şuan bile hala var diyorum. saat 5 aq nasıl bitsin. ben bu gece biter diye bişey demedim ki zaten. bi dahakine uyarırım baştan günlüktür, devamlıdır diye

okudu ve okuduktan sonra fincana dünya aleminden cinler alemine, buraya bir hristiyan cinin gelmesini istiyoruz dedi. ben güldüm, ya sen ne diyon aq dedim dünya aleminden cinler alemine bir hristiyan cin gönderir misiniz nedir ya taşak mı geçiyosun, sipariş mi veriyosun dedim sert bi tepki gösterdi dıbına kodumu huursu, 5 dakika çeneni tutup beklersen görürsün bişey gelmezse gidersin dedi. böyle konuşup durursan dalga geçersen gelmez dedi. iyi dedim aq bekleyelim bakalım 5 dakika. bu yaklaşık 2-3 kez aynı talepte bulundu. talepte bulunurken fincanı masanın ortasına koyuyo, orada olan herkes işaret parmağğını koyuyo fincana, geldiysen evete git diyo. üçüncü diyişinde fincan evete gitti. ananızı avradınızı giberim fincanı siz zütürdünüz dedim evete kaydırdınız.

bir de sınıfımızda kürşat var, gültepeli inanılmaz deli bir herif kimseye eyvallahı yoktur saldırır, o da yine sınıfta gamze diye bi kız var ona aşık deliler gibi. diğer yabancı dil sınıflarından da derya diye bir kız var kendisi satanist. siyah giyinir, metal dinler vs vs. isimler bunlar, çünkü hikayee bunlar var kısaca tanıtayım dedim diğer ıvır zıvırlara gerek duymuyorum. neyse gel zaman git zaman terasta hep bu tayfa takılıyoruz bide satanist deryanın arkadaşları falan. birgün cin konusu açıldı. derya dedi ki biz sürekli çağırırız. gibtir oradan dıbına kodumu dedim, şimdi cinlere falan inanırım ama öyle çağrıldıklarına geldiklerine falan inanmam. denemesi bedava hayatım çağırrız sende görürsün dedi

neyse abi ders başladı, ben hemen bu kızın yanına oturdum tabi kantinde konuştuk ya, adı gizem bu arada. yaa o kadar güzel ki dıbına koyduğumun kızı, kime benziyo diyiyim size Robin Thicke nin Blurred Lines klibinde oynayan Emily Ratajkowski ye benziyo musaf çarpsın bu kadar benzeyebilir. şimdiler de evlenmiş, çocuğu bile var. yaş geçtikçe eski aşklar diye bişey kalmıyor çünkü evleniyorlar. neyse. bi coğrafya hocamız vardı adı bülent tamamen gerçek isimler veriyorum dıbına koyayım hikaye tamamen gerçek ve gerçek kişilerden oluşturulmuştur, inanılmaz bin bir adamdır dünya yuvarlak falan derken eliyle yuvarlak yapar, eksen dağ falan çizerken tahtaya am, yarak falan çizer. ders bitti bu da geldi soruyo kıza sen nerde oturuyosun falan çaktırmadan o da yazılıyo aq sorup soruşturuyo, sonra kıza diyo ki sen bununla mı kurdun ilk arkadaşlığını aman kızım bu muallakdir böyle hata yapılır mı bilmem ne taşak geçip duruyor.

bende o zamanlar mahallenin delikanlılarındanım yani istanbulda yaşıyorum, zaten onlara göre müthiş kültürlü görmüş etmiş adamım ayrıca sözüm şeyim geçer yani. hadi gelin bakalım dedim neymiş, aldım elime bi sopa aq ordan hemen halbuki yalaaaan altıma sıçıyorum korkudan kara kaponlu kırmızı gözlü diyor delikanlılık mı söker. mahallenin çevresi hep tarla, ara sokağa giriyoruz dümdüz 50 m gidip yoldan saparsan tarlaya çıkıyosun öyle bişey. bahsettikleri ağaç da ana yoldan gözüküyor 50 metre falan anca var tam tarla sınırında duruyo. hepsi sopa aldı 10-15 kişi olduk sağa sola böğürtlenliklere dikenli yerlere paat küüüt vura vura gidiyoruz aq ya birisi çıksa var ya karşımıza, ölümüne sopa yiyecek ya anlatamam size kesinlikle ölür. çıroza diyorum lan nasıl bişey, abi diyo simsiyah giyinmiş gözleri kan çanağıydı diyo siyah şapkası da vardı diyo hay aq dedim sanki gene ruhani bişey tarif ediyo, çocuklar da aslen öyle sanıyo zaten korkma sebepleri o zangır zangır titriyolar heleki çıroz. kaçınız gördü lan dedim, 3ü görmüş diğerleri biz görmedik abi bunlar bağrınca kaçtık zaten diyo.

neyse bi kahve alayım geliyorum 5 dk ya. bu arada insan bi şuku muku verir be aq o kadar yazıyoruz zütlekler. evde 2 tane kedi var odama geldiler zaten tırstım aq

iyiyim bi problem yok dedim. hiç karıştırmıyorum böyle böyle oldu diye. he iyi tamam dedim. uğraşmayın lan dedim şunlarla mal mısınız nesiniz. neyse o gece ahmet direkt hadi kanka görüşürüz yarın dedi ama çocuk mal gibi, yüzü hala beyaz. tamam kardeşim dedim oku bi dua yat dedim, ne denir ki başka aq. evi de bizim inegöldeki evin 3 ev yanı hemen. gittik evlere. o gece gene bişey olmadı bi daha. sabah oldu dışarıya çıktık yine buluştuk falan mahallede takılıyoruz. bi muhakeme yaptık, olum ya dedi arkandan siyah bi gölge geçti hızlı bi şekilde, o karanlığın içinde o karanlık gölgeyi gördüm daha da karanlıktı kafayı yicem dedi. lan dedim olum bende ıslığı duydum, hatta sıcak nefesini hissettim. beyler yemin ederim, kuran çarpsın hala unutmam o günü. hayatımın en büyük sarsıntısıydı yani. neyse ahmet dedim napıcan sen gidicen mi gene, gibe gibe gidicem ama akşam gibseler gitmem dedi. birazdan gidip kapatıcam motoru dedi. anahtarı da yanına almış bu sefer bi daha sağ sol muhabbetiyle gerilemem dedi. tamam dedim bizde o gün misafirliğe gidicektik, gelemiyorum kusura bakma dedim yok sabah saati bi tak olmaz yada bizim çocuklardan birini alırım dedi. neyse gün bitti biz misfirlikten döndük hatta bizimkiler dönmedi daha ben erken döneyim dedim ama kararmıştı hava. tam mahalleye baktım ara sokaktan 4-5 bizim mahallenin binleri geliyo koşarak küfrede küfrede. biri de benim samimi arkadaşlarımdan gene diğerlerinin yaşı küçük. lan ne oldu diyorum, benimki dedi ki lan ne bileyim bi anda koştular şurdaki dut ağacının altında bişey görmüşler dedi biri oturuyomuş. o küçük fırlamalar dediğim hani ben daha 18-19 um onlar da 16 falan ama hepsi tam huur çocuğu. bıçak taşırlar, sigara alkol içerler serserilik dolu. şaşırdım görünce öyle korkup kaçacak adam değiller karambol yapıp giberler yani. birine çıroz diyolardı, çıroz dedikleri ağlıyo anasını gibecem onun bilmem ne diyo. gözleri kıpkırmızı simsiyah birini gördüm dut ağcının altında diyo. o ne olum dedim aq gözleri kıpkırmızı simsiyah giyinmiş ne nasıl adam o dedim, ne bileyim ben yaaa diye çığlık atarak ağlıyor çocuk. kafası da trilyon.

reserve alayım gece okurum

Knka harika anlatiyosun takipteyim çabuk yaz giberim *

rezerved

iyi geceler panpa.

rezerve fln almicam inat ettim aq bundan sonra 1 gunu gecen hikayelere rezerved yok o ne aq uyusuk gibi okuyoz her gece cogu ztn hikayeyi tam bitirmiyo

beyler merhaba. gece 01:00 gibi kaldığım yerden anlatmaya başlicam

reserved

Devaaaaaammmm

reserve

reserved

Reserved