/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +11
    Sahilde buluştuk. Egenin elinde değnekler vardı. O kadarı bile iyiydi onun için. Adam o halde beni kırmamak için gelmişti. Severdim egeyi, çok severdim.
    Sımsıkı sarılmıştım. En son annemi kaybettiğimde öyle sarılmıştım egeye. Beni o halde görünce o da bana sımsıkı sarıldı. Oturduk. Elini dizime koydu. "Anlat" dedi. Anlattım. Bi sigara da o yaktı eylül için.
    Anlayamamıştım. Neden gitmişti ki? Ne gerek vardı? Kalsaydı benimle ben korurdum onu. Siper ederdim göğsümü önüne, zarar veremezdi kimse ona. Ama gitmişti işte, elimden bişey gelmezdi.
    Ege bi ara lafı açtı
    E: boşver be olum , sana kız mı yok
    Biraz kızdığımı farketmiş olacak ki uzaklara bakmıştı.
    B: bana çok kız var da , başka eylül yok be oğlum
    E: seviyosun dimi onu
    B: çok
    Sırtımı sıvazladı.
    E: oğlum olmaz ama böyle
    B: ne olmaz ?
    E: böyle tüm gece senin yasını üzüntünü mü izliycem lan ben
    B: ne diyosun aq
    E: ya kalk kalk gidiyoruz
    Aslında doğru söylüyordu. Hayat bi yerden devam ediyordu sonuçta. Sonsuza kadar eylülün yasını tutamazdım. Ama daha ilk günüyde be. Biraz üzülseydim bare, biraz içime bıraksaydım kendimi.
    B: hayırdır nereye gidiyoruz
    E: önce servisten benim taksiyi alacaz sonra sana bi sürprizim var
    B: ya olum en son sürprizim var dediğinde başarlarla (lise 3) kavga etmiştik senin sürprizlerini sevmiyom ben
    E: ahahaha gel gel öyle sürpriz değil bu
    Birlikte sanayiye gittik. Taksiyi aldık , sonra beni bi bara zütürdü. Çok benim sevdiğim türden bi yer değildi çünkü striptizciler mtriptizciler vardı.
    B: senin ben sürprizini gibeyim
    E: olum anca böyle dağılır o kafan
    B: ya geç geç gibeyim ya

    içeri girdik. Aslında şaşırmamamız gereken ama beni az çok şaşırtan bi görüntüyle karşılaştık. Buket de bardaydı.
    ···
  2. 77.
    +2
    E: şş görüyo musun sen de
    B: ya bırak şunu allah aşkına
    E: tamam la bişey demedim

    Oturduk bi yere. içiyorduk, keyfimize bakıyorduk. Buket sanırım bizi farketmemişti. Yanında da zengin olduğu her halinden belli olan orta kilolu uzun sarışın bi çocuk vardı. Benim gözüm sürekli bukete takılıyordu.
    Ege bunu farketti. Çok üzerime gelmedi.
    E: kanka istersen bi konuş buketle
    B: ege , salak salak konuşma kardeşim benim
    E: ya ne var aq bişey mi dedik altı üstü bi konuş dedim
    Dikilip egeye yaklaştım
    B: ne konuşcam ulan ben onunla . Söyle sen söyle ne konuşacam o kızla aq banane buketten
    Kızdığıma kanaat getirmişti. Ama ben aşırı tepki verdim. Altı üstü konuş demişti. Konuşabilirdim aslında. Biriyle konuşmak günah değildi sonuçta.
    Bi ara ona düşünceli düşünceli bakmaya başladım. Neden baktığımı anlayacak oldu ki ;
    E: hadi hadi git konuş
    B: bilmiyorum ya asl...
    O sırada sözüm kesildi. Buket başımızda dikiliyordu.
    Bu: buket B: ben
    Bu: şey vanic
    Şaşırmış gibi yaptım. Çok yapmacıktı.
    B: sen de mi burdaydın
    Bu: ben genel olarak burdayım
    B: senin takıldığın bi mekan olduğunu bilmiyordum.
    (Müzik yükseldi)
    Buket biraz sesini yükseltmişti duyabilmemiz için.
    Bu: vanic biraz konuşabilir miyiz
    B: ne anlamadım
    Bu: konuşabilir miyiz diyorum
    Ege kolumdan dürttü. Okey der gibi başını salladı.
    B: iyi konuşalım bakalım
    Bu: dışarı çıkalım, gel
    ···
  3. 78.
    +5
    Egeye ben şimdi geliyorum diyip buketle dışarı çıktım. Ellerimi cebime attım. Çok yavaş bi şekilde yürüyorduk. Buketin üzerinde bembeyaz , dar bi boğazlı kazak vardı. Altında da siyah dar bi pantolon vardı. Sanırım kottu. Dizlerine kadar gelen açık gri çizmelerini takır tukur yere vurarak yürüyordu yanımda, yavaş yavaş.
    Simsiyah saçlarını , başını savurarak arkasına attı. Konuşmaya başladı.
    Bu: ben senden özür dilemek istiyorum
    B: ne için
    Bu: yılbaşı akşamı söylediklerim için, eylülü yerer gibi oldum ya biraz
    B: direk eylülü yerdin, hiç de yerer gibi olmamıştı.
    Eylül deyince gözlerim dolar gibi olmuştu. Sildim. Farketti sildiğimi.
    Bu: vanic iyi misin ?
    B: benn, şey sadece , anlamıyorum
    Bu: eylül gerçekten çok, çok şanslı bi kız. (Sözünü bitirdiğinde yüzüme döndü, başını kaldırmış gözlerime bakıyordu)
    B: buket şey
    Bu: yo yo gerçekten, seninle birlikte olmak isteyen çok kız var. Eylülse bunu başarmış, ne mutlu ona
    Kendimi hiç de kızların istediği türden bi erkek olarak görmezdim. devam etti.
    Bu: aslında biraz eylülü kıskanıyorum bu konuda
    Durdum. Bi yere tutunup ağlamaya başladım.
    Ne olduğunu o da anlamamıştı. Kolumdan tuttu, sürekli iyi misin, ne oldu gibi sorular yöneltiyordu.
    Bi ara kalktım. Ağlıyordum hala.
    B: onu çok özlüyorum
    Bu: ne nasıl çok özlüyorsun zaten eylülle birlikte değil misiniz siz
    Birden bire derin bi soluk alarak başımı eğdim. Ağlamam hiç kesilmemişti. Şiddetlenmişti hatta. Beni öyle görünce elinden bişey gelmedi. Suratını büzüştürdü. Karşısında ağlamama dayanamamıştı belli ki. Sarıldı bana, sol elini başımın arkasına koydu. Kendine yasladı beni.
    ···
    1. 1.
      0
      baba yalnız beynim yandı bir insan babası vuruldu diye temelli neden gitsin amk
      ···
    2. 2.
      0
      temelli gitmedi galiba bende anlamadım benimde beynim yandı
      ···
  4. 79.
    +5
    O da ne yapsa bilememişti. Öylece duruyorduk. Ben ağlıyordum. Çok mal bi durumdaydım. Bi ara biraz geri itti kendini. Kollarımdan tuttu. Yüzüme baktı. Bana acıyan gözlerindeki derin anlamı görebiliyordum. Sadece bakışları bile yetiyordu onu anlamama. Bir şey söylemesine gerek yoktu. Belki de arkasından demediğimizi bırakmadığımız kız, düşündüğümüz kadar kötü biri değildi.
    Bu: hadi gel gidelim şu haline bak
    B: egenin yanına gideyim artık ben
    Bu: bu halde daha fazla burda kalamazsın gel sakin bi yere gidelim
    B: bişeyim yok iyiyim ben (kolumu çektim)
    Bu: vanic bak inat etme kör değilim halini görebiliyorum
    B: egeyi bulmaya gidiyorum ben
    Bu: ya gel şuraya ben ona haber veririm gelir o da
    Öyle deyince bi yumuşamıştım. Zaten kafam allak bullaktı. Bi yandan da gözlerimi silmeye çalışıyordum. Kabul ettim. Arabasına bindik, kırmızı bi bmwsi vardı.
    Birkaç sokak ilerde kafeler vardı. Sakin bi yere geçtik. Oturduk. Kahve söyledim. Kendime gelmem lazımdı. O da bi salep aldı.
    Telefonum masadayken ege aramıştı. Benden önce aldı meşgule attı.
    B: napıyosun ya
    Bu: biraz kafanı dinlemen lazım
    B: iyi de meşgule attığın insan beni...
    Bu: ya hadi hadi kahveni iç sen
    Konuşmaya başladık. Eylülü sordu tabi hemen. Anlattım. Gözleri dolmuştu. Ne için bilmiyorum, belki de mutluluktandı. Ama en azından bir şeyler hissediyordu. Garson geldi yanımıza.
    "Efendim , kapatıyoruz da... "
    Buket hesabı ödemeye gitti. Bana izin vermedi tabi, ben ödemeyi teklif etmiştim. Yanıma geldi, ege aradı tekrar. Açtım
    E: oğlum nerdesin sen ya merak ettim aq
    B: kanka şey bu...
    Buket telefonu elimden aldı
    Bu: alo ege... yok yok merak etme benimle o... hıhı biraz kötüydü de hava almaya çıktık... yok ya hiç gerek yok... e olsun ... yok canım nolucak bende kalır... aa ne alakası var bişey olmaz... hıhı tamam merak etme sen ... görüşürüüz
    Telefonu geri verdi.
    Boş boş yüzüne bakıyordum. Ciddi misin, dedim.
    Bu: ya ne olucak canım zaten saate bak çok geç oldu
    B: ya beni zütürme ben şurdan binerim bi dolmuşa giderim
    Bu: hayır be saçmalama senin apartın çok uzak zaten buraya
    B: yok yok olmaz öyle şey
    Bu: vanic inat etme zaten evim çok yakın buraya biliyosun gel işte
    B: ya buket
    Bu: offf gel şuraya ya
    istemeye istemeye binmiştim arabasına. Evine gidiyorduk.
    ···
  5. 80.
    +6
    Yoldayken eylülle alakalı birkaç şey daha sordu. Ege mesaj atmıştı.
    Ege (23.42): lan oğlum kendine dikkat et bak zütü kaybetme xd hadi eyvallah
    Hafif bi sırıtmıştım. Buket de ona gülüyorum sanıp kendince moda girmişti. Bi gülmeye falan başladı. Bozuntuya vermedim tabi, gülüşü fena değildi.
    Ben ona sorular sormaya başladım. Eve giriyorduk bu sırada. Onu , ailesini, neden böyle büyük bi yerde yalnız yaşadığını ve bunlara benzer daha bir sürü soru sormuştum.
    Eve girince yetim gibi hissettim. Ne yapsam bilemedim. Karnın açtır dimi dedi. Ben bişey demedim. Açtı çünkü.
    Dolaptan bişeyler çıkardı. Önüme getirdi.
    Bu: al bak sen bunlarla atıştır ben de üzerimi değiştirip geliyorum
    Onayladım başımı sallayarak. O gitti. Birden bire derin düşüncelere dalmıştım. Ulan benim burda ne işim vardı ? Eylül nerdeydi ? Ege neden bukete güvenip beni yollamıştı buraya ? Hem ben burda ne yapacaktım bi gece ? Okul ne durumdaydı ? Aklıma onlarca soru geldi bi anda.
    Buket yanıma geldi. Elinde bi eşofman altı vardı. Bu: Bendeki en büyük eşofman bu ya idare et yine biraz küçük olabilir ama artık napalım hahahaha
    B: tamam ya problem değil napalım
    Bu: üstünü de artık atletinle falan idare et ya bende sana göre pek üst yok (dudaklarını büzüştürdü)
    Ben biraz şaşırmıştım. Tanıdığımız buketin evinde illaki erkek eşyaları bulunur sanıyordum.
    Bu: yatağın hazır yaptım misafir odasında, bak lavabo da koridorun sonunda soldaki kapı tamam mı keyfine bak evindeymişsin gibi rahat ol
    B: teşekkür ederim her şey için
    Odama doğru gidiyordum , o hala oturuyordu. Arkamdan seslendi.
    Bu: şey vanic
    Döndüm
    Bu: canını sıkma tamam mı her şey düzelir merak etme sen
    Başımı salladım
    Bu: hadi tatlı rüyalar (elini kaldırıp parmaklarını salladı , hani baybay işaretinin kibar hali)

    Yastığa başımı koyduğumda eylülden önce bulunduğum durumu düşürdüm. Anlam vermeye çalışıyordum. Bir sağa bir sola döndüm. Uyuyamadım. Eylül de bi yandan aklımı kemiriyordu.
    ···
  6. 81.
    +7
    Sabah omzumdan tutup dürterek uyandırmıştı beni buket.
    Bu: vaniiic , vanic , hadi kalk kahvaltı hazır
    Hemen irkildim, başka bi yerde uyuduğumda hep irkilerek uyanırdım.
    B:(gerinerek) saat kaç ya
    Bu: 10 buçuk hadi kalk
    B: tamam geliyorum
    Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Çok güzel bi kahvaltı masası vardı. Şaşırmıştım doğrusu , ondan bu kadarını beklemiyordum.
    Bu: ne oldu öyle bi kaldın hehehe
    B: şaşırdım yani biraz
    Bu: hadi hadi otur soğumasınlar
    Kahvaltı ederken muhabbet arasında söyledim :
    B: sana karşı mahçub oldum şimdi ya
    Bu: ya saçmalama be olur mu hiç öyle şey
    B: ya bi sürü zahmete girdin
    Bu: hayır hayııır hiç öyle düşünme canım sıkılıyor zaten akşamları yalnızken bana da arkadaş oldun hem
    B: ya sanki bişey mi yaptım , geldim yattım manda gibi
    Bu: aa bak orda haksızsın işte, senin yatman bile benim içimi bi hoş etti, güvende hissettim hem
    B: evinde ilk deda bi erkek kalmıyor heralde
    Bu: şey bi kere de okan kalmıştı
    B: anladım
    Kahvaltı ettikten sonra üstümü giyinmeye başladım. Buket pek beni salma taraftarı değildi ama giyinip çıktım.
    Bu: istediğin zaman gelebilirsin vanic kendi evinmiş gibi düşün
    B: teşekkür ederim bişeye ihtiyacın olursa ararsın
    Bu: hıhı

    Egeyi aradım. Bu akşamı da ege'de geçirecektim. Ama önce bi okula uğramamız lazımdı.
    ···
  7. 82.
    +8
    Egeyle birlikte okula gittik. Okulda bi gib yoktu, ne olacaktı zaten orda. Biraz okulda takıldık. Çıkışta da bi markete falan uğrayıp egenin evine geçtik. Gece için zula yapmıştık. Lise günlerinde gibi hissetmiştik kendimizi. Ben ona kalmaya giderdim , o bana gelirdi.
    Her zamab yemeklerimi beğenmiştir. Çok büyük şeyler değildi, bir iki kızartma yaptım sadece ama onu egeyle yemesi ayrı tatlıydı. O da yemekten sonra çay demlerdi. Egenin çayı dedin mi orda duracaksın işte. Güzel yapardı şimdi.
    B: olum buket çok kafamı karıştırdı ya
    E: nasıl yani kanka
    B: ne bileyim hemen eylülün üstüne gelmesi falan...
    E: kanka nasip kısmet işi hem böyle şeyleri denemeden bilemezsin
    B: lan bi dur be eylül gideli ne kadar oldu öyle hemen üstüne gül koklayamam ben onun
    E: kanka gerçekleri söylüyorum sen bilirsin kızma hemen yav
    B: tamam be bişey demedim , çay koysana bana
    E: dur getiriyom

    O gidince bi telefonuna bakayım dedim. Arkaplanda miray vardı. Geldi, utanır gibi olmuştu.
    B: unutamadın dimi
    E: nasıl unutayım, kendinden pay biç
    B: doğru söyledin, benimki de soru olsa
    Bi sessizlik oldu
    E: vanic , aklıma çok deli şeyler geliyor
    B: heh al işte şimdi taku yedik
    E: olum bi dinle da allah allah
    B: anlat kanka söyle
    E: gel şu tüm her şeyi halledip hayatlarımızın peşinden koşalım ulan
    B: oğlum ne diyosun saçmalama aq (kahkaha attım)
    E: ciddi söylüyorum ulan , filmlerde olur ya. Herkesi temizleyelim , sonra gibtirolup gidelim buralardan. Okulu boşver geçiş yaparız gittiğimiz yere, zaten burda okulu giblediğimiz yok
    Bi an gülmem durmuştu. Egenin bana sunduğu amerikan filmi senaryosu her ne kadar sadece filmlerde de olsa , herkesi halletmek güzel görünüyordu.
    Zaten artık birbirimizden başka kaybedecek bişeyimiz de kalmamıştı.
    Çayını yudumlarken birden eğildi. Yudumunu yutarken konuştu.

    E: bugün okul çıkışı okanı gördüm. onu bi akıllandırmak lazım
    ···
  8. 83.
    +9
    Bana joker gibi sinsi bi gülüş attı.
    B: ulan kendine gel asabımı bozma benim
    E: tamam lan iki kötü adam şeyi yaptırmadın sen de
    B: şu okana bişeyler düşünelim harbiden
    Aklımızda kendi çapımızda bişeyler planladık tüm gece. Hoşumuza da gitmişti açıkçası kötü adamları oynamak.
    Ertesi gün biraz araştırma yapmamız gerekiyordu. Öyle pat diye olmazdı bu iş. Okanı okul çıkışında takip ettik, evini öğrendik, çıkışta neler yaptığına , bindiği dolmuşa, yürüdüğü yollara dikkat ettik. Ege de değneksiz yürümeye başlamıştı, kendimizi elevermiyorduk. Büyük haz alıyordum bu durumdan. Siyah kapşonlu hırkalarımızı giyip ortalıkta ajan gibi dolanıyorduk. Mesafemizi koruyarak okan hakkında çok şey öğrenmiştik. Akşam eve dönerken birer eldiven aldık. Ertesi günü iyice planladık tüm gece.
    Okan evine girmeden önce 3 sokak yürüyordu. 2.sokağın sonuna doğru inşaatı yarım bırakılmış bi yer vardı. işimizi ordan geçerken halledecektik. Berelerimizi ve atkılarımızı taktık, sadece gözlerimiz görünüyordu. Dua ede ede inşaatın oraya kadar takip ettik yine okanı , sonra inşaatın oraya ondan önce gidip beklemeye koyulduk. Ben içerde bekliyordum, ege karşıda bekliyordu. Okanın geçtiği sırada ben seslendim.
    B: şş kardeşim bi baksana
    Durur gibi oldu ama bişey dememişti, ege arkadan üstüne atlamıştı. Her şey karambole geldi. Okan düşer düşmez vurmaya başladım ben. Yüzüne , karnına vurabildiğim her yerine vuruyordum. Ege üzerinde durup onu tutuyordu. Bunu neden yaptığımızı bilmiyor gibiydik, sanırım onun kulaktan dolma bilgilerle evime kadar gelmesi baya gururuma dokunmuştu. Hıncımı çıkarıyordum işte ben de. En sonunda dayanamadı, bayıldı.
    Zaten yeni çıkmış sayılırdı. Bu sefer de benden yatsın hastanede, vefasız huur çocuğu.
    E: olum yeter hadi gidelim abartma
    Yumruğum havada kaldı. Kimse gördü mü diye kontrol edip koşarak kaçtık.

    Uzaklaştıktan sonra beremizi atkımızı çıkardık. Daha mutlu olmamız gerekiyordu ama pek mutlu görünmüyorduk.
    ···
    1. 1.
      0
      Seri panpa
      ···
  9. 84.
    +3 -1
    Beyler bilgisayar buldum hadi yine iyisiniz az sonra 10 dakikada bir part atıp telafi edecem huur çocuğu telefondan bi gib yazılmıyor beklemede kalın
    ···
    1. 1.
      0
      hizli ol panpa seni bekliyoruz amk
      ···
    2. 2.
      0
      Ulan 10 dkda bir dedin 50 dk geçdi cok sevdim hikayeni bekletme panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Baya 10 dk imiş
      ···
    4. diğerleri 1
  10. 85.
    +12
    Birbirimize pek de tatmin olmayan bakışlarla baktık. Yok be. Bu bize göre değildi. Herkesin dıbına koyma kısmını geçip direk hayatımızın peşinden koşmamız daha iyi olurdu bizim için. Ama yine de okanla iyi bi stres atmıştık. Gerisine gerek kalmamıştı.
    B: gel ya gidelim
    E: aynen kanka pek şey yapmadı bu beni ya
    B: aynen aynen gibtiret gel
    Benim evime gittik , çünkü daha yakındı. Sanki ikimiz de ne yapmamız gerektiğini biliyorduk. Eşyalarımı toplamaya başladım. Ege de yardım ediyordu.
    B: ee nereye gidecez
    E: ne bileyim dıbına koyayım aklında bi yer varmı
    B: sadece gitmek istiyorum ya
    E: ben de ben de
    Benden sonra egeye geçtik. Onun eşyalarını da toparladık. Eşya dediğime bakmayın , benim bi valizim bile dolmadı. Zaten evdeki eşyalar da benim değildi. Öğrenci evi sonuçta.
    Ege de eşyalarını topladı. Hiç konuşmuyorduk bunları yaparken. En son terminale giderken bi muhabbet geçti aramızda .
    E: ben taksiciliğe devam ederim , sen de bi iş bulursun be oğlum , becerikli adamsın
    B: rızkı veren allah sonuçta
    Terminale doğru gidiyorduk otobüsle. Telefonum çaldı. Buket arıyordu.
    Bu: alo heh vanic nerdesin
    B: terminale gidiyorum ne oldu
    Bu: napcaksın ki terminalde nereye gidiyosun
    B: bilmiyorum
    Bu: ya sen yine saçmaladın he geliyorum
    B: du... (kapattı)
    Küfretmiştim. Ege de lafa girdi
    E: o gelesiye gitmiş oluruz
    B: inşallah, olum bu kız deli bak ciddiyim
    E: merak etme kanka
    ···
    1. 1.
      0
      kardeş egeye mirayın gittiğini ne zaman söyledin ,ne tepki verdi anlatmadın
      ···
  11. 86.
    +7
    Bi an düşüncelere daldım. Ne yapıyorduk ulan biz ? yaptığımız iş miydi şimdi ? züt kadar kafmaızla ne yapmaya çalışıyorduk ki biz ? Çok değişik şeyler yaşamıştım son 1 saat içerisinde ama , yanımda ege varken pek endişelenmiyordum. O bana sahip çıkardı her şekilde.
    indik. Ne yapsak diye düşündük. Cebimde eylülün babasının verdiği 900 doların 820'si duruyordu. 80'ini eylül varken bozdurup harcamıştık. para konusu ilk gittiğimiz zaman için problemdi sadece, sonra zaten kazanacaktık. Paramız da vardı. Dert etmiyorduk orasını.
    E: nereye gidelim ne yapalım ya
    B: ne bileyim oğlum sanki her gün bi yere kaçıyorum aq
    E: antalya ?
    B: yok ya pek sevmiyorum orayı
    E: ankaraya gidelim büyükşehir sonuçta aq ?
    B: orası da kalabalık be oğlum
    E: e yarramın keli nereye gidecez o zaman
    Bi durdum. Sorularıma cevaplar bulamıyordum.Bu beni rahatsız ediyordu. Sonrasını düşünmeden iş yapıyorduk.
    B: izmir ?
    E: izmir mi o nerden çıktı şimdi aq
    B: sen izmirli değil misin dıbına koduğum
    E: izmirliyim de 2 yaşına kadar ordaydım sokayım izmire yani
    B: gel gel
    1 saat sonraki otobüsle izmire bilet aldık. Ne yaptığımız konusunda hala ikimizin de bi fikri yoktu.
    Oturduk, bekliyorduk çantalarımızla.
    Buket geliyordu karşıdan, koşa koşa geliyordu. Yanımıza gelinceye kadar ayaklandık biz de. Kızgın bi ses tonu vardı.
    Bu: ne yapıyosunuz siz ya
    B: gidiyoruz
    Bu: bu ne rahatlık saçmaladığının farkındasın dimi ?
    B: evet farkındayım
    Bişey diyemedi. Gözlerini patlatıyordu sadece. Sinirli sinirli sağa sola bakındı.

    Bu: iyii madem farkındasın , ben de geliyorum
    ···
  12. 87.
    +6
    Egeye baktım. O da bana bakıyordu. Hafif sırıtarak bukete döndüm.
    B: asıl sen şuan saçmalıyorsun ahaha
    E: bence de buket bu biraz fazla oldu
    Bu: umrumda bile değil seni bu halde yalnız bırakamam vanic
    E: yalnız mı , ayıp oluyor bak
    Bu: sus sus senin de ondan aşağı yanın yok
    Sustuk. Bişey diyemiyorduk. Ne söylemeye çalışsak kız ağzımıza tıkıp susturuyordu bi şekilde. Fakat beni birden bire bu kadar sahiplenmesi biraz tuhaftı. Tamam zengin olabilirsin ama takunu da çıkarmamak lazım. Üzerinde pijamalarla terminale gelmiş kız, kalkmış bizimle izmire gelme hayalleri kuruyordu. Akıl alacak gibi değildi.
    Bu: nereye aldınız bileti ?
    B: iz...
    E: izmir
    Bu: oooh amcam izmirde zaten. çok da rahat olur. ne zaman otobüs
    B: buket sen ciddi misin ya
    Bu: evet belli olmuyor mu ?
    E: bi saat sonra
    Bu: iyi ben de bilet alayım evden birkaç parça eşya falan alır bi saate burda olurum
    Bişey demedik. Diyemedik ki. Kız adeta plana sonradan dahil olup liderimiz konumuna geçmişti. Buket gitti.
    B: olum ne oluyor dıbına koyayım
    E: ne bileyim aq hep senin başının altından çıkıyor bunlar
    B: ulan ben ne yaptım
    E: tak mu vardı evinde kalıyorsun kim bilir ne yaptınız da bırakmak istemiyor seni şu hale bak bakıcıya döndük anasını satayım
    B: oğlum saçmalama ben eylülle bil...
    E: ya sus gibtirtme bana şimdi hayat hikayeni
    Sinirlenmişti. Öyle konuşması beni de sinirlendirmişti. Ama bişey dememiştim. Haklı olan oydu sonuçta.
    B: ee ne yapacaz şimdi
    E: bilmiyorum başımıza geldi artık bi şekilde halletmemiz lazım
    Buket aradı o sırada beni.

    B: alo efendim buket
    Bu: ikinizin de şöförlüğü var mı ya
    ...
    ···
  13. 88.
    +6
    Beyler söz verdiğim üzre seri seri atıyorum partları görüyorsunuz takipte kalın
    ···
    1. 1.
      +2
      Sen adamsın bro devam takipteyiz
      ···
    2. 2.
      0
      Çok sardı hadi seri
      ···
  14. 89.
    +9
    Egeye döndüm. O beni pek giblemiyordu.
    B: vaar var da niye
    Bu: boşverin şimdi otobüsü falan benim arabayla gideriz sırayla kullanırız o kadar yolu tek kullanamam tabi
    B: ulan saçmal... bidakka bidakka olur tamam
    kapattım
    E: ne oldu ne diyor dıbına koduğum ?
    B: kalk dışarı çıkalım da alacak bizi
    E: nereye alıyor dıbına koyayım arabaya yarım saat kaldı
    B: otobüsle gitmiyoruz
    E: ee yarram uçarak mı gidecez izmire kadar
    B: buketin arabasıyla
    Egenin bi gözleri parlamıştı. Hayatta zevk aldığı iki şey varsa biri çay yapmak, biri de araba sürmekti. Ek işinden de anlaşılıyordur zaten. Birden bi heyecanlandı
    E: ne bu , buketin arabasıyla mı ?
    B: evet kanka
    E: ne vardı ki onda
    B: bmw m4 kanka
    E: oh ananı gibiyiiim
    Egenin sevindiğini görmek beni de mutlu etmişti. Dışarı çıktık. Buketi bekliyorduk. Yaklaşık 15 dakika sonra geldi aldı bizi. indi arabadan.
    Bu: ya ben biraz yorgunum da siz kullanır mısınız ?
    E: olur olur buketçim sen geç dinlen ben kullanırım
    Bu: sağol ya biraz kestiririm
    Beni bi gülme tutmuştu. Ulan altı üstü bi arabaydı. Egeyi olaya bağlamaya yetmişti.
    B: kanka ben de biraz yorgunum malum biliyosun arkaya geçiyorum
    E: geç geç ben de rahat rahat takılırım önde, off şuna bak
    B: eyvallah hafız
    Buketle arkaya bindik. Ege de hayatının amacına ulaşmışçasına başlamıştı arabayı sürmeye. Kimse muhabbet açmıyordu. Zaten buket mayışmıştı. Bare ben bişeyler başlatayım dedim.
    B: ee buket sametle ne yaptınız
    Bu: ne sameti ya
    B: eylül gitmeden önce sametten bahsetmişti de
    Bu: o çok eski dava ya , huur çocuğu aldattı zaten beni
    Bişey demedik. Kız tamamen terkedilmeye dayalı bir hayat yaşıyordu. Camdan dışarı bakmaya başladım.
    Öylece gidiyorduk anasını satayım. 3 mal , bir arabada , öylece ne olacağını bilmeden gidiyorduk.
    Bu: ya ege benzinim az olabilir ona göre bi yerde şeyaparız
    E: sıkıntı yok ben takip ediyorum burdan
    Kolumda bi ağırlık hissettim, buket başını yaslamıştı. Ege de dikiz aynasından bakıp kaşlarını kaldırmıştı.
    B: önüne bak önüne heey
    E: tamam be amaan
    Camdan dışarı bakıyordum. Omzumda buket yatıyordu. Şoförümüz egeydi. Güldüm. Uyuya kaldım öylece.
    ···
  15. 90.
    +8
    Egenin "heeey uykucular hadi lan" diye seslenmesiyle irkilerek uyandım. Buket de onunla uyanmış olacak ki birden korkmuştu. bu sefer omzumda değil, kolumda bi ağırlık vardı. Buket koluma sarılmış , mayışmış öylece uyuyordu.
    Bu: geldik mi ya noldu
    E: yok be kızım ya , susurluktayız daha balıkesirde sayılırız.
    B: off başım çatlıyor anasını satayım , nasıl kullandıysan artık arabayı (muallakce bi gülüş attım)
    E: Kardeşim ayıp ettin ama şimdi
    B: şaka diyorum lan babamdan sonra gördüğüm en iyi şoför sensin aq
    indik. ne yiycez demeye kalmadan köfteci yusufun önünde olduğumuzu farkettik. ulan dedim içimden neyine güvenip getirdin bizi buraya aq. Sonra cebimdeki para aklıma geldi. Ferhat amcanın parasını böyle şeyler için harcayacağım hiç aklıma gelmezdi.
    Geçtik , karnımızı doyurduk. Çok hoş bi ortamımız vardı. Gülüp eğleniyorduk. Adeta hayallerimizdeki gibiydi. Birden telefonunun çalmasıyla ege ayağa kalktı. Masaya çarpmıştı ama pek gibinde değildi. Çok heyecanlı gibiydi. Kim dememe kalmadan açtı telefonunu
    Bağırarak konuşuyordu üstelik, herkes bize bakıyordu

    "ALO , MiRAY NERDESiN NASILSIN"
    ···
  16. 91.
    +2
    Mirayı duyunca biz de ayaklandık. Ben hızlı hızlı hesabı ödemeye gittim. Geldiğimde ege hala konuşuyordu. Biraz uzaktaydı.
    Bukete baktım. O da bana bakmıştı. Anlam veremedik tabi, bi yandan mirayı aramasına sevinmiştim ama bi yandan da ne olacağını bilmediğim için endişelenmiştim ege için.
    Yanımıza geldi ege, gülüyordu, daha doğrusu ağzı kulaklarındaydı. içim rahatladı.
    B: ne oldu kanka ne diyor ?
    E: oğlum var ya böyle.. (bi nefes verdi)
    B: ne oldu oğlum anlatsana dıbına koya... pardon buket. anlatsana lan
    E: oğlum miray aradı işte gelin çıkalım yolda anlatırım.
    B: iyi tamam geç ben kullanırım
    E: lan yok ver bana aq şimdi kullanmayacam da ne zaman kullanacam
    B: emin misin bak kafan bi milyon gibi oldu aq
    E: ya ver ver geç arkaya sen pisi pisi yapın siz arkada ahahaha
    B: egee düzgün konuş lan pisi pisi falan ne şimdi
    Buket gülümsüyordu. Hoşuna gitmiş gibiydi.
    E: tamam la tamam geçin hadi gidiyoruz.
    B: dıbına koyayım bu saatte niye açıktı burası saat 1 ?
    E: büyük yer burası oğlum kapanmaz öyle hemen
    Atladık arabaya. Hızlı bi kalkış yapmıştı. Tofaş sandı heralde altındakini.
    B: yavaş aq
    E: ya iki sevindirmedin dıbına koyayım tamam
    Bu: ya noldu ege anlatsana ben de heyecanlandım burda
    E: miray aradı işte
    B: dıbına koduğum orasını anladık , kızın yanında da demediğimizi bırakmadık anasını satayım, ee sonra ne dedi miray ne oldu
    E: halimi hatırımı sordu lan. sonra nerdesin dedi. izmire gidiyorum sen denizlide misin dedim. evet dedi, izmire gittiğimi öğrenince bi güldü.
    B: anaa denizli çok yakın lan izmire belki görüşürsünüz
    E: giderken mirayı da alacaz oğlum ne görüşmesi
    Bi afallamıştım. yüzümde anlamsız bi gülümseme oluştu. Yol haritamız biraz değişmişti. Akhisardan uşağa geçecektik , ordan da miraya uğrayıp izmire gidecektik.
    Ege neredeyse çıldırıyordu. Buket uyuyacak gibi oldu ama ege müzik açtı. Telefonunu bağlamış.
    Bu: ya bu ne ege bu dinlenir mi ya ne saçma müzik başka bişey aç bare
    Ben gülüyordum. Biz bunu sadece aşırı mutluyken dinlerdik (xKore-Need you)
    E: olmaaz gidene kadar bu çalacak anasını satayım
    Ben kahkaha atmıştım. Biraz saçmalamıştı, kabul. o şarkıya hadi biz dayanırdık da, buketin kulakları gidene kadar kaldıramazdı. ulan en az 3.5-4 saatlik yolumuz vardı daha. Kız ne yapsın, normal olan o. Biz anormaldik.

    Bu: bare biraz kıs ya olmaz mı
    E: tamam tamam kıstım
    Bu: teşekkür ediyorum
    B: uyuyacak mısın buket
    Bu: hıhı
    B: tamam uyu hadi
    Bu: niye sordun ki
    B: hiiç meraktan

    Yine başını omzuma yerleştirmişti. Eylül de öyle yerleştirirdi başını, ama eylül sürtüne sürtüne yerleştirirdi, buket daha bi omzuma gömülüyordu. Hoşuma gitmişti az çok.
    Koluma sarıldı, hafif bi gülümsemeyle gözlerini kapattı. Gözlerini kapattı ama , gülümsemeye devam ediyordu.
    Ege arada bir direksiyonu falan bırakıp dans etmeye çalışıyordu. Birkaç kez uyardım, kendine geldi.
    Ben de onun için mutlu olmuştum. Bi yarım ekgibti eylül gittiğinden beri ama , bu ikisiyle şimdiye kadar yaptıklarımız da onu aratmıyordu açıkçası.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 92.
    +5
    Beyler bi sigara içip yeni partı akıtıyorum bekleyin
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa ne yap ne et şu hikayeye eylülü dahil et tekrar amk.
      ···
    2. 2.
      -1
      Yok yok iyi böyle giberim eylülü
      ···
    3. 3.
      0
      Buket zengin panpa giberim eylülü zengin kız candır
      ···
    4. 4.
      0
      Buket zengin panpa giberim eylülü zengin kız candır
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 93.
    +8
    Bi ara durmuştuk. Ege benzin alıyordu. istifimi bozmadım. Buket de uyanmamıştı zaten. Tekrar geldi. Uyandığımı farketmedi. Bende seslemedim zaten. Saçma sapan hareketler yapıyordu. Mutluluktan delirmişti adeta. Gülümseyerek tekrar uyumaya başladım.

    Kapının dan diye kapanması sesiyle uyandım. Egenin başı sağa doğru uzanır olmuştu. Bir baktım ki miray arabaya binmiş. Anasını satayım ne ara gelmiştik buraya. Ama mirayı görünce sevinmiştim. Egeyi zaten burdan anlatamam , siz anlamışsınızdır artık. Yine altında tofaş var sanıp hızlı bi kalkış yaptı.
    B: Miraay hoşgeldin ya nerelerdesin
    M: hoşbulduum, ne olsun işte biliyosun. aa buket mi o ?
    B: evet evet uyandırmayalım onu şimdi
    M: anladıım. ee şey , eylül nerde ?
    B: uzun hikaye be miray , boşver.
    M: öyle diyosan peki madem
    Ege sürekli miraya dönüp duruyordu.
    B: kanka ne kadarlık yolumuz kaldı
    Çok duymuşa benzemiyordu.
    B: heey egee sana diyorum aq
    E: he efendim kanka söyle
    B: yol diyorum ne kadar kaldı
    E: Az kaldı ya izmire girmek üzereyiz zaten
    B: kanka kenara çek de ben geçeyim direksiyona öldüreceksin bizi aq
    E: yok lan ne alaka
    B: çek çek dur buketi de uyandırayım öne geçsin siz arkada pisi pisi yapın biraz (muallak bi gülüş attım, bu sefer de miray gülüyordu, ege utanmıştı)
    E: başlayacam ben senin pisi pisine
    B: hadi hadi geç, bukeet , şş bukeet kalk hadi
    Koltukları değiştirdik. Ben sürüyordum artık, buket de yanıma oturmuştu. dikiz aynasından da arkamızdaki çifte kumruları izliyorduk arada bir, buket aynaya her baktığında önüne dönmeden bir de bana bakıyordu. Birkaç kez denk geldim, hepsinde de sırıtıyordu.
    Bi kez göz göze geldik. Utanmıştı. kikirdeyerek dışarıya döndü.
    ···
  19. 94.
    +9
    Artık izmirdeydik. Sabaha karşı varabilmiştik. Bu saatte yapacak pek bişey olmadığına göre arabada biraz uyumak icab ediyordu. Şöyle bi yanıma , arkama döndüm. Zaten bunların hepsi uyuyordu anasını satayım. Arkada miray egenin göğsüne yamışmış, yanımda da buket cama kafasını yaslamış , hepsi mışıl mışıl uyuyordu.
    Ben de vurdum kafayı anasını satayım. Yattım uyuduk bi yol kenarında.
    Buketin dürtmesiyle uyandım. Arkama döndüm, egeyle miray sabah bıraktığım gibi uyuyorlardı, ulan insan bi kere kıpırdar dimi ?
    saat 9 a geliyordu. eğer bi yerde yeni bi hayata başlayacaksan , hiç de erken bi saat değildi. Bir an önce işe koyulmamız gerekiyordu. uyandırdım arkadakileri
    B: heey hadi kalkın (egeyi dürtüyordum) kalkasına oğlum geldik lan
    Miray gözlerini zar zor açtı, esnedi. Ege birden fırlar gibi kalkmıştı. Mirayı görünce rahatladı, bi gülümsedi.
    E: noluyo olum ya saat kaç nerdeyiz
    B: geldik lan izmirdeyiz

    Şöyle bi dışarı baktı. Harbiden izmirdeydik. Hava da o kadar soğuk olmayınca kanaat getirdi izmirde olduğumuza. kahkaha atmaya başladı.
    E: geldik lan işte aha burdayız
    B: biliyoruz lan sakin ol
    E: ahahaha abi olaya bakar mısın ya
    Miraya sarıldı, alnından öptü. Sonra bırakmadı, sarılmaya devam ediyordu.
    Bu: ee nabıyoruz şimdi
    B: bence önce kalacak bi yer bulalım, arabada yaşayacak halimiz yok
    Bu: haklısın ya hadi devam et
    Bayındır tarafından torbalıya doğru ilerliyorduk. Ordan da bornovaya geçmeyi düşünüyorlarmış. Ben bucada kalırız diye tahmin etmiştim.
    M: yok ya napcaz bucada bornovaya devam et bence
    E: siz bilirsiniz vallaha artık şehir bizim
    Bu: tamamm o zaman sür canım bornovaya
    Ben bi duraklamıştım. Buket bana canım mı demişti yoksa ben mi yanlış duymuştum ?
    ···
  20. 95.
    +3
    Bi suratımı ekşitmiştim. ekşitmek de değil , böyle bi dudaklarımı büzmüştüm sadece. Bişey demedim. Sürüyordum. Bornovaya vardık. indik. Şimdi yapmamız gereken şeyleri iş bölümü yaparak halletmeliydik.
    B: biz buketle emlakçılara falan bakalım, kalacak bi yer arayalım. Siz de öyle bi dolanın ortamı keşfedin
    E: niye lan biz de baksaydık
    B: gerek yok olum kalabalık olmayalım zaten , al anahtarı araba da sizde kalsın. arayınca gelirsin buralardan bi yerlerden alırsın bizi.
    E: iyi kanka tamam görüşürüz o zaman
    B: hadi eyvallah
    Şimdi buketle başbaşaydık. ama bu çok önemli değildi. bir an önce bi yer bulmamız lazımdı. Tek tek emlakçıları dolaşmaya başladık. ufak bi yer yeterdi aslında bize ama 4 kişiydik. biraz gerçekçi olmamız gerekiyordu. yine orta halli bi ev tutacaktık. Buketin para konusunda hiçbir şeyi esirgememesi biraz beni rahatlatmıştı çünkü bendeki para para sayılmazdı.
    2-3 saat dolaştık. Ev gezdik. Bi yer bulduk. güzel tatlı bi yerdi. 3 oda 1 salondu , odaları da geniş genişti. bize yeterdi heralde. kirası biraz fazlaydı, ama buket pek endişelenmiyordu.
    Bu: buket E: emlakçı
    Bu: tutuyoruz
    E: hay hay efendim ne zaman yerleşiyorsunuz
    Bu: hemen şimdi
    B: şimdi mi ?
    Bu: hıhı evet şimdi gel canım , iyi günler size de, evrakları siz halledersiniz biz geliyoruz birkaç saate
    E: iyi günler efendim , tabi tabi.
    Kolumdan tuttu. Çarşı pazar geziyorduk artık. Eve eşya almamız gerekiyordu biliyorum ama bu kadar hızlı olmasına gerek yoktu. Her türlü beyaz eşyacıya, mobilyacıya girdik. Her şeyi tamamlamaya çalışıyordu. her girdiğimiz yere de evin adresini bırakıyordu. en geç akşama gelsin diye de pazarlık ediyordu. Beni hiç karıştırmıyordu bile.
    Ben şaşkın şaşkın onu izliyordum. ulan sanki kız her gün başka eve yerleşiyordu, öyle bir hışımla dolanıyorduk etrafta.
    ···