gerçek bir cin hikayesi anlatmak istedim

reserved

Reserved hikayeyi gibsen gece okumam

reserved

rezerved hızlı yaz okuycam muallaklik yapma yarıda bırakma

başlığı takibe aldım lan bırakırsan yarıda giberim tahtanı

reserved

reserved

ve bişeye dikkat ettim beyler, kötü ruhani olaylar inançsız adamlarda oluyo. inegöl garip bi yer. aq der gibi allaha kitaba peygambere ekmeğe küfür ederler pislik bi yer. ha müslümanlar, cumaya giderler şey yaparlar allaha inanırlar ama allaha kitaba bol bol küfrederler. ben ekmeğe küfredildiğini ilk kez orada duydum. ezgi mesela çok güzel kızdır, açık kızdır ama müthiş inançlıdır sürekli şükreder, allah lafını düşürmez ağzından o da böyle şeyler yaşıyor ama kötü şekilde değil. diğerleri kötü şekilde yaşıyolar

ananı cinlerle nikah kıyarken bastım

birazdan başlıyorum gençlik.. ikinci seansa geçiyoruz. kahvemi alayım, sigaraları hazırlayın. yanınıza kuran alın. ateistler yarrrağı yedi onlara yapıcak bişey yok.

bizim sülalede de böyle garip insanlar var. mesela annemin bi akrabası var kadın 50 yaşında ama bekar hiç evlenmemiş eczacı kendisi, abi evde kendisi yatırla mı şehitlerle mi ne yaşıyomuş. her gece yatarken bahçesine bir ibrik su bırakırmış 2 de takunya, sabah ezanı okunduğunda ibrik hep yarıya inermiş takunyalar da ıslak olurmuş, siz ciddi misiniz dedim nasıl yani, korkmuyo musunuz, niye korkiyim ki ben alıştım beraber yaşıyorum ne zararı var diyor. annemin çocukluk arkadaşı cinle evli. annesi bigün oğlum sen evlenmicek misin demiş, ben evliyim ya anne bak ağaçta çocuğum bile sallanıyo demiş. annem deliydi ama o diyo kendi kendine konuşurdu hep. aslında o deli dediklerimiz cinlerle konuşuyorlar beyler. o alemdeler.
gölcük depremi olduğunda, yukarıda eczacı diye tanıttığım kadının eczanesinin karşısında ishakpaşa camii var inegölde. inegöllü varsa aranızda bilir. onun karşısında çiftefırın var ünlü. o gece, fırında çalışan adam sigara içmek için dışarı çıkmış ve deprem başlamış, caminin bahçesinde bi sürü eski mezar var mezar taşlarının uzunlukları 1,5 - 2 metre çok eski mezarlar, ölüler gece oradan kalkıp camiyi ve minareyi tutmuşlar. bunu gören o adam korkudan ölmüş. böyle anlatılır. o adam gerçekten öldü deprem gecesi bunu herkes biliyor ama anlatılan bu şey ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmem. fırından dışarı çıkanlar adamın yanına gittiğinde işte güya dili tutulmuş parmağıyla işaret etmiş mezarlıkları falan göstermiş vs vs

bursa harbiden evliyalar şehri aq

devamm panpa

anlat sen bitince okuyacağım

semtten bi arkadaşım var adı selin. lise zamanlarında kaşar gibiydi ama yaşı geçtikçe uzaklaştı o hareketlerinden. en fazla sevgilileriyle yatıyodur yani. buna fal bakıcam anlaştık. bende belki bi şekide giberim falan diye kolluyorum. fal bakmak bu arada inanılmaz artı bi durum arkadaşlar. fal bakabiliyosanız 10-0 önde başlıyosunuz karı kız işlerinde. bence bakmayı bilmeseniz bile yorumlaması, kompozisyonu iyi olan panpalar şanslı. sayısalcıları kayırırlar hep ama sözelciler bu konuda giber geçer.
neyse bende bi işte çalışıyorum yine benim semtimde evimle 5 dk arası, ofisde sadece ben ve patron oluruz ve patron saat 6-7 dedim mi gibtir olur gider. ofisi ben açıp kapıyorum zaten ben o ofisi keraneye ve meyhaneye çevirdim. sabahlara kadar ne gibişler, ne alemler döndü ofiste 4,5 yıl çalıştım tam orada. belki gibiş hikayelerimi de anlatırım başka bi başlıkta başka zaman

neyse selin geldi, kahveleri yaptık içtik muhabbet ettik falan filan geldik fal faslına

bakmaya başladım işte bakıp içimden geleni söylüyorum ediyorum, abi odaya bir anda öyle bir kasvet çöktü ki anlatamam. odanın içinde bi gerilim var. hani güneş vardır, bi anda bulut geçer önüne ortalık kararır bide böyle rüzgar falan çiseleme başlar ya aynı onun gibi. bir gib olduğu yok ama öyle bir ortam var. gerilim yüklü bi ortam var. selin klima mı çalışıyo dedi, yo hayır dedim cam mam da kapalı. yüzüme arada bi rüzgar vuruyo dedi yani esinti geliyo dedi sanki biri üflüyo gibi..

ben şimdi gerilimi de hissediyorum, bunaldım ve daraldım çünkü, bide bu böyle dedi tırsmasını da istemiyorum kaçıp gitmesin belki giberim diye, ya dedim arka odada cam falan açıktır oradan geliyodur. derken abi duvardaki bizim fiyat çizelgesi düştü baaaam diye yere bu bi çığlık attı ödü patladı aq. ben yıllardır orada çalışıyorum, o aq şeyi bi kere bile düşmedi geldi o an düştü. kalktım kaldırdım baktım 4 taraftaki bantın yapışkanı olduğu gibi duruyor. nasıl düşer? bismillahirrahmanirrahim dedim içimden başlıyoruz heralde gene. dedim yav düşmüş işte bantlı duvara yapışık yapışkanı azalmış düşmüş.
bakmaya devam ettim. beyler, ofis uzunlamasına bi ofis. bizim oturduğumuz oda caddeye bakıyo ve ofisin tüm genişliği odanın olduğu kadar, odaya gelen bi hol var hol de 1.kapı banyo 2.kapı mutfak hol sonunda bi oda daha var. mutfaktan güüüm güüüm diye ses geliyor, biri duvara yumruk atıyor sanki... yemin ederim, kuran çarpsın duvara yumruk atıyor birisi. selinin bi an gözleri fal taşı gibi açıldı, noluyo ? dedi

dedim ya arkadan fırının şeyinden geliyodur bizim ofisin arkasında da aşağıdaki fırının imalathanesi falan var, ya ne arkası dedi ofisin içinden geliyo bu ayaklandı ödü patladı aq bu arada konuşurken ses kesildi 2-3 kez geldi. kaçmasın diye kalktım bakiyim dedim içimden de hafif tırsıyorum ulan noluyo diyorum bakındım bişey yok, yav dedim arkadan geliyo işte tırsma. bu biliyo benim cinli olduğumu arkadaşlarım bilir zaten hepsi. abi oturdum gene başladı, güüüm güüüüm güüüüm mutfaktaki duvara yumruk vuruluyor. bu dedi ki neyse ben gidiyorum babam bekliyo zaten hadi görüşürüz dedi lan 10-15 saniye içerisinde pılını pırtısını toplayıp gitti. resmen kaçtı

bende tırstım bi yandan. aynı dersane zamanı gece eve geldiğimdeki gibi, gitmiyorum lan dedim. her neyse sen gideceksin, oturdum bilgisayarın başına facebooka falan bakıyorum odanın içi gerilim yüklü odanın içinde bişeyler var ve benim üzerimde öyle bir ağırlık var ki, size yemin ederim zor nefes alıyorum. öyle daraldım ve bunaldım sanki birisi benim üzerime oturdu haşime olan gibi aklıma bile geldi lan yoksa dedim karabasan mı. açtım camı içeri hava girsin diye bi yerde okumuştum tuzlu su ile el yüz yıkamak ve o ortamda adaçayı yakmak kaçırırmış bunları. tuzlu suyla elimi yüzümü yıkadım, adaçayı aldım mutfaktan ofis olduğu için her türlü içecek mevcut misafirler için, onu da yakmaya çalıştım. ayetel kürsi falan okudum ne kadar dua biliyosam okudum. yavaş yavaş sanki güneş açmaya başladı odanın içine. ışık girmeye başlar gibi. o gerilim kaybolmaya başladı yani. üzerimdeki ağırlık, heyecan, daralma hissi kaybolmaya başladı ama yavaş yavaş gidiyor hepsi. sanki çiçek bahçesine düşmüş hissettim aq ortam bi anda düzeldi. güzel birgün, araba korna sesleri geliyor o bile beni rahatlattı araba kornası sesine gürültüye özlem duydum. camı açtığımda hiç dışarıdan sesler geldiğini, insan sesleri araba korna seslerinin geldiğini farketmemiştim o an için. garipti yani. neyse o ortam normal halini aldıktan sonra ofisi terk ettim eve geçtim. anneme falan anlattım annem de kızdı bakma demedim mi ben sana fal falan dedi başını belaya sokucan dedi söylendi etti

annemin beni zütürdüğü hoca bana fal bakma dedi beyler. istemiyorlar bakmanı dedi. ha korkacağın bi durum yok, bunlar sana görünmez etmez zarar vermezler ama bakmanı istemiyolar bakma dedi.ben bi kaç kez bakmıştım hep, hep de kötü olaylar oldu baktığım kişilerin hayatlarında, benim hayatımda. bilhassa baktığım kişilerin hayatında daha çok oldu işte 2 kez de ölüm oldu ama bunları tesadüf olarak nitelendiriyor, bununla bağdaşlaştırmak istemiyorum ki muhtemelen de öyledir, tesadüftür. şuan gerçekten bakmıyorum artık. belki güzel karı kız denk gelirse ayar çekmek için yapabilirim ama dalgasına. bi daha cin şeytan çağırma işlerinde hayatta işim olmaz zaten dersane zamanından beri bi daha bulunmadım zaten. şuan kuvvetli his ve öngörüşlülüğüm devam ediyor. fal da bakmıyorum. bu şekilde yaşıyoruz. bi ton olay var irili ufaklı hayatımda olan bu şekilde ama anlatmıyorum hepsini ve burada bitiriyorum anlatacaklarımı.