hazır cevaplar

bir dergi ünlü yazar bernard shaw'a 'çalışma metodunuz nedir' diye sorar shaw cevap verir
'genelde dolma kalemle çalışırım'

reserved

reserved

reserved bu başlık tutar, (gelince devamı okuycam )
birçoğu güzel @7 @19
@11 @12 ye güldüm

reserved

şili'li diktatör pinochet'ye
-turşu kurmakmı daha zor ihtilal yampmak mı zor demişler
pinochet
+turşu kurmak daha zor ihtilal yapmak için üç-beş hıyar yeterlidir

up up up

reserved

izmirli musa amca anlatıyor:
bizim orada bi köylü yeni doğan spayı kucağına almış evine dönerken iki lise öğrencisi kendilerince dalga geçmek için
-hayrola amca, oğlunu almış nereye zütürüyorsun
+gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım

devam panpam şuku

sonra da o palyaço benim demiş

nancy astor: karın olsaydım kahvene zehir koyardım
winston churchill: kocan olsaydım o kahveyi içerdim.

neyzen tevfik askerde alkolsüzlükten dayanamaz ve kolonyayı kaptığı gibi tuvalete gider
o sırada komutan kapıyı tıklatır neyzen kapıyı açar
Komutan : buldun mezeyi içersin tabi...

rezerve + şuku

fransız devlet adamı savaş zamanı parmağını haritanınz üzerinde bir oraya bir gezdirerek.
-önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek öetisini zaptetmeliydiniz sonra buradan geçerek şurayı ele geçirirdiniz gibi şeyler söylemeye başlıyınca
napolyon
+evet. onlar parmkal alınabilseydi dediğiniz gibi yapardım

tıp fakültesine yeni başlayan havalı tiky kız: hocam penisin içinde kemik mi var, çok sert ve dik oluyor
hoca: yok kızım sana öyle gelmiş

Yavuz Sultan Selim zamanında, iran şahı kıymetli mücevherlerle süslü bir sandık hediye gönderiyor Sultan Selim’e.

içinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkıyor. Fakat bir de pis bir koku yayılıyor.
Neyse en alttaki bohçadan insan pisliği çıkıyor.
Yani Osmanlıya bir hakaret!
Cihan padişahı emir veriyor,
“Herkes düşünsün, buna ince bir şekilde cevap vermeliyiz”
Ve cihan padişahı yine çözümü kendisi buluyor.
Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatıyor.
içine o zamanın Osmanlı istanbul’unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazırlatıyor, en altına da küçük bir pusula ve bir satır yazı gönderiyor.
Şah sandığı açıyor. Açtıkça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum.
Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram ediyor.
Kutunun içindeki pusulayı Şah okuyor:

“Herkes yediğinden ikram eder” !

+selam naber?
-sanane yarram... (tamam komik değildi beyler)

risorvıd

beyler dışarı çıkmam gerekti gece devam ederim inşallah