/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +9
    Beyler kegiblik için kusura bakmayın dıbına koyayım birden bi yoğunluğa girdim 1 saat içerisinde yeni partı akıtacam harbiden kusuruma bakmayın misafiridir takudur bitmedi aq
    ···
  2. 52.
    +9
    vanicx aslında bizim ciğerlerimizi gibmek için gönedrilen bir illumunati ajanıdır
    ···
  3. 53.
    +9
    Bana joker gibi sinsi bi gülüş attı.
    B: ulan kendine gel asabımı bozma benim
    E: tamam lan iki kötü adam şeyi yaptırmadın sen de
    B: şu okana bişeyler düşünelim harbiden
    Aklımızda kendi çapımızda bişeyler planladık tüm gece. Hoşumuza da gitmişti açıkçası kötü adamları oynamak.
    Ertesi gün biraz araştırma yapmamız gerekiyordu. Öyle pat diye olmazdı bu iş. Okanı okul çıkışında takip ettik, evini öğrendik, çıkışta neler yaptığına , bindiği dolmuşa, yürüdüğü yollara dikkat ettik. Ege de değneksiz yürümeye başlamıştı, kendimizi elevermiyorduk. Büyük haz alıyordum bu durumdan. Siyah kapşonlu hırkalarımızı giyip ortalıkta ajan gibi dolanıyorduk. Mesafemizi koruyarak okan hakkında çok şey öğrenmiştik. Akşam eve dönerken birer eldiven aldık. Ertesi günü iyice planladık tüm gece.
    Okan evine girmeden önce 3 sokak yürüyordu. 2.sokağın sonuna doğru inşaatı yarım bırakılmış bi yer vardı. işimizi ordan geçerken halledecektik. Berelerimizi ve atkılarımızı taktık, sadece gözlerimiz görünüyordu. Dua ede ede inşaatın oraya kadar takip ettik yine okanı , sonra inşaatın oraya ondan önce gidip beklemeye koyulduk. Ben içerde bekliyordum, ege karşıda bekliyordu. Okanın geçtiği sırada ben seslendim.
    B: şş kardeşim bi baksana
    Durur gibi oldu ama bişey dememişti, ege arkadan üstüne atlamıştı. Her şey karambole geldi. Okan düşer düşmez vurmaya başladım ben. Yüzüne , karnına vurabildiğim her yerine vuruyordum. Ege üzerinde durup onu tutuyordu. Bunu neden yaptığımızı bilmiyor gibiydik, sanırım onun kulaktan dolma bilgilerle evime kadar gelmesi baya gururuma dokunmuştu. Hıncımı çıkarıyordum işte ben de. En sonunda dayanamadı, bayıldı.
    Zaten yeni çıkmış sayılırdı. Bu sefer de benden yatsın hastanede, vefasız huur çocuğu.
    E: olum yeter hadi gidelim abartma
    Yumruğum havada kaldı. Kimse gördü mü diye kontrol edip koşarak kaçtık.

    Uzaklaştıktan sonra beremizi atkımızı çıkardık. Daha mutlu olmamız gerekiyordu ama pek mutlu görünmüyorduk.
    ···
    1. 1.
      0
      Seri panpa
      ···
  4. 54.
    +9
    Artık izmirdeydik. Sabaha karşı varabilmiştik. Bu saatte yapacak pek bişey olmadığına göre arabada biraz uyumak icab ediyordu. Şöyle bi yanıma , arkama döndüm. Zaten bunların hepsi uyuyordu anasını satayım. Arkada miray egenin göğsüne yamışmış, yanımda da buket cama kafasını yaslamış , hepsi mışıl mışıl uyuyordu.
    Ben de vurdum kafayı anasını satayım. Yattım uyuduk bi yol kenarında.
    Buketin dürtmesiyle uyandım. Arkama döndüm, egeyle miray sabah bıraktığım gibi uyuyorlardı, ulan insan bi kere kıpırdar dimi ?
    saat 9 a geliyordu. eğer bi yerde yeni bi hayata başlayacaksan , hiç de erken bi saat değildi. Bir an önce işe koyulmamız gerekiyordu. uyandırdım arkadakileri
    B: heey hadi kalkın (egeyi dürtüyordum) kalkasına oğlum geldik lan
    Miray gözlerini zar zor açtı, esnedi. Ege birden fırlar gibi kalkmıştı. Mirayı görünce rahatladı, bi gülümsedi.
    E: noluyo olum ya saat kaç nerdeyiz
    B: geldik lan izmirdeyiz

    Şöyle bi dışarı baktı. Harbiden izmirdeydik. Hava da o kadar soğuk olmayınca kanaat getirdi izmirde olduğumuza. kahkaha atmaya başladı.
    E: geldik lan işte aha burdayız
    B: biliyoruz lan sakin ol
    E: ahahaha abi olaya bakar mısın ya
    Miraya sarıldı, alnından öptü. Sonra bırakmadı, sarılmaya devam ediyordu.
    Bu: ee nabıyoruz şimdi
    B: bence önce kalacak bi yer bulalım, arabada yaşayacak halimiz yok
    Bu: haklısın ya hadi devam et
    Bayındır tarafından torbalıya doğru ilerliyorduk. Ordan da bornovaya geçmeyi düşünüyorlarmış. Ben bucada kalırız diye tahmin etmiştim.
    M: yok ya napcaz bucada bornovaya devam et bence
    E: siz bilirsiniz vallaha artık şehir bizim
    Bu: tamamm o zaman sür canım bornovaya
    Ben bi duraklamıştım. Buket bana canım mı demişti yoksa ben mi yanlış duymuştum ?
    ···
  5. 55.
    +9
    Sabah uyandığımda saat 8 di. Artık bi okula gideriz aq dedim kendi kendime. Eylüle baktım, üşümüş olacak ki büzülmüş, dizlerini başına doğru çekmişti. Bacağına dokundum , buz gibiydi. Sımsıkı örttüm üstünü. Yorganı boynuna kadar çektim. Elimi tam çekecekken tuttu, öptü elimi.
    E: günaydın hayatım
    B: günaydın canım kalk hadi hazırlan da olula gidelim
    E: okula mı
    B: evet artık bi uğrayalım ya
    E: iyi de bitanem bugün pazar değil mi
    B: pazar mı
    E: pazar ya tabi hahaha
    Telefona baktım tekrar. Harbiden de pazardı. Ne yapacaktık okulda anasını satayım.
    Hemen yanına sokuldum. Biraz daha yattık öyle.
    Kahvaltıdan sonra hazırlandık , birlikte egeyi ziyarete gittik. Yoldayken miray konusunu anlattım. Ayak uyduracağını söyledi.
    (Eg : ege E: eylül B: ben)
    Eg: hoşgeldiniiz buyrun gelin
    B: nasılsın kanka iyi gördüm maşallah
    E: ege geçmiş olsuuun
    Eg: sağolasın eylül , iyiyim kanka şükür ya iyileşiyorum işte. Ee miray nerde o neden gelmedi bişey mi oldu yoksa
    E: o mu o yok yok ne olacak canım ehehe biraz rahatsız da yatıyor evinde biz de zorlamadım
    Eg: rahatsız mı neyi var bak benden bişey saklamıyosunuz dimi
    B: yok oğlum ya ne sakl...
    E: ya kadınsal şeyler işte çok kafana takma sen onu boşver
    Eg: iyi öyleyse madem benden selam söylersiniz, çok özledim onu ya
    B: aleyküm selam kanka merak etme söyleriz.

    Tekrar içim parçalanmıştı. Eylüle bakmıştım. Onda da aynı ifadeyi görebiliyordum.
    Eg: ne zaman çıkaracaklarmış beni kanka bişey dediler mi
    B: kanka heralde bi haftaya kalmaz çıkarsın baksana taş gibisin mübarek
    E: evet ege ya nasıl da hızlı iyileşiyosun bak çok seviniyorum senin adına
    Eylülün telefonu çaldı.

    E: alo efendim canım... hıhı söyle müsaitim... aaa gerçekten mi dur bi konuşıyım da dönerim ben sana... tabi ya çok güzel olur... tamam canım görüşürüz öptüm.

    B: kimdi o ya
    E: ayy begüm ya hani var ya benim arkadaşım
    B: ee ne dedi ki
    E: haftaya yılbaşı ya buketlerin evinde parti olacakmış baya büyük bizi de çağırdılar işte canım gideriz dimi
    B: ya ne partisi şimdi allah aşk...
    E: ya ege de çıkmış olur hem hep birlikte gideriz bi kafa dağıtırız canım nolcak yaa hadi lütfen
    Eg: olur aslında kanka mirayı da alırız gideriz bana uyar eğer çıkmış olursam tabi
    B: iyi tamam bakarız
    E: dur arıyıp söyliyim kıza geleceğimizi
    ···
  6. 56.
    +9
    Biz egeyle evi toparladık. 1 saati bile bulmadan kızlar da döndü zaten. Bir sürü şey almışlar. Dolabı düzenlediler. Biz yorgun ayağına yatıp ortalıkta mayışmaya başladık. Kızlar yemek falan yaparken aralarında muhabbet başlattıklarını duydum.
    Miray buketi buket de mirayı daha yakın tanımaya çalışıyordu. Miray bi ara evi soracak oldu.
    M: ya biz buranın kirasını nasıl ödiycez ki çok güzel bi yere benziyor çoktur kirası
    Bu: orasını boşver ya zaten hepimiz çalışıcaz kazanırız bişeyler
    Yemeğe oturduk. çok fazla tabağımız çanağımız yoktu. idare ediyorduk elde olan plastiklerle.
    E: ya gençler şu okul işini de halletseydik
    B: evet de napıcaz
    M: ne okul mu
    E: yani canım okulu bitirmemiz gerekiyor sonuçta hem onu da katarak geldik buralara dimi vanic ?
    Bu: bence o iş yatar ya
    Hepimiz bukete döndük. Sanki birinin bunu söylemesini bekliyor gibiydik. Rahatlar gibi bi ifademiz oluşmuştu. Sonra tekrar konuşmaya devam etti.
    Bu: bence her şey diploma demek değil yani hepimizin bişeylerde az çok becerisi var, aç kalmayız heralde
    B: he ya he format atılır diye küçük bi dükkan açayım o zaman ben
    Güldüler. Ben yazılım okuyordum. Espri amaçlı söylememiştim, halimize üzüldüğümü belirtecektim ama hepsi dalgaya aldı. Ben de bozuntuya vermedim.
    Bu: benim bilgisayarımı kullanabilirsin lazım olursa arabada bagajda duruyor alırız bi ara
    B: yok ya sanmıyorum ama sağol
    Bu: her zaman
    Yemeği yedik. Kızlar toparladı ortalığı. Bu durum egeyle hoşumuza gitmişti.
    E: baksana olum tam hayallerimizdeki gibi
    B: ney ?
    E: eşlerimiz , yani şey işte kızlar , aynı ev , hayat falan
    B: hehe güzel
    E: biraz dinlen istersen
    B: aynen yatsam iyi olur
    Kızlara da haber verip odama geçtim. Yatak vardı ama ranza yoktu. Yerde yatıyorduk yani şimdilik.
    Üzerimi değiştirip uzandım, yine düşüncelere daldım. Kapım tıklatıldı, buketin sesiydi :
    "gelebilir miyim ?"
    ···
  7. 57.
    +9
    Gördüğüm ilk şey başucumda ağlayan eylüldü. Uyandığımı görünce elimi tuttu. Biraz gülümsedi. Zordan bi gülümsemeydi.
    B:(başımı tutarak doğruldum) uhh nerdeyiz biz ya burası neresi
    E: bilmiyorum vanic neler oldu bi bilsen
    B: bu ne ya şimd..
    Yan odadan sakallı bi adam geldi.
    S: sakallı adam B: ben
    S: uyanmışsın kardeşim geçmiş olsun
    B: hayırdır burası neresi
    S: ben murat , içerdeki arkadaşım da selçuk. Ege haklıymış ya senin zütünü kollamakta fayda var haahaha
    B: ne ege mi
    S: iyi misin kardeşim biraz daha dinlenin saat daha çok erken sonra biz bırakırız sizi keyfinize bakın
    Neler olduğunu anlamamıştım. Ege ne alakaydı ki bi kere ?
    B: eylül neler oluyor ya
    Bana sarıldı. Boynumda ağlamaya başladı.
    E: çok kortkum vanic sana bişey olacak diye çok korktum. Allahtan bu adamlar yetişti de..
    B: ne yetişmesi bi anlatsana
    E: mustafalar 4 kişi üzerine çullandılar ya nasıl vuruyordu sana köpek (hıçkırdı)...
    Biraz durdu , devam etti.
    E: ... sonra bu çocuklar geldi koşarak , nerden geldiklerini bilmiyorum dağıttılar orayı
    B: biz buraya nasıl geldik peki
    E: bi taksiye bindirdiler seni , buraya getirdiler. Ben de ağlamaktan önümü göremiyordum ki. Çok korktum.
    Omzundan sarılıp kendime çektim. Taksiyi duyunca içim rahatlamıştı. Lavaboya gittim. Sol gözüm şişmişti, altı da biraz morarmıştı. Yanağımda da çizikler vardı.
    Telefonum çaldı, ege arıyordu.
    E: oğlum sen ne yaptığının farkında mısın?
    B: asıl sen ne yapıyorsun ne oluyor aq?
    E: allahtan benim arkadaşlara söyledim de senin zütünde dolandılar dün akşam. Yoksa taku yiyordun bak, neyse iyi misin kardeşim bi sıkıntın yok demi
    B: iyiyim merak etme sen nasılsın
    E: şuan senden daha iyi olduğum kesin
    B: mal gibiyim ya
    E: biraz daha dinlen sen , sabah o ipne selçuğa söylersin bırakır sizi
    B: hadi iyi geceler kanka allaha emanet
    E: hadi eyvallah kendine iyi bak
    ···
  8. 58.
    +9
    E: canım
    B: efendim
    E: beni hiç bırakma tamam mı
    B: seni asla bırakmıycam
    E: seni seviyorum (eliyle boynumdan tutup kendine doğru çekerek dudağımdan öptü)
    Ben elimi omzundan indirdim , belinden sardım. O da dirseğinin aşağısı kolumun üzerinde kalacak şekilde elimi üzerime koymuş, parmaklarıyla da sakallarımla oynuyordu.
    E: artık kocam olmanı istiyorum
    B: canım bunu daha önce de konuşmuştuk
    E: biliyorum ama artık ben çocuklarımızı sevmek okşamak istiyorum, okulun bitmesine de 1 yıl kaldı zaten
    B: eylül iş bulur bulmaz seni alıcam biliyosun (hafif kıkırdayarak) artık alamazsam da kaçırırım naaapayım
    E: ya aşkım sen de alamazsan kim alacak allah aşkına
    Ben bir anda kulak kesildim. Salondan konuşma sesleri geliyordu. Eylül de benim durumumu farkedinde biraz sessiz kaldık , biraz dinledik. Egeyle miray bişeyler konuşuyorlardı, ama duyamıyorduk ne konuştuklarını. Sadece muhabbet ettiklerini anlayabilmiştik. Eylül gülümsedi. Onun güldüğünü görmek benim için en büyük nimetti belki. Bi kez boynundan iki kez de omzunun üzerinden öptüm. Üzerini örttüm sımsıkı.
    Sonra biraz sitem eder gibi konuşmaya devam ettim
    B: şu hale bak sıkı sıkı sarın da üşüme ...
    E: yanımda sen varken üşümem hayatım merak etme
    B: gel o zaman
    Sımsıkı sardım eylülü. Göğsüme yatmaya bayılırdı. Başını sol göğsüme koydu, sol elini de sağ göğsüme koydu. Ben de belinden ve omzundan sımsıkı çevrelemiştim onu. Isıtmam lazımdı , üşümemeliydi benim eylülüm.
    Sabah eylülün beni fısıldayarak "vaniiiic vaniiic kalk bak aşkım kalk kalk şuna bak çabuuuuk ayyyyy" diye kaldırmasıyla günüm başlamıştı.
    Hemen elimden tutup salona çekti, ben zaten uyku sersemiydim , yürümekte bile zorlanıyordum.
    Salona gelince beni de eylül gibi sessiz sessiz bi gülme tutmuştu. Ege yatıyordu yatağında, bi kolunu göğsünün önünde büzmüştü , diğer kolunu da başına dik dümdüz yastığına uzatmıştı. Miray da o koluna yatmış , kıvrılmış , büzülmüş uyuyordu yanında. Egenin kolunun verdiği güven hissini uykusunda bile yüzünde oluşmuş küçük gülümsemeden farkedebiliyorduk.
    Eylül kahvaltıyı hazırlamaya başladı, mirayla egeyi hiç ellememiştik. O sırada eylülün telefonu çaldı.
    E: kim arıyo hayatıım
    B: şş sessiz ol uyuyolar. Baban arıyo canım napayım
    E: aç konuş bitanem ne yapıcaksın hahaha
    B: ne dur tamam

    B: ben Eb: eylülün babası
    B: alo ferhat amca nasılsın
    Eb: alo eyl.. siz kimsiniz
    B: benim ferhat amca vanic
    Eb: oooo nasılsın oğlum eylül nerde
    (Ferhat amcanın beni çok sevdiğini düşünmüyordum böyle bi tepkiyle karşı karşıya kalmak beni şaşırtmıştı)
    E: iyidir ferhat amca kahvaltı hazırlıyor eylül de vereyim istersen
    Eb: hayırdır sabahın bu saatinde neden birliktesiniz ki siz
    O an ne söylesem bilemedim fakat saklamanın bi anlamı yoktu , adam kayınpederim olacaktı sonuçta.
    B: ferhat amca eylül dün akşam bende kaldı saat geç olmuştu ben de salmadım
    Eb: ne demek sende kaldı oğlum ne diyorsun sen
    B: merak etme ferhat amca zaten beni biliyorsun
    Eb: neyse bunu daha sonra konuşacağız eylüle ver bakayım telefonu

    Eylüle zütürdüm. Eylül gözlerini patlatarak ve şaşırarak konuşuyordu. Biraz da heyecanlanmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Eylül'ün babasında izmirlilik sezdim biraz sanki (ironi)
      ···
  9. 59.
    +9
    Murat ve selçuk bizimle pek muhabbet etmiyordu. Arada bir gelip bir isteğiniz var mı diye sormuşlar eylüle. Ben uyumuştum. Sabah 9 gibi eylül beni uyandırdı. Taksisine atladık birinin, eve gittik. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Yatağa yattım. Eylül başımdan ayrılmıyordu.
    Bi nanelimonudur bi sıcak sütüdür çayıdır bilmemnesidir sürekli bişeyler yapmaya çalışıyordu. Arada bir yaralarımı temizliyor, tekrar kapatıyordu.
    Yatağa uzanmıştım, gözlerimi kapattım. Ama uyumuyordum.
    Eylül başucuma oturdu. Elimi tuttu iki eliyle , sımsıkı. Öptü. Hafif ağlamaklıydı. Ben hiç gözlerimi açmıyordum.
    Alnımda avuç içini gezdirdi. Saçlarımı okşadı. Burnunu çektiğini duydum. Muhtemelen gözlerini de silmişti o sırada.
    Yanağımdan boynuma doğru çekti elini. Boynumdan tuttu. O da yanıma kıvrıldı. Nefesini yanağımda hissediyordum. Korkmuştu benim için, belliydi.
    Hiç istifimi bozmuyordum. Sanki uyumadığımı bilircesine fısıldadı kulağıma
    "Seni çok seviyorum"
    ···
  10. 60.
    +8
    Bi ara durmuştuk. Ege benzin alıyordu. istifimi bozmadım. Buket de uyanmamıştı zaten. Tekrar geldi. Uyandığımı farketmedi. Bende seslemedim zaten. Saçma sapan hareketler yapıyordu. Mutluluktan delirmişti adeta. Gülümseyerek tekrar uyumaya başladım.

    Kapının dan diye kapanması sesiyle uyandım. Egenin başı sağa doğru uzanır olmuştu. Bir baktım ki miray arabaya binmiş. Anasını satayım ne ara gelmiştik buraya. Ama mirayı görünce sevinmiştim. Egeyi zaten burdan anlatamam , siz anlamışsınızdır artık. Yine altında tofaş var sanıp hızlı bi kalkış yaptı.
    B: Miraay hoşgeldin ya nerelerdesin
    M: hoşbulduum, ne olsun işte biliyosun. aa buket mi o ?
    B: evet evet uyandırmayalım onu şimdi
    M: anladıım. ee şey , eylül nerde ?
    B: uzun hikaye be miray , boşver.
    M: öyle diyosan peki madem
    Ege sürekli miraya dönüp duruyordu.
    B: kanka ne kadarlık yolumuz kaldı
    Çok duymuşa benzemiyordu.
    B: heey egee sana diyorum aq
    E: he efendim kanka söyle
    B: yol diyorum ne kadar kaldı
    E: Az kaldı ya izmire girmek üzereyiz zaten
    B: kanka kenara çek de ben geçeyim direksiyona öldüreceksin bizi aq
    E: yok lan ne alaka
    B: çek çek dur buketi de uyandırayım öne geçsin siz arkada pisi pisi yapın biraz (muallak bi gülüş attım, bu sefer de miray gülüyordu, ege utanmıştı)
    E: başlayacam ben senin pisi pisine
    B: hadi hadi geç, bukeet , şş bukeet kalk hadi
    Koltukları değiştirdik. Ben sürüyordum artık, buket de yanıma oturmuştu. dikiz aynasından da arkamızdaki çifte kumruları izliyorduk arada bir, buket aynaya her baktığında önüne dönmeden bir de bana bakıyordu. Birkaç kez denk geldim, hepsinde de sırıtıyordu.
    Bi kez göz göze geldik. Utanmıştı. kikirdeyerek dışarıya döndü.
    ···
  11. 61.
    +8
    Bi anda vurgun yemiştim. Benim zütünü koşturduğum , hastaneye zütürdüğüm ilgilendiğim adam ne diye bana böyle bir çıkışta bulunmuştu ki ? Üstelik bana yani , zütünü koşturan adamların başında ben geliyordum. Ya bu çocuk beni biriyle karıştrmıştı ya da kafası fena karışmıştı. Birden bire öylece oturup düşünmeye başladım. Eylül anlayacak oldu ki yanıma gelip oturdu.
    E: ne oldu hayatım ?
    B: bişey yok ya okan..
    E: ne olmuş ki okana
    B: neyin var diye aradım küfredip kapattı
    E: aa ne münasebet aşkım ne alaka ya
    B: ben de anlamadım ki kafama takıldı şimdi
    E: yok canım ya o yeni atlattı ya bu şeyi kafası karışıktır şimdi onun ondan öyle demiştir
    B: umarım öyledir ya
    E: öyledir hayatım sen takma kafana

    Yanağıma bir öpücük kondurdu.

    E: ben bişeyler hazırlıyayım miray gelecek ya karnı açtır şimdi onun
    B: tamam canım ben uzanayım biraz

    Kapının çalmsıyla uyandım. Eylül kapıyı açmıştı.
    Pek umduğunu bulmuş gibi değildi, yattığım yerden izliyordum. Birden bire Eylülün şunu demesiyle kapıya doğru yöneldim :

    "Aa Okan !"
    ···
    1. 1.
      +3
      Eylüle sahip çık giber miker maazallah
      ···
  12. 62.
    +8
    Koşar adım mutfağı aradım buldum. Girdim. Kalabalıktı zaten içerisi bana yazanı pat diye bulmam imkansızdı. Eylülü de bırakıp gitmiştim yanından çok geç kalırsam merak edecekti. Tezgahın diğer tarafında duran begüm işaret parmağıyla "gel gel" işareti yaptı.
    Yanına gittim.
    B : begüm V: vanic(ben)

    B: nasılsın vanic
    V: iyidir de beni çağıran senm...
    B: evet o benim numaram kaydet istersen
    V: hayırdır bişey mi oldu
    B: bi saniye, bukeeeet gel canım
    ...
    B: hadi ben kaçtım görüşürüz siz keyfinize bakın
    Ne oluyordu aq? Hiçbir şey anlamamıştım

    B: buket V: vanic(ben)
    B: şeey nasılsın iyi misin
    V: iyiyim sağol da neler oluyor bi anlatabilir misin
    B: hiç ya bişey olduğu yok sadece biraz muhabbet ederiz demiştim kalabalık ya kalabalığı pek sevmem de
    V: muhabbet ederiz? benimle yani?
    B: evet bence gayet normal bişey bu
    V: iyi de biz seninle tanışmıyoruz bile
    B: tanışalım işte hazır burdayken

    Buket 1,70-72 boylarında , fiziği gereğinden fazla iyi olan, ailesinin verdiği rahatlıktan kaynaklı giyimi kuşamı biraz açık sınırını aşan, siyah saçlı açık tenli ve çok iyi makyaj yapabilen bi kızdı benim görebildiğim kadarıyla.

    V: ben eylülün yanına gitsem daha iyi olur merak etmiştir zaten arıyordur şuan beni
    B: ay yok yok handanlara falan muhabbet ediyo o aklına bile gelmezsin sen onun
    V: hadi ya olsun ben yine bi şeyyaps...
    B: ya otur iki laflıycaz şurda canım ehehehe
    ···
    1. 1.
      +2
      lütfen gibme şu huurları amk. her hikayede aynı tak
      ···
      1. 1.
        +5
        gibecek olsam eylülü gibmiştim çoktan
        ···
  13. 63.
    +8
    Mirayın bağırışını duyduktan sonra bende de anlamsız bi gülümseme oluşmuştu. Eylül boynuma atlamıştı. Kızlar işte , duygularını nasıl ifade edecekleri belli olmuyor. Ne zaman ne yapacaklarını da kestirmek zordu. En iyisi biraz kenarda durayım dedim. Miray egeyi arıyordu. Eli titriyordu, çevirirken birkaç kez düşürmüştü telefonu. Ama o mutluluğu tahmin edebiliyordum. Hep hayalini kurduğum mutluluktu onlarınki. Egeyle konuştu. Egenin telefonun diğer tarafında nasıl çıldırdığını tahmin etmek zor değildi.
    Çok geçmedi, yarım saat sonra eve gelmişti ege. Gece gece mirayla bağırışıyorlardı.
    Kapıyı kapattım egenin arkasından. Eylül kucağıma doğru kendini bırakırcasına sarılmıştı belimden. Sargım biraz acıtıyordu, ama bir şey dememiştim. Öyle sarılması çok hoşuma gidiyordu.
    E: şunlara baksana ya çok tatlılar
    B: demek nüfusumuz artıyor ha
    E: yaa eveet hahaha
    B: gurur duydum küçük ailemizle
    E: bizim de çocuğumuz olsun ya
    B: olur bitanem
    E: olur değil , olsun
    ···
  14. 64.
    +8
    Şöyle bi bukete baktım. Acır gibi bir his oluşmuştu içimde , hemen geçtim o hissi. Ben kimim de insanlara acıyordum. içlendim sadece buket için. Derin bi nefes aldım. başka da bir şey gelmiyordu zaten elimden. Döndüm , camdan dışarıyı izliyordum. Ağlaması yavaşlamıştı.
    Bu: bazen ölmek istiyorum
    B: saçmalama
    Bu: kolay değil
    Doğru söylüyordu, kolay değildi. Ne desem boştu. Ama onu tekrar mutlu edecek bir şeyler söylemem gerekiyordu. Zaten o an da bunu gerektiriyordu.
    B: bunları aklından çıkar
    durdum. Biraz bekleyip devam ettim.
    B: artık ben varım

    Söyledikten hemen sonra kendi kendime "ben ne diyorum dıbına koyayım ya" diye geçirmiştim. Ama gerçekten böyleydi, artık bi şekilde birbirimizin hayatındaydık. istesem de , istemesem de ...

    Bana baktı. Gözyaşlarını sildi. Benim silmem gerekiyordu ama odunluğum tutmuştu o söylediğimden sonra. Burnunu çekerek bana baktı. Sonra tekrar elini göğsüme koydu. Bi eli omzumdaydı. Başını koluma yasladı.
    Bu: biliyo musun
    B: neyi
    Bu: senin için eylül olamayacağımı biliyorum
    B: kimse bir başkası olamaz zaten..
    Bu: ama artık buketin olabilirim, senin buketin.

    Hiç istifimi bozmadım. Bir şey söylemiyordum. Belki de bu konu hakkında biraz düşünmem gerekiyordu. Hemen bir şey söylemek olmazdı. Devam etti.

    Bu: beni eylülü sevdiğin gibi sevebilecek misin
    ···
  15. 65.
    +8
    beyler zamandan şikayetçi olduğunuz için daha kısa daha seri partlar atmaya karar verdim umarım sarar böylesi de iyi okumalar
    ···
  16. 66.
    +8
    Eylülün yanına gittim. Sımsıkı sarıldı bana. Eylülü nasıl bırakacaktım ki ben ? Birlikte uyuduğum ,elini tuttuğum, tenine dokunduğum, her şeyden önce sevdiğim kızı öylece gönderebilecek miydim? Elimden başka ne gelirdi ki? Yapacak bir şeyim yoktu. Çaresizce çenemi başına koydum.
    Ağlıyordum. O da hıçkırarak ağlıyordu.
    B: baban iyi olacak sevgilim, merak etme
    E: (burnunu çekti) ben , ben seni bırakamam ki
    Başını tutup göğsüme yasladım. Tavana baktım. Dudaklarımı ısırarak ağlıyordum. Hiçbir şey yapamamak, çaresiz kalmak çok berbat bi durumdu. Çok sinir bozucuydu aynı zamanda. Etrafı dağıtmak, bağırmak , çağırmak istiyordum. Ama eylülü bırakamazdım. Belki de son kez sarılıyordu bana öyle, sımsıkı.
    Eylül toparlandı. Gözlerini sildi. Eve gitmesi gerektiğini söyledi. Eşyalarını topladıktan sonra bana haber verecek , benimle görüştükten sonra annesiyle birlikte gidecekti. Eve kadar zütüreyim, yardım ederim dedim istemeye istemeye. O istemedi. Tek gidicem dedi.
    Zorlamadım. Öptüm yanaklarından. Sarıldı bana tekrar. Sımsıkı sarıldı. Sonra ağlayarak indi merdivenleri. Ağlayarak gittiğini gördüm.
    Oturdum. Saatlerce düşündüm. Yaklaşık 2 saattir hareket etmeden oturuyordum. Başımı ellerimin arasına aldım, düşünüyordum. Eylülü kaybetmemeyi düşünüyordum. Belki bir şeyler bulurdum. Gözüm tezgaha ilişti. Musakkayı yapıp oraya bırakmış Eylül. Dudaklarım titredi. Hıçkırarak ağlamaya başladım tekrar. Eylülü aradım. Saat 7 olmuştu ama beni hala aramamıştı. Gitmesine az kalmıştı. Ben aradım.
    Meşgule attı.
    Meraklanır olmuştum. Biraz da sinir basmıştı.
    Birkaç kez daha aradım. Hepsinde meşgule attı.
    Yaklaşık 10 dakika sonra bir mesaj geldi Eylülden.

    "Vanic , sevgilim, sevdiğim ; seni bir kez daha görmek bana çok ağır geldi. Bırakamazdım seni. Ne kadar ani olursa o kadar iyiydi. Beni asla unutma. Görüşürüz."
    ···
    1. 1.
      +1
      Devam dost
      ···
  17. 67.
    +1 -7
    Devam et weled

    edit : niye shuQuLuyoNuSh LaN

    edit 2 : ChuQu diçektim
    ···
  18. 68.
    +8
    Ağlamak istedim. Ağlayamadım. Hiçbir şey yapamadım. Sadece defalarca mesajı okuyordum. Belki doğru söylüyordu, onu bir kez daha görsem belki de bırakamazdık birbirimizi. En uygunu böyleydi belki de. Ama bunlar kendimi kandırmaya çalışmalarımdan birkaç tanesiydi sadece. insan sevdiğini son kez görebilmeliydi. Son kez içine çekebilmeliydi kokusunu. Sadece oturdum, sigara içtim sabaha kadar.
    Bi ara mutfağa yönelip yaptığı yemekten yiyecek oldum bi kaşık. Yiyemedim. Kaşığı fırlattım, tekrar balkona geçtim.
    Sadece içiyordum, içime çektiğim şey eylülün kokusu değildi bu akşam, LM'nin yoğun dumanıydı.
    Öylece balkonda uyuyakalmıştım. Sabah uyandığımda zütüm donuyordu. Ocağın ilk haftası balkonda uyursam olacağı buydu zaten. Hemen içeri geçtim , kaloriferin yanına yumuldum. Battaniyeye sardım kendimi. Burnum akıyordu. Egeyi aradım.
    B: alo nasılsın
    E: iyiyim kanka iyiyim çıkıyormuşumu bugün şükür sen nabıyosun
    B: oğlum eylül gitti
    E: nasıl yani kanka nereye gitti
    B: anlatırım, ne zaman çıkacaksın
    E: öğleden sonra çıkarım heralde
    B: sahile gelebilir misin
    E: gelirim kanka tamam hadi hayırlısı
    B: hadi eyvallah
    E: şş kendine dikkat et lan
    B: merak etme kanka görüşürüz
    ···
  19. 69.
    +8
    Eylülün yanına gittim. Evden aldım onu. Sahile zütürdüm. Oturduk bi banka. Öylece otururken birden ağlamaya başladım. Hüngür hüngür ağlıyordum. Sanki annemi tekrar kaybetmişim gibi ,sanki elimdeki tek varlık olan Eylülü kaybetmişim gibi ağlıyordum. Eylül beni o halde görmeye dayanamadı. Sarıldı bana yanımda otururken. Başını omzuma koydu. O da ağlamaya başladı. Bana baktı sonra. Ben onu öyle görmeye kıyamamıştım. Gözyaşlarını sildim. O da benimkileri siliyordu zaten sürekli. Avuçlarcasına sımsıkı tuttum omuzlarından. Kendime yapıştırdım. Sonra bağırdım. Kafamı boşaltırcasına bağırdım sahile doğru.
    Aklıma ege gelmişti. O adamlar kimdi ? Egeden ne istemişlerdi ki? Miraya da hiçbir şey demeden çıkıp gitmiştim hastaneden. Eylüle mirayı arattırdım.
    E: alo miray nerdesin canım nasılsın
    M: hastanedeyim eylül ne olsun işte bekliyorum
    E: anladım canım alalım mı seni
    M: şey aslında eylül..
    E: efendim canım ne oldu ?
    M: okan aradı beni.
    E: ne ne demek okan aradı ? Ne dedi peki ?
    Okan lafını duyunca bi ayaklandım. Hastaneden erken çıkmış olabilirdi ama en azından haberimiz olsa iyi olurdu.
    M: okan aradı işte ve
    E: vee ?
    M: bana çok kızgın ya söylendi küfretti kapattı olanları biri anlatmış sanırım
    E: boşver bak artık ege var senin yanında
    M: evet tabi orası öyle de...
    E: tabisi mabisi yok almaya geliyoruz biz seni
    M: ben egenin yanında kalayım
    E: olmaz öyle şey biraz dinlen sen de
    M: tamam o zaman siz gelmeyin ya ben gelirim size
    E: gelebilecek misin bak alabiliriz
    M: gelirim gelirim hadi görüşürüz
    E: görüşürüz canım

    Okanın çıktığını öğrenince bi aramak istedim.
    B: alo okan geçmiş olsun kardeşim çıkmışsın
    O: ne kardeşi ulan huur çocuğu bittin sen
    Kapattı.
    ···
  20. 70.
    +8
    Egenin "heeey uykucular hadi lan" diye seslenmesiyle irkilerek uyandım. Buket de onunla uyanmış olacak ki birden korkmuştu. bu sefer omzumda değil, kolumda bi ağırlık vardı. Buket koluma sarılmış , mayışmış öylece uyuyordu.
    Bu: geldik mi ya noldu
    E: yok be kızım ya , susurluktayız daha balıkesirde sayılırız.
    B: off başım çatlıyor anasını satayım , nasıl kullandıysan artık arabayı (muallakce bi gülüş attım)
    E: Kardeşim ayıp ettin ama şimdi
    B: şaka diyorum lan babamdan sonra gördüğüm en iyi şoför sensin aq
    indik. ne yiycez demeye kalmadan köfteci yusufun önünde olduğumuzu farkettik. ulan dedim içimden neyine güvenip getirdin bizi buraya aq. Sonra cebimdeki para aklıma geldi. Ferhat amcanın parasını böyle şeyler için harcayacağım hiç aklıma gelmezdi.
    Geçtik , karnımızı doyurduk. Çok hoş bi ortamımız vardı. Gülüp eğleniyorduk. Adeta hayallerimizdeki gibiydi. Birden telefonunun çalmasıyla ege ayağa kalktı. Masaya çarpmıştı ama pek gibinde değildi. Çok heyecanlı gibiydi. Kim dememe kalmadan açtı telefonunu
    Bağırarak konuşuyordu üstelik, herkes bize bakıyordu

    "ALO , MiRAY NERDESiN NASILSIN"
    ···