1. 126.
    +1
    Kalp, şaşırtıcı derecede zayıf bir organ. Yine de güçlü bir hayat sembolü. Ve bizi insan kılan şeyler iyi ve kötü, aşk ve acı… (Hannibal)
    ···
  2. 127.
    +1
    Stravinsky, gerçek bir bestekarın her daim bitmemiş çalışmasını düşündüğünü söylerdi. Her zaman bunun bilincinde olmazmış; fakat farkında olurmuş ve birden ne yapması gerektiğini bilirmiş. (Hannibal)
    ···
  3. 128.
    +1
    (Hannibal’ın) Medikal ve pgibolojik alanlara ilgisi var çünkü bunlar insanlar üzerinde güç vaat ediyor. Yamyamlık bir üstünlük eylemidir.
    ···
  4. 129.
    +1
    Hannibal Lecter ölümü hak ediyor. (Will)
    ···
  5. 130.
    +1
    ikimiz de badirelerimizi, hayatı güzelleştiren olaylara dönüştürmek zorundayız. (Hannibal)
    ···
  6. 131.
    +1
    Will’e yardım edemem. Ona güvenemem. O, gölgelerin hareket ettiği karanlık bir yerde ve onun yanında durmak artık güvenli değil. (Hannibal)
    ···
  7. 132.
    0
    Abigail: Neden ona yalan söyledin?

    Will: Yanlış şeyin yapılacak doğru şey olması çok çirkin bir düşünceydi.

    Abigail: O sana hepsini geri alman için bir şans verdi ama sen yalan söylemeye devam ettin. Kimsenin ölmesine gerek yoktu.
    ···
  8. 133.
    0
    Sürekli maruziyet bizi uçarı ve müstehcene karşı duygusuzlaştırdığına göre bize hala habis geleni görmek öğretici bir şey.
    -Hannibal Lecter
    ···
  9. 134.
    0
    Will: Olabilecek her şey olur. Sonunun iyi bitmesi ve kötü bitmesi gerekiyor. Olabilecek her şekilde bitmeli. ikimiz için bu şekilde bitti

    Abigail: Bir sonumuz yok. Henüz bize bir son vermedi. Onu bulmamızı istiyor.

    Will: Yaptığı onca şeyden sonra yine ona gider misin?

    Abigail: Olabilecek olan her şey oluyorsa o zaman asla yanlış olanı seçmiş olamazsın. Sen sadece yapman gerekeni yaptın.
    ···
  10. 135.
    0
    Will: Aydınlanmış bir dünyada bile Tanrıya daha yakın hissedebilmek için buraya geliyorsun.

    Abigail: Sen Tanrıya daha yakın hissediyor musun?

    Will: Tanrı buraya bulmaya geldiğim şey değil.
    ···
  11. 136.
    0
    Abigail: Tanrıya inanır mısın?

    Will: incil’dekilere kıyasla bilimkurguya daha yakın olan bir şeye inanıyorum.

    Will: Tanrı hiçbirimizi kurtaramaz çünkü bu kabalık olurdu. Zarafet acı çekmekten daha önemlidir. Bu onun tasarımı.

    Abigail: Tanrıdan mı bahsediyorsun Hannibal’dan mı?

    Will: Hannibal, Tanrı değil. Tanrı olmanın bir zevki olmazdı. Tanrıya meydan okumak onun iyi vakit geçirme fikri.
    ···
  12. 137.
    0
    Pazzi: Hayal gücü ikimizde de olan bir armağan.

    Will: Armağanın keskin tarafından tutmuş bir adamın yaraları var bende.

    Pazzi: Yanlış taraftan tutmuşsun.
    ···
  13. 138.
    0
    Pazzi: Tutuklamanız hakkında her şeyi okudum.

    Will: Okumaya devam edin. Suçsuz bulunmuştum.
    ···
  14. 139.
    0
    “Başarı; ilhamın sonucu olarak gelir. Aydınlanma; bir görüntünün netleşmesidir. Önce bulanıktır, sonradan belirginleşir.” -Rinaldo Pazzi
    ···
  15. 140.
    0
    Will: Suç kavrdıbının, Hannibal Lecter’ın üzerinde kalmama gibi bir huyu vardır.

    Pazzi: Senin üzerinde kalmayı huy edinmiş.
    ···
  16. 141.
    0
    Will: Bize kırık kalbini bırakmış.

    Abigail: Burada olduğumuzu nereden bilmiş?

    Will: Bilmemiş. Ama geleceğimizi biliyordu.

    Abigail: Bizi özlüyor.

    Will: Hannibal hiçbirini kaçırmadan birden çok düşünce akışını takip ediyor. Ve bu akışlardan biri de her zaman kendi eğlencesi için.

    Abigail: Bizimle oynuyor.

    Will: Her zaman.
    ···
  17. 142.
    0
    Pazzi: Dua mı ediyorsun?

    Will: Hannibal dua etmez. Ama Tanrıya yakinen inanıyor.

    Pazzi: Hannibal Lecter’ı sormuyordum.
    ···
  18. 143.
    0
    Will: O sadece bir çocukken onu yakalayamadınız, onu şimdi yakalayabileceğinizi nereden çıkartıyorsunuz?

    Pazzi: Senden.

    Will: Onu yakalamak istediğimi nereden çıkarttın?
    ···
  19. 144.
    0
    Pazzi: Onu tanımanıza izin verdi. Size kalbini gönderdi. Şimdi nereye gitti?

    Will: Hiçbir yere gitmedi. Hala burada.
    ···
  20. 145.
    0
    Hannibal, seni affediyorum.
    -Will Graham
    ···